N95, FFP3 ve FFP2 Maskeleri Nedir ve Bu Maskelerin Cerrahi Maskelerden Farkları Nelerdir?
Maskeleri Yakından Tanıyın: Hangi Maskeler, Nelere Karşı Korur? Maskeler Nasıl Kullanılır? Bir Maske Yeniden Kullanılabilir mi?
Yeni koronavirüs salgınının küresel bir hale gelmesi ile birlikte insanlar, sağlık ve güvenlikleri hakkında endişe duymaya başladılar. Bu makalede, son zamanlarda sıkça adını duyduğumuz N95, FFP3 ve FFP2 gibi maskelerin solunum filtreleme standartları arasındaki farkları inceleyeceğiz. Böylece hangi maskenin bu salgının önlenmesinde en etkili rolü üstlendiğini de anlamış olacağız.
Maskeler ve Solunum Maskeleri (Nefes Filtreleri) Arasındaki Farklar Nelerdir?
Yazıya başlamadan önce İngilizcede "respirator" olarak adlandırılan solunum maskeleri ile normal maskeler arasındaki ayrımı yapmakta fayda var. Günlük konuşma dilinde teknik olarak nefes filtreleyen cihazlara da maske diyoruz fakat bu ikisinin ayrımını yapmak gerekiyor.
Maskeler ve Kullanım Alanları
- Maskeler gevşek bir şekilde takılır, burun ve ağzı kaplar.
- Tek yönlü koruma için tasarlanmıştır, vücut sıvısını tutar.
- Ameliyat esnasında, hastaların öksürme ve hapşırma gibi tehlikeli durumlardan etkilenmesini önlemek için takılır.
- Sanılanın aksine, maskeler kullanan kişiyi korumak için tasarlanmamıştır; amaç, karşıdaki kişiyi korumaktır.
- Maskelerin büyük çoğunluğunun standardize edilmiş bir güvenlik derecesi yoktur.
Solunum Maskelerinin (Nefes Filtreleri) Kullanım Alanları
- Solunum maskeleri sızdırmazlık oluşturmak için tasarlanmış, sıkı oturan maskelerdir.
- Valfsiz maskeler, hem hava girişini hem de çıkışını filtreleyerek iki yönlü koruma sağlar.
- Bu maskeler düzgün kullanıldığı sürece takan kişiyi de korumak için tasarlanmıştır.
- Tek kullanımlık, yarım yüzü veya tam yüzü kapayan tipleri vardır.
Solunum Maskesi Standartları
Solunum maskeleri kullanan kişiyi tamamen korumaya yönelik tasarlanmışken, cerrahi tarz maskeler öyle değildir.
ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC), N95 solunum maskelerini, Covid-19 hastalığına dair sıkça sorulan sorular kısmında ve SARS kılavuzlarında (SARS başka bir koronavirüs türünün sebep olduğu hastalık) tavsiye edilen koruyucu ekipmanın bir parçası olarak belirtmektedir. Bu da N95 veya daha iyi bir solunum maskesinin kabul edilebilir olduğunu gösterir.
N95 ya da FFP3 ve FFP2
En sık tartışılan solunum maskesi tipi N95'tir. Bu, Hastalık Kontrol Merkezi'nin (CDC) bir parçası olan NIOSH tarafından yönetilen bir Amerikan standardıdır.
Avrupa iki farklı standart kullanmaktadır. FFP (filtering face piece), EN standardı 149: 2001'den gelir. EN 143 standardı P1 / P2 / P3 değerlerini kapsar. Her iki standart da CEN (Avrupa Standardizasyon Komitesi) tarafından sağlanmaktadır.
Farklı solunum cihazlarının 0.3 mikron ve daha büyük partikülleri filtreleme kapasiteleri şöyledir;
- FFP1 & P1'de en az %80
- FFP2 & P2'de en az %94
- N95'de en az %95
- N99 & FFP3'de en az %99
- P3'de en az %99.95
- N100'de en az %99.97
Yukarıda da görüldüğü gibi, N95'e en yakın koruma sağlayan FFP2 & P2'dir.
Dolayısıyla şöyle bir karşılaştırma yapabilinir;
KN95 ve N95 Karşılaştırılması
N95, Çin ürünü KN95 ile aynı özelliklere sahiptir. Bunun için 3M dokümanına bakabilirsiniz. Çin KN95, AS / NZ P2, Kore 1. Sınıf ve Japonya DS FFR'leri; ABD NIOSH N95 ve Avrupa FFP2 solunum cihazlarına eşdeğer olarak kabul edilmektedir.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
- Tüm KN95 solunum maskelerinin, KN95 standardını karşıladığının garantisi yoktur yani sahtekarlığa karşı dikkatli olunması gerekir.
- Bazı KN95 solunum maskeleri, diğerlerine nazaran detayc ya da üretim açısından eksik olabilir. Yüzdeki sızdırmazlığa ve ne kadar iyi oturup oturmadığını kontrol etmek gerekir.
N95/N100 Maskeleri, Gerçekten de FFP2/P3'den Daha mı İyi?
Böyle bir şart yok. Burada yüzde ile belirtilen standartlar, maskenin filtrelediği parçacıkların minimum yüzdesi olarak belirtilmiştir. Örneğin, bir maske FFP2 derecesine sahipse, 0,3 mikron çapında veya daha büyük partiküllerin en az % 94'ünü filtreleyecektir. Ancak gerçekte bu maskeler % 94 ile % 99 arasında bir oranda filtre uygulamaktadır. Kesin rakam genellikle üretici tarafından ürün açıklamasında belirtilir.
Buna iyi bir örnek, ABD'de P100 (% 99,7) ve Avrupa'da P3 (% 99,95) olarak derecelendirilen GVS Elipse solunum cihazıdır. Uygulamada, her iki ürün için de aynı oranda filtreleme kapasitesine sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Valfli ve Valfsiz Solunum Maskelerinin Karşılaştırılması
Valfli maskeler valfsiz maskelere göre daha rahat nefes alıp verdirme özelliğine sahiplerdir. Bu onları takabilmeyi daha rahat hale getirir ve maskede daha az nem birikmesine neden olur. Bu özellikle nefes vermek için daha fazla kuvvet gerektiren yüksek dereceli filtrelerde (N100 / FFP3) kullanışlıdır.
Bununla birlikte önemli bir uyarı; valfli solunum maskeleri, kullanıcının enfeksiyonu yaymasını durdurmak istediğiniz durumlarda kullanışlı olmayabilir. Eğer kullanıcı hasta ise, nefeslerinin, öksürüklerinin ve hapşırıklarının filtreden geçirilmeden maskeden havaya geçeceği anlamına gelir. Çünkü nefes verirken, maskenin yapısı gereği valf açılır ve dışarıya partiküller bırakır.
Yarım Yüz ve Tam Yüz Solunum Maskeleri
Yer yer gaz maskesi olarak da bilinen bu maskelerin 3M (aslında bu üreten firmanın ismidir) olarak da bilinen maskelerden farkı birden çok defa kullanılabilmeleridir. Yarım yüz maskesi gözleri koruyan siperlikten yoksun olması dışında tam yüz maskesi ile aynı şekilde çalışır.
Bu maskeler maske ve filtre olmak üzere iki ana kısma ayrılır. Bazı modellerinde su içmeye yarayan ayrı bir parça da bulunabilir. Maske, yüze oturarak solunum yolunu (ve tam yüz maskesi ise gözleri) örten parçadır. Bu kısım yüze oturarak kapalı bir alan oluşturur, bu sayede hava girişi sadece bir noktadan olur. Hava çıkışı ayrı bir tahliye kanalından gerçekleşir. Bazı maskelerin birden çok filtre girişi olabilir. Bu hava girişini kolaylaştırdığı gibi zorunlu hallerde kirli bölgede maskeyi çıkarmadan filtre değiştirmeyi de kolaylaştırır.
Diğer maskelerde olduğu gibi bu maskelerin de yüze tam oturması kapalı bölge oluşturabilmesi açısından önemlidir. Özellikle erkeklerde sakal maskenin yüze tam oturmasını engelleyerek maskeyi işlevsiz kılabilir. O yüzden herhangi bir çeşit maske kullanacaklar için sakalları kesmek iyi bir fikir olabilir. Maskenin hava sızdırıp sızdırmadığı hava girişi elle tıkanarak test edilir. Elle giriş kapatıldığı halde maske içine hava giriyorsa maske yüze oturmamış demektir. Sızıntı kontrolü maskenin işlevsel olup olmadığını test etmek için maske her takıldığında yapılmalıdır.
Filtre ise, solunum maskesinin ana işlevini yerine getiren parçadır. NATO standardı maskeler 40mm'lik filtre, Varşova Paktı standardı maskeler ise 60mm'lik filtre girişine sahiptir. Bunun dışında bazı firmaların ürettiği filtreler, sadece kendi üretimleri olan maskeye uyacak şekilde tasarlanmış olabilir. Filtrelerin çalışma şekline göre üç çeşidi bulunmaktadır. Bunlar partikül filtresi, gaz filtresi ve kombinasyon filtresi çeşitlerinden oluşur.
Partikül filtreleri ortamdaki parçacıkları havadan ayırarak çalışır, ve sadece parçacıklardan kaynaklanan tehditlere karşı koruma sağlar. Partikül filtrelerinin standartları diğer maskelere benze şekilde işler, P1, P2 ve P3 standartları yaygındır. Amerikan üretimi filtrelerde P3 yerine P100 ibaresi görülebilir, ikisi de aynı özelliklere sahiptir. Kullanım ömrü nefes almayı engellemeye başladığında biter. P2 ve P3 standardında olanları SARS-CoV-2 gibi virüslere karşı koruma sağlarlar.
Gaz filtresi ise pek çok kimyasala karşı tek tek ya da tümden koruma sağlayan genellikle aktifleştirilmiş karbondan oluşan filtrelerdir. Gerekli koruma kapsamına göre içeriğe daha değişik kimyasallar da dahil olabilir. Bu filtrelerin üzerinde partikül filtrelerindeki gibi harf ve rakamla kodlanmış koruma kapsamını gösteren standartlar bulunur. Örneğin üzerinde K2 ibaresi bulunan bir filtre ortamda 5.000 ppm (milyon molekül içindeki ilgili molekül sayısı) kadar amonyak ve türevlerine karşı koruma sağlar. Kullanım ömrü gaz yoğunluğuna göre değişir. Ancak mührü açılmış bir filtre hiç kullanılmasa bile bir süre sonra işlevsiz hale gelir. Süre filtrenin aktif kimyasallarına göre değişir. Bu filtreler SARS-CoV-2 gibi virüslere karşı koruma sağlamazlar.
Kombinasyon filtre ise bu iki fitre çeşidinin ikisini de barındıran filtrelerdir. Yer yer NBC (Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal) ya da CBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer) filtresi olarak da bilinirler.
Filtrelerin kullanımı konusunda ise dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Öncelikle kombinasyon ve gaz filtrelerinin içindeki aktifleştirilmiş karbon ve diğer kimyasallar zamanla bozulmaktadır. O yüzden 5 ile 10 yıl arasında değişen bir raf ömürleri bulunmaktadır. Ancak partikül filtreleri zedelenmeye maruz kalmadığı sürece bu süreden daha uzun dayanabilir. Aynı şey kombinasyon filtrelerinin içindeki partikül filtreleri için de geçerlidir. Ancak bazı eski filtrelerin üretiminde asbest (genellikle Rus yapımı filtreler) ya da krom (Amerikan yapımı filtreler) benzeri malzemeler kullanılabildiği için kullanılacak filtreye dikkat edilmelidir.
Filtreler özellikle iç kısmı suya temas ettiğinde kullanılamaz hale gelir. Ancak maskenin kendisi sabunlu suyla yıkanarak temizlenebilir.
Koronavirüs Ne Kadar Büyük? Solunum Cihazları Onu Filtreleyebilir mi?
Kısa cevap: Evet. 0,3 mikron partikül boyutunda (N95 / FFP2 veya daha iyisi) yüksek verimliliğe sahip solunum maskeleri partikülleri koronavirüsün boyutuna (yaklaşık 0,1 mikron) kadar filtreleyebilir. Henüz bilmediğimiz şey, kullanım sırasında solunum maskelerinin koronavirüse karşı ne kadar koruma sağlayacağıdır. Bunun için gelecek çalışmaların onaylanmasını beklememiz gerekecek.
Yakın tarihli bir makale, koronavirüsün büyüklüğünün 0,06 ila 0,14 mikron arasında değişmekte olduğunu göstermektedir. Makalenin, eski adı olan 2019-nCoV olarak koronavirüs parçacığına atıfta bulunduğunu hatırlatmakta fayda var. Virüs şu anda SARS-CoV-2 olarak adlandırılıyor ve insanlarda oluşan hastalığa COVID-19 deniyor.
Solunum maskelerinin, 0,3 mikron ve daha büyük partiküllerin filtrelenmesindeki verimliliklerine göre standardizasyonu sağlanır (koronavirüsün bundan daha küçük boyutta olduğunu unutmayın).
0,3 mikrona odaklanmanın nedeni “en etkili partikül büyüklüğü” (MPPS) olmasıdır. Bu boyutun üzerindeki parçacıklar, tahmin edebileceğimiz şekilde hareket eder ve parçacık boyutundan daha küçük boşluklara sahip bir filtrede hapsolurlar. 0,3 mikrondan daha küçük parçacıkların hareketi brown hareketi olarak adlandırılır ve bu da filtrelenmelerini kolaylaştırır. Brown hareketi, parçacığın kütlesinin artık havada serbestçe dolaşmayacak kadar küçük olduğu bir fenomeni ifade eder. Bunun yerine, havadaki moleküller (azot, oksijen, vb.) ile etkileşime girerek düzensiz bir şekilde hareket etmesine neden olur.
Araştırmacılara göre, "normal" hareket ile brown hareketi arasındaki bu nokta, filtrelerin yakalaması en zor olan parçacık boyutudur. Bundan çıkarabileceğimiz şey, 0,3 mikron büyüklüğündeki yüksek filtre verimliliğinin genellikle bu boyutun altındaki yüksek filtre verimliliğine dönüşeceğidir.
Şimdi filtre verimliliğinin 0,3 mikron ve daha küçük partiküller olduğu spesifik araştırmalara göz atalım (koronavirüs bölgesi).
- 3M'nin bu makalesi, test ettikleri N95 solunum maskelerinin 6'sının tamamının, yaklaşık olarak %94 verimlilik veya daha yüksek bir şekilde; 0,1 mikrondan daha küçük bir boyutu etkili bir şekilde filtreleyebileceğini gösteren araştırmaları tartışmaktadır. Aşağıdaki grafik bu makaleden alınmıştır ve bu olguyu göstermektedir.
- Buna ek olarak, smartfilters.com'un bu konuda harika bir makalesi mevcut. Test edilen solunum cihazlarının 0,007 mikrona kadar (yeni koronavirüsten çok daha küçük) filtre yapabileceğini gösteren araştırmaları gösteriyor. Örneğin, 3M 8812 maskesi (FFP1 sınıfı) 0,007 mikron veya daha büyük partiküllerin %96.6'sını filtreleyebildi. Bu, FFP2 veya FFP3'nin daha da fazla filtreleme sağlayacağını önerir.
Aşağıdaki görüntü, kırmızı kan hücresi gibi diğer küçük partiküllere göre koronavirüsün boyutunu karşılaştırmaktadır. Resimde en solda bulunan 0,007 mikron boyutundaki partikülleri yukarıda bahsettiğimiz maskeler filtreleyebilmektedir.
Yağ Direnci Karşılaştırması: N mi P mi?
CDC, ABD'de yağlara karşı koruma için 3 derecelendirme olduğunu açıklıyor; N, R veya P.
- N = Yağa dayanıklı değil
- R = Yağa karşı biraz dayanıklı
- P = Yağ geçirmez
Bunun anlamı, havanın çok fazla yağ parçacığı içerebileceği endüstriyel bölgeler içindir. Eğer maske P dereceli değilse, zamanla yağ filtre performansını düşürebilir ve azaltabilir. Yeni koronavirüse maruz kalmayı azaltmaya çalışan insanların büyük çoğunluğu için, yağlara karşı korumaya gerek yoktur çünkü bu tip maskeler öncelikle endüstriyel kullanım alanları için özel olarak tasarlanmıştır.
Sıvı Dirençli Cerrahi Solunum Maskeleri
"Normal" solunum maskelerinin yanı sıra, genellikle "cerrahi" veya "cerrahi olarak onaylanmış" solunum maskeleri olarak da adlandırılan maskeler vardır. Bunlar, N95 / FFP2 gibi yukarıda belirtilen değerleri taşır ancak ayrıca sıvı direnci özelliği için de onaylanmıştır.
ASTM F1862 tarafından yönetilen testte içinde bir arter delinir ve yüksek basınçlı kanın doğrudan solunum cihazına püskürtüldüğü, sonucunda maskenin içine sıvı sızdırmadan spreye dayanması gerektiği bir aşamadan geçer.
Bu tür maskenin ameliyat için neden gerçekten önemli olduğunu anlaşılabilir ancak bu ayarın dışında ne kadar ekstra fayda sağlayacağı tartışılır. Normal N95 / FFP2 maskeleri öksürük ve hapşırmadan çıkan partikülleri engeller.
Solunum Maskelerinin Kullanımıyla İlgili Riskler
Solunum maskeleri ile bilinmesi yararlı olacak bir dizi olası risk vardır; böylece bunları yapmaktan kaçınabilirsiniz.
1-Solunum maskelerini doğru takın:
Bir solunum maskesi yüzünüze uymuyorsa sizi tam olarak koruyamaz. Daha fazla bilgi için uyum testi ve uyum kontrolü ile ilgili OSHA kılavuzuna bakın.
Kullandığımız solunum maskelerinin yüzümüze sıkıca oturduğundan emin olmak gerekir; böylece tüm hava filtrelenir ve yanlardan geçemez. İdeal durumlarda, kendinize uyacak solunum maskesi bulmak için bir dizi solunum maskesi denemeniz gerekebilir. Bundan sonraki aşamada, maskeyi sıkıca takıp yakındaki bir kimyasalın kokusunu alıp alamayacağınızı kontrol ederek ''test edin". Hala koku geliyorsa, conta düzgün yerleşmiş olmayabilir. Koku almıyorsanız, bu testi geçtiğinizi gösterir. Bununla birlikte, şu anda hem solunum maskelerinde hem de bunları test etmek için kullanılan kimyasallarda kıtlıklar var ve pandemik koşullar altındayız. Bu nedenle elimizdeki maske ile mümkün olan en iyi şekilde yaşamak zorundayız. Bununla birlikte, solunum maskelerinin doğru takılması çok önemlidir.
2-Solunum cihazının ön kısmına yani virüsleri yakalayan kısma dokunmayın:
Solunum cihazının önü, nefes alırken virüsleri ve bakterileri yakalayan ve filtreleyen bir örümcek ağı gibi düşünülebilir. Maskenin ön tarafına dokunursak hataya düşmüş oluruz. Özünde, maskenin önüne tehlikeli bir malzeme gibi davranmanız ve dokunduktan sonra daima ellerinizi dikkatlice yıkamanız gerekir. Ayrıca, maskenin içine dokunmaktan kaçının çünkü iç kısım yüzünüzle sıkı temas etmelidir ve temizlenmesi zordur.
3- Solunum cihazı giydiğiniz için gereksiz öz güven kazanmayın:
Maskenin size yanlış güven vermesine izin vermeyin. En güvenli şey sosyal mesafeyi korumaktır.
Solunum maskesi takmanın gereksiz riskleri alacak kadar öz güven vermesine izin vermeyin. Ne yazık ki solunum cihazlarının etkinliği %100'den azdır; hem filtreleme kapasitesi sınırları (<% 100) hem de yukarıda tartışılan 2 nokta nedeniyle azdır. Örneğin, çok sayıda insanın (özellikle iç mekandaysa) olduğu bir etkinliğe gittiğinizde maske taktığınız için güvenli olacağını düşünmeyin. Yapabileceğiniz en güvenli şey sosyal mesafeyi uygulayarak izolasyonda kalmanızdır.
Güvenilir Markalar Nelerdir?
İngiltere veya ABD dışındaki ülkeler için ülkenize uygun derecelendirme taşıyan markalar arayın. Örneğin Çin, GB2626-2006 standardını kullanan ve N95 standardıyla neredeyse aynı olan bir KN95 standardına sahiptir. Diğer standartlar (Kore ve Japonya dahil) hakkında daha fazla bilgi için bu 3M PDF'ye bakmanızda fayda var.
Solunum Maskesinin Yeniden Kullanımı: Güvenli Bir Şekilde Nasıl Dezenfekte Edebiliriz?
SmartAirFilters tarafından yapılan araştırma, Pekin'de 11 günlük yoğun kullanımdan sonra solunum maskelerinin filtreleme kapasitesinin sadece %1,4'ünü kaybettiğini gösterdi. Bu nedenle, tek kullanımlık solunum cihazlarının 1 günden veya 1 kullanımdan fazla çalışmaya devam edebileceğini biliyoruz.
Ancak bu kadar net olmayan şey, filtreleme işlevini bozmadan solunum maskelerini nasıl güvenli bir şekilde sterilize edebileceğimizdir. Çeşitli kaynaklardan toplanan araştırmalar, aşağıdaki yöntemlerin iyi veya kötü olduğunu göstermektedir:
❌Alkol: % 70 + alkol ile temizlik yeni koronavirüsleri öldürebilirken, filtreleme kapasitesini önemli ölçüde azaltır.
❌ Yıkama: Maskeleri yıkamak yeni koronavirüslerden temizlerken, filtreleme kapasitesini önemli ölçüde azaltır.
✅ Zaman: Mevcut araştırmalar virüsün plastik üzerinde 3 günden (72 saat) daha uzun ve diğer materyallerde daha az yaşayamayacağını göstermektedir. Bu nedenle solunum maskesini bu süre veya daha uzun süre karantinada bırakmak virüsü öldürür yani inaktif hale getirir.
✅Fırın Sıcaklığı: 30 dakika boyunca 70°C'lik bir fırında bırakmak, yeni koronavirüsü öldürmek için yeterli olabilir.
✅UV Işığı: Özellikle UV-C ışığı, yeterli dozda, solunum maskesine zarar vermeden yeni koronavirüsü öldürebilir.
Cerrahi Maskeler
Cerrahi Maskeler Yeni Koronavirüsü Filtreleyebilir mi?
FFP2 / FFP3 veya N95 / N100'ün standartları çok yüksektir. Peki cerrahi maskeler herhangi bir koruma sağlıyorlar mı?
Açıkçası, cerrahi maskeler öncelikle maskeyi takan kişinin öksürürken, hapşırırken veya konuşurken mikropları yaymasını durdurma amacıyla kullanılır. Böylece amaç, takanı korumak değil, başkalarını korumaktır.
Solunum maskeler ile cerrahi maskeler arasındaki en önemli fark, cerrahi maskelerin kenarlarında boşluklar bıraktığından kaynaklı sıkı bir sızdırmazlığının olmamasıdır.
Şu anda, kullanıcıları yeni koronavirüse karşı korumak için cerrahi maskelerin (hatta solunum maskelerinin) etkinliği üzerine tam araştırmalar bulunmamaktadır. Virüsün ne kadar yeni olduğu göz önüne alındığında bu doğal bir durumdur.
Bunun yerine, influenza bağlamında, cerrahi maskelerin ve N95 maskelerinin kullanımı hakkındaki araştırmalara ve özellikle maskeyi takanlar için sağladığı korumaya göz atılmalıdır. İnfluenza ve COVID-19, her ikisi de damlacıklar ve aerosol yoluyla bulaşabildikleri için, ikisi de solunum yolu enfeksiyonuna neden olduğundan ve her ikisi de parçacık boyutu olarak benzer olduğundan kaynaklı, influenza karşılaştırmak için iyi bir örnek olabilir.
Not: Lütfen bu karşılaştırmayı koronavirüsün ölümcüllük oranının sezonsal gribe kıyasla daha fazla olduğunu düşünerek inceleyiniz.
İlk yapılan çalışmada Amerika'da 2862 hastane personelinin bir kısmına N95 maskesi, diğer kısmına ise cerrahi maske takılarak deneme yapıldı. N95 ve benzeri solunum maskesi kullananların 207 tanesinde, normal cerrahi maske takanların 193 tanesinde influenza hareketleri görülmüştür. Fark çok büyük değildir, dolayısıyla istatistiksel olarak pek kayda değer olmamaktadır.
Bir sonraki çalışmada, Kanadalı hemşireler N95 maskeli ve cerrahi maskeli olanlar olmak üzere 2 gruba ayrıldılar. N95 maske grubunda 48, cerrahi maske grubunda 50 grip vakası vardı. Yine, önemli bir fark olmadı.
Peki buradan çıkardığımız sonuç ne? Bu 2 çalışma, yakın temas klinik ortamlarında influenza hastalığının önlenmesi söz konusu olduğunda, cerrahi maskelerin N95 maskeleriyle yaklaşık olarak karşılaştırılabilir olduğunu göstermektedir. Fakat bu, hiç maske takmamaktan iyi olup olmadığı hakkında bir şey söylememektedir.
Bunu bulmak için, herhangi bir yüz koruması kullanmayan bir kontrol grubuna sahip bir çalışmaya ihtiyacımız var. Etik düşünceler nedeniyle, bu çalışmalardan pek yok, sadece 1 tane yapılmış.
Bu Avustralya çalışmasında, grip benzeri hastalığı olan çocukları olan 143 hanede 286 yetişkine inclediler. Grip benzeri bu hastalık, laboratuvar tarafından onaylanmış influenza ile aynı değildir. Ateş, kuru öksürük ve hasta hissetme gibi grip semptomları olabilir ancak aynı zamanda soğuk algınlığı veya diğer virüslerden de kaynaklanabilir. Evde maske takan yetişkinlerin, solunum yolu enfeksiyonu olan çocukları tarafından takmayanlara göre 4 kat daha az hasta olduğunu bulmuşlardır. Imperial College London tarafından yapılan çalışmanın güzel bir analizi var:
Yine de bu çalışmanın kapsamının çok küçük olduğunu ve hiçbir şekilde kesin bilgi olarak kabul edilemeyeceğini belirtmekte fayda var fakat bununla birlikte, elimizde olanlar ile çalışmalıyız ve bu en azından bize bazı veriler sunuyor:
- Cerrahi maske veya N95 (FFP2) maskesi takmak, grip benzeri hastalıklara karşı korunmada hiç bir şey takmamaktan daha iyidir.
- Cerrahi maskelerin solunum maskelerinden daha düşük kalitede olduğunu tahmin edebilmemize rağmen, yukarıdaki çalışmalar, bunların tahmin edebileceği kadar düşük verimli olmadığını göstermektedir. Örneğin, ilk iki çalışma, kullanıcıları gripten korurken; cerrahi maskeler ve N95 solunum maskeleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.
- Grip korumasını SARS-CoV-2 (koronavirüs) için baz alınan veri olarak kullandığımızı belirtmek önemlidir. Bunun nedeni, SARS-CoV-2'nin yeni olması ve üzerinde karşılaştırılabilir bir çalışma olmamasıdır. Ancak elbette dezavantajı, SARS-CoV-2'nin bulaşma açısından oldukça farklı hareket edebileceği için hala çok fazla belirsizlik vardır.
Laboratuar ortamında, yapay koşullarla ve yapay zeka sayesinde, cerrahi maskelerin parçacıkların %80'ini 0,007 mikrona kadar engelleyebildiğini görüyoruz. Bu yapılan çalışmada, %96 (FFP1 sertifikalı) bloke eden 3M 8812 solunum maskesi ile karşılaştırıldığında, yukarıdaki tartışmamızla uyumlu bir sonuç elde edildiğini görüyoruz.
Sonuç olarak, yeni koronavirüse karşı cerrahi maskelerin ne kadar koruma sağladığını bilmiyoruz. Bununla birlikte, yukarıdaki çalışmalar cerrahi bir maskenin hiç yoktan daha iyi koruma sağlayabileceğini ve bunun farkında olmaya değer olduğunu düşündürmektedir. Onları sadece son çare yöntemi olarak koruma için takmak mantıklıdır; solunum maskeleri birincil tercihimiz olmalıdır.
Hasta veya potansiyel olarak hasta olan insanlardan kaçınmak ve genel olarak insan gruplarına yönelik sosyal teması azaltmak çok daha güvenlidir. Cerrahi maskeler yanlış takılmamalı ve kişiyi gereksiz riskleri almaya teşvik etmemelidir.
Koronavirüse sahip olan ya da olabilecek hasta birisinin yanındaysak, hastalığı yayma durumlarını azaltmak için cerrahi bir maske veya solunum maskesi takmak gerekir.
Kendi Maskenizi Nasıl Yaparsınız?
Bu konudaki yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
Peki Bu Maskeler Bizi Neye Karşı Koruyor?
Damlacıklar
Solunum maskesi takmanın birincil nedeni damlacıklardan korumaktır. Örneğin hasta bir kişi bize yakın olduğunda öksürür veya hapşırırsa, solunum maskesi vücut sıvılarının yüzümüze ulaşmasını önlemek için bir bariyer oluşturur. Damlacıklar büyüktür ve yer çekimi onları havada kalmak yerine nesnelere inmek için sürükler. Yani çok uzun mesafeler kat edemezler.
Aerosoller
Aerosoller, aslında virüslerin partiküllerinin bir süre havada kalmasından sonra aerosolize edilmesi sonucu aerosole dönüşmesidir. Örneğin, birisinin hapşırırken iki sorun yarattığını hayal edebilirsiniz, birincisi kısa bir mesafe kat eden püskürtülen damlacıklar, diğeri ise havada daha uzun süre kalan aerosolize virüs parçacıklarıdır. Şu anda Covid-19'un ne kadar süre aerosol haline gelebileceği ve diğerlerine kıyasla ne kadar risk taşıdığı konusunda tartışmalar ve belirsizlikler var. Yapabileceğimiz şu anda araştırmanın ne dediğinin farkında olmak ve onaylanana kadar dikkatli olmak.
Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'ndeki (NIAID) bilim insanları, NEJM'de kontrollü laboratuvar koşullarında neler olabileceğine dair bir çalışma yayınladılar. Sıvılardan bir aerosol oluşturan bir nebülizör kullandılar ve virüsün aerosol haline getirilirken havada ne kadar ölçülebilir kaldığını test ettiler. Ayrıca, virüsün diğer yüzeylerde ne kadar süre ölçülebildiğini de test ettiler. Sonuçları virüsün aerosolizasyon deneyinin tüm süresi boyunca ölçülebilir kaldığını gösterdi; 3 saat. Daha fazla ayrıntı için aşağıdaki grafiklere bakalım:
Ağız ve Burun
Son olarak, solunum cihazı yüzümüzü kaplarken, virüslü bir nesneye dokunmamızı ve ağzımıza ve burnumuza aktarmamızı çok zorlaştırır. Bu, yukarıda bahsedilen ikiye ek olarak, kibar bir ikincil faydadır. Maskeyi çıkarır çıkarmaz ellerimizi dikkatli bir şekilde yıkadığımızdan emin olmamız gerekir.
Göz Koruması Gerekli mi?
Koronavirüs cilde nüfuz edemezken, gözleri içeren tüm mukoza zarlarına nüfuz edebilir. Bu nedenle, enfekte hastalarla temas halindeyken göz maskesi takan tıp uzmanlarını sık sık görüyorsunuz. Bununla birlikte, gözler sürekli olarak doğrudan akciğerlere hava soluyan ağızla karşılaştırıldığında, giriş yolu olarak daha düşük bir risktir. Gözlerin korunması için bizler için iki yol var; biri tek kullanımlık bir solunum cihazı ve güvenlik gözlüklerini ayrı ayrı takmak ya da bir diğeri tam yüzü kaplayan bir solunum maskesi takmak. Kauçuk hava sızdırmazlığı olan güvenlik gözlükleri daha sıkı bir hava bariyeri sağlar. Örneğin, Bollé kauçuk conta içeren bazı minimalist modeller yapar, ancak birçok seçenek vardır.
Riski Azaltmak İçin Ne Yapabilirsiniz?
Sosyal Uzaklaşma
Grip ve yeni koronavirüs gibi virüsler, virüs bulaşmamış kişilerle temasa geçen insanlar tarafından yayılır. Enfekte kişilerle ne kadar çok temasta olursanız, enfeksiyonu yakalama ihtimaliniz o kadar artar. Sosyal mesafelendirme ya da sosyal izolasyon, halk sağlığı yetkilileri tarafından bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını durdurmak veya yavaşlatmak için alınan enfeksiyon kontrol eylemleridir. Bunu Çin, Güney Kore ve İtalya gibi ülkelerde halihazırda gördük. Hükumetler tarafından alınan sosyal mesafeli önlemlere ek olarak, kendimiz potansiyel olarak hasta insanlara fiziksel teması veya iletişimi azaltmayı seçebiliriz, Örneğin:
- İşiniz buna izin veriyorsa evden çalışma (remote work) seçeneğini keşfetmek.
- Spor etkinlikleri veya insan kalabalığı ile (alışveriş merkezleri, spor salonları veya sinemalar gibi) iletişim kurabileceğiniz durumlar gibi büyük halka açık yerlerden kaçınmak,
- Kişilerle yüz yüze görüşmek yerine telefon / video görüşmeleri üzerinden iletişim kurmak.
Bu tür adımlar normal yaşam standartları için bir engel olarak düşünülebilir fakat, bunların sonsuza kadar sürmeyecek bir eylem olduğunu unutmayın. Bir pandemi durumunda en önemli risk faktörlerinden biri, ilk yayılmanın çok hızlı olması ve sağlık hizmetlerini bu hıza yetişememesidir. Herhangi bir ülke için temel bir amaç bundan kaçınmak olmalıdır ve sosyal mesafeler buna yardımcı olabilir.
Düzenli El Yıkama
- CDC en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla düzenli el yıkamayı şiddetle tavsiye etmektedir.
- Yemekten önce ve dışarıdan geldikten sonra yıkamaya öncelik verin.
- Düzenli el yıkama elleri aşırı kurutur ve bu da onları enfeksiyona karşı savunmasız kılabilir. Bunu hafifletmek için, düzenli olarak pompa veya sıkma mekanizmalı gliserin bazlı bir nemlendirici kullanın.
- Bir çalışma yüzümüze saatte ortalama 15x değerinde dokunduğumuzu gösterdi. Bu davranışı değiştirmek zor olabilir, ancak ellerimizi temiz tutarsak daha az zararlı olur.
Tırnak Bakımı
Kısa parmak tırnakları tırnakların altındaki kirin (ve virüslerin) yakalanma riskini azaltır. Tırnaklarınızın çok uzun olup olmadığını kontrol edin.
Alkol Bazlı El Dezenfektanı
CDC, ancak sabun ve su olmadığı durumlarda, en az % 70 alkol içeren alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanmanızı önermektedir. Daha sonra kurumaya bırakın.
Telefonunuzu Sterilize Edin
Telefonlarımızı ne sıklıkta kullandığımız düşünüldüğünde, sterilize etmemiz gerektiği aşikar. Telefonunuzu ve diğer öğeleri temizlemek için antibakteriyel mendilleri kullanmak iyi bir seçenektir. Antibakteriyel mendiller grip virüsünü (H1N1) öldürdüğünü bildiğimize göre - bu iyi bir işarettir ve koronavirüs için aynı şeyi yapabilirler. Silme işlemi bittikten sonra kurumaya bırakın.
Aşağıdakiler de dahil olmak üzere düzenli olarak dokunduğunuz diğer öğelerin farkında olun:
- Bilgisayar klavye ve fare
- Ev ve araba anahtarları
- Yeniden kullanılabilir su şişeleri
- Araba direksiyonu
- Cepler
- Kapı kolları
Ve onlarla etkileşim kurarken mümkün olduğunca dikkatli olun - mümkün olduğunca dezenfekte edin.
Bağışıklık Sisteminizi Sağlıklı Tutun!
Sağlıklı bir bağışıklık sistemini sürdürmek için atabileceğiniz eylem örnekleri:
Uyku
Yeterli, kaliteli uyku alın. Çoğu insan için 'yeterli' 7-8 saat anlamına gelir. “kendinizi paralamanın ve sürekli ayakta olmanın” hastalık riskini artırması tesadüf değildir. 2004 tarihli bir literatür incelemesi “uyku yoksunluğunun bağışıklık yanıtı üzerinde önemli bir etkisi” olduğu ve “bağışıklık sisteminin hayati bir parçası olduğu” sonucuna varmıştır.
Egzersiz Yapmak
Düzenli egzersiz yapın, ama aşırıya kaçmayın. 2007 yılında egzersiz ve bağışıklık sistemi üzerine bir çalışma: “Ilımlı egzersiz koruyucu bir etki gösterirken, yorucu egzersizi tekrarlamak bağışıklık fonksiyon bozukluğuna neden olabilir” diye açıklamıştı.
D Vitamini
Aşağıdakileri gösteren kanıtlar var:
- D vitamini bağışıklık fonksiyonunda önemli bir rol oynar
- D vitamini eksikliği sizi enfeksiyona daha duyarlı hale getirebilir
- D vitamini takviyesi akut solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruma sağlar
- Bunların hiçbirinin spesifik olarak koronavirüs ile ilgili olmadığını, ancak genel sağlıklı bağışıklık fonksiyonuyla ilgili olduğunu belirtmekle birlikte,
D vitamini diyetimizden (küçük miktarlarda) ve güneşe maruz kalarak alabiliriz. Fazla güneş almıyorsanız, sadece diyetten yeterli miktarda D vitamini almak zor olabilir.
Yeterli miktarda D vitamini nedir? Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) yetişkinler için günde tüm kaynaklardan 600iu (15mcg) almayı önerir. Benzer şekilde Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmelliği Enstitüsü (NICE), günlük 400iu (10 mikrogram) içeren bir ek önermektedir.
John Campbell, D vitamini ve bağışıklık sistemi hakkında harika bir video ile anlatmaktadır. Günde 400iu takviye eden NICE yönergelerine atıfta bulunuyor ve kişisel olarak günde 1.000iu içeren bir D vitamini takviyesi aldığını söylüyor.
Bir takviye arayışındaysanız, D3 vitamininin D2'den 1,7 kat daha fazla verimlilikle D vitamini seviyelerini artırdığını gösteren kanıtlar vardır.
Sonuç
Umarız bu makalede anlatılanlar, öncesinde kafanızın karışmış olduğu maske konusu ve korunma yöntemleri açısından yeterince aydınlatıcı olmuştur.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 42
- 20
- 12
- 5
- 3
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Fast Life Hacks | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:46:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8481
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.