Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 29 Eylül 2015 4 dk.

Birçok mistik inancın aksine akupunkturun pratik doğası, taklit araştırmaları sayesinde yanlış bir uygulama olduğunun kolaylıkla ispatlanabilir olmasına izin verir. Bir taklit araştırmasında, gerçek "akupunkturcuların" yaptıklarını iddia ettikleri saf akupunktur ile akupunkturcuymuş gibi davranan araştırmacılar rastgele bir şekilde hastalarla eşleşirler ve vücutlarına akupunktur iğnelerini batırır gibi davranırlar. Akupunktur üzerine yapılan çalışmaların sayısı, diğer herhangi bir "alternatif tıp" alanında olduğundan kat kat fazladır ve bu araştırmaların binlercesinden elde edilen veriler, akupunkturun en kötü ihtimalle hiçbir işe yaramayan, en iyi ihtimalle ise plasebodan (sahte ilaçtan) daha fazla etkisi olmayan bir uygulama olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Şaşırtıcı bir şekilde, akupunkturun sağlığa olan faydaları o kadar azdır ki, yapılan birçok araştırmada hiç tedavi edilmeyen hastalara nazaran bile etkisi, tespit edilemeyecek kadar azdır!

2013 yılında David Colquhoun, Anesthesia & Analgesia isimli dergide akupunktura karşı baş döndürücü ve yerle bir edici bir literatür taraması makalesi yayınlamıştır. Makalesinde şöyle diyor:

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Muhammet Üzeyir Kaya
İnceleyen 1 gün önce
Kara kitap ... İçinde her telden sesin bulunduğu aslında bir roman değil de bir destan olarak nitelendirilmesi gereken epik bir eser. Orhan Pamuk her ne kadar Kar romanı ile nobel almış olsa da bütün kitaplarını okumuş biri olarak söylemem gerekir ki kaleminin en kuvvetli olduğu eseri bu kitaptır. Kitap aslında bir zaman makinesi gibi çalışıyor. İçindeki bölümlerin her biri başka bir boyuta açılan kapı veya anlaması zor bir bilmece gibi ilmek ilmek işlenmiş bir labirent havası veriyor. Yapılan alıntılar, esinlenilen hikayeler insanı bir edebiyat denizinde yüzer gibi hissetiriyor. Belki de en can alıcı noktası hikayenin bitmek bilmeyen bir arayış içinde ilerlemesi. Sürekli devam eden soru işaretleri, baş kahramınımız Galip'in asla bulamayacağı biricik eşi Rüya'yı aradığı hikaye, derinliği çok iyi ayarlanmış metaforlarla süslenmiş ki aslında Rüya'yı arayan biz okurlar kendimizi Galip yerine koyup bu çıkmazları aşmaya çalışıyoruz, aynı Galip'in kendini Celal Salik yerine koyup bir şeyler bulmaya çalışması gibi. Ancak bu kitabı eşsiz kılan yönü hikayesi değil hikayenin etrafına kurulan anlatı ve metaforlar. Kelimeler denizinde dans eden bir kalem edasıyla sizi oradan oraya sürükleyen modern bir destan Kara Kitap.

Temelde Şeyh Galip'in Hüsnü Aşk adlı eserine yazılmış bir güzelleme olarak nitelendirilse de; Kara Kitap her okuyanın içinde farklı kapıları açacak bir anahtar niteliğinde. Üslup olarak divan edebiyatı çizigisinden gelen kelimelerin ahengini, modern edebiyatın muğlak anlatımına adapte edebilmiş ve bunu yaparken de içimizden biri sıcaklığını asla kaybetmemiş yazar Pamuk.

Açıkçası ne yazılsa nasıl yazılsa eksik kalacak. Kitabı okumak ve bu yolculukta Galip'e sessizce eşlik etmek kitap hakkında yazılan bütün tanıtımların ve özetlerin ötesinde sizi tatmin edecektir. Bunu size temin eder ve eklerim ki hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz yazı hariç, yazı hariç.
Kitap
10.0/10
(10 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nicat Muslumov
5 gün önce
Diz
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Onur Özer
Onur Özer
12K UP
Yazar 27 Temmuz 2014 31 dk.

“Doğa bir savaş alanıdır.” sözünü, çayırlarda koşturan aslan ve geyiklerden çok, bağışıklık sisteminde yaşananlar olarak anlamak mümkündür. Moleküler düzeydeki evrimsel savaşın en serti patojenler (yani hastalık yapan organizmalar) ile konak canlıların bağışıklık sistemi arasında gerçekleşmektedir desek abartmış olmayız. Birlikte evrimin en güzel örneklerini görebileceğimiz bu çekişme, aslında temel olarak bir organizmanın “ben ve diğerleri” ayrımını yapabilmesine dayanmaktadır. Patojenler için evrimsel başarı ise bu ayrımdan kaçabilmelerine bağlıdır.

Modern tıbbın önlenebilir hastalıklara karşı bağışıklık sistemimiz kadar iyi bir iş çıkardığını reddedemeyiz. Tedavi ve aşı yöntemleri sayesinde (ve tabi ki gıda, temizlik gibi birçok faktörün de birleşimi ile) insan ömrü 1900’lerin başından bu yana iki katına çıkmıştır. Fakat elbette bu bağışıklık sistemlerini araştırmayı bir kenara bırakacağımız anlamına gelmiyor. Henüz çare bekleyen birçok hastalığın yanında aslında bu sistemler birazdan da anlatmaya çalışacağımız gibi hiç tahmin edemeyeceğimiz teknolojik yeniliklere yol açabilir ki zaten temel bilim çalışmalarının tamamı böyle değil midir?

153
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Raqif Bagirov
Raqif Bagirov
4,781 UP
İnceleyen 5 gün önce
Bana göre bu eser çok iyi bir şekilde hazırlanmışdır.Kendim bilim-kurgu filmlerini ve kitaplarını seven biriyim.Bu kitapda tam bana göre bir kitap.Okumanızı tavsiye ederim
9.1/10
(45 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Dune: Part One
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Fazilet Toros
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Her şeyi kaybettikten sonra, son bir damlası için çaresizce savaşır insan.
Kaynak: Amok Koşucusu
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 20 Ekim 2019
Bilimin ne olduğunu sanıyorsunuz? Bilimin büyülü olan bir tarafı yok. Bilim, doğayı dikkatlice ve tüm detaylarıyla gözlemenin sistematik bir yoludur ve bu sırada edindiğimiz sonuçları değerlendirirken tutarlı bir mantığı takip etmektir. Bunun tam olarak hangi kısmıyla alıp veremediğiniz var? Tüm detaylarıyla incelemek konusunda mı? Yoksa dikkatli gözlemler yapmak mı? Sistematik yaklaşmak mı? Yoksa tutarlı bir mantığı takip etmek mi?
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
26
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Mayıs 2013 25 dk.

Yeryüzündeki tüm insanlar, birbiriyle akrabadır. Yani bugüne kadar yaşamış insanlar arasında tek bir kişi yoktur ki, diğer insanlarla akraba olmasın. Avustralya'da yaşayan bir yerli, Norveç'teki bir kadın, Türkiye'deki bir erkek, Meksika'da 100 yıl önce yaşamış bir köylü, Arktik Çember'de yaşayan bir Eskimo, Afrika'da yaşayan San Kabilesi üyeleri, Albert Einstein, Marie Curie, Aziz Sancar, Frances Arnold, bu yazıyı yazan ben, bu yazıyı okuyan siz ve diğer tüm insanlar, birbiriyle uzaktan veya yakından akrabadır. Çünkü var olan, var olmuş ve öngörülebilir bir süre boyunca var olacak tüm insanlar, ortak atalardan gelirler. Bunun ne demek olduğuna birazdan geleceğiz.

Aynı şey, farklı canlı türleri için de geçerlidir. Dünya'da, sonradan yok olsa bile bir dönem var olmuş veya şu anda var olan canlıların hepsi, mutlaka birbirleriyle akrabadır. Yani yeryüzünde 1 tane canlı türü var olmamıştır ki, diğer türlerle akraba olmasın. Bir bakteri, bir çam ağacı, bir yılan, bir insan, bir mantar ve aklınıza gelebilecek diğer tüm canlılar, birbirleriyle akrabadır.

101
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
396K UP
Yazar 30 Ağustos 2020 1 sa.

Ülkemizdeki felsefeci ve epistemologların büyük bir kısmı epistemoloji tarihi ile ilgilenmeye eğilimli gibi duruyor. Bu durumun doğal bir sonucu olarak çağdaş epistemolojiye dair temel metinlerin büyük bir kısmı hala dilimize çevrilmemiş durumdadır. Bu nedenle çağdaş epistemolojiye dair Türkçe literatür taraması yaptığımızda birçok kavramın Türkçeleştirilmesinin hala bir hayli zor olduğunu fark edeceksinizdir. Lütfen bu çalışmamızı okurken bu hususu aklınızda bulundurunuz.

Bu yazı sürekli güncellenecek olup çağdaş epistemolojiye ilgi duyan okuyucular ve genç felsefecilere bir izlek sunmak amacıyla Öncül Analitik Felsefe Dergisi yazarlarından Taner Beyter, Zeynep Vuslat Yekdaneh ile Asım Dilmaçünal tarafından hazırlanmıştır. İçeriğimizde hem çağdaş epistemoloji ile temas etmek adına bazı temel kavramlar ile yaklaşımları tanıtmak hem de uygun Türkçe karşılıklarını tespit etmek istedik. Bazı kavramların ve kelimelerin Türkçe karşılığının hatalı olduğunu düşünüyorsanız lütfen bize ulaşarak görüş bildirin.

66
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
6 gün önce
Royal Society'nin Space: 2075 raporu, insanlığın ay üsleri, uzay istasyonları ve yörünge fabrikalarıyla köklü bir uzay devrimini yaşayacağını öngörüyor. Rapor, Dünya'ya ışınlanan temiz enerji, asteroid madenciliği yapan robotlar ve "Uzayda Üretildi" etiketli ürünler üreten orbital fabrikalar gibi radikal gelişmeleri öngörüyor. Uzayda mikroçekim ortamında mümkün olan ürünlerin üretimi, güneş enerjisini mikrodalga veya lazer ışınlarına dönüştürerek Dünya'ya gönderen uydu teknolojileri ve Mars'ta doğan insanlar gibi etik sorunlar da ele alınıyor. Rapor, bu değişimlerin 18. yüzyıl Sanayi Devrimi kadar etkili olacağını ve ülkelerin net uzay stratejileri geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 1 gün önce 9:19
Neden yelleniyoruz (evet, tıbbi terminolojide "yellenme" olarak geçer)? Neden kokuyor? Bunlar birçoklarımızın merak ettiği ama pek de fazla cevaplanmayan...
7
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Metehan Ölçer
Yazar 31 Ocak 2021 2 dk.

Prometyum, "Pm" sembolü ile gösterilen ve atom numarası 61 olan kimyasal bir elementtir. Radyoaktif yapısı, fiziksel ve kimyasal özelliklerinden daha çok araştırılan bir konudur. Prometyum, 1.160°C (2.120°F) erime noktasına sahip ve ölçülebilen bir kaynama noktası olmayan gümüş beyazı bir metaldir. Yoğunluğu santimetre küp başına 7,2 gramdır. Prometyum, kimyasal açıdan diğer nadir toprak elementlerine benzer özelliklere sahiptir.

Prometyum, yer kabuğunda hiçbir zaman bulunamadı. Bununla birlikte, Andromeda galaksisindeki bazı yıldızların tayflarında da gözlemlenmiştir. Bir yıldızın tayfı, yıldızın yaydığı ışıktır. Doğal prometyum için iki olası kaynak vardır: doğal öropiyum-151'in (prometyum-147 üretir) ve uranyumun (çeşitli izotopların) nadir bozunmaları bu kaynakları oluşturur. Prometyum-145, en kararlı prometyum izotopu olsa da, sadece prometyum-147'nin kimyasal bileşikleri için kullanımlar mevcuttur. Prometyum-147 parlak boyalarda, atomik pillerde ve kalınlık ölçüm cihazlarında kullanılmaktadır. Doğal prometyum aşırı derecede azdır. Bu yüzden sadece Uranyum-235'i (zenginleştirilmiş uranyum) termal nötronlarla bombardıman ederek (fisyon ürünü olarak) prometyum-147 üretmek suretiyle sentezlenir.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Başar Soysal
Seslendiren 1 Mart 2021 7:41
Kurşungeçirmez camlar; kuyumcular, bankalar, elçilikler gibi ekstra düzeyde güvenlik gerektiren binaların, askeri ve özel araçların pencerelerinde kullanılır....
25
Yaşam Ağacı Türü
Yusuf Meşe
Türü Ekleyen 6 gün önce
1.5 metrelik bir boynuzu olan ağırlığı 4 ila 6 ton ağırlığında tahmin edilen buzul çağında yaşamış bir gergedan türü
4
Tayfun Özgür Yurdadön
Yazar 14 Ağustos 2017 5 dk.

Bugün karşımıza çıkan fayda ve maliyetler, gelecekte karşımıza çıkacak fayda ve maliyetlere göre daha belirgindir. Dolayısıyla bugün, daha belirgin olduğu için, küçük maliyetlere katlanmayarak bunları öteleyen “rasyonel” aktörler, gelecekte daha büyük maliyetlerle karşılaşabilirler (Akerlof, 2002).

Günlük hayatımızdan pek çok örnekle bu çıkarımın doğruluğunu veya yanlışlığını sınamak mümkün. Daha iyi anlaşılması açısından birkaç küçük örnekle Akerlof’un ne demek istediğini açıklamaya çalışalım.

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,006 Temmuz
Modern Fizikten Parçacık Fiziğine
06 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 13 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

İnsanoğlu tarihi boyunca etrafında gördüğü maddeyi ve gökyüzünde gördüklerini anlamaya, anlamlandırmaya çalıştı. Bu hedefte 20. yüzyılla beraber maddenin temel yapısı ve evrenle ilgili bilgilerimiz büyük oranda arttı. Bu bir haftalık derste, özel görelilik ve kuantum fiziğinin ortaya çıkışından, parçacık fiziğinde yaptığımız keşiflere kadar son yüz yıl içerisindeki gelişmeler anlatılacak, henüz cevabını bulamadığımız sorulara olası cevaplar anlatılacaktır.

Devamını Göster
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Oğuzhan Kiper
Yazar 14 Ağustos 2017 10 dk.

Eski bir müzisyen şakası şöyle der: “Üç tip davulcu vardır: Sayabilenler ve sayamayanlar.”

Müziğin eski çağlardan beri bazı ruhsal sorunların tedavi edilmesinde gerek ana etken, gerekse yardımcı olarak kullanıldığını bilmekteyiz. Günümüzde de benzer çalışmalar sürdürülmekte ve müzik terapisi doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir. Bunu belki de tıbbın söylemesine gerek kalmadan bizler zaten uygulamaktayız. Stres altında kaldığımızda, öfkelendiğimizde veya konsantrasyon sorunları yaşadığımızda müziğin bize yardımcı olacağını umuyoruz.

48
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close