Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Dr. Zeynep Tüfekçi
Yazar 1 Ekim 2020 28 dk.

Bu koronavirüs pandemisiyle ilgili bir tuhaflık var. Aylar geçip de bilim cemiyeti tarafından çok kapsamlı araştırmalar yürütülmesi sonrasında bile, açık kalan birçok soru mevcut.

Örneğin neden, kuzey İtalya'da bu kadar devasa bir ölü sayısı oldu da, ülkenin geri kalanında bu düzeyde ölümler görülmedi? Kuzey İtalya'nın bitişik halde bulunan sadece 3 bölgesi, ülkedeki 36.000 civarındaki ölümün 25.000'ine sahip. Bunlardan bir tanesi olan Lombardy'de, yaklaşık 17.000 ölüm görüldü. Bu ölümlerin neredeyse tamamı, salgının ilk birkaç ayında yaşandı. Nisan ayında binlerce kişi hızla ölüp de, sokaklarda ve kaldırımlarda ölü bedenler bırakılmak zorunda kalındığında, Quitu, Ekvator'da tam olarak ne yaşanmıştı?[1] Birçok diğer ülkede de benzer yoğunluk, hava durumu, yaş dağılımı, seyahat örüntüleri olmasına rağmen, neden 2020'nin bahar aylarında çok az sayıda ülkedeki ölümler, küresel ölümlerin çok büyük bir kısmını oluşturuyordu? Avrupa'nın geri kalanı ikinci dalgayı yaşarken, onlara nazaran düşük vaka ve ölü sayıları nedeniyle bazılarınca övülen; ancak ülkeyi kapatmadığı ve pandemi başında çok sayıda ölü verdiği için bazılarınca yerilen İsveç'in salgına yaklaşımından ne öğrendik? Japonya'da çok büyük bir kıyım yaşanacağını öngören tahminler neden tutmadı? Baş döndürücü örnekler vermeye devam edilebilir.

51
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Balıklar cilt bakımı yaptırmak istediklerinde nereye giderler dersiniz? Mercan resifleri, balıklar için doğal "güzellik salonları" gibidir. Bu güzellik salonları, küçük "temizlikçi" balıkların kendilerine hizmet etmesini bekleyen balık "müşteriler" ile dolu, hareketli sosyal aktivite alanlarıdır.

Tıpkı bir araba yıkama ekibinin Buick marka bir arabanın her köşesini temizlemesi gibi bu küçük balıklar da müşterilerinin etrafında ve bazen ağzının içinde özenle çalışıp müşterilerinin pullarındaki bakterileri ve parazitleri özenle temizliyor. Hatta bazen bu minik temizlikçiler, müşterilerine sürtünerek rahatlatıcı bir masaj bile yapıyor. Peki acaba bu güzellik salonlarını temizlik dışında resif boyunca mikropların ve bakterilerin yayılmasında da iyi veya kötü bir rol oynuyor olabilir mi? Örneğin tıpkı yoğun sağlık klinikleri gibi hastalık taşıyan mikropların yayılmasına neden oluyorlar? Yoksa faydalı mikroorganizmaların resif sakinleri arasında paylaşılmasını mı sağlıyorlar? Bu soruların cevabı, mercan resiflerini koruma ve yeniden canlandırma çabaları açısından büyük önem taşıyor.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 21 Ocak 2017 2 dk.

Hepimizin yemeklerde tükettiği ve mikroskop altında fotoğraftaki gibi gözüken sofra tuzu, liseden bilebileceğiniz üzere NaCl kimyasal formülüne sahiptir (ya da daha meşhur Türkçe adıyla "naci"). Na, sodyum elementidir. Cl, klor elementidir.

Klor elementi, 1. Dünya Savaşı'nın meşhur ölümcül kimyasalı olarak ün kazanmıştır. Klor gazı kullanılan Avrupa savaş alanlarındaki insanlar solunum yetmezliği, öksürük, hapşırma, burun rahatsızlığı gibi semptomlar göstermiştir. Klor gazının dozu milyonda 1-3 parça olduğunda genizde mukuslu bir tabaka oluşur ve 1 saat kadar rahatsızlık verir. Milyonda 5-15 parça arası düzeyinde bu mukus tabakası dikkate değer düzeyde rahatsızlık vermeye başlar. Milyonda 30 parçanın ötesine geçildiğinde göğüs ağrısı, nefes darlığı ve öksürük oluşur. Milyonda 40-60 parçaya ulaşıldığında toksik pnömonit ve akut pulmoner ödem oluşur. Milyonda 400 parçanın üzerinde 30 dakika civarında maruz kalındığında ise ölüm gerçekleşir. Milyonda 1000 parçanın üzerinde ölüm, sadece birkaç dakikada gerçekleşir.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şule Ölez
Çeviren 28 Şubat 2018 14 dk.

Otçulun her lokması bir bitkiye mal olur. Bitkiler pasif kurbanlar mıdır yoksa bu saldırılara aktif olarak direnç gösterirler mi?

Bitkiler enerji ve besin harcayarak gövde, yaprak, kök ve üreme dokularını büyütür. Otçullar bu dokuları yediklerinde bitki besin ve enerjiyi yavruya dönüştürme kabiliyetlerindeki azalmayla başa çıkabilmelidir. Bu nedenle doğal seçilim, otçulların olumsuz etkilerini sınırlayan bitki özelliklerini destekler.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
güvenilir bilimsel bilgilere ulaşmak, yeni bilgiler öğrenmek, hayata dair yeni bakış açıları kazanmak adına güzel bir platformsunuz. en basit örnek sanırım sizden öğrendiklerimden sonra hayatımdan plastiği tamamen atmak bilinci oluştu kafamda. baktığım her plastikte acaba bu dönüştürülebilir mi diyorum sonrada yenisini üretmek ucuzken uğraşırlar mı diyorum ve kullanmamak gerekliliği içime işliyor.
Anıl Kocabaldır
Yazar 5 Mart 2020 13 dk.

Kelebek etkisi, en basit tanımla, bir sistemin başlangıç verilerinde küçük değişiklikler yapıldığında öngörülemez ve büyük sonuçların doğabilmesidir.

Kelebek etkisi denince herkesin aklına matematikçi, meteorolog ve aynı zamanda kaos teorisine çok büyük katkıları olan Amerikalı Edward Norton Lorenz'in (23 Mayıs 1917 - 16 Nisan 2008) verdiği analoji örneği gelir: Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de bir fırtınanın kopmasına neden olabilir. Daha sonra bu örneğin başka birçok farklı versiyonu karşımıza çıkmıştır.

97
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Pelin Yaşar
Pelin Yaşar
105K UP
Türü Ekleyen 3 gün önce
Melanargia larissa, Nymphalidae familyasına bağlı, genellikle kara ve beyaz desenli kanatlara sahip bir kelebek türüdür. "Dama kelebeği" olarak da bilinir. Türkiye'de yaygın olarak step ve dağlık bölgelerde, özellikle 1000 m üzeri rakımlarda görülür. Tırtılları buğdaygil familyasındaki bitkilerle beslenir. Kanatlarındaki göz benekleri ve dama desenleriyle kolayca tanınır.
4
Tasarımcı Technology .
4 gün önce
Mandela etkisi nedir. Cevabını linke tıklayarak ulaşabilirsiniz .
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Atahan Germen
Atahan Germen
32K UP
Yazar 12 Eylül 17 dk.

Radyokarbon tarihleme veya daha çok bilinen adıyla karbon-14 yöntemi, arkeolojik çalışmalarda en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Bu yöntem, elde edilen arkeolojik buluntunun ne kadar eski olduğunu hesaplamakta kullanılır. Şüphesiz bu amaçla kullanılan yöntemlerin de en meşhurudur.

1940'ların sonlarında Willard Libby tarafından geliştirilen ve 1960 yılında Nobel Kimya Ödülü ile taçlandırılan bu yöntem, tarihsel ve prehistorik olayların kronolojisinin oluşturulmasında devrim niteliğinde bir yenilik getirmiştir. Libby'nin bu yeniliği, C-14 izotopunun yarı ömrü ve radyoaktif bozunma prensiplerine dayanarak arkeolojik buluntuların, jeolojik katmanların ve çevresel örneklerin yaşının yüksek doğrulukla belirlenmesini sağlamaktadır.

110
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Şubat 2013 8 dk.

Bu yazımızdan itibaren, bu dizinin başından beri verdiğimiz giriş bilgilerinin üzerine, artık "Hayat Molekülleri" veya "Yaşam Molekülleri" dediğimiz kimyasal bileşiklerin ne olduğundan ve canlılık için neden önemli olduğundan bahsetmek istiyoruz. Sistematik bir biçimde bu molekülleri, işlevlerini, yapılarını, oluşumlarını analiz edecek ve sonrasında daha derin konulara doğru ilerleyeceğiz. Ancak bir insanın canlılığın ne olduğunu ve cansızlıktan nasıl evrimleştiğini anlayabilmesi için, canlılığın temelini oluşturan ve önceki yazılarımızda bahsettiğimiz aktivite ve organizasyon özelliklerini kazanmalarını sağlayan molekülleri tanıması gerekmektedir. Bu yüzden, bu yazılarımız daha da önem arz etmektedir.

Bilindiği gibi Evren dahilindeki her madde atomlardan (ve atom altı parçacıklardan) oluşmaktadır. Beyninizden karaciğerinize, arabanızdan klavyenize, Mars'tan Andromeda Galaksisi'ne, bir mol hidrojen molekülünden bir saç tanesine kadar her şey, atomlar yığınıdır. Sizi "canlı" yapan da atomlardır, bir taş parçasını "cansız" yapan da... Hatta çoğu zaman bu ikisindeki moleküller aynı ya da benzer bile olabilir! Örneğin bir okyanusun neredeyse tamamı sudan oluşur; insan vücudunun ise %60 kadarı, okyanuslardakiyle aynı hidrojen ve oksijen atomlarını taşıyacak biçimde, yine sudan oluşur (hatta akciğerlerimizde bu oran %83 düzeylerine kadar çıkar!).[1] İki varlık grubu arasındaki tek fark, bu dizide ele aldığımız kimyasal evrimdir. Canlıları oluşturacak olan kimyasallar belli bir yönde evrimleşmişken, cansızları oluşturacak daha geniş bir grup farklı bir evrimsel süreç izlemiştir.

53
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 8:17
Demokrasi, modern ülkeler için fazlasıyla el üzerinde tutulan bir konudur. Demokrasinin anavatanı olan Antik Yunan da demokrasiyle adeta eş anlamlıdır....
7
Emre Çiftçi
Gemi kaptanı ve tarih meraklısı 5 gün önce Sen de Cevap Ver

Kürtler güneydoğu Anadolu ve yukarı Zagroslardaki varlığının kesin olarak minimum 2500 yıl olduğunu bilmekteyiz

Bu bilgiye 2 bin yıl önce Yunan tarihçi ve çoğrafyacı STRABON nun yazdığı GEOGRAPHY adlı kitabı incelediğimizde görmekteyiz STRABON kitabında şöyle diyor

Fırat'ın diğer yakasındaki, Kapadokya ve Kommagene'den doğuya doğru uzanan güney dağları, başlangıçlarında Sophene'yi ve Ermenistan'ın geri kalanını Mezopotamya'dan ayıran Gordyæan dağları Bu dağlık zincirin güney tarafında bir yerde Dicle'nin kaynakları bulunmaktadır. Daha sonra Niphates'ten itibaren devam eden dağ sırtı, Media ile Babil'i ayıran Zagros Dağı'nı oluşturur

Yani STRABON 2 bin yıl önce demiş ki güneydoğu Toros dağları Gordyæan

o bölgeyi ve halkı ifade ediyor

Peki bu kelimenin bu günki Kürtleri ve Kürt dağlarını ifade ettiğini nasıl anlarız

Öncelikle bahse konu kitap

STRABO GEOGRAPHY MÖ 64 İngilzce çevirisi pleograf Hans Cloude Hamilton ve William Falconer

Sayfa 261 (2) numaralı dip not

Sayfa 271 (1) numaralı dip not

Kitap PDF

https://books.google.com/books/about/The_Geography_of_Strabo.html?hl=tr&id=YMZfAAAAMAAJ#v=onepage&q&f=false

Orijinal el yazması ve harita atlas GALLİCA uygulamasında mevcuttur

2. Bir kaynak ise

XENOPHONS ANABASİS

XENOPHONS Yunan tarihçi ve asker dır

O ise aynı bölgelerde yaşayan halka ve bölgeye 2500 yıl önce yazdığı ANABASİS kitabında orada dağlarda yaşayan Kürtler için Cardu veya cordu gibi ifadeler kullanmıştır

Bahse konu kitap

Sayfa 251 sözlük de ise sayfa 68

Kitabın orjinal hali ve İngilizce çevirisi

Carleton Lewis brownson

https://archive.org/details/xenophon03xeno

Kitabın sözlüğü =

çeviri Yunan tarihi ve edebiyatı profesör Alpheus Crosby

Internet Archive

https://archive.org/details/lexicontoxenopho00cros

birisi 2500 yıllık diğeri ise 2 bin yıllık olan bu iki kaynağa bakarak anlıyoruz ki güneydoğu Toroslar ve yukarı zagroslarda Kürtler 2500 yılda uzun süredir bulunmakta cardu cordu curdi gordyæan

Bu kelimelerin Kürtleri ifade ettiğini nasıl anlarız antik Yunanca antik Roma dilinde Latince kelimelerin anlamlarını ifade eden sözlüklere bakabiliriz

Sözlük 1

Latın Dıctıonary

Cilt 1 sayfa 469 cilt 2 sayfa 820

https://archive.org/details/LewisShortLatnDiccionary

Sözlük 2

Greek and roman geography

Williom Smith sayfa 516/672

https://books.google.com/books/about/A_Dictionary_of_Greek_and_Roman_Geograph.html?hl=tr&id=22UPAAAAYAAJ#v=onepage&q=Carduchians&f=false

Burada kelimelerin Kürtleri ve Kürdistanı ifade ettiği açıktır

Başka kaynaklarda ise örneğin

Korikoslu Hayton MS 1235/1308

Eyyubi devleti mısırı fethedince hayton şöyle dedi

Cordines ( kurd/Kürt) denilen Medler Mısır'ın hakimi oldular

Burada da cordi deniyor

Kitap PDF

Fransızca çeviri PDF sayfa 225 PDF sayfası 493

https://archive.org/details/hetum

Başka bir örnek

AMMİANUS MARCELLİUS RERUM GESTRARUM sayfa 157 /306,307 (corduene , carduchi)

Cilt 2 sayfa 54 MS 4. yy da yazılmıştı

Aynı kelimeleri aynı bölge için görüyoruz

https://books.google.com/books/about/Rerum_gestarum_libri_xviii.html?hl=tr&id=UHwWAAAAYAAJ#v=onepage&q=Gordyene&f=false

Örnekler çok fazladır daha detaylı isteyen olursa Instagram emre.ciiftci yardımcı olurum

Burada sizlerle paylaştığım kitaplarda anlayacağımız üzere Kürtler curdi cordu cardu curd şeklinde benzer isimlerle güneydoğu da ve yukarı zagroslarda binlerce yıldır var [1][1][1]

Kaynaklar

  1. XENOPHONS. (11). Anabasis. sf: 261.
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Abdulkadir Özcan
1 gün önce
Geçen gün çölyak hastalığına yol açan HLA-DQ2 ve HLA-DQ8 genlerinin, özellikle Kafkas kökenli toplumlarda neden bu kadar yaygın olduğunu düşünürken aklıma şöyle bir senaryo geldi. Genetik olarak bu kadar yüksek oranlarda bulunmalarına rağmen çölyak hastalığının kendisi oldukça nadir. Bu çelişki, sanki bu genlerin bir zamanlar avantaj sağladığı ama bugün bir bedel olarak karşımıza çıktığı izlenimini uyandırıyor.

Belki de tarım öncesi dönemde, Bereketli Hilal gibi bölgelerde yaygın olan bir patojen (bir virüs, bakteri ya da mantar), buğday ya da arpa proteinlerine yapısal olarak benzeyen yüzey proteinleri geliştirerek evrimleşmişti. Bu moleküler taklit, bitkinin savunma sistemini atlatmak ya da bu bitkileri tüketen hayvanlara daha kolay bulaşmak için bir strateji olabilir. Hatta belki de bu patojenin hedefi, bu tahıllarla beslenen küçük memeliler, kuşlar veya böceklerdi. İnsanlar da bu ekolojik döngüye, ya enfekte hayvanları tüketerek ya da doğrudan yabani tahıllarla temas ederek dahil olmuş olabilir.

Eğer öyleyse, bu patojenin taklit ettiği protein yapılarını tanımakta daha başarılı olan bağışıklık sistemine sahip bireyler – yani HLA-DQ2/DQ8 genlerini taşıyanlar – hayatta kalma avantajı kazanmış olabilir. Böylece bu genler, tarım başlamadan önce bile pozitif seçilim yoluyla yayılmış olabilir.

Ancak tarım devrimiyle birlikte gluten, artık sadece bir iz değil, diyetin temel unsuru haline geldi. Bağışıklık sistemi ise hâlâ geçmişteki tehdidi hatırlıyor ve onu tanımaya programlı. Böylece glutenin kendisi bir tehdit gibi algılanmaya başlanmış olabilir. Yani çölyak hastalığı, aslında geçmişte sağladığı hayatta kalma avantajının bugün açığa çıkan bir yan etkisi olabilir.

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Yusuf Bedirhan
İnceleyen 15 saat önce
Bu sene yıldırım atamadılar ama ellerinde mızrak ile geziyorlar…
Yıldırım istiyoruz babbaaaa!
Film
4.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Ünlü
Mehmet Ünlü
63K UP
Araştırma Sever (Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Öğrencisi) 9 Temmuz 2019 Sen de Cevap Ver
Bu soru, ICQTurk Tuğba Süzer Kanbur tarafından sorulmuştur.
Orijinal Soru: Ölümsüzlük mümkün müdür? Mümkünse gerçekleştirilmeli midir?

Evet, mümkün. Yapmamız gereken şeyleri bilsek de nasıl yapılacağını bilmiyoruz sadece. Gerekli kök hücre sentezi sağlanabilir ve bunu insan vucüdunda bir şekilde oluştarabilirsen, telomer kısalmasının önüne geçebilirsen (aslında doğada bu konular zaten bulunduğu için sadece bunları insan vücudunda birleştirme ve tasarlama problemi kalıyor) biyolojik olarak ölümsüz aşamasına gelebilirsin. Tabi bu yeterli değil, evet vücudun kendini sürekli yeniliyor ve yaşlanmıyor olabilirsin ama bu, yanında bir bomba patlayıp 3215 parçaya bölündüğünde de geçerli değil. Diyelim böyle bir son olmadı ve başka bir şekilde öldün,  bu sefer de hayata geri gönderelibelirsin. Tabi bunun içinde köpekleri hayata döndürebilen deneyin insan üzerinde sorunsuz bir şekilde çalışması lazım (bknz. robert cornish). 

Tüm bunlara rağmen bence, ölümsüzlük zihnimizi aktarmakta geçiyor. West World dünyası gibi zihnimizi, robotlara aktarabilme hayali gerçekleşebilir mi bilmiyorum ama gerçekleşirse işte o zaman tamamen ölümsüzlüğü bulduk demektir, en azından teorik olarak. Tabi bunun nasıl yapılacağı da hala merak konusu.

Asıl konuya gelirsek, gerçekleştirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Zira kusursuz olma arzusuyla yanıp tutuşan, kimyasal fenomenlerle çevrili, maymundan birazcık gelişmiş biz insanlar, hükmetme arzusuyla doluyuz. Ölümsüz bir bedene sahip olunca bu hırsın tükeneceğinden söz edilse de basic narrow intelligence seviyedeki bir canlı da bunun her zaman olacağını düşünüyorum. Yani, yine her şeyi elde etme hırsında olacağız ve yine Dünyayı ve (belkide ölümsüzlüğü bulacak seviyeye gelinceye kadar gelişen teknolojiyle) Evreni yoketmeye çalışacağız.

3,780 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Barış Özcan. (9 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 9 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  2. Yazar Yok. Shockvoice. (9 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 9 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  3. Yazar Yok. Evrim Ağacı. (9 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 9 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
9
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Mekanobiyoloji: Canlı Dokuların Mekanik Şifresi
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Mekanobiyolojinin temel kavramları; özellikle hücrelerin birbirleriyle ve çevreleriyle etkileşimlerinde, hücre bölünmesinden hücre farklılaşmasına ve ölümüne kadar farklı hücresel süreçlerin temellerinde mekanik etkilerin rolünü anlamak için disiplinler arası bir yaklaşım.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Ben bir şeyin ismini bilmek istemiyorum. Nasıl çalıştığını bilmek istiyorum!
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
30
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close