Birçok mistik inancın aksine akupunkturun pratik doğası, taklit araştırmaları sayesinde yanlış bir uygulama olduğunun kolaylıkla ispatlanabilir olmasına izin verir. Bir taklit araştırmasında, gerçek "akupunkturcuların" yaptıklarını iddia ettikleri saf akupunktur ile akupunkturcuymuş gibi davranan araştırmacılar rastgele bir şekilde hastalarla eşleşirler ve vücutlarına akupunktur iğnelerini batırır gibi davranırlar. Akupunktur üzerine yapılan çalışmaların sayısı, diğer herhangi bir "alternatif tıp" alanında olduğundan kat kat fazladır ve bu araştırmaların binlercesinden elde edilen veriler, akupunkturun en kötü ihtimalle hiçbir işe yaramayan, en iyi ihtimalle ise plasebodan (sahte ilaçtan) daha fazla etkisi olmayan bir uygulama olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Şaşırtıcı bir şekilde, akupunkturun sağlığa olan faydaları o kadar azdır ki, yapılan birçok araştırmada hiç tedavi edilmeyen hastalara nazaran bile etkisi, tespit edilemeyecek kadar azdır!
2013 yılında David Colquhoun, Anesthesia & Analgesia isimli dergide akupunktura karşı baş döndürücü ve yerle bir edici bir literatür taraması makalesi yayınlamıştır. Makalesinde şöyle diyor: