Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 18 Ekim 2024 9:09
İçe genişleyen evren, 3 boyutlu yazıcılar ve daha fazlası bu bölümde!
20
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 5 Aralık 2019 28 dk.

Matematik, her ne kadar çok zor bir uğraş olsa da, herkesin gücünü ve güzelliğini takdir edebileceği bir yapıdır. Aslen miktar, yapı, uzay ve değişim gibi olguları araştırmakta kullanılan matematiğin tam bir tanımını yapmak gerçekten çok zordur.

Hepimizin bildiği gibi matematik, sayılarla ve sembollerle uğraşır. Bunları kullanarak, Evren'de var olan ve hatta var olmayan (veya var olsa da, matematikteki gibi idealize olmayan) yapı, olay, olgu ve süreçleri tanımlamakta ve izah etmekte kullanılır. Örneğin matematikte türev kavramı Evren'deki değişim olgusunun karşılığıdır.

235
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye Çeviren 7 Temmuz 2023
Mars'ın uydusu Phobos'taki en büyük krater olan Stickney Krateri, adını gökbilimci Asaph Hall'un eşi matematikçi Chloe Angeline Stickney Hall'dan almıştır. Asaph Hall, 1877'de Kızıl Gezegenin her iki uydusunu da keşfetti. 9 kilometreden daha geniş olan Stickney, Phobos'un çapının neredeyse yarısı kadardır; o kadar büyüktür ki, krateri patlatan çarpışma büyük olasılıkla küçük uyduyu paramparça etmeye yaklaşmıştır. Stickney ve çevresinin bu zenginleştirilmiş renkli görüntüsü, Mart 2008'de Phobos'un yaklaşık altı bin kilometre yakınından geçerken Mars Reconnaissance Orbiter üzerindeki HiRISE kamerası tarafından kaydedildi. Asteroit benzeri Phobos'un yüzey kütleçekimi, Dünya'nın kütleçekiminin 1/1000'inden daha az olsa da, çizgiler gevşek malzemenin zamanla krater duvarlarının içine doğru kaydığını gösteriyor. Kraterin kenarına yakın açık mavimsi bölgeler, nispeten yeni açığa çıkmış bir yüzeye işaret ediyor olabilir. Yüzey boyunca uzanan ilginç olukların kökeni gizemlidir ancak yakın yörüngede dönen Phobos'un yaşadığı gelgit baskılarıyla veya krateri oluşturan çarpmanın kendisiyle ilişkili olabilir.
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 1 Kasım 2017 2 dk.

İnsan beyninin neden diğer canlılarda bulunmadığı sorusu, çok sık sorulan bir sorudur. Bu konuyla ilgili detaylı bir yazımız buradan okunabilir. Ancak o yazımızın özeti şuydu: Çeşitli nedenlerden ötürü insan beyni diğer hayvanlara göre daha fazla, daha hızlı, daha büyük (beynin vücuda, neokorteksin beyne oranı büyük) olacak biçimde evrimleşmiştir. Bununla ilgili nedenlerin çok kısa bir özetini aşağıdaki videomuzdan izleyebilirsiniz:

Bu özelliğin birebir aynı şekilde diğer hayvanlarda olmayışının sebebi, diğer hayvanlarda insanlarda beynin evrimini sağlayacak koşulların birebir aynı şekilde meydana gelmemesinden ötürü. Dolayısıyla şunu anlamamız gerekiyor: İnsan beyni, insana bahşedilmiş, ona has ve başka hiçbir canlıda bulunamayacak bir özellik değildir!

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ahmet Tugay Çınar
İnceleyen 2 saat önce
Gerçekten yetenekli bir yönetmen tarafından çekildiği, güçlü bir yazarın kaleminden çıktığı ve başarılı sanatçıların dekor, mekân ve ışık seçimleriyle desteklendiği açıkça hissedilen, kolektif emeğin ürünü bir film. Kitabını henüz okumamış olsam da filme uyum sağlamakta çok zorlanmadım. Yine de giriş kısmında, sıfırdan yaratılmış bir distopik evrene alışmak kolay olmadığından, bir süre kafam karıştı. Ancak filmin ortalarına doğru evren kendisi beni içine aldı.
Ne beklediğimden emin olmadan başladığım film, kısa sürede beni felsefi ve etik sorulara itti. Diyaloglar hem kafa karıştırıcı hem de yer yer derindi; fakat herhangi bir izleyici için anlaşılır olduğunu söylemek güç. Burada “herhangi bir izleyici”den kastım, benim gibi filmi hazırlıksız, öylesine açıp izlemeye başlayan seyirciler.

Film doğrudan çok fazla rahatsız edici sahne göstermiyor. Fakat bu sahnelerde kamera başka yöne döndüğünde, seyircinin hayal gücü boşlukları doldurarak daha da huzursuz edici bir etki yaratıyor. Bu da bazı sahnelerin dolaylı biçimde rahatsız edici olmasına yol açıyor. Görsellik açısından etkileyici olsa da, dönemi için olağan sayılabilecek bazı tercihlerin neden gerekli olduğu sorusu akıldan çıkmıyor diyebilirim. Çoğu zaman izleyiciye, sanki yüzme bilmeyen birini okyanusun ortasına bırakıyormuş hissi yaratan bir deneyim sunuyor. Yine de sabırlı bir seyirci olarak, filmin ortalarından itibaren bunun karşılığını aldığımı söyleyebilirim.

Yazarın ve senaristlerin amacı, izleyicinin kafasında beliren soru işaretlerini günlük hayatta da sorgulatmak sanırım. Kötü yönetilen bir devletin varlığı, kötülükten çekinmeyen insanların sokaklarda rahatça dolaşabilmesi ve devletin buna karşı pasif kalması, filmin temel unsurları. Ancak filmin ilk bir saati boyunca bu temayı anlamakta zorlandım. Filmde cinselliğin bu denli açık biçimde kullanılmasının asıl amacını tam olarak kavrayamadım. Kadınların nesneleştirilmesi üzerinden günümüze yönelik bir eleştiri mi yapılmak isteniyor, yoksa insanın en temel ve cazip dürtüsü olan cinsellik kullanılarak okuyucu ve izleyici eserin içine daha fazla mı çekilmek isteniyor, emin değilim. Belki de yazar, hayal gücünün bir tür uyuşturucu gibi işlediğini ve insanın düşündükçe daha fazlasını kurgulayarak esere bağlanacağının farkındadır. Belki de benim fark edemediğim daha büyük bir amaca hizmet etmek için bu kadar yoğun kullanılmıştır. Bilemedim. Stanley Kubrick’in rolü kuşkusuz büyük; fakat sonuçta bu film, üzerine düşünülerek yazılmış bir kitabın uyarlaması. Bu nedenle asıl sorumluluğu yazarın tercihlerinde aramak daha doğru olur. Film düşündürüyor, sorgulatıyor, felsefi sorular sorduruyor; ancak bunu evrene bu şekilde yedirmesi, asıl amacın ne olduğunu da tartışmaya açıyor. İnsanın hayal gücü, kameradan veya ışıktan bile güçlü bir kurgucu; Belki de yazar, insanın en temel, en zararsız haz kaynağını normalleştirmek istedi. Ya da bunları sorgulamak yerine kitabı okumam yeterli olacaktır diye düşünüyorum.

Filmin merkezine şu soruyu saklamışlar: Bir insan kötüyse ve bu kötülüğü ondan zorla alabilecek bir yöntem varsa, bunu yapmak etik midir? Zorla “iyi” kılınmış bir insan yine de bir “insan” sayılabilir mi? Aynı zamanda film, bunun bir tür kitlesel kontrol ve yönetim biçimi olabileceğini de alttan alttan veriyor insana. Finali ise bana biraz yarım yamalak ve tatsız hissettirdi. Yine de genel olarak vakit kaybı olarak görmediğim nadir filmlerden bir tanesi oldu. Çünkü Kubrick, izleyiciye neyi neden izlediğini fark ettirmeden izletebilen bir yönetmen. Bunu bir kez daha anladım. Aslında, bu film için bu tam olarak geçerli olmasa da, en başta da dediğim gibi Kubrick’in sanatsal yaklaşımı, filmi olumlu bir deneyime dönüştürüyor. Belki bir gün kitabını da okurum ve bu yarım yamalaklık hissi yok olur gider.

Filme puanım: 7.8
9.7/10
(33 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : A Clockwork Orange
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Mery West
Mery West
50.9K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
To not know mathematics is a severe limitation to understanding the world.

Matematiği bilmemek, dünyayı anlamak için ciddi bir sınırlamadır.
Kaynak: X=PhysInHistory (X)
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Alperen Karaçor
Alperen Karaçor
63.7K UP
İnceleyen 2 gün önce
Eser, saygın ve varlıklı bir burjuva kadını olan Irene Wagner’ın yasak bir ilişki yaşamasıyla başlar. Ancak hikâye, asıl olarak ihanetle değil, yakalanma ihtimalinin doğurduğu korkuyla ilgilenir. Irene, sevgilisinin evinden çıkarken kendisini tehdit eden bir kadınla karşılaşır. Irene’i mahveden şey şantajın kendisi değil, şantajın gerçekleşme ihtimalidir.

Stefan Zweig, burada korkuyu bir olay olarak değil, bilincin içine sızan ve kişiyi içeriden kemiren bir süreç olarak ele alır.

Okuması kolay ancak etkisi altına alıp üzerinde düşündüren kitaplardan biri olan Korku, benim için Zweig’in başyapıtlarından biridir.
Kitap
9.8/10
(12 Kişi)
Puan Ver
Almanca Aslından Çeviren: İlknur İgan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şemsi Çakmak
Şemsi Çakmak
22.6K UP
Çeviren 7 Ocak 2018 4 dk.

Psikologlar, gerçek hayattaki “arama" veya "bir şeyi bulmaya çalışma" (İng: foraging) davranışını nasıl geliştirmiş olabileceğimizi anlamak için yıllardır laboratuvarda görsel araştırmalar yapıyorlar. Peki, bu ikisi arasında ne kadar benzerlik var?

Son 40 yılda görme araştırmalarının sorduğu en önemli sorulardan biri görsel çevremizi etkili bir biçimde nasıl araştırdığımızdır. İster arabamızın anahtarlarını arıyor olalım, ister kayıp kontakt lenslerimiz için etrafı kurcalıyor olalım ya da kaybedilen bir kalem kapağı yüzünden çantamızı didik didik arıyor olalım, aramak hayatımızda her gün farkında olmadan yaptığımız bir şeydir. Fakat, araştırmacıların görsel arama sınırlarını test ettikleri yol ile bizim gerçek hayatta yaptığımızı düşündüğümüz arama eylemi birbirinden çok farklı görünüyor.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Aktaran 30 Ekim 2022 4 dk.

Eğer COVID-19 geçirdiyseniz, hala etkilerini beyninizde sürdürüyor olabilir. Yeni araştırmalar, virüs bulaşmış olanların, enfeksiyondan sonraki ilk yıl içinde bir dizi nörolojik durum geliştirme risklerinin arttığını gösteriyor. St. Louis'deki Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi ve ABD Gazi İşleri St. Louis Sağlık sistemindeki federal sağlık verilerinin kapsamlı bir analizini yapan araştırmacılara göre; felç, bilişsel ve hafıza problemleri, depresyon, anksiyete ve migren, bu tür komplikasyonlar içerisinde yer alıyor.

Ayrıca COVID-sonrası beyin; titreme, istemsiz kas kasılmaları, epileptik nöbetler, işitme ve görme sorunların, denge ve koordinasyon güçlükleri ve Parkinson hastalığında yaşananlara benzer başka semptomlar gibi hareket bozuklukları ile ilişkili olabilir. Washington Üniversitesi'nde klinik epidemiyolog olan kıdemli yazar Ziyad El-Aly şöyle söylüyor:

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Erkmen
Çeviren 2 gün önce 10 dk.

Bir akademisyenin hayatına yön veren ve onu biçimlendiren sayısız kitap arasından yalnızca beşini nasıl seçmeli? Bu işe giriştiğimde, seçtiğim kitapların iki ortak özelliğe sahip olduğunu fark ettim. İlk olarak bunlar farklı nedenlerle yeniden ve yeniden başvurduğum metinlerdi. Başlangıçta belirli bir biçimde okuyup anlamıştım ancak daha sonra, yeni bir araştırma bağlamında, yarı hatırladığım bir fikri yeniden keşfetmek için bu kitaplara geri döndüm. İkinci olarak bu kitaplar kendi türlerinin örnek niteliğindeki temsilcileriydi, benzerleri arasından kaçınılmaz biçimde öne çıkmışlardı.

Collingwood'un An Autobiography (1939) ve ayrıca The Idea of History (1946) adlı eserlerini okumam üzerimde çok güçlü bir etki bıraktı çünkü bundan çok daha önce, etkilenmeye fazlasıyal açık bir yaşta A. J. Ayer'in Language, Truth and Logic (1936) adlı kitabını okumuş ve kariyerime Peter Haggett'in (1965) etkisiyle, coğrafya ve arkeolojideki niceliksel ve istatiksel devrimlerden -özellikle de David Clarke'ın Analytical Archaeologhy (1968) adlı eserinden- etkilenerek başlamıştım.

32
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Kasım 2014 11 dk.

Ülkemizi dünyada en fazla sağır kedinin olduğu ülke olarak rahatlıkla adlandırabiliriz. Bu durum son derece üzücüdür. Bunun en büyük sebebi ise, beyaz kıllara sahip kedilerin bir nevi milli kedi olarak, ayrı bir ırkmış gibi lanse edilmesi ve üretilmesidir. Fakat insanlarımız sağırlığı unutup, kedinin hayatını ve sağlığını görmezlikten gelmektedirler. Anadolu coğrafyası içindeki beyaz kedilerimiz, renkli olanlarıyla genetik olarak hiçbir farkı olmamasına karşın; ülkemizde sanki ayrı, özel bir ırkmış gibi gösterilmiştir.

Renkli kedilerde sağırlığa yaygın olarak rastlanmazken, bizler beyaz kedilerimizi, bilinçsizce bir arada çiftleştirerek bu soruna neden olmuşuzdur. Yetiştiriciler dışında, Ankara Hayvanat Bahçesi ve Van Üniversitesi sağırlığa rağmen, üretime senelerdir devam etmektedirler. Bu yazının yazıldığı sıralarda Ankara Hayvanat Bahçesi hiçbir önlem almamıştır ve yapılan araştırmada 9 kediden 7’sinde kısmi sağırlığa rastlanılmıştır (Tike, 2009). Van 100. Yıl Üniversitesi ise sağırlık üzerine, ciddi bir bilimsel test yapmadan üretimlerine onlarca yıldır devam etmişlerdir. Medyada kedilerinin sadece %2-3 oranında sağır olduğundan bahsetmişlerdir, fakat bu inandırıcı olmamakla beraber, genetik olarak imkansızdır.

143
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tolga Sazak
Tolga Sazak
3,330 UP
Çeviren 12 Ağustos 2017 12 dk.

Hayvan göçü, binlerce yıldır insanların ilgisini çekmektedir. Kıyı çamur çulluğunun Pasifik Okyanusu boyunca 9 günlük kesintisiz uçuşu gibi dayanıklılığın en şaşırtıcı girişimlerinden bazılarının uzak mesafe göçmenleri tarafından gerçekleştirilmesi bu ilginin geçerli bir sebebidir. 

Çoğu insan, göçü bir kuş sürüsünün üreme ve konaklama bölgeleri arasındaki mevsimsel hareketi olarak düşünür. Aslında, kuş göçü muhtemelen halk arasında en çok ilgi çeken biyolojik fenomendir ve ayrıca biyolojideki yerleşik bilimsel araştırma yöntemleri arasında en eski geçmişe sahip dallardan biridir (Berthold 2001). Fakat hayvan göçünün doğu batı arasındaki yolculuklar, kara ve okyanus içeren karmaşık gidiş dönüşler, okyanus ve göllerin su kolonları boyunca gerçekleştirilen düşey hareketler ve inişli çıkışlı yüksek dağ yolculukları gibi daha başka birçok şekli vardır (Hoare 2009). Göçü diğer hareket biçimlerinden ayıran şey, göçün tipik olarak bir tür yaşam alanından diğerine geçişi içermesidir (Aidley 1981).

66
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Serhan Mert
Serhan Mert
102.1K UP
Türü Ekleyen 6 gün önce
Utetheisa pulchelloides, Erebidae familyasına ait renkli ve dikkat çekici bir gece kelebeği (güve) türüdür. Kanatları beyaz zemin üzerine karakteristik kırmızı ve siyah beneklerle bezelidir, bu renkler avcılara karşı zehirli olduğu uyarısını verir. Genellikle gündüzleri aktif olan bu tür, özellikle Heliotropium bitkileriyle beslenir ve geniş bir coğrafi yayılıma sahiptir.
3
Itamar Shatz
Itamar Shatz
500.0K UP
Yazar 23 Aralık 2022 22 dk.

Cımbızlama safsatası (İng: "cherry picking", Tür: "kiraz toplama"), birisi yalnızca kendi duruşunu destekleyen kanıtlara odaklandığında ve kendi duruşuna ters kanıtları görmezden geldiğinde yaşanan bir safsatadır. Bu bağlamda cımbızlama safsatasına başvuran bir kişi, belli bir konuda yayınlanmış tüm araştırmaların sadece küçük bir kısmından bahsetme yoluyla savunduğu görüşe ilişkin bilimsel görüş birliği varmış izlenimini yaratmaya çalışır.

Cımbızlama safsatası, insanların sunduğu aldatıcı retoriklerden içsel akıl yürütme süreçlerini nasıl yürüttüklerine kadar birçok unsuru etkileyen, birçok alanda sıklıkla karşımıza çıkan bir safsatadır ve bu nedenle iyi anlaşılmalıdır. Bu makalede cımbızlama safsatası hakkında daha fazla bilgi edinecek, insanların bu safsatayı nasıl kullandığına dair örnekler ve başkaları tarafından kullanıldığında nasıl karşılık verebileceğinizi görecek, bu safsatanın tuzağına düşmekten kaçınmak için neler yapabileceğinizi öğreneceksiniz.

104
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
214.2K UP
6 gün önce
DALGA PARÇACIK İKİLİĞİ DİYE BİR ŞEY OLAMAZ;
Herşeyin enerji olduğu bir evrende 'parçacık' diye bir şey olamaz. Olsa olsa kıvrılmış enerji olur yada dalga olanı parçacık olarak algılama denecek bir durum (yada etki, etkileşim) olur. 
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Hasan Şükrü Dal
Üye
10 yıl önce farketmiştim sizleri. İyi ki varsınız ve iyi ki nice on yıllara diyebildik. Teşekkürler Evrim Ağacı...
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close