Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Sonya Demirboğa
Sonya Demirboğa
62.6K UP
İnceleyen10 2 gün önce
“Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aileninse kendine has bir mutsuzluğu vardır.” Cümlesiyle başlar Tolstoy dünyaca ünlü romanı Anna Karenina'ya.
Roman, birbiriyle mükemmel bir şekilde bütünleşmiş üç paralel hikâyeyi tasvir eder. Önde gelen karakterlerin gerçek ve dürüst aşkı arayışı roman boyunca tasvir edilir. Anna Karenina, aşkta gerçek ve dürüstlük arayışının kurbanı olur ve bu onu içine çeken etik dışı bir bataklığa sürükler.
Romanın meşhur giriş cümlesinde belirtildiği gibi, mutlu ve birbirine benzeyen ailelere örnek olarak Levin ile Kiti, mutsuz ve kendine özgü mutsuzluğu olan ailelere örnek olarak Anna ile Alexis Karenina verilmiştir.
Anna Karenina sosyetenin içinde ,genç ve güzel olan evli bir kadındır. Ama evliliğinde ve kocasında aradığı mutluluğu bulamaz bu da onu Vronski'ye doğru götürür ve bir süre sonra Anna'nın evli olmasına rağmen aralarında bir ilişki başlar. Ama Anna kocasından bu ilişkiyi saklamaz hatta tam tersi Vronski'ye olan aşkını her seferinde kocasının yüzüne vurur. Bu süreçte toplumun, ‘yüksek sosyetenin’ Anna’ya bakışı yansıtılır. Kadınlar onu ‘ahlaksızlıkla’ suçlarken aslında içten içe onu kıskanırlar. Çünkü Anna herkesi karşısına alarak, yüreklilikle, yaşadığı hayatı değiştirmek için bir adım atmıştır. Yüksek sosyetedeki diğer kadınlar gibi kocasının gözünün içine baka baka aldatmaz onu, ikiyüzlülük yapmaz. Hayatının mahvolacağını, oğlundan ayrı kalacağını bile bile kocasına ilişkisini söyler ve ayrılır ondan. Gerçi Anna Vronski’de de bulamaz aradığı mutluluğu. Çünkü Vronski aristokrasinin içinde yozlaşmış bir tiptir. Kadınlarla ciddi ilişkiler kuramayan, havai bir adamdır. Anna’nın aradığı aşk, sevgi daha çıkarsızdır. Bu yüzden ne kocasının gösterdiği sevgi ne de Vronski’nin gösterdiği sevgi onu tatmin etmez. Romanın başından sonuna kadar hep oğlunu araması belki de aradığı o saf sevgiyi temsil eder.
Anna Karenina ilk bakışta 19.yüzyılda Rusya'da geçen bir aşk hikayesi gibi görünse de derinlemesine incelendiğinde Rus aristokrasisinin çöküşünü, değişen dünyada Rusya'nın konumunu, Rus toplumunun zamana göre değişimini de anlattığı görülecektir. Tolstoy Anna Karenina ile dönemin Rus toplumunun dinamiklerini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Tolstoy eserinde aynı zamanda toplumun kadın ve erkek ayrımına da değiniyor. Anna'yı ahlaksızlıkla suçlayan onu ayıplayan toplum aynı hatayı yapan bir erkeğe ise hoşgörü ile yaklaşabiliyor. Romandaki erkek karakterler; toplumun bir “adamdan” beklentisini doğrularcasına sosyetenin içerisinde daha faal bir biçimde yer almaktadır.
9.3/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Анна Каренина
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Utku Derin
Utku Derin
396.7K UP
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

Yapay zeka modelleri, dünyanın en önde gelen matematik yarışmalarından biri olan Uluslararası Matematik Olimpiyatları'nda (İng: "International Mathematical Olympiad", IMO) tarihte ilk kez altın madalya seviyesinde prestijli bir başarıya imza attı. Bu başarı, yapay zeka teknolojisinin en büyük destekçileri için inkar edilemez bir övünç hakkı olsa da şu anda, Google ve OpenAI'nin en gelişmiş yapay zeka programları bile hala son derece zeki bir genci geçebilmiş değil.

Her ne kadar kulağa tuhaf gelse de karmaşık matematik, yapay zekanın hâlâ en büyük engellerinden biri. Bunun neden böyle bir sorun olmaya devam ettiğine dair pek çok analiz mevcut, fakat genel olarak bu durum, yapay zeka teknolojinin çalışma prensiplerinden kaynaklanıyor. ChatGPT ve Google Gemini gibi yapay zekalar, bir komut aldığında kelimeleri ve harfleri "token" denilen küçük parçalara ayırıyor, sonra bunları analiz edip uygun bir cevap tahmin ediyor. Yapay zeka için bir cevap, sadece en olası token dizisi demek. Ancak biz insanlar; kelimeleri, cümleleri ve düşünceleri bir bütün olarak algılıyoruz.

11
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ali Ferruh Ekiz
Aktaran 2 gün önce 2 dk.

Bir yapay zeka sistemi, iki bronz sütunun üzerine işlenmiş ve Roma tarihi boyunca kopyaları yapılmış en ünlü Latin yazıtlarından biri olan Res Gestae Divi Augusti (Tr: "Yüce Augustus'un Fiiliyatı", "Augustus'un Eylemleri") isimli yazıt hakkında yeni detaylar ortaya çıkardı. Araştırmacılar, otobiyografik olduğu düşünülen yazıtı analiz etmek için Aeneas adlı bir yapay zeka kullandı. Diğer Latin yazıtlarıyla karşılaştırıldığında Augustus'un Eylemleri, Romanın yasal belgelerinde kullanılan dil ile benzerlikler gösteriyor. Ayrıca, emperyal siyasi söylemler veya emperyal gücü sürdürmeye yönelik bir mesajlar içeriyor. Google DeepMind'da bilgisayar mühendisi olarak çalışan ve bu makalenin ortak yazarı olan Yannis Assael şöyle söylüyor:

Assael ve ekibi daha önce antik Yunan yazıtlarını restore ve kategorize etmeye yarayan Ithaca isimli bir yapay zeka sistemi geliştirmişti. Adını Romalıların efsanevi atası, Truva kahramanı Aeneas'tan alan sistem ise Ithaca'nın sistemi ile benzer şekilde çalışıyor ancak Yunanca yerine Latince kullanıyordu.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Aktaran 16 Eylül 2022 5 dk.

Elmas yağmuru, dev buz gezegenlerinde gerçekleşen egzotik bir yağış tipidir. Üzerine uzun zamandır varsayımlarda bulunulan bu yağış tipi, sanılandan çok daha yaygın bir fenomen olabilir. Daha önce gerçekleştirilen bir deneyde araştırmacılar, buz devleri Neptün ve Uranüs'ün derinliklerinde bulunan aşırı sıcaklıkları ve basınçları kopyalamışlardı.[2] Bu deney sonucunda, ilk defa, elmas yağmurlarını oluşurken gözlemlemişlerdi.[1]

ABD Enerji Bakanlığı'nın SLAC Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı'ndaki bilim insanları ve çalışma arkadaşları, bu süreci Neptün ve Uranüs'ün kimyasal yapısına oldukça benzeyen yeni bir materyalde incelediler. Ekip, oksijenin varlığının, elmasların çeşitli koşullarda ve daha fazla gezegende oluşmalarını sağladığını keşfetti. Bu durum, elmas oluşumunu daha mümkün kılıyordu.

38
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kadir Toykan Özdoğan
Çeviren 14 Temmuz 2015 2 dk.

Teksas Üniversitesi’nden antropologlar, ilk defa DNA üzerindeki epigenetik izleri, çok sayıda antik insan kalıntıları üzerinde tespit edebildiler. Bu da geçmiş dönemlerdeki kıtlık ve hastalık gibi durumların etkilerini anlamamız konusunda bizi ileriye taşıyabilir.

Epigenetik bilimi, DNA üzerindeki genlerin açığa vurulmasıyla (gen ekspresyonu) -veya açılıp kapanmasıyla- ortaya çıkan, epigenetik izler olarak da bilinen DNA üzerindeki kimyasal değişimleri (modifikasyonları) inceler. Bazı genetik izler, kişinin hayatı boyunca olduğu yerde kalır, fakat bazıları, diyet, hastalık ve iklim gibi çevresel faktörlere tepki olarak eklenmiş veya çıkarılmış olabilirler. Eğer bu kimyasal değişimler sperm veya yumurta yapımı sırasında da etkili olursa, bu değişiklikler bir sonraki nesile de aktarılabilir. Çalışmanın baş yazarı olan Texas Üniversitesi'nden antropolog Rick Smith şöyle diyor:

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sertaç Oral
3 gün önce
ARİSTO TELES 
"İnsan, gerçeği aramaktan vazgeçtiği an, başkalarının yalanlarına sığınır."

3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Nevin Aktaş
Nevin Aktaş
1,002 UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce
Balıkesir, Gönen, Kavakalan -Hodul arasınds kamp yaptığımız bölgede gördük. 300-400 arası rakım.
6
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taha Basmacı
Taha Basmacı
296.2K UP
Çeviren 23 Nisan 2024 5 dk.

Viagra ve diğer cinsel bozukluk ilaçlarının tıp dünyasında kullanılmaya başlanması cinsellik açısından gerçekten bir devrim yaratmıştı. Belirli sorunlardan dolayı veya yaşa bağlı ereksiyon problemi yaşayan kişiler, artık bu soruna boyun eğmeden gerekli ilaç ve tedavilerle mutlu bir cinsel hayat yaşayabiliyorlardı.

Ancak ereksiyon problemi yaşayanlara verilen bu ilaçlar bazı kişilere bütüncül bir çözüm sunamıyor. Diğer yandan kalp-damar hastalıkları ve tansiyon gibi sorunları olan insanlara reçete edilemiyorlar.[1] Bu nedenle Viagra gibi erektil disfonksiyonu iyileştiren ilaçlardan yararlanamayan insanlar için karpuz yemek doğal ve iyi bir çözüm olabilir!

13
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Nuray Mustafazade
İnceleyen10 28 Eylül 2022
Her ne kadar çocuk kitabı densede bence içinde bulunan, yazarın anlatmak istediği anlam çocukların anlayamayacağı kadar derin ve hayatımızda olan acı gerçekler. Hayalleri yıkılan her çocuğun geliceğimiz için yitirilen yeni icaatlar demektir, yeni tablolar ve eserler. Yani her yitirilen çocuk=dünyamızın bir adım daha ileri gidebileceği hâlde yerinde sayması demektir. ...
9.6/10
(152 Kişi)
Puan Ver
The Little Prince
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
28
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eymen Şengül
Eymen Şengül
38.5K UP
Yazar 25 Ekim 44 dk.

Arılar, Hymenoptera takımının Apoidea üst familyasına ait, kanatlı, tüylü ve çoğunlukla sosyal böceklerdir. Bitkilerin tozlaşmasında kritik bir rol oynayarak hem doğal ekosistemlerin sürdürülebilirliğini hem de tarımsal üretimi desteklerler. Bu nedenle, arıların ekosisteme katkıları bal üretiminden ibaret değildir, biyolojik çeşitliliğin korunması ve insanlığın besin güvenliği için vazgeçilmez bir öneme sahiptirler.

Yaklaşık 100 milyon yıl önce çiçekli bitkilerin küresel olarak yaygınlaşması, günümüzde arı olarak bildiğimiz vejetaryen eşek arıları için yeni bir fırsatlar dünyası açtı. Bu adaptasyon radyasyonu, farklı çevreler, habitatlar ve çiçeklere uyum sağlayan farklı arı türlerinin evrimine yol açtı. Tahmini 20.000 arı türü, yedi ayrı aileye sınıflandırılır. Bu aileler, arıların hortumlarının ortalama uzunluğuna göre üç geniş gruba ayrılabilir:

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nida Yaren Yılmaz
Çeviren 27 Şubat 2018 48 dk.

Evrimle ilgili teoriler, en geniş tanımıyla, türlerin neden bu şekilde olduklarını açıklamaya çalışır. Çoğu evrimciye göre bu, türlerin sahip olduğu karakteristik adaptasyonları açıklamak anlamına gelir. Ayrıca türler içindeki çeşitliliği açıklamak anlamına da gelir. Modern kültürel evrim teorilerinin bu iki madde için de genel niteliği, kültürel kalıtımın (özellikle diğerlerinden öğrenme yollarının çeşitleri) önemi konusundaki ısrarlarıdır. Kültürel evrim teorilerinin ilk bakışta haklı olduğuna karşı gelmek mümkün değildir. Türümüz üyelerinin hayatta kalıp üreyebilmelerinin sebebi; kısmen alışkanlıklar, yapabilme bilgisi (İng: "know-how") ve teknolojidir; bunlar ilk olarak başkalarının yaptığı keşiflere dayanan birikimli bir projenin parçası olarak oluşturulmuş, sonra da diğerlerinden öğrenilerek devam ettirilmiştir. Türümüz ayrıca, yine sosyal öğrenme aracılığıyla oluşturulmuş ve devamlılığı sağlanmış olan farklı alışkanlıklar, yapabilme bilgisi ve teknolojilere sahip alt gruplar barındırmaktadır. Asıl soru kültürel evrimin önemli olup olmadığı değil de kültürel evrim teorilerinin nasıl şekillendirilmesi gerektiği ve geleneksel organik evrim anlayışıyla nasıl ilişkilendirilebileceğidir.

Kültürel evrim teorilerinin evrimsel psikoloji teorilerinden ayrılması gerekir, her ne kadar ikisinde de kültürel olayların açıklanmasında evrimsel fikirler kullanılıyor olsa da. Evrimsel psikologlar (örneğin Tooby and Cosmides 1992), bizimki de dahil olmak üzere bütün türlerdeki en önemli kalıtım mekanizmasının genetik kalıtım olduğunu varsaymaya meyillidir. Evrimsel psikoloji insan zihninin, kalıtımla elde edilmiş genetik çeşitlilik üzerinde etkili olan doğal seçilimin alışıldık süreçleriyle evrimleştiğini kabul eder. Mesela, evrimsel bir psikolog insanların yaygın olarak yağlı besinlere olan düşkünlüğünü, türümüzün uzak tarihindeki bazı nadir koşullar gerektirdiğinde mümkün olduğunca yağ tüketmenin önemi üzerinden açıklayabilir. Bu tür bir hipotez yeni kültürel eğilimlerin ortaya çıkışını da açıklamamıza yardımcı olabilir: Son zamanlarda obezitedeki artış, yüksek yağ içerikli besinlere kolay ulaşabilme gibi yeni çevresel değişimler ile bir zamanlar adapte olmak için geliştirdiğimiz ancak şu anda tehlikeli olan tadımsal bir tercihin birleşmesiyle açıklanabilir.

78
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hasan Enver Mert
Hasan Enver Mert
57.0K UP
İnceleyen10 6 Aralık 2021
Sevidğim bir youtube kanalı çoğu konu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz ve seslendirmede gerçekten kaliteli.
Youtube Kanalı
8.3/10
(6 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 20 Mart 2013 22 dk.

Sonu sırf “loji” ile bitiyor diye astroloji, frenoloji ve ufoloji gibi konuları bilimsel sanan nice insan bulunmaktadır, hatta astronomi ile astrolojinin aynı şey olduğunu düşünenler de olmaktadır. Gökbilimci Carl E. Sagan bu durumu şöyle özetlemektedir:

Astroloji’yi bir bilim olarak değerlendirmeyen astrologlar da bulunmaktadır. Ancak astroloji, nasıl yorumlanırsa yorumlansın, astronomi sahasına da giriş yaptığından dolayı, elbette fizikteki kuvvetler konusuna da değinmemiz gerekiyor. Detayları anlamakta zorlanan okurlarımız her bir kuvvetin altında yer alan “Neden bu kuvvet sorumlu olamaz?” paragraflarını okumakla yetinebilirler.

224
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Esat Kudret
634.2K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 6 gün önce Sen de Cevap Ver

Ülkemde muhtemel ki sıra henüz ona gelmedi!

Evrim Ağacı sitesinin ağırlıklı hitap ettiği kitle yurdum insanı, memleket de Türkiye olunca, çoğunluk bilmediği derin sulara dalmayı göze alamıyor, hatta teknolojinin ağırlıklı çapı çoğu zaman cep telefonlarımızdan ibaret oluyor.

Ancak buna rağmen Evrim Ağacı ailesi, bu konuda da aslında az soru, cevap ve içerik üretmedi.

Tüm Reklamları Kapat

Sevgili Evrim Ağacı sadece soru cevap değil diğer tüm alanlarda alan ve konu dağılımı istatistiğini hem sayısal verilere hem de grafiklere döker ve paylaşır ise ( belki de vardır ben bilmiyorum) çok güzel olur. Zira şu an var olan istatistik çok sınırlı. Sevgiyle…

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Burak Albayrak
352.3K UP
Çeviren 15 Ocak 2022 13 dk.

X Işını Kristalografisi, bir kristalin atomlarının 3 boyutlu uzayda dizilişini belirlemek için kullanılan bilimsel bir yöntemdir. Bu teknik, çoğu kristalin atomları arasındaki boşluktan yararlanarak, bunları, yaklaşık 1 angstrom (10-8 cm) düzeyinde dalga boylarına sahip olan X ışını için bir kırınım gradyanı olarak kullanır. X Işını Kristalografisi, DNA'nın şeklini tespit etmek de dâhil birçok büyük bilimsel atılımda rol oynamıştır.

Wilhelm Röntgen, 1895 yılında X ışınlarını keşfetti; ancak X ışınlarının doğasının parçacık mı yoksa elektromanyetik dalga mı olduğu 1912 yılına kadar tartışma konusuydu. Eğer dalga fikri doğruysa, araştırmacılar, bu ışığın dalga boyunun 1 angstrom (kısaca Å) düzeyinde olması gerektiğini biliyorlardı ve bu kadar küçük dalga boylarının kırınım ve ölçümü, ışıkla aynı büyüklükte aralıklı bir gradyan gerektireceğinin de farkındalardı.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Süpermen Süperoğlu
İnceleyen 1 gün önce
gayet hoşuma gitti.ingilizcem çok iyi olmadığı için altyazı ile izledim ama yine de tam ilgi alanıma girebilecek konular anlatıyorlardı.
9.8/10
(490 Kişi)
Puan Ver
@kurzgesagt
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
208.0K UP
2 gün önce
Evrenle ve içinde bulunduğumuz gerçeklikle ilgili en önemli sorulardan biri şu;
Evren ve herşey enerji ise evrende gerçekte mekanik hareket nasıl var olabilir?(yada var mı?) 
Bildiğimiz üzere enerji demek dalga boyu ve frekans değerleri demek. Yani kısacası herşey enerji ve enerji ilişkileri ise herşeyin gerçek hareketi dalgasal (mekanik olmayan) harekete dayanmak mı zorundadır

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Baran İzgi
Baran İzgi
70.1K UP
Üye 6 gün önce Henüz cevap yok.
Merhabalar. Ben bilim aşığı bir üniversite öğrencisiyim ama altyapım çok kısıtlı. Çok da temelden olmayacak şekilde hangi kaynakları kullanarak bilim okuryazarlığı kazanıp aynı zamanda doğal bilimler hakkındaki bilgilerimi sistematik şekilde arttırabilirim? Şimdiden tüm cevaplar için teşekkürler.
104 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Akman Ve Meriç Öztürk
Emre Akman Ve Meriç Öztürk Seslendiren 12 Temmuz 2024 11:10
Dinozor Loki, T-rex'e rakip! - Daha güçlü kapsama alanı teknolojisi - Kanserle Savaşan Nanorobot - Hepsi ve daha fazlası bu bölümde! -
24
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Batuhan Aslan
Batuhan Aslan
21.1K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
DNA'mızdaki nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, elmalı kekteki karbon çöken yıldızların içinde üretilmiştir. Hepimiz birer yıldız tozuyuz.
Kaynak: Altın Kitaplar Yayınevi, Sayfa 247
Kitap
9.8/10
(146 Kişi)
Puan Ver
Evrenin ve Yaşamın Sırları
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close