Stiglitz'in Valizi: Ekonomi ve Psikoloji, Soma Faciası Hakkında Bize Ne Öğretebilir?
Bugün karşımıza çıkan fayda ve maliyetler, gelecekte karşımıza çıkacak fayda ve maliyetlere göre daha belirgindir. Dolayısıyla bugün, daha belirgin olduğu için, küçük maliyetlere katlanmayarak bunları öteleyen “rasyonel” aktörler, gelecekte daha büyük maliyetlerle karşılaşabilirler (Akerlof, 2002).
Günlük hayatımızdan pek çok örnekle bu çıkarımın doğruluğunu veya yanlışlığını sınamak mümkün. Daha iyi anlaşılması açısından birkaç küçük örnekle Akerlof’un ne demek istediğini açıklamaya çalışalım.
“Ya, sonra yaparım!”, “Şimdi kim uğraşacak, bir ara bakarım!” gibi cümleleri her kurduğumuzda, bir şekilde içinde bulunduğumuz anda karşılaştığımız maliyeti ötelemiş oluyoruz. Şimdiki zaman içerisinde karşımıza çıkan maliyet bazen bulaşıkların yıkanması olurken, bazen Joseph Stiglitz’e ait olan ve Akerlof tarafından gönderilmeyi bekleyen valiz olabiliyor.1 Ne var ki çoğu durumda ne bulaşıklar o anda yıkanıyor ne de Akerlof, Joseph Stiglitz’in valizini zamanında gönderdi. Son dakikaya kadar ertelenen bu anlık maliyetler bir bütün olarak değerlendirildiğinde çok ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Akerlof, Stiglitz’in valizini kendi elleriyle Hidistan’dan Amerika’ya götürmek zorunda kalırken, aradan geçen 1 yıllık sürede Stiglitz’in, valizi kullanarak elde edebileceği fayda da her geçen gün azaldı. Diğer taraftan yıkanmayan bulaşıklardan yeni organizmalar türedi, günlerce çıkarılmayan çöpler çöp kutusuna yapıştı ve ev arkadaşım çöp kutusunu bir bütün halinde çöp konteynırına atmak zorunda kaldı.
Peki, rasyonel aktörlerin öteleme davranışlarını devletler ve firmalar düzeyinde ele alırsak ne olur? Acaba devletler ve firmalar, tıpkı bireylerde olduğu gibi, an itibarıyla fazlaca belirgin olduğu için katlanmak istemedikleri küçük maliyetleri öteleyerek daha büyük ve yıkıcı sonuçlara yol açıyorlar mı?
Bu soruya, “Hayır!” şeklinde cevap vermemiz, Türkiye’de yaşayan insanlar olarak sanıyorum olanaksız gözüküyor. Gerek devlet düzeyinde, gerekse de firmalar düzeyinde “öteleme” davranışının yol açtığı çok ciddi maliyetlerle sürekli yüzleşiyoruz.
Grafikte görüldüğü üzere, ölümlü iş kazaları doğrusal bir şekilde yükselmektedir. Bu kazaların %50’si kolaylıkla önlenebilir kazalar olmakla birlikte, %98’lik kısmı işveren ve personel ihmallerinden kaynaklanıyor. Şimdi öteleme ve iş kazaları arasında nasıl bir ilişki var, biraz daha yakından bakalım.
Özellikle yakın dönem hafızamıza kazınan Soma faciası ve sonrasında yaşananlar bu ilişkiye örnek teşkil edebilecek türden. Fazlasıyla tartışmalı olan mahkeme salonu tutarını bir kenara bıraksak bile, facia sonrası devreye sokulan toplumsal kaynaklar, özel jetleri ile olay yerine giden devlet büyükleri ve kaza haberinin yayılmasıyla birlikte bütün bir ülkede yaşanan kargaşa ve psikolojik travma... Toplumun, madenci ailelerinin ve bizatihi madencilerin kendilerinin ve hatta kazanın sorumlularından biri olan şirketin yüzleştiği maddi ve manevi tüm maliyetleri bir arada düşündüğümüzde, sanıyoruz ki iş güvenliği açısından gerekli tedbirlerin alınması için gerekli tutardan çok daha büyük ve katlanması zor bir maliyetle yüzleştik.
Ötelemenin maliyeti bazen bir çöp kutusu ve geç gelen bir valizden çok daha fazla olabiliyor. Rasyonel bireyler, firmalar ve hatta devlet olarak kısa dönem faydayı, kısa dönem maliyete tercih ederek uzun dönemde yüklü maliyetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Kolaylıkla önlenebilecek, sonrasında ödenecek tazminatların yanında devede kulak kalacak giderler bunlar. Bir maske, metal korumaları olan bir eldiven, ayakkabı, kazalar yaşanmadan önce devreye girecek uyarıcı sistemler, acil durumlar için geliştirilmiş yaşam odaları vb. pek çok hayati ihtiyacın bir şekilde ötelenmesiyle grafikte yer alan ölümler meydana geliyor.
Burada öteleme davranışının ortaya çıkmasında elbette ev arkadaşımın çöpü çıkarmamasına neden olan faktörlerin ötesinde nedenler var. Fakat biraz basitleştirerek ve karikatürize ederek, ötelemeye yol açan ortak faktörlerin izini sürelim.
Son derece esnek olan ev içi kurallarımız dolayısıyla, hatta bazı durumlarda hiç var olmayan kurallar, ev arkadaşım çöpü dışarı çıkarmayı dilediği kadar öteleme şansına sahipti, ta ki ev kokudan içeride durulmaz hale gelene kadar. Ev meclisimiz, ne yazık ki, verimli bir aygıt olmadığını ve bazen kendi menfaatleri doğrultusunda evin genel durumunu olumsuz etkileyecek ötelemeler, tembellikler ve hatta bilinçli tepkisizlikler sergileyebileceğini gösterdi. Tepki vermesi durumunda meclis üyelerinin iş başı yapacağı fazlasıyla aşikardı galiba. Buradan yola çıkarak şu soruyu soralım: Fazlasıyla esnek kurallara sahip ve hatta bazen kuralların olmadığı evimizde böyle bir durumun yaşanmasıyla ülkemizin madenlerinde, fabrikalarında ve daha birçok alanında yaşanan öteleme ve sonrasında gelen yüklü maliyetler arasındaki bağlantı nedir?
29 Nisan 2014 tarihinde TBMM’ye sunulan Soma madenlerinin ve genel olarak maden kazalarının araştırılmasına yönelik önerge TBMM tarafından reddedilmiştir. Facianın yaşandığı tarih ise 13 Mayıs 2014, önergeden sadece 14 gün sonra. Ev meclisine benzer bir şekilde, ülke meclisi bir çeşit tepkisizlik göstermiştir. Ev içi kuralların esnekliğinin yol açtığı sonuçlara yukarıda değinmiştik. Piyasalardaki kuralsızlık ve esneklik arayışlarının bizleri nasıl maliyetlerle yüz yüze bıraktığını ise yaşadık, yaşıyoruz, yaşayacağız.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Soma gibi pek çok madende ve pek çok fabrikada esneklik arayışlarının bir ürünü olarak taşeron sistemi ve diğer standart dışı istihdam türleri karşımıza çıkmaktadır. Standart dışı istihdam türleri “öteleme” etkisinin ortaya çıkmasını sağlayacak zemini hazırlamaktadır.3 Bu tip istihdam türleriyle güvencesizlik ve güvensizlik unsurları ön plana çıkmakta ve bazı yaklaşımlara göre bu tip istihdam, kurumsal yapının getirdiği koruyucu önlemlerin dışında kalma olanağı sağlayan bir araç görevi üstlenmektedir (Ongan, 2004).
Dolayısıyla bütünsel bir politika tercihinin, şirketlere ve hatta devletin kendisine tanıdığı öteleme olanağı ve araçları bizleri bu ve benzeri maliyetlerle yüz yüze bırakmaktadır. Maalesef çoğu yazar, düşünür ve toplumun önemli bir kesimi tarafından tekil bir örnek olarak tartışılagelen Soma faciası böyle bir bütünün parçasıdır. Bu sorunu ve bir parçası olduğu politikayı görmezden gelerek ve “öteleyerek” yeni ve daha büyük maliyetlere de yol açmış olacağız.
Notlar
- George A. Akerlof, Procrastination and Obedience makalesinde Stiglitz’in valizi örneğini kullanmaktadır. Hikaye matematiksel model dışarıda bırakılarak aktarılmıştır.
- Veriler ILO (International Labour Organization) ve İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerinden sağlanmıştır.
- Burada standart dışı istihdamın, “öteleme” davranışına yol açan yegane unsur olduğu gibi bir çıkarımda bulunulmamaktadır. Öteleme, güvencesizlik standart istihdam içinde de bulunabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- T24. Türkiye Ölümlü Iş Kazalarında Dünyada Üçüncü, Avrupa’da Birinci Sırada!. (6 Nisan 2016). Alındığı Tarih: 20 Temmuz 2020. Alındığı Yer: T24 | Arşiv Bağlantısı
- N. T. Ongan. (2004). Esneklik Yaklaşımının İstihdam Hacmi Açısından Değerlendirilmesi. Çalışma ve Toplum, sf: 123-142. | Arşiv Bağlantısı
- G. A. Akerlof. (1991). Procrastination And Obedience. The American Economic Review, sf: 1-19. | Arşiv Bağlantısı
- R. H. Frank. (2011). The Darwin Economy: Liberty, Competition, And The Common Good. ISBN: 978-0691153193. Yayınevi: Princeton University Press.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:57:05 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5203
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.