Aslında düzen olup olmaması da Tanrı ile ilgisiz bir konu. "Güneşe bir metre yakın olsak ölürdük." tarzında bir düzen görüşü zaten yanlış, onlara hiç girmeyeceğim. Yerel ölçekte bakınca bize göre düzen olarak algıladığımız şeyler biraz daha dikkatli ve geniş bakınca kaos olarak görülebiliyor. Yani bu da tamamen bizim algılarımıza göre olan bir şey aslında. Kaos yerel ölçekte geçiçi düzenler oluşturabiliyor ama bu düzenler yok olmaya mahkum entropi gereği. Tabii ki "Bütün düzenlerin yok olacak olması da bir düzendir." gibi ek argümanlarla durum kurtarılmaya çalışılacaktır. Ama başka bir evreni bile tam olarak bilmiyoruz ya da evren görmedik ki düzen ile ilgili gerçekten karar verelim. Bu yüzden artık doğa yasalarını "düzen" olarak kullanıyorlar. Bu biraz garip çünkü evi dağınık birine evini düzenlemesini söylediğinizde durumu kurtarmak için "Fizik yasalarına uyuyor ya düzenli işte!" demesine benziyor. Örneğin tarihleme yöntemlerini düzen olarak öne sürerseniz bunda da birkaç hata olacaktır. Düzenli olmadığı için "hata payları olduğunu", bazen düzgün çalışmadığını ve tam sonuç vermektense bir olasılık aralığı gibi sonuç verdiğini" gördüğümüz için buna ne kadar "düzen" diyebiliriz, tartışmalı olurdu. Başka bir örnek olarak evrimden gidebiliriz. Evrim olayı sürekli kendini tekrar ettiği için "düzen" diyebiliriz belki ama "düzenli" bir şekilde işlemiyor ki. Hatta mekanizmaları ile tam düzenli işlemiyor, her zaman en uyumlu olan hayatta kalmıyor, türün soyu tükenebiliyor ve daha birçok farklı konu sayılabilir. Yani düzenden farklı şeyler kastederek konunun istediğimiz her yere çekilebildiğini görüyoruz. Neyse. Şimdi gelelim esas konuya. İddia genel anlamı ile şu şekilde:
"Eğer evren bir Tanrı tarafından yaratılmış olsaydı, her yerde düzen ve kanunlar görürdük. Her yerde düzen ve kanunlar görüyoruz, o halde bir Tanrı var."
Neden Tanrı düzen ile kendini kanıtlamaya çalışsın ki? Düzensizlik ile de kanıtlayamıyor mu? Bir argümanın ne kadar geçerli olup olmadığını test etmenin yolu durumun tersini düşünmektir. "Düzen yok." diyelim ki. Düzenin olmaması Tanrı'nın olmadığı anlamına gelir mi? Hayır. Ad hoc yaparak "Tanrı, kaos ve düzensizlik seviyordur belki." denilebilir. Yani iki zıt durumda bile aynı şeyi söyleyebiliyorsak düzen veya düzensizlikten yola çıkarak Tanrı'nın varlığı ile ilgili bir sonuca varmaya çalışmanın pek bir anlamı yok. Yani düzenin olup olmaması ile Tanrı'nın olup olmaması arasında doğrudan bir bağ kurmak hatalı olacaktır.
Buradaki diğer önemli bir hata, düzenin başka olguların sonucu olarak karşımıza çıkabileceğini hesaba katmadan, bu durumun doğrudan argümanı yani Tanrı'nın varlığını doğruladığı sonucuna varmış olmak. Ayrıca sadece kendi inancını destekleyen sonuçları cımbızlama da var. (Bakınız: Ardılla Doğrulama ve Cımbızlama Safsatası)
Doğa yasaları evrenimizin başlangıcında olan şartlardan dolayı var. Bunu Tanrı yaptı diyebilir miyiz? Evet. Ama sadece bu sonuç çıkmıyor. Siz, anneniz ve babanız ile başladınız ama sizden önce atalarınız vardı. Dolayısı ile büyük patlama, uzay-zamanın genişlemeye başladığı an olsa da tıpkı anne ve babanızdan önce siz diye bir şeyin var olmaması ama ataların olması gibi büyük patlamanın da bu ezeli ve ebedi atası maddesel formu olabilir yani Büyük patlama sonsuz bir döngü denilip (ya da başka bir şekilde açıklama yapıp) Tanrı'sız bir açıklama yapılabilir mi? Evet. Dolayısı ile "Düzen varsa Tanrı vardır." argümanı mantık hatasıdır. Düzen=Tanrı değildir.
Ayrıca mutlak bir düzenin olması Tanrı'yı kanıtlamayacağı gibi gereksiz de yapar. Bilim "düzenli" olayları açıklayabiliyorsa ve mutlak bir düzen varsa bu, evrendeki her şeyin bilimsel (ve maddesel) olarak açıklanabileceğini söylemektir. Büyük Patlamaya kadar her şeyi bilimsel olarak açıklayınca bu durum, az önce anlattığım gibi Tanrı'yı kanıtlamadığı için bu anlamda düzen olması Tanrı'nın kesinlikle olması gerektiği gibi bir argümana kanıt olmaz ve hatta belli bir şekilde aleyhine bile kullanabilirsiniz.
Bir yandan da Tanrı'nın doğa yasaları tarafından sınırlandırıldığını söylemek gibi bir şey olur. Çünkü bir düzen varsa Tanrı hep aynı şeyleri yapmak zorundadır, bunun dışına çıkamaz yani Doğa yasaları Tanrı'dan güçlüdür, onu sınırlandırmıştır. Böyle bir durum yoksa ve doğa yasalarının dışına çıkabilirse bir düzenden de söz edemeyiz. Eğer ki "Doğa yasaları Tanrı'yı sınırlandırmadı, hep aynı şeyleri yapmayı istemiş işte." denilirse de bu önceki cümlelerde anlattığım gibi Tanrı'yı yine kanıtlamaz, Ad hoc yaparak durumu kurtarmaya çabası olur ve Yine Tanrı'yı gereksiz yapar.
Not: Düzen olsa bile bu durum Tanrı'ya kanıt olmadığı için "Düzen var mı?" tartışmaları geçilmiş ve soru, düzen olduğu yükü ile cevaplandırılmıştır.
Not 2: Düzenin olup olmadığı bile kesin olmamakla beraber düzeni evirip çevirip istediğiniz şekilde sunabiliyorken şu şu yüzden "Düzen var." veya "Düzen yok." demek oldukça gereksizdir. Ayrıca evrilip çevrilen düzen tanımı normal hayatta söylenilirse absürt gelen hatta savunulmaya çalışılan son noktaya ters durum bir durum oluşturan şekilde bile kullanılabilmektedir.