Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Ölü Çiftlikleri: İnsan Bedeni Nasıl Çürür?

ABD'de Kurulu Ölü Çiftliklerinde Çürümeye Bırakılan Yüzlerce Ceset, Adli Bilimcilere Kıymetli Bilgiler Sunmaya Devam Ediyor!

21 dakika
7,981
Ölü Çiftlikleri: İnsan Bedeni Nasıl Çürür?
Evrim Ağacı Akademi: Antropoloji Yazı Dizisi

Bu yazı, Antropoloji yazı dizisinin 28 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Antropolojiye Giriş: Antropoloji Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Doğmuş insanların devasa çoğunluğunun ölümden sonra paylaştığı ortak kader, çürümektir. Dondurulmayan, kremasyon ile yakılmayan ya da başka bir yolla ölümden sonra yok edilmeyen cesetler; organik bileşenlerini geri dönüştürerek vücutlarına katacak olan bakteriler, haşereler ve hayvanlar tarafından tüketilecektir.

Bugün bile mumyalama sıvıları ve ahşap tabutlar bu süreci durduramamakta, ancak biraz geciktirebilmektedir. Çürümenin bir hayli evrensel olduğu göz önüne alındığında, bu konudaki bilgi dağarcığımızın yakın zamanlara kadar oldukça dar olması şaşırtıcı bir durumdur.

Çürüme Biliminin Tarihi

İnsan bedenlerinin çürümesine dair yapıldığı bilinen ilk çalışma, Çinli bir yargıç olan Song Ci'nin Washing Away of Wrongs (Tür: Hataların Yıkanışı) adlı çalışmasıdır. Bu çalışma 13. yüzyılda, bir cesedin nasıl değerlendirileceği ve ölüm nedeninin nasıl belirleneceği gibi temel otopsi prensiplerini belirlemek üzerine yapılmış bir incelemedir. Çalışma, 1800'lerde mezardan çıkardıkları cesetlerin çürüdükçe deneyimlediği ayrışmanın aşamalarını ilk kez gözlemleyen bir dizi Avrupalı bilim insanı tarafından yapılmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak bu çalışmalar sadece birkaç cesedin çürümesinden yola çıkarak, geniş genellemeler yapmıştır. Bir insanın ölümü ve cesedinin bulunması arasındaki zaman farkını ifade eden ölüm sonrası zamanın belirlenmesindeyse çoğunlukla domuz kadavralarının kullanıldığı çalışmalara güvenilmiştir. 1970'lerin sonlarına gelinene kadar kimse bir insan cesedinin kontrollü bir ortamda çürümesini birinci elden gözlemlememiştir.

Ancak bu durum, 1980'de Tenessee Üniversitesi'nden antropolog William Bass'ın ilk ölü çiftliğini kurmasıyla değişmiştir. Bass, bu fikri yerel bir cinayet vakasında polise yardım etmek için çağrıldığında edinmiştir. William Bass, polislerle birlikte iç savaş dönemine ait kurcalanmış bir mezar bulmuştu ve mezardaki cesedin yakın bir zamanda şüpheli tarafından oraya koyulduğundan şüphelendiler. Bass, cesedin giysilerini ve diğer faktörleri analiz etti ve durumun böyle olmadığını buldu. Ancak bilimin insan cesedinin ayrışmasına dair eksik bilgisi, ona sıkıntı çıkarıyordu.

Bu yüzden insan cesetleri toplamaya başladı. İlk ceset, 73 yaşında kalp rahatsızlığından vefat etmiş bir adamdı. Bu ceset, Knoxwille şehrinin hemen dışında, üniversiteye bağışlanmış ancak terk edilmiş bir çiftlikte çürümeye bırakılmıştı. Nihayetinde Bass ve öğrencileri, 1.3 dönümlük bir araziyi çitle çevrelediler ve tek seferde birden fazla ceset üzerinde çalışmalarına başladılar. Aralarında, şu anda Wescott/Texas'taki bir diğer ölü çiftliğinde çalışan profesörlerden Kate Spradley de bulunan bir grup araştırmacı; Tennessee'deki ölü çiftliğinde 650'den fazla cesedi inceledi, insan cesedinin çürümesine dair çalışmaları kanunen meşrulaştırdı ve şimdi bildiklerimizin büyük bir kısmını ortaya attı.

Freeman Çiftliğinin ceset kafesleri.
Freeman Çiftliğinin ceset kafesleri.
Vox

Ölü Çiftlikleri!

Ancak hâlâ bilmediğimiz birçok şey var. Ofisindeki insan kafatası ve beyaz sakallarıyla hayatını adli antropolojiye adamış neşeli bir adam olan Wescott, bu konuda şöyle söylüyor:

Tüm Reklamları Kapat

Sıcaklık ve nem, ayrışmanın oranını gerçekten de etkiliyor. Bu da çürümenin bölgeden bölgeye değişiklik gösterdiği anlamına geliyor.

Örneğin Texas Hill Country'deki bir ceset, Doğu Tennessee'dekinden çok daha farklı bir hızda çürüyor. Sonradan Kuzey Carolina, Illinois ve Texas eyaletlerinde başka ölü çiftlikleri kurulmasının nedeni de bu. Bu tür bir operasyon, Avrupa yasalarına göre yasadışı olacağı ve şu ana kadar başka bir yerde denenmediği için insan çürümesi hakkındaki bilgilerimiz tamamen bu tesislerde olanlara bağlı.

Texas, San Marco'un kuzeybatısının yaklaşık 10 kilometre ötesinde, çürümenin çeşitli aşamalarında sayıları 50'ye yakın insan cesedi 16 dönümlük bir alana dağılmış olarak bulunmakta. Bazıları tamamen mumyalaşmış ve etleri Texas'ın güneşinde kurumuş. Diğerleriyse akbabalar tarafından öyle açgözlülükle kemirilmiş ki kemikleri yıpranmış. En dehşet verici olanlarıysa taze olanlar: Bir haftalık bedenler, normal boyutlarının iki katına çıkıncaya kadar şişmiş ve binlerce kurtçukla baş başa kalmışlar.

Bu operasyon, Texas Eyalet Üniversitesinin Adli Antropoloji Merkezinin bir parçası olan Freeman Çiftliği'nde gerçekleştiriliyor. Freeman Çiftliği, Amerika'daki 6 tesisin en büyüğü. Halk arasında bunun gibi tesisler basitçe ölü çiftliği olarak adlandırılıyor.

Buradaki cesetler bağışlanmış, doğal şartlara bırakılmış ve çürüme sürecinin daha iyi anlaşılması için araştırmanın bir parçası olarak bu alana terk edilmiş. Genel olarak adli araştırmalara yardımcı olmak amacıyla kullanılıyorlar.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Ölü Çiftlikleri Ne İşe Yarıyor?

Kimliği tespit edilemeyen bir ceset bulunduğunda, polisin tipik olarak sorduğu ilk soru kişinin ne zaman öldüğü oluyor. Ölü çiftliklerinde yapılan gözlemler bu sorunun cevaplanmasında kritik bir rol oynuyor. Freeman Çiftliğindeki araştırmacılar aynı zamanda çürümeye dair bilgi dağarcıklarını Texas sınırını geçtikten sonra dehidrasyondan (susuzluktan) ya da sıcaktan ölen yüzlerce insanların bedenlerinin kimlik tespiti için de kullanıyorlar. Texas Eyalet Üniversitesinde profesör ve ölü çiftliklerinin yöneticisi olan Daniel Wescott, şunları söylüyor:

Anlamak istediğimiz asıl şey, ayrışmanın temel düzeyde nasıl gerçekleştiği. Burada yaşayan bir ekosistem var ve biz bu sistemin her parçasını anlamak istiyoruz.

Dört tam zamanlı çalışan, düzinelerce mezun ve öğrenciyle işleyen Texas Eyalet Ölü Çiftliği, çeşitli yasa uygulama ajanslarının ödemeleri ve Texas Eyalet Üniversitesinin finansmanıyla hayatını sürdürüyor. Çalışanlar, sayıları sürekli artan 200'e yakın sayıda iskeletten oluşan koleksiyonla ilgileniyor. İlgilendikleri bu cesetler, temizlenip kategorize edildikten sonra 1 yıllık dışarıda çürüme sürecinden geçiyor ve sürecin sonuçlarını gözler önüne seriyor.

Wescott, bu modern numunelerin oldukça değerli olduğunu çünkü insan bedenindeki oran orantının her daim değiştiğini belirtiyor. Örneğin bugünlerde, yükselişte olan obeziteye bağlı olarak cesetlerin eklem aşınma oranı değişim gösteriyor. Ayrıca diğer yerlerdeki çoğu koleksiyon ise oldukça eski. Yakın zamanlarda vefat etmiş cesetlerden büyük bir koleksiyona sahip olmaksa gizemli durumlarda bulunmuş, kimliği belirlenememiş cesetlerin yaşlarının belirlenmesine yardımcı oluyor.

Missouri Üniversitesindeki bir önceki işinde Wescott, 2008 yılında Kolombiya şehrinin yakınlarında bulunan başı kesilmiş bir cesedin tanılanmasına yardım etmesi için çağrılmıştı. Wescott fark ettiği ilk şeyin uyluk kemikleri olduğunu, kemiklerin normalden çok daha ince ve gövdeye normal olmayan bir açıda bağlanmış olduklarını belirtiyor. Onları Tennessee Üniversitesi'ndeki koleksiyon ile karşılaştırınca da bu durumun kurbanın uzun bir zaman zarfı boyunca oturmasından (büyük ihtimalle tekerlekli sandalye kullanmasından) kaynaklı olduğunu fark etti. Polis, cesetten arda kalanların büyük ihtimalle tekerlekli sandalyeye bağlı bir kadına ait olduğunu duyurdu. Dava, bir tekerlekli sandalye satıcısının bunu duyup araması ve yakın zamanda yapılması gereken bir provayı kaçıran ve aramalarına cevap vermeyi bırakan bir müşteriden bahsetmesiyle çözüldü.

İnsanlar Neden Cesetlerini Ölü Çiftliğine Bağışlıyor?

Texas Eyalet Üniversitesi'ne beden bağışlayan insanların sayısı artmaya devam ediyor. Daniel Wescott da dahil birçok araştırmacı, bedenlerinin öldükten sonra bağışlanması için gerekli imzaları attılar. Bu donörlerin Oxford Amerikan profili bu tercihin arkasındaki bazı nedenleri açıklıyor:

  1. Birçok insan öldükten sonra bedenleriyle bilime katkı sağlamak istiyor. Bunun yanı sıra çiftliğinin gereksinimleri birçok tıp fakültesi ve hastaneden daha az. Dahası ölü çiftliği bu kurumların aksine otopsiye uğramış, alınmış organlara sahip bedenleri olduğu gibi obez bedenleri de kabul ediyor. Tek sınırlama bedenin yaklaşık 225 kilodan hafif olması ve bulaşıcı bir hastalığa sahip olmaması.
  2. Donörler, seremonik süslemeleri ve modern cenazenin bir parçası olan yapay süreçleri onaylamayabilir. ABD'deki birçok insan "doğal" olarak gömülmek için ayrışmayı yavaşlatan beton mezar kasalardan ve çelik tabutlardan vazgeçiyor. Ölü çiftliğine bağışta bulunmak da cesedin bileşenlerini ölümden sonra başka bir organizmaya geri dönüştürmek amacına ulaşmalarını sağlıyor.
  3. Ortalama bir ABD cenazesinin masrafı 7000$'ı aşıyor ve sadece tipik bir kremasyon bile birkaç bin dolara mal oluyor. Texas eyalet ölü çiftliği Austin havalimanının yakınından ücretsiz alım sağladığı gibi yaklaşık 320 km içerisinde de ücretsiz alım hizmeti sunuyor.

Çürüyen insan cesetleriyle ilk etkileşim zor olabiliyor. Günümüzde, pek çoğumuz nadiren bir insandan arda kalanları görüyor. Bugün Amerikanların yaklaşık %70'i evden ziyade hastanelerde ya da başka tesislerde hayatını kaybediyor. Resmi olarak incelenen cesetler, mumyalaşma sıvısı ve makyajla kaplanıp ardından tabutlara mühürlenip çürüme için yerin derinliklerine bırakılıyor. Yani yaşam ve ölüm arasında asılı duran perdeyi aralayıp ardına bakma şansına nadiren sahip olabiliyoruz. İnançlar ve ölümle ilgili pratikler üzerine çalışan antropolog Antonius Robben şunları söylüyor:

Tüm Reklamları Kapat

Dünya'da bir cesedi herhangi bir ritüel yapmadan terk eden hiçbir kültür yok. Bu birkaç evrensel ilkeden biri. Güçlü bir beden bütünlüğü algımız ve cesede ne olduğuna dair büyük bir ilgimiz var, içindeki insanın artık orada olmadığını bilsek bile.

Freeman Çiftliğindeki cesetleri görmenin zor olmasının nedenlerinden biri ise kir içinde kalmış, haşere ve hayvanlar tarafından parçalara ayrılmış ve çürüme sıvıları yerlere sızmış halde olmaları. Çürümekte olan bir ceset canlı bir insandan ziyade farklı türden bir canlı gibi görünüyor ve çirkin gerçek şu ki, neredeyse her birimiz er ya da geç bu çürüme sürecinden geçecek.

Freeman Çiftliği'nin kendisi ise aslında güzel bir yer: Hill Country bölgesinde, yer yer adaçayı ve kaktüs barındıran 3500 dönümlük bir alan. Üniversite tarafından yürütülen hayvancılık derslerinde bir sınıf olarak hizmet veren bir çiftlik olduğu da söylenebilir. Arsa aynı zamanda ROTC talimlerinde, astronomi derslerinin yıldız gözlemleme seanslarında ve ekolojik araştırmalarda kullanılmakta ve ayda beş ya da altı kez, yeni vefat etmiş bir cesede ev sahipliği yapmakta.

Cesetler bir Texas hastanesinden, cenaze evinden ya da bir klinikten bir sedyeye bağlanmış ve kargo minibüsüne yüklenmiş şekilde araştırmacıların ve gönüllü öğrencilerin çalıştığı çiftliğe getiriliyor. İlk olarak ceset indiriliyor ve ölçülerinin, fotoğraf, saç ve kan numunelerinin alındığı laboratuvara taşınıyor. Cesede bir kimlik numarası atanıyor ve bu numara kişinin isminin yerini alıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Mümkün olduğunda, beden çürümesi için derhal dışarıya yerleştiriyor. Ancak bedenin dışarı yerleştirilmesi birkaç kişi gerektirdiğinden, yeterli personel olmadığı zamanlarda beden birkaç günlüğüne çelik bir buzdolabına yerleştiriliyor. Yerleştirme sürecinde cesedin bir kamyonetle çitlerle çevrili bir alana götürülmesi gerekiyor. Alan günde 24 saat güvenlik kameralarıyla gözetleniyor ki Wescott kimsenin içeri girmeyi denemediğini de belirtiyor.

Herhangi bir zamanda alanda düzenli olmayan bir şekilde, en az yaklaşık 1.5 metre aralıkla yerleştirilmiş 50'ye yakın ceset bulunuyor. Bu cesetler devam eden araştırmalara göre farklı şartlarda tutuluyor. Bazıları kasti olarak 30 cm yükseklikte, çayır otları arasında sıcak güneşin altına bırakılmışken diğerleri ardıç ve meşe ağaçlarının gölgeli korusu altına konmuş. Çoğu 60 cm yüksekliğinde metal kafeslerle korunmakta, bazılarıysa tamamen korumasız bırakılmış. Böylece araştırmacılar ağaca monte edilen oyun kameralarıyla akbabaların etkilerini gözlemleyebiliyor.

Şu anda bütün cesetler çıplak, ancak geçmişte araştırmacılar giyimin ayrışmanın üzerindeki etkilerini de araştırmıştı. Bir hava durumu istasyonu sıcaklığı, solar radyasyonu, yağışı ve diğer parametreleri devamlı olarak kayıt altına alıyor ve bu süreç boyunca bedenlerin çürüme modelini oluşturuyor.

Çiftlikteki koku ise belirgin; ıslak, çürük ve ekşimiş et karışımının kokusu tahmin edebileceğinizden daha az keskin. Ancak koku bedenlerin arazide geçirdikleri zamandan sonra temizlendikleri laboratuvara göre daha kolay şekilde havaya yayılıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
  • Dış Sitelerde Paylaş

Wescott yeni insanları ölü çiftliğine getirdiğinde, ziyaretçilere kendi tabiriyle "alışma süresi" tanımak için tipik olarak en eski, en çok çürümüş bedenle başlıyor. Çünkü çürümenin ilk aşamaları en yoğun aşamalar. Yine de ayrışma sürecini anlayabilmek için, cesedi tüyler ürpertici ilk aşamadan zayıf, kurumuş hale gelinceye kadar görmeniz gerekiyor.

Ayrışma: Ölümden Sonra Cesetlere Ne Oluyor?

İlk aşamalar, ölümden kısa süre sonra başlıyor. Kalp atmayı bıraktığında, bedenin hücreleri homeostaziyi yani sıcaklık dengesi, pH ve diğer iç denge faktörlerini daha fazla sürdüremiyor ve bozunmaya başlıyor. Wescott bu aşamayı şöyle açıklıyor:

Bu gerçekleştiğinde deri açılması (üst derinin alt tabakalarla bağını kopardığı ayrışma aşamasının bir parçası) başlar. Bu, bakterilerin sizden beslenmeye başladığı zamandır. Aniden onlar için zengin bir karbon kaynağı haline gelirsiniz.

Şişme ve Mermerleşme

Birkaç gün içerisinde bu beslenme ikinci bir aşamaya yol açıyor: Şişme. Bakteriler vücudun katı bileşenlerini sindirdikçe hidrojen sülfür, karbondioksit ve metan gazları ortaya çıkarıyor. ve bu gazlar bedenin şişmesine neden oluyor.

Freeman Çiftliğindeki araştırmacıların tabiriyle bir beden "maksimum şişkinliğe" ulaştığında, asıl boyutunun iki katına çıkabilir, bazı durumlarda üzerindeki metal kafesi yerden itebilir. Bu aşama süresince bakteriler tarafından üretilen sülfür ayrıca bedene tuhaf, sarımsı bir renk verir. Sürecin bu aşamasına "mermerleşme" adı verilir. Aşağıdaki fotoğraflarda çürüme aşamalarını kabaca görebilirsiniz.

Şişme
Şişme
Vox
İleri Seviye Ayrışma
İleri Seviye Ayrışma
Vox
Kuru Ayrışma
Kuru Ayrışma
Vox

Şişme aşaması; aynı zamanda gözler, kulaklar, burun, ağız ve ayrıca otopsiye uğramış bedenler için göğüs boyunca uzanan kesik dahil olmak üzere açık her deliğe yumurtlayabilen sineklerin cesede ulaşmasını tetikler. Birkaç gün sonra bu yumurtalar çatlayıp cildi kalın, kıvranan bir yığınla kaplayan kurtçuklara dönüşürler. Yüz bölgesinde çok fazla yumurta çatlayıp kurtçuklara dönüştüğü için buradaki et en hızlı şekilde tükenir. Bu durum garip bir tezatlık yaratır: Buruşmuş, oyulmuş açık bölümleriyle koyulaşmış bir kafatası ve halen şiş olan ceset.

Bu aşamadan kalan kalıntılar çiftlikteki en sarsıcı kalıntılardır. Berrak renkleriyle şişmiş bedenler; hâlâ yaşayan ancak kurtçuk halısıyla kaplanmış bir insanı andıracak kadar etlidir. Eğer çok yaklaşırsanız sinekler size de konmaya başlayacaktır.

Tasfiye

Çürümeyle geçen üç günün ardından, ceset üçüncü bir aşamaya ilerler: Tasfiye. Bu noktada ceset çekmeye başlar ve cilt artan basıncı atmak için yırtıldıkça çürüme sıvıları dışarı sızar. Wescott'un açıklamasına göre tasfiye sıvısı nitrojen bakımından o kadar zengindir ki çevresindeki bitki örtüsünü tamamen öldürür. Ayrıca Wescott, cesedi çevreleyen kararmış çimenleri işaret ederek bedenin gübre görevi görmesi sayesinde bu bölgenin bir sene sonra oldukça zengin bir bitki örtüsüne sahip olacağını da belirtmiştir.

İleri Seviye Ayrışma

Ölümden sonraki birkaç hafta içerisinde, bakteriler ve kurtçuklar cesedin etinin büyük bir kısmını tüketmiştir. Ardından en uzun aşama gelir, ki Freeman Çiftliğindeki birçok beden de bu aşamadadır. İleri seviye ayrışma adı verilen bu süreçte güneşin altında sıcaktan dolayı sinekler ve bakteriler için bile elverişsiz olan ve kuruyup mumyalaşan cesetler Tenesse Ölü Çiftliğindeki cesetlerden oldukça farklıdır.

Gölgede olan cesetler bütün et tükeninceye kadar yavaşça tüketilmeye devam eder. Bu aşamayla beraber, ceset artık insanı sadece andırabilir. Bu cesetlerin birinin yanından hızlıca yürüyüp geçtiğinizde onun yüksek kalitede bir Cadılar Bayramı dekorasyonu olduğunu düşünmeniz muhtemeldir.

Nihayet altı ay ila bir yıl içerisinde ceset sadece bir yığın kıkırdak, kemik ve kirli giysilere benzeyen gevşek deri parçalarından oluşan bir karışıma dönüşür. Böylece son, kurak aşama başlar. Ayrışma az çok tamamlandığında, kemikler laboratuvara alınır ve kalan et parçalarının ayrışması için endüstriyel kazanlarda kaynatılıp, diş fırçalarıyla çalışan lisans stajyerleri tarafından temizlenmek üzere koleksiyona eklenir.

Tüm Reklamları Kapat

Yaban Hayat İçin Ziyafet!

Bütün bu süreç, cesetler kafeste bırakılmadığında oldukça farklı gelişiyor. Wescott, korunmasız bir cesedi gösterirken şunları söylüyor:

Yıpranmış kemikleri ve tüyleri görebilirsiniz. Bunlar akbabaların burada olduğunun kanıtıdır.

Av kameraları, akbabaların bir vücut bırakıldıktan sonra dakikalar içerisinde ve bazen bir seferde 40'ı bulan sürüler halinde cesede üşüştüğünü gösteriyor. Vücudu çevreliyor ve birkaç saat içerisinde temizliyorlar. Deriyi yemiyorlar ancak iç kısımlara ulaşabilmek için deride delikler açıyorlar. Bazen göğüs kafesine tüneyip hiddetle kanatlarını aşağı yukarı çırpıp dominantlıklarını gösteren ve göğüs kafesini kırabilen bir gösteri sergiliyorlar. Dahası, kafatasını ve cesedin diğer parçalarını farklı yönlere sürüklüyorlar ki bu da akbabalar tarafından harap edilmiş cesetleri incelemek isteyen ziyaretçilerin bastıkları yere dikkat etmesi için iyi bir sebep oluşturuyor.

Akbabalar tarafından parçalanmış bir iskelet.
Akbabalar tarafından parçalanmış bir iskelet.
Vox

Wescott ve diğer araştırmacılar için kafesli ayrışma örnekleri ölü çiftliğindeki en ilginç bilimsel deneyleri sunuyor. Mesela önceden çürümeye sebep olan bakterilerin, yaşarken içimizde olan bakterilerle aynı tür olduğu düşünülse de çalışmalar sayesinde çürümenin farklı türlerin bir başarısı olduğu keşfedildi. Gerçekten bazı bakteriler insanlar hayattayken de varlığını sürdürüyor ancak diğerleri cesede sinekler ve böcekler tarafından getiriliyor. Bu sırada, bazı bakteri türleri belirli çeşitteki haşereleri çeken bazı kimyasallar salgılıyor ve bu haşerelerin salyalarındaki proteinler rakip bakterileri öldürüyor. Dahası bu haşereler çıngıraklı yılan ve daha büyük diğer yırtıcıları çeken fareler için de bir av.

Kısacası çürüyen bir insan bedeni, dikkat çekici bir şekilde karmaşık, oldukça gelişkin ve gereğinden az takdir gören bir ekosistem oluşturuyor. Bilim insanları şimdilik bu ekosistemi nekrobiyom olarak adlandırıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Wescott'un asıl yapmak istediği şey ise nekrobiyomu anlaşılabilir bir şekilde haritalandırmak ve ölüm sonrası zaman aralıklarını belirlemeye yardımcı olmak. Son zamanlarda bir bedenin ne zamandan beri ölü olduğunu tespit etmek oldukça kolay, ancak aylarca bekleyen cesetler için bu süreyi daraltmak oldukça zor. Nekrobiyom araştırmaları ise bu soruna bir çözüm olabilir. Wescott bu konuda şunları söylüyor:

Ölüp çürümeye bırakılan her beden bir nevi geri dönüştürülüyor. Geri dönüşüm süreci bakterilerden mantarlara, haşerelerden kuşlara kadar birçok çöpçülü içeriyor. Ölümden sonra geçen zamanı nasıl tespit edeceğimize odaklanan bir yaklaşım yerine nekrobiyomu ve beden çürümesinin asıl sürecinin nasıl olduğunu inceleyen bir yaklaşım oluşturmak istiyoruz.

Wescott adli araştırmacıların yeni keşfedilmiş bir bedenden sürüntü almasını, üzerindeki bakteriyel DNA'nın dizilimini edindiğini ve çeşitli türlerin yoğunluğuna bakarak ne zamandan beri çürümenin gerçekleştiğinin anlaşıldığı bir senaryoyu gözlerinin önüne getiriyor.

Daniel Wescott kafeslerin yanındayken.
Daniel Wescott kafeslerin yanındayken.
Vox

Ölü Çiftliklerinin Diğer Faydaları

Bu tarz keskin analizler için hâlâ biraz daha yol kat edilmesi gerekiyor, ancak ölü çiftliğinde yapılan araştırmalar gittikçe karmaşıklaşan adli teknikler üretmeye başladı bile. Atölyelerde çalışanlar, polise araştırma ve kurtarma metotlarını ve ölüm sonrası geçen süre aralığını hesaplamayı öğretiyor. Bu metotlardan biri, farklı gazların yoğunluğu zamanla tahmin edilebilir bir şekilde değiştiğinden dolayı vücuttan yayılan gazların analizini kullanıyor.

Araştırmacılar ayrıca kadavra köpeklerinin eğitilmesine yardımcı oluyor ve polislik öğrencilerine ölü bir insan vücuduna dair bir bakış açısı kazandırmayı amaçlayan egzersizler yapıyor. Son zamanlardaysa dronelara yakın kızılötesi kameralar yerleştirip genişçe bir alanda toprak kimyasında meydana gelen anormallikleri araştırma ve bu şekilde polisin gömülmüş bedenleri hızlı bir şekilde bulmasını sağlayan bir fikri test ediyorlar.

Tüm Reklamları Kapat

Wescott ve diğer ölü çiftliği araştırmacıları ayrıca özellikle zor vakalarda sıkça polisle danışma içerisindeler. Örneğin yakın zamanda, Texas Koruma Gücünde bir polis memuru olan Jorge Molina, Wescott'a San Antonio'ya yakın Nueces ilçesinde bulunan bir bedenin analizine yardım etmesi için başvurdu. Molina cesedi şöyle betimliyor:

Cesetten arda kalanlar o kadar kötü bir durumdaydı ki yüzün yeniden yapılandırılması çok zordu. Kafatası birkaç parçaya ayrılmıştı.

Ölü çiftliklerinden toplanan bilgiler ve iskelet koleksiyonu, ortalama yaş ve köken belirlenmesi için kafatasının yeniden yapılandırılmasında kullanıldı. Molina ve diğer araştırmacılar kayıp biriyle eşleşme yakaladıklarına inanıyor ve sonucun onaylanması için DNA testi sonuçlarını bekliyorlar.

Uygulanmaya devam eden bütün projeler arasında en önemli olanıysa Profesör Kate Spradley tarafından yürütülen Operation ID olarak adlandırılan bir yıllık proje olabilir.

Ölü Göçmenler!

Geçen birkaç yılda, Meksika sınırını geçmeye çalışan göçmenlerin artan sayısı beklenmedik yerlerde cesetler bulunmasına sebep oluyor. Sınırın yaklaşık 110 kilometre ötesindeki Texas, Brooks ilçesinde geçen sene 100'den fazla göçmenin cesedi bulundu. Arizona, Pima ilçesinde göçmenlerin kimlik teşhisinde çalışmış ve 2009'da Texas eyaletine gelmiş olan antropolog Spradley bu konuda şunları söylüyor:

Tüm Reklamları Kapat

Bu devasa bir felaket ama kimse bunu kabullenmek istemiyor. Burada her gün çoklu insan ölümleri gerçekleşiyor.
Göçmenlerin izlediği rota.
Göçmenlerin izlediği rota.
Vox

Ölümlerin sebebi sınır politikaları, coğrafya ve sıcaklığın bir kombinasyonu. Göçmenler, Texas sınırından insan kaçıran haydutlara ödeme yapıp sınırı geçtikten sonra genelde Texas Falfurrias'a kamyonlarla taşınıyorlar. Fakat şehrin hemen güneyinde bulanan bir sınır istasyonunda bütün araçlar detaylıca kontrol ediliyor. Yani kaçakçılar, göçmenleri kontrol noktasına birkaç kilometre kala bırakıp yaklaşık 75 kilometre yürümeleri için yönlendiriyorlar. Yeteri kadar hazırlansalar bile çoğu insan bu birkaç günlük dağ yürüyüşünde Texas'ın yorucu sıcağına dayanamıyor. Spradley bu konuda şunları söylüyor:

Ölüm sebebi genelde Güneş'e maruz kalma ya da dehidrasyon (susuzluk) oluyor. Ardından göçmenleri kaçıranlar, grubu bu kimseyi geride bırakmaya zorluyor ya da onlar öyle yapmayı tercih ediyor.

Polis ve sınır memurları genelde ya düzenli devriyelerde ya da yerel yerleşimcilerden gelen bazı ipuçları sayesinde kurbanları onlar öldükten birkaç saat sonra genelde bir ağacın altında, kayalıklarda ve küçük mağaralarda buluyorlar. Fakat bu ilçeler aslında sınırda olmadıklarından bu cesetlerle ilgilenmek için federal fon almıyorlar. Sonuç olarak, cesetler genelde otopsi ya da geriye kalanlardan kimlik tespiti yapılmaksızın ve aileyle iletişim kurulmaksızın rastgele mezarlara gömülüyorlar.

Bu ilçe dışındaki çoğu Amerikalı, bu problem hakkında ya da cesetlerin bu şekilde yok edilmesi konusunda bilgi sahibi değil. Aslında göçmenlerin cesetlerine gerçekte ne olduğunu anlamak Spradley'in beş senesini almış. Fakat geçen yıldan beri Argentine Adli Antropoloji Takımı ve Colibri İnsan Hakları Merkezi, cesetleri mezarlarından çıkarmak ve onları ailelerine iade etmek için çalışıyorlar.

Başlangıçta birkaç ceset çıkarsalar da geçen sene bu cesetlerin 60 tanesi Freeman Çiftliğine gönderildi. Geriye kimliğinin tespit edilmesi gereken 85 beden kaldı. Kimi çoktan kemiklere kadar çürümüş ve kutulanmış, diğerleri beyaz polietilen ceset torbalarına konulmuş şekilde bekliyor. Son zamanlarda polis ve asker gibi bazı güçler bedenleri analiz için direkt buraya getirmeye başladı.

Tüm Reklamları Kapat

Spradley ve araştırma takımı her ceset için yaşı ve cinsiyeti, ölüm sonrası zaman aralığını ve diğer faktörleri belirlemek için biyolojik bir profil oluşturmaya başladı. Aynı zamanda giyime, takılara ve onunla birlikte gömülen nesnelere bakarak cesedin kökenini olabildiğince öğrenmek için bir kültürel profil de oluşturuyorlar. Bedenin incelenmesi dışında özenli bir şekilde kişisel eşyaları da temizliyorlar. Spor ayakkabıları ve ayrışma sıvısıyla parçalanmış T-shirtleri yıkamak gibi işlemler gerçekleştiriyorlar. Bunları genellikle merhumun ne giydiğini hatırlayan ve kurbanın yakınlarının bilgi için baktığı çevrimiçi bir veri tabanı olan NamUs'a yüklüyorlar. İnsanların eşyalarını gözden geçirmek ise kalp kırıcı olabiliyor. Spradley bu konuda şöyle söylüyor:

Diş fırçaları, macunlar ve astım inhalatörü gibi kişisel eşyalara baktığınızda onların sınırı geçmek için yaptığı hazırlığı görebiliyorsunuz ve ister istemez kendinizi onlarla özdeşleştiriyorsunuz.

Bazı vakalarda çalışanlar aynı zamanda DNA analizi de yürütüyorlar ancak bunun kullanışlılığı, FBI'ın genelde kayıp şahıs ve ailelerinin DNA eşleşmesi için kullandığı veri tabanı CODIS yüzünden sınırlı. Bunun nedeni veri tabanının politik sebeplerden dolayı Amerika dışından gelen DNA örneklerini yasaklaması.

Ancak şu ana kadar Texas eyalet takımı en az iki pozitif eşleşme yakaladı. Biri El Salvadorlu "Oscar" (Spradley ailenin gizli hayatına saygıdan ötürü gerçek ismin geçmemesini talep ediyor.) Oscar, Brooks ilçesinde 2012'de ölmüş. Ailesi bunu biliyor çünkü onunla seyahat etmekte olan bir adam, sonrasında Colibri Center ile iletişime geçmiş ve kayıp bir şahsın raporunun doldurulmasına yol açan ölüm koşullarını rapor etmiş. Ancak alakalı bedenin yeri her nasılsa tespit edilememiş. Polis bedeni tam olarak nereye gömdükleri hakkında net bir kayıt olmadığını belirtmiş.

Merhum bir göçmene ait bir çift ayakkabı, Freeman Çiftliğinde kategorize edilmiş.
Merhum bir göçmene ait bir çift ayakkabı, Freeman Çiftliğinde kategorize edilmiş.
Vox

Bir seneden uzun bir süre sonra, çalışanlar Brooks ilçesinde mezardan çıkarılmış birkaç beden üzerinde çalışırlarken Spradley bir bağlantı keşfetti:

Tüm Reklamları Kapat

Kayıp şahısların raporlarını okuyordum ve rapor, seyahat şirketinin kayıp şahsın dizinin etrafında kareli bir gömlek bağladığını söylüyordu ve hatırladım ki öğrencilerimizden biri o gün kahverengi kareli bir gömleği yıkamıştı.

Rapora biraz daha baktığında, her şeyin yerli yerine oturduğunu fark etti: Laboratuvardaki ve rapordaki beden uyuşuyordu. Spradley aileyle iletişim kurduktan ve DNA testlerini yaptıktan sonra, cesetten geriye kalanları 2015 Şubat'ta aileye geri verebildi. Spradley bu konuda şunları söylüyor:

Bence bununla yüzleşen biri için en kötü şey sevdiklerinin başına ne geldiğini bilmemeleri. Kendilerine şunları soruyorlar: 'Acaba hiç geri dönmemeye mi karar verdiler? Öldüler mi?'

Bir aile mensubu için kimlik tespitinin yapıldığı haberi asla iyi bir haber olmuyor ancak bu, en azından onlara yas tutma ve yakınlarına ne olduğunu anlama şansı veriyor. Cesetten arda kalanları alıyorlar ve bir seremoni yapabiliyorlar. Bunların bir anlam ifade ettiğine inanıyorum.

Göçmenlerin cesetlerini sevdiklerine teslim etmek ve cinayetleri çözmek için Spradley, Wescott ve diğer araştırmacılar pek azımızın gönüllü olarak yapacağı bir işi yapmak durumundalar. Günlük bir iş olarak her gün ölü bedenlerle yakın bir ilişki içinde çalışıyorlar. Wescott, bu konuda şunları söylüyor:

Bütün bunlarla uğraşmak zamanla kolaylaşıyor. Diğer birçok şey gibi bunu yapmaya alışmanın en kolay yolu da bu işi yapmaya devam etmek. Ölü insanlar arasında daha çok çalıştıkça, durum sizi daha az rahatsız ediyor.

Ancak hâlâ, bu cesetlere aşırı alışma ve neyi temsil ettiklerini unutma riski var. Nihayetinde, onlar bir öğrenme aracı ama bir numuneden daha fazlası. Wescott son olarak şunları belirtiyor:

Yapacak bir işiniz var ancak elinizdeki cesedin bir zamanlar yaşayan bir insan olduğunu, onu seven arkadaşları ve ailesi olduğunu ve bedenin sizin saygınızı hak ettiğini hatırlamalısınız.
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Antropoloji Yazı Dizisi

Bu yazı, Antropoloji yazı dizisinin 28 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Antropolojiye Giriş: Antropoloji Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 11
  • Bilim Budur! 4
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Muhteşem! 3
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • İnanılmaz 3
  • Korkutucu! 2
  • Güldürdü 0
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Vox | Arşiv Bağlantısı
  • Joseph Stromberg. The Science Of Human Decay. (13 Mart 2015). Alındığı Tarih: 14 Nisan 2023. Alındığı Yer: Vox | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:43:15 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14414

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Araştırmacılar
İspat Yükü
Irk
Diş Hastalıkları
Kedigiller
Neandertal
Uzun
Doktor
Göğüs Hastalığı
Yayılım
Google
Beslenme
Tehlike
Risk
Aslan
Obezite
Radyasyon
Büyük Patlama
Işık Hızı
Genel Halk
Kuantum Fiziği
Bilimkurgu
Evren
Fosil
İklim
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
J. Stromberg, et al. Ölü Çiftlikleri: İnsan Bedeni Nasıl Çürür?. (15 Haziran 2023). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/14414
Stromberg, J., Ergenay, S., Alparslan, E. (2023, June 15). Ölü Çiftlikleri: İnsan Bedeni Nasıl Çürür?. Evrim Ağacı. Retrieved December 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/14414
J. Stromberg, et al. “Ölü Çiftlikleri: İnsan Bedeni Nasıl Çürür?.” Edited by Eda Alparslan. Translated by Sude Ergenay, Evrim Ağacı, 15 Jun. 2023, https://evrimagaci.org/s/14414.
Stromberg, Joseph. Ergenay, Sude. Alparslan, Eda. “Ölü Çiftlikleri: İnsan Bedeni Nasıl Çürür?.” Edited by Eda Alparslan. Translated by Sude Ergenay. Evrim Ağacı, June 15, 2023. https://evrimagaci.org/s/14414.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close