Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Eylül 2021 16 dk.

Seyirci Etkisi, görgü tanıklarının suça müdahale etme sorumluluğunu bir başkasına atmaya meyilli olmasına verilen psikolojik bir isimdir. Yani Seyirci Etkisi Teorisi'ne göre bir tanık, bir olaya tek başına şahit olursa, o tanığın kurbana yardım etme ihtimali, birden fazla tanığın olaya tanık olduğu duruma göre daha yüksek olacaktır. Yani paradoksal bir şekilde, ortada ne kadar çok tanık varsa, kurbanın yardım görme ihtimali artmamakta, tam tersine tanıkların birbirine güvenerek kurbana yardım eli uzatmama ihtimali o kadar artmaktadır.

Örneğin otoyolda ölü bir hayvan ya da tehlike arz edebilecek bir çöp gördüğünüzde, durup sorunu çözmek yerine "Nasılsa bir başkası halleder." diyor olabilirsiniz. İşte bu, Seyirci Etkisi'nden kaynaklanmaktadır: Belki daha ıssız bir yolda karşılaşsanız, aynı unsur aslında daha az risk teşkil etmesine rağmen (çünkü daha az trafik vardır), durup da o riski ortadan kaldırma ihtimaliniz daha yüksek olabilir. Elbette insanlar "Aman canım benim sorumluluğum mu?" gibi yollarla bu davranışlarını rasyonalize etmeye çalışmaktadırlar - ki yazının ilerleyen kısımlarında buna da döneceğiz.

104
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 3 gün önce 2 dk.

Herhangi bir zamanda Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun yaklaşık %10'u majör depresif bozuklukla (MDD) mücadele ederken insanların %20'si yaşamları boyunca bu bozukluğun belirtilerini gösterebiliyor.[1]

Ancak bu kadar yaygın olmasına rağmen MDD tedavisinde kullanılan yöntemler, toplumun azımsanamayacak bir kesiminde yetersiz kalmaktadır. Standart tedavi yöntemi olan antidepresanlar, MDD hastalarının %30’unda etkili olmamaktadır.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2019 11 dk.

Evrim dendiği zaman akla ilk gelen, canlılar arasındaki benzerlik kıyaslamalarıdır. Hemen aklımız şempanzelerle insanlar arasındaki genetik benzerliğe gider. Ya da fosiller ile yaşayan türler arasındaki yapısal benzerliklere... İyi ama, bu benzerlikler neden evrime işaret ediyor olsun? Her biri ayrı ayrı, aynı tasarımcı tarafından tasarlandığı için benzer olamazlar mı? Sonuçta bizler de arabalar yaratıyoruz ve hepsi kabaca birbirine benziyor. Bu durum, arabaların evrimleşerek bugüne geldiği ya da ortak atalardan türleştiği anlamına mı gelir?

Türler arası benzerlik, evrimin kanıtı olmaktan ziyade bir sonucudur. Bir nevi "ipucu" olarak düşünülebilir. Türler arası biyolojik, morfolojik, genetik, anatomik, fizyolojik, davranışsal benzerlikler ve bu benzerliklerin türden türe kademeli olarak değişiyor olması, bu canlıların ortak atalardan türleştiği fikrini akla getirir. Ancak bu demek değildir ki evrimsel biyologlar, "Evrim doğruysa türler arası benzerlik olmalı. Türler arası benzerlik var. Dolayısıyla evrim var." gibi bir mantık hatası yapmaktadırlar. Benzerlik işin ilk adımıdır. Sadece bir parçasıdır. Sonraki adım, bu benzerliğin neden var olduğunu açıklamaktır. 

211
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 20 Eylül 2020 9 dk.

Kitabın tanıtım yazısı şu şekildedir:

Evrim ve Evrim Kuramı, gerek Türkiye’de gerek dünya genelinde uzun yıllardır süregelen çeşitli tartışmaların odağı olmuştur. Söz konusu tartışmaların akademik/bilimsel boyutunun yanı sıra toplumsal formasyonlar içerisinde daha çok sosyolojik/kültürel/dini temelli bir yönü de vardır. Evrim Teorisi, bu yönüyle, birçok bilimsel teoriye göre daha özgün ve popüler bir konumdadır. Söz konusu teorinin bazı dönemlerde siyasi gündemin konusu olduğu dahi görülmüştür. Bu derece farklı alanları etkileyen bir teorinin, bu teorinin bilimselliği ve metateorisi üzerinde hiçbir yetkinliği bulunmayan kişilerce –çoğu zaman art niyetle- ele alınması, işbu kuram üzerinde birçok yanlış anlaşılmanın ve önyargının doğmasına neden olmuştur. Evrim Teorisi, bugün, bilimin hiçbir güncel metodu kullanılmadan, bilimsel olduğu iddia edilen yöntemlerle çürütülmeye çalışılmaktadır. Bu minvalde, Evrim Teorisi, adeta cehalete karşı bir savaşın öznesi/cephesi durumundadır. Bu bağlamda, canlılığı, hayatı ve dünyayı daha iyi anlamlandırabilmek için üzerinde bilgi sahibi olunması gereken Evrim gerçeği ve bunun teorisi anlaşılmaya değer bir meseledir.

51
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Ağustos 2015 3 dk.

6 Ağustos, tarihin en ölümcül saldırılarından birisinin yapıldığı karanlık bir gündür. Japonya'nın doğal kaynaklarını kullanmak istediği İngilizlere ait Malay yarımadası ve Hollanda'ya ait Güney Endonezya bölgesine yayılmasını kolaylaştırmak üzere ABD'nin Pasifik Okyanusu'ndaki donanmasını etkisiz bırakmak amacıyla 7 Aralık 1941'de Pearl Harbor (İnci Limanı) kamikaze ve bombalı saldırısını gerçekleştirmesi, cehennemi başlatacak olay oldu. Bunu fırsat bilen ve elindeki yeni teknolojiyi kullanmakta sabırsızlık duyan ABD, aynı zamanda 2. Dünya Savaşı'nda kendisini tehdit edebilecek ülkelere de gözdağı vermek umuduyla Japonya'nın Hiroşima kentine 6 Ağustos 1945'te bir misilleme saldırısında bulundu. Ancak saldırıda kullanılan atom bombası, onu üretenler ve kullananlar tarafından beklendik; Dünya'nın geri kalanı tarafından ise akıl almaz bir yıkım yarattı. 

Bombanın düştüğü andan itibaren 3.5 kilometrelik çaptaki her canlı, 34500 Pascal ve üzerinde basınca maruz kalarak hayatını anında yitirdi. Sonrasındaysa patlama, 6000 santigrat dereceyi aşan sıcaklıktaki ateş ve 1.3 kilometrelik yarıçapta hızlı ölümlere neden olacak miktardaki radyasyon yüz binlercesinin daha canına kıydı.

32
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf İğın
Yazar 30 Ağustos 2020 17 dk.

Evren... Kafanızı bulutsuz bir gece vakti kaldırdığınızda gördüğünüz binlerce irili ufaklı noktanın bir galaksi mi, bir yıldız mı, bir gezegen mi ve hatta belki de birkaç saniyeliğine tebessüm etmenizi ve bir dilek tutmanızı sağlayacak, atmosfere yeni girmiş ve tutuşmaya başlamış olan bir meteor mu olduğunu düşündüğünüz süre zarfı içinde bile milyonlarca yıldızın doğup milyonlarca yıldızın bir süpernova ile patladığı uçsuz bucaksız evren... Belki de insanlığın ömrü boyunca yalnızca hayal gücüyle sınırını aşabileceği evrenin de tıpkı biz canlılar gibi doğduktan belli bir süre sonra şu anki hâlinden eser kalmayacağı gerçeği üzerine düşünmek oldukça garip. Yani Evren de bir gün "ölecek". Evrenin ölümü senaryoları hakkında konuşmadan önce, evrenin nasıl var olduğu konusunda en çok kabul gören teoriden bahsedelim.

Evren yaklaşık 13,8 milyar yıl önce Büyük Patlama (İng: Big Bang) kozmolojik modeline göre, aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan var oldu. Türümüzün var olduğundan beri keşfettiği ve gelecekte keşfedebileceği her şey, 13,8 milyar yıl önce toz zerresi kadar küçük bir noktada hapsolmuştu. Dolayısıyla bu patlama, Evren'in bir noktasında yaşanmadı; henüz ortada "bir noktasında patlama yaşanabilecek" bir evren bile yoktu! Evren'in bütünü, ufacık bir noktadan ibaretti! Dolayısıyla Büyük Patlama'yı hayal ederken, alevlerin etrafa saçıldığı bir patlama sahnesi düşünmemeliyiz. "Patlama"dan kasıt yalnızca, muazzam bir hızla "mekan" dediğimiz 3 boyutlu uzayın ve buna bağlı olarak oluşan "zaman"ın, yani uzay-zamanın oluşması ve hızla genişlemesidir. Bu, bir merkezden etrafa saçılan patlama gibi olduğu için, böyle bir isim almıştır. Halbuki ortada ne alevler vardır ne de gerçek anlamıyla bir "patlama"...

120
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Mart 2019 8 dk.

Bir avukatın işi, bir müşteriyi (müvekkili) hukuki konularda savunmaktır. Yine de, bir avukatlık bürosuna gittiğinizi ve açmayı düşündüğünüz bir dava için onlara danıştığınızı düşünün. Ofislerinden elinizi kolunuzu sallayarak, hiçbir ücret ödemeden çıkma ihtimaliniz nedir? Özel bir tanışıklığınız yoksa, sıfır. Avukatlar, hukuk bilgilerinden faydalanmanız için sizi saat, hatta kimi zaman dakika başı ücretlendirirler. Aynı durum mali müşavirlik, hekimlik, mühendislik gibi bilgi ve uzmanlık odaklı mesleklerin hemen hepsinde geçerlidir. Üstelik bu bilgilerin birçoğu, halka açık ve çoğu durumda ücretsiz olarak erişilebilir olmasına rağmen!

Ama bu mantıklıdır: Kimsenin eski dava kararlarını okuyup, kendi spesifik durumunu tespit edecek vakti yok. Kimsenin tüm vergi yasalarını, akışkan denklemlerini, kalp rahatsızlıklarının semptomlarını öğrenmeye vakti yok. Dolayısıyla kendi vaktimizden kaybetmemek için, bir uzmanın vakti ve bilgisine para öderiz. Bunda herhangi bir sorun yok.

113
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 27 Ocak 15:11
Magma İçeriği ve Afet Öngörüsü, Kuzey Işıkları, Kleopatra'nın Kardeşi(?) Hepsi ve daha fazlası kulaklarınızda!
25
İnceleme
Ecrin Güvenaltın
İnceleyen3 3 gün önce
Bu filmin ana konusu ne kadar yapay zekanın tehlikeli olduğunu anlatmaya çalışması olsada bu konuyu daha iyi anlatabilirdi . Bu film bana göre biraz abartılı geldi . Filmi izlememiş olanlar için filmden sahneleri anlatmayacağım ama bir robotun bu kadar güçlü olup yenilmesi bana saçma geldi . Filmdeki cinayetler benim sadece midemi bulandırdı . Film bana duyguları iyi yansıtmadığını düşünüyorum. Ne korktum , ne şaşırdım sadece bazı yerlerde iğrendim . Tavsiye edermiyim çok değil lakin Yoklukta izlenebilir .
Film
2.7/10
(3 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Apı Abuse Test
Apı Abuse Test
2,436 UP
4 gün önce
merhaba
653
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 7 Ocak 2016 2 dk.

Diyelim ki bir doktorsunuz ve hastanıza belli bir kan grubundan kan gerekiyor; ancak kan bankanızda bu grubun kanından hiç yok. Ne yapacaksınız? Bu büyük sorun, bilim insanlarının uzun bir süredir kafasını meşgul ediyordu. Ancak bir türlü çözüm bulunamıyordu. Ta ki şimdiye kadar…

British Columbia Üniversitesi’nden bilim insanları, Kan Araştırmaları Merkezi’nden araştırmacılarla güçlerini birleştirerek bir enzim yarattılar. Bu enzimin, kan uyuşmazlığı sorununu kökünden çözebileceği düşünülüyor! Enzim, A ve B tipi kan gruplarında bulunan ve “antijenler” olarak bilinen şekerleri keserek, kanın yapısını O kan grubuna benzetebiliyor. O kan grubu da “evrensel verici” kan grubu olarak bilindiği için, yani diğer bütün kan gruplarına kan verebildiği için, kan uyuşmazlığı sorunu çözülmüş oluyor. Araştırmanın baş yazarı ve üniversitenin Kimya Bölümü’nde doktora sonrası araştırmacısı olan David Kwan, şöyle söylüyor:

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'na katkı sağlamanın bir yolu, Agora Bilim Pazarı'na uğrayarak, burada bilimseverlerle buluşturduğumuz bilim kitapları, ders kitapları, hediyelik eşyalar ve diğer ürünlerden satın almak. Bir göz atın, hoşunuza giden bir şeyler bulacağınıza hiç kuşkumuz yok!

Ufuk Derin
Skeptik 11 Temmuz 2022 Sen de Cevap Ver

Dinlerden çok önce birçok filozof da bu konulara kafa yormuştur, bunlar çok temel sorular. Ama burada felsefe tarihi dersine girmenin çok gereği yok. En temel sebebi insanların anlama çabası.

Her şeyi bir nedene bağlıyoruz ama bunun bir sonu olmalı. Programımızın sonsuz döngüye girmesini istemiyoruz. Bir yere bağlansın istiyoruz. İnsanları bu tatmin ediyor. Kimisi bu tatmini dinde buluyor, kimisi başka filozofların cevabında buluyor. Ama doğa bizi tatmin etmek zorunda değil. Bize göre mantıklı olmak zorunda hiç değil.

Bizim evrenimizin ötesinde de bir meta-evren olduğunu, onun sürekli döngü halinde olduğunu düşünebilirsiniz. Ama insanlar onun da başlangıcını arayacaktır. Maddesel olan o evrenin bir başlangıcı olmayabilir. Nedensiz bir şekilde sonsuz döngüde olabilir. Peki neden bunu düşünmek zor geliyor?

Tüm Reklamları Kapat

Çünkü gördüğümüz maddesel şeylerin bir başı vardı. Ama burada asıl mantık hatasına düşüyoruz. Onların bir başlangıcının olduğunu düşünmemiz maddesel olan her şeyde mutlak bir neden ya da başlangıç olduğunu gösteremez. Bu, bir safsatadır.

Bu fikrin sebebi ile Dünya'yı düz sanmamızın sebebi aynı. (ve hayır, dinlerden bahsetmiyorum.) Bizi yanıltan sağduyularımız.

162 görüntülenme
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Faxri Imanov
3 gün önce
Kedimin kakasında kan var. Bu ne ola bilir? Veterenere götürücem amma merak ediyorum. Türkçe gramatiğimde sorun ola bilir kendim Azerbaycanlıyım.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Poyraz Savaş
Türü Ekleyen 4 gün önce
Picodynastornithes, Coraciiformes (gökkuzgunlar ve yalıçapkınları) ve Piciformes (ağaçkakanlar ve tukanlar) takımlarını içeren bir kladdır.
1
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close