Yavrusunu Emziren Babalar: Dünyanın En İyi Babaları Afrika'daki Aka Kabilesinde Olabilir mi?
Erkeklerde neden meme ucu bulunur? Aristo'nun, Darwin'in ve üç yaşındaki çocukların cevabını merak ettiği bir soru... 2005'te, bir hayır kuruluşu olan Fathers Direct; Afrikalı göçebe bir avcı toplayıcı kabile üzerine yapılan araştırma sayesinde bu soruya bir yanıt aradı.
Cevap, üç yaşındaki bir çocuğun (ve Darwin'in) tahmin ettiği gibiydi: Erkeklerde meme ucu, anne etrafta olmadığında ağlayan bebeğin emme ihtiyacını gidermesi için vardır (en azından fonksiyonel amacı budur; fizyolojik/genetik nedeni için bu yazımızı okuyabilirsiniz). Hem düşündüğünüzde bu cevap mantıklıdır da: Normal şartlarda süt veremese de erkek meme uçları, plastik emziklerden daha iyidir.
Neden Dünya'nın En İyi Babaları?
Bebeklerini Emziriyorlar!
Nüfusu yaklaşık 20.000 olan Orta Afrikalı Aka pigme kabilesinde erkek emzirmesini ilk keşfeden Amerikan antropolog Prof. Dr. Barry Hewlett de tam olarak böyle düşünüyordu. Hewlett, bu kabilenin yaşam tarzını daha yakından incelemek için aralarında yaşamaya karar vermişti. Zamanla bebeklerin bazen babalarının memesini emdiğini fark etmişti. Ancak bu, bir şehir merkezinde görse çok daha fazla şaşıracağı bir şey olsa da bulunduğu ortamda pek de büyük bir keşif sayılmazdı.
Zamanlarının Yarısını Çocuklarına Ayırıyorlar!
Çünkü Hewlett, o zamana kadar ebeveynlikte cinsiyet eşitliği konusunda kendilerine "Ormanın İnsanları" diyen Akalar kadar iyi kimseyi zaten görmemişti. 20 yıldır topladığı verilere göre Aka kabilesinde babalar, zamanlarının %47'sini yeni doğan bebekleriyle birlikte geçiriyorlar. Bu oran, Dünya üzerindeki her kültürden daha fazla ve bu nedenle Fathers Direct, Aka Kabilesinin babalarına "Dünyanın En İyi Babaları" unvanını layık görüyor.
Anne ve Baba Rolleri Tamamen Esnek!
Akaların ilginç özelliği, anne ve baba rollerinin yer değiştirebilmesidir. Kadınlar avlanırken erkekler çocuklara bakar, erkekler yemek yaparken ise kadınlar sonraki yerleşim bölgesine karar verir. Bunların tam tersi de mümkündür. Hewlett'a göre önemli olan da budur:
Aka toplumunda cinsiyete dayalı iş bölümü vardır, örneğin kadınlar çocuk bakımında birincil sorumlulardır. Ancak asıl mesele, bu rollerin bizim alışık olmadığımız bir esneklikle değişebilmesidir. Aka babaları, genelde annenin yaptığı işleri yapmakta bir an tereddüt etmez ve daha da önemlisi, bununla itibar kaybetmezler. İş değişimi, kabilenin diğer üyeleri tarafından yadırganmaz.
Kadınlar da Erkekler Gibi Avlanıyor!
Aka Kabilesinde görülen ilginç durumlardan biri diğeri de hem kadınların erkekler kadar sık avlanması, hem de bazen onlar kadar başarıyla avlanmasıdır. Şimdiye kadar, gebelik ve çocuk bakımı gibi görevleri üstlendiklerinden dolayı avlanmanın çoğunlukla erkeklerin yaptığı bir iş olduğu düşünülüyordu. Ancak Hewlett, bir çalışmasında hamileliğinin 8. ayında avlanan bir kadın buldu. Üstelik kadın, doğumdan bir ay sonra ağlarını ve mızrağını alıp avlanmaya devam etmişti. Diğer anneler de kendileri için tehlikeli bir canavar olabilen antilopları avlıyor olsalar bile, çocuklarını kendilerine bağlayarak avlanmaktan çekinmiyorlardı.
Aka Kabilesi Feminist Bir Ütopya Değil!
Buraya kadar her şey feminist bir ütopya gibi görünse de maalesef hikâyenin acı bir tarafı var: Hewlett, görevler ve alınan kararlar ortaklaşa olsa da Aka'larda da bir tür "cam tavan" bulunduğunu ortaya koydu: Kombeti (lider), tuma (fil avcısı), nganga (şifacı) gibi kabilenin seçkin rollerini hep erkekler üstleniyordu.
Ancak Hewlett, bu rollerin erkeklerin ebeveynlik görevlerinden geri kalmalarına neden olmadığını da belirtiyor. Ayrıca Aka Kabilesinin istihdam talebi, ev işleri, kendini gerçekleştirme ve çocuk yetiştirme işlerini dengelemekte zorlanan Batı'ya verdiği mesajın etkisini de azaltmadığını ekliyor:
Aka'da babaların oynadığı aktif rol, çok şey öğrenebileceğimiz hayata yaklaşımlarının sadece bir yönüdür. Gençlerin yetiştirilmesinde kritik şeylerden biri de fiziksel yakınlığa verilen önemdir. Üç aylık bir bebek ya ebeveynlerinden biriyle ya da bir başkasıyla sürekli temas halindedir. Akalarda 'beşik' diye bir şey yoktur, çünkü hiçbir çift bebeğini yatırıp tek başına bırakmaz, bebekler her zaman kucaktadır.
Görünüşe göre Aka babaları kucaklarında, hatta memelerini emen bir bebekle bar gibi yerlere gitmekten çekinmiyorlar. Hatta "Aka Tripe" adlı palmiye şarabı çoğu zaman yeni doğmuş bebeklerini tutan bir grup erkek tarafından içiliyor.
Hewlett, her şeyin Batı'dakinden çok farklı olduğunu söylüyor. Batı'daki babaların çocuklarıyla geçirdiği zamanın ve fiziksel temaslarının azlığı ilk akla gelen farklardan. Hewlett bu konuda şunları söylüyor:
Toplumumuzda babanın sürekli etrafta olamayacağı ve çocukla geçirilecek zamandan fedakârlık edilmesi gerektiği, bununsa kaliteli zaman geçirmekle telafi edilebileceği yönünde bir kanı var. Ancak Akalarla birlikte yaşamaya başladığımdan beri bu kanıyı sorguluyorum. Bence babaların çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesi ve kendilerine daha yakın tutması gerekiyor. Her ne kadar babaların çocuğun gelişimine birçok katkısı olsa da sarılmanın ve fiziksel temasın etkisi de hafife alınmamalı.
Hewlett, bunun Aka kabilesinden ebeveynlik hakkında öğrendiği en önemli şey olduğunu söylüyor: Kendisi yaşları 13 ila 22 arasında değişen 7 çocuğun babası. Deneyimi sayesinde çocukları büyürken hayatını ve kariyerini onların etrafında şekillendirdi ve sık sık yanlarında bulundu. Aka üzerine yaptığı çalışmaları aynı zamanda Hewlett'ı daha güvenilir ve paylaşımcı bir baba yaptı - knlaşılan o ki bu iki özellik, Aka babalarının en sık sahip olduğu özelliklerden.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Aka Kabilesinin Annelere de Dersleri Var!
Aka'nın babalar kadar annelere de verebileceği bir ders ise şu: Çocukların ne kadar değerli olduğu ve hayatlarımızda bulundukları için ne kadar şanslı olduğumuz... Kulağa biraz saçma gelse de Hewlett, çocuklarımızı birer lütuf olarak değil yük olarak görmeye başladığımızı ve Aka'nın bunu asla yapmadığını söylüyor:
Aka'ya göre, evlatlarımız hayatımızın anlamıdır. Çocukların yük gibi düşünülmesini asla anlayamazlar. Çocuklar yaşam enerjisi, toplumun ruhudur.
Hewlett ayrıca incelediği başka bir kabile olan Fulani'nin de anlayışının bu yönde olduğunu belirtiyor.
Erkekler Emziriyor mu Dediniz?!
Şimdi erkeklerin emzirmesine geri dönelim. Father's Direct'ten Jack O'Sullivan, açıkladıkları rapordan sonra üst üste konuşma programlarına davet edildiğini; açıklamanın korku, şaşkınlık ve yer yer destekle karşılaştığını söylüyor:
Bazı babalar arayıp çocuklarının memelerini emmelerine izin verdiklerini söyledi. Bunun çoğu zaman bebekler göğüslerinde yatarken gerçekleştiğini de eklediler.
Ancak bundan rahatsız olanlar da vardı. "Çocuk istismarı" kavramı, bu bağlamda birden fazla kez gündeme geldi. Burada bariz bir kültürel fark göze çarpıyor, çünkü Akalılara göre de klasik çocuk yetiştirme yöntemleri "istismar" sayılıyor olabilir (örneğin bebeklerin ebeveynlerinden ayrı odalarda uyutulması).
O'Sullivan'a göre Akalardan gördüklerimizin klasik baba çocuk ilişkisindeki garip etkileşimlere işaret etmesi üzücü bir durum: Anne-çocuk ilişkisi kamuya açık alanda gösterilebildiği gibi kutsallaştırılıyorken, baba-çocuk ilişkisi hala utanılan ve gösterilmekten çekinilen bir olgu. Oysa elimizdeki kanıtlar gösteriyor ki şans verilirse babalar da en az anneler kadar bebeklerinin sinyallerini anlayabilir ve onlarla iletişim kurabilirler.
Kısacası, O'Sullivan, erkeklerin bebekler ve küçük çocuklara yakınlık göstermekten utandığını; ancak bu utanmanın Aka erkekleri örneğinden yola çıkarak gözden geçirilmesi gerekliliğini ve bunun erkekleri özgürleştirecek bir hamle olabileceğini vurguluyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 56
- 37
- 14
- 14
- 12
- 6
- 4
- 3
- 3
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 16:41:57 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11926
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Guardian. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.