Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Seda Baştürk
Seda Baştürk
193.5K UP
Çeviren 28 Aralık 2020
Uzaktan bakıldığında bu görüntünün tamamı bir kartal gibi görünüyor. Ancak Kartal Bulutsusu‘na yakından bakıldığında parlak bölgenin, aslında tozdan oluşan büyük ve karanlık bir kabuğun merkezine açılan pencere olduğu görülüyor. Bu pencereden, bir açık yıldız kümesinin oluşmakta olduğu aydınlık bir atölye görünüyor. Bu oyukta yani yıldızların hala oluşmakta olduğu bölgede, uzun sütunlar ve karanlık tozla soğuk moleküler gazdan oluşan yuvarlak kürecikler bulunuyor. Birkaç parlak mavi yıldız daha şimdiden görülmekte. Bu yıldızlardan gelen ışık ve rüzgar, geriye kalan iplikçiklerin, gaz ve toz duvarlarının yanıp geriye itilmesine neden oluyor. M16 olarak da bilinen Kartal emisyon bulutsusu, 6500 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor ve genişliği ise yaklaşık 20 ışık yılı kadardır. M16, Yılan Takımyıldızı yönünde bir dürbün ile görülebilir. Bu görsel, 12 saatten fazla görüntüleme sonucu elde edilmiştir. Sülfür (kırmızı renkli), hidrojen (sarı renkli) ve oksijen (mavi renkli) tarafından yayılan üç özel rengin birleştirilmesi sonucu oluşmuştur.
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Berk Çakan
Berk Çakan
3,830 UP
Çeviren 20 Temmuz 2020 51 dk.

Evrimsel Psikoloji, insan davranışını çalışmaya yönelik sayısız biyolojik temelli yaklaşımdan biridir. Bilişsel psikologlarla birlikte evrim psikologları da, davranışlarımızın tümü olmasa bile büyük çoğunluğunun içsel psikolojik mekanizmalara başvurularak açıklanabileceğini savunmaktadırlar. Bu noktada evrim psikologlarını pek çok bilişsel psikologdan ayıran nokta, evrim psikologlarının ilgili içsel mekanizmaların, atalarımızın dünyaya yayılmasını, hayatta kalmasını ve üremesini sağlayan adaptasyonlar (yani doğal seçilimin ürünleri) olduğu görüşünü savunmalarıdır.

Evrimsel psikolojinin temel iddialarını anlayabilmek için, Evrimsel Biyoloji, Bilişsel Psikoloji, Bilim Felsefesi ve Zihin Felsefesi alanlarındaki belli kilit konseptleri anlamak gerekmektedir. Filozoflar Evrimsel Psikoloji alanına pek çok farklı sebepten dolayı ilgi duymaktadır. Örneğin bilim felsefecileri, özellikle de biyoloji felsefecileri açısından meseleye bakıldığında, evrimsel psikolojinin onlar için eleştirel bir hedef işlevi gördüğü söylenebilir.

166
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.2M UP
Aktaran 1 gün önce 4 dk.

Domates ve patatesin sadece isimleri birbirine benzemekle kalmıyor, aynı zamanda birlikte de çok iyi gidiyorlar. Her ne kadar birinin meyvesi, diğerinin ise yumruları yenilebilir olsa da bu durum birbirlerinin en yakın akrabaları olmalarını değiştirmiyor. Cell dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, domatesin patatesin ortaya çıkmasını sağlamış olabileceğini belirtiyor.[1] Ekibe göre erken dönem domates bitkileri, yaklaşık 9 milyon yıl önce başka bir atasal grup ile melezleşti ve bu birleşmeden yumru yapma özelliği için doğru gen kombinasyonuna sahip melez yavrular oluştu. Yeni araştırmayı yürüten Çin Tarım Bilimleri Akademisi'nden genom biyoloğu ve bitki ıslahçısı Sanwen Huang, şöyle özetliyor:

Yazarlar, bu melezleşmenin ilk patateslerin atalarının normal şartlarda ulaşamayacakları yeni bölgelere ve iklim koşullarına (sıcak çayırlardan soğuk dağ çayırlarına) yayılmasına yardımcı olduğunu savunuyor. Araştırmaya katılmayan Arkansas Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Jeremy Beaulieu, çalışma ile ilgili yorumlarını şöyle aktarıyor:

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 24 Ocak 2014 2 dk.

Temel bilimler ve özellikle biyoloji söz konusu olduğunda, bir olayın neden ve nasıl gerçekleştiğini açıklayan teoriler, belli bir konuya iki farklı seviyede yaklaşırlar: yakın sebep (proximate cause) ve nihai sebep (ultimate cause). 

Yakın (yaklaşık) sebep, bir yapının, davranışın veya organın o canlıya ömrü içerisinde nasıl bir fayda sağladığını ve neden o şekilde çalıştığını izah eden açıklamadır. Ancak o özelliğin, o türde nasıl oluştuğunu açıklayamaz. Örneğin çitaların hızlı koşmalarının yakın sebebini kas gelişimlerinde ve kaslarının fizyolojisinde bulabiliriz. Bir çitanın doğumundan itibaren kaslarının nasıl geliştiğini, iskeletinin buna göre nasıl şekillendiğini, kalbinin nasıl çalıştığını, dokularının fizyolojisini veya histolojisini çalışarak bulabiliriz. Bu canlıların kas, sinir, bağ yapılarını inceleyerek bu hızlı koşunun arkasında yatan yakın sebebi keşfedebiliriz. Bu düzeyde yapılan çalışmalar, çitaların şu anda ne gibi özelliklere sahip olmalarından ötürü hızlı koşabildiklerini gösterecektir. 

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Mart 2014 13 dk.

Bir önceki yazımızda, Hardy-Weinberg Dengesi'nin basit ama etkili matematiksel ifadesini görmüştük. Basitçe, herhangi bir gen frekansını, fenotip (fiziksel özellik) frekansını veya genotip (genetik özellik) frekansını bildiğimiz sürece, ideal ve evrimin süregelmediği bir popülasyonda diğer tüm genlerin (alellerin) frekansını bu dengenin matematiği sayesinde hesaplayabiliriz. 

Peki, bu analizi sadece evrimin süregelmediği popülasyonlarda mı yapabiliriz? Çünkü eğer öyleyse, bu Hardy-Weinberg Dengesi neredeyse tamamen işe yaramaz bir denge demektir. Biliyoruz ki var olan tüm popülasyonlar yavaş ya da hızlı bir şekilde evrimleşmektedir. Evrim mekanizmaları, ister istemez popülasyonların hepsine etki etmektedir. Dolayısıyla eğer ki sadece evrimin olmadığı popülasyonlarda işe yarıyorsa, Hardy-Weinberg'in işleyebileceği bir popülasyon bulmamız imkansız demektir. Çünkü doğada evrimleşmeyen veya evrim mekanizmalarından muaf hiçbir tür yoktur (insan bunu bir miktar kırabildiyse de, tamamen kırmaktan acizdir). 

78
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Umut Karip
Umut Karip
183.9K UP
Yazar 24 Şubat 2024 23 dk.

Sihirli mantarlar (İng: "magic mushrooms") olarak anılan mantarlar, metaboliti yani metabolizması tarafından üretilen kimyasal bileşiği psilosibin (4-fosforiloksi-N,N-dimetiltriptamin) olan mantarlardır. Bu mantarlar, şapkalı mantar türlerini içinde bulunduran bazidiyomisetler (İng: "basidiomycetes") mantar grubunda yer alır. Genel kanının aksine, bir veya birkaç tane sihirli mantar türü yoktur: Sihirli mantarlar, 200'den fazla farklı mantar türünü içerir! Bu mantarların içerdiği psilosibin miktarları türe, mantarların yetiştiği ortama ve tükettiği besinlere göre değişiklik gösterir.

Psilosibin içeren mantarların insanlar tarafından 5,3 milyon yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir. Sihirli mantarlar, tarih boyunca çeşitli amaçlarla kullanıldığı gibi, çeşitli isimlerle de anılmıştır. Örneğin, dini ve iyileştirici ritüellerinde sihirli mantarları kullanan Güney Amerikalı Aztek yerlileri, bu mantarlara "Tanrı'nın eti" anlamına gelen "teonanacatl" adını vermiş ve mantarları "kutsal" kabul etmiştir. Bu isim, bu mantarların doğada bulunan sıradan mantarlardan farklı şekilde konumlandırıldığını, aynı zamanda manevi boyutlarının da bulunduğunu göstermektedir. Bu anlamda enteojen (İng: "entheogen") olduğu söylenebilen sihirli mantarlar, ruhani amaçlarla ritüellerde veya dini bağlamlarda kullanılmaktadır.

58
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Söz
Halis Gönül
Halis Gönül
117.6K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
İnsanlar, hastalığın pençesine düştüklerinde, birbirlerine daha çok yaklaşırlar.
Kaynak: Veba
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mücahid Köse
Uyarlayan 5 Aralık 2020 6 dk.

Bilimkurguda sıradan olan fikirlerin bilim gerçeğinde bir temeli olduğunu öğrenmek her zaman hoş bir şeydir. Kriyojenik dondurucular, lazer tabancaları, robotlar, yapay zeka... Büküm sürüşü olarak da bilinen "Warp sürüşünü" unutmayalım. Star Trek yapımlarından aşina olduğumuz bu kurgusal teknolojinin gerçek bilim dünyasında bir temeli olduğunu öğrenmek, şaşırtıcı ve heyecan vericidir. Gerçekte, warp sürüşü, Işıktan Daha Hızlı - IDH (Faster-Than-Light - FTL) yolculuk için önerilen teorik bir teknolojiyi ifade eder.

Einstein, ilk olarak 1905'de Özel Görelilik Teorisi'ni ileri sürdüğünden beri, bilim insanları göreli bir evrenin dayattığı kısıtlamalar altında çalışmalarını yürütüyorlar. Bu kısıtlamalardan biri, ışık hızının aşılmaz olmasıdır ve dolayısıyla ışıktan hızlı uzay yolculuğunun hiçbir zaman mümkün olmayacağı kabulüdür. Ancak 1994'de Miguel Alcubierre adlı Meksikalı bir fizikçi, uzay-zaman dokusunu, teoride, ışıktan hızlı yolculuğun gerçekleşmesine izin verecek şekilde bükmek için kendi ismiyle anılan bir yöntem ileri sürdü.

54
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arda Küçükoğlu
Fizik Öğrencisi 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Merhaba!

Öncelikle ölmüş birisi ile iletişim kurmak bilimsel açıdan tamamı ile imkansızdır çünkü ölüm dediğimiz durum insan bedeninin çalışmayı durdurması demektir ki insan bedeninin çalışmasının durması demek fiziki iletişimi imkansız kılar.[1]

Peki başka bir yöntem ile örneğin beyindeki elektrik hareketleri ile felanda mı kuramayız? kısa ve net evet bedensel ölüm gerçekleşmiş bir bireyin beynindeki elektriksel hareketlilikte son bulacaktır ki bu durumda farklı bir yöntem ile iletişimi imkansız kılmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Not: Eğer ki bir yakınınızı kaybetti iseniz ve bu durum sizi etkilemiş ve bu neden ile alternatif olarak safsatalara başvurma büyücülük, falcılık gibi işlere kalkışmadan bir psikolog ile konuşmak en sağlıklısıdır iyi günler dilerim.

Kaynaklar

  1. E. Kübler-Ross. (2010). Ölüm Ve Ölmek Üzerine. ISBN: 9789756006610. Yayınevi: April Yayıncılık.
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Barış Barış
Barış Barış
201.4K UP
İnceleyen 17 Aralık 2022
Oyun Teorisi çalışmak isteyenlere güzel bir kaynak.
10.0/10
(7 Kişi)
Puan Ver
The Complete Textbook
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zişan Polat
Zişan Polat
21.6K UP
Üye 2 gün önce 1 Cevap
Düşünüyorum da elektromanyetik alanı gergin kumasa benzetiyorum atiyorum bir saniye içinde kumasa kac kere bastirip elimi cekersem dalga boyu o kadar küçülür yani bir saniye icinde sonsuz kere kumasi etkilemem gerekir ya da çemberin sonsuz köşesi oldugu fikrine benzer olarak dalga dümdüz olmalı yani dalga formunu kaybetmeli teşekkürler simdiden
143 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 31 Ağustos 2011 20 dk.

Rüyaları anlamadan önce, "uyku" dediğimiz biyolojik olayın ne olduğunu, ne zaman, nasıl ve neden evrimleştiğini anlamamız gerekiyor. Bu yazı içinde o yazımıza bir miktar referans bulacaksınız; anlam bütünlüğü açısından öncelikle buradaki yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.

Rüyalar, uykulardan söz edip de değinmeden geçemeyeceğimiz bir olgudur. Dolayısıyla bu konuda bazı temel bilgilere yer verip, konu hakkındaki bazı ilginç gerçeklerden bahsetmenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Rüyalar öylesine ilgi çekici, öylesine ürkütücü ve öylesine etkilidir ki, insanlık tarihinde rüyalarla ilgili anlatı ve izlere Milattan Önce 3100’lü yıllarda Sümerlerde ve M.Ö. 2000’lerde Antik Mısır’da rastlayabiliyoruz. 

176
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
🔍Yeni bir Padova Üniversitesi araştırması, yaklaşık 20.000 profesyonel vücut geliştiriciyi 8 yıl boyunca takip etti ve 73 ani ölüm vakası tespit etti—ortalama ölüm yaşı 42’ydi.

💔 Bu ölüm vakalarının 46’sı ani kalp yetmezliği nedeniyle meydana geldi. Araştırma, elit düzey sporcuların ani kalp yetmezliği riskinin amatörlere göre 14 kat daha yüksek olduğunu vurguluyor.
🏆 Özellikle Mr. Olympia yarışmasında yer alan profesyoneller arasında risk çok daha fazlaydı: yarışmacıların yaklaşık %7’si ani kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmişti ve bu ölümler genellikle 36 yaş civarında gerçekleşmişti.

⚠️ Araştırmacılar, steroid ve performans artırıcı ilaç kullanımı, aşırı antrenman, katı diyet rejimleri ve kalpte yapısal değişim riskini öne çıkaran faktörler olarak belirtiyor.

Yazar: Fatma Nur İnakçı (aktaran)
Editör: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Funda Başak
Seslendiren 15 Mayıs 2023 7:03
İçe atım (İng: "Introjection"), kişinin başkalarının düşünce veya beklentilerini kabul edip bunları kişiliğinin bir parçası haline getirmesi...
99
Tüm Reklamları Kapat
Ceren Devrim Karabulut
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce ÇevrimiçiÜcretsiz6 Ağustos
Etkili İyilik Giriş Programı
06 Ağustos 2025 18:00 tarihinden 11 Eylül 2025 12:49 tarihine kadar.


Etkili İyilik Giriş Programı 

Dünyanın en acil sorunlarını en etkili çözeriz sorusuna birlikte yanıt arayacağımız 5 haftalık ücretsiz okuma grubuna seni de bekliyoruz! 

Detaylar ve başvuru için WhatsApp duyuru grubumuza katılabilirsin!  

•⁠  ⁠WhatsApp Grubu: https://chat.whatsapp.com/EgqoVkhOMn512I2dleJkNS?mode=ac_t 

•⁠  Başvuru Formu: https://forms.gle/8HdCruhdJ38nMErM6 

Etkili İyilik Nedir?

Etkili İyilik (Effective Altruism), dünyaya en fazla faydayı sağlamayı amaçlayan felsefi bir yaklaşım ve sosyal harekettir. Temel amacı, en önemli küresel sorunları belirleyip bunlara etkili çözümler bularak en yüksek pozitif etkiyi yaratmaktır.

Devamını Göster
14
0 Yorum
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
86.5K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Antalya
Kaş İlçesi sınırları içinde kaydedilmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close