Psikopatların Doğası: Psikopatların Yaşamlarında veya Zihinlerinde Neler Oluyor?
Psikopat, Duygunun Kelimelerini Anlar; ama Müziğini Duyamaz!
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
1941'de basılan The Mask of Sanity (Aklıselim Maskesi) adlı kitabında Cleckley, psikopatın robot resmini şöyle çiziyor:[5]
Psikopat zeki biridir. Ayırt edici özellikleri; duygu yoksunluğu, utanma duygusunun olmaması, benmerkezcilik, yüzeysel cazibe, suçluluk ve kaygı hissetmeme, cezadan etkilenmeme, hareketlerinin önceden kestirilememesi, sorumsuzluk, insanları kullanma ve kimseyle uzun süreli ilişki kuramama.
Şu andaki psikologların çizdiği resmin aynısı; fakat laboratuvar araştırma programları ve EEG ve fMRI gibi tekniklerin gelişmesiyle artık nedenleri daha iyi anlıyoruz. Bu psikopat kişilikler, kişiler arası özellikler, duygusal özellikler, yaşam tarzı ve antisosyal gibi özelliklere sahip. Antisosyal kişilik bozukluğu olan kişileri tanımlayan davranışları iken psikopatlığı tanımlayan fark ise, duygusal özelliktir.
Psikopatlarda Kelimelerin Anlam Sığlığı
Hare'ın 1990'larda yaptığı araştırmada, hem psikopatların hem de normal insanların "anlamsal karar testi" adı verilen bir test sırasında kaydedilen EEG yanıtları yer alıyordu. EEG kayıtlarını Hare şöyle anlatıyor:
Dört farklı beyin dalgası var. Yüksek dikkat sırasında beta dalgaları, sonra alfa ve teta dalgaları, en sonda da derin uyku sırasında ortaya çıkan delta dalgaları. Bu dalgalar farklı zamanlarda beyinde gerçekleşen elektriksel aktiviteleri gösteriyor. Toplumun normal bireylerinde teta dalgaları, dalgın ve uykulu hale ya da uykuya karşılık gelir. Oysa ki psikopatlarda bu dalgalar, normal ve uyanık oldukları hallerde ortaya çıkar; hatta bazen tahrik olduklarında de aynı aktivite gözlenebilir.
Psikopatlar için dildeki sözcüklerin, sözlük anlamlarının ötesinde bir derinliği olmadığı belirtilmiştir. Psikologlar, psikopatlar için sözcüklerin duygusal çağrışımları olmadıklarını düşünmektedirler:
Bir psikopata örneğin, 'Seni seviyorum,' dediğinde, onun için bu sözün 'Ben kahve alayım,' demekten farkı yoktur.
Bunun ötesinde psikopatlar, dışarıdan gayet sıradan gözükürler. Halbuki dış yüzeyini birazcık eşeleseniz, asıl yüzlerini görebilirsiniz. Ancak psikologlar tarafından yapılan incelemelere göre, yüzeyin altında tam olarak neyle karşılaşılacağınızı önceden bilmeniz pek mümkün değildir.
Psikopatlığın ortak özellikleri arasında riskten kaçınmama ve pişmanlık noksanlığı, diğer bir ifade ile vicdan yokluğunun bir arada aynı kişide bulunması yer alır. Psikopatların, korku ve empati başta olmak üzere bazı duyguları hissedemedikleri belirtilmiştir. Yani psikopatların sosyal algıları hissizleşir ve karşılarına çıkan insanların duygularını anlayamazlar; sadece anlıyormuş gibi davranabilirler.
James Blair de bu görüşle aynı fikirde idi. Onlara göre sendromun ana nedeni sinirsel bozukluklar-özellikle de beynin "duygu müdürü" konumundaki amigdala ve hipokampüs, süperior temporal sulkus, fusiform korteks, anterior singulat ve orbitofrontal korteks gibi amigdalayla ilişkili diğer yapılarla ilgili bozukluklardır.
Psikopatlar ve Stroop Etkisi Deneyleri
Psikopatların korku duymadıkları, duygusuz ve ruhsuz oldukları iddiası gerçeği yansıtmadığını söyleyen Joe Newman psikopatlar üzerinde Stroop Etkisi testi yapmıştır. Deneyde bulmayı beklediği sonuçlara yönelik hipotezini şu şekilde açıklamıştır:[1]
Psikopatlar strese girmiyor, başkalarının strese girdiğini de hissetmiyorlar. Çünkü anlık ödül vaat eden bir işe odaklandıklarında "ilgisiz" olan her şeyi perdeliyorlar. Duygusal "at gözlüğü" takıyorlar.
Deneyin sonuçları, kurduğu hipotez ile paralel çıkmıştır. Newman, deneyi her yapışında aynı sonuçla karşılaştı: Psikopat olmayanların farklı resim-kelime eşleşmelerinde dikkatleri dağılırken ve doğru ismi söyleme süreleri uzarken; psikopatlar, eşleşmelerdeki uyumsuzlukların sanki farkında değilmişçesine, rahatça isimlendirme yapabilirler.
Newman, psikopatlara yönelik çok temel bir yanlış algıyı şu şekilde özetliyor:
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
İnsanlar, psikopatların duygusuz ve korku duymaz olduğunu düşünüyor. Ama mesele, kesinlikle bu kadar basit değil. Yalnızca duygulara odaklandıklarında, psikopatik bireylerin de normal [duygusal] tepkiler verdiğini görüyoruz. Ama başka bir şeye odaklandıklarında, duyguları hissetmez oluyorlar.
Psikopatların Ahlaki Dürtü Noksanlığı
Karim ve ekibi, Almanya Tübingen Üniversitesi'nde psikopatlara yönelik bir deney yapmışlardır. Deneyde, özetle; gönüllülerin bir ofisten para çalıp, polis dedektifi rolündeki kişi tarafından sorgulandığı bir oyunda, dedektifi kandırmaları istenmiştir. Hırsızları motive etmek için, eğer dedektifi kandırmayı başarırlarsa, çaldıkları paranın kendilerine kalacağı söylendi. Karim, ilginç bir gerçeğe ulaştığını ifade ediyor ve şu şekilde açıklıyor:[2]
Beynin ahlaki kararları veren bölgesine (anterior prefrontal korteks), transhaniyel manyetik uyarım (TMS) adı verilen bir teknik uygulandığında, katılımcıların yalan söyleme becerisi artıyordu. Bunun nedenlerini henüz tam olarak bilemiyoruz. Ama bir olasılık, TMS ile anterior prefrontal korteks ketlenince, vicdani kararlar veren bölge devre dışı kaldığı için yalan söyleyen kişinin dikkatinin ahlaki ikilemlerle dağılmaktan kurtuluyor olması. Eğer bu iddia doğruysa, psikopatlarla ilgili bildiklerimize uygun bir sonuç elde ettiğimiz söylenebilir. Örneğin daha önceki çalışmalardan, psikopatların anterior prefrontal kortekslerinde daha az gri madde olduğunu biliyoruz.
Londra Psikiyatri Enstitüsü'nden Michael Craig ve çalışma arkadaşlarının "difüzyon kas görüntüleme" (DTI) tekniği kullanarak gerçekleştirdiği bir analizde, prefrontal korteks ve amigdala arasında uzanan akson tutamının (unsinat fasikülüs) zayıf olduğu gözlemlemledi. Bir başka deyişle psikopatlar, hilebazlıkta doğal bir yeteneğe sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda ahlaki dürtüleri diğer insanlara göre çok daha az hissediyorlar.[1]
Psikopatların İnanılmaz Odaklanma Becerileri
Vanderbilt Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, biraz daha derine inip, çoğunlukla psikopatlarda karşılaşılan o şaşmaz, agresif odaklanma yetisinin beyinlerine nasıl yansıdığını bulmaya çalıştılar. Çalışmanın birinci kısmında gönüllüler iki gruba ayrıldı: Psikopatik özellikleri yüksek düzeyde olanlar ve düşük düzeyde olanlar. Ardından araştırmacılar her iki gruba da bir doz "speed" (bilinen adıyla amfetamin) verip pozitron ışıma tomografisi (PET) ile beyinlerinde neler olduğunu incelediler. Çalışmanın yaratıcısı Joshua Buckholtz şöyle anlatıyor:
Dürtüsellik, kendini ödülün cazibesine haddinden fazla kaptırmak, risk almak gibi bazı psikopatik özelliklerin, dopamin ödül sistemindeki bozukluktan kaynaklandığı hipoteziyle yola çıktık. Bu abartılı dopamin tepkilerinden dolayı, bir ödül kazanmaya bir kez odaklandılar mı, onu elde etmeden dikkatlerini başka bir şeye yönlendiremiyorlar.
Yanılmamıştı. Bu hipotezle tutarlı bir şekilde, yüksek psikopatik özelliklere sahip olan gönüllüler, uyarıcı verildiğinde diğerlerine göre dört kat daha fazla dopamin salgıladılar.[1]
Deneyin ikinci kısmında, deneylere speed vermek yerine, bir görevi tamamladıklarında para alacakları söylendiğinde, yine benzer beyin etkinliği gözlemlendi. Beklendiği üzere, yüksek düzeyde psikopatik özelliklere sahip olanların beyinlerinin dopamin ödül bölgesinde çok daha yüksek etkinlik gözlemlendi. David Zald, şöyle anlatıyor:
Ama bu özellikler şiddeti ve kriminal davranışları öngörmede pek başarılı değil. Bu insanlar ödüle -havuca- karşı o kadar güçlü bir istek duyuyorlar ki risk veya sopa korkusu bunun yanında önemsiz kalıyor. Tek mesele olası tehlikeleri anlamamaları değil; ödül beklentisi bu gibi kaygıların önüne geçiyor.
Psikopatlarda Korku ve Empati
Araştırmacılar, psikopatların korku hissetmediği gibi, empati de kuramadıklarını düşünürlerdi. Ama 2008'de Bostan'daki Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi'nden Shirley Fecteau ve çalışma arkadaşlarının yaptığı bir çalışma, psikopatların, duyguları fark edememesi şöyle dursun, bunu bizden daha iyi bile yaptıklarını araştırmaları sonucu ortaya koydu.
Fecteau ve ekibi, TMS ile beynin fiziksel duyuları düzenleyen bölümü somatosensoriyel korteksi uyararak Psikopatlık kişilik envanteri (PKE)'den yüksek puan alan gönüllüler üzerinde bir deney yaptılar.[1] Önceki araştırmalar, acı çeken birini gözlemlediğimizde, somatosensoriyel korteksin acıdan sorumlu bölgesinin TMS'ye tepki olarak nöral aktiviteleri geçici süreyle yavaşlattığını göstermişti. Hayli özelleşmiş bu bölgede, görevine uygun bir isim verilmiş olan "ayna nöronları" bulunur. Fecteau, şöyle düşündü: Eğer psikopatlar empatiden yoksunsa, psikopatlarda bu fonksiyonda sorun olmalıydı.
Ama araştırmanın sonuçları bunu göstermiyordu. Psikopatlar, diğerlerinin duygularını anlamada sorun yaşamak şöyle dursun, bu işte ortalama bir insandan daha başarılılardı. Sorun, duyguların algılanmasında değil, duyusal ve duygusal bileşenlerinin arasındaki kopukluktaydı; yani duygunun ne olduğunu bilmekle, nasıl olduğunu hissetmek arasındaki farktaydı.
Psikolog Abigail Baird de benzer bulgulara ulaştı. fMRI ile yapılan duygu algılama görevinde, deneklerden aynı duygusal ifadeye sahip yüzleri eşleştirmelerini istedi. PKE'den yüksek puan alanların diğerlerine göre amigdala etkinliklerinin daha çok azaldığını gözlemledi. Bu durum, psikopatların duygusal işlemlerinde eksiklik olduğu gerçeğini bir kez daha onaylıyordu. Ama aynı zamanda görsel ve dorsolateral prefrontal korteksteki etkinlik daha da artmıştı. Psikopatların duygu algılama görevini yerine getirmek için beyinlerinin algısal ve bilişsel bölümlerini kullandığı anlamına geliyordu.
Psikopatlar, Uzmanların Yeteneklerine Sahip Olabiliyor!
Tayvan'daki Ulusal Yang-Ming Üniversitesi'nden Yawei Cheng ve çalışma arkadaşları, akapunkturda en az iki yıl deneyimi olan tıp doktorlarından ve tıp dışında işlerle uğraşanlardan iki grup oluşturdu.[3] Deneklere; ağızlara, ellere ve ayaklara iğnelerin batırılışını izlettiler ve fMRI kullanarak beyinlerinde neler olup bittiğine baktılar. Buldukları sonuç oldukça ilgi çekiciydi.
Tıp dünyasından olmayan grup, iğnelerin sokulduğu videoları izlediğinde somatosensör kortekslerinin vücudun ilgili bölümlerine karşılık gelen alanları yangın alarmı gibi yanmaya başladı. Ayrıca panik tepkisini düzenleyen periakuaduktal gri maddeyle birlikte hata, anormallik ve acıyı işlemleyen anterior singulat kortekste hareketlilik gözlemlendi.
Halbuki uzmanların beyinlerinin acı ile ilgili aktivitelerinde neredeyse hiçbir kıpırdama olmamıştı. Onların medial ve süperior prefrontal kortekslerinde ve temporoparietal kavşaklarındaki aktivitede artış gözlemlendi, yani beynin duygu düzenleyici ve zihin kuramıyla ilgili bölümlerinde. Dahası, uzmanlar diğer gruba göre akapunktur görüntülerini çok daha az rahatsız edici buldular.
Bu bize, psikopatların korkunç, iğrenç veya erotik görüntüler gösterildiğinde veya Trier Testi gibi zorlu sosyal gerilim testlerine verdiği (kalp hızı, galvanik deri tepkisi, kortizol seviyeleri gibi) fizyolojik tepkilerin normal insanlara göre daha düşük çıktığı sayısız laboratuvar bulgusunu hatırlatıyor. Uzmanın deneyimle kazandığı şeye psikopat, daha en başından beri sahip olmuş oluyor.
Psikopatlar ve Yardımseverlik
Mahmut, gerçek hayatta karşılaşılan durumlara benzer senaryolara sahip bir dizi çalışma yaptı.[4] Mahmut'un psikopatlıkla yardımseverlik arasında nasıl bir ilişki olduğunu ortaya çıkarmak için tasarladığı kendine özgü deneydeki çalışma arkadaşları ile birlikte başlattı.
Deney aynen şu şekilde tasarlanmıştı: Üç bölümden oluşuyordu. Birinci bölümde, Mahmut'un yardımcıları kaybolmuş numarası yaparak yoldan geçenlerden doğrudan yardım rica ettiler ve yolu tarif etmelerini istediler. İkinci bölümde, yardım "rica"sı çok daha dolaylı ve üstü kapalıydı: Talihsiz bir kadın elindeki kağıtları yere düşürmüştü. Üçüncü bölümde, rica daha da üstü kapalıydı: güya kolunu kırmış bir kadın laboratuvar araştırmacısı, çeşitli basit işleri yapmaya çalışırken örneğin: su şişesini açarken veya katılımcının adını uydurma kayıt defterine yazarken zorlanıyor, ama göze çarpan sakatlığına rağmen yakınmadan işini yapmaya çalışıyordu.
Mahmut, bu üç farklı senaryoyla kimin yardım etmeye daha eğilimli olduğunu görmek istiyordu: Vicdansız, soğuk kalpli psikopatlar mı, yoksa daha sıcakkanlı, empatik zıtları mı?
Çalışma arkadaşının yol tarifi istediği deneyin birinci bölümünde, psikopatlar beklendiği üzere diğerlerine göre daha az yardımsever davrandılar. Bunda bir gariplik yoktu. Ne var ki kağıtların yere düştüğü ikinci bölümde, yardımseverlik arasındaki fark gizemli bir şekilde kapanıverdi. Psikopatlar ve psikopat olmayanlar eşit derecede yardım teklif ettiler. Ama asıl büyük sürpriz çalışmanın 3. kısmındaydı. Mahmut psikopatların daha az yardımsever olmasını beklerken tam tersi oldu.
Çalışmanın sonucu Mahmut’un aklını başından almıştı; çünkü psikopatların az yardım sever olmasını beklenen deneyin 3. aşamasında, tam tersine psikopatların daha çok yardım ettiğini gördü. Karşılarındaki kişinin yardıma en çok ihtiyacı olduğu, ama aynı zamanda yardım talep etmediği durumlarda psikopatlar öne çıkıyor ve çözüm üretiyorlardı.
Sonuç
Tüm bunlardan görebileceğiniz gibi, sadece sağlıklı insanların zihinlerine yönelik değil, psikopatlar gibi sıra dışı zihinlere sahip bireylerin beyinlerine ve bu beyinlerin fonksiyonuna yönelik öğrenmemiz gereken daha çok fazla şey var. Ancak bu alanda yapılan tüm çalışmalar, bizi kendimizi anlamaya bir adım daha yaklaştırıyor.
Düzeltmeler: Kaynakça düzenlenmiştir. Metini tekrar gözden geçirdim ve hatalı yerleri düzeltmeye çalıştım
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 45
- 42
- 26
- 18
- 14
- 11
- 6
- 4
- 3
- 0
- 0
- 0
- ^ a b c d D. Kevın. (2012). Olağan Psikopatlar. Yayınevi: Domingo.
- ^ L. Merabet, et al. (2008). Prefrontal Cortex Modulation Using Transcranial Dc Stimulation Reduces Alcohol Craving: A Double-Blind, Sham-Controlld Studye. Drug and alcohol dependence,, sf: 92(1-3), 55-60.. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Cheng, et al. (2007). Expertise Modulates The Perception Of Pain In Others. Current Biology, sf: 17(19), 1708-1713. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. M. Cleckley. (1964). The Mask Of Sanity: An Attempt To Clarify Some Issues About The So-Called Psychopathic Personality.. Yayınevi: Ravenio Books.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 30/12/2024 20:07:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8710
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.