Her şeyi bir kenara bırakıp, tanrı adını verdiğimiz bir süpergücün var olduğunu varsayarsak, onu bilimsel olarak kanıtlayabilir miydik? Ne tip kanıtlar bulmayı beklerdik?
Bilimsel açıdan kanıtlamakla kastedilene ve neyin bilimsel olduğuna bağlı bu sorunun cevabı. En azından Tanrı'nın varlığını daha muhtemel kılan ancak kesin olarak Tanrı'yı kanıtlamayan bilimsel "deliller" bulunmaya çalışılabilirdi. Bu tarzda en fazla tartışılan argümanlar şunlar:
1. Kelam Kozmolojik Argüman: Büyük Patlama başta olmak üzere genel olarak kozmolojinin evrenin başlangıcını kanıtladığı iddia edilir. Bunun ardından başlangıcın en iyi açıklamasının Tanrı olduğunu öne süren çeşitli felsefi argümanlar aracılığıyla evrenin başlangıcından sorumlu olan şeyin Tanrı olduğuna ulaşılır.
2. Hassas Ayar Argümanı: Evrendeki temel fiziksel sabitler, yasalar ve erken evrenin koşulları gibi şeyler çok küçük oranlarda dahi daha farklı olsa yaşam ortaya çıkamazdı. Yaşama uygun bir evrenin var olması ihtimali çok düşüktü. Bu ihtimalin gerçekleşmesini en iyi açıklayan ve muhtemel kılan şey Tanrı'nın var olmasıdır.
Bu iki argüman da aslında bilimsel verileri öncüllerini gerekçelendirmek için kullanan felsefi argümanlar olarak görülmeli. Eğer bilimsel kanıtı felsefi argümanları dışlayan bir şekilde anlayacak olursak bunlar bilimsel kanıt olmaz. Ama bilimsel verileri içermeyi bilimsel kanıt olmaya yeterli görürsek bu iki argüman da başarılı olmaları durumunda bilimsel kanıt olarak görülebilirdi.
Bu iki argümanın dışında doğaüstü şeylerin varlığını kanıtlama yönündeki (telepati, telekinezi, kehanet vb.) parapsikoloji araştırmaları ve yaşamın kökeninin doğal süreçlerle açıklanamayacağını iddia eden argümanlar da başarılı olmaları durumunda bu iki argümanın olduğu anlamda Tanrı'nın varlığı lehinde bilimsel argümanlar olurlardı. Bunlara ek olarak tarihi de bilim kapsamında alırsak peygamberlerin ve onların gerçekleştirdiği iddia edilen mucizelerin tarihselliklerini kanıtlamaya yönelik tarihsel argümanları da bilimsel argüman sunma girişimi olarak almamız gerekirdi.
Bu argümanların başarılı olduklarını düşünmüyorum ancak başarılı olabilirlerdi. Tanrı'nın varlığı lehinde bilimsel argümanlar arasaydık burada bahsettiğim türden argümanlara bakmamız gerekirdi.
Çocukluğu sorunlu geçmiş bir bireyi düşünün (kendine güveni az, kendine saygısı az, daima birilerinden onay bekliyor). Kurduğu aile ortamında, iş yaşamında ve üstlendiği görevlerde kendi ruhsal sıkıntıları nedeniyle açmazlara düşüyor, bunalıyor, kaçış yolu arıyor, yaşadıklarını unutmasını sağlayacak bağımlılık araçları peşinde. Bu bireye önerebileceğiniz en iyi çözüm nedir? Doğal olarak bir psikologa görünmesi. Bu bireyin psikologla görüşmesinin ardından tedavi edici ilk etken kendi sorunlarını anlatabilmesi, onu anlayacak birisinin yanında olması. Birey yaşadığı sorunları hayatın anlamı sanıyor, herkesin böyle olduğuna inanıyor. Başka bir yol göremiyor. Bilse ki, bu sorunlar geçmişindeki talihsiz olayların eseri, çabaladığı taktirde değişebilir; o zaman değişim yolunda adım atmaya başlayacak. Birey sorunlu olsun veya sağlıklı olsun; yaşamında her daim anlayamadığı, çözemediği ve ona sorunlar yaratan faktörlerle karşılaşır. Bu herkes için geçerlidir. Özellikle bilimin yetersiz olduğu çağlarda, bu sorunlarla başı ağrıyan insanlar bir "sakinleştirici" ararlar. İnanç sistemlerinin kurduğu organizasyonlar bir bakıma "beyin sakinleştiricisi" görevi görür. Nasıl ki, yoğun bir şekilde ders çalıştıktan sonra kafanız şiştiğinde televizyonu açıp boş boş video klipleri izlemek rahatlatıyorsa, inanç sistemleri de birey için bunu yapar. Ringde dövüşen boksörü maç arasında havluyla serinletir, güzel sözler söyler. Lionel Tiger ve Michael McGuire'ın Tanrı Beyni kitabı tam da buna odaklanıyor.
TANRININ varlığı Veya yokluğu bnce bilimin alanına girmiyor. Bu daha çok din felsefesinin konusu hassas ayar argümanı ve kelam kozmolojik kanırta bilimsel verileri dayanan felsefi bir argümandır. Dolayısıyla bnce TANRININ varlığı Veya yokluğu felsefenin konusudur.
Bilim ile din her zaman çelişir, çelişmelidir. Çünkü alanları farklıdır. Bilimin metodolojisi 'Natüralizm'dir. Adı üstünde doğalcılık olan bu felsefi görüş her şeyi doğaya atfeder ve doğa üstü güçleri veya mistik ögeleri devre dışı bırakır. Din ise kendi başına metafiziktir. Dini bilimle kanıtlamak veya dini bilimle kanıtlamaya çalışmak anlamsızdır. Çünkü zaten en başından itibaren çelişir. Tanrı ise metafizik veya mistik bir varlıktır. Tanrının ne olduğu hakkında çeşitli görüşler vardır. Ancak hiçbiri bilimin içine girmez. Dolayısıyla Tanrı'yı da bilim ile kanıtlamak anlamsızdır. Tanrı varsa bile ne olduğu, nasıl bir şey olduğu muamma olacaktır. Felsefi bir şeydir ki bugüne kadar Tanrı kavramı çok kez farklı yorumlarla açıklanmaya çalışılmıştır. Örneğin insansı yani kızan, ceza veren, ödül koyan gibi gibi... Ya da evrenin kendisi olan panteizm gibi. Veyahut Spritüalizm gibi tüm dinlerin kökeni olduğu düşünülen felsefi Tanrı... Ya da ya da deizmin söylediği sadece evreni yarattığı dışında başka bir şey bilmediğimiz Tanrı modeli...
doğada desen ve kod olmak üzere iki bilgi vardır kod basittir bir avuç misketi bir saca atar ve yıllarca çevirirseniz çarpışmayacaklardır kendi desenerini oluşturacaklardır bu yüzden desenlerde rastgelelik var diyebiliriz çicek arı kovanı salyangoz kabuğu gibi şeyler desene örnektir
kod milyonlarca bir ve sıfırı bir araya getirerek oluşturduğumuz kompleks oluşumlardır rastgelelikle oluşamazlar doğadaki kod ise adenin timin guanin ve sitozindir bu dört bilgi birleşerek aşırı kompleks yapılar oluşturur canlıların dna dizilimini açtığımızda ciltlerce 'atgcaatcc' gibi tıpkı bilgisayarlardaki bitler '0011011101' gibi bilgiler çıkmaktadır gerek prokaryot hücreler gerek ökaryot hücrelerde bu böyledir sayfalarca kod dizilimi çıkmaktadır
ben tanrı var mı yok mu bilmiyorum ama kodlamanın ne kadar zor olduğunu bilen bir birey olarak kodun bir zeka tarafından yazılması gerektiğine inanıyorum
evet ama kimin neden niye tanrısı olduğuna bağlı . mesela Amon-Ra yı ele alabilirsek yazılı somut bir tanrı elde edebiliriz ama tarihin varlığında bundan nasıl bahsederler bilmiyorum ama büyük bir şüphe vardır . onun için günümüz evrim yasasını kanıtlabilir olarak görüyoruz ama eski mısırın tanrısı bir mit olarak kalıyor . nasıl Aborjin Kızılderili ve Pigme paganizmi tanrıları gibi.. yehuda , isa , ve allahın olduğu gibi :) tanrı yoktur ve kanıtlama ihtiyacını bilim sadece mit olarak işleyebilir her şeyin başlangıcı yüce varlık olarak değil.
Enneadlar kitabı Plotinus tarafından yazılmış değişik bir anlatımla ispat yapmaya çalışır okumanızı öneririm , Varsa bile bence şu an ki insan bilgi ve algısı ile "Tanrı , Yaratıcı , Bir" vs ne derseniz diyebilirsiniz onu anlatmak bilmek vs imkansız beyhude çaba , ne varlığını ne yokluğunu net bir şekilde ispatlayamayacak acizlikteyiz Onun yerine herkes kendini bilmeyi denese kendini bilip geliştirmek için çaba sarfetse , dünya daha anlamlı ve yaşanılabilir olacak Piyasada genelde Enneadların özeti var , kitap daha ayrıntılı bilginize
İnsan evrimi Homo Sapiens (Bilge Adam) evresine ulaştığında düşünsel fikirler ortaya çıkmış, bu fikirlerin en önemlisi de ortak bir değer algısı işte tam bu noktada hızla büyüyen kolonilerini bir arada tutmak için tanrı olgusunu ortaya atmış olabilirler. Tanrı'nın varlığı bilimsel bir veriyle açıklanması şuan ki teknolojiyle mümkün değil. Dolayısıyla Tanrı'nın varlığı veya yokluğu tamamen felsefik bir konu.
Tanrı bilimin değil felsefenin konusudur o yüzden Tanrı varlığı veya yokluğu ile ilgili felsefi argüman sunulmalı, bilimsel olarak ise Tanrı var veya yok diyemeyiz. Ama bu bilimsel verilerden yola çıkılmayacağı anlamına gelmesin. Örneğin Tanrı varlığı için sunulan kelam kozmolojik argüman, hassas ayar delili gibi argümanlarda bilimden faydalanılır ama argümanı oluştururken temeli felsefeye dayanır.
Tanrının varlığının bilimsel olarak kanıtlanabilmesi için sizin de bildiğiniz gibi somut kanıt gerekir ama bu cevabı verince insanlar dünyayı,evreni birinin yaratmış olabileceğini ve başka türlü böyle bir şeyin olamayacağını söylerler. Tamam bir yaratıcı olabilir ama bu onu tanrı yapmaz. Bizden çok çok üstün bir varlıktır ama onu yaratan daha üstün bir varlık da olabilir. Tanrı kavramı zaten her zaman uydurulmuş bir masaldır çünkü insan bilmediği şeyi uydurur. Geçmişten beri insan bir şeye inanma eğilimindedir,bunu sebebi de yine evrimdir.