Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Sosyal Öğrenme Teorisi Nedir? İnsanlarda Öğrenmenin Temeli Taklit Etme Olabilir mi?

Ödül ve Cezanın Olmadığı Durumda da Öğrenme Gerçekleşebilir mi?

Sosyal Öğrenme Teorisi Nedir? İnsanlarda Öğrenmenin Temeli Taklit Etme Olabilir mi? iStockphoto
11 dakika
6,771
Evrim Ağacı Akademi: Sosyal Psikoloji Yazı Dizisi

Bu yazı, Sosyal Psikoloji yazı dizisinin 2. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Sosyal Etki Nedir? Başkalarının Varlığı Davranışlarınızı Nasıl Etkiliyor?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Sosyal öğrenme teorisi, sosyal davranışların başkalarının davranışlarının gözlem ve taklit yoluyla öğrenildiğini öne süren bir psikoloji teorisidir. Teori, psikolog Albert Bandura tarafından davranışçı psikolog B.F. Skinner'ın çalışmalarına alternatif olarak geliştirilmiştir. Davranışçılar çevrenin ve pekiştirmenin davranış üzerindeki etkilerine odaklanırken, Bandura bireylerin davranışları gözlem yoluyla öğrenebileceğini ifade etmiştir.

Bandura'ya göre insanlar, doğrudan veya dolaylı olarak başkalarıyla sosyal etkileşimlere girerek veya çeşitli medya araçları aracılığıyla davranışları gözlemler, bu sırada taklit yoluyla bazı davranışları kendileri de sergilemeye başlarlar. Dolayısıyla sosyal öğrenme teorisine göre öğrenme her zaman sosyal bir bağlamda olur ve illâ ödüllendirme veya cezalandırma olmasına gerek yoktur; ama tabii ki ek olarak ödüllendirilenler davranışlar daha sık taklit edilir, cezalandırılanlardan ise daha çok uzak durulur.

Gözlemsel Öğrenme (Model Alma ve Taklit)

Bandura, birçok insan davranışının gözlemsel olarak öğrenildiğini ifade eder. Çocuklar, başta ilk bakıcılar olmak üzere çevredeki diğer insanların birçok farklı davranışını gözlemler. Gözlenen kişilerin bazılarını daha fazla dikkate alır ve belirli davranışlarını kodlar. Daha sonra gözlemledikleri bu davranışı kopyalayabilir veya taklit edebilirler. Bandura’nın psikoloji tarihinde oldukça iyi bilinen Bobo Oyuncak Deneyi (İng: "Bobo Doll Experiment") gözlemsel öğrenme yoluyla çocukların yetişkin davranışlarını taklit edip etmeyecekleri konusunda çeşitli bulgular ortaya koymuştur. Bu deneyin içeriğine ilerleyen kısımlarda yer vereceğiz.

Tüm Reklamları Kapat

Çocuk tarafından gözlemlenen kişiler kendi yaş grubundaki çocuklar, ebeveynler, televizyondaki karakterler, öğretmenler gibi çok çeşitli grupları içerebilir. Bu noktada Bandura, üç temel model tanımlamıştır:

  • Canlı Model: Bir davranışı sergileyen gerçek kişiler
  • Sembolik Model: Kitap, film, televizyon programları gibi kurgusal bir alanda tasvir edilen kişiler
  • Sözlü Direktifler: Canlı veya sembolik bir model olmaksızın; davranışı tanımını içeren yönlendirici açıklamalar

Görüldüğü gibi bir davranışın taklit edilebilmesi için mutlaka bir davranışı sergileyen gerçek bir kişinin gözlemlenmesi gerekmez. Kitaplardaki veya filmlerdeki kurgusal karakterlerin davranışları da okuma veya izleme yoluyla gözlemsel öğrenme gerçekleşebilir. Hatta modern dünyada podcastler veya YouTube videoları da buna dahil edilebilir. Bir çocuk, sosyal medyada düşüncelerini dikkate aldığı birinin belirli bir davranışı içeren yönlendirici konuşmalarının ardından bu davranışı taklit etmeye başlayabilir.

Sosyal öğrenme kuramına göre, birini model olarak almada birçok dinamik etkili olabilir. Bandura, modelin statüsünün öğrenme üzerinde güçlü etkileri olduğunu ifade etmiştir. Buna göre, model gözlemciden daha yüksek bir statüye sahip ise daha güçlü bir davranış meydana getirebilir. Aksine daha düşük statüye sahip bir model, herhangi bir taklit davranışına sebep olmayabilir. Aynı statüye sahip olunan durumlarda ise taklit davranışının gerçekleşmesi, davranışın olumlu veya olumsuz sonucuna bağlı olacaktır.

Davranışların taklit edilmesinde etkili olan başka bir faktör, taklit edilen davranışa pekiştirme veya ceza yoluyla verilen karşılıklardır. Çocuk, bir modelin davranışını taklit ettiğinde bunun sonucunda ödüllendirilirse bu davranışı tekrarlama olasılığı da yüksek olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Bu noktada hem statü hem de ödüllendirilme faktörü bir arada düşünüldüğünde Bandura’nın teorisinde, Freud’un Oedipus kompleksindeki ebeveyn ile özdeşleşmesi durumuna benzer özellikler görülebilir. Her iki teori de belirli bir kişinin davranışlarının içselleştirilmesini ve benimsenmesini içerir. Kişinin belirli bir modelle özdeşleşme motivasyonu, genellikle modelin gözlemcinin sahip olmak isteyeceği türden şeylere sahip olmasından kaynaklanır. Bu yüzden özdeşleşilen modelin inançlarının, tutumlarının ve davranışlarının taklit edilmesi de olasıdır.

Ancak Freud'un teorisinde çocuk yalnızca aynı cinsiyetteki ebeveyn ile özdeşleşirken, Bandura'nın teorisinde ebeveynler, arkadaşlar, kardeşler veya fantastik karakterler gibi birçok farklı model ile özdeşleşebilir. Yine de toplumun cinsiyetlere atfettiği roller davranışların tekrar edilmesinde etkili olabilir. Aynı zamanda çocuklar kendilerine benzer olduğunu düşündüğü insanlarla ortalamada daha fazla ilgileneceğinden onları taklit etmesi de daha olasıdır. Sonuç olarak, aynı cinsiyetten modellerin davranışlarının taklit edilme olasılığı daha yüksek olabilir.

Arabuluculuk Süreçleri

Sosyal öğrenme teorisi, genellikle davranışçı öğrenme teorisi ile bilişsel yaklaşım arasında bir köprü olarak görülür. Bunun sebebi, teorinin bilişsel faktörlerin öğrenmeye ne şekilde dahil olduğunu içermesidir.

Bu noktada Bandura, Skinner'ın teorilerinden farklı olarak insanların aktif olarak bilgi işlediğini ve davranışlar ile sonuçları arasındaki ilişkiyi dikkate aldıklarını vurgular. Buna göre bir kişinin, bir modelin davranışını gözlemlemesi ve taklit etmesi otomatik olarak gerçekleşmez. Aksine davranışın taklit edilmesinden önce bir düşünce vardır. Bunlar arabuluculuk süreçleri olarak tanımlanmıştır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bandura tarafından önerilen 4 arabuluculuk süreci şunlardır:

  • Dikkat Etme: İnsanlar, günlük hayatta birçok farklı davranışı gözlemler. Bunların birçoğu kayda değer durumlar değildir. Bir davranışın taklit edilebilmesi için öncelikle kişinin dikkatini çekmesi gerekir. Eğer model ilginçse veya davranışta ilgi çekici yeni bir durum varsa kişinin dikkatini öğrenmeye ayırması çok daha olasıdır. Bu yüzden, bir davranışın onu taklit edecek gözlemcide bir etki yaratıp yaratmaması konusunda dikkat oldukça önemli bir unsurdur.
  • Hafızaya Alma: Bilginin saklanması, öğrenme sürecinin önemli bir parçasıdır. Bir davranış fark edilse bile her zaman hatırlanmayabilir. Bu da taklit edilmesinin önüne geçebilir.
  • Taklit Etme veya Davranışa Dönüştürme: Bir modelin davranışlarına dikkat verildiğinde ve bu davranış hafızada yer ettiğinde sıra davranışı uygulamaya gelir. Gözlemlenerek öğrenilen davranışların tekrarlanması becerilerin de geliştirilmesini sağlar. Ancak kişi taklit etmek istediği birçok davranış gözlemlese de sınırlı fiziksel yeteneklere sahip olduğundan bu davranışı gerçekleştiremeyebilir. Bu yüzden bazı davranışlar taklit edilebilir olsa da fiziksel olarak yapılamayacağı bilindiğinden davranışın taklit edilmeye çalışılmaması da olasıdır.
  • Pekiştirme veya Motivasyon: Bir davranışın sonucundaki ödül ve cezalar, kişinin davranışı taklit etmek için sahip olduğu motivasyonu etkiler. Gözlemlenen kişilerin davranışları sonucunda deneyimlediği ödül ve cezalar da taklit etme üzerinde etkili olabilir. Örneğin kişi, belirli bir davranışı uygulayan birinin ödüllendirildiğini gördüğünde bu davranışı taklit etmeye başlayabilir.
Shutterstock

Bobo Doll Deneyi Nedir?

Bobo Doll deneyi, sosyal öğrenme kuramının psikolojide kabul görmesini sağlayan en önemli çalışmalardan biridir. Bandura’nın profesör olarak görev yaptığı Stanford Üniversitesi’nde gerçekleşen deney, saldırganlık gibi sosyal davranışların gözlem yoluyla taklit edilebileceğini ortaya koymayı amaçlamıştır.

Deneyde, yaşları 3 ila 6 arasında değişen 36 erkek ve 36 kız anaokulu öğrencisi üç gruba ayrılmıştır. Deney, katılımcıların üç farklı koşulda manipüle edildiği şekilde tasarlanmıştır:

  • Birinci gruba, odada bulunan “Bobo Doll” olarak bilinen plastik bir oyuncağa saldırgan davranışlar sergileyen yetişkinlerin olduğu bir video izletilmiştir.
  • İkinci gruba, oyuncağı görmezden gelen ve odadaki diğer oyuncaklarla sessizce oynayan yetişkinlerin olduğu bir video izletilmiştir.
  • Üçüncü grup ise kontrol grubu olarak kullanılmış ve hiçbir yetişkin modele maruz bırakılmamıştır.

Deney gerçekleştirilmeden önce katılımcı çocukların mevcut saldırganlık düzeyleri değerlendirilmiş ve saldırgan davranışları 5 puan üzerinden derecelendirilmiştir. Ardından gruplar ortalama saldırganlık düzeylerine sahip olacak şekilde eşit olarak eşleştirilmiştir.

Deneyin sonuçları, Bandura’nın başlangıçtaki tahminlerini büyük ölçüde desteklemiştir:

  • Saldırgan modelleri izlemeyen gruptaki her iki cinsiyetten çocuklar kontrol grubuna göre daha az saldırgan davranışlar sergilemiştir.
  • Karşı cinsten yetişkin modelleri izleyen erkek çocukların saldırgan olmayan davranışlar sergilemesinin, kontrol grubuna kıyasla daha olası olduğu görülmüştür.
  • Saldırgan modelleri izleyen gruptaki kız çocuklar, modelin erkek olduğu durumda daha fazla fiziksel saldırganlık davranışları sergilerken, modelin kadın olduğu durumda daha çok sözel saldırgan davranışlar sergilemiştir. Benzer şekilde kadın modellerin olduğu videoları izleyen erkeklerin de saldırgan davranışları daha az taklit ettiği görülmüştür.
  • Erkeklerin aynı cinsiyetten modelleri izlediği durumda saldırgan davranışları taklit etme olasılığının kızlara kıyasla daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
  • Erkekler, kızlara göre 2 kat daha fazla saldırgan davranışları sergilemiştir.

İlerleyen yıllarda yapılan bir takip çalışmasında, Skinner’ın edimsel koşullanmadaki pekiştirme türlerinin katılımcının davranışlarını etkileyip etkilemediği test edilmiştir. Bunun için, saldırgan davranışlar sergileyen yetişkinlerin eleştirildiği ve cezalandırıldığı iki ayrı video izletilmiştir. Saldırgan davranışların ödüllendirildiği videoları izleyen çocukların saldırgan davranışları taklit etme olasılıklarının çok daha yüksek olduğu görülmüştür.

Tüm Reklamları Kapat

Deneyin sonuçları, çocukların başka birinin davranışlarını gözlemleyerek saldırganlık gibi sosyal davranışları öğrenebileceğini göstermiş ve Bandura’nın sosyal öğrenme teorisini desteklemiştir. Ayrıca Bobo Doll deneyinin sonuçları psikoloji alanındaki odağın davranışçılıktan bilişsel psikolojiye kaymasına sebep olmuştur.

Sosyal Öğrenme Teorisi Ne İşe Yarar?

Sosyal öğrenme teorisi bugüne kadar birçok alanda kendine uygulama bulmuştur ve çeşitli alanlardaki yaklaşımların değiştirilmesine neden olmuştur. Bunların bir kısmını aşağıda bulabilirsiniz.

Kriminoloji

Sosyal öğrenme teorisi, saldırganlık başta olmak üzere çeşitli "sapkın davranışların" nasıl ortaya çıktığını ve sürdürüldüğünü açıklamak için kullanılmıştır. Her ikisi de kriminolog olan Ronald Akers ve Robert Burgess, kapsamlı bir suç davranışı teorisi oluşturmak için sosyal öğrenme teorisi ve edimsel koşullandırma ilkelerini Edwin Sutherland'ın diferansiyel ilişkilendirme teorisiyle birleştirmiştir. Burgess ve Akers, suç davranışının hem sosyal hem de sosyal olmayan durumlarda doğrudan pekiştirme, dolaylı pekiştirme, açık talimat ve gözlem kombinasyonları yoluyla öğrenildiğini vurgulamıştır. Bu teoriye göre, hem belirli davranışlara maruz kalma olasılığı hem de pekiştirmenin doğası, grup normlarına bağlıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Gelişimsel Psikoloji

Gelişim Psikolojisi Teorileri adlı kitabında Patricia H. Miller, hem ahlaki gelişimi hem de toplumsal cinsiyet rolü gelişimini, sosyal öğrenme teorisi içinde önemli araştırma alanları olarak listelemiştir. Sosyal öğrenme teorisyenleri, bu iki becerinin kazanılmasıyla ilgili olarak gözlemlenebilir davranışların önemini vurgularlar.

Cinsiyet rolü gelişimi için, aynı cinsiyetten ebeveyn, bireyin cinsiyet rollerini öğrendiği birçok modelden yalnızca birini sağlamaktadır. Sosyal öğrenme teorisi, her kararın arkasında yatan değişken sosyal koşullara bağlı olarak ahlaki gelişimin değişken doğasını da vurgular:

Çocuğun önemli olduğunu düşündüğü belirli faktörler, hangi durumsal faktörlerin işlediği, hangi sebeplerin etkili olduğu gibi en göze çarpan ve çocuğun bilişsel olarak işlediği değişkenlere bağlı olarak, durumdan duruma değişir. Ahlaki yargılar, belirli bir sosyal durumda çeşitli kriterleri göz önünde bulundurmayı ve tartmayı gerektiren, karmaşık bir sürece bağlı olarak gelişir.

Sosyal öğrenme teorisi için cinsiyet gelişimi, bireyin karşılaştığı tüm etkileşimleri içeren çok sayıda sosyal faktörün etkileşimi ile ilgilidir. Sosyal öğrenme teorisi için biyolojik faktörler önemlidir; ancak öğrenilmiş, gözlemlenebilir davranışın önemine göre arka planda kalır. Bireyin gelişebileceği toplumun son derece cinsiyetli olması nedeniyle, bireyler daha bebekken bile insanları cinsiyete göre ayırmaya başlar. Bandura'nın toplumsal cinsiyet açıklaması, toplumsal cinsiyete dayalı davranışı tahmin etmede bilişsel faktörlerden daha fazlasına izin verir: Bandura için, motivasyonel faktörler ve geniş bir sosyal etkiler ağı, cinsiyet bilgisinin ifade edilip edilmediğini, ne zaman ve nerede ifade edildiğini belirler.

Medyada Vahşet

Sosyal öğrenme teorisinin ilkeleri, medyadaki şiddet araştırmalarına kapsamlı bir şekilde uygulanmıştır. Akers ve Burgess, saldırgan davranışların ödüllerildiğini gözlemenin veya deneyimlemenin (veya saldırgan davranışlara yönelik ceza eksikliğinin) saldırganlığı güçlendirdiğini varsaymışlardır. Araştırma ve meta-analizlerin bir kısmı şiddet içeren televizyon izleme ile yaşamın ilerleyen dönemlerindeki saldırganlık ve şiddet içeren oyunlar oynama ile saldırgan davranışlar arasında ilişki bulurken, diğer çalışmalar tam tersi yönde sonuçlar ortaya koymuştur. Gözleme dayalı öğrenmenin rolü ayrıca televizyon, filmler ve video oyunları için derecelendirme sistemlerinin rolü konusunda önemli bir faktör olarak ileri sürülmüştür.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
BİLGİNİN BELİRSİZLİKLERİ

zaman kavramı her zaman değişkenli
arz eder. Çünkü “geleceğe olan inanç,
tarih içinde farklıklar göstermiştir.

Sosyal bilimin kendi ana mecrasına doğru yol almasında önemli bir rol oynayan İ. Wallerstein, Bilginin Belirsizliği kitabında bilginin sosyal bilim boyutundaki tartışmalı pozisyonunu sorguluyor. Ve bunun toplumsal mücadeleyle kazanacağı evrenin neler olacağını ortaya koymaya çalışıyor.

“… Sosyal bilimler, mevcut durumda neler olduğundan söz etmeye çalışır. Aynı anda hem toplumsal gerçekliği yansıtan, hem de bu gerçekliği etkileyen ve aynı anda hem güçlünün hem de ezilenin aracı olan bir toplumsal gerçeklik yorumu inşa eder. Sosyal bilimler bir toplumsal mücadele alanıdır; ama biricik toplumsal mücadele alanı değildir ve muhtemelen toplumsal mücadelenin en önemli alanı da değildir. Sosyal bilimlerin tarihi biçimini nasıl önceki toplumsal mücadeleler belirlemişse, bunların kazanacağı biçimi de gelecekteki toplumsal mücadelelerin sonuçları belirleyecektir.

Yirmi birinci yüzyıldaki sosyal bilimler hakkında söylenebilecek tek şey, onun entelektüel açıdan heyecan verici, toplumsal açıdan önemli ve su götürmez biçimde çekişmeli bir alan olacağıdır.”

Bu kitap, böylesi belirsiz bir bilginin parametrelerini araştırma çabası olmasının yanı sıra bu bilginin değerinin attırılması ve onun bireysel ve kolektif ihtiyaç, arzu ve umutlarımıza daha uygun hale getirilmesi için neler yapılabileceğini ortaya koyma girişimidir. Bilim hepimizi ilgilendiren bir macera ve fırsattır ve hepimizi ona katılmaya, onu inşa etmeye ve onun sınırlarını keşfetmeye sevk eder.

Devamını Göster
₺135.00
BİLGİNİN BELİRSİZLİKLERİ
  • Dış Sitelerde Paylaş

Okul Psikolojisi

Birçok sınıf ve öğretim stratejisi, öğrencilerin bilgi edinmelerini ve akılda tutmalarını geliştirmek için sosyal öğrenme ilkelerinden yararlanır. Örneğin, "rehberli katılım" tekniğini kullanarak bir öğretmen, bir cümle söyler ve sınıftan cümleyi tekrar etmesini ister. Böylece öğrenciler öğretmenin eylemini hem taklit eder hem de yeniden üretir ve akılda kalmaya yardımcı olur. Rehberli katılımın bir uzantısı, hem öğrencinin hem de öğretmenin önde gelen tartışmalarda sorumluluğu paylaştığı "karşılıklı öğrenme"dir. Ayrıca öğretmenler, uygun davranışları modelleyerek ve öğrencileri iyi davranışlar için gözle görülür şekilde ödüllendirerek öğrencilerin sınıf davranışlarını şekillendirebilir. Öğretmen, model olarak öğretmenin rolünü vurgulayarak ve öğrencileri gözlemci konumunu benimsemeye teşvik ederek, bilgi ve uygulamaları öğrencilere açık hale getirebilir ve onların öğrenme çıktılarını geliştirebilir.

Sonuç

Bandura’nın sosyal öğrenme teorisi, düşünce süreçlerinin bir davranışın taklit edilip edilmeyeceğine karar verme konusundaki rolünü ortaya koymuş ve psikoloji alanında güçlü bir etki yaratmıştır. Diğer psikologları etkilemenin yanı sıra eğitim alanında da önemli etkileri olmuştur. Günümüzde öğretmenler ve ebeveynler tarafından kullanılan birçok cesaretlendirme ve öz yeterlilik stratejileri temelde sosyal öğrenme teorisine dayanmaktadır.

Bununla birlikte teori, oldukça karmaşık davranışları açıklamasına rağmen duygu ve düşüncelerin nasıl geliştirildiğini açıklamaz. Teoriye getirilen başka bir eleştiri ise, çevresel etkileşimin davranış üzerindeki başlıca etki olmasıdır. Bu, biyolojik faktörlerin göz ardı edilerek davranışların yalnızca beslenme açısından sınırlı bir tanımlanmasına sebep olmuştur. Ayrıca insanlar davranışları üzerinde önemli bilişsel kontrole sahiptir. Bu yüzden, şiddet gibi kötü davranışların deneyimlenmesi bu davranışların ileride her zaman yeniden üretileceği anlamına gelmez.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Sosyal Psikoloji Yazı Dizisi

Bu yazı, Sosyal Psikoloji yazı dizisinin 2. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Sosyal Etki Nedir? Başkalarının Varlığı Davranışlarınızı Nasıl Etkiliyor?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 6
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • Muhteşem! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/04/2024 08:03:54 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13147

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hava
Uyku
Kütle
Yas
Çeşitlilik
Kanat
Yeni Koronavirüs
Bebek Doğumu
Neandertal
Diş Hekimi
Yeni Doğan
Konuşma
Sosyal
Bilimkurgu
Kuantum
Kalıtım
Epidemik
Goril
Eğilim
Çeviri
Epistemoloji
Ornitoloji
Amerika Birleşik Devletleri
Göğüs
Yaşanabilir Gezegen
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
E. Kocabey, et al. Sosyal Öğrenme Teorisi Nedir? İnsanlarda Öğrenmenin Temeli Taklit Etme Olabilir mi?. (2 Kasım 2022). Alındığı Tarih: 20 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/13147
Kocabey, E., Bakırcı, Ç. M. (2022, November 02). Sosyal Öğrenme Teorisi Nedir? İnsanlarda Öğrenmenin Temeli Taklit Etme Olabilir mi?. Evrim Ağacı. Retrieved April 20, 2024. from https://evrimagaci.org/s/13147
E. Kocabey, et al. “Sosyal Öğrenme Teorisi Nedir? İnsanlarda Öğrenmenin Temeli Taklit Etme Olabilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 02 Nov. 2022, https://evrimagaci.org/s/13147.
Kocabey, Enes. Bakırcı, Çağrı Mert. “Sosyal Öğrenme Teorisi Nedir? İnsanlarda Öğrenmenin Temeli Taklit Etme Olabilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, November 02, 2022. https://evrimagaci.org/s/13147.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close