Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Şafak Aki
Şafak Aki
116K UP
İnceleyen10 17 Temmuz 2023
Çok güzel, aydınlatıcı, öğretici, etkileyici ve şaşırtıcı bir belgesel serisi. Evrene dair kavrayışımızı ve bilgimizi derinleştiriyor. Tarih boyunca elini taşın altına koymuş ve hakikate yaklaşmamızı sağlayan insanları da anlatıyor. Sunucunun harika anlatımı belgeselin izlenmesini hem kolaylaştırıyor hem de anlaşılır kılıyor. Belgeseli bitirince, "evrenin bize kayıtsız, bizim ise soluk bir mavi nokta olduğumuz" gerçeğini daha iyi anlıyor insan.
9.8/10
(132 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Cosmos: A Spacetime Odyssey
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
24
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Yücel Aydın
Yücel Aydın
62K UP
İnceleyen10 8 Mayıs 2023
Her yaştan insanın okuması gereken bir başyapıt
9.6/10
(148 Kişi)
Puan Ver
The Little Prince
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşe Alaca
Ayşe Alaca
3,240 UP
Çeviren 14 Ağustos 2018 11 dk.

İklim değişikliği ile ilgili her türlü eylem adalet ve bireylere, milletlere, kuşaklara ve doğanın geri kalanına karşı sorumluluk gibi etik meselelerle karşı karşıyadır.

İklim değişikliği, bugün dünyanın karşı karşıya olduğu en zorlu konulardan biridir. Burada, etik analizlerin hem iklim probleminin doğasını hem de olası çözümler ile ilgili kısıtlamaları anlamamıza nasıl yardımcı olabileceğini göstermekteyiz (Vanderheiden 2008, Gardiner ve ark. 2010, Arnold 2011). Bunu yaparken, iklim değişikliğinin temel değerleri nasıl tehdit ettiğine ve bu konuda sergilenecek eylemlerin adalet ve sorumlulukla ilgili ciddi endişeleri nasıl gündeme getireceğine odaklanacağız.

48
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan İlanAraştırma Anketi
Rümeysa Yavaş
İlanı Ekleyen 12 saat önce ÇevrimiçiÜcretsiz11 Haziran
0-3 Yaş Çocuğu Olan Babaların Gelişim Bilgisi ve Katılımında Öz Yeterliliğin Rolü
11 Haziran 2025 22:40 tarihinden 11 Haziran 2026 22:46 tarihine kadar.

Merhaba,
Yalnızca 0-3 yaş arasında çocuğu olan babalarla yürüttüğümüz çalışmamıza katılım ve desteklerinizi bekliyoruz :)

“0-3 Yaş Arasında Çocuğu Olan Babaların Çocuklarının Gelişim Basamaklarını Bilme Düzeyleri ile Baba Katılımı Arasındaki İlişkide Ebeveyn Öz Yeterliliğinin Düzenleyici Rolünün İncelenmesi” isimli çalışma İstanbul Medeniyet Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Duygu Akyüz danışmanlığında, Psk. Rümeysa Yavaş ve Psk. Dilruba Aksu tarafından yapılmaktadır. Bu çalışmada, yalnızca 0-3 yaş arası çocuğu olan babaların çocukların gelişim düzeylerine dair bilgileri ve baba katılımının incelenmesi amaçlanmaktadır. 

https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSccsgrKze_4exesjwMFMkiiahPUKfcRaxyFH1BA-FJh3wM78Q/viewform?usp=sf_link

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeynep Süter Görgüler
Yazar 6 Mayıs 2019 23 dk.

İnternet temelli yeni medya uygulamaları, bireylerin ve kurumların iletişim kurma pratiklerini ve aynı zamanda bilginin üretim ve tüketim süreçlerini, çevrimiçi ortama taşıyarak ağ tipi yeni bir toplum modeli inşa etmektedir. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından oluşturulan İnternet Kullanıcıları İçin İnsan Hakları [Human rights for internet users] (2014) başlıklı kılavuzda, kültürel/bilimsel üretim pratiklerine yön veren düşünce ve ifade özgürlüğü, bilgiyi (yeniden)- yaratma/paylaşma araştırma ve kültür eserlerine erişim özgürlüğü, açık veri kaynağı oluşturma ve serbest lisanslama gibi demokratik değerler öne çıkmaktadır. Araştırma kapsamında, çeviri ve yeniden çeviri hareketi, bilginin yeniden üretim eylemine dönüşmektedir.

Bu çalışmanın amacı, Evrim Ağacı adlı açık bilim topluluğu tarafından Darwin teorisine ve uygulama alanlarına ilişkin yürütülen yeniden çeviri hareketlerine yönelik netnografik bir çözümleme gerçekleştirmektir. Araştırmanın birincil dayanağını oluşturan Çeviri Sosyolojisi yaklaşımı bağlamında John Heilbron ve Gisèle Sapiro, çeviriyi toplumsal bir pratik ve uluslararası düzlemde gerçekleşen kültürel değiş-tokuşların itici gücü olarak ele almak gerektiğine dikkat çekerek, çeviri pratiğine katılan birey ve kurumlardan oluşan tüm eyleyicilerin çeviri çözümlemelerine dahil edilmesinin zorunluluğuna vurgu yapmaktadırlar (2008: 43). Çeviri Sosyolojisi, çeviri ürünün nasıl ortaya çıktığı ve arkasında görünmeyen yapıların nasıl işlediği ile eyleyicilerin neyi/nasıl deneyimledikleri üzerine yoğunlaşmaktadır (Demirel Bogenç, 2014: 408-409). Çevirinin, farklı gerçeklik düzlemlerinde üretilen ve çoklu mekanizmaların bir arada işlediği bir eylem şekli olduğunu kabul eden Çeviri Sosyolojisi, bu sürecin oluşmasında iş başında olan toplumsal değişkenleri teşhis etme görevini üstlenmektedir. Ağ temelli yeni toplumsallıkların (Castells, 2010, 2015; Gerbaudo, 2012), çeviri alanı üzerinde yarattığı karşı konulamaz etkilerine yakından bakıldığında, çeviri alanında yaşanan toplumsal dönemeçle birlikte ortaya çıkan dijital açılımın önemi giderek artmaktadır. Bununla birlikte, dijital ortam (yeniden)- çeviri pratikleri kapsamında öne çıkan kavramsallaştırmalar, bu doğrultuda çalışmanın ikincil düzlemdeki kavramsal altyapısını oluşturmaktadır. 

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Yusuf Bedirhan
İnceleyen 15 dakika önce
Bu sene yıldırım atamadılar ama ellerinde mızrak ile geziyorlar…
Yıldırım istiyoruz babbaaaa!
Film
4.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
15K UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Yaylası, Hazım Dağlı Tabiat Parkı yolu üzerinde gözlemlenmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Jeoloji konusunda geliştirebilirsin.

Depremler
Depremler
26 Makale
4 saat 44 dakika
Öğrenmeye Başla
Aslıhan Yeşilyurt
Çeviren 8 Ağustos 2019 5 dk.

Beşinci nesil hücresel teknoloji ürünü 5G, kablosuz cihazların hızları için yeni ve büyük bir gelişmedir. Söz konusu hız, hem kullanıcıların veri indirme hızlarını hem de bilgi iletirken ve alırken yaşadıkları gecikme süresini içermektedir.

5G, veri iletimini şu anki 4G teknolojisinin 10 ila 100 katı daha hızlı gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Bundan böyle kullanıcılar indirme hızlarını Mb/s biçiminde değil, Gb/s biçiminde görmeyi bekleyebilirler. Columbia Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden Doç. Dr. Harish Krishnaswamy:

57
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Üzeyir Yazıcı
Yazar 19 saat önce 24 dk.

Diferansiyel denklemler, doğada ve insan yapımı sistemlerde meydana gelen sürekli değişimleri matematiksel olarak ifade eden denklemlerdir. Isaac Newton[1] ve Gottfried Wilhelm Leibniz'in 17. yüzyıldaki katkılarıyla ortaya çıkan bu alan, fiziksel olayları modellemekten mühendislik sistemlerini analiz etmeye kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Diferansiyel denklemler sayesinde bir sistemin zamana veya bir başka değişkene bağlı davranışı öngörülebilir ve çözülebilir hâle gelir.

Modern dünyada mühendislik ve bilim dallarının büyük bir kısmı, diferansiyel denklemlerle ifade edilen süreçleri anlamaya dayanır. Hareket eden bir nesnenin konumunun belirlenmesinden, elektrik devrelerindeki akımların analizine kadar pek çok problem, bu denklemler yardımıyla çözülmektedir.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Eylül 2018 7 dk.

Günümüzde tıp doktorluğunun en saygın dallarından birisi kuşkusuz cerrahlıktır. Öte yandan klasik halk zanaatinin en önemli parçalarından birisi berberliktir. Peki bundan birkaç asır önce, bu ikisinin aynı meslek olduğunu biliyor muydunuz?

Berber-cerrahlık, kökenleri 13. yüzyıla kadar takip edilebilen bir meslektir. Bu dönemde şehirler henüz oldukça küçüktü ve birçok "popülasyon merkezi"nin kendisine ait bir hekimi ve hamamı ("banyo evi") bulunuyordu. İşte berber-cerrahlar, bu mini-şehirlerde görevlerini icra eden, hem saç ve sakal kesip, peruk takımı gibi kozmetik prosedürleri uygulayan, hem de kırık-çıkık düzeltme, ot-temelli tedaviler uygulama, kanama durdurma, diş çekimi, katarakt temizleme, kangrenli uzuvlara ampütasyon gibi çeşitli cerrahi operasyonları gerçekleştiren uzmanlardı. Ayrıca kupalama ve sülük tedavisi gibi sahtebilim uygulamaları da bu dönemde berber-cerrahlar tarafından uygulanıyordu. Bu kişilere "uzman" diyoruz; çünkü berber-cerrah olmak için bir kişinin 7 yılı bulabilen süreler boyunca çıraklık yapması gerekiyordu. Bu, birçok diğer meslekten daha uzun bir eğitim dönemi demektir.

123
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kim (Rudyard Kipling)

Kim is a novel by Nobel Prize-winning English author Rudyard Kipling. It was first published serially in McClure’s Magazine from December 1900 to October 1901 as well as in Cassell’s Magazine from January to November 1901, and first published in book form by Macmillan & Co. Ltd in October 1901.

The story unfolds against the backdrop of the Great Game, the political conflict between Russia and Britain in Central Asia. The novel popularized the phrase and idea of the Great Game. It is set after the Second Afghan War which ended in 1881, but before the Third fought in 1919, probably in the period 1893 to 1898. The novel is notable for its detailed portrait of the people, culture, and varied religions of India.

The book presents a vivid picture of India, its teeming populations, religions, and superstitions, and the life of the bazaars and the road.

Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı’ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Devamını Göster
₺300.00
Kim (Rudyard Kipling)
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 4 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, EKRAN KARTCI tarafından sorulmuştur.

Mesele Çok Daha Derin!

Doğa bize değil, biz doğaya muhtacız.” derken kastedilen tam da budur.

Ancak öyle küresel bir sistem düşünün ki; bindiği dalı kesiyor. Hem de her geçen gün daha da pervasızlaşarak. Hem de bencil ve kendi doğasına düşman bir “akıl” ile ve sırf kar ve onun garantisi olan iki şey adına: Amansız sömürü ve arsız tüketim. Hem de ihtiyaç fazlası üretim yöntemi ile…

Tüm Reklamları Kapat

Hal böyle olunca ve sistem küresel olunca, emin ol ki sevgili dostum Amazonlar bile seni kurtaramaz ve o aradığın iç huzuru sana veremez. Çünkü biz toplumsal varlıklarız ve temel sorunumuz toplumsallığımız değil, bu toplumsallığın altını boşaltan bireyciliğimizin kendisidir.

Hikayesi ta özel mülkiyetin kutsandığı ve toplumsal kardeşliğimizin bozulduğu sınıfların doğuşuna kadar gider, köleci toplumun inşa sürecine kadar. Ve korkarım ki sınıflar, ezen, ezilen ve özel mülkiyet var olduğu sürece, bunu tekelinde bir tahakküm aracı olarak tutmak isteyecek egemenler (devlet) , bu egemenlerin, yabancılaştırıp-yozlaştırarak kendilerine yedeklediği bireyler ve bu vesile ile bu duruma isyan eden senin gibi milyonların doğasına dönüş özlemi hep var olacak.

Bu özlemi gerçek kılmanın tek yolu var ne yazık: Doğru tedavi için teşhisi doğru koymak. Ustalar bunu yapalı iki asra yakın zaman geçmiş. Belki de onlara artık daha bir can kulağı ile kulak vermek lazım ve belki de en önemlisi buradan başlamak lazım. Yani bireysel kurtuluşun ancak toplumsal kurtuluş ile mümkün olduğunun bilince çıkarılıp bu amaçla kolların sıvanması ile… Yani “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”

Hepimize kolay gelsin… Sevgiyle…

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Mart 2015

Çin, genel toplam bakımından elbette çay tüketiminde lider. Ancak bu liderlik unvanını, barındırdığı aşırı yüksek popülasyonuna borçlu. Eğer ki kişi başına çay tüketimi söz konusuysa, kimse Türkiye'nin eline su dökemez. Hatta Türkiye'nin yanına yaklaşabilen bir ülke yok bile! Türkiye'nin hemen arkasından İrlanda ve Birleşik Krallık geliyor olsa da, Türkiye'deki kişi başına çay tüketimi, bir sonraki "rakip" olan İrlanda'nın neredeyse 1.5 katı!

Yukarıda, en tepedeki haritanın sayısal versiyonu da gösterilmektedir. Sayılar, kişi başına yılda tüketilen çay miktarını libre cinsinden vermektedir. 1 libre, 0.45 kilogram civarındadır. Yani bunları kilogram cinsinden düşünmek isterseniz, sayıları kabaca 2'ye bölmeniz yeterli olacaktır.

38
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Mayıs 2011 30 dk.

Kanser, en yalın anlamıyla, kontrolsüz hücre bölünmesi demektir. Hücreler, sürekli olarak belirli bir döngü içerisindediler. Hayatlarının çoğu "interfaz" denen ve "hücre içi sıradan olayların yapımı ve bir sonraki bölünme için iç hazırlıklar" olarak tanımlayabileceğimiz evrede geçirirler. Daha sonradan, DNA'dan "emrin gelmesiyle" (daha doğrusu belirli bir yüzey alanının hacme oranı değerine veya belli başlı bazı diğer kriterlere eriştikten sonra meydana gelen biyokimyasal geri bildirim sayesinde DNA'nın tetiklenmesiyle) hücre bölünmesi için özel çalışmalar başlatılır. Sırasıyla profaz, metafaz, anafaz ve telofaz evrelerinden geçerek hücre bölünmesi gerçekleşir.

Ancak işler, bizlerin lisede öğrendiği kadar basit değildir. Hücrenin normal yaşamı ve bölünme öncesi, sırası ve sonrasında pek çok zincirleme tepkimeler (İng: "cascade") meydana gelir. Bunlar, çeşitli enzim ve proteinlerce denetlenirler. Her bir faz arası geçiş, farklı metotlarla kontrol edilir. En nihayetinde ise önce DNA bölünür, telofazın son kısmında ise hücre bölünmesi gerçekleşir ve sonuç olarak tek bir hücreden, iki hücre (mayoz durumunda peşisıra iki bölünme sonucu önce iki, sonra dört hücre) meydana gelir.

143
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
366K UP
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

Fosillerin keşfedilmesini konu alan filmlerde ya da hikayelerde genellikle birilerinin arka bahçesinde bütün bir dinozor kemiği bulduğu gösterilse de paleontologlar gerçekte, çoğunlukla bir iskeletin ufak tefek parçalarıyla uğraşır. Bu resim çoğu zaman eksik olsa bile, küçücük bir kemik parçası dahi yepyeni bilgiler ortaya çıkarabilir.

Bilim insanları bu parçaların nereden geldiğini anlamak için fosil içinde korunmuş antik kemikleri incelemek için kullanılan görece yeni bir yöntem olan palaeoproteomik yöntemini kullanıyor. Frontiers in Mammal Science dergisinde yayınlanan bir çalışma, bu tekniğin Avustralya’nın nesli tükenmiş keseli dev hayvanlarına (İng: "Megafauna") ait kemiklerde ilk kez başarıyla kullanıldığını ortaya koyuyor.[1] Bu türler, günümüz Avustralya keseli hayvanlarının dev ataları olarak biliniyor.

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Habil Temiz
İnceleyen6 1 gün önce
Başlangıcı gerçekten bir John Wick Spin-Off'u gibi başlasada,ilerleyen vakitlerde aksiyonun yerini neredeyse bilim kurgu alan,birçok yapımda önemli işler barındıran yıldızları gereksiz harcayan,izlediğimiz 'gerçek' aksiyonun ve dikkat çekici anların neredeyse çoğunu sadece John Wick tarafından izlediğimiz, artık aşina olduğumuz 'intikam' senaryolu bir yapım olmuş.Yerinde aksiyonlar ve sahnelerin yanı sıra dikkat çekici atmosfere ve bunun bir sadece spin-off olduğunu hatırlatsada,Ana de Armas'ın ciddi bir rolü kaldırabilip kaldıramamasını sorgulattı.Yine de oyuncuların ve yapım ekibinin bir spin-off olması için elinden geldiğince uğraşları belli oluyor.
Film
6.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Batuhan Aslan
Batuhan Aslan
20K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
Nedense, hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz.
Kaynak: Sayfa 13 (Can Sanat Yayınları)
9.7/10
(160 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tasarımcı Technology .
3 gün önce
Mandela etkisi nedir. Cevabını linke tıklayarak ulaşabilirsiniz .
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
NGC 6302: Kelebek Bulutsusu

Geceleri Dünya göklerinde görülen küme ve bulutsulara genellikle çiçek ya da böcek isimleri verilir. 3 ışık yılı kanat açıklığına sahip NGC 6302 de bunlardan biridir. Tahmini yüzey sıcaklığı 250.000 santigrat derece olan bu gezegenimsi bulutsunun merkezi yıldızı, bir beyaz cüceye dönüşme sürecindedir. Bu nedenle son derece sıcak hale gelir ve morötesi ışıkta parlak şekilde parıldar. Yoğun bir toz halkası, merkezi yıldızı doğrudan görmemizi engeller; ancak enerjik morötesi ışık, bulutsuda bulunan atomları iyonize eder. Dar bant görüntü verileriyle oluşturulmuş bu keskin teleskopik görüntüde, iyonize hidrojen ve oksijenin iki değerlikli iyonları karakteristik kırmızı ve mavi-yeşil tonlarında gösterilerek, bulutsunun kanada benzeyen çift kutuplu çıkıntıları içinde yer alan düğüm ve filamentlerden oluşan çarpıcı bir kompleks ortaya çıkarılmaktadır. NGC 6302, 4000 ışık yılı uzağımızda Akrep (Scorpius) takımyıldızında yer alıyor.

6 Haziran 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Copyright: Mike Selby
Çeviren: Simay Aladağ

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Blog Yazısı
Deha Kaykı
Deha Kaykı
199K UP
Blog Yazarı 4 dk.

Tyrannosaurlardan hatta dinozorlardan bahsedilince birçoğumuzun aklına gelen ilk canlı herhalde T.Rextir. Dinozor kelimesi ile özleşmiş ve popüler kültürde efsaneleşmiş bu canlıyı hiç yakından incelediniz mi? Öncelikle bu canlıyı biraz tanıyalım. 13 metrelik boyu ve 8 tona varan ağırlığıyla karaya ayak basmış en büyük theropod dinozordu. T.Rexlerin devasa boyutta çeneleri vardı ve bu devasa çene 6 tona yakın bir ısırma kuvvetine sahipti. Tüm bunların yanında keskin bir koku alma duyusu ile sahip oldukları binoküler görüş, onları tam anlamıyla bir ölüm makinasına dönüştürmekteydi. Son yapılan araştırmalarda ise bu canlıların ağır oldukları hatta koşamadıkları düşünülmektedir. Bu da onların pusucul avcılar olabileceği fikrini doğurmuştur. T.Rexler hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumuza göre artık asıl konumuza gelebiliriz.

Bu canlıları incelediğimizde dikkatimizi çeken şeylerden bir diğeri ise elbette ki kısa ve iki parmaklı kollarıdır. Peki, devasa boyutlara erişen ve öldürmek için evrimleşen bu canlılar genel olarak neden kısa kollara sahipti?

24
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
“Tıp” sözcüğünün önüne “alternatif” sözcüğünü koymak, bir köpeğe işaret edip “Bak, bu benim alternatif kedim!” demek gibi bir şeydir. O, halen bir kedi değildir!
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
27
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close