Gliablastoma Tipi Beyin Kanseri, Düşüncelerinizden Besleniyor Olabilir!
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
Kanser hastalıkları, yüzyıllardır insanlık için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Günümüzün gelişmiş olanaklarına rağmen, henüz kanser için mutlak bir tedavi yöntemi bulunamamıştır. Fakat kanser hastalıklarının doğasını ve davranış biçimlerini anlamak, bu hastalığı yenebilmemiz için büyük bir önem taşımaktadır. Kanser gibi karmaşık yapıları anlamak; sadece kanser bilimi için değil, bilimin doğası gereği birçok disiplin için hayatı ve doğayı anlamak konusunda ilham kaynağı olacaktır.
Nature dergisinde yayınlanan bir makalede araştırmacılar, glioblastom adlı bir kanser türünün adeta beynin elektrik devrelerini değiştirerek nöronlar ile bağlantılar kurduğunu ve bu bağlantılar sayesinde beyin düşündükçe kendi büyümesini hızlandırdığını gözlemlemişlerdir. Bu yeni makale, kanserin beyni nasıl ele geçirdiği ile ilgili aydınlatılmamış bir konuya ışık tutmaktadır.
Araştırmanın sonuçlarını incelemeden önce makaleyi anlayabilmek için bilinmesi gereken temel kavramlara değinelim.
Temel Kavramlar
Beyin, omurilik ile beraber, merkezi sinir sistemini oluşturur. Merkezi sinir sisteminin görevi basitçe vücudu ve organları yönetmektir. Beyin; adeta elektrik kabloları aracılığı ile tüm dokulardan sinyaller alır, bu bilgileri beyindeki özelleşmiş bölümlerde işler, bir cevap oluşturur ve bu cevabı vücuda yine elektrik kabloları aracılığı ile iletir. Bu sekans sonucunda bizim farkında olduğumuz hareket, duygu, bilinç gibi olaylar ve farkında olmadığımız ama vücudumuzun hayat için gerekli dengesini sağlayan olaylar (örneğin kan basıncımızın düzenlenmesi) meydana gelir.
Beyindeki bu fonksiyonu sağlayan hücreler nöronlardır. Bir gövdesi ve uzantıları olan bu hücreler elektrik sinyallerini bir sonraki nörona sinaps adını verdiğimiz bağlantı noktaları aracılığıyla iletirler.
Bunun haricinde vücutta glia adı verilen hücreler de bulunur. Bu hücreler ise nöronlara destek olan ve beyin dokusunda bilgi işlemek haricindeki görevleri yapan hücrelerdir. bu hücreler nöronların miyelin kılıfını oluşturur, nöronlara tutunarak mekanik destek sağlar, yabancı mikroorganizmaları fagosite eder ve beynin homeostazisine katkıda bulunurlar. Bu hücrelere astrositler, oligodentrositler, mikroglialar ve ependimal hücreler örnek verilebilir.
Glioblastom (veya gliablastoma), yukarıda bahsedilen glia hücreleri arasından özellikle astrositomlardan kaynaklanan bir kanser türüdür. Astrositomlar, beyin dokusunda kan-beyin bariyerinin sağlanması, dokunun elektrokimyasal özelliklerinin korunması, pH dengesi ve mekanik destek sağlanması gibi görevleri üstlenen hücrelerdir. Bu hücrelerin çeşitli nedenlerle kanserleşmesi durumunda ortaya çıkabilecek tablolardan bir tanesi de glioblastomadır.
Kanser, Beyinde Ne Gibi Problemler Yaratabilir?
Kanser hastalıkları iyi huylu (İng: "benign") ve kötü huylu (İng: "malign") olarak ikiye ayrılmaktadır. Bir tümörün iyi veya kötü huylu olması; tümörün lokalizasyonuna, köken aldığı hücreyle ne kadar benzerlik gösterdiğine, moleküler özelliklerine ve en önemlisi metastaz yapma özelliği olup olmamasına göre değerlendirilir. Bulunduğu bölge ile sınırlı kalan, başka doku ve organları ele geçirmeye yönelik bir yatkınlığı bulunmayan kanserler genellikle iyi huylu olarak adlandırılır.
Fakat beyin dokusu için bu durum daha farklıdır. Merkezi sinir sistemi kapalı bir kutunun, yani kafatasının içinde bulunur. Bu bölgede kan, ödem sıvısı veya tümör gibi fazladan yer kaplayan başka bir şey olması durumunda bu kapalı kutunun içindeki basınç artar ve nöral dokunun maruz kaldığı basınç o bölgenin işlevini yerine getirememesi ile sonuçlanır. Sonuç olarak beyindeki herhangi bir tümör, iyi huylu bile olsa bulunduğu beyin bölgesine bağlı olarak ölümcül sonuçlara yol açabilir. Kötü huylu beyin tümörleri ise beynin içinde yer kaplamak dışında dokunun zarar görmesi ve dolaşımın bozulması gibi etkilere de sahiptir.
Aşağıdaki görselde bir beyin tümörünün beyin dokusunu nasıl etkileyebileceği anlatılmaktadır. İnvazyon (dokunun istilası), kompresyon (dokunun sıkıştırılması) ve ödem toplanması sonucu doku basınca maruz kalır ve beynin damarları tümör tarafından istila edilir. Böylece kanser dokusu adeta dokudan kan çalar. Kanserin izlediği bu gibi yollar daha önce üzerinde oldukça çalışılmış konulardır. Bu yazımızda inceleyeceğimiz makale ise kanserin kullandığı fakat daha önce üzerinde yeterince çalışılmamış eşsiz bir yönteme ışık tutmaktadır.
Düşündükçe Büyüyen Kanser!
Glioblastomların beyin üzerindeki etkilerini inceleyen daha önceki araştırmalar sonucu, tümörün infiltre ettiği beyin bölgesindeki nöronal aktivitenin tümörün büyümesini artırdığı gözlemlenmiştir. Aynı zamanda bu kanser hücrelerinin o dokudaki nöronların uyarılabilirliğini artırdığı da bu çalışmaların sonuçlarından birisidir. Nöronların uyarılabilirliğinin artması demek, nöronların daha kolay aktive olması demektir. Bu da (etkilenen beyin bölümüyle alakalı olmak üzere) hastanın nöbet geçirmesine, nöronların diğer beyin bölümleri ile senkronize çalışmasının güçleşmesine ve hafıza, duygu, farkındalık gibi bilişsel fonksiyonların yerine getirilmesinin zorlaşmasına neden olabilmektedir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
İnceleyeceğimiz çalışmada araştırmacılar bu uyarılabilirliği artmış nöronların sınırlarını ve kapsamını belirlemeyi amaç edinmiştir. Çalışmada konuşma ile ilgili nöral yolları da içeren Lateral Prefrontal Korteks'lerine tümör yerleşmiş hastalardan ve sağlıklı hastalardan oluşan 2 grup bulunuyordu. Araştırmacılar; hastaların bu beyin bölümlerine Elektrokortikografi (ECoG) adlı, beynin istenilen yerlerinin elektriksel aktivitesini ölçebilen bir aletin elektrotlarını yerleştirdiler. Ardından hastalara çeşitli resimler gösterdiler ve resimde gördükleri şeyi adlandırmalarını istediler. Amaçları; sağlıklı insanlar ile kanser hastalarının ECoG değerlerini karşılaştırarak tümör tarafından ele geçirilen beyin bölümünde hangi nöronların uyarılabilirliğinin arttığı, bu uyarılabilirliği artmış nöronların beynin hangi bölümüne kadar uzandığı hakkında bilgi sahibi olmaktı. Araştırma sonucunda Glioblastom hücrelerinin uyarılabilirliğini artırdığı nöronları rastgele seçmediğini buldular.
Kanser hücreleri bulundukları bölgede, bölgenin sorumlu olduğu görev ile alakalı nöronları seçerek bu nöronlar ile sinapslar oluşturuyordu. Ardından bu nöronların daha kolay uyarılmasını sağlayarak kendi büyümelerini hızlandırıyorlardı. Yani kanser hücreleri; bulundukları bölgede en çok fonksiyon gören nöronları bulup onlarla bağlantı kuruyor, ardından bağlantı kurduğu nöronların daha kolay uyarılmasını sağlıyordu. Böylece o bölgedeki nöronlar ne zaman uyarılsa tümör kendini büyütecek sinyaller alıyor ve o bölgede olmayan glioblastom hücrelerine bile bu sinyalleri ulaştırabiliyordu.
Araştırmacılar daha sonrasında tümör mikroçevresinin bu durumun oluşmasında nasıl bir etkisi olduğunu gözlemlemek istediler. Hastalardan biyopsiler alındı ve alınan biyopsilerde glioblastoma hücreleri; sağlam nöronlarla fonksiyonel bağlantılar kuranlar ve fonksiyonel bağlantı kurmayanlar olarak 2 gruba ayrıldı. Daha sonra bu 2 grup, farelerin beyninden çıkarılan hipokampüs bölümü ile beraber kültür ortamına ekildi. Buradaki amaç, bu glioblastoma hücrelerinin büyümesi için çevrelerinde nöronal bir doku olmasının önemli olup olmayacağını gözlemlemekti.
Yapılan bu deney sonucunda sağlam nöronlar ile daha çok fonksiyonel bağlantı kuran glioblastoma grubunun diğer gruba göre 5 kat daha fazla büyüdüğü gözlemlendi. Bu durum fonksiyonel bağlantılar kuran kanser hücrelerinin çevresindeki nöral dokuya ihtiyacı olduğunu, bu durumun oluşmasında tümör mikroçevresinin de etkisi olabileceğini düşündürmektedir.
Araştırmacılar, kanser hücrelerini bu davranışa iten sebebin Thrombospondin-1 (TSP-1) isimli sinaptojenik (sinaps oluşturulmasını uyaran) bir faktör ile ciddi bir ilişkisi olduğunu düşünmektedir. Bu faktör normalde sağlıklı astrositler tarafından üretilir. Ancak glioblastoma hastalarında tümör bölgesindeki TSP-1 miktarının arttığı fark edilmiştir. Aynı zamanda bazı mikroglia hücrelerinde de TSP-1 reseptörlerinin bulunması, bu hücrelerin de tümör mikroçevresine katkı sağladığını düşündürmektedir. Glioblastoma hücrelerinin, sağlam nöronlarla daha fazla fonksiyonel bağlantı kurduğu hastaların kanındaki TSP-1 miktarı da normalden yüksek bulunmuştur. Daha fazla fonksiyonel bağlantı kuran kanser hücrelerine sahip hastaların hastalıkları genel olarak daha kötü ilerlemiştir.
TSP-1 inhibisyonu yapabilen ve epilepsi, nöropatik ağrı gibi hastalıklar için de kullanılan gabapentin isimli bir molekülün bu hastaların hastalık seyrini kolaylaştırdığı ve hastaların bilişsel fonksiyonlarının kaybını geciktirdiği gözlemlenmiştir.
Gabapentin tedavisi laboratuvar ortamında nöronlarla beraber bulunan glioblastoma hücrelerine ve ortamda nöron bulunmayan, sadece glioblastoma bulunan gruplara verilmiştir. Bu deney sonucunda nöronlarla beraber bulunan glioblastoma hücrelerinin anti-TSP-1 tedavisine daha iyi yanıt verdiği gözlemlenmiştir.
Bu çalışmada TSP-1 inhibisyonu ile ilgili pozitif geri bildirimler alınmasına rağmen hem kanserin bu davranışı hem de TSP-1'in glioblastoma patogenezindeki kesin yeri net olarak anlaşılmış değildir. Henüz bilmediğimiz karmaşık yöntemlerle yavaş yavaş hedefine ilerleyen kanser hastalığının yakın gelecekte daha iyi anlaşılması sabırsızlıkla beklenmektedir!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 17
- 9
- 5
- 4
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- S. Krishna, et al. (2023). Glioblastoma Remodelling Of Human Neural Circuits Decreases Survival. Nature, sf: 599-607. doi: 10.1038/s41586-023-06036-1. | Arşiv Bağlantısı
- G. M. Ibrahim, et al. (2023). How Thought Itself Can Drive Tumour Growth. Nature, sf: 469-471. doi: 10.1038/d41586-023-01387-1. | Arşiv Bağlantısı
- J. Loscalzo. (2022). Harrison's Principles Of Internal Medicine, Twenty-First Edition (Vol.1 & Vol.2). ISBN: 9781264268511. Yayınevi: McGraw Hill / Medical.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:57:39 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14649
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.