Plüton Nedir? Neden Artık Bir Gezegen Değil? Tekrar Gezegen Olacak mı?
Plüton, Güneş Sistemi'nin en dış bölgelerindeki asteroid tabakası olan Kuiper Kuşağı'na oldukça yakın bir noktada, Dünya'dan 7.5 milyar kilometre uzakta bulunan, eskiden 9. gezegen olarak tanınan, günümüzdeyse bir cüce gezegen olarak sınıflandırılan bir gök cismidir. Plüton'un Güneş etrafındaki yörüngesi o kadar geniştir ki, ilk 1930 senesinde Clyde W. Tombaugh tarafından Lowell Gözlemevi'nde ilk defa keşfedilmesinden bu yana henüz Güneş etrafında 1 tam turunu tamamlamamıştır!
Astronomlar, 1978'de Plüton'un en büyük uydusu olan Charon'u keşfedip kütlesini tespit edene kadar (Charon, Dünya'nın %0.21'i kadar kütleye sahiptir) Plüton'un boyutlarını bilemiyorlardı. Bu keşif sayesinde Plüton'un 2.400 kilometre çapa sahip olduğu hesaplandı. Plüton oldukça küçüktür; ancak Merkür'ün sadece 4.880 kilometre çapa sahip olduğu düşünülürse, o kadar da küçük değildir. Plüton, Güneş'ten en uzak cüce gezegenlerden birisi olmakla birlikte, Kuiper Kuşağı adı verilen, Güneş Sistemi'nin sınırı olarak bilinen binlerce gök cisminden oluşan kuşağa çok yakındır. Şu anda kuşak içerisinde 70.000 adet 100 kilometreden büyük çaplı, buzla kaplı gök cismi olduğu düşünülmektedir.
Plüton'un ekvatorundaki çapı 2.274 kilometredir. Dünya'nın ekvatoral çapı olan 12.756 kilometreye kıyasla oldukça ufaktır. Kütlesel olarak da Dünya'nın yüzde 0.2'si kadar bir kütleye sahiptir.
Bir gök cisminin, örneğin Plüton'un, büyük bir kütleye sahip olamamasının ana sebebi, 4.57 milyar yıl önce Güneş Sistemi'miz oluşurken, bu gök cisimlerini oluşturacak materyallerin çok fazla kütlede olmamasıdır. Genellikle bu tip ufak gök cisimlerinin etrafında ondan daha büyük gök cisimleri oluşmuş ve materyalin büyük kısmı onların kütleçekimi sebebiyle onların yapısına katılmıştır.
Plüton, çevresel olarak ise ekvatorda 7323 kilometredir. Bu, Dünya'nın ekvatoral çevresinin yüzde 18'ine eşittir. Plüton'un yüzeyi, Rusya'nın yüzölçümünden küçüktür.
X Gezegeni: Plüton Nasıl Keşfedildi?
Plüton, 18 Şubat 1930 tarihinde keşfedildi. Görseldeki iki fotoğraf, Plüton'un 1930 senesindeki 6 günlük zaman diliminde (23 Ocak-29 Ocak arası) gökyüzündeki hareketini gösteriyor. Plüton'un konumu fotoğraflarda oklarla gösterilmiştir.
Bu fotoğraf, aynı zamanda bize çok önemli bir şeyi gösteriyor: Bilim, oturduğumuz yerden yapabileceğimiz bir şey değil. Herkese açık olsa da, her yiğidin harcı da değil. Bu tür gökyüzünü ve yıldızları sürekli görüyoruz. Elimize onlarca uydu fotoğrafı verilecek olsa bile, pek azımız gördüklerimizden anlamlı bir sonuç çıkarabiliriz.
Clyde William Tombaugh için durum farklıydı. Amerikalı astronom, bu fotoğraflara başka bir gözle bakıyordu. Percival Lowell'in fantastik ama matematiksel olarak desteklenen hayali "X Gezegeni"ni bulmak için bu fotoğrafları tarıyor, inceliyor araştırıyordu. Lowell, sıklıkla sahtebilimin sınırlarına girmiş olsa da ve Mars'ta "uzaylı yapımı kanallar" olduğunu iddia ederek halk arasında hatalı spekülasyonların yaratılmasına neden olduysa da, Neptün ve Uranüs üzerinde yaptığı incelemeler, çok önemli bir keşfin önünü açtı. Güneş Sistemi'nin en dışındaki bu iki gezegenin, "X Gezegeni" adını verdiği Neptün-ötesi bir gezegenin varlığı nedeniyle yörüngelerinden bir miktar sapmış olduğunu tespit etti. Daha doğrusu yörüngelerinden sapmış olmaları nedeniyle, X Gezegeni diye bir gezegen olması gerektiğini düşündü.
Bu tezi ileri sürmesinden 14 sene sonra, Clyde Tombaugh yukarıda iki örneği gösterilen fotoğrafları analiz ederek Neptün ötesindeki gezegeni tespit etti. O gezegene, "Plüton" adı verildi.
Lowell'ın matematiksel hesaplamalarından yola çıkan Tombaugh, gerçekten de bir "X Gezegeni" bulmayı başarmıştı. Ancak sorun şu ki, Plüton o kadar ufak bir gök cismidir ki, Neptün ve Uranüs gibi devlerin yörüngesine dikkate değer miktarda hiçbir etkisi olamaz!
Sonradan, 1989 yılında Neptün yakınlarından geçen Voyager 2 uydusundan gelen veriler sayesinde anlaşıldı ki, bu yörüngelerdeki hatalar, Neptün'ün kütlesinin hatalı hesaplanmasından kaynaklanmıştır. Artık bu tür yörünge hataları olmadığı, dolayısıyla X Gezegeni diye bir şeyin buna neden olmadığı; ancak yine de hatalı da olsa bir hayalin, bilimsel bir gerçeğin önünü açtığını öğrenmiş olduk.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Plüton'un Gezegenlikten Çıkarılışı
Uzun yıllar boyunca "9. gezegen" olarak bildiğimiz Plüton, 2006 senesinde gezegen olma statüsünü kaybetti. Bu, Plüton'un -muhtemelen- hiç umrunda olmamakla birlikte, yeryüzü insanlarının aklına neden böyle bir değişikliğe gidildiği sorusunu getirdi. Bizlerin aklına getirdiği şey ise, insanların kendi akılları sıra koydukları tanımların, doğa için ne kadar önemsiz olduğu idi. Tıpkı bir hayvana "Sen insansı maymunlardansın." diye isim takmamız gibi.
Aslında Plüton "gezegen" ünvanını tamamen yitirmedi. Artık "cüce gezegen" olarak anılıyor. Tanımsal olarak cüce gezegen, bir gezegen kadar büyük kütleli olmayan, ancak bir uydu kadar da küçük kütleli olmayan gök cisimlerine verdiğimiz bir isimdir.
Plüton, Güneş Sistemi içerisinde, Güneş'in etrafında dönen en büyük 2. cüce gezegendir, birincisi ise Eris cüce gezegenidir. Günümüzde bu tip cüce gezegenlere Plüton'un şerefine "plutoid" adı da verilse de, Eris'in 2005 yılındaki keşfi, Plüton'u gezegen olmaktan çıkaracak kararlar silsilesinde de önemli bir basamak olmuştur.
Ana Gerekçe: Eris'in Keşfi
Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz, Amerikalı astronom Michael E. Brown. Brown, 2006 yılında Plüton'un gezegen statüsünden çıkarılarak cüce gezegen kategorisine sokulmasına neden olan keşifleri yapan astronomların başında geliyor.
1965 yılında doğan Brown, çocukluğundan beri gözlerini hep Güneş Sistemi'nin sınırlarına diktiğini söylüyor. 2005 senesinde, yıllar yılı gözlediği bu sınırlar, sonunda Kuiper Kuşağı adı verilen bölgede bugün 2003 UB313 adı verilen bir gök cisminin tespitini mümkün kıldı. Bu gök cismi, geride bıraktığımız 150 yıldır Güneş Sistemi'nin sınırında keşfedilen en büyük gök cismiydi! Brown, bu cismi Xena adını verdi. Ancak astronomi cemiyeti içerisinde bu gök cisminin adı Eris olarak anıldı ve bu şekilde yerleşti.
Bu keşif, büyük değişimleri başlatan ilk kıvılcım oldu. Güneş Sistemi'mizin sınırları, hangi gök cisimlerine "gezegen" diyebileceğimiz gibi birçok konuda tartışmalar başladı. Bu keşfin yarattığı kaostan ötürü, Eris'in keşfedilen ilk uydusuna Dysnomia adı verildi. Dysnomia, Yunan mitolojisinde Eris'in kızıdır ve kuralsızlığın tanrıçası olarak bilinir.
Brown her ne kadar onlarca yeni gök cisminin keşfinde görev almış olsa da, tarihe "Plüton'u Güneş Sistemi gezegenlerinden silen adam" olarak geçecek. Öyle ki, bu yaptığından ötürü TIME dergisi tarafından hazırlanan "En Etkili 100 İnsan" listesinin 2006 versiyonuna dahil edildi. Tabii ki, işin bu "popüler" tarafı bir yana, Brown'un bilime katkıları oldukça kıymetlidir. 2007 senesinde Dünya'nın en prestijli okullarından Caltech'in en prestijli eğitim ödülü olan Feynman Ödülü'ne layık görüldü. 28 Nisan 1998 tarihinde keşfedilen bir asteroidin resmi adı, ona ithafen 11714 Mikebrown olarak verildi. 2012 yılında ise astrofiziğin en prestijli ödüllerinden biri olan Kavli Madalyası'na layık görüldü.
Brown, 2010 yılında "Plüto'yu Nasıl Öldürdüm ve Bunu Neden Hak Etmişti?" başlıklı bir kitap yazdı. Kitabın ne yazık ki Türkçesi bulunmuyor.
Plüton'u Gezegenlikten Çıkarma Gerekçeleri
Plüton'un gezegenlik statüsü, aşırı ufak olmasından ötürü aslında 1992 yılından beri sorgulanmaktaydı. Ancak ortada resmi bir "gezegen" tanımı bulunmadığı için, kimse Plüton'u neye dayanarak gezegenlik statüsünden çıkaracağını bilemiyordu. Bu nedenle daha ziyade astronomi çevrelerinde bir espri konusu olarak kalıyordu. Halbuki Plüton'un başına gelecekler, asırlar öncesinden sinyallerini veriyordu:
"Gezegen" sözcüğünün İngilizcesi olan "planet", Yunancada "gezgin" anlamına gelen bir sözcükten gelmektedir. Gökyüzünde sabitmiş gibi gözüken (ve aslında olmayan) yıldızların aksine, gezegenler gökyüzünde bir noktadan diğerine gezebilen yapıda gözükürler. Aslına bakılırsa, Güneş ve Ay da böyle gözüktüğü için, ilk başta onlar da "gezegen" olarak değerlendirilmiştir.
Elbette, bu yaklaşım pek uzun sürmedi. Buna rağmen, ilk asteroidler 1800'lü yıllarda tanımlanmaya başladığında, onlar da "gezici" oldukları için birer gezegen olarak tanımlanmışlardır. Ancak bundan sadece birkaç on yıl sonra, astronomlar o kadar fazla sayıda asteroid keşfettiler ki, kafaları karışmaya başladı. Ceres ve Vesta gibi gök cisimleri, asteroid kuşağındaki en büyük gök cisimleridir. Bunlar, kafa karışıklığını önlemek için "gezegen" yerine "minik gezegen" olarak anılmaya başlandı. Bu, adeta Plüton'un 1.5 asır sonra başından geçeceklerin bir habercisi gibiydi. Ancak o zamanın astronomları, bu tanımlamayı bilimsel bir temele oturtma ihtiyacı duymadılar.
Fakat 2005 yılında Eris'in keşfi, işleri değiştirdi. Kuiper Kuşağı'nda bulunan ve Plüton'dan %27 daha büyük olan Eris, Güneş Sistemi'nde bunun gibi daha birçok gök cismi olabileceğinin farkına varılmasına neden oldu. Bu da, 2006 yılında 26'ıncı defa toplanan Uluslararası Astronomi Birliği'nin (UAB), bu toplantı sırasında resmi bir gezegen tanımı yapması kararına neden oldu.
Bunun sebeplerinden en önemlisi pratik gerekçeler: UAB'nin Minik Gezegen Merkezi'nin yardımcı yöneticisi Gareth Williams, Güneş Sistemi'nde keşfedilen her gök cismine "gezegen" diyecek olursak bunun kısa sürede çok kafa karıştırıcı bir hal alacağını söylüyor. Söylediğine göre eğer ki Plüton bir gezegen olarak kalırsa, Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerin sayısı 24 veya 25'e kadar çıkabilir! Şöyle vurguluyor:
Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu sayı 50'ye ve hatta 100'e kadar çıkabilir. Okullarda çocuklarımızın bu kadar fazla gezegeni ezberlemesini ister miyiz? Hayır! Sayıyı düşük tutmayı tercih etmeliyiz.
Gezegen Olmanın Şartları
Bir gök cisminin gezegen olabilmesi için şu şartlar gerekiyor:
- Güneş'in etrafında dönmesi gerekiyor.
- En azından kabaca küresel olabilecek kadar iri olması gerekiyor.
- Bir gökcisminin gezegen olabilmesi için aynı zamanda kütleçekim kuvveti sayesinde "bulunduğu yörüngeyi temizlemiş olması" gerekiyor. Yani kendi yörüngesini işgal eden hiçbir gök cismi bulunmamalı.
Plüton, ilk iki kuralı sağlasa da, bu kuralı sağlamıyor. En azından yörüngesinin büyük bir kısmında bunu yapamıyor.
Dürüst olalım: Özellikle de üçüncü kural, spesifik olarak Plüton, Eres ve Ceres gibi gök cisimlerini gezegen statüsünden dışarıda bırakmak için koyulmuş vaziyette.
Bu Karardan Herkes Memnun Değil
Herkes bu tanımdan memnun değil. Astrofizik Merkezi iletişim müdürü olan ve münazaranın düzenlenmesinde görev alan David Aguilar şöyle söylüyor:
Bu hiç mantıklı değil. Cüce bir meyve ağacı da, bir meyve ağacı değil midir? Cüce bir tavşan da tavşan değil midir?
Ancak bu tarz bazı itirazlara rağmen, nihayetinde gezegen tanımı ve Plüton'un gezegenlikten çıkarılma kararı UAB üyeleri tarafından onaylandı.
Dolayısıyla Plüton artık resmi bir gezegen değil ve tanımlarda bir değişim yapılmadığı müddetçe de tekrar bir gezegen olamaz.
Bu sebeple 2006 yılında Güneş Sistemi'ndeki gezegen sayısı 9'dan 8'e indi. Hatta Sistem içerisindeki gezegenlere artık "Plüton öncesi" deniyor. Çünkü Plüton, en dış yörüngedeki gök cisimlerinden biri olarak, "gezegenlerin sınırı" olarak görülüyor. Tabii kendisi bu sınıra dahil değil. En azından 2006'dan beri...
Gezegen Tanımı Yapabilecek Konumda mıyız?
Harvard Üniversitesi'nin Gezegen ve Yaşam Girişimi yöneticisi astronom Dimitar Sasselov, "gezegen" sözcüğünün bilimsel bir tanıma ihtiyaç duymadığını ileri sürüyor. Çünkü ona göre, henüz bir cismi "gezegen" olarak tanımlayabilmek için yeterli bilimsel bilgiye sahip değiliz. Sebebi ise şu:
Güneş'ten başka yıldızlar etrafında dönen binlerce gezegen keşfettik. Bunların nasıl oluştuklarını anlayana kadar ve gerçekten neye benzediklerini öğrenene kadar, yapacağımız her tanım zamansız olacaktır. Plüton, bilimsel bir mantığa göre bir gezegen olabilir de, olmayabilir de... Şimdilik, bir varsayılan ayar olarak Plüton'u gezegen olarak görmeliyiz.
Saygın Harvard astronomu ve tarihçisi Owen Gingerich, Plüton kararından memnun olmayanlar arasında. Gingerich, 2006 senesinde UAB Plüton için oylama yaparken oradaydı. Ancak oylamanın, zaten birçok üye evlerine döndükten sonra yapıldığını söylüyor. Sayı vermek gerekirse, organizasyonun 10.000 üyesinden sadece 424'ünün varlığında oylama yapılmış. Gingerich şöyle söylüyor:
Oylama sorumluları Plüton'un rütbesinin alınmasına yönelik onay kararının tekrar gözden geçirilmesine yönelik bir oylama yapma kararı aldıklarında, birçok kişi bunu tekrar oylamayı reddetti. Çünkü hepsi öğle yemeğine gitmek için sabırsızlanıyordu. Öylece, oldu bitti.
Plüton'a Halk Desteği
Harvard Üniversitesi Smithsonian Astonomi Merkezi'nde yapılan bir münazarada bilim insanları kozlarını paylaştı. Soru açık ve netti: "Plüton, bir gezegen midir?"
Her ne kadar bilim insanları bu konuda çok ciddi bir tavır takınarak bilimsel verileri tartışsalar da, tartışmanın tozu dumanı dindiğinde, salonda bulunan, bilim insanı olmayan halka aynı soru soruldu ve yanıt vermeleri istendi. Cevapları, soru kadar açıktı: "Elbette Plüton bir gezegendir, aptal mısınız?"
2015 yazında Plüton'a ulaşarak en yakın fotoğrafları çekmemizi sağlayan New Horizons (Yeni Ufuklar) uydusunun başındaki gezegen bilimci Alan Stern, ne yazık ki münazarada yoktu. Ancak halk oylaması sonucunu duyduğunda, şöyle söyledi:
Bu konuda ne zaman bir anket yapılsa sonuç aynı oluyor. Uluslararası Astronomi Birliği'nin bu tartışmada artık yeri olmadığını düşünüyorum.
Plüton Yeniden Gezegen Olacak mı? Oldu mu?
Halk arasında gezegenlerin rütbeleri konusunda yeni bir akım yayıldığı söylenebilir. Ancak bu "istek", bilimsel gerçekleri veya kabulleri çarpıtmak için de kötüye kullanılıyor.
1 Nisan 2014: Uluslararası Astronomi Birliği'nin 1 Nisan Şakası
Birçok sitede, özellikle 1 Nisan 2014'te Uluslararası Astronomi Birliği'nin yaptığı 1 Nisan şakasından beridir, Plüton'un tekrardan gezegen olacağı söylentileri yayılıyor. Halktan da geniş bir kitle bu söylentilere inanmış/inanıyor gözüküyor. Ancak söylentiler bir yana, gerçekten de Plüton'un yeniden gezegen olması konusunda yoğun bir baskı ve istek var. Peki astronomlar halkın fikirlerine kulak verecek mi?
Plüton 2006 senesinde gezegenler kulübünden atıldığında, pek de itiraz etmeksizin "cüce gezegen" unvanını kabul etmek zorunda kaldı. Kimileri için "fare dağa küsmüş" durumu olduğu iddia edilse de, milyonlarca Plüton hayranının yıllar boyu süren desteği bir an olsun eksilmedi. Plüton'un tekrar gezegen olmasını isteyenler sadece öğrenciler değil, aynı zamanda birçok astronom da...
27 Ağustos 2019 NASA Açıklaması
Ağustos 2019'da Colorado Üniversitesi’nde Uzay Mühendisliği Bilimleri binasını ziyareti sırasında konuşan NASA yöneticilerinden Jim Bridenstine şöyle dedi:
Bilginiz olsun, benim görüşüme göre Pluton bir gezegen. ‘NASA yöneticisi Plüton’u bir kez daha gezegen ilan etti’ diye yazabilirsiniz. Ben bu sözün arkasındayım, bu şekilde öğrendim ve bu bilginin doğruluğunun arkasındayım.
Sözün şaka yollu söylenmiş olması bir yana, NASA'nın hiçbir yöneticisinin veya çalışanının tek başına bir gök cismini gezegen statüsüne veya bir başka statüye sokmaya yetkisi veya gücü bulunmamaktadır. Bu, şahsi bir görüşten öteye gidemez ve bilimsel herhangi bir değeri yoktur.
Sonuç
Sosyal medyada iddia edilenin aksine Plüton 11 Ekim 2019 itibariyle halen bir "gezegen" değil ve halen bir "cüce gezegen"; çok büyük ihtimalle de hep öyle kalacak.
Ama aceleci olmamak lazım. Bu ufaklığın durumu gelecek dönemde değişebilir, böyle bir ihtimal çok düşük olsa da var. Fakat ne olursa olsun, Plüton hala bir gezegen değil, hala Güneş'in etrafında dönüyor ve hala bizim tanımlarımızı umursamıyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 25
- 14
- 10
- 9
- 9
- 8
- 7
- 6
- 3
- 2
- 1
- 1
- M. D. Lemonick. The People Have Voted: Pluto Is A Planet!. (26 Eylül 2014). Alındığı Tarih: 16 Nisan 2019. Alındığı Yer: Time | Arşiv Bağlantısı
- National Geographic. (2010). National Geographic Answer Book: Fast Facts About Our World. ISBN: 978-1426203459. Yayınevi: National Geographic.
- F. Cain. Why Pluto Is No Longer A Planet. (5 Ocak 2012). Alındığı Tarih: 7 Ağustos 2019. Alındığı Yer: Universe Today | Arşiv Bağlantısı
- LiveScience. When Will Pluto Complete Its First Orbit Since Its Discovery?. (12 Temmuz 2011). Alındığı Tarih: 7 Ağustos 2019. Alındığı Yer: LiveScience | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 21:01:21 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1033
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.