Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Kaan Kurnaz
Kaan Kurnaz
85K UP
Yazar 4 gün önce 11 dk.

Homo sapiens, yaklaşık beş bin yıl önce yazıyı icat ederek kültürlerini belgeleyebilir hale gelmiştir. Yazının icadı, tanım gereği yazılı tarihin miladıdır ve eğer türümüzün yaklaşık yüz bin yıllık varoluşunu yirmi dört saatlik bir zaman diliminde ele alacak olursak yazılı tarih saat 22.34'de başlamıştır. İnsanlığın tarıma başlaması saat 21.36'ya ve İsa peygamberin doğumu ise saat 21.31'e tekabül edecektir.

İşte yazılı tarihin başlaması ile beraber genellikle genç yaşta doğum yapan kadınların ve dolayısıyla fetüsün veya yenidoğanın ölümüyle sonuçlanan korkunç olaylara dair raporlar dünyanın dört bir yanında kayıt altına alınmaya başlanmıştır. Bu olaylar, doğum sırasında yaşanan konvülsiyonlar (şiddetli kasılmalar ve nöbetler) yani eklampsi vakalarını içermektedir.[1] Elbette bunlar konvülsiyonlara ilişkin tıbbi kayıtlar değildir çünkü o dönemde hekim olarak adlandırılabilecek bir meslek grubu yoktur.

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Blog Yazısı
Esra Navir
Esra Navir
22K UP
Blog Yazarı 5 dk.

Hayatın cehennemse şayet; aynaya bakmayı unutuyorsun demektir. Adem gibi yasak meyveyi yiyorsun. Adem birliği bozarak yedi yasak meyveyi, kendini bütünden ayrı gördü. Ondan bir parça olarak görmek bile kendini; birliği, tevhidi, tekliği bozar.

İnsan alemin kendisidir. Ve etrafında olup biten her şey, sende olanı sana göstermek içindir. Hayatına giren her kişide, senden numuneler vardır. Yaşamında, etrafında olan biten her şey seninin iç dünyanın, aynadaki yansımasıdır. Ancak bu yansımayı görüp iç dünyanı tanıman için etrafında olup biten her şeyi gözlemlemen gerekir. Aksi halde hayatında olanlar için başkalarını suçlar unutan insan. Aynaya bakmayı unutur yada öz eleştiri yapmanın acısını yaşamamak için aynaya bakmaktan kaçar.

11
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Kaan Akgören
Kaan Akgören
50K UP
Yazar 4 Haziran 2022 23 dk.

Hücrenin normal fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için gereken hareket, membran transportu ve makromoleküllerin sentezi gibi birçok olay enerji gerektirmektedir. Dolayısıyla, metabolik enerjinin üretimi ve kullanımı hücre biyolojisinin temelini oluşturur. Tüm hücreler, metabolik aktivitelerin gerçekleşmesi sırasında kullanılacak enerji kaynağı olarak Adenozin Trifosfat (ATP) kullanır.

Hücreler üç temel görev türü için kimyasal enerjiye ihtiyaç duyarlar: kimyasal iş, taşıma işi ve mekanik iş. Bu işleri kabaca açıklamak gerekirse kimyasal iş, monomerlerden polimerlerin sentezinde olduğu gibi kendiliğinden gerçekleşemeyecek endergonik tepkimelerin yürütülmesi, taşıma işi bileşiklerin zarlardan kendiliğinden geçiş yönünün ters yönünde pompalanması, mekanik iş ise sil hareketi, kas hücrelerinin kasılması ve hücre bölünmesi sırasında kromozomların hareketi gibi işlerdir.

97
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Uyarlayan 1 Mart 2019 1 dk.

Farelerin gözüne retinal nanoparçacıklar enjekte edilerek görünür ışığın yanında 10 haftaya kadar kızılötesi ışığı görebilmeleri sağlandı! Üstelik hem gündüz, hem gece vakti! Yan etkileri ise oldukça ihmal edilebilir.

İnsanlar ve diğer birçok memeli, retinalarındaki foton bağlayan opsinleri nedeniyle elektromanyetik spektrumdaki görünür ışık denilen bir dizi dalga boyunu (400-700 nm) görmekle sınırlıdır. Ancak daha uzun bir dalga boyuna sahip olan kızılötesi (INR) radyasyon etrafımızdadır. İnsanlar, hayvanlar ve diğer nesneler kızılötesi ışık emer ve yansıtabilirler. Dalga boyu çok büyük olduğu için birçok memelinin fotoreseptörler bunu algılayamaz.

74
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0020 Temmuz
Atomlardan proteinlere: Yapısal Biyoloji ve Yapısal Taklit
20 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 27 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Amino asitler nasıl bir araya geliyor, 3 boyutlu yapı nasıl oluşuyor? Protein yapılarını çözmek, incelemek ve karmaşık protein etkileşimlerini anlamak için hangi teknikleri kullanıyoruz? Etkinlikte bu sorulara cevap ararken, teorik ve pratik oturumlar aracılığıyla protein yapılarını ve etkileşimlerini inceleyeceğiz. Pratik derslerle veritabanı kullanımı (NCBI BLAST, Expasy), protein görselleştirme (PDB, Chimera X), yapı modelleme (AlphaFold), protein etkileşimleri (PISA) ve moleküler kenetleme (HADDOCK, SWISSDOCK) konularını işleyeceğiz.

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Salih Omurtay
Salih Omurtay
50K UP
Ekleyen 29 Ağustos 2023 9 dk.

Multiple Skleroz merkezi sinir sisteminin otoimmün ilişkili olup en sık görülen hastalığıdır. Birincil olarak merkezi sinir liflerinin demiyelinizasyonu (miyelin kaybı) ve takiben ikincil aksonal hasarlanmaya dayanan, merkezi sinir sistemi dokularında dağınık halde bulunan lezyonlarla karakterizedir. Lezyonların konumuna bağlı olarak çeşitli nörolojik semptomları gözlemlemek mümkündür. Yaygın başlangıç semptomları, optik nöritin bir sonucu olan görme bozuklukları ve duyusal bozukluklardır. Hastalığın temel sebebi bilinmemektedir.

Multipl Skleroz'a ait belirti ve bulgular kişiden kişiye değişmekle birlikte tutulumun olduğu sinir liflerine göre de farklılık göstermektedir. Sık görülen semptomlar şöyle sıralanabilir:

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Merve Kaftancıoğlu
Çeviren 31 Ekim 2021 52 dk.

Bilim, inanılmaz yüksek başarıya sahip bir insan girişimidir. Bilimsel yöntem üzerine araştırma yapmak ise, işte bu başarıya ulaşmış faaliyetlerin farkına varma yolunda bir teşebbüstür. Sistematik gözlem ve deney, tümevarım ve tümdengelimle muhakeme, hipotez ve teorilerin oluşumu, test edilmesi, çoğu zaman bilimin karakteristik özelliği olarak tanımlanan faaliyetlerdendir. Bunların ayrıntılı olarak nasıl yürütüldüğü ise büyük ölçüde değişebilir. Ama bunun gibi karakteristik özellikler, sadece bazı meşru bilimsel yöntem veya yöntemler kullanan faaliyetlerin bilim olarak kabul edilmesi gerektiği durumlarda, bilimsel aktiviteyi bilimsel olmayandan ayırarak sınırlamanın (buna bilimde "demarkasyon problemi" denir) bir yolu olarak görülmüştür.[1] Diğerleri ise, bilimde, sadece bilime özgü olan sabit ve yöntemsel bir alet takımı gibi bir şey olup olmadığını sorgulamıştır. Bazıları, natüralizm gibi bilimin doğası hakkında daha geniş tetkikleri kabul etmemenin bir parçası dahilinde tek bir yöntemin görüşüne ayrıcalık tanımayı, bazılarıysa prensipte herhangi bir kısıtlamayı reddeder (bkz. Plüralizm).[2]

Bilimsel yöntem, bilgi, tahmin ya da kontrol gibi bilimin amaçlarından ve ürünlerinden ayırt edilmelidir. Yöntemler, bu hedeflere ulaşmanın araçlarıdır. Bilimsel yöntem, aynı zamanda, bilimsel metodun (yani bir yöntembilimin) belirli bir nitelendirmenin -nesnellik, tekrarlanabilirlik, basitlik veya geçmiş başarılar gibi kıymetli kılan şeylerin- arkasındaki değerleri ve gerekçeleri de içeren meta-yöntembilimden de ayırt edilmelidir. Metodik kurallar, yöntemi kontrol etmek için önerilmiştir. Bu kurallara uyan yöntemlerin verilen değerleri karşılayıp karşılamaması ise meta-yöntembilimsel bir sorudur. Son olarak yöntem, bir dereceye kadar, metotların uygulandığı ayrıntılı ve bağlamsal pratiklerden ayrıdır. Bu sonuncusu belli bir aralığa yayılabilir: örneğin özel laboratuvar teknikleri, tanımlamalarda ve akıl yürütmede kullanılan matematiksel formlar veya diğer özel diller, teknolojik veya diğer materyal araçlar, gerek diğer bilim insanlarıyla yahut gerek genel olarak halkla iletişim kurma ve sonuçları paylaşma yolları, ya da bilimin nasıl ve ne şekilde yürütüldüğüne ilişkin gelenekler, alışkanlıklar, dayatılan gelenekler ve kurumsal kontroller vb.

79
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Arda Dalkıran
İnceleyen 4 gün önce
The Dropout, 8 bölümlük bir mini dizi, aslında Hulu yapımı ama Türkiye’ye Disney+ ile gelmişti. Ben bu diziyi baya önce izlemiştim ama hâlâ aklımda kalan sahneleri ve hissettirdiklerini unutamıyorum. Bu yüzden benim için en sevdiğim dizilerden biri diyebilirim.

Dizi, Theranos’un kurucusu Elizabeth Holmes’un Stanford’dan ayrılıp kan testi devrimini gerçekleştirme hayaliyle yola çıkışını anlatıyor. İlk bölümlerde Elizabeth’in hırsı, idealleri ve inadı bana kendimi hatırlatmıştı; onun hedeflerine ulaşmak için gösterdiği azim bana ciddi anlamda motivasyon vermişti. Hatta izlerken “Bu kadar çalışırsam ben de bir gün hayallerimi gerçekleştirebilirim” diye düşünmüştüm.

Dizide Çin’de geçen sahneleri çok sevmiştim, özellikle Elizabeth’in Sunny Balwani ile tanışma sahnesinde çok etkilenmiştim. Sunny’nin babasının ölümünü anlattığı yerde içim burkulmuştu. İkilinin arasındaki enerji, Elizabeth’in güvenebileceği birini bulduğunu düşündüğü o an, dizinin en vurucu yerlerinden biriydi bence.

Elizabeth Holmes’un başlarda savunduğu idealler ve “insanlara daha kolay, daha ucuz sağlık hizmeti sunma” mottosu gerçekten çok değerliydi. Ancak dizinin ilerleyen bölümlerinde gözünün hırsla bürünmesini ve acımasız bir insana dönüşmesini izlemek hem üzücü hem de düşündürücüydü. Bir noktada Elizabeth’in hayallerine ulaşma arzusu, gerçekleri görmesini engelledi ve yalanlarla dolu bir dünyaya saplanıp kaldı. Unutmadan dizinin oyuncuları beni sanki gerçekten dizinin içindeymiş gibi hissetmiştim.

Yine de yaptığı icat fikri, tek bir damla kanla yüzlerce testi hızlı ve ucuz yapabilme hayali, imkânsız olsa bile çok etkileyiciydi. İnsanların sağlık hizmetine ulaşımını kolaylaştırma fikri muhteşemdi ama etik çizgilerin aşılması her şeyi bitirdi. Dizi izlerken “İmkânsız da olsa keşke çalışsaydı” diye içimden geçirmiştim.

Bu arada Evrim Ağacı’nda Elizabeth Holmes ve Theranos ile ilgili çok güzel bir video var, onun linkini aşağıya bırakıyorum. İzlemenizi mutlaka öneririm, diziden sonra olayı gerçek boyutlarıyla görmek bakış açınızı genişletebilir:

https://youtu.be/4GDvrrtutaE?si=gxAHv4pW7uVNHET0
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Emir Akbaş
Emir Akbaş
106K UP
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Daha dün ruhlarının yalnızlığında hasta odalarının loşluğunda çabucak ölmeyi arzulayanlar, başkalarının yaşamını ve mutluluğunu görünce nasıl da yaşamak istiyorlar?
Kaynak: Alexandre Dumas (Fils)'in Kamelyalı Kadın adlı romanından alınmadır.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahmet Atik
Ahmet Atik
100K UP
6 gün önce
Dinozorları yok etmiş olabilecek türden devasa volkanik patlamaların, Dünya'nın derinliklerinden yükselen sıcak kaya sütunları olan manto sütunları (mantle plume) tarafından oluşturulduğu uzun zamandır biliniyor. Ancak bu sütunların, Dünya'nın yaklaşık 2500 km altındaki dev yapılarla —BLOBS adı verilen iki büyük alt manto kütlesiyle— bağlantılı olarak hareket ettiği ortaya çıktı.

University of Wollongong (UOW) araştırmacılarının yürüttüğü bu yeni çalışma, Communications Earth and Environment dergisinde 10 Temmuz’da yayımlandı. Çalışma, hem Dünya'nın yüz milyonlarca yıllık jeolojik evrimini anlamaya katkı sağlıyor hem de düşük karbon ekonomisine geçişte kritik olan minerallerin nasıl ve nerede oluştuğuna dair ipuçları veriyor.

BLOBS nedir?
İki büyük manto yapısı: biri Afrika'nın, diğeri Pasifik Okyanusu’nun altında yer alıyor. Bilim insanları bu yapılar yıllarca sabit mi yoksa hareketli mi diye tartıştı.

Yeni keşif neyi gösterdi?
Bilgisayar modelleriyle yapılan jeolojik yeniden inşalarda, bu dev patlamaların genellikle BLOBS'ların hemen üzerinde ya da çok yakınında gerçekleştiği görüldü. Manto sütunları, yukarı doğru yükselirken hafif eğiliyor ve magma "otoyolu" işlevi görüyor. Hawaii gibi volkanik sıcak noktalar da bu BLOBS’ların zamanla hareket ettiği bölgelerde konumlanıyor.

Neden önemli?

Dinozorların yok oluşuna neden olan patlamalar gibi olayların mekanizmasını anlamamızı sağlıyor.
Kimberlit gibi patlamalarla yüzeye çıkan elmaslar dahil, değerli minerallerin kökenini açıklıyor.
Gelecekte nerelerde dev patlamaların olabileceğine dair tahminlerde bulunmamıza yardımcı oluyor.
Yeni minerallerin keşfi, düşük karbonlu enerji sistemleri için stratejik önem taşıyor.

 Bir sonraki adım: Araştırma ekibi, BLOBS'ların kimyasal yapısını ve manto sütunlarıyla ilişkili yolları detaylı olarak incelemeyi hedefliyor.

‘Büyük volkanik patlamalar çoğunlukla hareketli bazal manto yapılarının üzerinde gerçekleşiyor’ başlıklı makale Communications Earth and Environment dergisinde yayımlandı

4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sema Tezel
Seslendiren 21 Ocak 2024 4:21
Meşhur soruyu bilirsiniz: "Bir kilo demir mi ağırdır, bir kilo pamuk mu?"Bu soru geldiğinde, şöyle bir gerindikten sonra gururla cevap veririz:...
51
Her arabanın içinde bir bomba var!
Birkan Bozduman
Tavsiye 21 Mayıs 2023 Sen de Cevap Ver

Sadece ders bakımından değil de bunu yeni bir bilgi, yeni ufuklar olarak düşünebilirsin (gerçekten öyle bu arada). Bu sayede hem matematiğe daha fazla ilgi duyarsın hem de matematiğe karşı bir merakın oluşmaya başlar. Matematik cidden uğraşılınca sevilen bir derstir. Ayrıca matematik ile ilgili kendinize etkinliklerde yapabilir, matematiğe ilgisini artırmak isteyen vb. amaçları olan topluluklarla da bir araya gelebilirsin. Örneğin Evrim Ağacı Discord Sunucusu ''Matematik Bilimleri Grubu'' na katılabilirsin.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close