Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
27K UP
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı ilçe merkezinde gözlemlenmiştir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Furkan Bozkurt
Çeviren 16 Ocak 6 dk.

Kimberley Wilson yıllar boyunca hapishanelerde, pek çok kesimden hastayla çalışmış bir psikolog.[1] Terapi vermekle geçirdiği yıllar, iyileştirilmiş beslenmenin ruh sağlığı ve beyin fonksiyonunda anahtar etken olabileceğini gösteriyor!

İngiliz psikolog Kimberley Wilson, Avrupa'nın o zamanki en büyük kadın hapishanesi olan Londra Holloway Hapishanesi'nde terapist olarak çalıştığı yıllarda ve sonrasında her kesimden insanla çalıştı. Bu değerli yıllar, Wilson'ın danışanlarına ve hastalarına bugüne kadar verdiği tavsiyeleri şekillendirdi.

24
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Haziran 2011 50 dk.

Elbette evrimsel biyoloji söz konusu olduğunda, soruların ucunun Tanrı inancına ve dinlere gelmemesi oldukça zor. Doğadaki evrim yasasının her ne kadar kütleçekimi yasasından veya kimyasal maddelerin tepkime dinamiklerini belirleyen yasalardan hiçbir farkı olmasa da ve her ne kadar Evrim Ağacı olarak biz, bugüne kadar bütün konuları bilimsel bir çerçeveden ele alıp, şahsi inançlara yönelik yorumlardan kaçınmış olsak da, ister istemez okurlarımız bizim halk arasında yaygın olarak Tanrı inancını bilimsel olarak nasıl izah edebileceğimizi, tanrıların, dinlerin ve bu inançların spesifik argümanlarının gerçeklik payı olup olmadığını ve Tanrı/din kavramını var oluşun neresine yerleştirmemiz gerektiğini soruyorlar.

Ne yazık ki bu soruların hepsinin cevabını veremeyiz; çünkü... Bilmiyoruz. Hatta halk arasında yoğun bir kamplaşma olsa da ve tutkuyla savunulan argümanlar/iddialar aksi yönde bir izlenim verse de, tarafların hiçbirinin yukarıdaki soruların nihai ve gerçek yanıtlarını bilmediğini de rahatlıkla iddia edebiliriz. Dolayısıyla biz, bu konuda bilimsel olarak sonlandırılmamış bir tartışmayı Evrim Ağacı olarak sonlandırma iddiasında olamayız - bugüne kadar hiç olmadık da. Ancak şunu yapabiliriz: İnsanı ve Evren'i tamamen doğal bir varlık olarak gören bilimin, "Eğer Evren bir süperbilinç tarafından var edilmediyse ve insan da dahil her şey doğal süreçlerle var olduysa, insanlar arasında görülen dini inançları ve Tanrı kavramlarını bilimsel ve doğal olarak nasıl izah edebiliriz?" sorusuna verdiği yanıtları size aktarabiliriz. Bu yazıda da yapacağımız bu olacak.

191
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı
Yazar 10 Ağustos 2017 16 dk.

Küresel iklim değişikliği, aslında adından da anlaşılabileceği gibi, Dünya çapındaki iklimin, küresel bir boyutta değişmesi demek. Bu ismi vermemizin 2 nedeni var: İlki, küresel ve yerel ayrımı. İklim, belli bir yerel bölgede, örneğin Güney Amerika kıtasında değişiyor olsaydı; bu küresel bir iklim değişikliği olmazdı. Bilim insanları tarafından insanlık tarihinin en büyük sorunu olarak gösterilen Küresel İklim Değişikliği ise, Dünya'nın tamamını etkiliyor. İkinci neden ise, "iklim" ile "hava durumu" arasındaki farkı vurgulamak. Hava durumu, bizim günlük veya haftalık olarak deneyimlediğimiz, kısa vadeli hava olaylarına verilen isim. "Bugün hava yağmurlu." ya da "Bu hafta çok sıcak olacak." dediğimizde iklimden değil, hava durumundan söz ederiz. İklim, hem daha kapsamlı bir sözcük, hem de daha uzun vadeli bir sözcük. İklim, hava durumuna göre daha kapsamlı bir kavram, çünkü her hava durumu, iklimin bir parçasıdır; ancak her iklimsel değişim, hava durumunun bir parçası olmak zorunda değildir. Ayrıca iklim daha uzun vadeli bir kavram, çünkü iklimsel değişimleri gözlemek için günlük değişimlere bakmak yeterli değil. Kimi zaman aylara ve yıllara, kimi zamansa yüz binlerce yıla yayılan süreçleri incelemek gerekiyor. Küresel bir boyutta, uzun vadeli bir iklim analizi yaptığımızda gördüğümüz bir gerçek var: İklim, durmaksızın değişiyor. Korkutucu olan ise, bu değişimin tehlikeli bir hızda ve yönde olması... Gezegenimiz aşırı hızlı bir şekilde ısınıyor, yani sıcaklığı artıyor. Bu nedenle günümüzdeki Küresel İklim Değişikliği'nin yapısı, "Küresel Isınma" yönünde... Eğer ki aksi yönde olsaydı, "Küresel Soğuma" diyecektik mesela. Yani meşhur "Küresel Isınma" lafı, söz konusu iklim değişikliğinin yönünü belirliyor.

Burada şuna tekrar vurgu yapmak istiyorum: İnsanlar genellikle "Al işte, yazın hava ne kadar serin! Hani küresel olarak ısınıyorduk?" gibi fikirler ileri sürüyorlar. İşte bu insanlar, hava durumu ile iklimi birbirine karıştırıyorlar. Spesifik bir günde olanlar, iklim için doğrudan anlamlı olmayabilir. Bunun yerine, daha geniş zaman aralıklarına bakmak gerekir. Mesela, aşağıda verdiğim görseli bir inceleyin. Küresel sıcaklık ortalamaları, durmaksızın artıyor. Her yıl, "rekor sıcaklık yılı" oluyor. Eğer gerekli önlemleri almazsak, 2018 de, 2020 de, 2025 de emin olun rekorlar kıracak. Yalnız sorun, biz sıcaklık rekorlarını sayıp diz döverken, Dünya'nın dengesi durmaksızın alt üst oluyor. Buna kulak vermemiz şart!

30
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0029 Haziran
Kuantum Açık Sistemlere Sezgisel Bir Bakış
29 Haziran 2025 15:00 tarihinden 06 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Kuantum açık sistemleri, bir kuantum sisteminin çevreyle etkileşimini göz ününe alır. Genel olarak çevre, sisteme kuantum özelliklerini veren eşevrelilik ve dolaşıklık gibi kuantum etkilerin yitirilmesine sebep olur ancak çevreyi, sistemi ve aralarındaki ilişkiyi istediğimiz şekilde modelleyerek bunu tersine çevirmek mümkündür. Böylece sistemler kuantumluklarını (quantumness) koruyabilir, hatta yeni ilintiler üreterek geliştirebilirler. Açık sistemleri incelemekte kullanılan farklı yöntemleri karşılaştırdığımızda hesapsal ve kuramsal avantajlarıyla kuantum çarpışma modeli öne çıkar. Etkinlikte, kuantum çarpışma modeli kullanarak, kuantum nitelikler bağlamında sistemin düşmanı olarak gördüğümüz çevreyi sıkı bir dost haline nasıl getirebileceğimiz üzerine çalışacağız. Bu etkileşmeyi anlayabilmek için gerekli olan tüm bilgiler adım adım sunularak, hem sayısal hem analitik örneklerle pekiştirilecektir.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Uyarlayan 22 Ağustos 2017 20 dk.

Yaşlanma, ya da bazen söylendiği şekliyle ihtiyarlık, ilerleyen yaşla beraber fizyolojik işlevin kaçınılmaz olarak bozulmasıdır. Yaşlılık, nüfus istatistikleri çerçevesince, yaşa bağlı olarak ölüm oranında bir artış ve doğurganlıkta bir düşüşle tanımlanmaktadır (Görsel 1'e bakınız).[1][2] Bu durum, evrimsel bir çelişki barındırır: Doğal seçilim, organizmaları en uygun şekilde sağkalım ve üreme başarısına (Darwinci uyum başarısına) sahip olacak tarzda tasarlıyorsa, o halde evrim, neden ilk iş olarak yaşlanmayı önlemez?

Aristo'dan başlayarak bilim insanları ve düşünürler yüzyıllar boyunca bu bilmeceyi çözmeye çabaladılar. Örneğin Romalı şair ve düşünür Lucretius, De Rerum Natura (Nesnelerin Doğası Üzerine) adlı eserinde, gelecek kuşaklara yer açtığı için yaşlanmanın ve ölümün faydalı olduğu fikrini savunmuştur. Bu görüş, biyologlar arasında 20. yüzyıla kadar tutunmuştur.

89
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Yusuf Kaba
Yusuf Kaba
36K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Hakikatin gücü, zaferinin zorluklarla ve yorucu bir şekilde kazanılabilmesine rağmen, bir kez ulaşıldığında bir daha geri alınamamasında yatmaktadır.
Kaynak: Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Kökü Üzerine (İTD 8,46)
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Çeviren 14 Mayıs 2020
3 Mayıs’ta, şafak sökmeden saatler önce, Reunion Adası’nın üzerindeki güney gökyüzünde kozmik toz taneleri saçılmaktaydı. Dünya’da, periyodik 1/P Halley Kuyruklu Yıldızı’nın arkasında bıraktığı tozlu parçacıkların oluşturduğu her yıl gerçekleşen Eta Aquarids isimli meteor yağmuru yaşanmaktaydı. Bu etkileyici pozlamada, bulut denizinin üzerinde soldan sağa doğru giden parlak bir Aquarius gök taşı yakalanmıştır. Gök taşının ardında bıraktığı iz, doğu ufkunun üstünde bulunan ve görselin üst kısmında görülebilen Aquarius takımyıldızına doğru uzanmaktadır. Hızıyla bilinen Eta Aquarid gök taşları, atmosfere saniyede 66 kilometre hızla girer ve 100 kilometre kadar yüksekte görülebilir. Sonra, Dünya’dan yaklaşık 6 ışık yılı uzakta, C/2020 F8 SWAN Kuyruklu Yıldızı’nın soluk yeşilimsi koması ve uzun kuyruğu, merkezin solundaki volkanik tepelerin üzerinden, bu etkileyici sahneye katılacak ve görselin bir parçası olacaktı. Şimdi ise, alacakaranlık saatlerinde kuzey gökyüzünün, doğu ufkunun yakınlarındaki SWAN Kuyruklu Yıldızı, beklenildiği kadar parlak hale gelmedi. Kuyruklu yıldızın Dünya’ya gerçekleştirdiği ilk yakın geçiş, yalnızca iki gün önceydi ve kuyruklu yıldız, en yakın konumuna 27 Mayıs’ta ulaşacak.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 4 gün önce Sen de Cevap Ver

İnsan ve köpek eşleşmesinde bir "biyolojik sonuç" ortaya çıkar mı? Hayır.

İnsan (Homo sapiens) ve köpek (Canis lupus familiaris) farklı türlerdir ve genetik olarak üreyebilecek kadar yakın değillerdir. Bu nedenle, insan ve köpek arasında bir çiftleşme gerçekleşemez, böyle bir birleşmeden herhangi bir biyolojik sonuç (yani yavru) doğmaz.

Bu türlerarası bariyer birkaç temel sebepten dolayı aşılamaz:

Tüm Reklamları Kapat

1. Genetik uyuşmazlık:

İnsanların 46 kromozomu vardır, köpeklerin ise 78. Bu kadar farklı genetik yapılar bir araya geldiğinde döllenme gerçekleşse bile canlı, yaşama yetisi olmayan bir embriyo olur (ama genelde zaten döllenme bile olmaz).

2. Fizyolojik uyumsuzluk:

Üreme organları, hormon döngüsü ve üreme davranışları tamamen farklıdır. Anatomik ve fizyolojik olarak böyle bir eşleşme mümkün değildir.

Tüm Reklamları Kapat

3. Etik ve hukuki sınırlar:

İnsan ile hayvan arasındaki cinsel davranışlar, hem etik hem de hukuki açıdan pek çok ülkede hayvan istismarı olarak kabul edilir ve cezai yaptırımlara tabidir.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen6 2 gün önce
Yönetmen Michael Haneke bir sanat filmi yönetmeni. Muhtemelen en meşhur filmi Amour ile 2 Oscar adaylığı kazanmış. 100'ün üzerinde ödülü var. Hemen her filmiyle ya Palme d'Or ya da başka bir Cannes ödülü kazanmış. Bu film de Brand Prize of the Jury ödülünü ve en iyi başroller ödülünü kazanmış. Uluslararası bağlamda çalışan birisi. Kendisi Almanya doğumlu Avusturyalı. Film ise Fransızca. Başrol oyuncumuz Isabelle Huppert bol ödüllü tek Oscar adaylıklı belli ki iyi bir oyuncu. Film 2 saatlik psikolojik drama tarzında o ucube filmlerimizden bir tanesi. Aslında özellikle dönemimizde ciddi bir kanayan yarayı işliyor.

Baba yokluğuyla birlikte evin içinde fazlaca güç kazanıp kızının hayatına OKBvari şekilde ve narsisistikçe yatırım yapıp müdahale etmeye çalışan bir annenin yarattığı daha da OKBli başka bir entelektüel kadının cinsel açlığını konu alıyor. Karakterin motivasyonunu anlamaya çalışmak kafa karıştırıyor ama bir noktada çözdüğümü düşünüyorum. Annesinin projesi durumunda olduğu için mazoşist bir dürtüyle kendini sabote edip annesini cezalandırmaya çalışıyor. Kadının entelektüel görüntüsünün arkasındaki potansiyeli muhtemelen sezen genç bir erkeğin duvarları yıkmaya çalışmasını izliyoruz. Aleni sahneleri olsa da erotik demek güç. Oldukça rahatsız edici sahneleri var. Garip ama izlettiriyor.
6.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eda Alparslan
Çeviren 15 Mart 5 dk.

Yapay zeka algoritmaları, her geçen günle birlikte sağlık sektörünün her alanına girmeye devam ediyor. Meme kanseri görüntülemelerinde, klinik notlar alınmasında, sağlık sigortalarının yönetiminde ve hatta "sanal hemşireler" yaratmakta veya doktor-hasta diyalogları oluşturmakta kullanılıyorlar. Bazı şirketler bu araçların tıp sektörünü daha verimli hale getireceğini, doktorlar ve diğer sağlık çalışanlarının yüklerini hafifleteceğini iddia ediyor.[1] Ancak bazı uzmanlar bu araçların şirketlerin iddia ettiği kadar düzgün çalıştığından şüpheli.

İnsanlara benzer şekilde metin üretebilmek üzere muazzam büyüklükte veriyle eğitilen büyük dil modelleri (LLM'ler) gibi yapay zeka araçları, ancak aldıkları eğitim kadar kaliteli sonuçlar verebilirler. Oysa tıbbi alanda LLM'lerin yetkinliğini ölçmek için kullanılan metrikler tıp fakültelerinin sınavlarına dayanmaktadır. Hatta sağlık sektöründe kullanılan yapay zeka araçlarını değerlendiren bir çalışma, bu modellerin sadece %5'inin gerçek hastalardan elde edilen verilerle eğitildiğini göstermektedir.[2] Dahası, birçok çalışma dil modellerini test etmek için tıbbi bilgilerle ilgili sorular sormakla yetinmiştir. Çok az çalışma modellerin gerçek hayatta şimdiden üstlendiği reçete yazma, konuşma özetleme veya hastalarla konuşma gibi görevlerin ne kadar iyi yapıldığını incelemiştir.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Orhan Aydın
Orhan Aydın
1,095 UP
İnceleyen10 5 gün önce
Yedi edebiyat tutkununun bu güzel yolculuğunu içtenlikle kutluyorum. Zincir öykü tekniği, her birimizin hayata farklı açılardan bakmasına rağmen bir araya geldiğimizde nasıl bir uyum yakalayabildiğimizi gösteriyor. Bu birliktelik, farklılıklar içinde nasıl bir bütün oluşturabileceğimizi ve edebiyatın birleştirici gücünü ortaya koyuyor. Yolunuz açık olsun...
Kitap
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Emre Kalkan
Emre Kalkan
30K UP
İnceleyen10 26 Ocak 2024
Matematik ve aslında bilimi akıcı ve anlaşılır bir şekilde anlatan enfes bir kanal.
Youtube Kanalı
9.9/10
(297 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2019 11 dk.

Evrim dendiği zaman akla ilk gelen, canlılar arasındaki benzerlik kıyaslamalarıdır. Hemen aklımız şempanzelerle insanlar arasındaki genetik benzerliğe gider. Ya da fosiller ile yaşayan türler arasındaki yapısal benzerliklere... İyi ama, bu benzerlikler neden evrime işaret ediyor olsun? Her biri ayrı ayrı, aynı tasarımcı tarafından tasarlandığı için benzer olamazlar mı? Sonuçta bizler de arabalar yaratıyoruz ve hepsi kabaca birbirine benziyor. Bu durum, arabaların evrimleşerek bugüne geldiği ya da ortak atalardan türleştiği anlamına mı gelir?

Türler arası benzerlik, evrimin kanıtı olmaktan ziyade bir sonucudur. Bir nevi "ipucu" olarak düşünülebilir. Türler arası biyolojik, morfolojik, genetik, anatomik, fizyolojik, davranışsal benzerlikler ve bu benzerliklerin türden türe kademeli olarak değişiyor olması, bu canlıların ortak atalardan türleştiği fikrini akla getirir. Ancak bu demek değildir ki evrimsel biyologlar, "Evrim doğruysa türler arası benzerlik olmalı. Türler arası benzerlik var. Dolayısıyla evrim var." gibi bir mantık hatası yapmaktadırlar. Benzerlik işin ilk adımıdır. Sadece bir parçasıdır. Sonraki adım, bu benzerliğin neden var olduğunu açıklamaktır. 

210
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 3 gün önce 3:52
Bu mit her ne kadar ekip çalışması ve liderlik ile ilgili ilham verici bir hikaye olsa da, tamamen hatalıdır. Alfa erkekleri sürünün en arkasında kalmazlar....
4
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 5 Şubat 2019
Mantığın bir gün popüler olacağı hayaline aldanmayalım. Tutkular ve duygular popüler olabilir; mantıksa her zaman azınlığın malı olacaktır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
34
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
APOD'un 30. Yıl Dönümü

Günün Astronomi Fotoğrafı ya da daha bilinen adıyla APOD, 16 Haziran 2025 itibarıyla 30 yaşına girmiş bulunuyor. Bugünün görseli ise bu özel günü kutlamak adına geçmiş APOD içeriklerinin bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan ve size Dünya'nın gece gökyüzüne dair en bilinen ve etkileyici tasvirlerinden birini hatırlatabilecek göz alıcı bir mozaik. Bu "Yıldızlı Gece" mozaiği, son 5 yıl içerisinde APOD'a katkıda bulunan 1.836 farklı görselin tam olarak 32.232 küçük kare şeklinde birleştirilmesiyle oluştu. APOD olarak bu süreçte projemize katkıda bulunanlara, gönüllülerimize ve okurlarımıza içten bir teşekkür sunmak istiyoruz. Son 30 yıldır süregelen çabalarınız sayesinde evrenin keşfini hep beraber keyifle takip edebildik ve bu ilham verici deneyimleri başkalarıyla paylaşabildik.

16 Haziran 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: Pixelization of Van Gogh's The Starry Night by Dario Giannobile
Çeviren: Osman Akman
Çeviri Editörü: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close