Kara deliğin merkezine yaklaştıkça (özellikle olay ufkunun içinde) Einstein’ın Genel Görelilik denklemlerine göre uzay-zamanın geometrisi aşırı derecede eğrilir.
Bu eğrilme o kadar büyür ki, zaman ve uzay kavramları yer değiştirir:
Dışarıda: zaman → zaman, uzay → uzaydır.
Olay ufkunun içinde: zaman ve uzay eksenleri “yer değiştirir.”
Artık merkeze doğru düşmek, bir uzay yönü değil kaçınılmaz bir zaman akışı gibidir.
Yani merkeze yaklaşmamak artık “zamana karşı gitmek” gibidir; mümkün değildir.
Kütleçekimi o kadar güçlüdür ki, merkeze yaklaşan her şey — atomlar, kuarklar, hatta uzayın kendisi — sonsuz yoğunluğa ulaşır gibi görünür (klasik teoriye göre).
Bu durumda uzay-zaman tek boyutlu hale gelmez, ama metrik anlamda sıfır hacme yaklaşır.
Genel göreliliğe göre tekillikte fizik yasaları geçerliliğini kaybeder.
Bu yüzden “cismin boyutu” gibi kavramlar orada tanımlı değildir.
Ancak şöyle özetleyebiliriz:
Merkeze yaklaştıkça cisim tidal kuvvetlerle (gelgit kuvvetleriyle) uzar ve incelir
Sonunda, klasik anlamda “boyut” diye bir şey kalmaz.
Yani tekillikte, cismin boyutu, şekli, zamanı anlamsız hale gelir.