Su Barındıran Gezegenler, Düşündüğümüzden Daha Yaygın Olabilir!
Bu haber 2 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Su, Dünya üzerindeki tüm canların ihtiyaç duyduğu tek şey. Yağmur-nehir-okyanus-yağmur döngüsü, gezegenimizin iklimini sabit ve yaşanabilir kılmada önemli bir role sahip. Bilim insanları galakside yaşam işaretlerini nerede araştıracaklarını konuşurken sulu gezegenler her zaman listenin en başında oluyor.
Yeni bir çalışma, önceden düşünülene kıyasla çok daha fazla gezegende yarısı su yarısı kaya olacak kadar bol miktarda su bulunduğunu öne sürüyor. Ancak tüm bu sular, yüzeyde okyanus veya nehirler gibi akmak yerine, kayaların içerisinde gömülü olabilir. Chicago Üniversitesi doktora sonrası araştırmacı ve makalenin ilk yazarı olan Rafael Luque şöyle söylüyor:
Galaksinin en yaygın tipteki yıldızının yörüngesinde dolaşan bir yığın su gezegeninin varlığını kanıtlayacak bir veri elde etmeyi beklemiyorduk. Bunun, yaşama elverişli gezegen arayışımız için çok önemli sonuçları olabilir.
Gezegen Yığını Modeli!
Daha iyi teleskoplar sayesinde bilim insanları, uzak güneş sistemlerinde her geçen gün daha fazla gezegen belirtileri buluyor. Daha geniş bir örnek boyutu, bilim insanlarına demografik yapıyı belirlemede yardım ediyor. Bu, tüm bir kasabanın nüfusuna bakmanın bireysel düzeyde görülmesi zor olan eğilimleri ortaya çıkarabilmesine benzer bir durum.
La Laguna Üniversitesi ve Kanarya Adaları Astrofizik Enstitüsünde olan yardımcı yazar Enric Pallé ile beraber Luque, M-cüce denilen bir tip yıldızın etrafında görülen bir grup gezegene yığın düzeyinde bakmaya karar verdiler. Bu yıldızlar, galakside en çok karşımıza çıkan yaygın yıldızlardır ve bilim insanları, bugüne kadar bu yıldızların etrafında düzinelerce gezegen listeledi.
Ancak yıldızlar gezegenlerinden çok daha parlak olduğu için gezegenlerin kendisini bizzat göremiyoruz. Bunun yerine bilim insanları, gezegenlerin yıldızlarının üzerinde bıraktığı etkilerin belirsiz işaretlerini tespit ediyor. Bu etkiler gezegen, yıldızının önünden geçerken ortaya çıkan gölge veya yörüngesinden ilerlerken yıldızın hareketinde küçük bir yalpalama olabilir. Bu, bahsi geçen gezegenlerin aslında nasıl göründüğü hakkında bir yığın soru olduğu anlamına geliyor. Pallé şöyle söylüyor:
Gezegenleri keşfetmede kullanılan iki yoldan her biri farklı bir bilgi sunuyor. Bir gezegen yıldızının önünden geçerken ortaya çıkan gölgeyi yakalamak, bilim insanlarının gezegenin çapını öğrenmesine katkı sağlıyor. Bir gezegenin yıldızına uyguladığı küçük kütleçekimi kuvvetini ölçmek ise bilim insanlarına gezegenin kütlesini öğrenmelerinde yardımcı oluyor.
Bilim insanları iki ölçümü birleştirerek az çok gezegenin yapısı hakkında bir çıkarıma varabilirler. Belki de buldukları, Jüpiter gibi çoğunlukla gazdan oluşmuş büyük ama boş veya Dünya gibi küçük yoğun kayalık bir gezegen olabilir.
Bu analizler bireysel gezegenler için yapılmıştı; ama Samanyolu Galaksisi'ndeki gezegenler gibi tümü bilinen gezegen yığını için analizler çok nadirdi. Bilim insanları verilere baktıkça (toplamda 43 gezegen) şaşırtıcı bir resmin ortaya çıktığını gördüler.
Gezegenlerin büyük bir yüzdesinin yoğunluğu, boyutlarının tamamen kayadan oluşmak için fazla hafif olduğunu gösterdi. Bunun yerine bu gezegenlerin yarı yarıya kara ve sudan veya başka bir hafif molekülden oluşabileceği düşünüldü. Bir bowling topu ile futbol topunu eline aldığınızdaki farkı düşünün: Neredeyse aynı boyutta olmalarına rağmen bir tanesi daha hafif bir maddeden oluşmuştur.
Su Gezegeni Arayışı!
Bu gezegenleri Kevin Costner'ın Su Dünyası filminden çıkma, tamamen derin okyanuslarla kaplıymış gibi hayal etmek ilgi çekici olabilir. Ancak bu gezegenler güneşlerine o kadar yakın bir mesafedeler ki yüzeydeki tüm sular süper kritik bir gaz fazında bulunurdu. Bu da onların yarıçaplarını genişletirdi. Luque şöyle söylüyor:
Ancak biz bunu örneklerde görmüyoruz. Bu da suyun yüzey okyanusu formunda olmadığı anlamına geliyor.
Su, kayalara karışmış bir şekilde veya yüzeyin altındaki çukurlarda bulunuyor olabilir. Bu koşullar, yer altında su olduğu düşünülen Jüpiter'in Ay'ı Europa ile benzer olabilir. Luque'un daha detaylı analizler için grubuna katıldığı Chicago Üniversitesi ötegezegen bilimcisi Jacob Bean şöyle söylüyor:
Bu analizi gördüğümde çok şaşırmıştım. Benim gibi alandaki birçok kişi de bunların tamamen kuru, kayalık gezegenler olduğunu düşünmüştü.
Bulgular geçtiğimiz birkaç sene gözden düşen öte gezegen oluşumuna yönelik bir teoriyle de örtüşüyor: Bu teoriye göre, birçok gezegen güneş sistemlerinden uzakta oluşup zamanla içeriye doğru göç ediyor. Bir yığın kaya ve buzun bir yıldızdan uzakta soğuk koşullarda beraber oluştuklarını ve sonra da yıldızın yerçekimi kuvveti ile içeriye doğru yavaşça çekildiklerini düşünün.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kanıtlar ikna edici olsa da Bean hem kendisinin hem de diğer bilim insanlarının, bu gezegenlerden birinin su gezegeni olduğuna dair somut bir delil görmek istediklerini belirtti. Bilim insanları bunu, NASA'nın Hubble'dan sonra yeni fırlattığı uzay teleskobu olan James Webb Uzay Teleskobu ile gerçekleştirmeyi umuyorlar.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 3
- 3
- 3
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:51:09 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12526
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.