Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 21 Mayıs 2014 4 dk.

Apandisin neden ve nasıl körelmiş bir organ olduğunu "Körelmiş Organlar Nedir? Neden Körelirler? Neden Hala Canlılarda Bulunurlar?" ve"Selüloz Sindirimi ve Apandiks İlişkisi" başlıklı makalelerimizde izah etmiştik. Burada ise modern bilimsel çalışmalar ışığında, evrimsel süreçte körelmiş ama halen yok olmamış bu organın, tamamen yok olmasına engel olan, olası işlevlerine göz atacağız:

Nesiller boyunca apandisin tamamen işlevsiz olduğu düşünülmüştü. Apandiks gerçekten de insanlarda, aslen evrimleştiği işlevini göremez. Ancak bu, tamamen işlevsiz olması gerektiği anlamına gelmez. Örneğin 23 milyon yılı aşkın bir süredir insana ve yakın kuzenlerine gidecek dalda kuyruklar bulunmamaktadır ve körelmiştir, bu sebeple kuyruk kemikleri de körelmiştir. Ancak kuyruk sokumumuzda bulunan kemikler, körelmiş kuyruğumuzun kalıntısı olsalar da, halen çevredeki kaslara zayıf bir tutunma yüzeyi sağlarlar. Yani bir körelmiş organ, %100 işlevsiz olmak zorunda değildir.

49
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Kasım 2014 11 dk.

Ülkemizi dünyada en fazla sağır kedinin olduğu ülke olarak rahatlıkla adlandırabiliriz. Bu durum son derece üzücüdür. Bunun en büyük sebebi ise, beyaz kıllara sahip kedilerin bir nevi milli kedi olarak, ayrı bir ırkmış gibi lanse edilmesi ve üretilmesidir. Fakat insanlarımız sağırlığı unutup, kedinin hayatını ve sağlığını görmezlikten gelmektedirler. Anadolu coğrafyası içindeki beyaz kedilerimiz, renkli olanlarıyla genetik olarak hiçbir farkı olmamasına karşın; ülkemizde sanki ayrı, özel bir ırkmış gibi gösterilmiştir.

Renkli kedilerde sağırlığa yaygın olarak rastlanmazken, bizler beyaz kedilerimizi, bilinçsizce bir arada çiftleştirerek bu soruna neden olmuşuzdur. Yetiştiriciler dışında, Ankara Hayvanat Bahçesi ve Van Üniversitesi sağırlığa rağmen, üretime senelerdir devam etmektedirler. Bu yazının yazıldığı sıralarda Ankara Hayvanat Bahçesi hiçbir önlem almamıştır ve yapılan araştırmada 9 kediden 7’sinde kısmi sağırlığa rastlanılmıştır (Tike, 2009). Van 100. Yıl Üniversitesi ise sağırlık üzerine, ciddi bir bilimsel test yapmadan üretimlerine onlarca yıldır devam etmişlerdir. Medyada kedilerinin sadece %2-3 oranında sağır olduğundan bahsetmişlerdir, fakat bu inandırıcı olmamakla beraber, genetik olarak imkansızdır.

135
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 2 gün önce Sen de Cevap Ver
Orijinal Soru: Bilinç altı mesajları gerçek mi?

Bilinçaltı mesajlar (subliminal mesajlar) gerçekten var mı?

Evet, teknik olarak var. Yani bir görüntü ya da kelime, gözün bilinçli olarak fark edemeyeceği kadar kısa (mesela 0.1 saniye) gösterildiğinde, göz bunu tam görmese de beyin kaydedebiliyor. Bazı reklamlar ya da videolar bu yöntemi kullanıyor. Ama etkisi düşündüğün kadar büyük değil. İnsanların davranışlarını tamamen kontrol etmek gibi bir güçleri yok. Sadece zaten içimizde olan istekleri tetikleyebiliyorlar. Örneğin susamışsan ve 0.1 saniyelik bir içecek görseli görürsen, susadığını daha güçlü hissedebilirsin.

Bu yöntem gerçekten işe yarıyor mu?

Kısa vadeli ve zayıf etkiler yaratabiliyor. Yani bilinçaltını etkilemesi mümkün ama seni yönlendirmesi sınırlı. Mesela seni bir şeyi satın almaya zorlayamaz, ama zaten almak istiyorsan, bu kararı biraz hızlandırabilir.

Peki biz bu tekniği kendimiz için kullanabilir miyiz?

Evet, ama beklentiyi doğru ayarlamak lazım. Bu yöntemle bilgi tamamen bilinçaltına işlenmiyor, ama destekleyici olarak kullanılabilir. Özellikle öğrenciler için görsel hafızayı güçlendirmek adına işe yarayabilir. Mesela, 0.1–0.3 saniye süren görsellerle hızlı tekrarlar yapmak (flaş kart mantığında), beynin o bilgiyi tanımasını ve daha çabuk hatırlamasını sağlayabilir.

Sonuç olarak bilinçaltı mesajlar var ama büyülü değiller. İnsanları tamamen kontrol edemezler. Fakat dikkatli ve bilinçli bir şekilde kullanılırsa, öğrenme sürecini destekleyebilirler. Yani zararlı değiller ama mucize de beklememek lazım.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 21 Ekim 2020 27 dk.

Doğada neredeyse hiçbir olgu, son haliyle, birdenbire var olmaz. Her zaman daha eski, daha basit, daha başka nedenlerle var olan unsurların dönüşümüyle yeni yapıların geliştiğini görürüz. İnsanı "insan" yapan en sıra dışı unsurlardan biri gibi gözüken mizah ve espri anlayışı da bundan muaf değildir. Mizahın yazılı kökenlerini, profesyonel "jestçilerin" ve "şaka kitapları"nın olduğu Antik Yunan'a kadar takip etmek mümkündür. Hatta MÖ 460'ta doğmuş olan Demokritos, "gülen filozof" olarak anılırdı; çünkü oldukça espritüel biriydi ve çağdaşlarının "aptallıklarına" gülmesiyle bilinirdi.[1] Ama mizahın kökenleri orada durmaz. Avustralya Aborijinleri'ne yönelik antropolojik çalışmalar, mizahın Homo sapiens içindeki kökenlerinin en az 35.000 yıllık olduğunu düşündürmektedir. Fakat karşılaştırmalı etoloji (hayvan davranışları) çalışmalarından gelen veriler, mizahın davranışsal kökenlerini Homo sapiens türünden çok daha öncesine, günümüzden yaklaşık 16-10 milyon yıl öncesine dayanıyor olabileceğini göstermektedir.[2][3]

Mizahın evrimsel kökenlerini anlamak için, onun davranışsal öncülleri ile davranışsal ardıllarını incelemek gerekmektedir: Espri ve şaka gibi tüm bileşenleriyle bir arada değerlendirilebilecek olan "mizah" kavramının öncülü; sözlerle veya davranışlarla icra edilen soyut bir oyundur. Mizahın kalbinde yer alan espri veya şakanın kendisi, birbiriyle bağdaşmaz gibi gözüken unsurları barındıran bir bağlama veya bağlamlara sahiptir. Çözümlenmesi gereken bir bilinmezi barındırır (size anlatılmaya yeni başlanan bir fıkrayı düşünün) veya sıra dışı bir fiziksel davranışı barındırır (bir "eşek şakası"nı düşünün). Bu bilinmezlik ve bağdaşmazlık, kişide psikolojik bir gerilime neden olur. Ancak mizahın az önce tanımladığımız oyuncu doğası içerisinde, esas mesaj (İng: "punchline") verildiğinde ve espri patlatıldığında veya fiziksel şaka sonlandığında, bağdaşmaz bağlam da çözüme kavuşur ve şakanın hedefindeki kişi, gerilimin ortadan kalkmasıyla genellikle güler veya kahkahaya tutulur. İşte bu duygusal iniş çıkışlar, sosyal hayvan türlerini birbirine bağlayan önemli bir davranış kalıbına karşılık gelir. Dolayısıyla mizahın kökenlerinin sırları, insan-harici sosyal hayvanlardaki oyun, mizah algısı ve kahkaha davranışlarında yatar. Bu yazımızda, bu faktörlere, bunların evrimine ve modern mizah ile ilişkisine bir bakış atacağız.

158
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Arda Özçınar
İnceleyen10 22 Mart 2022
tarih,bilim,ve felsefe alanında oldukça başarılı işler yapan kanal, aynı zamanda konu ne olursa olsun objektif [zaten çoğu tarih videosunun altında da belgeler var] Dediğim gibi özellikle felsefe,din,tarih konularına meraklıysanız bu kanala bir bakın derim
Youtube Kanalı
9.1/10
(785 Kişi)
Puan Ver
@DiamondTema
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Korkularla dolu bir beyinde hayallere yer yoktur.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
44
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Orhan Aydın
İnceleyen10 1 gün önce
Yedi edebiyat tutkununun bu güzel yolculuğunu içtenlikle kutluyorum. Zincir öykü tekniği, her birimizin hayata farklı açılardan bakmasına rağmen bir araya geldiğimizde nasıl bir uyum yakalayabildiğimizi gösteriyor. Bu birliktelik, farklılıklar içinde nasıl bir bütün oluşturabileceğimizi ve edebiyatın birleştirici gücünü ortaya koyuyor. Yolunuz açık olsun...
Kitap
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
515K UP
1 gün önce
NASA mühendisleri, Artemis III görevi öncesi astronotların Ay’ın Güney Kutbu’nda karşılaşacağı aşırı ışık-gölge koşullarını simüle etmek amacıyla Huntsville’daki Flat Floor Facility’de testler gerçekleştirdi. Ay’a iniş aracı ve çevresi, düşük açılı ışıklar kullanılarak taklit edildi. Bu simülasyon, iniş güvenliğini artırmak ve astronotların görev sırasında kullanacağı ekipmanların performansını değerlendirmek için kritik öneme sahip. Elde edilen veriler, Artemis III ile Ay’a ilk kez iniş yapacak astronotların güvenli operasyonlarına katkı sağlayacak.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Hakan Yaman
Yazar 1 gün önce 7 dk.

Yüzyıllardır Anadolu’nun dağlık coğrafyasında varlıklarını sürdüren Yörük toplulukları, yaşam biçimlerinin merkezine keçiyi yerleştirmiştir. Bu makale, keçi ile insan arasında yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik, kültürel ve sembolik boyutlara uzanan çok katmanlı bir ilişkinin izini sürmektedir. Keçinin Yörük yaşamındaki anlamı yalnızca bir geçim aracına indirgenemez; o aynı zamanda dost, yol arkadaşı, kültürel simge ve kimlik belirleyicisi olarak öne çıkar.

Göçebe toplumların binlerce yıl süren tarihinde keçi, en dayanıklı evcil hayvan türlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu kültürel süreklilikte, keçi hem bir besin kaynağı hem de topluluğun "hareket kabiliyetini" mümkün kılan stratejik bir canlıdır. Keçinin kıt kaynaklara adaptasyonu, Yörüklerin yaşam biçimini doğrudan şekillendirmiştir. Keçinin diğer hayvanlara tercih edilme sebebi, yalnızca coğrafi uyumluluğu değil, aynı zamanda düşük bakım ihtiyacı ve verimliliğidir. Bu da göçebeliğin değişken doğasına uygun bir hayvan olmasını sağlamıştır.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ögetay Kayalı
Çeviren 7 Temmuz 2020
Amatör gözlerin bile görebileceği bir kuyruklu yıldız (comet) belirdi. Comet C/2020 F3 (NEOWISE) Mart ayı sonlarına doğru keşfedildi ve Merkür’ün yörüngesinin içerisinde yer alan Güneş’e en yakın konumuna doğru hareket ettikçe, geçen hafta daha da parlak bir hale geldi. Güneş’in sıcaklığından sağ salim kurtulmayı başaran bu gezegenlerarası buzdağı, Güneş sistemi dışına doğru olan yolculuğuna başladığından, giderek Dünya’ya daha yakın hale geliyor. Günümüzde laflar kolay yayıldığından ve NEOWISE kuyruklu yıldızı 21. yüzyılın gözle görülebilen ender kuyruklu yıldızlarından biri olduğundan, birçok farklı şehirden ve bölgeden fotoğraflandı. Bu görselde, NEOWISE kuyruklu yıldızı, Lübnan üzerinde iki gün önce, gün doğumunun hemen öncesinde görülüyor. Önümüzdeki günlerdeki parlaklığı belirsiz olsa da muhtemelen gökyüzünde bulunabilir bir konumda olacak ve sadece sabahın erken saatlerinde değil, önümüzdeki hafta akşamları da görülebilecek.
8
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
22K UP
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı ilçe girişinde gözlemlenmiştir.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 23 Haziran 2021 24 dk.

Cep telefonlarıyla ilgili en yaygın soru işaretlerinden biri, cep telefonu kullanımının kansere neden olup olmadığı veya kanser riskini artırıp artırmadığıdır. Bugüne kadar bu alanda yapılan çalışmalar birbiriyle çelişen sonuçlar elde etmiştir (bunlardan bir tarafa ait bir çalışmayı buradan, diğer tarafa ait bir çalışmayı buradan okuyabilirsiniz).

Bu yazımızda, ABD Ulusal Kanser Enstitüsü'nün bu alanda yaptığı kapsamlı bir soru-cevap listesi üzerinden giderek, aklınıza takılabilecek sorulara yanıtlar vereceğiz ve konu hakkında bilimsel araştırmaların olduğu konumu daha iyi anlamanızı sağlamaya çalışacağız.

95
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 6 Ekim 2011 30 dk.

Körelmiş organlar (vestigial organs, vestigials) ya da Körelmiş yapılar (vestigial structures) temel olarak Evrimsel süreçte değişen çevre koşullarından ötürü eskiden yapmakta oldukları işlerin yapılmamasıyla birlikte bir organın evrim ekonomisi dahilinde giderek körelmesi, işlevsizleşmesi ve nihayetinde yok olmasıdır. Bu tanım biraz üzeri kapalı olsa da, adım adım yazımızda önemli noktalarını açarak sizleri bilgilendireceğiz.

Bildiğiniz gibi evrim, doğa şartlarına bağlı olarak işleyen bir süreçtir. Doğa şartları ise, katrilyonlarca parametrenin etkisi altında sürekli, an be an değişirler, küçük ya da büyük miktarlarda. İşte bu değişimler, canlıların doğada hayatta kalma ve üreme başarılarını birebir etkilerler. Her türün bireyleri, bireysel olarak birbirlerinden farklıdırlar. Buna, genetik farklılıklar sebep olabileceği gibi, çevrenin de etkisi sebep olabilir. Bunun en güzel örneği, farklı ailelerde büyüyen ama genetik olarak tıpatıp aynı olan tek yumurta ikizlerinin arasında fiziksel ve davranışsal pek çok fark olmasıdır. İşte bu tür içi bireysel farklılıklar (ki bunların sayısı da katrilyonlarla ifade edilebilir), sayısız çevresel etmene karşı bir nevi sınav içerisindedirler. Bu sınavda çevre şartlarına en uyumlu olanlar daha kolay hayatta kalır ve daha kolay/çok üreyebilirler. Böylece kendilerini bu şartlara karşı güçlü kılan genleri ve dolayısıyla bu genlerin etkilerini yavrularına aktarabilirler. Bunun sonucunda da, nesiller sonunda, çevre şartları tamamen değişmediği müddetçe, o şartlara daha önceki nesillerden çok daha uyumlu türler evrimleşir.

196
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Kasım 2020 16 dk.

mRNA, ya da uzun adıyla mesajcı ribonükleik asit, birçok canlı için ana genetik malzeme olan DNA'dan (deoksiribonükleik asit) üretilen, DNA'nın çift zincirli olmasının aksine tek zincirli olan bir biyomoleküldür. Mesajcı RNA (mRNA), hücre çekirdeğinden geçerek sitoplazmaya ulaşabilir ve DNA'da saklanan genetik bilgiyi ribozom adı verilen ve proteinlerin sentezlenmesini sağlayan organele taşıyabilir. mRNA tarafından DNA'dan ribozoma taşınan bu bilgiler, tRNA isimli bir diğer RNA molekülünün yardımıyla, tek tek aminoasitlerin üretilmesini ve bunların birleştirilerek hem hücrenin inşasında, hem de hücre içi süreçlerin çalışmasında rol alan proteinlerin oluşturulmasını sağlar. Yani mRNA, DNA'mız ile her şeyi mümkün kılan proteinler arasındaki iletişim aracıdır. DNA'dan mRNA oluşumuna transkripsiyon, mRNA'nın okunması sonrasında taşıyı RNA (tRNA) yardımıyla proteinlerin üretilmesine translasyon adı verilir.

Aslında mRNA'nın aşı üretiminde kullanılması, konudan tamamen bihaber insanlar için bile oldukça mantıklı ve makuldür: Aşı dediğimiz uygulama, bir virüsün tamamının zayıflatılmış halini veya virüsü oluşturan parçaları içeren molekülleri vücuda enjekte etmeyi içerir. Vücut, bu yabancı maddeyi tanıyarak hızlıca savunma hücreleri oluşturur. Eğer virüsü aktifken alırsak, savunma sistemimizin direnç oluşturması süresinde virüsler sayıca milyonlara ulaşabilir ve bizi hasta edebilirdi - ki "viral hastalık" dediğimiz olay bu şekilde yaşanmaktadır.

80
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

Bilim insanları, kullanışsız gece görüş gözlüklerine ihtiyaç duymadan kızılötesi ışığı görmenin yeni bir yolunu buldu. Araştırmacılar kızılötesi görüş sağlayan ilk kontakt lensleri üretti ve bu cihazlar, insanlar gözlerini kapattıklarında bile işe yarıyor.

Hefei'deki Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesinden (USTC) bilim insanlarının başını çektiği buluşun arkasındaki ekip, lenslere güçlerini 800-1.600 nanometre aralığındaki yakın kızılötesi ışığı 400-700 nanometre aralığında insanların görebileceği daha kısa dalga boylu görünür ışığa dönüştüren nanoparçacıklarla güçlendirerek kazandırdı. Araştırmacılar lenslerin bir çiftinin yapımının yaklaşık 200 ABD dolarına mal olduğunu tahmin ediyor.

15
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Erinç Yurtman
Çeviren 19 Mayıs 2014 2 dk.

Arizona State Üniversitesi’nden Profesör Julian Chen’in yürüttüğü ve Nature Structure and Molecular Biology dergisinde yayınlanan araştırmaya ait bu resim bir kromozom üzerinde bulunan telomerleri ve onlar için gerekli birbirinden farklı bileşenleri gösteriyor.

Arizona State Üniversitesi’nden bilim insanlarıyla Şangay’da bulunan Çin Bilim Akademisi’nden meslektaşlarının işbirliğiyle yapılan ve bugün yayınlanan bu çalışma sayesinde, telomeraz enzimini ilk defa bu kadar detaylı inceleme fırsatı bulabiliyoruz. Bu sayede de gençlik pınarının sırrı çözülebilir.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
H. Cosgun
Üye
Evrim ağacı ülkemizin bilimsel düşünme konusunda topluma yaptığı katkılar konusunda 1 numara olduğu kesin... Onca Üniversiteye rağmen böylesine sivil ve maddi olanaksızlıklara rağmen, oynadığınız rol inanın tarihimiz açısından önemlidir.... Sizi çoook seviyoruz... Allah yardımcınız olsun...
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 4 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Biyoloji ve Toplum (İngilizce)
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Who can participate?

Everyone, provided that the participants are able to read and discuss fluently in English.

Scientific areas covered by the activity: History and philosophy of science, Biology, genetics, ecology, philosophy of cognitive science

Day 1: Introduction. Biology and ideology. Hereditarianism and modern genomics: the misuse of genetics for political purposes with historical examples from eugenics, and IQ testing movement.

Day 2: The conceptual underpinnings of behavioral genetics, its shortcomings, and how these shortcomings have carried over into modern behavioral genomics. Ecology and conservation biology.

Day 3: Aristotle, Darwin, and the Modern Synthesis: The nature of the Darwinian revolution from the perspective of Kuhn’s theory of science the concept of incommensurability, whether and when empirical evidence is useful in evaluating which paradigm is better.

The problems which, from Darwin onward, led to the so-called modern synthesis of evolutionary theory. Accepting the most basic claims of a paradigm does not mean that the normal science governed by that paradigm is free from disagreements and lively discussions. Disagreements and discussions about how heredity functions and how natural selection operates. Normal science is not a simple detour or a temporary state on the way to more exciting revolutionary science.

Day 5: Epistemic Anthropocentrism

Philosophical analysis of anthropocentrism as part of an effort to understand the biological origins of cognition. The epistemic dimension of anthropocentrism manifesting as a bias that frames nonhuman cognition through a human lens, disregarding the evolutionary contingency that gives rise to diverse cognitive functions and structures. Cognition as a multidimensional phenomenon emerging across the vast phylogenetic diversity of species through various forms of behavioral individuality. The case of Physarum exemplifies an organizational approach that challenges the homunculus view of cognition.

Day 6: Diachronic Emergence through Shifting Localities of Control

The problem of emergence has long divided philosophers of science. Jaegwon Kim’s influential critique argues that strong emergence is incompatible with the causal closure of the physical world, thereby pushing towards reductionism or epiphenomenalism. However, biological processes such as embryonic development and gene regulation demonstrate diachronic emergence through contextual dynamism. Unlike a fully deterministic system, where the microstate at t1 rigidly determines the macrostate at t2, biological systems exhibit shifting localities, where regulatory nodes dynamically hand off control across changing phases, with coarse-grained transitions between these phases.

Graduate students who would like to present and discuss their research questions with the facilitators will get an opportunity to do so on the afternoon sessions of the 3rd, 4th and 5th days. Graduate students who are interested in thus sharing their work and getting feedback should indicate this in their applications.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 4 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Biyoloji ve Toplum (İngilizce)
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Who can participate?

Everyone, provided that the participants are able to read and discuss fluently in English.

Scientific areas covered by the activity: History and philosophy of science, Biology, genetics, ecology, philosophy of cognitive science

Day 1: Introduction. Biology and ideology. Hereditarianism and modern genomics: the misuse of genetics for political purposes with historical examples from eugenics, and IQ testing movement.

Day 2: The conceptual underpinnings of behavioral genetics, its shortcomings, and how these shortcomings have carried over into modern behavioral genomics. Ecology and conservation biology.

Day 3: Aristotle, Darwin, and the Modern Synthesis: The nature of the Darwinian revolution from the perspective of Kuhn’s theory of science the concept of incommensurability, whether and when empirical evidence is useful in evaluating which paradigm is better.

The problems which, from Darwin onward, led to the so-called modern synthesis of evolutionary theory. Accepting the most basic claims of a paradigm does not mean that the normal science governed by that paradigm is free from disagreements and lively discussions. Disagreements and discussions about how heredity functions and how natural selection operates. Normal science is not a simple detour or a temporary state on the way to more exciting revolutionary science.

Day 5: Epistemic Anthropocentrism

Philosophical analysis of anthropocentrism as part of an effort to understand the biological origins of cognition. The epistemic dimension of anthropocentrism manifesting as a bias that frames nonhuman cognition through a human lens, disregarding the evolutionary contingency that gives rise to diverse cognitive functions and structures. Cognition as a multidimensional phenomenon emerging across the vast phylogenetic diversity of species through various forms of behavioral individuality. The case of Physarum exemplifies an organizational approach that challenges the homunculus view of cognition.

Day 6: Diachronic Emergence through Shifting Localities of Control

The problem of emergence has long divided philosophers of science. Jaegwon Kim’s influential critique argues that strong emergence is incompatible with the causal closure of the physical world, thereby pushing towards reductionism or epiphenomenalism. However, biological processes such as embryonic development and gene regulation demonstrate diachronic emergence through contextual dynamism. Unlike a fully deterministic system, where the microstate at t1 rigidly determines the macrostate at t2, biological systems exhibit shifting localities, where regulatory nodes dynamically hand off control across changing phases, with coarse-grained transitions between these phases.

Graduate students who would like to present and discuss their research questions with the facilitators will get an opportunity to do so on the afternoon sessions of the 3rd, 4th and 5th days. Graduate students who are interested in thus sharing their work and getting feedback should indicate this in their applications.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
"Matrix: Red or Blue?" T-Shirt (Baskı, %100 Pamuk)

Gerçeği mi seçeceksin, rahatlığı mı?
Matrix evreninden ilham alan bu ikonik tasarım, “Kırmızı mı, Mavi mi?” sorusunu stilinle gündeme taşıyor. Kırmızı hap, hakikatin acı gerçeğini; mavi hap ise konforlu bilinmezliği temsil eder. Hayat da bazen tam olarak bu seçimle ilgilidir. Felsefi göndermelerle mizahı harmanlayan bu tişört, hem sinema tutkunlarının hem de sorgulayan zihinlerin favorisi olacak. %100 pamuklu kumaşıyla konfor sunarken, kaliteli baskısı ile uzun ömürlü kullanım sağlar. Cevap basit: Seçim senin. Ama önce bu tişörtü seç!

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
  2. Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
  3. Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
  4. Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
  5. Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
  6. Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
  7. İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Devamını Göster
₺600.00
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Genel Biyoloji konusunda geliştirebilirsin.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close