Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ayşe Ezo Yanı
Çeviren 30 Eylül 2023 4 dk.

Portekiz'den Transilvanya'ya kadar uzanan bir Alman-Avusturya hükümdar ailesi olan Habsburgların soy ağacı oldukça karışıktır. Pek çok kraliyet ailesi gibi Habsburglar da güçlerini pekiştirmek için stratejik evlilikler yapmış, bu evlilikleri genellikle yakın akrabalarıyla gerçekleştirmişlerdir.

Ancak hanedanın kıyafetleri ışıltılı ve sarayları görkemli olsa da kraliyet mensuplarının kendileri göze pek de hoş görünmüyordu: Nesilden nesle Habsburg hükümdarları keskin çıkık çenelere, şişkin alt dudaklara ve uzun burunlara sahipti. Annals of Human Biology dergisinde yayınlanan yeni bir analiz, bu dikkat çekici "Habsburg çenesinin" büyük olasılıkla akraba evliliğinden kaynaklandığını ortaya koyuyor.

45
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ulaş Şaroğlu
Etkinliği Ekleyen 5 gün önce IstanbulÜcretsiz31 Mayıs
Uluslararası İTÜ Bilim ve Mühendislik Zirvesi (İngilizce)
31 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 02 Haziran 2025 16:00 tarihine kadar.

📅 31 Mayıs – 2 Haziran 2025 tarihlerinde, İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi'nde düzenleyeceğimiz International ITU Science and Engineering Summit (SES 2025) etkinliğimiz sizlerledir.

📌 Etkinliğimizin programı ve konuşmacı listesine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

🔗 https://indico.itu.edu.tr/event/5

📌 Bu ve bu tarz etkinliklerimizden haberdar olmak için kulübümüzün İnstagram sayfasını takip edebilirsiniz:

🔗 https://www.instagram.com/itufmk/

Devamını Göster
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk
Seslendiren 1 gün önce 26:07
Yeni programımız Hasbihal'de bu bölümde size iki haberimiz var. Biri iyi, diğeri de iyi... İki de şarkımız var, dinlemenizi istediğimiz... CRISPR Hayat...
0
Deha Kaykı
Deha Kaykı
198K UP
Aktaran 10 saat önce 3 dk.

ArXiv'de ön baskı olarak yayımlanan yeni bir çalışma, karanlık maddenin evrenin ilk yıldızlarında yalnızca kütle çekimsel değil, kimyasal evrimsel süreçlerde de etkili olabileceğini öne sürüyor. Lina Yıldız ve Deha Kaykı tarafından, GTIIT’te (Guangdong Technion – İsrail Teknoloji Enstitüsü) görev yapan fizikçi Prof. Dr. Marcelo F. Ciappina danışmanlığında yürütülen bu çalışma; yıldız içi termodinamik yapılar ve nükleer tepkimelerin karanlık madde kaynaklı enerji enjeksiyonu ve istatistiksel dağılım değişimleri ile nasıl dönüştürülebileceğini kapsamlı bir model üzerinden ele alıyor. Bu yaklaşım, karbon ve nitrojen gibi biyojenik elementlerin üretiminde artışa, oksijen sentezinde ise azalmaya yol açan bir nükleosentez senaryosunu simüle ederek özellikle karbon açısından zengin ve metal bakımından yoksul (CEMP) yıldızların gözlemsel spektrumlarıyla yüksek uyum gösteriyor.

Araştırma, klasik yıldız evrimi modellerinin açıklamakta yetersiz kaldığı CEMP-no yıldızlarının anomalik C/O oranlarını karanlık madde etkisi ile açıklamayı hedef almaktadır. Bu bağlamda, karanlık maddenin yalnızca kütleçekimsel etkilerle değil, aynı zamanda termodinamik yapılar üzerindeki etkileriyle de erken yıldızlarda nükleer tepkime dengelerini değiştirebileceği varsayımı öne çıkarılmıştır. Özellikle zayıf etkileşimli kütleli parçacıkların yıldız çekirdeklerinde termalleşerek çift yok oluş süreçleri aracılığıyla ısı enjekte edebileceği fikri, çalışmanın hesaplamalı temelini oluşturmaktadır.

3
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Anıl Ağay
Anıl Ağay
103K UP
İnceleyen 2 gün önce
Evet benim de şu an izlediğim 2000'li yılların fenomen dizisi, ilk üç sezon oldukça tatmin edici, dördüncü sezonu, dizinin gidişatına yön veren ama dizinin "Lost" konusundan az da olsa uzaklaştığı ve gerçeklerin ortaya çıkmaya başladığı sezon, sanırım ilk üç sezon olarak planlanmış ama genel yargıya, reytinglere karşı gelemediği için devam sezonları gelmiş gibi. Izlemeye değer, benim puanım 9/10.
Dizi
8.9/10
(18 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
6 gün önce
İngiliz biyolog Keith Henry Stockman Campbell 23 Mayıs 1954'te doğdu. İlk memeli klonu Dolly koyununu yetişkin hücrelerden üreten Roslin Enstitüsü ekibinde yer alarak klonlama teknolojisinde çığır açtı. 2008'de Shaw Tıp ve Yaşam Bilimleri Ödülü'nü Ian Wilmut ve Shinya Yamanaka ile paylaştı. Nottingham Üniversitesi'nde Hayvan Gelişimi Profesörü olarak görev yaptı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berkay Kalaycık
Çeviren 5 Ağustos 2021 14 dk.

Akdeniz tipi iklim bölgeleri (AİB) beş kıtaya yayılmıştır: Afrika, Avustralya, Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika. Bitki örtüsü (yakıt) büyümesini sağlayan serin ve yağışlı kışlar ve bitki örtüsünün tutuşabilirliğini artıran sıcak ve kuru yazlar ile karakterize edilen, güçlü bir mevsimsel iklimi paylaşırlar. Buna bağlı olarak, ekolojik ve evrimsel süreçler ile insan toplumları, Akdeniz tipi iklim bölgelerinin çoğunluğunda, ateş tarafından güçlü bir şekilde şekillendirildi.

Daha yakın zamanlarda, peyzaj ve iklimde yaşanan insan kaynaklı değişimler, yangın rejimlerinde ve dolayısıyla Akdeniz tipi iklim bölgelerinin beşinde de sosyo-ekolojik etkilerinde güçlü değişikliklere yol açmıştır. Son yıllarda artan nüfus, vahşi yaşam alanı ile kentsel alan arayüzüne (veya kısaca "VKA", yaban hayatı alanları ile kentsel alanların iç içe bulunmasını ifade eder) milyonlarca yeni insan ile barınak getirdi ve şiddetli yangın dönemlerinde ısınma ve kuruyan iklimler ve buna artı olarak meydana gelen tutuşmalar (çoğunlukla antropojenik), ekstrem orman yangını olaylarının (kısaca "EOO") yaygınlığının artmasına neden oldu. Ekstrem yangın olayları da, genellikle çok geniş yanan alanlara ve insan yaşamı ve onun varlıkları üzerinde önemli etkilere neden oldu.

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Kasım 2013 16 dk.

Tüm Dünya'daki Anglikan Hıristiyanlar'ın "ana kilisesi" ve İngiltere'nin resmi kilisesi olarak kabul edilen "İngiltere Kilisesi" (The Church of England), Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yayımlayarak Evrim Teorisi'ni ilk defa sistematik olarak ortaya koymasından ve evrimsel biyolojinin temellerini atmasından 149 yıl sonra, 15 Eylül 2008'de, başlangıçta bu bilimsel teoriyi şahsi inançlara dayalı olarak reddettikleri için özür dileyen bir makale yayınladı. Bu makalenin yalnızca kilisenin görüşünü yansıttığı; ancak resmî bir özür yerine geçmediği vurgulandı.

Kilise, Darwin evrim yasasını net olarak izah edip, bu yasayı açıklamak üzere Doğal Seçilim'e dayalı olarak geliştirdiği Evrim Teorisi'ni ortaya koyduğunda, sert bir şekilde bu fikre karşı çıkmış ve Darwin'in dine saldırmayı hedeflediğini ileri sürmüştü. Dönemin bazı diğer kiliseleri ise Darwin'in keşfini, "Tanrı'nın Yaratış Biçimi" olarak değerlendirmiş ve bilimsel bir gerçeğe sırt çevirmek yerine onu inançlarına dahil etmişlerdi. Ancak din cemaatinin neredeyse tamamı, hem doğadaki evrim yasasına, hem de bunu açıklayan teorilere net bir şekilde sırt çevirmiş, görmezden gelmiş ve gerçekleri savunanlara karşı kampanyalar başlatmıştı. Bu da, bilimin ilerleyişi açısından ciddi engellerin doğmasına neden olmuştu.

162
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Eylül 2011 8 dk.

Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, Charles Robert Darwin 1859 yılında Türlerin Kökeni'ni yayınladığında, ilk baskısının 1250 adet kopyası bir gün içerisinde tükenmiştir. Kitabı alanlar sadece bilim insanları değil, din alimleri, filozoflar, entelektüller ve genel olarak halkın arasından olan kimselerdi. Dolayısıyla bu kadar hızlı bir şekilde toplumun her köşesine yayılan bilimsel bilgi, pek çok geri bildirimi de beraberinde getirdi.

Bilim insanlarının büyük bir kısmı, keşfi olumlu karşıladı. Bir kısmı, ciddi bir şekilde tepki koyarak Darwin'i "yalancılıkla" itham etti (ve bunların hepsinin kilisiye olan sadakati bilinmektedir). Dindar kesim oldukça ilginç ve farklı tepkiler gösterdiler. Hristiyanlar, adeta ikiye bölündü ve bir kısmı -beklenmedik bir şekilde- Evrim Kuramı'nı heyecanla karşıladılar ve hemen kucakladılar. Kuram'ı, "Tanrı'nın yaratış biçiminin fevkaladeliğini harika bir şekilde ortaya koyan bir yapıt" olarak değerlendirdiler. Diğer kısım Hristiyanlarsa şiddetli bir şekilde Darwin'i "ateistlik ve din düşmanlığı, sapkınlık" ile suçlayarak kınadılar. Halktan da, benzer şekilde, karışık tepkiler geldi.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
4,900 UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı İlçesi'nde gözlemlenmiştir.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Furkan Aktepe
Furkan Aktepe
34K UP
Yazar 30 Temmuz 2020 20 dk.

Bu yazımızda; köpük baloncuklarının geometrisini gözlemlemekten mikroorganizmaların yapısını anlamaya kadar evrendeki birçok fenomene ve Antik Yunandan beri ünlü astronomlardan fizikçiler ve biyologlara kadar birçok bilim insanının çalışmalarına ışık tutan Eşçevre Problemi (İng: "Isoperimetric Problem") üzerinde duracağız. Bu probleme cevap vermek isteyen matematikçilerin çalışmalarını ve problemin fizik alanındaki bazı uygulamalarını inceleyip, Eşçevre Eşitsizliğinin (İng: "Isoperimetric Inequality") iki boyutlu reel uzay için ispatını vereceğiz.

Tolstoy’un "İnsana Ne Kadar Toprak Lazım?" isimli eserini okumuşsunuzdur. Uçsuz bucaksız bir arazinin sahibi ile, alacağı toprak konusunda anlaşan baş karakterimiz Pahom, belirlenen günün sabahında elindeki küreği ile heyecanla bu devasa arazinin ufuklarından güneşin doğmasını bekler. Anlaşma şöyledir: Gün doğumu ile yola çıkan Pahom, arazide ilerledikçe belirli aralıklarla toprağa çukur kazarak işaretler bırakacak ve gün batmadan önce, başladığı yere geri dönebilirse, kazdığı çukurlar sabanla birleştirilecek ve çizdiği sınır ile kapatabildiği kadar toprak parçası kendisine ait olacak. Ama gün batmadan önce başladığı noktaya geri dönemezse, hem toprak sahibi olma şansını kaybedecek hem de bütün parasını...

65
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Evrenin başka bir yerinde zaman bizden farklı hızda akıyorsa, oradaki medeniyetin gelişimi de bizimkinden çok daha hızlı olabilir. Yani onlar bizim bin yıl içinde başardığımızı, belki bir yılda yapıyor olabilirler. Bu kulağa inanılmaz geliyor ama fizik böyle şeylere izin verebiliyor; zaman ve mekan evrenin kurallarına bağlı olarak değişken.

Eğer bu medeniyet gerçekten kuantum fiziği, karadelikler, hatta ışınlanma gibi bizim anlamaya çalıştığımız ama tam çözemediklerimiz üzerinde ustalaştıysa, bize ulaşmaları teorik olarak mümkün olabilir. Tabii, burada hala çok bilinmeyen var. Mesafeler inanılmaz büyük, ve ışık hızından hızlı hareket etmek bizim bildiğimiz fizik kurallarına göre imkansız. Ama belki onların kullandığı yöntemler bizden çok farklıdır; belki de biz daha yeni yeni anladığımız evrenin sırlarını onlar yıllar önce çözmüş.

İnsancıl olarak bakarsak, bu fikir bana insanlığın ne kadar küçük ama aynı zamanda ne kadar büyük bir merak ve potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Belki de bir gün, zamanın farklı aktığı bu uzak medeniyetle iletişim kurup, evreni birlikte keşfetme fırsatımız olur. Hem de sadece teknolojik değil, ruhsal ve düşünsel olarak da bir köprü kurarız.

Tüm Reklamları Kapat

Yani, evet, zamanın hızı ve gelişim farkı büyük bir engel gibi görünebilir ama aynı zamanda bir umut kapısı da açar. Belki evren, sadece fizik kurallarıyla değil, bizim hayal gücümüzle, merakımızla ve aramızdaki bağlarla da şekilleniyor.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Webb'in Gözünden NGC 2566 Sarmal Galaksisi

NGC 2566 olarak bilinen bu sarmal galaksinin merkezinde neler oluyor? Öncelikle bu kızılötesi fotoğrafta galaksinin merkezinden çıkıyor gibi görünen sekiz ışının aslında gerçek olmadığını belirterek başlayalım. Bunlar, James Webb Uzay Teleskobu'nun mekanik yapısından kaynaklanan kırınım çizgileridir. NGC 2566, pek de sıra dışı denemeyecek parlaklıkta bir merkeze sahip ve bu da galaksinin, şu sıralar çok aktif olmasa da muhtemelen bir süper kütleli kara deliğe sahip olduğu anlamına geliyor. Sadece 76 milyon ışık yılı uzaklıktaki bu galaksinin şu an görmekte olduğumuz ışığı bize ulaşmak üzere galaksiden ayrıldığında dinozorlar hâlâ Dünya üzerinde gezinmektelerdi. Bu göz alıcı galaksinin Dünya’mıza bu denli yakın olması, James Webb ve Hubble gibi teleskoplar ile galaksi içindeki yıldız oluşturabilecek çalkantılı gaz ve toz bulutlarının çözümlenerek yıldızların evrim sürecinin incelenmesini mümkün kılıyor. Samanyolu Galaksisi'ne yakın bir büyüklükteki NGC 2566'nın parlak merkezî şeridi ve belirgin dış sarmal kolları ise kendisinin en dikkat çeken özelliklerindendir.

26 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: ESA/Webb, NASA & CSA, A. Leroy
Çeviren: Osman Akman
Çeviri Editörü: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Discord
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 19 Ocak 2019
İyi bir kitap okumak, geçmiş asırların en iyi beyinleriyle sohbet etmek gibidir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
29
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Atilla ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
Zafer, ‘Zafer benimdir’ diyebilenindir. Başarı ise, ‘Başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir.
Kaynak:(Git)
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anonim
Anonim Üye 5 gün önce Henüz cevap yok.
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close