Amerikan Antropoloji Derneği'nin İnsan Irkları Hakkındaki Görüş Bildirisi: İnsan Irkları Gerçek mi? Irklar, Tarihsel Olarak Nasıl Kullanıldı?
Aşağıdaki bildiri, Amerikan antropologlarını temsil eden bir komitenin hazırladığı taslak metin çerçevesinde, Amerikan Antropoloji Derneği Yönetim Kurulu tarafından 17 Mayıs 1998 tarihinde kabul edilmiştir. Bildiri, tüm Amerikan Antropoloji Derneği üyelerinin ortak görüşünü (konsensüsünü) yansıtmamaktadır; çünkü tekil bireylerin "ırk" araştırmalarına yaklaşımı farklı olabilmektedir. Bu bildirinin, genel olarak antropologların büyük çoğunluğu tarafından kabul edilen çağdaş düşünceyi ve akademik pozisyonu yansıttığına inanmaktayız.
***
Irk Kavramına Yönelik Bilimsel Bulgular
Amerika Birleşik Devletleri'nde hem akademisyenler hem de genel halk, insan türünün gözle görülebilir çeşitli fiziksel özelliklerine göre doğal ve ayrık gruplara, yani insan ırklarına ayrılabildiğini düşünmeye koşullandırılmıştır. Ancak bilimsel düşünüşün bu yüzyılda fazlasıyla genişlemesi sonucunda, insan popülasyonlarının muğlak olmayan bir biçimde ayrışmış, net olarak birbirinden ayrılan, biyolojik olarak ayrık gruplar olmadıkları anlaşılmıştır.
Sözde Irklar İçi Çeşitlilik, Sözde Irklar Arası Çeşitlilikten Fazla!
DNA analizleri gibi genetik sahasından gelen kanıtlar, fiziksel çeşitliliğin büyük çoğunluğunun (yaklaşık %94'ünün), sözde ırksal grupların içerisinde olduğunu göstermektedir. Geleneksel coğrafi "ırk" grupları, genlerin sadece %6'sında birbirinden farklılık göstermektedir. Bu durum, "ırksal" gruplar içerisindeki çeşitliliğin, ırklar gruplar arasındaki çeşitlilikten daha büyük olduğunu göstermektedir.
Birbirine komşu olan popülasyonlarda, genler ve onların fenotipik (fiziksel) ifadeleri büyük ölçüde örtüşmektedir. Tarih boyunca bu gruplar ne zaman temasa geçtilerse, birbirleriyle çiftleşmişler ve yavrular üretmişlerdir. Genetik malzemenin ortak bir şekilde sürdürülmesi, insanlığın tamamının tek bir tür olarak kalmasını sağlamıştır.
Tekil Özelliklere Göre İnsanları Bölmek, Çoğul Özelliklerde Çalışmıyor!
Belirli bir özellikteki fiziksel varyasyonlar, farklı coğrafi bölgelerde keskin bir şekilde değil, süreğen (gradyan) bir şekilde değişmektedir. Buna ek olarak, fiziksel özellikler birbirinden bağımsız olarak kalıtıldıkları için, bir özelliğin coğrafi dağılımını bilerek, diğer özelliklerin varlığını kestirmek mümkün değildir.
Örneğin deri rengi, kuzeyde bulunan ılıman bölgelerdeki açık renklerden, güneyde bulunan tropik bölgelerdeki koyu renklere kadar geniş bir dağılım gösterir. Ancak bu rengin yoğunluğu, burun şekli veya saç yapısından bağımsızdır. Koyu renkli deriler, kıvırcık, birbirine dolaşmış, dalgalı, düz veya kıvır kıvır saçlarla bir arada bulunabilir. Bunların her birine tropik bölgelerdeki farklı yerli halklarda rastlamaktayız. Bu gerçekler, insan toplumlarının biyolojik popülasyonlarını net çizgilerle birbirinden ayırmaya yönelik bütün çabaların keyfî ve öznel olduklarını göstermektedir.
Irk Kavramının Sosyolojik ve Kültürel Geçmişi
Tarihsel olarak yapılan araştırmalar, "ırk" fikrinin her zaman sadece fiziksel farklılıklardan çok daha fazla anlam taşıdığını göstermektedir. Gerçekten de, insan türündeki fiziksel çeşitlilik, insanlar tarafından onlara yüklenen sosyal anlamların ötesinde hiçbir anlama sahip değildir. Günümüzde birçok farklı daldan akademisyenler, Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılan "ırk" tabirinin, 18. yüzyılda Amerika'da toplanan insanları (yani İngiliz ve diğer Avrupalı işgalcileri, Yerli Amerikalıları ve Afrika'dan köle işçi olarak getirilen halkları) birbirinden ayırt etmek için icat edilmiş bir sosyal mekanizma olduğunu ileri sürmektedirler.
Bu başlangıçtan itibaren, modern "ırk" kavramı her zaman antik bir teorem olan Büyük Varlık Zinciri'ni model almıştır. Bu teoreme göre doğa, Tanrılar veya doğa tarafından belirlenen doğal hiyerarşik kategorilere sahiptir. Dolayısıyla "ırk", spesifik olarak kolonileştirilmiş halklar için geçerli olan bir sınıflandırma yöntemidir. Bu kavramın kapsadıkları arasında giderek büyüyen bir eşitsizlik ideolojisi bulunmaktadır. Böylece, Avrupalılar'ın fethettikleri ve köleleştirdikleri halklara yönelik tavırlarının makul kılınması hedeflenmiştir.
Özellikle de kölelik savunucuları, 19. yüzyılda "ırk" kavramını kullanarak, kölelik kurumunun sürdürülmesini meşrulaştırmaya çalışmışlardır. Bu ideoloji; Avrupalılar, Afrikalılar ve Yerli Amerikalılar arasındaki farkları abartmış, sosyal olarak birbirini dışlayan kategorilerden oluşan katı bir hiyerarşi inşa ederek eşit olmayan rütbe ve statü farklarının altını çizmiş (ve bu sosyal yapılanmayı pekiştirmiş) ve insanlar arasındaki eşitsizliğin doğal veya Tanrı vergisi olduğunu rasyonalize etmeyi sağlamıştır. Afrikalı-Amerikalıların ve Yerli Amerikalıların farklı fiziksel özellikleri, statü farklarının belirteçleri veya sembolleri haline gelmiştir.
Bu kişiler ABD toplumunu inşa ederken, Avrupalı-Amerikalı liderler, her bir "ırk" ile ilişkili kültürel/davranışsal karakteristikler uydurmuşlardır ve Avrupalıları daha üstün özelliklerle, siyahları veya Yerli Amerikalıları ise aşağılık veya negatif özelliklerle ilişkilendirmişlerdir. Farklı halklarla ilgili çok sayıda rastgele uydurulmuş ve hayali inanç geliştirilmiş, bunlar toplumsal olarak kurumlaştırılmış ve Amerikan düşüncesinin derinlerine kadar işlemiştir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
19. yüzyılın başlarında bilimin hızla büyüyen sahaları, insanlar arası farklara yönelik halk arasındaki algıyı yansıtmaya başladılar. Afrikalılar, Yerli Amerikalılar ve Avrupalıların ayrı türler olduğunun ve Afrikalıların en düşük seviyeli insanlar olup, taksonomik olarak kuyruksuz maymunlara en yakın varlıklar olduğunun iddia edilmesiyle, "ırk" kategorileri arasındaki farklılıklar olabilecek en uç boyutlarına taşınmış oldu.
Nihayetinde, insanlar arasındaki farklara yönelik bir ideoloji olarak "ırk", Dünya'nın farklı yerlerine de yayıldı. Dünya'nın her yerindeki işgalci kuvvetler tarafından işgal edilen halkları ayrıştırmak, rütbelere ayırmak ve kontrol etmek için bir strateji haline geldi. Ancak etkileri, spesifik olarak kolonileştirilmiş halklarla sınırlı kalmadı. 19. yüzyılın sonraki kısımlarında "ırk" kavramı, Avruplıların kendi içlerinde birbirlerini sınıflandırarak halkları arasındaki sosyal, ekonomik ve politik eşitsizlikleri meşrulaştırmak için kullanıldı. "Irklar" ve "ırksal" farklılıklar hakkındaki giderek genişleyen ideoloji, 2. Dünya Savaşı sırasında Adolf Hitler'in altında birleşen Nazilerce mantıksal bir sonuca bağlandı: Yahudiler, Çingeneler, Afrikalılar, eşcinseller ve diğerleri gibi "daha düşük ırklardan" olan 11 milyon insan imha edildi.
Dolayısıyla "ırk" kavramı bir dünya görüşü olarak, insanlar arası farklılıklar ve grup davranışları hakkındaki fikirlerimize yönelik bir önyargılar bütünü olarak evrimleşti. Irksal inançlar, insan türü içerisindeki çeşitliliğe ve "ırksal" kategorilere ayrılmış insanların yetenekleri ve davranışlarına yönelik birçok miti bünyesinde barındırmaktadır. Bu mitler, halkın zihinlerinde davranışsal ve fiziksel özellikleri birbirine kaynaştırdı ve biyolojik çeşitlilik ile kültürel davranışlar hakkındaki kavrayışımızı, bunların her ikisinin de genetik olarak belirlendiğini iddia etmek suretiyle engelledi.
Irklar Gerçek mi?
Irk mitlerinin, insanların yeteneklerine ve davranışlarına yönelik gerçeklerle hiçbir ilişkisi yoktur. Günümüzde bilim insanları, ırklar gibi halk efsanelerine duyulan inanç ile yürütülen araştırmaların çok sayıda hataya yol açtığını keşfetmektedirler.
20. yüzyılın sonlarında artık, insanların kültürel davranışlarının sonradan öğrenildiğini ve doğumdan itibaren bebeklerde koşullandırıldığını ve her zaman modifikasyonlara (değiştirmelere) açık olduğunu anlamaktayız. Hiçbir insan, kendisine kültür veya dil yüklenmiş olarak doğmamaktadır. Bizlerin tüm huyları, tertibatı ve kişilikleri, genetik eğilimlerden bağımsız olarak, "kültür" dediğimiz anlamlar ve değerler kümesi içerisinde gelişmektedir. Yeni doğan ve erken çocuklukta öğrenme ve davranışlar üzerine yapılan çalışmalar, bizlerin kim olduğunu belirlemede kültürün gerçekliğini ortaya koymaktadır.
Tüm normal insanların herhangi bir kültürel davranışı öğrenme kapasitesi olması, antropolojik bilginin temel ilkelerinden birisidir. Bu gerçeği ispatlayan en net kanıt, yüzlerce farklı dili konuşan ve farklı kültürlerden gelen göçmenlerin, Amerikan kültürüne ait özellik ve davranışların belli bir versiyonunu benimsediğini gösteren Amerikan deneyimidir. Dahası, dünyanın dört bir tarafında milyonlarca göçmen modern taşımacılık sayesinde hareket etmeyi sürdürdükçe, her türlü fiziksel varyasyona sahip tüm insanlar, farklı kültürel davranışları öğrenmektedir ve öğrenmeyi sürdürecektir.
İnsanların belli bir toplum veya kültür bağlamında nasıl kabul edildikleri ve onlar nasıl davranıldığı, o kişilerin o toplum veya kültürde ne düzeyde başarı sergileyeceğini doğrudan etkilemektedir. "Irksal" dünya görüşü; bazı gruplara sonsuza dek sürecek "düşük statüler", diğerlerine ise ayrıcalıklara, güce ve varlığa erişme yetkisi atamak için icat edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki trajedi, bu tür bir dünya görüşünden kök alan politika ve uygulamaların, Avrupalılar, Yerli Amerikalılar ve Afrika kökenli halklar arasında eşitsizlikler inşa etmekte çok başarılı olmuş olmasıdır.
Irklara Yönelik Sonuç Bildirisi
Normal insanların belirli bir kültür içinde başarılı olma ve işlev görme kapasitelerine yönelik bilgilerimizden yola çıkarak, sözde "ırksal" gruplar arasında günümüzde var olan eşitsizliklerin, biyolojik kalıtımın sonuçları olmadığını, bunun yerine tarihsel ve çağdaş sosyal, ekonomik, eğitimsel ve politik durumların bir sonucu olduğu sonucuna varmaktayız.
"Irk" ve Zeka İlişkisine Yönelik Ek Bildiri
Amerikan Antropoloji Derneği, halk arasında, zekanın ırklar tarafından biyolojik olarak belirlendiğine yönelik tartışmalardan derin endişe duymaktadır. Bu görüş, tekrar tekrar bilim insanları tarafından çürütülmüş olmasına rağmen, bu tür fikirler sürdürülmeye devam etmektedir. Bu tür tartışmalar, halkın ve akademinin dikkatini dağıtmakta; etnik köken veya fenotipik çeşitlilikten bağımsız olarak tüm insanlara eşit fırsat garantisi sağlamaya yönelik kolektif mücadelemize yönelik desteği yok etmektedir.
Amerikan Antropoloji Derneği, zaten ırklar hakkındaki endişesini yukarıdaki bildiride dile getirmiştir. Bunlara ek olarak, dernek olarak şunları bildirmek isteriz:
- Tüm insanlar, tek bir türün (Homo sapiens türünün) üyeleridir.
- Çeşitliliği (ki buna zeka ve diğer tüm özellikler dahildir) tanımlamak adına, türleri biyolojik olarak tanımlanmış "ırklara" ayırmanın anlamsız ve bilim dışı olduğu ispatlanmıştır.
Dolayısıyla, Amerikan Antropoloji Derneği akademiyi, politik liderleri ve komüniteleri, ırksal olarak tanımlanan zeka gibi hatalı iddialarla dikkat dağıtmaksızın; fırsat eşitliği, çeşitliliğe saygı ve tüm insanların harmoni içinde yaşayabildiği bir yaşam kalitesini garanti etme konusundaki ortak çıkarlar etrafında toplanmaya çağırmaktadır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 33
- 14
- 8
- 8
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: American Anthropological Association | Arşiv Bağlantısı
- American Anthropological Association. American Anthropological Association Statement On "Race" And Intelligence. (1 Aralık 1994). Alındığı Tarih: 8 Haziran 2020. Alındığı Yer: American Anthropological Association | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 16:12:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8872
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in American Anthropological Association. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.