Hogan İkizleri Vakası: Beyinleri Yapışık Olan İkizler, Ortak Bir Bilinci Paylaşıyor Olabilir!
Beyinleri Yapışık Olan İkizler, Tıp Tarihinde Bir İlk Olan "Talamik Köprü" Sayesinde Birbirlerinin Düşüncelerini Okuyabiliyorlar ve Birbirlerinin Gözlerinden Görebiliyorlar!
Eğer iki bireyin beyinlerini birbirine bağlayacak olsaydık, bu durum, bireylerin bilinçli deneyimlerini nasıl etkilerdi? Daha spesifik olaraksa, iki kişinin insanın bilinçli deneyimlerinden herhangi birini paylaşması mümkün mü? Peki ya iki insanın farklı özneler olarak kalırken, aynı anda bazı deneyimlerden ortak olarak yararlanmaları mümkün mü? Beyinleri talamustan bağlı olan Hogan ikizleri vakası (kraniyopagus yapışık ikizler), tüm bunların olabileceğini gösteriyor gibi görünüyor. Pratik ampirik yöntemler bize, ikizlerin bilinçli deneyimleri paylaşıp paylaşmadıklarını doğrudan söyleyemese de, beyinde içerik işlemenin yerelliği hakkındaki düşünceleri gözeterek, büyük olasılıkla bunun olması gerektiğini savunuyorum.
Giriş: Ortak Bilinç Nedir?
Kimi zaman iki beyni birbirine bağladığımızda, bu beyinlerle ilişkili bireysel zihinleri de birleştirebileceğimiz varsayılır. Derek Parfit, felsefe camiasında ünlü olan bir şekilde, iki bireyin bedenlerinden beyin yarılarının çıkarıldığı ve daha sonra yeni bir bedende birleştirildiği bir düşünce deneyini anlatır:[1] Parfit, iki beyin yarısı arasında bir rekabet olup olmayacağını, örneğin birleşme öncesi bireyin fikirlerinin diğerine baskın gelip gelmeyeceğini ya da bir tür uzlaşmaya varıp varmayacaklarını merak eder. Yine de Parfit'in düşünce deneyinde, tekil bir zihnin ortaya çıkacağı temel fikri varsayılmaktadır. Benzer varsayımlar, kişisel kimlik literatüründe de bolca bulunmaktadır.[2], [3], [4], [5], [6], [7]
Parfit'in düşünce deneyi nörolojik açıdan basit olsa da, beyinler arasında yeterli derecede bağlantının birleşik bir bilinçli deneyimler kümesiyle sonuçlanacağını varsaymak hiç de çılgınca değildir. Sonuçta, eğer tek bir beyin bilinç için yeterliyse, temelde büyük bir sinirsel bağlantı ağı aracılığıyla birliğe ulaşmayı başarırlar. Bu ağın birleşik bir bilince ulaşmasını sağlayan her ne ise, prensipte iki beyin kütlesinden oluşan daha büyük bir ağ ile de başarılabilir olmalıdır.
Ancak nadiren araştırılan bir olasılık, nöral bağlantının ortak bilinç ile sonuçlanıp sonuçlanamayacağıdır. Ortak bilinçten kasıt, nöral bağlantının tekil bir deneyim öznesi ya da tamamen birleşik bir bilinç yaratmakta yetersiz kaldığı bir durumdur. Daha ziyade, iki öznenin bilinçli deneyimleri, her ikisinin de aynı anda sahip olduğu bazı tekil belirteç deneyimleri olacak şekilde örtüşür veya kaynaşır. Eğer bu gerçekten mümkünse, bir deneyimin kimliği o deneyimi taşıyan öznenin kimliğinden ayrılmış olacaktır. Bunun yerine, deneyimler birden fazla kişi tarafından sahiplenilebilir ve yine de bireysel deneyimler olarak sayılabilir.
Bunun ilginç bir sonucu, bazı deneyimlerimizin bir ve aynı olmasına izin vereceğinden, deneyimsel şüphecilik kavramını (yani "Benim bir şeye ilişkin deneyimimin sizin bir şeye ilişkin deneyiminizle aynı karaktere sahip olduğunu nasıl bilebilirim?" sorusunu) zayıflatmak olabilir. Bunun yanı sıra, ortak bilinç olasılığı bizi birleşik bir bilinç oluşturmak için nöral bağlantının ne düzeyde olması gerektiğini de düşünmeye zorlayacaktır - bu da bölünmüş beyin tartışmasıyla ilgili bir konudur. Bazı deneyimsel içeriklerin bir özne için birlikte mevcut olmasını sağlayan "bağlantı derecesi", tamamen birleşik bir bilinci otomatik olarak gerektirmez (bu konuda ileride daha fazla bilgi verilecektir).
Günümüzde bile, dünyada gerçek bir "ortak bilinç vakası" söz konusu olabilir: Tatiana ve Krista Hogan, kraniopagus yapışık ikizleridir, yani kafalarından birleşmişlerdir. Tatiana ve Krista'yı benzersiz kılan şey, beyinlerinin ince bir sinir dokusu bandıyla birbirine bağlı olmasıdır. Bu doku, her iki kızında talamuslarına ayrı ayrı bağlanır ve bu nedenle "talamik köprü" olarak adlandırılmıştır. İkizler üzerinde yapılan gözlemler, bir beyindeki bilginin diğer beyne bu köprü üzerinden geçebildiğini göstermektedir.
Hogan İkizleri, felsefe literatüründe giderek ün kazanmaktadır. Onlara yapılan başlıca atıflar arasında, bu örneği kişisel kimlik teorilerine saldırmak için kullanan Hershenov (2013), onları yanlış tanımlama yoluyla hataya karşı bağışıklığa (ve dolayısıyla deneyimin temel mahremiyetine) meydan okumak için kullanan Langland-Hassan (2015) ve panpsişizmde karşımıza çıkan kombinasyon sorununa yanıt vermek için kullanan Montero (2017) bulunmaktadır.[6], [8], [9], [10]
Bu filozoflar, genellikle ikizler örneğinden, insanların tek bir özne haline gelmeksizin tüm deneyimlerini paylaşamasalar bile, tek bir özne haline gelmeksizin bazı deneyimlerini paylaşmalarının mümkün olduğu sonucunu çıkarmaktadır. Ancak bu filozofların hiçbiri, ikizlerin deneyimlerini gerçekten paylaşıp paylaşmadıklarını ortaya koyamamaktadır. Dolayısıyla biz, bu filozofların varsaydığı şekilde deneyim paylaşımının gerçekten mümkün olduğundan şüphe etmeye devam edebiliriz. İhtiyacımız olan ve bu makalenin sağlamayı amaçladığı şey, ikizlerin durumunun nörolojik ayrıntılara ve bunların sağladığı olasılıklara daha yakından bakan, daha kapsamlı bir incelemesidir.
Sorun şu ki, Hogan İkizleri vakası, gerçek hayatın tüm olağan karmaşasını içermektedir. İkizlerin, sınırlı bir ölçüde de olsa deneyimlerini gerçekten paylaşıyor olmaları söz konusu olabilir. Ancak sinirsel bağlantıya rağmen, ikizlerin kesinlikle farklı bilinçli deneyim akışlarını korudukları, hemen hemen tüm davranışsal gözlemler ve öz raporlarla da uyumludur. Sonuç olarak, bu vakayı değerlendirmek için bilincin nöral bağıntılarına ilişkin genel bir ilkeye başvurmak gerekir: bilinçli içeriğin, beyinde lokalize olduğu ilkesi. Bu ilkeyi savunduktan sonra, ikizlerin bazı bilinçli deneyimlerinin büyük olasılıkla ortak olduğu sonucuna varacağım.
Gözlemsel Detaylar: Hogan İkizleri Kimdir?
Tatiana ve Krista Hogan, Ekim 2006'da doğdular. İkizlere karşıdan bakan biri için Tatiana solda, Krista ise sağda kalan ikizdir.
İkizler, gelişimsel olarak gecikmişlerdir; ancak bunun dışında günlük yaşamlarında oldukça normal bir zihinsel ve fiziksel işlevsellik düzeyine ulaşmış görünmektedirler: İkizler hakkında yayınlanan Inseparable belgeselinin 31.00-32.00 noktaları arasında, çocukların kitap okuma düzeyinin 10 yaşında olmalarına rağmen kabaca 1. sınıf düzeyinde olduğu görülmektedir.[11]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Akademik literatürde bu vakaya ilişkin henüz birinci elden kapsamlı bir bilimsel rapor yayınlanmamıştır. Birincil kaynaklarımız, Susan Dominus'un The New York Times (2011) için yazdığı ve bugüne kadar yayınlananlar arasında en ayrıntılısı olan bir gazete makalesi ve birkaç televizyon belgeselidir.[12] Televizyon belgeselleri, eğlence değeri uğruna olayları seçme eğiliminde olduğundan, hakemli bir bilimsel raporun olmaması üzücüdür. Bununla birlikte, video kayıtları, ikizlerin davranışlarındaki nüansları yakalamak açısından son derece değerlidir. Bu konuda en güncel olan ve Canadian Broadcasting Company (CBC) tarafından 2017 yılında yayınlanan belgeselde ikizler, bazı deneyimsel öz raporlar da sunmaktadır.[11]
Hogan İkizleri, Diğer İkizin Vücudundaki Uyaranları Algılayabiliyor ve Birbirlerinin Gözünden Görebiliyor!
Hogan ikizleriyle ilgili en şaşırtıcı gerçek, her birinin diğer ikizin vücuduna sunulan girdileri rapor edebilmesidir. Örneğin, kendi gözleri kapalı olduğu halde Tatiana, Krista'nın her iki gözüne gelen görsel girdileri rapor edebilmektedir. Benzer şekilde Krista da Tatiana'nın gözlerinden birine gelen girdileri rapor edebilir.
Ketçaptan Hoşlanmama
Krista, Tatiana’nın yediği yiyeceklere karşı hoşnutsuzluğunu dile getirebilir ve deneyimleyebilir (bu olayın tersi henüz bildirilmemiştir, ancak bu da muhtemelen mümkündür). Belgeselde bunların duyusal sinyaller mi, motor sinyaller mi, yoksa her ikisi birden mi olduğu belirtilmemiştir. Ancak, gözlemsel kanıtlar göz önüne alındığında, en azından motor sinyaller olduğu söylenebilir.
Sık sık tekrarlanan bir anekdota göre Tatiana, yemeğinin üzerine ketçap dökülmesinden hoşlanırken, Krista (ketçap sevmediği için) onun ketçap yemesini engellemeye çalışmaktadır (örneğin Pyke 2014: 15.15-16.00).
Dokunsal Uyaranların Karşılıklı Algılanması
Her iki ikiz de diğerinin vücuduna ne zaman ve nerede dokunulduğunu algılayabilir; anneleri, bunu görsel uyaranlardan daha kolay yapabildiklerini bildirmiştir (Pyke 2017: 6.15-6.30). İşitsel bilginin iletimi henüz rapor edilmemiştir, ancak bunun nedeni, gayriresmi olarak test edilmesinin daha zor olması olabilir.
Kol ve Bacakların Kontrolü
Motor kontrol ile ilgili olarak, İkiz Yaşam (Twin Life) belgeselinde gösterilen (Pyke 2014: 20.10-21.02) fMRI görüntülemesi sayesinde Tatiana'nın beyninin kendi sağ bacağından, her iki kolundan ve Krista'nın sağ kolundan (birleştikleri taraftaki kol) gelen "sinyalleri işlediği" açıklanmaktadır.[13] Buna karşılık Krista'nın beyni kendi sol kolundan, kendi bacaklarından ve Tatiana'nın sol bacağından (yine birleştikleri taraftaki kol) gelen sinyalleri işlemektedir. Her bir ikiz, bu sinyallere karşılık gelen uzuvların her birini gönüllü olarak hareket ettirebilmektedir (bkz. Pyke 2017: 15.00-15.10).
Elbette, "Krista'nın bacağı" ya da "Tatiana'nın kolu" ifadesini, sadece ifade kolaylığı açısından, sıradan insan bedeni planlarına atıfta bulunarak kullanıyorum; uzuvların mülkiyetinin kime ait olacağı açık bir sorudur. Yine de belgeseller, ikizlerin sıradan vücut planları dahilindeki tüm uzuvları için gönüllü bedensel kontrol yeteneğine sahip olduklarını öne sürmektedir. Anneleri Felicia'nın da ifade ettiği gibi, "ne zaman yapmak istediklerini ve ne zaman yapmak istemediklerini seçebiliyorlar" (Pyke 2017: 15.51-15.58). Bu nedenle, bazı uzuvlar (Krista'nın sağ kolu ve Tatiana'nın sol bacağı) üzerindeki kontrol iki taraflı gibi görünüyor.
Ortak Acı Algısı ve Duygular
İkizler ayrıca acıya karşı ortak bir duyarlılık gösterirler. İkizlerden birinin bedeni zarar gördüğünde her ikisi de ağlar.[14] Burada, Inseparable belgeselindeki iki olay, özellikle yakından incelenmeye değerdir.
Bir noktada, ikizlerin başı ağrır (Pyke 2017: 12.00-12.48). Klipten anlamak zor olsa da, ilk önce Tatiana'nın başı ağrıyor gibi görünüyor çünkü Krista "Kız kardeşimin başı ağrıyor." diyor, ama hemen ardından klipte her iki ikizin de tam olarak senkronize bir acıyla inleme de dahil olmak üzere sıkıntılarını ifade ettikleri görülüyor. Daha sonra, bir muhabir tarafından "Kimin başı ağrıyor, senin mi Krista'nın mı?" diye sorulduğunda, Tatiana "İkimizin de, sanki... çok." diye cevap veriyor (eliyle genişçe işaret ederken) (Pyke 2017: 12.35-12.40).
Buna zıt bir olay da ikizlerin kızak kayarken düşmesi ve Tatiana'nın kalçasının üzerine düşmesidir. Krista bunu daha sonradan hissetmesine rağmen canının acımadığını söyler ve bu da, paylaşılmayan bir duygusal tepkiye işaret eder. Bununla birlikte, anne, her iki ikizin de aynı anda ağladığını ve Krista'nın kız kardeşi kalçasını incittiği için ağladığını belirtmektedir (Pyke 2017: 28.45-29.15).
Kızakla kayma olayının da gösterdiği gibi, duygusal tepkilerin de senkronize olduğu bildirilmiştir. Aslına bakılırsa, senkronize olmayan duygusal tepkiler rapor edilmemiştir. Anneleri Felicia şöyle diyor (Pyke 2014: 28.17-28.27):
Duyguları kesinlikle birbirine bağlı. Biri kızgın hissettiğinde, diğeri de otomatik olarak kızgın hissediyor. Biri mutlu olmadan diğerinin mutlu olduğunu hiç görmedim.
Annelerinin, ikizlerden birinin duygularının bulaşıcı bir şekilde diğerini de harekete geçirdiğini varsayması dikkate değerdir (Insperable 12.50-13.06). Elbette senkronizasyonda gecikmeler gözlenmiş olabilir, ancak bu çeşitli raporlardan veya videolardan anlaşılamamaktadır.
Birbirinin Düşüncelerini Okuma ve Ağzı Oynatmaksızın Konuşma
Son olarak, Inseparable belgeseline göre ikizler, birbirleriyle kafalarının içinde konuşabilmektedir (Pyke 2017: 7.15-7.24). Bu durumdan, daha önce de aile üyeleri de şüphelenmişti (Pyke 2014: 8.40-8.58; Ryan 2014).
- Dış Sitelerde Paylaş
Bu raporun bilimsel olarak teyit edilmemiş olması yine üzücüdür. İkizlerden bir ile bin arasında herhangi bir sayı üzerinde anlaşmak için iç konuşmalarını kullanmaları ve ardından sayıyı aynı anda yüksek sesle söylemeleri istenerek test edilebilir:Bu, özel gözlem öz-bilgi teorileriyle ilgilidir, çünkü içsel konuşmanın talamusun duyusal merkezi aracılığıyla iletildiğini gösterir.[15] Dolayısıyla, içsel konuşma üretirken kendimizi dinlediğimiz iddiasını destekleyebilir. İkizler, niyetlerini iletmek için hafif bedensel işaretleri kullanabilseler bile, yeterince geniş bir sayı aralığı ve kesinlikle eşzamanlı rapor göz önüne alındığında, sayılar üzerinde anlaşmaya varmak için bir yöntem olarak giderek daha olanaksız hale gelecektir.
Genel olarak, ikizlerin önemli bir bilişsel bilgi yelpazesini iletebildikleri veya haberleşebildikleri açıktır. Aslına bakılırsa, ikizlerin talamuslarından bağlandıkları göz önüne alındığında, bu şaşırtıcı olmayabilir bile. Talamik köprünün her ikizin talamusuna tam olarak hangi noktada bağlandığı bize söylenmiyor, ancak talamusun genellikle koku alma dışındaki tüm duyusal modalitelerden gelen sinyaller için bir merkez görevi gördüğü biliniyor.[16], [17] Talamus, sadece bilgi aktarmakla kalmaz, aynı zamanda bazı düşük seviyeli işlemlere de katkıda bulunur. Talamusun ağrı hissinde de önemli bir rol oynadığı anlaşılmaktadır.[18], [19], [20] Araştırmacıların, ağrının duyusal yönlerini, bazen posterior insula ile ilişkilendirilen duygusal yönlerinden (yani, ağrının özellikle hoş olmayan karakterinden) ayırt etme eğiliminde oldukları da hatırlanmalıdır.[21]
Bu durum, Tatiana kalçasını incittiğinde Krista'nın bunu hissetmesine rağmen neden acımadığını bildirdiğini açıklayabilir. Bununla birlikte, duygular düzenli olarak senkronize ediliyorsa, duygusal bilginin de iletiliyor olması muhtemel görünmektedir.
İkizlerin Bilincine Dair Üç Olasılık
İkizlerin sinirsel bağlantısı, başlangıçta bir beyinde işlenen bilginin diğerine aktarılmasına izin vermek için yeterli olsa da, bu bize kızların bilinçli deneyimlerinin nasıl ilişkili olduğunu söylemez. Burada üç geniş olasılığı kabul edebiliriz:
- Kızların genel olarak birleşik bir bilinçli deneyimler kümesine sahip olması;
- Kızların deneyim kümelerinin kısmen paylaşılması veya;
- Kızların tamamen farklı iki deneyim kümesine sahip olması.
Olasılık-1: Tek Bir Birleşik Bilinç
En radikal birlik olasılığı olan bu ilk seçenek, pek olası değildir, ancak kesin olarak çürütülmesi şaşırtıcı derecede zordur.
İkizlerin etrafındaki herkes, ikizlerin farklı bireyler olduğunu kabul eder. Farklı kişiliklerine ve tercihlerine işaret ederler; ikizler zaman zaman kavga bile ederler (fiziksel saldırılar her ikisine de zarar verse de). İkizler, ortak zamirlerin aksine, bireysel zamirleri akıcı bir şekilde kullanırlar (arada sırada bazı ilginç kaymalar olsa da). İkizlerden biri uyurken diğerinin uyanık olması da mümkündür (Pyke 2017: 16.34-16.41). Bu da ikizlerin birbirlerinin rüyalarına erişip erişemedikleri gibi büyüleyici bir soruyu gündeme getiriyor.
Yine de bir şüpheci, bu olguların hiçbirinin, ikizlerin aslında tamamen birleşik bir bilince sahip olmadıklarını kanıtlamak için yeterli olmadığını söyleyebilir. Kişilikteki belirgin farklılıklardan, birleşik olmayan bilinçler ya da tam tersi bir sonucu direkt olarak çıkaramayız (bu Roelofs'un temel argümanlarından biridir).[8] Örneğin, dissosiyatif kimlik bozukluğu vakaları, birleşik bir bilinçli deneyim akışını sürdürürken, tartışmalı bir şekilde farklı kişilikler (hatta ihtilaflı) tercihler ve zamir kullanımı içerir.[9], [22] Uyku ayrımına gelince, bazı hayvanlar beyinlerinin bir yarısı uyurken diğer yarısı uyanık kalabilmektedir.
İkizlerin farklı bilinçli deneyim kümelerine sahip olduğuna dair en iyi kanıt, ikizlerden birinin kendisini diğerinin yapamadığı bir şeyi yapabilir olarak gördüğü durumlardır. Örneğin, kendini "Krista" olarak tanımlayan birey yalnızca kendi bacaklarını hareket ettirebiliyorsa, bu durum eylemlilik anlamında bir farklılığa işaret eder. Bu belirgin faillik hissine büyük olasılıkla belirgin bir bilinçli deneyim eşlik eder; yani "Bunu ben yapıyorum." hissi (örn. Gallagher 2012).[23]
Buna şüpheyle yaklaşılabilir mi? Sanırım "Tatiana, bu uzuvları hareket ettirebiliyor musun?" diye sorduğumuzda ikizlerin ne anladığını sorgulayabiliriz. Bunu "Tatiana kişiliğiniz bu uzvu hareket ettirebiliyor mu?" gibi bir şey olarak anladıkları düşünülebilir. Yine de bu, ikizlerin zihinsel yaşamını anlamlandırmak için oldukça zorlama bir yol olacaktır. İmkansız değil, ama kesinlikle kabul edilmesi gereken varsayılan yorum değil. Buna göre, aşağıdaki tartışmada kızların tamamen birleşik tek bir bilince sahip olma olasılığını göz ardı edeceğim.
Olasılık-2: Kısmen Paylaşılan Bilinç
İkinci olasılık olan "kısmen paylaşılan bilinçler", akla daha yatkındır. Bu modelde, örneğin Krista'nın yanağının okşanması gibi tek bir simgesel deneyim vardır, ancak Krista ve Tatiana genel olarak farklı deneyim kümelerine sahiptir. Bu model, Bayne'nin "fenomenal birlik" kavramına başvurularak açıklığa kavuşturulabilir.[24]
Fenomenal birlik, temelde, bir şeyi deneyimlerken aynı zamanda başka bir şeyi de deneyimlemek gibi bir şey olduğunda hoşlandığımız türden bir birliktir. Bayne, fenomenal birliği, temsili birlikten (deneyimsel yönlerin, bir topun kırmızılığı ve yuvarlaklığı gibi ortak bir temsili içerik altında bağlandığı) ve özne birliğinden (deneyimlerin aynı kişinin başına gelmesi durumunda öznelerin birleşik olduğu) ayırır.
Örneğin, Krista'nın yanağındaki hissi deneyimlerken, aynı zamanda sol kolu üzerinde bir kontrol hissi yaşadığını varsayalım. Eş zamanlı olarak Tatiana da, Krista'nın yanağındaki aynı hissi yaşarken, aynı zamanda kendi sağ kolu üzerinde bir kontrol hissi yaşasın. Paylaşım modelinde, ikizlerden hiçbirinin diğerinin "dış kolu" üzerinde kontrol deneyimlememesi mümkündür. Dolayısıyla ikizlerin farklı fenomenal birlikleri vardır. Montero, her ne kadar bu konuyu derinlemesine analiz etmese de, ikizlerin vakasında benzer bir pozisyonu savunuyor gibi görünmektedir.[10]
Paylaşım modeline göre, paylaşım durumlarında ikizlerden biri için bazı içeriklerin bilinçli deneyimini gerçekleştiren her neyse, her iki ikiz için de bunu yapar. Ancak paylaşım modeli, paylaşılan deneyimsel belirtecin, ikizlerin aynı anda başka ne deneyimlediklerine bağlı olarak, ikizlerin genel zihinsel ekonomisi içinde oldukça farklı roller üstlenmesine izin verir. Örneğin, dokunma hissi bir ikizin dikkatinin merkezinde yer alırken, diğer ikiz için yalnızca ön yansıtıcı olarak mevcut olabilir. Benzer şekilde, deneyimsel kısmı paylaşırken buna karşı farklı tutumlar alabilirler: Örneğin ikizlerden biri hissi severken, diğeri sevmeyebilir. Benzer şekilde, Hirstein da varsayımsal bir nöral bağlantı vakasını tanımlarken bu olasılığı gündeme getirmektedir.[25] Hatta ikizlerden biri bu hissi tanıyabilir veya anlayabilirken, diğerinin anlamaması da mümkün olabilir.
Bu noktada, paylaşım modelinin, bağlamsal faktörlerin deneyimin niteliklerini nasıl etkileyebileceğini göz ardı ettiği itirazı yapılabilir. Örneğin, aynı renk tonuna sahip alanların çevredeki renklerin etkisiyle önemli ölçüde daha açık veya daha koyu göründüğü White'ın İllüzyonu gibi deneyimlere aşinayız.[26] Zihinsel organizasyonun bir başka düzeyinde, aynı ışık parlamasının, bireyin aynı anda çift veya tek bir dokunuş hissetmesine bağlı olarak çift flaş veya tek flaş olarak deneyimlenebildiği çapraz modal etkiler vardır.[27] Bir başka düzeyde ise, hoş ya da nahoş duygulanımın algısal niteliklere derinlemesine nüfuz edebilmesi akla yatkındır.[28] Öyle ki aynı yiyecek, onu iğrenç bulan kişi ile lezzetli bulan kişi tarafından önemli ölçüde farklı özelliklere sahip olarak deneyimlenebilir. Bu örneklerden çıkarılacak ders, deneyimsel içeriğin izole parçalarının paylaşım modelinin talep ettiği şekilde gerçekten paylaşılabilir olması için deneyimsel kalitenin genel yapıya çok fazla bağlı olduğu gibi görünmektedir.
Bağlamsal faktörlerin genel deneyimsel kaliteye derinden katkıda bulunduğu konusunda hemfikir olsak da, bunun paylaşım modeliyle çelişmesi gerekmez. Paylaşım olasılığını temellendiren şey, bir bireyin genel bilinçli deneyiminin, bu parçaların kendilerine özgü niteliklere sahip olduğu parçalardan oluşmasıdır. Bilinçli deneyimin zorunlu ve olgusal açıdan birleşik olduğunu düşünen Bayne bile, bilinçli deneyimin olgusal parçalardan oluştuğunu kabul eder.[24] Burada, Tye tarafından önerilen daha radikal bir bütüncül görüşe karşı çıkmaktadır.[29]
Bu içsel nitelikler, onu bilinçli parça haline getirir. Bir müzik akorunun sesini düşünün. İkizlerin Re notası deneyimlerini paylaştıkları, ikizlerden birinin bu notayı Fa# ile (dolayısıyla majör üçüncü), diğerinin ise Fa natürel ile (dolayısıyla minör üçüncü) birlikte duyduğu bir durum hayal edebiliriz. Sonuçta ortaya çıkan deneyimler genel olarak farklı olsa da, ikizlerin Re notası deneyimleri genel deneyimlerine katkıda bulunan içsel niteliklere sahiptir. Bunu söyleyebiliriz, çünkü bir akor deneyimlediğimizde, bu notanın katkıda bulunduğu deneyimin en azından bir yönünü iç gözlemsel olarak tanımlayabiliriz; bu yön, farklı bir nota ile değiştirildiğinde farklı olacaktır. Notanın sesi, deneyimsel olarak ayırt edilebilir.
Aynı zamanda, bir bilinçli parçanın iki çelişkili şekilde sunulamayacağını ve yine de tek bir bilinçli deneyim parçası olarak sayılamayacağını söylemek doğrudur. Dolayısıyla paylaşım modeli, paylaşılan bilinçli bir parçanın içsel niteliklerinin, aynı zamanda paylaşılmayan bağlamsal faktörler tarafından değiştirilmediğini ifade etmekte kararlıdır. Yukarıdaki üç örnekten en azından son ikisi, bağlam etkilerinden bağımsız olarak içsel niteliklerini korudukları şeklinde anlaşılabilir. Yani, bir ışığın bir kez mi yoksa iki kez mi yanıp söndüğü, zamansal bir süresi olan bir deneyimin sadece yanlış yorumlanması veya üst üste bindirilmiş bölünmesi olabilir. Ve bir tadın iğrenç mi yoksa hoş mu olduğu, özündeki lezzetinden ziyade, "kişinin yaptığı çağrışım türlerine" veya "dikkatte ön plana çıkan ayrıntılara" bağlı olabilir. White'ın İllüzyonu hakkında ne söylememiz gerektiği daha az nettir, ancak ikizlerin birbirlerinin görsel alanlarına erişimleri göz önüne alındığında, illüzyona karşı duyarlılıkları yine de paylaşılabilir.
Genel olarak, paylaşım tutarlı ve potansiyel olarak ikizlere ilişkin davranışsal gözlemlerimizi anlamlandırabilir görünmektedir. Paylaşım, kızların birbirlerinin bedenlerindeki uyaranlara eriştikleri vakaların çoğunu bile açıklayabilir. Paylaşımın, bölünmüş beyin tartışmasındaki pozisyonlardan biriyle çarpıcı bir benzerlik taşıdığını belirtmek de önemlidir. Tipik olarak, filozoflar ya korpus kallosumun bölünmesinin iki bilinç akışına yol açtığını ya da kalan alt kortikal bağlantıların her şeye rağmen tek bir bilinç akışını korumak için yeterli olduğunu iddia etmektedir.[24], [30]
Kısmi Birlik Modeli
Ancak üçüncü bir ara pozisyon, bilincin kısmen birleştirilebileceğidir.[31], [32] Kısmi birlik modelinin en önemli özelliği, paylaşılan bilinç gibi, bilinç birliğinin geçişliliğini reddetmesidir. Yani, bir A deneyimi B deneyimi ile ve B deneyimi C deneyimi ile birleşik olsa da, A ve C deneyimlerinin birbirleriyle birleşik olması gerekmez.
Kısmi birlik modelinin belirli cazibeleri vardır. Yarı küreler arası bilinçli birlikteki belirgin başarısızlıkları (örneğin nesneleri tanımada) aynı anda açıklayabilirken, diğer açılardan (örneğin duygusal içerikte) belirgin bilinçli birliğe izin verir. Kısmi birliğin bir başka cazibesi de bilinçli birlik derecesini nörofizyolojik birlik derecesi ile doğrudan ilişkilendirmesidir. Yine de kısmi birlik modeli popüler değildir (Lockwood bile bu konuda şüphelerini dile getirir ve Schechter, kitabında bu pozisyonu nihai olarak savunmaz).[31], [32]
Kısmi birlik modeline yöneltilen yaygın bir suçlama, bunun düşünülemez olduğudur: Kısmi olarak birleşik bir bilince sahip olmanın nasıl bir şey olacağını hayal edemeyiz.[24] Ancak, Schechter'in işaret ettiği gibi, benzer şekilde iki ayrı bilinç akışına sahip olmanın da nasıl bir şey olacağını hayal edemeyiz.[32] Her iki görüşün de tüm amacı, tek bir öznel bakış açısı olduğu iddiasından vazgeçmektir. Bir başka itiraz da belirsizliğe ilişkindir: Bir öznenin kısmen birleşik bir bilince sahip olduğunu doğru kılan şey ne olabilir? Bu, 4. bölümde geliştirdiğim, "paylaşımı ayrışmadan ayırt etme sorunu" ile doğrudan paraleldir.
Görünüşe göre (örneğin duygularda) birliğin korunduğuna dair kanıtlar, iki akış savunucularının bunun yerine içeriğin kopyalandığını söyleyemeyeceği kadar açık değildir.
Bu arada birlik savunucuları, yine de görünürdeki ayrılıklara uyum sağlamanın yollarını bulmuşlardır.[24] Belki de Hogan ikizleri kısmi birlik modeli için biraz destek sunabilir. Yani, onların durumunda paylaşımı kabul edersek, benzer bölünmüş beyin durumunda kısmi birliği düşünmeye daha istekli olabiliriz. Kısmi birlik ile paylaşılan bilinç arasındaki önemli bir fark, paylaşılan bilincin bir değil iki kişiyi içermesidir. Ancak eğer odak noktamız gerçekten özneler değil de öznel bakış açıları ise, vakalar kısmi birlik olasılığını desteklemek için yeterince benzer olabilir.
Olasılık-3: Farklı Bilinç ("Ayrışma")
Paylaşılan bir bilincin "doğru seçenek" olarak onaylanmasının önündeki en büyük engel, ikizlerin tamamen ayrı bilinçli deneyimlere sahip olduğu üçüncü olasılığın akla yatkınlığıdır.
Ben buna "ayrışma" adını vereceğim. İkizler, aynı fizyolojik kökene sahip (örneğin retinal aktivitenin bir belirteç modelinden kaynaklanan) eşleşen deneyimler (örneğin oyuncağı görme) bildirdiklerine göre, bunun gerçekleşebileceği iki yol öngörmek faydalı olacaktır.
İlk yol, bilginin beyinler arasında aktarıldığı ancak bu bilgiye ilişkin bilinçli deneyimin, beyinler arasında aktarıldığı noktadan sonra meydana geldiğidir. Örneğin, okşanmayla ilgili dokunsal bilgi Krista'nın dokunsal işleminin ilk aşamalarından geçerek talamusuna ulaşır. Bu noktada yol daha sonra dallara ayrılır. Bir işlem akışı Krista'nın somatosensoriyel korteksinden geçerek Krista için bilinçli hale gelirken, başka bir işlem akışı talamik köprüyü geçerek Tatiana'nın talamus ve somatosensoriyel korteksinden geçer ve Tatiana için bilinçli hale gelir. Langland-Hassan da ikizlerin durumunu tartışırken bu olasılıkları karşılaştırmaktadır.[9]
İkinci yol, bir tür deneyimsel bulaşma olarak anlaşılabilir. Burada Krista, okşanmakla ilgili bilinçli bir dokunsal deneyim yaşamakta ve ardından bu dokunsal deneyimle ilişkili bilgi talamik köprüden geçerek Tatiana için bu bilinçli deneyimin bir kopyasını oluşturmaktadır. Böylece bazı içeriklerin bilinçli deneyimi bir ikiz için diğer ikiz için gerçekleşmeden önce meydana gelir. Hatta ilk kızın bilinçli deneyiminin ikinci kızın deneyiminin karakterini nedensel olarak etkilemesi bile söz konusu olabilir.
Bununla birlikte, ikizlerden hiçbirinin deneyimi, tamamen ya da kısmen, diğeriyle aynı değildir. Dolayısıyla açık konuşmak gerekirse, farklılaşmanın her iki alt türünde de ikizlerden biri, diğer ikiz hiç yaşamadan bu deneyimi yaşayabilir.
Hogan İkizlerinin Bilinciyle İlgili Sorun Ne?
İkizlerle ilgili kilit sorumuz artık netleşebilir: Tatiana'nın Krista'nın gözlerine gösterilenleri rapor etmesi ya da her iki kızın da başlarının ağrıdığını rapor etmesi gibi durumları düşündüğümüzde, bilinç paylaşımının gerçekleştiği bir durum söz konusu mudur, yoksa her zaman deneyimlerinin farklılaştığını mı varsaymalıyız?
Okuyucular, ayrışmanın herhangi bir versiyonunu "varsayılan yorum" olarak kabul edebilirler. Sonuçta bilinç paylaşımı, oldukça radikal bir olasılıktır. Deneyimlerin onlara sahip olan özne tarafından bireyselleştirildiği fikrini açıkça reddeder. Bölünmüş beyinlerin kısmi birlik modeli gibi, bilinç paylaşımı da, bilinçli birliğin geçişkenliğini reddeder (ancak bilinç paylaşımı, özneler arasındaki geçişkenliği reddetmez).
Bir başka ilginç nörolojik mesele de paylaşılan bir deneyimin tam olarak nerede meydana geldiğini varsaydığımızla ilgilidir. Burada, sunduğum modellerle ilgili hiçbir şeyin materyalist bir bilinç teorisi gerektirmediğini belirtmeliyim. Eğer nitelik düalizmi doğruysa, maddi olmayan bir niteliğin her iki ikiz tarafından paylaşılması hala mümkündür. Bununla birlikte, bilinçli deneyim ile sinirsel faaliyet arasında bir miktar korelasyon olduğunu varsaymamız gerekecektir (ki mülkiyet düalistleri genellikle bunu kabul eder). Dolayısıyla, eğer paylaşım gerçekleşirse, korelasyon gösteren sinirsel alan ya talamik köprüde yer almalı ya her iki ikizin beynine yayılmalı ya da sadece bir ikizin beyninde bulunmalıdır. Tüm bu durumlarda, paylaşılan içerik parçası, ikizlerden en az biri için bireysel beynin ötesine uzanan sinirsel alanları kullanmalıdır.
Elbette bir kişinin deneyimlerinin dolaysız aracı, normalde yalnızca beynindeki faaliyetlerdir. Yine de bilinçli deneyim oluşumunu destekleyebilecek işlevsel sinirsel bağlantıların genişletilebileceğini inkar etmek için ilkesel bir neden göremiyorum. Dahası, ikizlerin fizyolojik olarak eşsiz olduğunu asla unutmamalıyız. Beyinlerin genel olarak neye adapte olduğuna bakılmaksızın, ikizlerin beyinleri gebelikten bu yana kendilerine özgü bağlantılara adapte olmuştur. Gerçekten de ikizlerin talamik köprüye uyum sağlama biçimleri nöral plastisitenin örnek bir vakasıdır.
Sezgilerimizi bilinç paylaşımı modeline doğru itebilecek bir başka faktör de, ikizler için bazı bilinçli içeriklerin, ikizlerden birinin ya da her ikisinin de içeriği her iki bedende de mevcut ya da her iki bedende de gerçekleşiyor olarak deneyimlemesi anlamında "çift bedenli" olabileceğidir. Bu, paylaşılan bilinçli içerikleri için geçerli olabilir. Örneğin ortak baş ağrıları için bu durum söz konusu olabilir; her iki ikiz de bunun her iki kafada da olduğunu hisseder. Bu tür deneyimler, sıradan bir bireyin deneyiminin o bireyin bedeniyle ilişkili olarak sunulma biçiminde radikal bir genişleme sergileyecektir. Bu deneyimsel genişleme, nöral genişleme ile pekala ilişkili olabilir. İçeriğin bu anlamda çift bedenli olup olmadığı hiçbir raporda açıkça teyit edilmemiştir. Ancak, bir ikizin diğer ikizin ayağının okşandığını deneyimlemesi (Pyke 2014: 18.27-18.40) ya da diğer ikizin ağzındaki yemeği tatması (Pyke 2014: 15.30-15.52), genel olağandışı kümelerinin sıradan insan bedeni planının ötesine uzandığını güçlü bir şekilde göstermektedir.
Ayrışmayı Paylaşımdan Nasıl Ayırt Ederiz?
Şimdiye kadar iki ana olasılığı izole ettik: bilinç paylaşım ya da ayrışma; ancak ikisi de açıkça varsayılan bir pozisyon değildir. Aslında burada derin bir sorunla yüzleşmek zorundayız: Bilincin nasıl gerçekleştiğini bilmekten bağımsız olarak, ayrışmadan ziyade paylaşımın gerçekleştiğini kesin olarak ortaya koyabilecek pratik bir gözlem, test ya da ikizlerin kendi raporları yok gibi görünüyor.
Her iki kızın da benzer içerikler, örneğin Krista'nın kolundaki ağrı hissini bildirdiğini varsayalım. Her iki kız için de bu his, anlık ve canlıdır. Bu, bilinç paylaşımını kesin bir olasılık haline getirmek için yeterlidir. Ancak bunun ötesinde, kızların öz raporları arasındaki hiçbir benzerlik derecesi, paylaşımı kesin olarak ortaya koymayacaktır. Kızların deneyimlerinin daha ayrıntılı özelliklerinin kopyalanması söz konusu olabilir. Hatta kızların bir deneyimle ilgili olarak eşleşen bir eylemlilik duygusu bildirdiklerini varsayalım. Örneğin, her kız içeriğe kişisel olarak dikkatini yönelttiğini, onu hatırladığını ya da hayal ettiğini hissettiğini bildiriyor. Yine, kızların zihinsel eylemlilikleri paylaşılıyor olabilir ya da bir kişinin zihinsel bir olayı kendisine ait olarak tanımlamasını sağlayan belirli eferent ipuçları beyinler arasında kopyalanmış olabilir.
Eğer öz raporlar paylaşımı veya ayrışmayı ortaya koyamıyorsa, davranışsal gözlemlere veya testlere ne dersiniz? Paylaşımın dikkat, anlayış ve tutum farklılıklarıyla uyumlu olduğunu hatırlayın. Dolayısıyla hem paylaşım hem de ayrışma, davranışsal tepkilerinin benzerliği ya da ayrışması ile uyumludur. Paylaşımın daha iyi bir göstergesi, kızların tekil bir birim olarak hareket etmeleri, örneğin bir birim olarak dikkat etmeleri veya bir birim olarak kendiliğinden konuşma üretmeleridir. Bu, söz konusu davranışı yönlendiren bilinçli zihinsel eylemlerin paylaşıldığını gösterir. Ancak tekil davranışın aslında bir kızın her iki beden için de hareket etmediğini ve diğer kızın pasif bir şekilde hareket etme deneyimini taklit ettiğini göstermemiz gerekir.
Son olarak, sinirsel gözlemler bize bir şey söyleyebilir mi? Eğer bazı içeriklere ilişkin benzer öz-raporlar, iki beyindeki kesinlikle senkronize olmayan sinirsel aktivite ile ilişkilendirilebilirse, o zaman deneyimlerin genellikle sinirsel aktivite ile zamansal olarak çakıştığını varsayarsak, ayrışma ihtimal dahilinde görünecektir (muhtemelen bilincin birinden diğerine bulaştığı alt tip). Ancak sinirsel aktivite kabaca senkronize olsa bile, bu ya paylaşımın ya da ayrışmanın meydana gelmesine izin verebilir. Yani, senkronize aktivite ya iki tip-özdeş içeriğin eşzamanlı olarak işlenmesi ya da tek bir belirteç deneyimiyle ilişkili geniş bir sinirsel aktivite devresi olarak yorumlanabilir.
Ya her iki kız da bazı duyusal girdileri rapor edebilirken, sadece bir kızın beyninin algısal duyumla ilişkili alanlarda faaliyet gösterdiğini tespit edebilirsek? Örneğin, her iki kızın da görsel hareket deneyimini rapor ettiğini, ancak görsel kortekste sadece bir beynin V5 alanının aktif olduğunu varsayalım. Bu durum, kesinlikle paylaşımı düşündürür. Ancak bir şüpheci, her iki kızın deneyimlerine aynı anda hizmet eden bir beyin alanının, her bir kızın beyninin farklı alanlarıyla iki farklı etkileşime dallanabileceğini söyleyebilir. Belki de bilinçli deneyim, ancak bu farklı etkileşimlerin eklenmesiyle gerçekleşir ve böylece ayrışma desteklenmiş olur.
Aslında, herhangi bir bilinçli deneyim oluşturmak için her iki kızın da kendi raporunu vermesi gerekmektedir. Dolayısıyla, her iki kızın beyninde de bu raporları vermelerini sağlayan en azından bazı faaliyetler gerçekleşiyor olmalıdır. Dolayısıyla şüpheci, farklı bilinçli deneyimlerin temeli olarak bu farklı faaliyete başvurabilir. Gerçekten de bu farklılık tablosu, prefrontal korteksteki yönetici alanların algısal işlem bölgelerindeki içeriğe 'erişmesi' gereken belirli bilinç modellerine benzemektedir (erişim bilinci genellikle prefrontal korteksteki faaliyetle bağlantılıdır).[33] Bu fikre daha sonra döneceğim.
Ayrışma ve Paylaşım, Aynı Kapıya Çıkıyor Olabilir mi?
Şimdi eğer gözlem de öz bildirim de paylaşımı ayrışmadan ayırt edemiyorsa, iki modelin aslında anlamlı bir şekilde farklı olup olmadığından şüphe etmeye başlayabiliriz. Ancak buradaki sorunumuz, iki model arasındaki metafiziksel ayırt edilemezlikten ziyade, büyük ölçüde pratik sınırlamalardan kaynaklanmaktadır. Prensipte, paylaşıldığı iddia edilen herhangi bir içerik parçası için, bir kızın bu içeriğe ilişkin deneyiminin içsel niteliklerini değiştirmeyi, diğer kızın deneyiminin içsel niteliklerini değiştirmeden deneyebiliriz. Bu yapılabiliyorsa ayrışma doğrudur, yapılamıyorsa paylaşım doğrudur.
Aynı argüman, bölünmüş beyinlerin kısmi birlik modeline yönelik belirsizlik itirazını da çürütüyor gibi görünmektedir. Ortak deneyimlerin farklı şekilde manipüle edilmesi olasılığı, kısmi birliği iki akışlı görüşlerden ayırmanın açık bir yoludur.
Ancak bunun adil bir test olabilmesi için, manipüle edilenin bağlamsal bir özellik ya da daha genel bir kendini rapor etme kapasitesi değil, yalnızca deneyimin içsel karakteri olduğundan emin olmamız gerekir. Dolayısıyla böyle bir teste kalkışmak bile, deneyimin sinirsel korelasyonları üzerinde mevcut sinirbilimin ulaşamayacağı (ve ayrıca aşırı saldırgan) bir kontrol inceliği gerektirecektir.
Her halükarda, kızların deneyimlerinin ortak mı yoksa farklı mı olduğunu doğrudan tespit edecek ampirik yöntemlerden yoksunuz. Dolayısıyla bu vakayı tartışmak bizim için anlamsız görünebilir. Ancak, sinirsel aktivite ile bilinçli içerik arasındaki ilişki hakkında daha genel ilkeleri göz önünde bulundurarak bu konuda kesin bir ilerleme kaydedebileceğimize inanıyorum. Bir sonraki bölümde, bilinçli içeriğin yerelliğine ilişkin bir ilkenin, ikizlerin bilinçlerinin en azından bazı durumlarda paylaşılma olasılığının çok yüksek olduğunu gerektirdiğini savunacağım.
İçeriğin Yerelliği
Yerellik lehindeki ilk argüman, beyinde tüm bilincin oluştuğu belirli bir yakınsama bölgesinin oldukça tanıdık inkarıdır.[34], [35], [36] Sinirbilimciler, böyle bir bölgeyi hiçbir zaman bulamamışlardır ve bulma beklentileri de yoktur. Dolayısıyla, beynin içeriği bilinçsizce işlediği ve daha sonra tüm bu bilgileri bilinçli hale getirildiği özel bir alana aktardığı görülmemektedir. Bunun yerine, bilincin sinirsel korelasyonlarının beyinde geniş bir alana yayıldığı görülmektedir.
Bu iddiayı geliştirmenin doğal bir yolu da bilinçli içeriğin, bu içeriğin işlendiği yerde meydana geldiğidir. Elbette, bu işleme tipik olarak birkaç aşama içerir. Örneğin, görsel içeriğin beyinde farklı noktalarda lokalize olmuş, çeşitli detayların ayırt edildiği veya organize edildiği aşamaları vardır (renk, kenarlar, derinlik, hareket vb.). Ancak bu detayların her birinin bilincinin, detayın işlendiği yerde oluştuğunu söyleyebiliriz. Örneğin, rengin ham duyusal özelliklerinin bilinci, ham rengin ayırt edildiği yerde meydana gelmelidir. Görüntü çeşitli işleme aşamalarından geçerken ham renk içeriğinin tekrar tekrar çoğaltılması söz konusu değildir ve yalnızca daha yüksek işleme konumlarından birinde, tüm ayrıntılar mevcut olduğunda bilinçli renk oluşur. Resmin tamamının bir araya getirildiği bir yer yoktur. Bu bir yakınsama bölgesi olurdu. Nihai bilinçli resim, eğer varsa, görsel sistemin ilgili bölümlerine dağıtılmıştır.
Burada bilincin zamanına ya da nedensel profiline değil, uzamsal konumuna (ya da en yakın sinirsel bağıntılarına) odaklandığımızı vurgulamalıyım. Yine de Dennett'in uzamsal olarak dağıtılmış bu modeli bile reddedeceğini, çünkü içerik bilincinin beyinde uzamsal ya da zamansal olarak bir 'bitiş çizgisi' olmadığına inandığını belirtmek gerekir.
Dolayısıyla, içeriğin işlemenin ilk aşamasına ulaştığı anda zaten bilinçli olduğunu söylemeye kararlı değiliz. Bu, bilinçsiz algı için sahip olduğumuz çeşitli kanıtlarla uyumsuz olurdu.[37] Bunun yerine, içeriği bilinçli hale getiren bir süreç ya da işlem var gibi görünmektedir. Söylediğimiz şey, bilinç oluşturma sürecinin, içerik işlemenin farklı aşamalarında, bu işlemeyi bilinçli hale getirmek için bir şeyler yaptığıdır. Dolayısıyla, bir parça bilinçli içeriğin sinirsel bağıntıları uzamsal olarak yereldir.
İçerik bilincinin duyusal işlemenin erken aşamalarına ne kadar uzanması gerektiği konusunda bir sorun vardır. Örneğin, görsel bilinç retinal ganglion hücrelerindeki ilk aktiviteye kadar uzanabilir mi? Bilincin nasıl oluştuğunu henüz tespit edemediğimiz için, bu soruya cevap verebilecek durumda olduğumuzu sanmıyorum. Kesinlikle retinaya kadar uzandığını söylemek zorunda değiliz, ancak bu fikre amansızca karşı değilim.
Bu modele yönelik diğer eleştirileri ele almadan önce, modelin Hogan İkizleri'nin bilinçlerinin ortak olduğunu nasıl öne sürdüğünü özetleyelim. En güçlü iddiayı ortaya koymak için, hem ikizler tarafından paylaşılan hem de içeriğin önemli yönlerini işleyen sinirsel işlem aşamalarına başvurmak istiyorum. Bu nedenle, ayırt etme aşamalarının çoğunun talamusu takip eden V1-V5 kortikal alanlarında gerçekleştiği görsel bilince odaklanmak yerine, talamustan sonra somatosensoriyel kortekse ek olarak talamustan önce ve talamusu da içeren önemli işleme aşamalarına sahip olduğu yaygın olarak kabul edilen ağrıya odaklanacağım.[20] Bunun paylaşım için gerekli bir koşul olduğuna inanmıyorum. Genel olarak sinirsel işlemenin doğrusal yollardan ziyade tekrarlayan devreler tarafından gerçekleştirildiğini anlıyoruz.
Dolayısıyla talamik sonrası işleme, talamik aşamalarla karşılıklı iletişim halinde olmalı ve böylece her iki ikiz için de kullanılabilir olmalıdır. Bununla birlikte, bir ikizden diğerine giden yolun içeriğin önemli yönlerinin işlenmesinden sorumlu aşamaları zaten içeriyor olması paylaşımın makullüğünü desteklemektedir. Ayrıca, ikizlerin ağrıları otomatik olarak aynı anda deneyimlemesi dikkat çekiciyken, görsel içerik "uyum sağlamak" için belirli bir çaba gerektiriyor gibi görünmektedir.[12], [14]
Tatiana'nın Krista'nın sağ kolundaki hasarı algıladığı durumu düşünün. Bu içeriğin talamik seviyeye kadar işlenmesi, Tatiana'nın beynine aktarılmadan önce Krista'nın beyninde zaten gerçekleşmektedir. Aslında, Tatiana'nın girdiyi alabilmesi için bu işleme erişmesi gerekir. Tatiana'nın ağrı işleme sisteminin talamik öncesi aşamaları da aktif olabilir, ancak olmaları gerekmez (bunu mevcut sinirsel görüntüleme ile doğrulamak mümkün olmalıdır).
O halde bilinçli içerik bu işleme konumunda meydana geldiğinden, her iki ikiz tarafından da erişilen tek bir bilinçli içerik vardır. Dolayısıyla, bilinçli içeriğin talamik işleme düzeyine kadar olan ve bu düzeyi de içeren yönleri ikizler için aynı olmalıdır. Bu arada, yerellik, talamik sonrası işlem gerektiren bilinçli yönlerin ikizler için farklı olabileceğine izin verir (vücuttaki yeri saptama, kavramsal tanıma ve tepkilerin yansıtıcı planlaması gibi yönler dahil). Yine de yerellik, kızların ağrı bilinçlerinin önemli ölçüde ortak olmasını gerektirmektedir.
Bu dikkate değer bir iddiadır. Yine de fazla heyecanlanmadan önce önemli bir endişeyi göz önünde bulundurmalıyız. Bilinç oluşturma sürecinin yerelliği konusunda süregelen bir tartışma vardır ve hepsi de belirli bir yakınsama bölgesinin inkârıyla uyumlu olan birkaç farklı pozisyon ile ayırt edilebilir. Bir tarafta Jon Opie ve Gerard O'Brien gibi bilinç oluşturma süreçlerinin beyinde geniş bir alana yayıldığını ve beyindeki münferit alanların beynin başka yerlerinde işleyen bilinç oluşturma süreçlerinden bağımsız olarak içeriği bilinçli hale getirebileceğini savunan filozoflar var.[38], [39] Diğer tarafta ise Tim Bayne gibi bilincin tamamen bütüncül bir süreç olduğunu savunan filozoflar var.[24] Yani, bilinçli deneyimi çeşitli deneyimsel parçalar açısından analiz edebilsek de, bu parçalar yalnızca bir grup olarak bilinçli hale gelir. Bu 'atomistik' ve 'bütüncül' alternatifler arasında ara pozisyonlar da vardır. Temsili bir örnek olarak Jesse Prinz, bilincin algısal içeriğin oldukça yüksek bir organizasyon seviyesinde bütünleştirildikten sonra çalışma belleğine (genellikle dorsolateral prefrontal korteks ile ilişkilendirilir) sunulmasıyla oluştuğunu savunmaktadır.[37]
Prinz, bu tür bir işlemin birkaç devresi olduğunu, dolayısıyla beynin farklı bölgelerinde aynı anda meydana gelen bağımsız bilinç oluşturma süreçleri olabileceğini kabul etmektedir. Opie ve O'Brien'ın bilinç teorisi, içeriğin yerelliği hakkında daha önce ortaya atılan iddialara elverişli görünmektedir, ancak diğer iki teoride öyle görünmemektedir. Bayne ve Prinz'in modellerinin ortaya koyduğu zorluk, talamik aşamaya kadar ve bu aşama da dahil olmak üzere işlemenin herhangi bir içeriğin bilincini sürdürme konusunda yetersiz olabileceğidir. Gerçekten de Prinz, bilinç oluşturma sürecinin talamustan daha ilerideki algısal işlem aşamalarıyla etkileşime bağlı olduğunu özellikle iddia etmektedir. Buna göre, Bayne'nin ve Prinz'in modellerinin her ikisi de daha önce özetlediğim ayrışma resmine benziyor gibi görünmektedir. İkizlerin bilinçli olmayan içerik işleme süreçlerini paylaşmalarına rağmen, bu içeriğin bilincinin paylaşılamayacağını çünkü bilincin beyindeki daha geniş etkileşimlere bağlı olduğunu ve bu daha geniş etkileşimlerin ikizler tarafından paylaşılmadığını iddia edebilirler.
İkizlerin deneyimlerini paylaşıp paylaşmadıklarını belirlemek, her biri titizlikle savunulan rakip bilinç teorileri arasındaki bu tartışmayı kesin bir şekilde karara bağlamamızı gerektiriyorsa, bunu burada başarmak mümkün olmayacaktır. Neyse ki öyle değil. Yapmamız gereken, bilinçli içeriğin uzamsal konumu (ya da sinirsel karşılıkları) ile bir parça içeriğin bilinçli hale gelmesinden sorumlu süreçler arasında ayrım yapmaktır. Bilinç oluşturma sürecinin kurucu olarak bilişsel işlemenin geç bir aşamasında gerçekleşen süreçlere veya tüm beyinde meydana gelen işlemlere bağlı olması söz konusu olsa bile, bu durum bilinçli içeriğin geç aşamada veya tüm beyinde yer almasını gerektirmez.
Açık olmak gerekirse, yukarıdaki ayrım bilinçli içeriğin yerel olarak meydana gelmesi gerektiğini de zorunlu kılmaz. Mesele, içeriğin konumunu belirlemenin ayrı bir argüman olmasıdır. İçeriğin yerelliğini ortaya koymak için tartışmamız gereken şey, içeriği bilinçli hale getirmenin genel olarak ikizler tarafından paylaşılmayan alanlarda içeriğin kopyalanmasını gerektirmediğidir. Örneğin, ağrı içeriğinin geç somatosensoriyel alanlara ya da erken aşamalardan itibaren çalışma belleğine kopyalanması gerekmez. Bunun yerine, içeriğin bilinçli hale getirilen her bir yönü için, tipik olarak bu yönden sorumlu bir konum vardır.
Neden böyle düşünmeliyiz? Genel bir teorik düşünce, içeriğin kopyalanmasının içeriğin işlenmesinde büyük bir fazlalık yaratacağıdır. Çoğaltılan herhangi bir içerik, bu içeriğin farkındalığına ulaşmak için bir veya daha fazla alanın potansiyel olarak atlanabilmesini gerektirecektir. Fazlalık imkansız değildir ve bazen bir mühendislik ilkesi olarak arzu edilir, ancak evrimsel gelişim anlayışımızla gerilim içindedir. Doğa bir tasarımcıdan ziyade bir tamircidir. Mevcut süreçleri (yani içeriğin ilk aşamalarını) kopyalamaktansa yeniden kullanmaya daha yatkındır. Bu ilke Anderson tarafından destekleyici sinirsel kanıtlarla derinlemesine savunulmuştur.[40]
Bir diğer genel husus da beyinde belirli bir yakınsama bölgesi olmadığının tekrarlanmasıdır. İçeriğin kopyalanması gerekiyorsa, bunun nerede sona ereceği belirsizdir. Belki de işlemenin her aşaması içeriğin yeni bir kopyasına ihtiyaç duyar. Ancak daha sonraki aşamalar içeriğin eksiksiz resimleri olarak ne kadar çok işlev görürse, bu daha sonraki aşamalar bir yakınsama bölgesine o kadar çok karşılık gelecektir.
Bu noktaların yanı sıra, içeriğin farklı yönlerine ilişkin farkındalığımızın hem belirli bölgelerin hasar görmesiyle bozulabilmesi hem de beyindeki belirli bölgelerin (talamik ve talamik öncesi bölgeler dahil) mikro uyarımıyla oluşturulabilmesi, bu belirli bölgelerin bilinçli içeriğin oluştuğu yerler olduğunu düşündürmektedir. Aslında, sinirbilimsel araştırmaların tüm itici gücü, belirli bölgeleri içeriğin belirli yönlerine karşı duyarlılıkla ilişkilendirmeye bağlıdır. Bu belirli bölgeler söz konusu içeriğin bilinci için yeterli olmaktan ziyade sadece gerekli olsa bile, bu gözlemlerin en makul yorumu, farklı içeriğin farklı konumla doğrudan ilişkili olduğudur.
Elbette, daha önceki aşamalarda meydana gelen hasarın daha sonraki aşamalardaki işlemler üzerinde aşağı yönlü etkileri olabilir. Belirli bir yönün bilincinin daha önceki aşamalardaki işlemlerin çıktılarını almaya bağlı olabileceğini inkar etmek zorunda değiliz. Ancak bu 'çıktının' doğasının çoğaltılmış içerik olması pek olası değildir. Daha önceki aşamalarda ne yapıldığına dair sinyaller olması daha muhtemeldir.
Dolayısıyla benim iddiam, eğer içerik kopyalanmama eğilimindeyse, bilinç oluşturma sürecinin yeri ne olursa olsun, bilinçli içeriğin her bir yönünün meydana geldiği tipik olarak tekil bir bölge olduğudur. Dolayısıyla herhangi bir bölge, aynı anda her iki Hogan ikizi için de bilinçli içeriğin bir kısmının doğrudan temeli olabilir. Özellikle, ortak sinir yollarında bilinçli içeriği gerçekleştiren bölgeler vardır.
Yine de burada başka bir endişe ortaya çıkabilir. Varsayalım ki (Bayne, Prinz ve diğerlerinin iddia ettiği gibi) bilinç bir içerik işleme alanı ile beyindeki diğer alanlar arasındaki bir tür iletişimsel etkileşime bağlı olsun (yani 4. bölümde ortaya attığım olasılık). Örneğin, bilincin içerik işleme alanındaki sinirsel aktivitenin zamansal örüntüsü ile yönetici alanlardaki aktivite arasında bir tür senkronizasyona bağlı olduğunu varsayalım. Bu, ikizlerden birinin beynindeki başka bir alanla senkronize olduğu için bir miktar içeriğin bilincinde olabileceği, diğer ikizin ise beynindeki ilgili yürütme alanıyla senkronize olmadığı için bu miktar içeriğin bilincinde olmadığı anlamına gelmez mi? Ama eğer öyleyse, bu durum paylaşım modelinin her iki ikiz için de bilinçli içerik parçası için tek bir araç olduğu iddiasıyla çelişmez mi?
Bu itirazın, her iki ikiz tarafından erişilen bir içerik alanının bir şekilde her bir ikizle aynı anda farklı bir şekilde iletişim kurduğu başka bir versiyonu daha vardır. Örneğin Prinz, sinirsel popülasyonlar arasında senkronize ritmik aktiviteye başvurmaktadır. Belki de sinirsel popülasyonun bir alt kümesi bir ikizle iletişim kurarken, başka bir alt küme diğer ikizle iletişim kuruyordur. Bunun gerçekleşmediğini söyleyecek kadar ince bir çözünürlükten yoksunuz. Buradaki itiraz, ikizlerin gerçekten de aynı işlem aşamalarına erişmediği yönündedir. Sanırım yanıt olarak söyleyebileceğimiz tek şey, bir sinir popülasyonunun içeriğin tek bir yönünü bilinçli olarak işlerken aynı anda iki farklı senkronizasyon modelini benimsemesinin mümkün olduğuna inanmak için bile hiçbir nedenimiz olmadığıdır. Bu öneri, içerik işleme alanındaki tek bir sinirsel faaliyet modelinin her iki kızın da bilincine katkıda bulunabildiği daha basit bir resmin aksine, farklılığı savunmanın geçici bir yoludur.
Aslında, paylaşım modelinin bu olasılığa izin verebileceğini düşünüyorum. Paylaşımın iddiası, bir ikiz diğer ikizin de bilincinde olduğu uyaranların bilincinde olduğunda, bilinçli içeriğin paylaşıldığıdır. İkizlerin her zaman karşılıklı olarak uyaranlara erişiyor olmasını gerektirmez. Aslında, yukarıda da belirttiğim gibi, gözlemsel verilerde ikizlerin birbirlerinin duyusal girdilerine eriştiklerinde, en azından görsel uyaranlar için, kasıtlı olarak 'uyum sağlamaları' gerektiğine dair ipuçları vardır. Belki de bu durum ağrı kesici duyumlara da uzanıyor. Acılar bilincimize girme eğilimindedir. Yine de ikizlerden birinin, diğerinin odaklandığı hafif bir ağrıyı ihmal edebileceği düşünülebilir. Bu durum, her iki ikiz de ağrı içeriğine odaklandığında, bunun gerçekten paylaşılan bir deneyim olduğu iddiasıyla çelişmek zorunda değildir.
Şimdi şüpheciler, eğer bilinç paylaşılan alan ile ikizler için farklı olan diğer alanlar arasındaki etkileşim modellerine bağlıysa, o zaman bilinçli deneyimin kendisinin paylaşılmadığını söyleyebilir (aynı itiraz Baar'ın 1988 küresel çalışma alanı görüşünde de ortaya çıkabilir, çünkü ikizler aynı küresel çalışma alanını paylaşmamaktadır). Ancak diğer faaliyetlerle bütünleşme ikizlerin paylaşmadığı bir bilinç özelliği olsa bile, deneyimin temel kısmı (olağanüstü karakteri) paylaşılır.
Aksi takdirde, bu tür bilinç teorileri bir kez daha içeriğin kopyalandığını (şimdi bir şekilde etkileşimin 'içinde' meydana geldiğini) iddia etmektedir. Yine, bunun gerçekleştiğini reddetmek için nedenler vardır. İlk olarak, bu etkileşim modelinin beynin belirli bir bölgesinin belirli bir içeriği bilinçsizce işlediği ve daha sonra bu içeriğin bilinçli hale gelmesi için doğru etkileşim türünün gerekli olduğu iddiasına dayandığını unutmayın. Bu nedenle, bilinçli içeriğin etkileşimin 'içinde' olduğunu söylemek, içeriğin hem orijinal içerik alanında hem de etkileşimde gereksiz yere bulunması gerektiğini öne sürmektir. İkinci olarak, sinirsel sinyalleşmeyi bir verici ve alıcı arasındaki televizyon veri aktarımı gibi ele alan bir model için kesinlikle hiçbir desteğimiz yoktur. Tüm göstergeler, etkileşimin kapsamının bir senkronizasyon ya da basit karşılıklı uyarım olduğu yönündedir. Dolayısıyla etkileşimin kendisi, onu makul bir şekilde farklı bir içeriğin taşıyıcısı haline getirebilecek farklı niteliklere sahip değildir.
Sinirsel kanıtlar temelinde, içeriğin frontal yürütme alanlarında kopyalanmadığına dair aynı sonuç Hirstein tarafından da çıkarılmıştır.[25], [37] Ancak Hirstein frontal alanların bilinçli içeriği yansıtan benliğin temeli olduğuna inanmaktadır. İçerik işleme alanlarının etkileşime girmesi gereken yürütme alanının bu içeriği kopyalaması gerekiyorsa, bunun sadece belirli bir yakınsama bölgesinin başka bir versiyonu olacağını ve sinirsel gözlemlerle çeliştiğini unutmayın.
Argümanımı ifade etmenin bir başka yolu da, bilinçli içerik ile "bilinci" (ya da "farkındalığı") ilişkisi arasında bir ayrım yaptığım ve ardından bilinci ilişkisi olmasa bile bilinçli içeriğin paylaşılabileceğini iddia ettiğimdir. Bu genel olarak Block'un erişim-bilinci ile fenomenal bilinç arasındaki iyi bilinen ayrımına karşılık gelmektedir.[41] P'nin bilincinde olmak ya da p'nin erişim-bilincinde olması, aracı ikizler için farklı olabilecek ya da olmayabilecek daha geniş bir entegrasyon ya da üst düzey faaliyet seviyesi içerebilir.
İkizlerin bilinçli içeriği paylaşmanın yanı sıra bu anlamda bilinci de paylaşıyor olmaları söz konusu olabilir, ancak bu durum ilgili işlevin tam olarak neyi içerdiğinin çok dikkatli bir şekilde ifade edilmesini gerektirecektir. Şimdilik sadece ikizlerin ortak bilinç içeriklerini işbirliği içinde yönetiyor gibi göründüklerine işaret ediyorum, tıpkı bunu akıcı bir şekilde hareket etmek için kullandıklarında veya acılarına ortaklaşa katıldıklarında olduğu gibi. İşlevin tam olarak nasıl ifade edildiğine bağlı olarak, belki de birbirlerinin iç konuşmalarını dinlemek bile bilinçli içeriğin paylaşılan entegrasyonu veya daha üst düzey referans olarak sayılabilir.
Ancak öyle olsa bile, bu bilinçli bir deneyimin tamamı değildir. Aksine, bilinçli içerik daha önemli bir parçadır. Çünkü bu olmadan olağanüstü karakter de olmaz, benzerlik de. Bu arada, üst düzey işlevlerden yararlanan teoriler, bilinci genellikle entegrasyon veya üst düzey referans için uygunluk veya hazırlık olarak tanımlar.[15], [37] Bir şeyin şu anda daha geniş sistem tarafından tüketilmese bile bilinçli olmasına izin verir. Bu tür yaklaşımlar, bilincin temel özelliği olarak bilinçli içeriğin kendisine vurgu yapmaktadır.
Kuşkusuz, eğer bilincin tamamen içeriklerin küresel olarak bütünleştirilmesi işlevi olduğunu düşünüyorsanız (küresel çalışma alanı teorisinin aşırı bir versiyonu), bu otomatik olarak paylaşılan bilinç olasılığını ortadan kaldıracaktır. Benzer şekilde, bilincin tümüyle kişinin ya da öznenin içeriklerden keyif alma işlevi olduğunu düşünüyorsanız, ikizler iki ayrı özne olduğu için paylaşım yine otomatik olarak dışlanır. Bununla birlikte, burada ifade ettiğim yerellik ilkesi bu tür yaklaşımlar üzerinde önemli bir baskı yaratacaktır; içsel olağanüstü içerik yerelleştirilmişse neden onlara tutunalım? Bilincin temel özelliklerine ilişkin bir model sunarken içsel olağanüstü içeriğe belirleyici olmasa da bir rol vermemiz makuldür. Yani, bilinci açıklamak istediğimde, her şeyden önce bilinçli bir deneyimi nasıl rapor edebileceğimizi ya da onu diğer bilinçli deneyimlerle nasıl bağdaştırabileceğimizi açıklamaya çalışmıyorum, her şeyden önce olağanüstü karakteri açıklamaya çalışıyorum.
Sonuç
Yukarıdaki argümanlar göz önüne alındığında, ikizlerin muhtemelen bilinci paylaştıkları sonucuna varabileceğimize inanıyorum. En azından, ortak bilincin ampirik olasılığı artık çok daha makul. İlk olarak, her bir ikizin diğer ikizin beynindeki işlem aşamalarına, en azından talamik seviyeye kadar eriştiğini biliyoruz (aksi takdirde diğer bedenin girdilerini rapor edemezlerdi). İkinci olarak, yerellik ilkesi ile birleşen sinirsel kanıtlar, bu işlem aşamalarında bazı bilinçli içeriklerin oluştuğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla her iki ikiz de (hangi süreçle olursa olsun) bilinçli hale getirilmiş olan aynı işleme erişmektedir. Ve böylece bir parça bilinçli içerik iki kişinin bilinçli deneyimlerine katkıda bulunmaktadır.
Tüm bunlar ikizlerin kapasitelerinin bilimsel olarak teyit edilmesine bağlıdır. Ancak bu çok çarpıcı bir sonuçtur. Bir önceki bölümde sunulan argümanların genelliği göz önünde bulundurulduğunda, her iki ikizin de bilinçli içeriği gerçekleştiren bir işlem alanına erişebildiği her durumda, ikizlerin bu içeriğe ilişkin bilinçlerinin paylaşılması gerektiği akla yatkındır.
İkizler tarafından paylaşılan içeriklerin ne kadar geniş kapsamlı olduğu açık değildir. Kızların ağrı deneyimlerinin açıkça senkronize olması ve talamik öncesi ve talamik alanların ağrı içeriğinde önemli bir rol oynaması nedeniyle ağrı vakasına odaklandım. Dolayısıyla, ağrının işlenmesi için ortak bir yol, ortak bir bilinçli deneyimin gerçekleşme temeli için mükemmel bir adaydır. Aynı durumun duygusal bilinç için de geçerli olduğundan şüpheleniyorum, zira bu içeriğin büyük bir kısmı da alt kortikal olarak işleniyor gibi görünüyor. Yine de, bu alanların genellikle talamus ile karşılıklı bağlantıları olduğu ve dolayısıyla her iki ikiz için de erişilebilir olabileceği göz önüne alındığında, ayrı kortekslerinde işlenen her türlü içeriğin ikizler tarafından paylaşılması da mümkündür. Sonuçta, korpus kallozumun nispeten küçük yapısı, bireysel korteksin farklı yarılarında işlenen içeriği birleştirmek için yeterli görünmektedir. Her iki durumda da göstermemiz gereken şey, her iki kız için de bilinçli içeriğin bir kısmını ayırt etmek için tek bir (yani çoğaltılmamış) sinirsel alanın gerekli olduğudur.
İkizler, iki ayrı beynin birbirine bağlanmasının bilincin paylaşılmasıyla sonuçlanabileceğine dair önemli bir "kavram kanıtı" sunmaktadır. Elbette ikizlerin beyinlerinin birlikte gelişmiş olması ve neredeyse tüm faaliyetlerini koordine etmek zorunda olmaları da önemli bir fark yaratmış olmalı. Yine de beynin plastisitesi göz önüne alındığında, bir süre karşılıklı uyum ve koordinasyon sağlandığında, sıradan ayrı bireylerin benzer bir şekilde bilinci paylaşmaları mümkündür.
İkizler bize paylaşımın mümkün olduğunu göstermektedir, ancak iki farklı bilinci tamamen birleştirmek için ne gerekir? Yine bir önceki bölümdeki argüman, başka bir beyinde meydana gelen içerik ayırt edici süreçlere bilinçli olarak erişmenin gerçek anlamda paylaşım için yeterli olduğunu ima etmektedir. Dolayısıyla, başka bir beyinde meydana gelen tüm içerik işlemlerine bilinçli olarak erişmenin tekil bir bilinç yaratacağını tahmin edebiliriz. İki (ya da daha fazla) bilinç oluşturma sürecinin işliyor olması bile önemli değildir. Önemli olan, bilinçli hale getirilen içeriğin karşılıklı erişilebilirliğidir.
Son olarak, ikizler büyüdükçe bilim insanlarıyla etkileşime girmeye istekli olmaları halinde, bilinç paylaşımı ve bilinçli birliğin mekaniğini araştırmak için bize eşsiz bir fırsat sunarlar. Beyin taramalarının ve öz raporların ikizlerin bilinci paylaşıp paylaşmadıklarını bağımsız olarak belirleyemeyeceğini ileri sürdüm. Ancak burada sunulan teorik argümanlar geçerliyse, bu gözlemlerin paylaşılan bilincin mekaniğini keşfetme ihtimali ortaya çıkacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 15
- 7
- 6
- 6
- 3
- 3
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ D. Parfit. (2006). Personal Identity. JSTOR, sf: 3. doi: 10.2307/2184309. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Lewis. (2003). Philosophical Papers Volume I. Oxford University Press. doi: 10.1093/0195032047.001.0001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. K. Unger. (1992). Identity, Consciousness And Value. ISBN: 9780195079173. Yayınevi: Oxford University Press, USA.
- ^ P. V. Inwagen. (1990). Material Beings. Cornell University Press. doi: 10.7591/9781501713033. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. M. Kovacs. (2011). The Phenomenal Self, By Barry Dainton.. Mind, sf: 1242-1247. doi: 10.1093/mind/fzs006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b D. B. Hershenov. (2013). Who Doesn't Have A Problem Of Too Many Thinkers?. American Philosophical Quarterly, sf: 203-208. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. M. Churchland. (2006). Eliminative Materialism And The Propositional Attitudes. JSTOR, sf: 67. doi: 10.2307/2025900. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b L. Roelofs. (2019). Combining Minds: How To Think About Composite Subjectivity. Oxford University Press. doi: 10.1093/oso/9780190859053.001.0001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c P. Langland-Hassan. (2015). Introspective Misidentification. Philosophical Studies, sf: 1737-1758. doi: 10.1007/s11098-014-0393-x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b G. Bruntrup, et al. (2016). Panpsychism: Contemporary Perspectives. Oxford University Press. doi: 10.1093/acprof:oso/9780199359943.001.0001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b J. Pyke. Inseparable: A Year In The Life Of Tatiana And Krista Hogan, Bc's Craniopagus Twins. (1 Ocak 2017). Alındığı Tarih: 23 Temmuz 2022. Alındığı Yer: CBC | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b S. Dominus. Could Conjoined Twins Share A Mind?. (25 Mayıs 2011). Alındığı Tarih: 23 Temmuz 2022. Alındığı Yer: The New York Times | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Pyke. Twin Life: Sharing Mind And Body |. (1 Ocak 2014). Alındığı Tarih: 23 Temmuz 2022. Alındığı Yer: Amazon | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b D. Ryan. Through Her Sister’s Eyes: Conjoined Twins Tatiana And Krista Were Extraordinary From The Beginning. (25 Ekim 2012). Alındığı Tarih: 23 Temmuz 2022. Alındığı Yer: Vancouver Sun | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b P. Carruthers. (2009). How We Know Our Own Minds: The Relationship Between Mindreading And Metacognition. Behavioral and Brain Sciences, sf: 121-138. doi: 10.1017/S0140525X09000545. | Arşiv Bağlantısı
- ^ W. M. Usrey, et al. (2015). Visual Functions Of The Thalamus. Annual Reviews, sf: 351-371. doi: 10.1146/annurev-vision-082114-035920. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Courtiol, et al. (2015). The Olfactory Thalamus: Unanswered Questions About The Role Of The Mediodorsal Thalamic Nucleus In Olfaction. Frontiers in Neural Circuits. doi: 10.3389/fncir.2015.00049. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Ohara, et al. (2003). Medial Lateral Extent Of Thermal And Pain Sensations Evoked By Microstimulation In Somatic Sensory Nuclei Of Human Thalamus. Journal of Neurophysiology, sf: 2367-2377. doi: 10.1152/jn.00450.2003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Z. I. Z. Ab, et al. (2006). The Role Of The Thalamus In Modulating Pain. The Malaysian Journal of Medical Sciences : MJMS. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b C. Koch, et al. (2016). Neural Correlates Of Consciousness: Progress And Problems. Nature Reviews Neuroscience, sf: 307-321. doi: 10.1038/nrn.2016.22. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Ibañez, et al. (2010). Clinical Effects Of Insular Damage In Humans. Brain Structure and Function, sf: 397-410. doi: 10.1007/s00429-010-0256-y. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Radden. Multiple Selves. (10 Şubat 2011). Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2022. Alındığı Yer: Oxford Handbooks Online doi: 10.1093/oxfordhb/9780199548019.003.0024. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Gallagher. (2012). Multiple Aspects In The Sense Of Agency. New Ideas in Psychology, sf: 15-31. doi: 10.1016/j.newideapsych.2010.03.003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c d e f T. Bayne. (2012). The Unity Of Consciousness. ISBN: 9780199659401. Yayınevi: Oxford University Press, USA.
- ^ a b W. Hirstein. (2012). Mindmelding: Consciousness, Neuroscience, And The Mind's Privacy. Oxford University Press. doi: 10.1093/acprof:oso/9780199231904.001.0001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. White. (2007). A New Effect Of Pattern On Perceived Lightness. SAGE Publications, sf: 413-416. doi: 10.1068/p080413. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Violentyev, et al. (2005). Touch-Induced Visual Illusion. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 1107-1110. doi: 10.1097/00001756-200507130-00015. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Bramble. (2013). The Distinctive Feeling Theory Of Pleasure. Philosophical Studies, sf: 201-217. doi: 10.1007/s11098-011-9755-9. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. A. J. Stuart. (2007). Michael Tye, Consciousness And Persons; Unity And Identity. Minds and Machines, sf: 365-367. doi: 10.1007/s11023-007-9078-y. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. H. Davis. (1997). Cerebral Hemispheres. Philosophical Studies: An International Journal for Philosophy in the Analytic Tradition, sf: 207-222. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b M. Lockwood. (1989). Mind, Brain, And The Quantum: The Compound 'I'. ISBN: 9780631161837. Yayınevi: Blackwell Publishers.
- ^ a b c E. Schechter. (2018). Self-Consciousness And "Split" Brains: The Minds' I. Oxford University Press. doi: 10.1093/oso/9780198809654.001.0001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. A. F. Lamme. (2004). Separate Neural Definitions Of Visual Consciousness And Visual Attention; A Case For Phenomenal Awareness. Neural Networks, sf: 861-872. doi: 10.1016/j.neunet.2004.02.005. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. J. Varela, et al. (2006). Consciousness Explained. JSTOR, sf: 126. doi: 10.2307/1422870. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. R. Damasio. (1992). The Selfless Consciousness. Behavioral and Brain Sciences, sf: 208-209. doi: 10.1017/S0140525X00068291. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. G. Hardcastle. The Binding Problem. (30 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2022. Alındığı Yer: Wiley doi: 10.1002/9781405164535.ch43. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c d J. Prinz. (2013). The Conscious Brain. Oxford University Press. doi: 10.1093/acprof:oso/9780195314595.001.0001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. . O'Brien, et al. (2006). The Disunity Of Consciousness. Australasian Journal of Philosophy, sf: 378-395. doi: 10.1080/00048409812348511. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. . O'Brien, et al. (2006). Disunity Defended: A Reply To Bayne. Informa UK Limited, sf: 255-263. doi: 10.1080/00048400012349541. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. L. Anderson. (2010). Neural Reuse: A Fundamental Organizational Principle Of The Brain. Behavioral and Brain Sciences, sf: 245-266. doi: 10.1017/S0140525X10000853. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Block. (1995). On A Confusion About A Function Of Consciousness. Behavioral and Brain Sciences, sf: 227-247. doi: 10.1017/S0140525X00038188. | Arşiv Bağlantısı
- D. Shiller. (2021). Human And Animal Minds: The Consciousness Questions Laid To Rest. The Philosophical Quarterly, sf: 664-666. doi: 10.1093/pq/pqaa060. | Arşiv Bağlantısı
- B. J. Baars. Baars: A Cognitive Theory Of Consciousness. Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2022. Alındığı Yer: UCLA | Arşiv Bağlantısı
- A. D. (. Craig. (2003). Pain Mechanisms: Labeled Lines Versus Convergence In Central Processing. Annual Reviews, sf: 1-30. doi: 10.1146/annurev.neuro.26.041002.131022. | Arşiv Bağlantısı
- D. J. Bennett, et al. Sensory Integration And The Unity Of Consciousness. (24 Ekim 2014). Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2022. Alındığı Yer: MIT Press doi: 10.7551/mitpress/9780262027786.001.0001. | Arşiv Bağlantısı
- S. Zeki. (2007). The Disunity Of Consciousness. Elsevier, sf: 11-268. doi: 10.1016/S0079-6123(07)68002-9. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:46:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12155
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.