ExxonMobil Şirketi, İklim Değişikliğinin Çevreye Verdiği Zararın Sorumluluğunu Size Yüklemeye Çalışıyor!
ExxonMobil'in yaklaşık 40 yıldır ABD'de iklim değişikliği ile ilgili söylemleri şekillendirmede neden bu kadar başarılı ve etkili olduğunu anlamak için, şirketin iletişim uzmanlarından biri olan Mobil Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Herbert Schmertz'in 1986'da yazdığı şu sözlerine bakmamız yeterli:
Hedefiniz kendinizi iyi ifadelerle sarıp sarmalamak, rakiplerinizi ise kötü ifadelerle sıkıştırmak olmalıdır.
1970'lerden 1990'lara kadar şirketin halkla ilişkiler bölümünün faaliyetlerinin çoğu, fosil yakıtların yakılmasının gezegeni ısıttığı yönündeki bilimsel fikir birliğine şüphe düşürmeye odaklıydı.[1] Ancak 2000'li yılların ortalarında daha sofistike ve daha özenli bir yaklaşım benimsenmeye başlandı.
2007 yılında "Enerji tasarrufu yapan tüketiciler gerçek bir fark yaratabilir!" sloganıyla yayınlanan reklamda tüketicileri iklim değişikliği ile mücadeleye yönlendirmek için "Elektrik kullanımı konusunda dikkatli olun!", "Evinizi verimli bir şekilde ısıtın ve soğutun!" ve "Yakıt verimliliğinizi artırın!" gibi öneriler sıralanıyor. 2008 yılındaki bir başka reklam ise otomobil endüstrisine odaklanıyor ve şu sözleri içeriyor:
Sera gazı emisyonlarını azaltmak oldukça önemlidir. İnsanların kullandığı araçların verimliliğini artırmak da bunu sağlamanın yollarından biridir.
ExxonMobil'in reklam materyallerinde ve diğer belgelerinde 2019'a kadar aynı şeyi yaptığını gösteren pek çok örnek bulunmaktadır. Amaç; dikkatleri petrol şirketlerinin, fosil yakıt tedarik ederek iklim değişikliğini körüklemedeki rolünden başka yöne çekmek ve tüketicilerin ürünlerine olan talebine ve bağımlılığına odaklanmalarını sağlamak.
Harvardlı araştırma görevlisi Geoffrey Supran ve Harvardlı bilim tarihçisi Naomi Oreskes tarafından One Earth dergisinde yayınlanan hakemli bir çalışma sayesinde artık bu strateji hakkında kapsamlı bir bilgiye sahibiz.[2] Detaylı bir inceleme sonucunda, petrol devinin iklim sorunları ve çözümlerine ilişkin tartışmaların tüketiciye odaklanmasını sağlamak için ne kadar sıkı çalıştığını ve sorunun sorumluluğunu adeta bireyselleştirdiğini ortaya koydular. Supran, yayın kuruluşu Vox'a verdiği bir demeçte şunları söylüyor:
Fosil yakıt propagandasının, bu tüketici ve talep odaklı zihniyetin kaynağı olduğu daha önce hiç kanıtlanmamıştı.
Üreticilerden ziyade bireysel kullanıcıları suçlamak, tütün ve ateşli silahlar da dahil olmak üzere tehlikeli ürünlere sahip diğer endüstrilerin iyi bilinen bir taktiğidir. Fosil yakıt ürünleri söz konusu olduğunda iklim değişikliğinin sorumluluğunu bireyselleştirmek ve tüketiciye yüklemek; 1965'ten bu yana enerji ile ilişkilendirilen küresel karbon emisyonlarının üçte birinden sorumlu 20 şirketten biri olan Exxon gibi şirketlerin, daha az fosil yakıt çıkarma ve daha temiz teknolojiler kullanmaya başlama gibi sorumluluklarını örtbas etmektedir.[3] Oreskes ve Supran'a göre bu propaganda stratejisi, Exxon'un iklim krizindeki rolünü küçümsemesine izin vermekle kalmadı aynı zamanda iklim çalışmalarını, regülasyonları ve aktivizmi baltalamak için kullanılmaya devam ediliyor.
Exxon'un Kamuoyu Mesajlarına İlişkin, Türünün İlk Örneği Bir Analiz
Supran ve Oreskes; ExxonMobil'in ürünlerinin iklim değişikliğindeki rolünü içsel olarak kabul ettiğini ancak kamuoyu önünde bilime şüpheyle yaklaştığını ortaya koyan 2017 tarihli bir makale de aralarında olmak üzere, geçmiş araştırmalarında taradıkları bir dizi belgeyi kullanıyor.[4]
Şirket, 1970'lerin sonlarından itibaren New York Times gazetesinde düzenli olarak reklamlar yayınlamaya başladı. Araştırmacılar, petrol şirketinin iklim bilimi konusundaki halkla iletişim stratejilerine dair kronolojik olarak sıralanmış 212 belgenin yanı sıra 2019 yılına kadar yatırımcılara yönelik hazırlanmış daha güncel raporları da inceledi.
İlk reklamlar iklim bilimi konusunda şüpheci bir duruş sergilerken 2000'li yıllarda iklim değişikliğinin insan kaynaklı olduğuna yönelik genel fikir birliği yerine mevcut risklerin belirsizliği vurgulanmaya başlandı. ExxonMobil; kirliliği azaltmanın şart olduğunu kabul etse de denklemin diğer yarısını oluşturan arz artışına değinmek yerine, denklemin talebe yönelik tarafını çözmek için ne kadar çok şey yaptığından orantısız bir şekilde bahsediyor.
Supran; gazetelerde en sık kullanılan terimleri ve konuları tespit etmek için geliştirdiği algoritmayı çalıştırdığında, buldukları karşısında şaşkınlığa uğradı. Şirketin verdiği mesajlar, 2009 yılına kadar olan reklamlar ve 2019 yılına kadar olan raporlarla büyük ölçüde tutarlıydı. Ayrıca bu temaları vurgulamak için "risk" ve "talep" gibi belirli ifadeler istatistiksel olarak aşırı kullanılıyordu.
1997'de şirket, müşterilerin karbondioksit emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olmakla övünürken bir sonraki yıl halkı "biraz istesem yapabilirim" demeye teşvik ediyordu. On yıl sonra, 2008'de; bir reklam ile birlikte; kullandığımız otomobil ve kamyonların sadece birer araç olmadığı, dünyanın enerji ve çevre sorunlarının çözmek için birer fırsat oldukları öne sürüldü.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu süreç içerisinde ExxonMobil, artan fosil yakıt talebinin kaçınılmaz bir durum olarak ele almış ve "2030 yılına kadar talebin karşılanması için petrol ve gaz vazgeçilmez olacaktır." ve "Toplumun acil ve kısa vadeli ihtiyaçlarını karşılamak için fosil yakıtlara güvenilmelidir." gibi ifadeler kullanmıştır.
Şirket kendi kusurunu sadece az bilinen akademik dergilerde ve şirket içi yazışmalarda kabul etmektedir. 1982 tarihli şirket içi bir yazışmada, şirketin hiçbir zaman kamuya açık olarak kabul etmediği, atmosferik CO2 artışına katkı sağlamadaki rolünden bahsedilmektedir.
Harvardlı araştırmacıların dikkat çektiği bir diğer eğilim ise, şirketin 2000'li yılların ortalarında nasıl "Fosil Yakıt Kurtarıcısı" konumuna ulaştığıdır. Şirketin 2007 tarihli bir reklamı; gelişmekte olan dünyada artan refahın, daha fazla enerji talebi ve dolayısıyla artan CO2 emisyonlarının ana itici gücü olacağı belirtilmektedir. Bu da şirketin küresel ısınmaya karşı pasif izleyici konumuna gelmesine neden olmaktadır.
Bu çalışma hakkından yorum yapması istenen Exxon sözcüsü Casey Norton; Oreskes'in Exxon'a dava açan hukuk firmalarından biri olan Sher Edling'in çalışanı olduğunu ve araştırmanın yine petrol şirketlerine karşı açılan davalarda yer alana Rockefeller Aile Fonu tarafından kısmen finanse edildiğini ileri sürerek, bunu bir çıkar çatışması olarak nitelendirdi. Norton araştırma hakkında şunları söyledi:
Bu araştırma açıkça ExxonMobil ve diğer enerji şirketlerine karşı yürütülen dava stratejisinin bir parçasıdır. ExxonMobil, Paris İklim Anlaşması'nı desteklemekte ve şirket emisyonlarını azaltmak için çalışmaktadır. Aynı zamanda yeni düşük emisyonlu teknolojiler üzerinde çalışırken ve etkili politikaları savunurken müşterilerinin emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olmaktadır.
Norton'un bu sözlerine karşılık olarak Supran ve Oreskes, Sher Edling'in bu araştırmada ya da yaptıkları diğer akademik çalışmalarda herhangi bir rol oynamadığını belirterek ExxonMobil'in açıklamasının kasıtlı olarak yanıltıcı olduğunu iddia etti.
İklim Utancı Problemi
Bireyleri utandırmak hemen hemen her zaman iklim tartışmasının bir parçası olmuştur. Siyasi liderler, üretimi yasaklamak yerine geri dönüşüm ve plastik tüketimi üzerine odaklanıyor. Şimdi de "uçuş utancı" kavramı ulaşım emisyonlarının artması ile mücadele etmek için insanları, uçak seyahatlerinden caydırmanın bir yolu olarak ortaya çıktı.[5]
Fakat utancın karanlık bir tarafı da bulunuyor: İklim değişikliğinin başlıca sorumlularının işten sıyrılmasını sağlayan bir dikkat dağıtıcı görevi görüyor.
Supran ve Oreskes, ExxonMobil'in pazarlama stratejisinin kamuoyundaki tartışmalar üzerindeki etkisinin kesin bir ölçümüne sahip değiller çünkü yöntemleri o kadar ileriye gidemiyor. Ancak, politikacıların ve medyanın sistematik siyasi ve ekonomik değişimlerin yerine, kişisel sorumluluğun üstünde gereğinden fazla durduğuna yönelik pek çok kanıt niteliğinde anekdot bulunuyor.
Supran'a göre; uçtukları, araba kullandıkları ya da fosil yakıtlardan elde edilen plastikleri kullandıkları için insanlar özünde ikiyüzlü olmakla suçlanıyorlar. Georgia Eyalet Üniversitesinde yapılan bir araştırma, utanç mesajlarının nasıl geri tepebileceğini gösteriyor.[6] 2020 yılında yayınlanan bir makalede, bazı durumlarda daha az araba kullanmanın ya da beslenme düzenini değiştirmenin insanları sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda daha az istekli hale getirebileceği gösteriliyor.
ExxonMobil bu söylemleri ortaya atan ilk petrol şirketi değil. Supran ve Oreskes, yazılarında şu sözlere yer veriyor:
Örneğin, kişisel karbon ayak izi kavramı ilk kez 2004-2006 yıllarında petrol şirketi BP tarafından, yılda 100+ milyon dolarlık ABD medya kampanyasının bir parçası olarak popülerleştirildi.
Supran, ek olarak bu durumun iklim krizinin sistematik doğasına ve sorunun ele alınması için kolektif eylemde bulunmanın önemine karşı bizi engellediğini ve bize at gözlüğü taktığını söylüyor.
Exxon Dosyalarının Gerçek Dünyadaki Etkileri
Birçok akademisyen, aktivist ve gazetecinin; petrol şirketlerinin talebini vurgulayarak, ürünlerine yönelik küresel açlığı besleyen masum seyirciler rolünü oynadıkları yönündeki gözlemlerini destekleyen bazı istatistiksel bilgilere sahip olmak faydalı olacaktır.
Ancak bu araştırmanın asıl önemli sonuçları mahkemede ortaya çıkabilir. ExxonMobil gibi büyük petrol şirketleri şu anda dünyanın dört bir yanında yanlış bilgilendirme yaparak ve iklim eylemlerini engelleyerek yasaları çiğnedikleri iddiasıyla açılmış davalar ile karşı karşıyadır. Columbia Hukuk Fakültesindeki, Sabin İklim Değişikliği Hukuku Merkezinin 2017'de sayısını 884 olarak belirttiği iklim davalarının sayısı, 2020 yılına kadar toplamda 38 ülkede 1550'ye çıktı. Tabii ki tüm bu davalarda konu olan tek şirket Exxon değil.[7]
Bir süre önce New York'ta; ExxonMobil, Shell, BP ve Amerikan Petrol Enstitüsüne karşı, şehirdeki tüketiciyi koruma yasalarını ihlal ettikleri gerekçesiyle açılan yeni bir dava da, bu şirketlere karşı olan dava dalgasının hız kesmeden devam ettiğinin bir başka işareti.[8] Supran ve Oreskes'in çalışması da birkaç açıdan bu davalarla bağlantılı sayılabilir.
İlk olarak araştırmacılar, ExxonMobil'in bu davalara karşı çevreci reklamlarıyla akıllıca bir savunma yapıyor olduğunu belirtiyor. ExxonMobil'in savunmalarından biri, reklamlarında tekrar tekrar yer alan iklim konusundaki risklerin herkes tarafından bilindiği ve insanların nasıl bir yaşayış biçimi seçeceklerine dair şirketin hiçbir etkisinin olmadığı yönünde. Supran ve Oresken aşağıdaki örneğe dikkat çekiyor.
2018 yılında Kaliforniya'nın iklim zararları nedeniyle ExxonMobil de dahil beş petrol şirketine karşı açtığı davada şirketleri savunan Chevron avukatı Theodore Boutrous Jr., Hükumetlerarası İklim Değişikliği Panelinin (IPCC) son raporuna ilişkin yorumunu sundu:
Bence IPCC, bu emisyonlara yol açan şeyin petrol üretimi ve hammadde çıkarılması olduğunu iddia etmiyor. Buna neden olan, enerji kullanımı ve bu enerji talebini yaratan ekonomik faaliyetlerdir. Bu insanların hayatlarını yaşama biçimidir. Şimdi fosil yakıtları kullanırken kendi sorumluluğumuzu görmezden gelip küresel ısınmaya neden olma suçunu, talebimizi sağlayanlara yüklemek adil midir?
Yargıç davayı reddederek bu bakış açısını kabul etmiştir. Davacılar; iddialarını kanıtlasalar bile fosil yakıt şirketleri, tütün şirketlerinin yaptığı gibi genel kanı ve riskin üstlenilmesi gibi olumlayıcı savunmalara başvurabilirler. Bu savunmalar, şikayetçi kişinin sigara içmek gibi bariz ve genel olarak bilinen risklere sahip olan bir faaliyette bulunduğunu ve risklerin bilinerek gönüllü olarak üstlenildiğini iddia eder. Brandt bu durumu şöyle açıklıyor:
Eğer ortada bir risk varsa, kanıtlanmamış olsa bile, bu risk yine de sigara içen kişinin riski olmalıdır. Çünkü sigara içen kişi riskler ve tartışmalar konusunda tam olarak bilgilendirilmiştir. Endüstri her iki açıdan da en iyisini güvence altına almıştır.
İkinci çıkarım ise araştırmaların, ExxonMobil'i sorumlu tutmak isteyen iklim aktivistleri ve politikacılar için nasıl yararlı bir araç haline geldiğidir. Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi Başkanı Caroll Muffett'e göre Supran ve Oreskes'in makalelerinde yaptıkları şey, yıllardır niteliksel olarak bariz belli olan bir şeyi niceliksel olarak kanıtlamaktı. Petrol ve gaz şirketleri, iklim krizi hızlanırken bile kendilerini kamu denetiminden ve düzenleyici faaliyetlerden izole ettiler.
Ayrıca petrol şirketlerinin kamuoyunu yanıltırken kendilerini iklim politikalarından soyutladıklarına dair herhangi bir kanıtın mahkeme salonunda faydalı bir malzeme haline gelmesi olasıdır. Muffett bu konu hakkında şunları söyledi:
Bu kanıtlar yalnızca kamuoyu önünde değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki mahkeme salonlarında da endüstrinin hesap vermesi, suçlanması ve artan iklim tesirleri için potansiyel sorumlular haline gelmesini sağlayacaktır.
Supran'a göre insanlar bu çalışmalardan hem kendi eylemlerinin iklim üzerinde önemsiz olmadığını hem de hükumetlerin bu konuda sorumluluk alması ve büyük kirleticileri hesap vermeye zorlaması gerektiğini anlamalı. Uygulanması beklenen politikalar arasında Exxon'un çıkarabileceği yakıtları sınırlama, nakliye için planlanan boru hattı projelerini engelleme, dünya çapında ihracat yapma fırsatını sınırlama ve hatta bu şirketlerin savunmasız topluluklara verdiği zararları ödemesini sağlama gibi geniş bir yelpazede çözüm önerileri bulunuyor. Supran son olarak şunları söylüyor:
Bu; halkla ilişkiler sanatının öncülüğünde, 100 yıllık deneyime sahip olan bir sektörden gelen, gelişmiş bir propaganda. Ve insanlar neye maruz kaldıklarının farkında olmalı çünkü aksi takdirde bu propagandalar nereden geldiğini bile anlayamadan iliklerimize kadar işliyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Vox | Arşiv Bağlantısı
- ^ climate-admin. Exxon's Own Research Confirmed Fossil Fuels' Role In Global Warming Decades Ago. (16 Eylül 2015). Alındığı Tarih: 6 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Inside Climate News | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Supran, et al. (2021). Rhetoric And Frame Analysis Of Exxonmobil's Climate Change Communications. Elsevier BV, sf: 696-719. doi: 10.1016/j.oneear.2021.04.014. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Taylor, et al. Revealed: The 20 Firms Behind A Third Of All Carbon Emissions. (9 Ekim 2019). Alındığı Tarih: 4 Ağustos 2024. Alındığı Yer: the Guardian | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Leber. Exxon Dared Critics To Prove It Misled The Public. These Researchers Just Called The Company's Bluff.. Alındığı Tarih: 4 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Mother Jones | Arşiv Bağlantısı
- ^ U. Irfan. Air Travel Is A Huge Contributor To Climate Change. A New Global Movement Wants You To Be Ashamed To Fly.. (25 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 5 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Vox | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Palm, et al. (2020). "Don’t Tell Me What To Do": Resistance To Climate Change Messages Suggesting Behavior Changes. Weather, Climate, and Society, sf: 827-835. doi: 10.1175/WCAS-D-19-0141.1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ UN News. Climate Litigation Spikes, Giving Courts An "Essential Role" In Addressing Climate Crisis. (26 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 5 Ağustos 2024. Alındığı Yer: UN News | Arşiv Bağlantısı
- ^ The official website of the City of New York. New York City Sues Exxonmobil, Shell, Bp, And The American Petroleum Institute. Alındığı Tarih: 6 Ağustos 2024. Alındığı Yer: The official website of the City of New York | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 12:54:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18302
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Vox. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.