Dünya, üzerindeki tüm varlıkları kendisine doğru çeken bir kuvvet uygular. Kütleçekimi (veya Dünya özelinde yerçekimi) olarak tanımladığımız, Latince karşılığı olan gravitas sözcüğünden ötürü küçük g harfi ile ifade edilen bu kuvvet, ayaklarınızın yere basmasını sağlamakla kalmaz, doğanın bütün işleyişini belirler! İnsan vücudunun gelişimi ve fizyolojisi de yerçekimi etkisi altında şekillenir. Yerçekimi etkisi yapay yollarla veya uzaya çıkarak ortadan kaldırıldığında (veya en aza indirildiğinde), yalnızca insanların değil, diğer canlıların da normal davranışlarından uzaklaştığı görülür. Örneğin aşağıdaki videoda, halk arasında yaygın olarak "kütleçekimsiz" olarak tabir edilen, daha doğrusu "ağırlıksız" olan, en doğrusu ise "mikrokütleçekimli" olan bir ortamda kedilerin 4 ayak üstüne düşme davranışındaki sapmayı görebilirsiniz.
Tabii ki kütleçekimsiz ortamdan söz edildiğinde akla ilk gelen, Dünya yüzeyinden 350-450 kilometre kadar yüksekte olan, insan yapımı en büyük nesne unvanına sahip olan Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) isimli uzay aracıdır. Ne var ki, yerden yüzlerce kilometre yukarıda olan Uluslararası Uzay İstasyonu bile, yerçekiminin etkisinden kaçamaz. Aslına bakarsanız, Uluslararası Uzay İstasyonu'na etki eden yerçekimi kuvveti, Dünya yüzeyinde sizin hissettiğinizin %90'ı kadardır! Bir diğer deyişle, yeryüzünde 100 kilogram çeken biri, yerden 408 kilometre yükseğe, yani Uluslararası Uzay İstasyonu kadar uzağa gidecek olsa, kendisini hâlen 90 kilogram olarak deneyimlerdi (elbette kütlesi değişmezdi; ancak ağırlığı %10 oranında azalırdı; “kilogram” aslında kütle birimidir ama günlük yaşamda -hatalı bir şekilde- ağırlık için de kullanmaktayız).