Yoktur. Tanrı ya da dinlerin varlığını ya da yokluğunu gösteren hiçbir argüman yoktur.
Tabii ki önce varlığı konusunu aradan çıkarmak gerekecektir. Biliyorum, internetteki bu tür sorulara onlarca sözde kanıt yazılır, hep aynı şeyler. Kısa bir özet geçelim:
İlk sebep argümanları sadece Tanrı için geçerli olmak zorunda değildir. Bunu burada anlatmıştım.
İnsanın yaptığını bildiğimiz konulardan yapılan bütün benzetmeler ("Sanat varsa sanatçı vardır." gibi) hatalıdır. Bunu burada anlatmıştım.
Yukarıdaki madde çerçevesinde insan merkezci bakış açısı ile baktığımızda "sanki birisinin yaptırması gerekiyormuş gibi gelse de biyolojik organizmalar başta olmak üzere doğada olan ve bilebildiğimiz (tohumdan yaprak oluşumu, yara tamiri gibi) olaylar maddesel olarak açıklanabilmektedir. Bunu burada anlatmıştım.
Tıpkı hayatta kalma yanılgısında olduğu gibi evrende muazzam bir kaos olsa da biz sonradan baktığımız için "ahenk" hiç bozulmamış sanabiliyoruz. Oysaki birkaç milyar yıl öncesine gitsek, o ortamı pek sevmezdik. Yukarıdaki maddede anlattığım gibi maddeci bir şekilde işleyen evrim, bir tasarım illüzyonu oluşturuyor.
Yine de düzenin olmasının ya da olmamasının Tanrı ile alakasız olduğunu hatta Tanrı'nın aleyhinde bile olabileceğini burada anlatmıştım.
Dini metinlerdeki ifadelerden günümüze bir fonksiyon yazan siz olduğunuz için "bilimsel öngörü" iddialarının inanan kişilerin sunmaması gereken bir iddia olduğunu burada anlatmıştım.
Varlığını gösteren herhangi bir bulgu olmadığını ya da varlığına yönelik bir delil gibi sunulan argümanların hatalı olduğunu anladık. Şimdi ise gelelim varlığını "kesin olarak reddetme" kısmına.
Dini metin kısmından başlayalım. Dini metinlerde mucize/bilimsel önbilgi "fonksiyonunu" da yazan olabilirsiniz, metinleri "düz" bir biçimde alıp ya da başka şekilde yorumlayıp dini reddetmek size kalmıştır. Ancak "kesin"likten bahsedemeyiz. Çünkü Tanrı sizden üstün olduğu için dediğini yanlış anlamış olma ya da Tanrı'nın sizi kandırması ihtimali de her zaman olacaktır. Tabii ki teistik bir Tanrı'dan bahsettiğimiz için bütün bu faktörleri ayarlayan kendisi olacaktır, bu da birçok sorun yaratır.
Bizden üstün, bizi aşkın bir Tanrı'dan bahsediyoruz. Bu yüzden sınırlı beynimiz ile neden böyle yaptığını anlayamayız. Bu yüzden kesinlikten bahsedemeyiz. İnanma ihtiyacı hissedip inanmak veya herhangi bir kanıtı olmadığı ve sizin de inanmaya ihtiyacınız olmadığı için inanmamanız "kesin" değil ama yeterli bir sebeptir ve diğer bütün sebeplerden mantıksal olarak daha sağlamdır.
Herkese not: Sırf bir şeyleri anlayamıyorsunuz, sebep ve amaç bulamıyorsunuz diye inanma ihtiyacı olmayanlara ("Öldükten sonra aileni göremeyeceksin.", "Suçlular cezasız kalacak.", "İstediğin gibi kötülük yap o zaman.", "Ya varsa, o zaman ne yapacaksın?" gibi); sırf inanma ihtiyacı hissetmiyorsunuz diye "sadece" inananlara (Hala bunlara mı inanıyorsun ya? gibi) laf etmeyin.
1,181 görüntülenme