Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Aslı Eroğlu
Aslı Eroğlu
23K UP
Çeviren 12 Eylül 2018 12 dk.

Benzer türler kısıtlı kaynaklardan genellikle farklı şekillerde yararlanırlar. Bu şekilde bir kaynak paylaşımı, görünüşte birbirine benzeyen türlerin rekabet yoluyla birbirlerinin yok olmasına sebep olmadan aynı ekolojik toplulukta nasıl bir arada yaşayabildiklerini açıklamamıza yardımcı olur. Türler arasındaki kaynak paylaşımını anlamak, hala hayatta olan türlerinin sayısındaki azalmanın ekosistemin işleyişini nasıl etkileyeceğini tahmin etmemize yardımcı olabilir.

Dünya'daki yaşamın en çarpıcı özelliklerinden biri inanılmaz çeşitliliğidir. Aslına bakılırsa Dünya'da yaşayan o kadar çok tür vardır ki, yüzyıllardır farklı ekosistemleri incelememize, yeni türler tanımlamamıza ve onları sınıflandırmamıza rağmen türlerin toplam sayısını hala bilmiyoruz. Tahminler Dünya'da 5 ila 30 milyon tür yaşadığını öne sürüyor fakat biz henüz sadece 2 milyonluk bir kısmı (en kolay göze çarpanları!) adlandırdık ve tanımladık. Ekolojik toplulukların her biri inanılamayacak sayıda türe ev sahipliği yapabilir. Örneğin Fiji veya Hawaii'deki bir resif üzerinde 100'e yakın farklı mercan türünün ya da aynı mercanlar arasında barınan veya beslenen 150'ye yakın balık türünün bir arada yaşaması sıkça rastlanan bir olaydır. Bu biyoçeşitliliği yalnızca tropikal cennetlerde gözlemleyebileceğinizi düşünmeyin. Bir dahaki sefere işe veya okula giderken yanından geçtiğiniz parktaki kuş türlerine ya da bir hafta sonu arkadaşlarınızla pikniğe gittiğiniz göletteki balık türlerine daha yakından bakarsanız pek çok farklı türün yaşadığını fark edebilirsiniz.

80
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 7 Kasım 2013 8 dk.

Bilim üretmek adına siz olsanız ne tür riskler alırdınız? Saatlerce kendinizi laboratuvara kapatıp, sevdiklerinizden yabancılaşmayı mı göze alırdınız? Toksik kimyasallar veya ölümcül-hastalık yapıcı mikroplarla mı çalışırdınız? Peki ya cam yemeyi veya roketlerden oluşan bir kızağı dener miydiniz? Birinin sizi boynunuzdan asmasını kabul etmeye ne dersiniz?

Eğer bu son soru size biraz abartılı geldiyse, şunu bilmenizde fayda var: Bilim insanları bugüne kadar bunu ve daha bile fazlasını yaptılar (ve ne yazık ki hepsi hayatta kalamadı). Eğer bu muhteşem araştırmaları merak ediyorsanız, sizi deneyleri ve bilim için gözünü kırpmadan hayatını tehlikeye atan 10 bilim insanıyla tanıştırmamıza izin verin:

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 25 Ekim 2022 1 sa.

Otizm (veya Otizm Spektrum Bozukluğu), yaşamın erken dönemlerinde başlayan; sosyal etkileşimlerde ve tekrarlayıcı davranışlarda belirli derece bozulma gösteren, son derece sınırlı ilgi alanlarına ve/veya duyusal davranışların belirli bir kombinasyonuna sahip bireylerde görülen, oldukça kalıtsal ve heterojen bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu heterojenliği yansıtan otizm terimi hem daha genel bir sunumu hem de "Yaygın Gelişimsel Bozukluklar" genel tanı kategorisi içinde bir alt grup olarak değerlendirilmesini takiben spesifik bir tanıyı tanımlamak için çeşitli şekillerde kullanılmıştır.

Otizmin temel özellikleri, ilk tanımından bu yana önemli ölçüde değişmemiştir. Bununla birlikte, günümüzde otizmin çok hafif ila şiddetli arasında değişebilen bir "spektrumda" gözlendiği kabul edilmektedir. Spektrum Bozukluğu, her biri bir süreklilik içinde ortaya çıkan semptomları ve spektrum boyunca paylaşılan ancak belirgin şekilde farklı biçim ve derecelerde tezahür eden belirli özellikleri olan bir grup bozukluğu ifade eder. Bir spektrum bozukluğu olan herhangi birinin, onunla ilişkili özelliklerin tümünü olmasa da bazılarını göstermesi muhtemeldir ve bunları çok farklı derecelerde gösterebilir.

107
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 1 gün önce 4 dk.

Fareler kanalizasyonlarda dolaşmaya, hamamböcekleri mutfak köşelerinde saklanmaya başlamadan çok önce, istenmeyen başka bir misafir erken medeniyetleri rahatsız ediyordu. Biology Letters dergisinde yayımlanan yeni bir genetik çalışması, otel odalarınıza musallat olan ve kanla beslenen tahtakurularının şehirlerde dolaşan ilk haşereler olduğunu gösteriyor.[1] Ekip, tahtakurularının on binlerce yıldır insanları rahatsız eden tehdit olduğunu öne sürüyor. Araştırmada yer almayan Dresden Teknoloji Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Klaus Reinhardt, çalışma hakkında şunları söylüyor:

Yine de bazı araştırmacılar, tahtakurularının bu unvanı gerçekten hak edip etmediği konusunda kararsız olduklarını söylüyor. Pek çok tahtakurusu türü hayatta kalmak için insanlara ve kana ihtiyaç duyar. Ancak bilim insanları, çok uzun zaman önce tahtakurularının tercih ettiği asıl avların sadece yarasalar olduğunu düşünüyor. Genetik kanıtlar, yaklaşık 245.000 yıl önce bazı tahtakurularının ilk insanlara geçtiğini gösteriyor.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Yazar 25 Mayıs 2021 21 dk.

Kripto paralar… Bitcoin… Dogecoin… Madencilik… Coin borsası… Altcoin…

Bir ihtimal bu terimlere çoktan aşinasınız, hatta belki de kripto para borsalarına girip alım satım yapıyor, teknik analizleri inceliyor, ilgili haberleri okuyor, limit emirleri veriyorsunuz.

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Psikoloji konusunda geliştirebilirsin.

Tüm Reklamları Kapat
Burcu Zoğlar Durmaz
Yazar 29 Kasım 2021 11 dk.

"Büyük veri" (İng: "big data"), internet kullanan kişiler tarafından üretilen ve yalnızca belli özellikleri haiz araç ve yöntemler sayesinde saklanabilen, anlaşılabilen ve kullanılabilen büyük boyuttaki bilgilerdir.[1] Bu bilgiler, teknik adı ile "veri" olarak anılır ve bilgisayarlar tarafından saklanabilir.[2] Büyük boyutta ve internet kullanan kişiler tarafından üretilen verilerden oluşan büyük veri, pek çok kaynak tarafından beslenmekte ve durmaksızın büyümektedir.[3] Dijitalleşmeyle birlikte insanlık büyük bir değişime ayak uydurmaya çalışmaktadır.[4] Öyle ki son birkaç on yıldaki gelişmeler, yaşadığımız değişimlerin "dijital devrim" ya da "teknolojik devrim" olarak anılmasına sebep olmuştur.[1][5][6][7][8] Zira dijitalleşme, ekonomi başta olmak üzere toplum hayatının tüm alanlarını etkilediği gibi, bireysel hayatımızı ve mevcut siyaset yöntemlerini kökten değiştirmektedir.[1][9]

Dijital değişim sürecinin toplum hayatına etki etmesinin önemli bir nedeni şüphesiz yapay zeka sistemlerindeki gelişmelerdir. Bilhassa İkinci Dünya Savaşı sonrası hızla ilerleme kaydeden yapay zeka sistemleri alanındaki çalışmaların devrim niteliğini kazanmasında, nesnelerin interneti (İng: "Internet of Things" veya kısaca "IoT") adıyla anılan teknolojinin rolü oldukça fazladır.[10][11][12] Nesnelerin internetindeki gelişmelerle paralel olarak genişleyen büyük veri, isabetli veri analizleri yapılmasını sağlamaktadır.[1][3] Birbirinden farklı konulara ait verilerden, veri analizi yöntemi ile anlamlı bir sonuç çıkarabilmek mümkün olduğundan, günümüzde alınacak kararlarda büyük veri ve veri analizine başvurulmaktadır.[13] Zira birbirinden ayrı konulara ait verilerden bir bütünü oluşturacak şekilde analiz yapılması, verilecek kararları hızlandırmakta ve isabetli karar ihtimalini arttırmaktadır.[1][3]

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nujin Dede
Nujin Dede
35K UP
Yazar 28 Aralık 2021 27 dk.

Enerji, evrenin doğumundan günümüze kadar her fiziksel ve kimyasal tepkimede gözlemlediğimiz, bu tepkimeleri mümkün kılan olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki bu enerji, mikrokosmosdaki bir atomun titreşiminden makrokosmosdaki bir yıldızın patlamasına kadar skalalarda varlığını gösterir; fakat enerjinin belki de en iyi bir şekilde gözlemlendiği yer, canlı vücududur.

Canlı, homeostazını (vücut dengesini) koruyabilmek, bir diğer tabir ile canlılığını sürdürebilmek adına çeşitli biyokimyasal reaksiyonlar gerçekleştirerek hayatta kalmaya çalışır. Bu reaksiyonların tümüne metabolizma denir ve vücut içerisinde gerçekleşen tüm yapım ve yıkım olaylarını kapsar. Homeostazı koruyabilmek adına gerçekleştirdiği metabolik aktivitenin büyük bir bölümünde enerjiye ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacı, şimdiye kadar tespit edilmiş temelde 4 farklı yöntem ile karşılar:

134
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Olgularla Radyoloji Kas İskelet Radyolojisi
  • Boyut: 21,5*27,5
  • Sayfa Sayısı: 210
  • Basım: 1
  • Basım Yeri: ANKARA
  • ISBN No: 9786053554806
Devamını Göster
₺946.00
Olgularla Radyoloji Kas İskelet Radyolojisi
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 6 gün önce Sen de Cevap Ver

Evrim Ağacı'nın videosunda da şahane bir şekilde açıkladığı gibi, biz insanların gezegenin dört bir yanına yayılmamızın ardındaki temel gaz, o içimizdeki dinmeyen keşfetme dürtüsü ve tabii ki daha iyi kaynaklara, daha güvenli limanlara ulaşma çabasıydı. Bunda hemfikiriz.

Fakat iş, "Peki Amerika'daki ya da Avustralya'daki kadim topluluklar neden Avrupalılar sefere çıkmadan önce diğer kıtaları 'keşfetmedi?'" ya da "Koskoca İnka İmparatorluğu'nun Azteklerden nasıl haberi olmaz?" gibi sorulara gelince, burada denklem biraz daha karmaşıklaşıyor. Mevzu; coğrafyanın acımasız gerçekleri, o günün teknolojisinin sınırları ve toplumların öncelik sıralamasının farklı olması gibi bir dizi faktörün bir araya gelmesine dayanıyor.

Şöyle düşünün: Videoda da anlatıldığı gibi, Avustralya'ya ve sonrasında Yeni Zelanda'ya varmak bile on binlerce yıl süren, tabiri caizse "ağır çekim" bir süreçti. Deniz seviyeleri daha düşükken ortaya çıkan kara köprüleri ya da o dönemin ilkel deniz taşıtlarıyla adadan adaya zıplaya zıplaya ilerlemek gibi yöntemlere dayanıyordu. Yani, Kolomb'un yaptığı gibi "Hadi beyler, yeni yerler bulalım" diye çıkılan organize seferlerden ziyade, daha çok yavaş yavaş sızan, çevreye adapte ola ola genişleyen bir insan hareketliliğinden bahsediyoruz.

Tüm Reklamları Kapat

Şimdi, bilinmeyen kıtalara doğru, okyanusları aşıp sürdürülebilir seferler düzenleyebilmek için hem bayağı ileri seviye denizcilik teknolojilerine (örneğin, hem fırtınaya dayanıklı hem yük taşıyabilen sofistike gemi yapım teknikleri, açık denizde kaybolmadan rota tayin edebilecek hassas seyrüsefer bilgisi vs.) hem de çok güçlü, spesifik sosyo-ekonomik itici güçlere (mesela Avrupalıların yeni ticaret yollarına ve zenginliklere duyduğu o doymak bilmez iştahın tetiklediği 'Coğrafi Keşifler' gibi) ihtiyaç var. E haliyle, bu özel şartlar ve teknolojiler de dünyanın her köşesinde aynı anda belirivermedi.

"İyi de İnka İmparatorluğu neden Aztek diyarına bir heyet yollamamış?" dersen, Amerika kıtasının akıl almaz büyüklüğünü ve ne kadar dağlık, ormanlık, yani "çetin ceviz" bir coğrafyaya sahip olduğunu gözden kaçırmamak gerek. Videoda da kara bağlantısı olan yerlerin bile ne kadar uzun sürede iskan edildiği vurgulanıyor. İnkaların anavatanı olan And Dağları ile Azteklerin hüküm sürdüğü Mezoamerika arasında devasa mesafeler, balta girmemiş ormanlar, geçit vermez sıradağlar gibi inanılmaz zorlu doğal engeller var. Bu imparatorluklar kendi içlerinde ne kadar karmaşık ve geniş yerel ağlara sahip olurlarsa olsunlar, öncelikli dertleri zaten ellerindeki devasa ve ekolojik açıdan aşırı çeşitli toprakları kontrol altında tutmak, kaynakları yönetmekti. Kıtalarının uzak, meçhul köşelerine doğru büyük keşif seferleri düzenlemenin getireceği muazzam lojistik yük ve masraf, özellikle de bu tür bir macerayı haklı çıkaracak hayati bir kaynak kıtlığı ya da kapıdaki bir tehdit gibi bariz teşvikler olmadığında, büyük ihtimalle o anki devlet idaresi öncelikleriyle ve mevcut teknolojik imkanlarıyla pek de örtüşmüyordu.

Zaten Çağrı'nın kendisi bile, insanlığın Afrika'dan çıkış noktasına göreceli olarak yakın sayılan Madagaskar'a bile ancak günümüzden yaklaşık 1500 yıl önce yerleşilebildiğini söyleyerek, o dönemde kısa sayılabilecek deniz yolculuklarının bile ne denli meşakkatli bir iş olduğunun altını çiziyor.

Yani anlayacağınız, bu işin sırrı "Aaa, bunlar hiç meraklı değilmiş, kesin tembel tembel oturup akşama ne yesek diye düşünmüşler" basitliğinde değil. Tamamen o dönemin "Ne yapalım, şartlar bunlar, elimizdeki malzeme bu, Tanrılar da pek keyifli değil bu aralar" dedirten geçerli koşulları, "Bu sal bizi karşıya atar mı, yoksa denizin dibini boylayıp balıklara 'merhaba' mı deriz?" seviyesindeki teknolojileri ve toplumların "Önce bir hayatta kalalım da, dünya turunu, olmadı Mars'a koloniyi sonra düşünürüz" şeklindeki gayet mantıklı ve acil hedeflerinin bir sonucu. Yoksa merak dediğin, insanoğlunun fabrikasyon ayarlarında var, onu kimse inkar edemez, hatta bazen o merak yüzünden başımıza olmadık işler de açarız, o da ayrı bir hikaye.

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
16
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Rasul Nurullazade
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Evrim, kör bir şekilde işleyen doğal bir süreçtir.
Kaynak: Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen10 6 gün önce
Bir önceki film bana biraz yorucu ve buruk gelince açıkçası herhalde durağanlık çizgisine geldi diye düşünüp beklentimi azaltmıştım. Bir de Ilsa'nın yerine Grace karakterini oturtamamış olmamın da etkisi var. Bu sefer temposu çok daha güzeldi ve yormadı. Biraz daha olsa izlettirirdi. Normalde nostaljik hatırlatma için kullanılan eski sahneleri direkt kesit olarak sunmayı hiç samimi bulmazdım ama aşırı olmamış ve göz ardı edebildim. Hikayenin bazı kısımlarına hiç gerçekçi değil ve sulandırılmış derdim ama çok göze batmıyor ve dramatizasyonda gerekli duruyor. Ve her şeyden önemlisi bu seri ve özellikle bu film için çok güzel bir şeye hizmet ediyor derim. Tam bir maskülenite şiiri olmuş. Derslerde okutulmalı.

Modernitede özellikle erkeklerin bu kadar kirlilik arasında rol model eksikliği yaşıyor olmasını da göz önünde tutarsak muazzam bir film olmuş. Ethan Hunt ve ekibi, tüm karakteristik özellikleri ve en önemlisi "seçimleriyle" bize doğru ve yararlı olmayı öğretiyor. Bir erkek davasına ve insanlığa sadık olmalı. Bir erkek içsel ve fiziksel tüm gücünü, tüm iradesini sevdikleri için kullanmalı ve fedakar olmalı. Bir erkek saygılı ama her şeyden önce tehlikeli olmalı. Bir erkek sevginin, dostluğun ve medeniyet inşa etmenin ne olduğunu bilir çünkü tam olarak kendi doğasını temsil eder. Bir erkek donanımlı, şartları sonuna kadar zorlayan ve aranılan adam olmalı. Aksi iddialar yaygınlaşan erkek düşmanlığı ve köleleştirmesi diskurudur. Ayrıca çok da entelektüel bir gerilim filmi olmuş. Füzelerin arasında yüzme sahnesini başka şekilde tarif edemem. Mission Impossible benim favori casus ve aksiyon serimdir. Utandırmadı.
8.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tayfun Türkmen
Etkinliği Ekleyen 6 saat önce ÇevrimiçiÜcretsiz4 Haziran
MİNTEK Konferansları: Sağlıkta Yapay Zeka ve Giyilebilir Teknolojiler
04 Haziran 2025 21:00 tarihinden 04 Haziran 2025 22:00 tarihine kadar.

Yapay zeka destekli sistemler ve giyilebilir teknolojiler, sağlık hizmetlerini kökten dönüştürüyor. Bu dönüşümün arka planını, bilimsel verilerle öğrenmeye hazır mısınız?

🎙️ Konuşmacı: Doç. Dr. Leyla Türker Şener
📍 İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi & TETFİT CEO’su
🎙️ Moderatör: Prof. Dr. Ali Ayyıldız

📅 Tarih: 4 Haziran 2025, Çarşamba
🕘 Saat: 21:00 (TSİ)
🌐 Canlı Yayın Adresi: www.mintekder.com/tv
💡 Katılım: Ücretsiz

Bu konferans, sadece teknolojik bir güncelleme değil; sağlıkta çığır açan bir perspektif.
Kaçırmayın!

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Adam Hussein
Adam Hussein
106K UP
İnceleyen 6 gün önce
ben bu kitabı 13 yaşımda okudum ilk 20 30 sayfasını sıkılarak okudum lakin raskolnikov suçu işledikten sonra gerilim başladı. ve psikolojiyi seven bir insan olarak kitabın anafikrinini şöyle söyleyebilirim
toplum mu suçu şekilendiriyor
yoksa
suç mu toplumu şekillendiriyor
bu kitab benim rus edebiyatımla girişim oldu ve girişi beğendım ,ondan önce hiç rus edebiyatı okumamışımdır ama su. ve cezadan sonra rus edebiyatına atıldım ve şuanda net 20 30 tane rus edebiyatı kitabım var ve onları okuyorum .
ben bu kitabın her yaştan bir okuyucu kitlesine sahip olduğunu düşünmüyorum ama kesinlikle şuanki toplumda yaşayan her bireyin bu kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum
bu benim 2. kez okumaya karar verdiğim ilk kitab
Kitap
9.2/10
(12 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLV (45) - Rusça Aslından Çeviren: Mazlum Beyhan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yaman Göktaş
Üye 2 gün önce Henüz cevap yok.
Evde tüm tozları temizlesek de yine de çıkıyor. Peki bunlar nasıl oluşuyor? Bunları engellemenin bir yolu var mı?
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tuğhan Kahraman
3 gün önce
-Turner Sendromu nedir? 
-Turner Sendromu’na sahip bireylerin anne karnında ölüm oranı çok yüksekken doğduktan sonra nasıl diğer bireyler gibi normal bir yaşam sürebiliyorlar? 
-Bu sendroma sahip bireyler üreyebiliyor mu? 

Bu sorulara cevap niteliğinde bir videoyu kanalızda izlemek isterim.

1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close