Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

2024 Nobel (Tıp) Fizyoloji Ödülünü Kazanan Buluş: MikroRNA Nedir?

7 dakika
1,434
2024 Nobel (Tıp) Fizyoloji Ödülünü Kazanan Buluş: MikroRNA Nedir? France24
2024 Nobel Tıp Ödülü'nün kazananları Victor Ambros ve Gary Ruvkun.
Tüm Reklamları Kapat

2024 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü, mikroRNA'ları keşfederek bilim dünyasında devrim yaratan iki Amerikalı bilim insanına, Victor Ambros ve Gary Ruvkun'a verildi. Bu iki bilim insanı, hücrelerimizde bulunan minik moleküller olan mikroRNA'ları keşfederek insan vücudunun işleyişine dair anlayışımızı kökten değiştirdiler. Nitekim bu keşif yalnızca biyolojimizi daha iyi anlamamızı sağlamakla kalmadı, aynı zamanda gen düzenleme teknolojilerinde yeni kapılar açtı ve tedavi edilemeyen birçok hastalık için umut vadeden potansiyel tedavi yöntemleri geliştirilebilmesine olanak sağladı.

MikroRNA Nedir?

MikroRNA'lar (miRNA'lar), hücrelerimizde bulunan çok küçük RNA parçalarıdır ve genetik düzenlemede önemli görevler üstlenirler. Boyutları 20-24 nükleotid arasında olan bu moleküller, hücre içinde mRNA adı verilen ve genetik bilgiyi taşıyan moleküllere bağlanır. Bu bağlanma sonucunda, mikroRNA'lar mRNA'nın protein üretmesini engeller ya da bu üretimi azaltır. Bu şekilde mikroRNA'lar, hücrelerdeki genlerin tıpkı bir ses düğmesi gibi çalışmasını sağlarlar. Yani, bazı genleri daha aktif hale getirirken, bazılarını tamamen susturur veya sessiz bırakır.[1]

Bu moleküller; hücrelerin nasıl büyüyeceğini, bölüneceğini, hangi tür hücrelere dönüşeceğini ve ne zaman öleceğini belirler. Kısacası, hücrelerin ve vücudumuzun tüm gelişim sürecinde çok önemli bir rol oynarlar. Örneğin, bir hücrenin kan hücresine mi yoksa sinir hücresine mi dönüşeceği gibi temel kararlar, mikroRNA'lar tarafından kontrol edilen genetik ifadeler sayesinde gerçekleşir. Sağlıklı bir vücut işleyişi için kritik öneme sahip olan bu küçük moleküller, hücrelerdeki genlerin doğru çalışmasını sağlayarak gelişim ve yaşam boyunca bir denge kurar.

Tüm Reklamları Kapat

Genetik materyaller RNA ve DNA gibi nükleotidlerden oluşur ve merkezi dogmaya göre genetik bilgi, DNA'dan RNA'ya, ardından da proteinlere doğru akar. Ancak bazı RNA türleri bu sürecin dışına çıkar ve proteine dönüşmeden hücresel işlevlerde doğrudan rol oynar. MikroRNA'lar, bu "kodlama yapmayan" RNA'ların bir türüdür. Protein üretimini doğrudan yönetmek yerine, protein kodlayan RNA'ları düzenleyerek genlerin etkinliğini kontrol eder.

MikroRNA'lar, gen ifadesinin düzenlenmesinde o kadar önemli rol oynar ki, bilim insanları onları "genomun başat düzenleyicileri" (İng: "Master regulator") olarak görür.[2] Yani mikroRNA'lar diğer moleküllerin işlevlerini yönlendiren veya kontrol eden moleküllerdir.

Özellikle hücrelerimizdeki genetik materyal üzerinde çok yönlü bir kontrol sağlarlar. Bu kontrolün en ilginç yanlarından biri, tek bir mikroRNA'nın birden fazla gene etki edebilmesidir. Yani bir mikroRNA, hücredeki 10 ila 100 arasında farklı gene yön verebilir. Peki, bu nasıl mümkün oluyor?

Normalde, hücrede bir genin düzenlenmesi için bir başka molekülün o gene tam uyumla bağlanması gerekir. Yani bir genin düzenlenmesi için gereken bu moleküller (genellikle transkripsiyon faktörleri gibi proteinler) hedef genin DNA dizisine özel olarak bağlanmak zorundadır. Bu bağlanma molekülün şekli, yük dağılımı ve diğer kimyasal özellikleri ile DNA'nın belirli bölgelerindeki nükleotid dizileri arasında yüksek derecede uyum gerektirir. Bu uyum sayesinde, transkripsiyon faktörleri ve benzeri düzenleyici proteinler, spesifik olarak bir genin başlatıcı veya düzenleyici bölgelerine bağlanır ve o genin aktif hale gelmesini veya baskılanmasını sağlar.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak mikroRNA'lar bu bağlanma konusunda oldukça esnektir. Mükemmel bir uyum sağlamaları gerekmez; bu, tıpkı bir anahtarın kilide tam olarak oturmasına gerek kalmadan kapıyı açabilmesine benzetilebilir. MikroRNA'lar, hedef aldıkları RNA'ların belli kısımlarına yakın bir şekilde bağlanarak genlerin çalışma hızını düşürebilir ya da tamamen durdurabilir. Bu esneklik bir mikroRNA'nın hücrede birçok farklı genle etkileşime girmesine olanak tanır.

Örneğin, hücrede bir mikroRNA varsa ve bu mikroRNA genelde hücre büyümesiyle ilgili genlere etki ediyorsa mikroRNA aynı anda hücre büyümesini etkileyen 10 farklı gene bağlanıp onların üretimini kısıtlayabilir. Böylece hücre, bir mikroRNA molekülü sayesinde bir değil, onlarca geni aynı anda kontrol edebilir. Bu durum, hücrenin aynı anda birçok süreci uyum içinde yönetebilmesi açısından büyük bir avantaj sağlar.

Bu geniş kapsamlı etki mikroRNA'ların hücresel süreçlerde oldukça etkili düzenleyiciler olmasını sağlar. Tek bir mikroRNA ile çok sayıda genin aynı anda kontrol edilebilmesi, hücrelerin karmaşık ve koordine bir şekilde işlev göstermesine yardımcı olur. İşte bu nedenle mikroRNA'lar, biyologlar tarafından "gen düzenleyiciler" olarak adlandırılır ve hücresel süreçlerin sorunsuz işleyişi için büyük bir önem taşır.

MikroRNA'ların Sağlığımızla İlişkisi

MikroRNA'ların doğru çalışmadığı ya da işlevlerini yitirdiği durumlar, çeşitli hastalıklara yol açabilir. Örneğin 2002 yılında yapılan bir araştırma kronik lenfositik lösemi hastalarında iki mikroRNA'nın eksikliğinin tümör hücrelerinin büyümesine neden olduğunu keşfetmiştir. Bu buluş, mikroRNA'ların hastalıklarla olan bağlantısını ortaya çıkarmıştır.[3] O zamandan bu yana, insanlarda 2000'den fazla mikroRNA tanımlanmıştır ve bunların birçoğunun hastalıklarla ilişkili olduğu belirlenmiştir. Özellikle kanser vakalarının yarısından fazlasında miR-34a isimli mikroRNA'nın seviyesinin düşmesi dikkat çekmiştir. miR-34a, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engelleyen birçok geni düzenler; bu yüzden, miR-34a'nın eksikliği kanser riskini artırabilir.[4]

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

MikroRNA, mRNA'ya bağlanarak genleri susturabilir.
MikroRNA, mRNA'ya bağlanarak genleri susturabilir.
The Conversation

Kanser, kalp hastalıkları ve nörodejeneratif hastalıklar gibi rahatsızlıkların tedavisinde mikroRNA'ların kullanımı, bilim insanlarının ilgisini çekmektedir.[5] Ancak bu tedavilerin hastalıklı hücrelere etkin bir şekilde ulaşmasını sağlamak ve vücutta yeterince dayanıklı olmalarını sağlamak halen çözülmesi gereken önemli sorunlar arasındadır. Özellikle mikroRNA'ların doğrudan hastalıklı hücrelere ulaştırılabilmesi önemlidir. Örneğin folat (B9 vitamini), bazı tümör hücrelerinde çok sayıda folat reseptörü bulunduğu için mikroRNA'ların kanser hücrelerine özel olarak taşınmasına yardımcı olabilir. Araştırmacılar bu prensibi kullanarak folat ile miR-34a'yı birleştirip "FolamiR-34a" adını verdikleri yeni bir molekül geliştirmiştir. Bu molekül farelerde meme ve akciğer tümörlerini küçültmede etkili olmuştur.

MikroRNA'ların bir başka zayıf noktası, vücutta uzun süre kararlı olmamalarıdır. Bu durum, RNA bazlı tedavilerin kısa ömürlü olmasına ve sürekli olarak tekrar edilmesine yol açar. Ancak RNA'ların yapısal olarak modifiye edilmesiyle bu sorun aşılabilir. Örneğin GalNAc-siRNA gibi modifiye edilmiş RNA'lar, birkaç günde bir yeniden uygulama gerektirmeden her altı ayda bir uygulanarak etkisini sürdürebilmektedir. Bu tür yenilikler tedavi yükünü hafifletir ve maliyetleri düşürür. MikroRNA'ların işlevleri ve terapötik potansiyelleri hakkındaki araştırmalar sürdükçe, hücresel süreçlerdeki rolleri ve tedavi alanındaki faydaları daha da iyi anlaşılacaktır.

Keşfin Tarihçesi

MikroRNA'nın keşfi, 1993 yılında, 2024 Nobel Tıp Ödülü sahipleri, Victor Ambros ve Gary Ruvkun’un Caenorhabditis elegans adı verilen yuvarlak solucan türü üzerindeki çalışmalarıyla başladı.[6]

Başlangıçta, lin-4 adı verilen bir genin solucanın gelişiminde belirli bir rol oynadığı biliniyordu. Ancak bu genin tam olarak nasıl işlediği bir gizemdi. 1980'lerin sonlarına doğru, Horvitz'in laboratuvarında yapılan araştırmalar, lin-4 geninde mutasyonların gelişimle ilgili sorunlara neden olduğunu ortaya koymuştu. Bu gözlem, lin-4'ün önemli bir rol oynadığını düşündürdü ve bilim insanları bu genin nasıl işlediğini anlamaya çalıştılar.

Ambros ve Ruvkun, bu araştırmayı derinleştirerek lin-4'ün aslında protein kodlamadığını, bunun yerine kodlama yapmayan küçük bir RNA molekülü olduğunu keşfettiler. Bu molekül, bir protein üretmek yerine başka bir gen olan lin-14'ü kontrol ediyordu. Lin-4, lin-14'ün 3' UTR (untranslated region) adı verilen bölgesine bağlanarak onun protein üretimini durduruyor ya da yavaşlatıyordu. Bu keşif, bilim insanlarına, RNA'nın protein üretmeden de gen düzenlemesinde önemli bir rol oynayabileceğini gösterdi.

Bu keşfin ardından araştırmacılar farklı organizmalarda da benzer küçük RNA moleküllerini araştırmaya başladılar. Sonuç olarak mikroRNA'ların aslında tüm hayvanlarda yaygın olarak bulunduğu ve birçok hücresel süreçte etkili olduğu anlaşıldı. MikroRNA'ların hücrede farklı genleri aynı anda düzenleyebilme yeteneği olduğu görüldü. Ayrıca, hücrelerin hangi genleri ne zaman ve ne miktarda aktif hale getireceğini belirleyerek gelişim, büyüme ve hastalıklarla ilgili süreçlerde kritik roller üstlendikleri keşfedildi.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç

Sonuç olarak Victor Ambros ve Gary Ruvkun'un mikroRNA keşfi, genetik biliminin ve tıbbın geleceğini şekillendiren çığır açıcı bir gelişmedir. miRNA'lar, gen ifadesinin hassas bir şekilde kontrol edilmesini sağlayarak özellikle kanser gibi karmaşık hastalıkların tedavisinde kişiye özel yaklaşımların geliştirilmesine olanak tanımıştır.

Ayrıca miRNA'ların kan ve diğer vücut sıvılarında kolaylıkla tespit edilebilmesi; hastalıkların erken teşhisi, ilerleyişinin izlenmesi ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesi için vücuda en az müdahale gerektiren yöntemler sunmaktadır. Bu sayede, tıp dünyası hastaların genetik ve moleküler özelliklerine uygun, daha hassas ve etkili tedavi yöntemleri geliştirme hedefine bir adım daha yaklaşmıştır. MikroRNA'ların bu potansiyeli gelecekte hastalıkların tanı ve tedavisinde devrim yaratma gücüne sahiptir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
41
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 9
  • Muhteşem! 6
  • Bilim Budur! 3
  • İnanılmaz 2
  • Umut Verici! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/10/2024 00:37:18 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18725

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Kimyasal Element
Gen İfadesi
Çeşitlilik
Karbon
Yok Oluş
Neandertal
Hayvanlar
Obezite
Klinik Mikrobiyoloji
Isı
Neandertaller
Fotoğraf
Bilimkurgu
Sosyal Medya
Akciğer
Genel Görelilik
Psikoloji
Besin Değeri
Galaksi
Biyocoğrafya
Moleküler Biyoloji Ve Genetik
Dünya
Ağız
Sahte
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
A. K. Selçukoğlu, et al. 2024 Nobel (Tıp) Fizyoloji Ödülünü Kazanan Buluş: MikroRNA Nedir?. (8 Ekim 2024). Alındığı Tarih: 23 Ekim 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/18725
Selçukoğlu, A. K., Alparslan, E. (2024, October 08). 2024 Nobel (Tıp) Fizyoloji Ödülünü Kazanan Buluş: MikroRNA Nedir?. Evrim Ağacı. Retrieved October 23, 2024. from https://evrimagaci.org/s/18725
A. K. Selçukoğlu, et al. “2024 Nobel (Tıp) Fizyoloji Ödülünü Kazanan Buluş: MikroRNA Nedir?.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, 08 Oct. 2024, https://evrimagaci.org/s/18725.
Selçukoğlu, Alper Kaan. Alparslan, Eda. “2024 Nobel (Tıp) Fizyoloji Ödülünü Kazanan Buluş: MikroRNA Nedir?.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, October 08, 2024. https://evrimagaci.org/s/18725.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close