Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Kişiliğe Saldırı (Ad Hominem) Safsatası: İnsanlar Cevap Veremediklerinde Neden Kişiliğe Saldırıyorlar?

Ad Hominem, Sen Decilik (Tu Quoque) ve Buna Ne Diyorsunculuk (Whataboutism): Cevap Yoksa Çamur Var!

26 dakika
77,053
Kişiliğe Saldırı (Ad Hominem) Safsatası: İnsanlar Cevap Veremediklerinde Neden Kişiliğe Saldırıyorlar? Pixabay
Evrim Ağacı Akademi: Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar Yazı Dizisi

Bu yazı, Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar yazı dizisinin 9 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Tartışma Nedir? Münazara Yapmanın Önemi Nedir? Tartışmalarda Bilimsel Argümanlar Nasıl Üretilir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Podcast
Begüm Naz Şimşek
Seslendiren 29 Ağustos 2021 15:20
66
Tüm Reklamları Kapat

Ad hominem argümanları, doğrudan bir argüman yerine, argümanın kaynağı olan birey veya gruplara yönelik kişisel ve dolaylı bir saldırı yapıldığında meydana gelir. Basit bir alaycı isim takmaktan, daha karmaşık retorik tekniklerine kadar uzanan birçok türü vardır. Bu çerçevede bir ad hominem argümanı örneği, bir kimsenin dikkat çektiği bir noktayı düzgünce ele alıp cevap vermek yerine bu kimseye küfretmeyi veya içinde bulunulan siyasi/ekonomik duruma yönelik bir eleştiri getirildiğinde bu eleştirilerin hangi lobinin etkisiyle ortaya çıktığını sormayı içerir.

Ad hominem argümanlar, çeşitli alanlarda yürütülen resmi ve gayri resmi tartışmalarda yaygın şekilde kullanılmaktadır ve bu nedenle anlaşılması son derece önemlidir. Makalemizde ad hominem argümanları ve türleri hakkında daha fazla bilgi edinecek, bu argümanlara düzgün bir şekilde cevap vermek için neler yapabileceğinizi göreceksiniz.

Ad Hominem (Kişiliğe Saldırı) Nedir?

Ad hominem, üzücü bir şekilde günümüzde insanların en sık düştüğü, en affedilmez mantık hatalarından birisidir. Bu hata, özellikle ülkemizde pek çok tartışmanın anlamsızlaşmasına ve sonuç çıkmayacağının daha en başından belli olmasına sebep olmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Ad hominem safsatası, temel olarak, tartışmanın taraflarından birinin, karşısındakinin iddiasını, karşısındakinin kişisel özelliklerinden veya şahsından yola çıkarak reddetmesine ya da güvenilir bulmamasına denmektedir. Yani bu mantık hatasında kişi, düşünceleri tartışmayı bırakarak, kişiliğe ve düşüncelerin sahiplerinin özelliklerine saldırmaya başlar. Bu da konunun dışına çıkılmasına ve yersiz ve/veya anlamsız tartışmalara sebep olur. Ad hominem'in genellikle iki basamağı vardır:

  1. Argüman sahibinin karakterine, içinde bulunduğu durumlara veya yaptığı davranışlara saldırı kısmı
  2. Bu saldırıyı, karşıdakinin argümanına karşı bir kanıt içeriği taşıyormuş gibi gösterme kısmı

Bir örnek verelim:

  • Ayşe: "Ali bana düşük kalorili bir diyet yapmamı tavsiye etti. Böylece kilo kaybetmem mümkün olabilirmiş."
  • Hasan: "Ali, düşük kalorili diyetin kilo kaybettireceğini söylüyormuş. Hah! O diyet tavsiyesinden ne anlar! O koca popolu bir şişko. Hem sivilceleri de var. Saçları da yağlı, darmadağınık. Daha fenası, o Galatasaray'ı tutuyor. Bir Galatasaraylıdan ne beklersin? Kendisine baksın o bir önce..."

Fark edileceği gibi, düşük kalorili diyetlerin kilo kaybına neden olacağı bilgisinin, onu söyleyen kişinin kilosundan, sivilcelerinden, saç yapısından, tuttuğu takımdan bağımsızdır. Argümanı çürütmek istiyorsak, düşük kalorili diyetlerin neden kilo kaybına neden olmadığı konusuna odaklanmamız gerekiyor.

Ancak elbette mantık hatalarını bu tip (kimi zaman) “abartılı” gelebilecek örnekler üzerinden ifade etmek çok doğru değil. Zira örneklendirme veya teşbih sırasında da hatalar yapılabilir. Bu yüzden filozoflar mantık safsatalarını daha formel bir şekilde ifade ederler.

Tüm Reklamları Kapat

Bir mantık hatasını tanımlamanın en kolay yolu, onu "formülize" etmektir. Bu örnekte bunu nasıl yapacağımızı öğrenelim. Ad hominem mantık safsatasının genel formülü şu şekildedir:

  1. A Kişisi, X iddiasında bulunuyor.
  2. B Kişisi, A Kişisi'ne saldırıyor.
  3. Dolayısıyla A Kişisi'nin X iddiası yanlıştır.

Ad hominem'in, mantık hataları arasında yer almasının sebebi, açık bir şekilde, bir insanın karakterinin, içinde bulunduğu durumların veya hareketlerinin; kişinin ileri sürdüğü argümanla çoğu zaman ilgili olmamasıdır. İlgili olsa bile bu, karşıdaki kişinin bu kişinin fikirleri yerine karakterine, içinde bulunduğu durumlara veya hareketlerine saldırmasını meşru kılmaz. Taraflar, her zaman fikirleri tartışıyor olmalıdır, kişileri değil.

Ülkemizde, ne yazık ki bu hata, çok ciddi ve sık bir şekilde yapılmaktadır. Tartışmalarda, kişilerin bir noktadan sonra fikirler yerine karşısındakinin karakterine, geçmişine veya davranışlarına saldırdığı ve bu sebeple tartışmaların tansiyonunun gereksiz yere yükseldiği, bunun sonucunda da çoğu tartışmanın sonuçsuz kaldığı görülmektedir. Ülkemizdeki tahammülsüzlük sorunu, bu durumun temel sebeplerinden biridir. Ancak biz, bilim insanları ve bilimseverler (ve şüpheciler) olarak bu sınırları çok iyi bir şekilde belirlemeli ve bu mantık hatasına düşmemeliyiz.

Yerinde ve Yersiz Ad Hominem Argümanları

Günlük dilde "ad hominem argümanı" terimi, bir argümanın kaynağına karşı uygun temellere dayanmayan ve yersiz bir kişisel saldırıyı ifade etmek için kullanılır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Bu tür argümanlar aşağıdakilere ek olarak birçok sebeple safsata olarak kabul görmektedir:

  • Ad hominem saldırısı tartışmayla ilgisizdir.
  • Ad hominem saldırısı, tartışmada ispat yükünü haksız bir şekilde başka bir tarafa kaydırmak için veya konuyu değiştirmeyi amaçlayan bir saptırma taktiği olarak kullanılmaktadır.
  • Ad hominem saldırısı, bir argümanın kaynağına yönelik bir saldırının argümanı başarılı bir şekilde çürüteceği varsayımını içerir.

Ancak, bir argümanın kaynağına yönelik saldırılar, mantık çerçevesinde doğası gereği kusurlu ve dolayısıyla her zaman hatalı olmayabilir.[1], [2] Yani böylesi saldırılar tartışmayla ilgili olduğu, uygun şekilde gerekçelendirildiği ve hatalı bir muhakeme içermediği sürece kullanılmasında bir sakınca yoktur.[3], [4]

Örneğin bir bilim insanının yeni bir tıbbi tedavinin etkinliği hakkında bir argüman sunduğu bir durumu ele alalım. Böyle bir durumda bu bilim insanının dış görünüşüne yönelik yapılan bir ad hominem saldırısı hatalı olacaktır; ancak bilim insanının çalışmasına kimin sponsor olduğu sorusunu içeren bir ad hominem saldırısı konuya uygun ve yerindedir.

Ad hominem argümanların kullanılabileceği birçok yol ve alabileceği birçok biçim bulunmaktadır ve bu sebeple bu argümanların doğası ve sınıflandırılması üzerine birçok felsefi tartışma yapılmıştır. Bununla beraber bu tartışmalara pratik bir perspektiften bakıldığında argümanın doğası ve sınıflandırılması üzerine yapılan ayrımlar önemini yitirmektedir; zira pratik bağlamda önemli olan bilgi, kişisel saldırıların zararlı olabileceği bilgisidir. Bu zarar olgusu da argümanın kendisine, argümanın sunuluş biçimine ve kullanıldığı bağlama bağlıdır.

Ana hatlarıyla ele alındığında "ad hominem argümanları" terimi günlük dilde, tartışmayla ilgisi olmaması gibi bir nedenle hatalı olarak değerlendirilen saldırıları kast etmek için kullanılır; ancak ad hominem argümanları da büyük oranda içerdikleri safsatalardan bağımsız olarak yerinde ve mantığa uygun şekilde kullanılabilmektedir.

Not: Ad hominem argümanları kavramı bazen "argumentum ad hominem" ismiyle de anılmaktadır; bir safsata olarak ele alındığında ise ad hominem safsatası, kişiliğe saldırı safsatası veya kişisel saldırı safsatası ismi ile anılmakta olup safsata temelinde konuyla bir alakası olmayan bir unsura saldırı içermesi sebebiyle alakalılık safsatası ve bir argümanın kaynağına saldırması sebebiyle genetik safsata başta olmak üzere çeşitli kategoriler kapsamında da değerlendirilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Craig Adderley

Ad Hominem Argümanlarına Bazı Örnekler

Ad hominem argümanın temel bir örneği, ince elenmiş sık dokunmuş bir argümana verilen "Sen aptalsın, bu yüzden ne anlattığın umurumda değil." cevabıdır. Bu, ad hominem argümanlarının kişisel saldırıdan başka bir şey olmayan ve tartışılan konuyla belki de hiç ilgisi olmayan en temel türüdür.

Daha karmaşık bir ad hominem argüman örneği aşağıdaki diyalogda görülmektedir:

  • Alex: Bence hükümetin federal bütçeyi dağıtma şekli üzerine biraz daha düşünmeliyiz.
  • Bob: Eğer hükümetimizin vergi gelirlerini nasıl kullanacağını desteklemeyecek ve hükümetimize güvenmeyecekseniz ülkeyi terk edip başka bir yere gidebilirsiniz.

Bu örnekte Bob ad hominem safsatasına başvurmaktadır; zira kendi düşüncelerini ifade etmek veya Alex'in argümanını tartışmak yerine Alex'in iddiasını kişisel bir saldırıyla reddetmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Bir başka hatalı ad hominem argüman da aşağıdaki tartışmada görülmektedir:

  • Alex: Az önce bu teorinin yanlış olduğunu açıkça iddia eden yeni bir çalışma gördüm.
  • Bob: Peki, sen bu alan hakkında hiçbir şey bilmiyorsun, kim seni niye umursayıp dinlesin ki?

Bu ad hominem saldırısı, aralarında en önemlisi çalışma üzerine tartışmak yerine doğrudan bu çalışmayı dile getiren kişiye saldırmak olmak üzere bir dizi nedenden ötürü hatalıdır.

Bununla birlikte, daha düzgün şekilde ifade edilmiş bir ad hominem argümanı benzer koşullar altında kabul edilebilir nitelikte olabilir:

  • Alex: Bu teori hakkında çok şey okudum ve teorinin kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyorum.
  • Bob: Bu alanda uzmanlığınız ne boyutta? Bildiğim kadarıyla hiçbir resmi yeterliliğiniz yok, bu da beni bu teoriyi ortaya atan uzmanların görüşlerinin aksine sizin görüşlerinize güvenme konusunda temkinli olmaya itiyor.

Bir önceki örnekten farklı olarak bu ad hominem argümanı, hatalı olmaktan ziyade yerindedir; zira ad hominem argümanına başvuran kişi, karşıt argümanın kaynağına odaklanmakta ve ad hominem saldırısını konuyla açıkça bağdaştıracak şekilde ifade etmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kolektif Bilim Seti (7 Kitap)

Darwin’in Kayıp Dünyası: Hayvan Yaşamının Gizli Tarihi

Martin Brasier

Türlerin Kökeni’ni kaleme alırken Charles Darwin’in kafasını tek bir soru karıştırıyor ve evrim teorisini çıkmaza sokuyordu: “Neden Kambriyen dönemden önce yaşamış canlılara ait kalıntılar bulunamıyordu?” Literatürde “Darwin’in İkilemi” olarak bilinen bu problem yıllarca çözülemeyecekti, ta ki paleontoloji profesörü Martin Braiser evrimin “kutsal kâse”sinin peşine düşene kadar.

Darwin’in Kayıp Dünyası Braiser’ın Kambriyen patlaması öncesinde yaşamış canlı türlerine ait fosilleri arayışının öyküsünü anlatıyor. Karayip sahillerinden Sibirya steplerine uzanan bu zorlu bilimsel çaba, hayvan yaşamının evrimindeki kayıp halkaların izini sürüyor. Bilimin en büyük gizemlerinden birinin kapısını aralarken bizi günümüzün canlı çeşitliliğinden karmaşık hücrelerin ortak yaşama dayalı kökenine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.

“‘Kambriyen patlaması’ evrimsel bulmacaların en büyüğüdür ve son yıllarda büyük araştırmalara konu olmuştur. Braiser’ın merak uyandırıcı kitabı bize bu konuda tatminkâr bir yanıt veriyor. Konusunu geniş kitlelere bu kadar canlı ve kapsamlı bir şekilde sunma beceri ve iradesine sahip çok az yazar vardır.”

Anthony Hallam

“Organizmaların ve çevrenin birlikte yarattığı bu evrimsel hikâyede Darwin’in İkilemi’ne Braiser’ın bulduğu çözümü okumak büyük keyif.”

Lynn Margulis

Darwin’le Akşam Yemeği:

Evrim Yeme İçmeyi Nasıl Etkiler?

Jonathan Silvertown

“Her alışveriş listesi, her yemek tarifi, her menü ve yemek pişirmek için kullandığımız her malzeme evrimci anlayışın babası Charles Darwin’le akşam yemeğine üstü kapalı bir davettir.”

Jonathan Silvertown Darwin’le Akşam Yemeği’nde en eski hominin atalarımızla bizi büyük bir sofra etrafında bir araya getiriyor. Ekmek, et, süt ürünleri, deniz ürünleri, sebzeler, baharatlar, tatlılar gibi temel gıdalar ve değişen beslenme alışkanlıklarımız üzerinden yaşamın evrimine ışık tutuyor.

Tat ve koku alma duyularımızın nasıl evrimleştiğinden acının sofralarımıza nasıl girdiğine, karbonhidrat ve yağ düşkünlüğümüzden yemeklerimizi neden ve ne zaman paylaşmaya başladığımıza dek okuma iştahını kabartan sorularla şekillenen bu çalışma, gıda sorununun hayatımızı temelden etkilediği günümüzde, neyi nasıl yediğimizi farklı düşünmeye davet eden bir kılavuz.

“Yemek hakkında gereğinden fazla kitap olsa da, benim gibi biri olduğunuzu ve bu tür davetlerin size de hiçbir zaman fazla gelmeyeceğini umarak, şu an elinizde tuttuğunuz şeyin bir kitaptan ziyade bir akşam yemeği daveti olduğunu farz edelim istiyorum. Ancak baştan belirtmeliyim ki bu farklı bir akşam yemeği olacak​;​ zihinlerimizi beslemeye yönelik bir akşam yemeği.”

“Jonathan Silvertown yemeğin ne kadar eski olduğunu; tarihte ilk kimin neyi yediğini ve insanların neden yiyeceklerin peşine düştüğünü iyi biliyor.”

— Leslie Nemo, Scientific American

Kökenler: Yaratılışın Bilimsel Öyküsü

Jim Baggott

Evren nasıl oluştu? İlk madde ne zaman meydana geldi? Galaksiler, yıldızlar, güneş sistemleri hangi süreçlerle ortaya çıktı? Canlılığın kökeni nedir? İnsan olmak ne anlama gelir?

İnsanlık tarihi boyunca yaratılışla ilgili çok farklı hikâyeler anlatılagelmiştir. Jim Baggott Kökenler’de yaklaşık 14 milyarlık bu öyküyü günümüzün bilimsel anlayışı ve birikimi çerçevesinde ele alıyor. Uzamın, zamanın, kütlenin, enerjinin, ışığın, galaksilerin, Güneş’in, Dünya’nın, yaşamın ve en nihayetinde Homo sapiens’in oluşumuna uzanan büyüleyici bir yolculuğa çıkıyor. Kozmoloji, jeoloji, evrim, antropoloji ve nörobilimdeki çağdaş düşünceleri bir araya getirerek varlığımızın kökenlerine dair bildiklerimizi haritalandırıyor ve henüz bilemediğimiz karanlık noktalara işaret ediyor. Bir bakıma yıldız tozlarından yaratılan insanın yıldızları yaratan müthiş tekillikten bugüne olup bitenleri anlamak için gösterdiği destansı çabayı özetliyor.

“Kökenler gerçekten ‘bizim’ hakkımızda bir kitap. Üzerinde yaşadığımız dünyanın nasıl oluştuğunu, yaşamın nasıl başlayıp evrilerek bizi meydana getirdiğini, bizim hikâyemizi anlatıyor. Kökenler’de sorgulanmamış olguları çoğunluğun açıklamalarından, kuşku uyandıran yorumlardan, safi spekülasyonlardan ayırmaya çalıştım. Bu kitap, bildiğimizi ve açıklayabildiğimizi düşündüğümüz şeylere dair net, dengeli ve (umarım) önyargısız bir bakış açısı isteyen okurları hedefliyor. Yaratılışın bilimsel hikâyesinin ‘kabul edilmiş’ ya da ‘resmi’ bir versiyonu bulunmuyor; fakat olsaydı, muhtemelen elinizdeki kitaba benzeyen bir şey olurdu.”

Novasen – Yaklaşan Hiperzekâ Çağı

James Lovelock

Bryan Appleyard ile birlikte

Gaia teorisiyle yaşamlarımızı ve gezegenimizi anlama biçimimizi sonsuza dek değiştiren, çağımızın önemli çevreci düşünürlerinden Lovelock, Dünya’da yaşamın geleceği hakkında muazzam bir yeni teori atıyor ortaya. Lovelock, üç yüz yılın sonunda Antropesen’in bittiğini ve Novasen adını verdiği yeni bir çağın başlamak üzere olduğunu iddia ediyor. Bu yeni çağda, şu anki yapay zekâ sistemlerinden yeni bir elektronik yaşam biçimi ortaya çıkacak: bizden on bin kat daha hızlı düşünen, kendi kendisini iyileştirme ve kopyalama becerisine sahip siborglar. Lovelock’a göre bu hiperzeki varlıklar, kıyamet senaryolarının aksine, gezegenimize en az bizim kadar bağlı olacak ve Dünya’yı soğutma, Gaia’daki organik yaşamı koruma projesinde bizimle birlikte çalışacak. Bu yeni çağla evrende düşünen tek varlık, kozmosu anlayan tek varlık olma statümüzü kaybedeceğiz. Belki de Novasen, zekânın tüm evreni kaplayacak bir şey haline gelişinin başlangıcı olacak, yani kozmosun enformasyona dönüşmesinin.

“Antroposen’in başlamasından kısa süre sonra hızlanmanın gücüyle kendisinden geçen yarışçı çocuklara döndük. Üç yüz yıldır hız pedalına basıyoruz, şimdi de insan yapımı elektronik, mekanik ve biyolojik şeylerin Dünya sistemini kendi başlarına yönetebileceği çağa yaklaşıyoruz.”

KİTAP ÜZERİNE

“Hiperzekâyı anlamak istiyorsanız, Novasen iyi bir başlangıç.”

Tim Radford, Nature

“Novasen, kabilemizin bir büyüğünün, okumak için gereken kısa süreye fazlasıyla değen birikmiş bilgeliğinin bir ürünü.”

Stephen Cave, Financial Times

“Bilim alanında zamanımızın en büyük düşünürü.”

Sunday Times

“Dünya’ya bakışımızı değiştiren biliminsanı.”

Independent

Sayılar ve Türümüze Katkıları

Sayı Sayma ve Kültürlerin Gelişimi

Caleb Everett

İnsan kültürleri şaşırtıcı derecede kısa bir süre öncesine kadar sayı mefhumuna sahip değildi. Sayıların icadıyla gelen sözel ve sembolik temsiller, insan yaşantısında köklü bir dönüşüme yol açtı. Çocukluğunu Amazonlardaki yerli kabileler arasında geçiren dilbilimci antropolog Caleb Everett ödüllü çalışması Sayılar ve Türümüze Katkıları’nda bu dönüşümün kapsamını ortaya koyuyor, farklı kültürlerin sayılarla ilişkisini ve sayıların insan zihnini, davranış ve kültürleri nasıl şekillendirdiğini incelikle ele alıyor.

Bilişsel bilimler, dilbilim, antropoloji, nörobiyoloji ve fizyoloji gibi farklı alanlardan pek çok araştırmayla zenginleşen bu anlatıda arkaik sayı sistemleri, yerli kabilelerin farklı sayma uygulamaları, insanlarla diğer hayvanların sayısal becerileri ve bu becerilerin nörobiyolojik kökenleri de ufuk açıcı örneklerle açıklanıyor.

Sayılar, İspanyolca, İtalyanca ve Çinceye çevrilmiş. 2018’de dilbilim dalında Amerikan Yayıncılar Birliği Prose Ödülü’ne layık görülmüş. 2017’de ABD Smithsonian Enstitüsü tarafından yeryüzünün işleyişini daha iyi anlamamıza yardımcı olan on bilim kitabı arasında gösterilmiştir.

“Everett’in çok farklı alanlardan çarpıcı çalışmalarla desteklediği güçlü bir savı var: Sayılar ne doğaldır ne de insan doğasına içkindir; insan zihninin yarattığı bilişsel bir icattır ve nicelikleri anlayıp ayırt etme şeklimizi ebediyen değiştirmiştir. Sayıların tarım ve tarıma dayalı kalabalık toplumların gelişiminde hayati rol oynadığına ilişkin savı da bir o kadar ikna edici.”

Amir Alexander, Wall Street Journal

“Everett binlerce yıllık insan evrimini irdeleme serüveninde Amazon ormanlarından Avustralya çöllerine yolculuk ederken insan kültürlerinin çeşitliliğini daha derinden anlama çabasını asla elden bırakmıyor, soluk kesici bir anlatıyla türümüzün en önemli bilişsel ve dilsel başarısını ele alıyor: sayı saymak ve niceliksel kavramları kullanarak muazzam çeşitlilikteki kültürel faaliyetleri zenginleştirip geliştirmek.”

Bernd Heine, University of Cologne

“Bu disiplinlerarası incelemede antropolog Caleb Everett sayı sistemlerinin evrimiyle ortaya çıkan sayısız olanak ve yeniliğe ışık tutuyor.”

Rachel E. Gross, Smithsonian

“Harika… Cesur ve derinlikli… Everett ele aldığı araştırmaların çeşitliliğiyle evrensel ve ikna edici bir anlatı sunuyor. Bilişsel deneylerin inceliklerini anlatırken de kabilelerin ritüellerini ve dilbilgisine ilişkin teknik detayları anlatırken de konuya aynı şekilde hâkim. Çocukluk yıllarını misyoner eğitimci ebeveynleriyle Amazon ormanlarında geçirmesinin avantajıyla keskin kavrayışlar sunuyor (babası ünlü dilbilimci David Everett). Sayılar ufuk açan, yer yer de okuyucuyu şaşkına çeviren bir çalışma. Dilin kültürel bir icat olarak türümüzü şekillendirmekteki hayati işlevini ikna edici bir şekilde ortaya koyuyor.”

Vyvyan Evans, New Scientist

Sıradışı Beyinlerden Öğrenebileceklerimiz // Eric R. Kandel

Beynin fiziksel yapısı dünyayla ilişkilenmemizi nasıl etkiliyor? Beynimiz milyarlarca sinir hücresinin gönderdiği sinyallerle bilincimizi, duygularımızı, dili ve sanatı nasıl kodluyor? Olağanüstü karmaşıklıktaki bu ağ, biz olgunlaştıkça gelişen fakat yaşamımız boyunca sürekliliğini şaşırtıcı ölçüde koruyan benlik duygumuzu nasıl oluşturuyor?

Beyin biliminin öncülerinden Nobel ödüllü Eric R. Kandel bilinci ve benlik farkındalığını oluşturan karmaşık sinir ağlarında ortaya çıkan aksaklıkların otizm, depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni, Alzheimer, Parkinson ve travma sonrası stres bozukluğuna nasıl dönüşebildiğini açıklıyor. Beyin biliminin bilişsel psikolojiyle, beynin de zihinle ilişkisini göstererek hem ortak insanlık deneyiminin sosyallik, benlik, hafıza, karar alma, yaratıcılık gibi pek çok yönünü var eden hem de kaygı, stres, bağımlılık gibi pek çok sorunun altında yatan mekanizmalara ve insan zihninin işleyişine ışık tutuyor.

Kandel, alanın meraklılarına psikiyatrik araştırma, tanı ve tedavi yaklaşımlarının tartışılacak pek çok yönüne de tanıklık etme fırsatı vererek beyin bilimini inşa eden keşif ve araştırmaların tarih boyunca kat ettikleri yolları, aksayan zihinsel süreçlerin biyolojik kökenlerini ve güncel tedavi yaklaşımlarını sistemli ve anlaşılır bir dille aktarıyor.

Tuhafı Aşma Zamanı

Kuantum Fiziğine Farklı Bir Bakış

Philip Ball

“Kuantum mekaniği ‘tuhaf’ görünebilir ama mantıksız değildir. Sadece yeni ve aşina olmadığımız bir mantık devrededir. Kavrayabilirseniz, yani kuantum mekaniğinin işte bu şekilde işlediğini kabul edebilirseniz, o zaman kuantum dünyası tuhaf görünmekten çıkıp farklı gelenek ve görenekleriyle, kendi güzel iç tutarlılığıyla bambaşka bir yer olur çıkar.”

Tuhafı Aşma Zamanı analojiler, metaforlar, imgelerle dolu kuantum anlatılarından farklı olarak, burada ve şimdi hakkındaki peşin hükümlerimizi sarsan, uzay ve zamanla dalaşan, dile dökemediğimiz, mantığımızı hiçe sayan kuantum dünyasının neden “tuhaf” olduğunu değil, neden bizim dünyamızın ona benzemediğini anlatıyor.

Kuantum kuramının nasıl işlediğini, hakkındaki klişeleri, yanlış yorumları, deneyimlediğimiz dünyanın sezgi karşıtı ilkelerini nasıl yarattığını, bizim gerçeklik, bilgi ve dille kurduğumuz ilişkilerin sınırlarını neden, nasıl zorladığını tartışarak bu kuramla birlikte bugüne kadar bildiğimiz bazı şeylerin artık neden geçerli olmadığını gösteriyor.

“Ball’un son derece kolay anlaşılır metni, günümüzde kuantum mekaniğinin temellerinin teoride nasıl ele alındığını tüm detaylarıyla gösteriyor. Tuhafı Aşma Zamanı’nın bu alanda okuduğum en iyi kitap olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”

Margaret Wertheim, Washington Post

“Kuantum fiziği hakkında yazılmış son yılların en özgün ve ilgi çekici kitabı.”

Brian Clegg, Physics World

Devamını Göster
₺1,400.00
Kolektif Bilim Seti (7 Kitap)

Not: Ad hominem argümanlarla birlikte sıklıkla kullanılan bir retorik tekniği de, bir kişinin rakibinin argümanını düzgünce ele almaksızın veya bu argümanın neden saçma bir argüman olduğunu kanıtlar nitelikte yeterli delil sunmaksızın göz ardı etmesine sebep olan taşa başvurma safsatasıdır.

Hile ve Tahrik Safsataları

Ad hominem, bir kategorizasyona göre tahrik (İng: "Red Herring" Logical Fallacies) sınıfına da girmektedir. Kimi zaman karşıdaki kişinin davranışları, tartışmanın taraflarının tahrik olmasına ve bunun sonucunda provokasyon temelli öfkenin doğmasına sebep olabilir. Bu noktada, varsa tartışmanın moderatörüne, yoksa da tartışma öncesi kurallar konulmasına ve bu kurallara riayet edilmesine büyük önem düşmektedir.

Şimdi, bir örnek daha verelim:

  • Kemal: "Bence kürtaj ahlaki olarak yanlıştır."
  • Necla: "Tabii ki böyle söylersin, sen bir dindarsın!"
  • Kemal: "Peki ya bu iddiamı savunmak için ileri sürdüğüm argümanlara ne demeli?"
  • Necla: "Onlar sayılmaz. Dediğim gibi, sen dindar birisin ve bu yüzden kürtajın yanlış olduğunu söylemen gerekiyor. Ayrıca sen cemaate hoş gözükmek istiyorsun, dolayısıyla söylediğin şeye inanmıyorum."

Burada Necla, Kemal'in önceden iddiasını savunmak için ileri sürdüğü tüm argümanları Kemal’in şahsi bir özelliğinden dolayı reddederek, mantık hatasına düşmektedir. Görülebileceği gibi, bu tip safsatalar o kadar yaygındır ki, ilk okuduğunuzda argümanda hiç de hata yokmuş gibi gelebilir! Zaten tehlike de buradadır. Safsatalara öyle alışığızdır ki, tartışmalarımız safsatalardan öteye gidememektir.

Halbuki Kemal'in ileri sürdüğü iddialar, son derece mantıklı ve bilimsel olabilir. Burada onlara yer vermedik elbette; upuzun bir tartışma olurdu bu. Ama bir kişinin savunusu, kişinin dindar olmasından bağımsız olarak bilimsel ve geçerli olabilir. Hatta kişi, genel olarak bir mesleğin ya da grubun yaygın savunusunu tekrar ediyor olsa bile!

İtiraz ettiğinizi duyar gibiyiz:

İyi ama bu tip ahlaki sorunları içeren konularda, kimi zaman kişiler gerçekten de inançlarından ötürü düzgün argümanlar üretemeyecek kadar bağnaz olabiliyorlar!

Evet, haklısınız. Ancak konu, siteminizin geçerli olup olmamasıyla ilgili değil! Argümanınızın zayıf olmasıyla ilgili. Karşıdakinin kişiliğine veya mesleğine saldırarak münazara anlamında bir yere varmanız mümkün değildir (eğer ki konu, profesyonel donanım gerektiren bir konu değilse tabii – ki o durumda bile argümanlara odaklanmak daha sağlıklı olacaktır). Dolayısıyla kişiye saldırmak yerine, sakin olun ve argümanlara saldırmaya devam edin. Eğer haklıysanız ve sakin kalırsanız, karşı tarafın iddialarını hiçbir mantık safsatasına düşmeden çürütebilmelisiniz. Korkunuz olmamalı!

Ad Hominem Argümanlarının Türleri

Her biri karşıt argümanın kaynağına saldırmanın farklı bir yolunu temsil eden çok sayıda ad hominem argüman türü bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemlileri kuyuyu zehirleme, uzmanlığa başvurma, amaca başvurma, "sen de", ton polisliği, hain eleştirmen, ilişkilendirme ve istismar safsatalarıdır.

Aşağıdaki alt bölümlerde, bu tür ad hominem argümanların her biri hakkında daha fazla bilgi edinecek ve kullanım örneklerini göreceksiniz.

Uzmanlığa Başvurma Safsatası

Uzmanlığa başvurma safsatası, bir argümanın, o argümanı ortaya atan kişinin ilgili alanda yeterli uzmanlığa sahip olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi durumunda yaşanan bir mantık safsatasıdır:

Tüm Reklamları Kapat

  • Alex: Araştırmalar ezici bir çoğunlukla eğitime yapılan federal harcamaları artırmamız gerektiğini gösteriyor.
  • Bob: Sen bir ekonomi profesörü değilsin, bu yüzden seni dinlemem için bir neden yok.

Kuyuyu Zehirleme (Önyargı Oluşturma) ve Suyu Bulandırma Safsatası

Ad hominem safsatasının meşhur bir alt başlığı, Suyu Bulandırma Safsatası’dır (İng: Poisoning the Well). Bu alt başlığı ayıran en temel fark, tartışma sırasında saldırının karşıdakinin kişiliğine doğrudan yöneltilmemesi; ancak ortamda bulunmayan birinin kişiliğine saldırarak ileri sürülen iddiaların geçerliliğinin ispatlanmaya çalışılması sırasında ortaya çıkmasıdır. Temel formu şu şekildedir:

  1. A Kişisi hakkında hoş olmayan bir bilgi ileri sürülür.
  2. Dolayısıyla A Kişisi'nin yapacağı herhangi bir iddia geçersizdir.

Bu mantık hatasına düşen kişiler, tartışma sırasında adı geçen kişileri kötüleyerek, yani "suları bulandırarak", o kişilerden gelecek herhangi bir iddianın geçersizliğini önceden garantilemeyi hedefler; tartışmadaki kişiler üzerinde ön yargı yaratmak hedeflenir. Elbette ki insanların olumsuz pek çok özelliği olabilir; ancak bu özellikler o kişilerin iddialarının geçerliliğini etkilemek zorunda değildir. Örnekler verelim:

  • Yiğit: “Elbette sizin şahsi görüşlerinize değer veriyoruz; ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi, 'Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir.'”
  • Şahin: “Yani Atatürk'ün ülke için yaptıkları ortada; ama eminim biliyorsunuz ki kendisi bir alkolikti. O yüzden o lafına ne kadar değer verebiliriz bilemiyorum.”

Bu tartışmada Şahin'in cümlesinde ad hominem’in özel bir durumu olan Suları Bulandırma mantık hatası bulunmaktadır. Çünkü Şahin’in yaptığı bir kişinin sözlerinin (veya argümanının), o kişinin konuyla tamamen ilgisiz olumsuz bir özelliğinden dolayı geçersiz olduğunu iddia etmektir. Bir diğer örnek verelim:

Evet arkadaşlar, okul yönetim sisteminin değişmesiyle ilgili düzenlediğimiz toplantıda bana verilen sözleri bitirip, sözü karşıt görüşü savunacak olan arkadaşıma devrederken sizlere hatırlatmak isterim ki, ne yazık ki beni desteklemeyenlerin terfisi pek kolay olmayacaktır.

Görüldüğü gibi burada da iki mantık hatası vardır: İlki, ilerleyen bir yazıda anlatacağımız Korkuya Başvurma safsatasıdır. Ama daha önemlisi, bir kişinin beceri ve yetkinliğinden kaynaklanması gereken “terfi” ile, demokratik bir seçimdeki kararlar birbiriyle ilişkilendirilerek sular bulandırılmaktadır. Son bir örneği de evrim tartışmalarından verelim:

Tüm Reklamları Kapat

Biliyorsunuz ki Darwin, Türlerin Kökeni'ni yayınlayarak Evrim Kuramı'nı bilim dünyasına ilan etmiştir ve o gün bugündür bilim, ciddi şekilde Evrim Kuramı'nı kullanmakta ve geliştirmektedir. Ancak bu adama saygı duymadan önce, şunu da unutmamak gerekir ki, Darwin bir ateist ve bir Türk düşmanıdır. Bu sebeple Darwin'in ortaya atacağı bir kuramı desteklemek, bu görüşlerini desteklemek olacaktır.

Bu tip bir argümanda mantık hatalarından önce bilgi hataları vardır: Darwin ne ateistti, ne de Türk düşmanıydı. Bunlar, kitabının veya teorisini konusu da değildi. Darwin'in bilimsel iddiaları, kişisel görüşleri ne olursa olsun bunlardan bağımsızdır. Darwin kötü gösterilerek ön yargı yaratılmaya çalışılmaktadır. Darwin, en çılgın ve kabul edilemez görüşlere sahip olsaydı bile, evrim bir doğa yasası, Evrim Teorisi ise geçerli bir bilimsel teori olacaktı. Kişilerin alakasız görüşlerinden yola çıkarak bu gerçekleri görmezden gelmek mümkün değildir.

Amaca Başvurma (Niteliksel Kişi Karalama)

Niteliksel kişi karalama türündeki ad hominem saldırılarının ana türü olan amaca başvurma (İng: "appeal to motive"), belirli bir duruşu bu duruşu destekleyen insanların amaçlarının sorgulanması yoluyla tamamıyla reddetmek ile meydana gelen bir mantık safsatasıdır:

  • Alex: Bence eğitim için yapılan federal harcamaları artırmalıyız.
  • Bob: Di mi? Oy verdiğin başkan da böyle söylüyordu. Git başka yerde reklamını yap.

"Sen de" Safsatası (Tu Quoque) ve İkiyüzlülüğe Başvurma Safsatası: Sen De Şöyle Yapmıştın!

Ad hominem ile, doğrudan kişinin kendine sözlü saldırı haricinde yaygın olarak 2 formda karşılaşmaktayız: Durumsal argüman ve tu quoque (Okunuş: "tu kuok").

Durumsal argüman, bir kişinin içinde bulunduğu durumun, onun argümanlarını geçersiz kıldığını ileri süren safsatadır. Buna en sık mahkeme salonlarında rastlarız. Bir avukat, zanlının argümanını görmezden gelmek için “Tabii ki öyle diyeceksin! Sonuçta yakalanan sensin.” şeklinde bir cümle kurabilir. Halbuki bir kişinin yakalanmış olması, bir iddiasının otomatik olarak yanlış veya yalan olmasını garanti etmemektedir. Argüman veya iddia her neyse, ona odaklanılmalıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Bunun yanısıra, Argumentatum ad hominem tu quoque, ya da kısaca tu quoque olarak bilinen versiyonu ise dilimize "Sen De Safsatası" veya "Sen decilik" olarak çevrilebilir. Kimi zaman ikiyüzlülüğe başvurma safsatası (İng: "appeal to hypocrisy") olarak da bilinir. Bu, belki de ad hominem’in en yaygın versiyonudur. Kişinin bir davranışının veya niteliğinin, argümanıyla çatışmasından ötürü, argümanın geçersiz olduğunu iddia etme safsatasıdır.

İki versiyonu bulunmaktadır:

  1. İlki, kişinin bir söylediğinin bir diğeriyle çelişiyor olmasından ötürü bir argümanın geçersiz olduğunu ileri sürmektir. Halbuki çelişkili beyanatlardan en azından biri doğru olabilir; sırf çelişki olmasından ötürü her ikisi de yanlış olmak zorunda değildir.
  2. İkinci versiyonunda ise kişinin söylediklerinin davranışlarıyla uyuşmamasından ötürü argümanlarının geçersiz olduğunu iddia etme hatası görülür.

Tu quoque’un genel formülü şu şekildedir:

  1. A Kişisi, X iddiasında bulunur.
  2. B Kişisi, X iddiasının, A Kişisi'nin önceki iddiaları ile tutarsız olduğu konusunda ısrar eder.
  3. Dolayısıyla X iddiası yanlıştır.

Bir örnek verelim:

Tüm Reklamları Kapat

  • Mert: "Can'ın bu yeni yasa taslağının ekonomiyi düzelteceğiyle ilgili söylediklerine inanmanı aklım almıyor. Daha onun kendisinin düzenli bir geliri bile yok!"

İlk etapta mantıklı gelebilecek olan bu ilişkilendirme, bir mantık safsatasından ibarettir. Zira işsiz birinin, ekonomiyle ilgili bir argümanı, sırf kendisi işsiz olduğu için görmezden gelinemez. Odaklanılması gereken, argümanın kendisidir (örneğin yasa taslağının ekonomik boyutlarıdır). Birçoklarına tanıdık gelecek bir diğer örnek verelim:

  • Zühal: "Sigara sağlığa son derece zararlıdır ve pek çok probleme sebep olur. Dolayısıyla beni dinle ve sakın başlama."
  • Mete: "Pekala, zaten kansere kesinlikle yakalanmak istemiyorum."
  • Zühal: "Sigara içmeye gidiyorum. Bana katılmak ister misin, Mete?"
  • Mete: "Hmm, sigara içmek o kadar da kötü bir şey olamaz, sonuçta tüm dediklerine rağmen sen de içiyorsun."

Görüldüğü gibi burada tutarsız bir iddia vardır. Ancak sigaranın sağlığa son derece zararlı olduğu bilimsel bir gerçektir. Yani Zühal'in sigara içiyor olması, sigaranın zararlı olduğuna yönelik argümanı geçersiz kılmamaktadır. Bir başka örnek:

  • Mert: "Sunduğum argümanlara dayanarak söyleyebilirim ki, hayvanların yiyecek ya da kıyafet üretiminde kullanılması ahlaken yanlıştır."
  • Süleyman: "Ama şu anda deri bir ceket giyiyorsun ve elinde biftekli sandviç var! Hayvanların yiyecek ve giyecek üretiminde kullanılmasının ahlaken yanlış olduğunu nasıl iddia edebilirsin?"

Burada da görüldüğü gibi, Mert'in biftekli sandviç yiyip deri ceket giyiyor olması, argümanının hatalı olduğunu değil, kendisinin ikiyüzlü olduğunu gösterir. Argüman, Mert’in yaptığından bağımsız olarak doğru veya yanlış olabilir. Bir diğer örnek, siyasetten verilebilir:

  • Candan: "Nihal'in otopark cezalarıyla ilgili sistemin değiştirilmesiyle ilgili önerisini duydun mu? Çok işe yarar bir plan olacağa benziyor.”
  • Kamil: "Evet duydum ama Nihal’den böyle bir öneri gelmesi çok saçma. Kendisinin de 2003 yılında yediği bir otopark cezası var."

Elbette, örnekler çoğaltılabilir:

Tüm Reklamları Kapat

  • "Defne Joy Foster alkol kullanımından dolayı öldü, dolayısıyla sanatının bir değeri yoktur."
  • "Orhan Pamuk, Ermeni Soykırımı'nı savunmaktadır, dolayısıyla kitaplarını okumanın bir anlamı yoktur."
  • “Clinton’ın şimdi eşcinsel haklarını savunması gülünç, 1980’lerde eşcinsellere karşıydı.”
  • "Mustafa basketboldan ne anlar ki, o şişkonun teki!"

Tabii ki bir kişinin tutarlılığa verdiği öneme bağlı olarak, ad hominem’den, özellikle de tu quoque’dan kaçınması çok zor olabilir. Çünkü evet. Tutarsızlıklar ve ikiyüzlülük, tartıştığınız tarafa olan güveninizi sarsan özelliklerdir. Ancak yine de, eğer ki amaç gerçeğe ulaşmak ve sonuçlara varabilmek ise, olabildiğince argümanlara odaklanmak en sağlıklı tutum olacaktır. Çünkü bir kişinin tutarsız iddialarda bulunması, o iddianın geçersiz olduğu anlamına gelmez. Kendinizi size karşı argüman üreten kişinin “birey” özelliklerinden yalıtmayı ne kadar başarabilirseniz, yalnızca ve yalnızca argümanlara odaklanmanız o kadar kolay olacaktır. Böylece en yaygın mantık safsatalarından biri olan ad hominem’den korunmanız da mümkün olabilir.

Buna Ne Diyeceksincilik (Whataboutism)

Sen De Safsatası'nın ya da kısaca Sen Deciliğin ikinci versiyonu modern dünyada karşımıza sıklıkla "Peki buna ne diyeceksin?", "Ama siz de şöyle yapmıştınız..." şeklinde çıkmaktadır. Özellikle politik tartışmalarda, taraflardan birisi diğerini eleştirdiğinde, karşı taraf eleştiriye cevap vermek yerine, eleştiren kişinin daha önceden yaptığı bir olumsuzluğu gündeme getirmeye çalıştığı sık görülür. Bazı örnekleri şu şekilde verilebilir:

  • Peki ya sizin yaptığınıza ne demeli, kendi ideolojiniz nedeniyle çeteleri savundunuz!
  • İyi ama siz kaybettiğinizde seçimleri tekrarlamak istemiştiniz, şimdi de bizim istediğimizi yapacaksınız.
  • Siz asıl Orta Doğu'da yaptıklarınıza bir bakın, sonra bizim yaptıklarımızdan söz edersiniz.
  • Peki buna ne diyeceksin? Sen de o sefer bana küsmüştün.

İlişkilendirme Safsatası

İlişkilendirme safsatası (İng: "association fallacy"), bir kişinin eldeki tartışmayla ilgisi olmayan bir şeyle sözde bağlantısına dayanarak saldırıya uğraması durumunda yaşanan bir mantık safsatasıdır:

  • Alex: Bence eğitim için yapılan federal harcamaları artırmalıyız.
  • Bob: Naziler de böyle düşünüyordu, sen Nazi misin?

Hain Eleştirmen Safsatası (Argumentum Ergo Decedo)

Hain eleştirmen safsatası (İng: "traitorous critic fallacy"), bir şeyi eleştiren bir kişiye, eleştirdiği şeyi onaylamıyorsa bu şeyden uzak durması gerektiğini söylemeyi içeren bir mantık safsatasıdır:

Tüm Reklamları Kapat

  • Alex: Bence ülke olarak eğitime yeterince harcama yapmıyoruz.
  • Bob: Eğer burayı beğenmiyorsan defolup gitmeli ve istediğin eğitimi alabileceğin bir yer bulmalısın.

Ton Polisliği

Ton polisliği (İng: "tone policing"), bir argümandan ziyade argümanın nasıl ifade edildiğine odaklanılması durumunda yaşanır:

  • Alex: Bence eğitim için yapılan federal harcamaları artırmalıyız. Ülkenin yoksul bölgelerinin çoğunun durumu kabul edilemeyecek kadar kötü ve çocuklar bu yüzden acı çekiyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
  • Bob: Tamam, tamam, böyle şeyler için bu kadar heyecanlanmaya gerek yok.
  • Alex: Tamam, ancak siz ne düşünüyorsunuz?
  • Bob: Bence bu konuda bu kadar duygusal olmamalısın.

İstismarcı Ad Hominem

İstismarcı (İng: "abusive") ad hominem, bir argümanın bir kişinin savunduğu noktayı ele almak yerine doğrudan ve istismarcı bir şekilde argümanı sunan kişiye saldırması durumunda yaşanan mantık safsatasıdır:

  • Alex: Bence eğitim için yapılan federal harcamaları artırmalıyız.
  • Bob: Bence sen aptalsın ve senin fikirlerin kimsenin umurunda değil.

Diğer Türde Ad Hominem Argümanları

Bir üst başlıkta ad hominemin en yaygın türleri yer almaktadır; ancak ad hominem argümanları başkaca şekillerde de yapılandırılabilmektedir. Bu bağlamda bir argümanın bir ad hominem argümanı olup olmadığını belirleyen ana kriter, argümanın hedefinin ne olduğudur. Bir argüman, karşıt bir argüman yerine doğrudan karşıt argümanın kaynağını hedef alıyorsa, yapısı ne olursa olsun, bir ad hominem argümanıdır.

Bu argümanların bazı türleri neredeyse her zaman sorunludur; bazıları ise kullanım şekillerine bağlı olarak yerinde olabilir. Örneğin istismar niteliği taşıyan ad hominem argümanlarının kullanımı neredeyse her zaman sorunludur; ancak amaca başvurma argümanları tartışılan konu ile alakalıysa ve düzgün bir şekilde sunulursa kullanımı yerinde olarak kabul edilebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Bir ad hominem argümanın hangi kategoriye ait olduğunu belirlemenin bazen zor olabileceğini ve belirli ad hominem argümanlarının birden fazla kategori kapsamında ele alınabileceğini göz önünde bulundurmalısınız.

Bununla beraber pratik açıdan bakıldığında bir ad hominem argümanının hangi kategoriye dahil olduğu birçok durumda önem arz etmemektedir; zira bir kimse bir tartışma sırasında bir ad hominem argümanıyla yersiz bir şekilde size saldırırsa bu argümanın türünün kuyuyu zehirleme mi olduğu, yoksa istismar safsatası mı olduğu bir şeyi değiştirmez. Önemli olan size saldırmakta kullanılan argümanın bir ad hominem argümanı olduğunu fark etmeniz, kullanımının haklı veya haksız olduğu sorusunun cevabını bulmanız; ardından argümanın yapısını ve içinde bulunduğunuz koşulları da dikkate alarak cevap vermenin en iyi yolunu belirlemenizdir.

Pixabay

Ad Hominem Argümanlarına Nasıl Cevap Verilir?

Bir ad hominem argümanına nasıl cevap vereceğiniz öncelikle bu argümanın kullanımına bağlıdır; eğer argüman yerinde kullanıldıysa farklı, kullanımı sorunluysa farklı şekilde cevap verirsiniz:

Eğer ad hominem argümanı yerinde kullanıldıysa bu argümanı diğer argümanlar gibi ele almalı ve düzgün bir şekilde cevap vermelisiniz. Örneğin bir ad hominem argüman, savunduğunuz pozisyonu savunma sebebinize yönelik makul bir endişe uyandırıyorsa, bu argümana vereceğiniz uygun cevap bu endişeyi gidermek olmalıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Bununla beraber hatalı ad hominem argümanlarına cevap vermenin çeşitli yöntemleri vardır. Bu yöntemler arasında dikkat çekici olanlar şöyledir:

  • Saldırının konu ile alakasızlığına dikkat çekin. Bunu, size yöneltilen kişisel saldırının mevcut tartışmayla hiçbir ilgisi olmadığını göstererek ve rakibinizi hatalı akıl yürütmesi konusunda uyararak yapabilirsiniz. Bunu yaparken savunmacı bir hal almamalısınız. Eğer gerekirse bir karşı atağa çıkarak rakibinizden yaptığı saldırının konu ile alakasını gerekçelendirmesini isteyebilirsiniz.
  • Saldırıyı doğrudan cevaplandırın. Bazı durumlarda bir ad hominem saldırısı, tartışmanın sonucunu etkileyecek nitelikte olabilir ve bu sebeple bu saldırıları ele almak ve cevaplandırmak en faydalı yol haline gelmektedir.[5] Böylesi cevapları herhangi mantıklı bir argümana cevap verir gibi vermelisiniz.
  • Saldırıyı görmezden gelin. Rakibinizin yaptığı kişisel saldırıyı dikkate almayı reddederek tartışmayı sürdürmeyi seçebilirsiniz. Bu bazı durumlarda işe yarayabilir ve kişisel saldırıları görmezden gelmek, rakibinizin seviyesine inmeyi reddettiğinizi göstererek savunduğunuz pozisyonu daha inandırıcı kılabilir. Ancak bazı durumlarda, saldırının kendisi tamamen sorunlu ve tartışmayla ilgisiz olsa bile, saldırıyı yanıtsız bırakmanın size bir şekilde zarar vereceğini düşünebilirsiniz. Bu tür durumlarda saldırıya yanıt vermeyi tercih etmeniz daha mantıklı olacaktır.
  • Saldırıyı dikkate alıp yolunuza devam edin. Bu yöntem, içerik olarak ad hominem saldırıyı görmezden gelme yöntemine benzerdir; ancak bu yöntemde saldırıyı dikkate aldığınızı açıkça belirtirsiniz. Böylesi bir dikkate alma saldırı kapsamında ifade edilen şeylere katıldığınız anlamına gelmez; yalnızca size saldırıldığının farkında olduğunuz ve bu saldırılara cevap vermeye tenezzül etmediğiniz anlamına gelir, ki bu da saldırıyı tamamen görmezden gelmekten daha iyi olabilir. Bu yöntemi uygulamak için "Benim X olduğumu düşündüğünüzü anlıyorum, ancak bunun tartışılan konu ile bir alakası yok ve bu sebeple endişelerinizi cevaplandırmayı reddediyorum." türünde bir ifadede bulunabilirsiniz.

Farklı yöntemler, farklı koşullarda farklı sonuçlar doğurabilir; bu çerçevede kullanacağınız yöntemi ad hominem saldırısının doğası, öne sürüldüğü bağlam ve tartışmaya yönelik amacınız gibi faktörleri de göz önünde bulundurarak belirleyebilirsiniz.

Bazı durumlarda ise bir ad hominem argümanına siz de kişisel bir saldırıyla cevap verebilirsiniz. Ancak böylesi bir durumda hatalı bir akıl yürütmeye başvurmamanız son derece önemlidir; zira hatalı bir akıl yürütme, yalnızca argümanınızı hatalı kılmakla kalmayıp rakibinizin seviyesine düşmenize sebep olur ve tartışmayı bir laf dalaşı haline getirebilir. Akıllıca ve saygı çerçevesinde yürütülen bir tartışmanın da böyle bir hal alması diğer insanların gözünde kötü bir izlenim edinmenize sebep olabilir ve tartışma verimliliğini oldukça düşürebilir.[6]

Bir ad hominem saldırısına başka bir ad hominem saldırısı ile karşılık vermek, örneğin karşı tarafın saldırısının içerdiği sorunları aydınlatmayı amaçladığınızda kabul edilebilir bir nitelik kazanmaktadır:

Tüm Reklamları Kapat

  • Alex: Bence eğitim için yapılan federal harcamaları artırmalıyız.
  • Bob: Bunu sadece oy verdiğin başkanın reklamını yapmak için söylüyorsun.
  • Alex: Hadi ya? Sen de umarım yalnızca oy verdiğin başkanı desteklediğini göstermek için bana karşı çıkmıyorsundur.

Ad homineme ad hominemle cevap vereceğiniz durumlarda neden böyle bir argümana başvurduğunuzu belirtmenin genelde hatalı mantık yürütme, özelde ad hominem safsatası ile ilişkilendirilen potansiyel sorunları azaltmanız açısından faydalı olduğunu da göz önünde bulundurmalısınız.

Son olarak, ad hominem argümanlarına cevap verirken, bu tür saldırılar ne kadar kişisel ve ne kadar bel altı olursa olsun, etkilenmemek için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız. Bir saldırıdan etkilenmemek elbette zordur; ancak etkilenmediğiniz takdirde saldırıyı daha akıllıca ele alabilir ve insanların bu türde saldırılara başvurmasının temel sebeplerinden birini tamamen ortadan kaldırabilirsiniz.

Özetle, yerinde ad hominem argümanlarını düzgünce ele almalı ve hatalı ad hominem argümanlarını bu argümanların konuyla bir ilgisi olmadığını belirterek, argümanlara doğrudan cevap vererek, görmezden gelerek veya dikkate alıp tartışmaya devam ederek cevaplandırabilirsiniz. Bu yöntemlerin yanında size yönelik yapılan bir ad hominem saldırısına, bu saldırının barındırdığı sorunları göstermek amacıyla, bir ad hominem saldırısı ile cevap verebilirsiniz. Eğer böyle bir karşı saldırıda bulunacaksanız hatalı mantık yürütme tuzağına düşmediğinizden emin olmalısınız.

Not: Ad hominem argümanlarına cevap verirken aklınızda tutmanız gereken iki faydalı ilke bulunmaktadır. Bu ilkelerden ilki, sizi bir kimsenin bir sözü üzerine düşünürken bu kişinin iyi niyetle bu sözü söylediğini düşünmeye yönelten iyi niyet ilkesidir. İkincisi ise sizi, bir kimsenin olumsuz bir sonuca yol açan bir şey yaptığında, davranışının makul bir açıklaması olduğu sürece, bu kişinin kasıtlı olarak zarar verme arzusuyla hareket etmediğini varsaymaya yönelten Hanlon'un usturasıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Pixabay

Ad Hominem Argümanlarına Başvurmaktan Nasıl Kaçınabilirsiniz?

Ad hominem safsatasından kaçınmanın altın kuralı, bir argümanın kaynağına saldırmaya yönelik geçerli bir sebebiniz olmadığı sürece kaynağa saldırmaktan kaçınmaktır. Buna ek olarak saldırmak için geçerli bir sebebinizin olduğu durumlarda saldırınızı açıkça gerekçelendirmek, tartışmaya taraf kimselerin neden bu yöntemi tercih ettiğinizi anlamasını sağlayabilir.

Örneğin, şaibeli bir sponsorun gözetimi altında bir bilimsel çalışma yürüten bir bilim insanıyla tartıştığınızı düşünün. Bu bilim insanını basitçe "açgözlü bir yalancı" olarak yaftalamak istismar niteliği taşıyan bir ad hominem saldırısıdır ve tartışmaya herhangi bir katkıda bulunmaz; dolayısıyla böyle bir saldırıdan kaçınılmalıdır. Buna karşın saldırıyı bilim insanının öznesi olduğu çıkar çatışması çerçevesinde yapılandırmak ve saldırıyı çıkar çatışmasının geçmişte insanları nasıl etkilediğine yönelik örneklerle desteklemek, çıkar çatışmasının bilim insanının çalışmasını ne yönde etkileyebileceğini göstermek çok daha akla yatkın bir argüman üretmenizi sağlar.

Özet ve Sonuçlar

  • Ad hominem argümanları, argümanın kendisi yerine doğrudan kaynağını hedef alan saldırılardır.
  • Günlük dilde "ad hominem" terimi, tartışma ile herhangi bir alakası olmaması gibi bir kusura sahip bir argüman çerçevesinde şekillenen saldırılar anlamında kullanılmaktadır. Buna karşın ad hominem saldırıları mantıklı ve yerinde saldırılar olarak da kullanılabilmektedir.
  • Ad hominem argümanların her biri farklı türde bir saldırıyı içeren türleri vardır; bu saldırılar arasında karşı tarafı ikiyüzlülükle yaftalamak, amaçlarını sorgulamak, mevcut durum hoşlarına gitmiyorsa bulundukları yeri terk etmelerini söylemek, küfretmek vb. bulunmaktadır.
  • Yerinde kullanılan ad hominem argümanları uygun şekilde ele alabilir, yersiz saldırıları ise bu saldırıların konu ile herhangi bir alakası olmadığını belirterek, doğrudan cevaplandırarak, görmezden gelerek veya dikkate alıp tartışmaya devam ederek cevaplandırabilirsiniz.
  • Ad hominem safsatası tuzağına düşmemek için ise, böyle bir saldırının uygunluğunu uygun bir şekilde gerekçelendiremediğiniz sürece, argümanın kendisine saldırmak yerine argümanın kaynağına saldırmaktan kaçındığınızdan emin olmalısınız.
Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
239
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 128
  • Muhteşem! 54
  • Merak Uyandırıcı! 35
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 31
  • Bilim Budur! 21
  • Umut Verici! 15
  • İnanılmaz 11
  • Güldürdü 6
  • Korkutucu! 2
  • Üzücü! 1
  • Grrr... *@$# 1
  • İğrenç! 1
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 11/05/2025 03:02:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/219

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı, et al. Kişiliğe Saldırı (Ad Hominem) Safsatası: İnsanlar Cevap Veremediklerinde Neden Kişiliğe Saldırıyorlar?. (8 Aralık 2022). Alındığı Tarih: 11 Mayıs 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/219
Bakırcı, Ç. M., Shatz, ., Karagözoğlu, . (2022, December 08). Kişiliğe Saldırı (Ad Hominem) Safsatası: İnsanlar Cevap Veremediklerinde Neden Kişiliğe Saldırıyorlar?. Evrim Ağacı. Retrieved May 11, 2025. from https://evrimagaci.org/s/219
Ç. M. Bakırcı, et al. “Kişiliğe Saldırı (Ad Hominem) Safsatası: İnsanlar Cevap Veremediklerinde Neden Kişiliğe Saldırıyorlar?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 08 Dec. 2022, https://evrimagaci.org/s/219.
Bakırcı, Çağrı Mert. Shatz, . Karagözoğlu, . “Kişiliğe Saldırı (Ad Hominem) Safsatası: İnsanlar Cevap Veremediklerinde Neden Kişiliğe Saldırıyorlar?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, December 08, 2022. https://evrimagaci.org/s/219.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close