Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 5 Kasım 2020 19 dk.

Depremler, yeryüzündeki en güçlü, potansiyel olarak en ölümcül doğa olaylarından birisidir. Ayaklarımızın altındaki yer sarsılır, içinde yaşadığımız binalar (veya atalarımız için konuşuyorsak, mağaralar) sallanır ve çöker, depremlerle tetiklenen tsunami ve heyelan gibi olaylar dolayısıyla ek yıkımlar yaşanır. Bu ürkütücü ve olası bir felakete en iyi şekilde hazırlık yapmak haricinde üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayan doğa olayını izah etme güdüsü, en temel merak dürtümüzden kaynaklanmaktadır. Depremler gibi devasa güçte olayların, hiç beklenmedik anlarda yaşanıp, bir ömür boyu canla başla inşa ettiklerimizi yok edivermesini anlamlandırmak isteriz. Bunu yapamadıkça veya bilimsel yöntemlerle yapılan izahları belki rasyonel olarak değil ama, duygusal olarak tatmin edici bulmadığımızda, bilim dışına yöneliriz.

Bu yönelmenin bir boyutu ruhanidir/dinidir: Depremler, tarih boyunca bir çeşit "cezalandırma" ve "tanrıların öfkesi" olarak görülmüştür. Belirli ahlaki normlara uymayanların cezalandırılmasının veya belirli buyrukların dışına çıkılması sonucu inanılan bir tanrının öfkelenmesinin, yerin sallanması ile bize bildirildiğine inanılmıştır. Bu yorum günümüzde her ne kadar oldukça azalmışsa da, halen felaketler sonrasında "karşı taraftan", "öteki gruptan" veya "dış gruptan" olan bireylerin sırf farklı oldukları için cezalandırıldığını ve "Tanrı'nın gazabına uğradığını" iddia eden insanlar bulmak mümkündür. Bu tür bir yorum, modern bilimin sınırları dışında kaldığı için, burada detaylandırılmayacaktır.

115
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı
Çeviren 7 Şubat 2020 2 dk.

Duke Health araştırmacıları tarafından yürütülen bir araştırmaya göre; kalıtsal bir genetik eğilim, bir kişinin antibiyotiğe dirençli stafilokok enfeksiyonlarla başarılı bir şekilde mücadele etme olasılığını artıyor olabilir (Stafilokok, Latince Staphylococcus; mikroskop altında yuvarlak üzüm taneleri gibi görünen bir bakteri cinsidir).

Elde edilen bulgular, bazı insanlara metisilin dirençli Staphylococcus aureus enfeksiyonlarına (MRSA) karşı kalıcı olarak yatkınlık kazandıran genetik faktörlere ilişkin önemli bilgiler veriyor. Ayrıca bu bulgular, mevcut tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine de katkıda bulunabilir.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Adam Hussein
Adam Hussein
106K UP
İnceleyen 6 gün önce
sefiller daha iyi anlatılamazdı ben bu kştabın çizgi film halindekini 6 yaşındayken izledım ama anlamamıştım ve çok odaklanmamıştım . 13 yaşımda ise kitabı okudum ve bayıldım.
gerçekten evrim ağacında gezinirken ve önümde sefilleri görünce hemen tıkladım çünkü yazacak çok şey gördüm ama şuan nedense kelimeleri seçemiyorum nedense bence siz en iyisi hemen okuyun
9.8/10
(16 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi CCL (250) - Fransızca Aslından Çeviren: Volkan Yalçıntoklu
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Red Duck
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, Eskişehir
28 mayıs 2025 sabah saatleri estü bölgesinde gördüm araştırınca eşek arısı değil bu tür bir sinek olduğunu gördüm sanırım bu erkek olması lazım ancak o detaydan emin değilim bilmiyorum tam olarak kafasında sarı bir çizgi yok gözlerini ayıran o yüzden erkeğe benziyor
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 1 gün önce 4 dk.

Fareler kanalizasyonlarda dolaşmaya, hamamböcekleri mutfak köşelerinde saklanmaya başlamadan çok önce, istenmeyen başka bir misafir erken medeniyetleri rahatsız ediyordu. Biology Letters dergisinde yayımlanan yeni bir genetik çalışması, otel odalarınıza musallat olan ve kanla beslenen tahtakurularının şehirlerde dolaşan ilk haşereler olduğunu gösteriyor.[1] Ekip, tahtakurularının on binlerce yıldır insanları rahatsız eden tehdit olduğunu öne sürüyor. Araştırmada yer almayan Dresden Teknoloji Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Klaus Reinhardt, çalışma hakkında şunları söylüyor:

Yine de bazı araştırmacılar, tahtakurularının bu unvanı gerçekten hak edip etmediği konusunda kararsız olduklarını söylüyor. Pek çok tahtakurusu türü hayatta kalmak için insanlara ve kana ihtiyaç duyar. Ancak bilim insanları, çok uzun zaman önce tahtakurularının tercih ettiği asıl avların sadece yarasalar olduğunu düşünüyor. Genetik kanıtlar, yaklaşık 245.000 yıl önce bazı tahtakurularının ilk insanlara geçtiğini gösteriyor.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
508K UP
5 gün önce
İspanya’nın Segovia kenti yakınlarındaki San Lázaro kaya sığınağında 43.000 yıllık bir Neandertal parmak izi keşfedildi. Kırmızı mineral boyayla yapılmış olan bu iz, bir kayanın “burun” kısmına kasıtlı olarak yerleştirilmiş ve kayanın yüz benzeri şekliyle birleşerek sembolik bir insan yüzünü andırıyor. Bu, hem bilinen en eski insan parmak izi hem de Avrupa’daki en eski sembolik nesnelerden biri olabilir. Araştırmacılar bu keşfin, Neandertallerin sembolik düşünme ve sanat yapma yeteneklerine sahip olmadıkları yönündeki yaygın görüşe meydan okuduğunu belirtiyor. Ancak bazı uzmanlar, bu işaretin gerçekten sembolik olup olmadığının kesin olmadığını vurguluyor. Araştırma, Archaeological and Anthropological Sciences dergisinde yayımlandı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Efsan Avcu
Efsan Avcu
3,290 UP
Çeviren 14 Ağustos 2017 6 dk.

Neden bazı organizmalar (somon balığı, bambu bitkisi, birçok böcek türü ve tüm tahıl bitkileri) çoğalır çoğalmaz ölürken, diğerleri defalarca çoğalabilmektedir?

Birçok bitki ve hayvan türleri ilk üreme işleminden sonra ölümle sonuçlanan yaşam öykülerine sahiptirler. Bu duruma “semelparite” adı verilirken diğerine “iteroparite” (iteroparity) (art arda çoğalabilen yaşam türü) adı verilir. Bitki türleri için bazen monokarpi (monocarpy) ve polikarpi (polycarpy) terimleri semelparite ve iteroparite yerine kullanılmaktadır. Ancak, monokarpi bitkinin tümünü kapsamadan sadece ilk üreme işlemi gerçekleşen filizin ölümü için de kullanılabilmektedir.

58
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tayfun Türkmen
Etkinliği Ekleyen 8 saat önce ÇevrimiçiÜcretsiz4 Haziran
MİNTEK Konferansları: Sağlıkta Yapay Zeka ve Giyilebilir Teknolojiler
04 Haziran 2025 21:00 tarihinden 04 Haziran 2025 22:00 tarihine kadar.

Yapay zeka destekli sistemler ve giyilebilir teknolojiler, sağlık hizmetlerini kökten dönüştürüyor. Bu dönüşümün arka planını, bilimsel verilerle öğrenmeye hazır mısınız?

🎙️ Konuşmacı: Doç. Dr. Leyla Türker Şener
📍 İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi & TETFİT CEO’su
🎙️ Moderatör: Prof. Dr. Ali Ayyıldız

📅 Tarih: 4 Haziran 2025, Çarşamba
🕘 Saat: 21:00 (TSİ)
🌐 Canlı Yayın Adresi: www.mintekder.com/tv
💡 Katılım: Ücretsiz

Bu konferans, sadece teknolojik bir güncelleme değil; sağlıkta çığır açan bir perspektif.
Kaçırmayın!

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 23 Ocak 2014 2 dk.

Ceres'in her zaman buzlu ve kayalı bir yüzeye sahip olduğu düşünülmekteydi ve sonunda yapılan yeni bir keşif bunu doğruladı. Herschel Uzay Teleskobu'nu kullanan bilim insanları, Ceres isimli cüce gezegenin yüzeyinde buz, atmosferinde ise su buharı tespit etti. Avrupa Uzay Ajansı'ndan Michael Küppers tarafından yürütülen araştırmanın sonuçları, Nature dergisinde yayımlandı.

Ceres, Mars ve Jüpiter'in yörüngeleri arasındaki asteroit kuşağı içerisinde bulunan en yuvarlak ve en büyük cisimdir. İlk olarak 1801 yılında keşfedilen Ceres, bir "gezegen" olarak sınıflandırılmıştı. Ancak sonradan, ona adını da verecek olan Sir William Herschel tarafından yeniden sınıflandırıldı. 2006 yılında düzenlenen Uluslararası Astronomi Birliği toplantısında yapılan yeni gökcismi tanımlamaları çerçevesinde bir kez daha sınıflandırılan Ceres, bu defa bir "cüce gezegen" olarak tanımlandı. Aynı toplantıda Plüton'un da bir cüce gezegen olduğu kararı çıkmıştı. Ceres, Ay'ın sadece yüzde 1'i kadar kütleye sahiptir ve yüzey alanının Arjantin'den büyük olmadığı bilinmektedir.

19
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Baran Cudi Eker
1 gün önce
Temel insani ihtiyaçlarını gidermiş birinin mutllu olabilmesi büyük oranda zihinseldir
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ekim 2022 14 dk.

Akademik temeli ekonomi sahasında olan Meksikalı politikacı Josefina Eugenia Vázquez Mota, istatistiklerle ilgili şöyle söylüyor:

Gerçekten de istatistikler son derece tehlikeli oyuncaklardır. Birçok bilim insanı ve filozof buna dikkat çeken sözler söylemişlerdir. Örneğin Mark Twain, "Gerçekler inatçı olsa da, istatistikler daha fazla eğilip bükülebilir yapıdadır." diyerek tehlikeye işaret etmiştir. Kimi zaman Twain'e, kimi zamansa İngiliz başbakanı Benjamin Disraeli'ye atfedilen bir diğer meşhur söz ise şöyledir:

95
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 22 saat önce 3 dk.

Panama kıyılarındaki Jicarón Adası'nda ilginç ve bir o kadar da endişe verici bir olay yaşanıyor. Araştırmacıların 19 Mayıs'ta Current Biology'de yayınladıkları rapora göre, Jicarón Adası'nda yaşayan beş genç kapuçin maymunundan oluşan bir çete, uluyan maymunların yavrularını kaçırmaya başladı.[1] Bu olayın nedeni net olarak bilinmiyor olsa da kaçırılanlar için genellikle ölümcül oluyor. Almanya'nın Konstanz kentindeki Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü'nde evrimsel davranış ekolojisti olan Brendan Barrett şöyle diyor:

Primatlar arasında bebek kaçırma olayları nadir değildir. Bilim insanları daha önce de makakların birbirlerinden bebek çaldığını ve genç erkek kapuçinlerin bazen bebek bakıcılığı yapmak için gruplarındaki bebekleri kaçırdığını gözlemledi.

9
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esinetta’nın Canavar Kitabı

2020 BOLOGNARAGAZZI ÖDÜLÜ

MILDRED L. BATCHELDER ÖDÜLÜ

SCHOOL LIBRARY JOURNAL “YILIN ÇOCUK KİTABI” SEÇKİSİNDE

KİTAP OKUMAK ÇOK MU EĞLENCELİ!? SEN BİR DE KENDİ KİTABINI YAZMAYI DENE!

Esinetta, yanında kedisi Fellini ve önünde rengarenk boya kalemleri, ilk kitabını yazıp resimlemeye hazır. Cesur bir kız ile üç başlı, iki şapkalı bir canavar gizemli bir dolapta neler yaşayacaklar? Tüyler ürperten bir öykü mü yoksa bol patırtılı, heyecan dolu bir macera mı bekliyor bizleri? Esinetta çizdikçe biz de onunla birlikte bir hikâyenin doğuşuna tanıklık edeceğiz.

Her şey mümkün ama bir şey kesin: Esinetta’nın Canavar Kitabı ile boya kalemlerin kutularından çıkacak, hayal gücün kanatlanacak.

Eisner Ödüllü çizer Liniers’ten, çocukları –ve hatta yetişkinleri– kendi resimli kitaplarını yazmaya heveslendirecek, eğlenceli ve ilham verici bir çizgi roman.

“Yaratıcılığın ışığıyla parlıyor.” Publishers Weekly

Devamını Göster
₺185.00
Esinetta’nın Canavar Kitabı
Söz
Hasan Hüseyin Yolcu
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Ancak özgürlüktür ki, güçlü insanlar çıkarır bağrından; baskı ise insanı öldürür, yıkıma sürükler.
Kaynak: İnsanı Tanıma Sanatı
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ahmet Ensar Artun
İnceleyen8 1 gün önce
Deniz altında ve gökyüzünde geçen sahnelerde empati yeteneğimi sonuna kadar kullandığım için içim daraldı 😅 Ancak gerek prodüksiyon gerek oyunculum gerek senaryo olsun benden 7-8 arasında bir puan aldı. İzlenmesini kesinlikle tavsiye ediyorum.
8.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bulutların Üzerinde Aurora

Auroralar genellikle bulutların üzerinde ortaya çıkar. Aurora parıltısı, Güneş’ten fırlatılan ve hızlı hareket eden parçacıkların Dünya manyetosferine çarpmasıyla oluşur. Bu yüklü parçacıklar Dünya‘nın manyetik alanı boyunca sarmal bir şekilde hareket ederek, Dünya atmosferinin yükseklerinde bulunan atomlara ve moleküllere çarpar. Örneğin bir oksijen atomu, bunun gibi bir çarpışmadan sonra enerji kazanarak, yaygın olarak auroralar tarafından yayılan yeşil renkte ışık saçacaktır. Bir auroranın en aşağıda bulunan kısmı genellikle atmosferin 100 kilometre yukarısında ortaya çıkarken, çoğu bulut yaklaşık 10 kilometrenin aşağısında oluşur. Bulutların ve auroraların göreceli yükseklikleri, 2015 yılında İzlanda‘nın Dyrholaey kentinde çekilen görselde açık bir biçimde görülmektedir. Orada azimli bir astrofotoğrafçı, bir deniz feneri üzerinde aurora yakalayabilmek için şiddetli rüzgarlara ve ilk başta bulutlu olan gökyüzüne karşı dayandı. En sonunda şans eseri ortaya çıkan uzun merceksi bulutları da gösteren bu kareyi yakaladı.

30 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Daniele Boffelli
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Prof. Dr. Hakan Yaman
Yazar 10 Ocak 2022 6 dk.

2021 yılının son çeyreğinde COVID-19’un yeni varyantı Omikron'un Güney Afrika’da ortaya çıkması bilim camiasında hem heyecan hem de endişe yarattı. Bazı kaynaklara göre, bu yazının yazıldığı gün itibariyle, yeni enfeksiyonların %80'i bu varyantı taşıyor.

Klinik seyrinin ortalamada %20 civarında daha hafif seyretmesi rahatlatıcı görünüyor; ancak Delta da dâhil, kendisinden önce gelen tüm varyantlardan ve orijinal virüsten çok daha buluşıcı olması, son derece endişe verici bir konu - zira daha hafif semptomları olan çok daha fazla sayıda hasta da, sağlık sistemlerini, hastalığı daha ağır geçiren ama daha az sayıda olan hastalar kadar zorlayabilir. Bu nedenle Omikron varyantının kontrol altında tutulması, sadece COVID-19 hastalarının değil, diğer sebeplerle hastanelere gitmek zorunda kalan kişilerin hayatları için büyük öneme sahiptir.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatıma Hilal Türköz
Çeviren 1 Eylül 2020 5 dk.

Thomas Jefferson Üniversitesi’nde kanserin tekrarlanmasını önleyen bir aşı geliştiren bilim insanları; geliştirdikleri bu aşıyı daha da etkili hale getirecek bir bileşen eklediklerini belirttiler. Bu değişim; aşının, tümör bileşenlerine karşı bağışıklık oluşturmadan önce; bağışıklık sistemi tarafından yok edilmesini daha az eğilimli hale getiriyor. Çalışma, Journal of ImmunoTherapy of Cancer dergisinde yayınlandı.[1]

NCl tarafından belirlenmiş Sidney Kimmel Kanser Merkezi’nde farmakoloji ve deneysel tedavi bölümünde doktoralı yardımcı Doçent Adam Snook’a göre, bu klinik öncesi çalışmalar Faz 2 denemesinin önümüzdeki sonbahar hastalar üzerinde tam olarak denenmeye başlamasına olanak tanıyacak. Adam Snook şöyle anlatıyor:

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eser
Ece Müker
Ece Müker
508K UP
Eseri Ekleyen 5 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Ozgur C
Felsefe kitapları okumayı seven bir insanım 2 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Yusuf Asaf Güven tarafından sorulmuştur.
Ne yaparsam yapayım, her günüm her anım aynı. Çürümekten kurtulamıyorum, ben ne yapacağım?
Ne yaparsam yapayım, her günüm her anım aynı. Çürümekten kurtulamıyorum, ben ne yapacağım?

Önce kendini bil, etrafını tanı, Sigmund Freud'a göre insan kişiliği karmaşıktır ve birden fazla bileşene sahiptir.Gündelik yaşantının aynı olması nedeniyle kendini suçluma ve kimseyi suçlama, yaptıklarının sorumluluğunu almak bazen sıkıcıdır.Ekranlarda okuduğumuz ya da izlediğimiz çoğu şeyler bizim için kalıcı nitelikte olmayabilir,deneyimlerimiz ile birlikte kazandığımız sonuçları ileriye taşımak yalnız olmadığımızı düşündürüyor.Nasıl bu ekranlarda paylaşımlar ve bilgilerin hepsini bilemeyeceğimiz gibi ihtiyacımız olan ve merak ettiğimiz şeyler ile mutlu olmayı öğrenmeliyiz. "şeyler" sadece veriler değil bazen düşündüklerimiz, hayal kurduğumuz geçici ve mutlu eden şeylerin etrafında yaşadıklarımızda olabilir.Her şeyi kafaya takma!(çünkü şey...yani şeyler çokkkk) Basit bir defter al,yaz yaz

1.Nasıl bir insanım?(Ego,Süperego...)

2.Nerede yaşıyorum,Evini yaz(senin için anlamı nedir?) Yaşadığımız il, ilçe nasıl bir yer (tarihi,kültür vs.) hakkında yazılar oku ve kendin için ne ifade ediyor bu yaşadığın yer?

Tüm Reklamları Kapat

3.Hangi kelimeleri gün içinde en çok kullanmayı seviyorsun ve neden?

4.paylaşmak senin için nedir?Yaşadığın toplum senin için ne anlama geliyor? ...gibi.

Basit ve senin kendini bulduğun sorulara basit cevapları defterine yaz.

Aslında benim çok sevdiğim bir felsefi düşünürü, yazar, akademisyen "Yaratıcı Aklın Sentezi" _Server Tanilli kitabı var, sana bunu alıp okumanı önerebilirim.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close