Daha İyi Bir Bilim Sayesinde "Yeşil Göz Boyama" ile Mücadele Edebiliriz!
Dubai'de düzenlenen 28. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'ndan (kısa adıyla "COP28") birkaç gün önce 50 petrol ve gaz şirketi, içinde bulunduğumuz yüzyılın ortasına kadar faaliyetlerini karbondan arındırma konusunda büyük çaplı bir sözde bulundu. Bu bir nevi başlangıç ama petrol ve gazın yakılmasından kaynaklanan gerçek emisyonların aşamalı olarak ortadan kaldırılması gibi bir şey değil. Ayrıca, şirketler karbon emisyonlarını azaltma sözü verdiklerinde bile, bu sözün gerçekte tam olarak ne alama geldiğini söylemek zordur. Bunun nedeni, şirketlerin emisyon azaltımlarını hesaplamak için belirli bir metodolojiyi neden seçtiğini açıklaması konusunda ve hesaplamada kullanılan temel veriler konusunda nadiren şeffaf olmalarıdır.
2021 yılında yayımlanan bir çalışma, birçoğu emisyon azaltma konusunda büyük iddialarda bulunan 52 petrol ve gaz şirketinin kamuya açık emisyon açıklamalarını analiz etti.[1] Londra Ekonomi Okulu'ndan Simon Dietz ve meslektaşları, bu şirketlerin gelecekteki emisyon yoğunluğunu (birim faaliyet başına salınan sera gazlarının bir ölçüsü) hesapladı ve gidişatlarını 2015 Paris İklim Anlaşması'nın hedeflerini karşılayan senaryolarla karşılaştırdı. Çalışma sonucunda şirketlerin, anlaşmanın küresel ısınmayı sanayileşme öncesi seviyelerin 2°C altına sınırlama hedefine ulaşmak için yeterince iddialı hedefler belirlemediği veya emisyonlarını yeterince hızlı bir şekilde azaltmadığı tespit edildi.
2021 yılında İngiltere'nin Glasgow şehrinde düzenlenen COP26'dan kısa bir süre sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, şirketlerin gerçekte olduklarından daha çevre dostu görünme girişimleri olan "yeşil göz boyamayı" (İng: "greenwashing") engellemek için bir uzman grubu kurdu. Grubun görevi, tüm devlet dışı kuruluşlara (işletmeler dışında yerel ve bölgesel yönetimler de dahil) emisyonların ortaya çıkarılması için en iyi uygulamalar konusunda tavsiyelerde bulunmaktı. Başkanlığını Kanada Eski İklim Bakanı Catherine McKenna'nın yaptığı grup, hedeflerin belirlenmesinde "köklü şeffaflık" çağrısında bulunan "Doğruluk Önemlidir" (orijinal ismiyle "Integrity Matters: Net Zero Commitments by Businesses, Financial Institutions, Cities and Regions") başlıklı bir rapor yayımladı.
Araştırmacıların; ilerlemeye yönelik açıklamaları, hedefleri, ölçümleri inceleyerek ve bunların ne şekilde olması gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunarak bu zorluğun üstesinden gelmeleri gerekmektedir. Bazı araştırmacılar bunu zaten yapmaktadır. Ancak, şirketlerin ne iddia ettiklerini ve edeceklerini objektif bir değerlendirme ile doğrulamak için şu anda olandan çok daha fazlasının yapılması gerekiyor. Bu alanda standartlar oluşturma girişimlerine öncülük eden oluşumlardan biri, Washington'da yer alan Dünya Kaynakları Enstitüsü (orijinal dilindeki adıyla "World Resources Institute") ve Londra'da yer alan CDP (eski adıyla "Karbon Saydamlık Projesi") gibi sivil toplum kuruluşları arasında bir ortaklık olan Bilime Dayalı Hedefler Girişimi'dir (orijinal dilindeki adıyla "Science Based Targets initiative" veya kısaca "SBTi").
SBTi, karbon emisyonunu azaltmaya yönelik hedeflerin belirlenmesi için en iyi uygulamalar konusunda şirketlere tavsiyelerde bulunmaktadır. SBTi, 6 kıtada 2.000'den fazla şirket için bu tür hedefleri incelemiş ve Paris İklim Anlaşması hedefleriyle uyumlu olduklarını doğrulamıştır. Ancak araştırmacılar, hem SBTi'nin tavsiyelerini nasıl oluşturduğu konusunda hem de şirketlerin hedefleri konusunda daha fazla şeffaf olması gerektiğini söylüyor.
Şirketler emisyon azaltma hedefleri belirdiklerinde, bu hedefe ulaşmak doğrultusunda izleyecekleri bir emisyon azaltma yolu da belirlerler. Kongens Lyngby'da yer alan Danimarka Teknik Üniversitesinden SBTi teknik konseyi üyesi Anders Bjørn ve meslektaşları tarafından yapılan çalışmalara göre bazı emisyon azaltma yoları diğerlerinden daha iddialıdır.[2], [3] Ancak araştırma grubu; 2023 yılının Temmuz ayında Nature Climate Change dergisi için kaleme aldıkları bir yorumda, SBTi'nin neden belirli yöntemleri ve yolları önerdiğini açıkça belirtmediğini ortaya koydu. Ayrıca, şirketlerin de önerilen yöntemlerden hangilerini kullandıklarını ya da neden kullandıklarını açıklamadıklarını da ortaya koydu. Üstelik tüm şirketler veri girdilerini kamuya açıklamamaktadır. Bu ayrıntıların bilinmemesi, sonuçların kontrol edilmesini veya tekrarlanabilmesini zorlaştırmaktadır. Nature dergisi SBTi'ye bu konuyu sorduğunda SBTi, hedeflerin belirlenmesine yönelik yöntem ve hesaplamaların kamuya açıklandığını ve şirketlerin emisyon verilerini ve hedeflerine yönelik ilerlemelerini açıklamaları gerektiğini söyledi. Fakat şirketlerin bu bilgileri raporlamak için hangi platformları veya iletişim kanallarını kullanmaları gerektiğinin belirtilmediğini söyledi.
Diğer araştırmalar başka soruları da gündeme getirmiştir. Örneğin bir emisyon azaltma hedefinin, ilerlemenin ölçüleceği temel bir yıl bulundurması gerekmektedir. Avustralya'nın Brisbane şehrindeki Queensland Üniversitesinden Saphira Rekker ve meslektaşları tarafından yapılan bir araştırmaya göre SBTi, şirketlere bu yılı seçmesi konusunda özgürlük sunmaktadır.[5] Bu da raporlama standartlarında tutarsızlık olacağı anlamına gelmektedir.
Ayrıca bir şirket yoldan saparsa açığı telafi edebilmek için hedefini yeniden yapılandırması gerekir. Ancak SBTi, şirketler için tavsiyelerinde bunu zorunlu kılmamaktadır. Araştırmacılar; emisyon azaltma hedefleri belirlemek için SBTi'nin yöntemlerini kullanan şirketlerin, Paris İklim Anlaşması hedeflerine uygun olmayabileceğini söylemektedir. Buna cevap olarak SBTi, Nature dergisine verdiği demeçte, hedeflerin sapmaları yansıtacak şekilde ayarlanması fikrini tamamen desteklediğini belirtti. Ancak, yıllık periyotla gözden geçirme sürecinin çok fazla zaman ve maliyet gerektireceğini, bunun yerine beş yılda bir periyodik olarak gözden geçirme süreci olduğunu da belirtti.
SBTi aldatıcı bir pozisyondadır. Şirketleri iddialı ve doğru, gönüllü emisyon hedeflerini bildirmeye teşvik etmek istemektedir. Ancak bunu gerçekte ne kadar iyi yaptıkları belli değil. SBTi ile şirketler arasında daha fazla mesafe bulunması yardımcı olabilir ve bu noktada bilim insanları devreye girebilir. SBTi'nin iklimbilimci ve küresel değişim bilimcilerden oluşan bilimsel danışma grubu çoğunlukla yeni üyeler arıyor. Girişim aynı zamanda, belirli sektörlere yönelik rehberlerin geliştirilmesi gibi projeler hakkında tavsiyelerde bulunmak üzere uzman grupları da bir araya getiriyor. Araştırmacılar bu gruba katılma fırsatını değerlendirebilir.
Birçok ülke karbon raporlamasını zorunlu hale getirmeye çalıştıkça şirketler de artan bir baskı altında kalmaktadır. Önümüzdeki yıllardan itibaren, Avrupa Birliği'ndeki büyük şirketlerin iklime ve çevreye olan diğer etkilerini Corporate Sustainability Reporting Directive adı verilen bir raporlama direktifi aracılığıyla kamuoyuna açıklamaları gerekecek. Kaliforniya'da yürürlüğe giren ve Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) tarafından geliştirilmekte olan kurallar da benzer bir şey yapabilir. Araştırmacılar, kamu istişarelerine katılarak ve kuralların pratikte nasıl uygulandığını inceleyerek görüşlerini sunmalıdır. Bu görüşler, şirketlerin çabalarının mevcut en iyi kanıtların konsensüsüne (uzlaşmasına) dayanmasını sağlamaya yardımcı olacaktır. Ayrıca şirketlerin, raporlarını yayımlarken karbon muhasebesi metodolojisine ve kabul edilmiş veri kaynaklarına yer vermelerini sağlamada kilit rol oynayacaktır. Hükümetler ve diğer yetkililer, politikaların şekillendirilmesinde araştırmacıların yardımına başvurma konusunda daha proaktif olmalıdır.
Kurumsal iklim raporlaması önemli bir yol kat etse de "yeşil göz boyama" hâlâ güncel bir sorun olmaya devam ediyor. McKenna raporu, haklı olarak ilerlemenin hedef ve stratejilere göre bağımsız bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini vurgulamıştır. Araştırmacıların, daha yeşil bir gelecek vaadini gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olmak için yapması gereken daha çok iş olduğu ortadadır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Dietz, et al. (2021). How Ambitious Are Oil And Gas Companies' Climate Goals?. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 405-408. doi: 10.1126/science.abh0687. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Bjørn, et al. (2022). Can Science-Based Targets Make The Private Sector Paris-Aligned? A Review Of The Emerging Evidence. Current Climate Change Reports, sf: 53-69. doi: 10.1007/s40641-022-00182-w. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Bjørn, et al. (2021). From The Paris Agreement To Corporate Climate Commitments: Evaluation Of Seven Methods For Setting 'Science-Based' Emission Targets. Environmental Research Letters, sf: 054019. doi: 10.1088/1748-9326/abe57b. | Arşiv Bağlantısı
- A. Bjørn, et al. (2023). Increased Transparency Is Needed For Corporate Science-Based Targets To Be Effective. Nature Climate Change, sf: 756-759. doi: 10.1038/s41558-023-01727-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Rekker, et al. (2022). Measuring Corporate Paris Compliance Using A Strict Science-Based Approach. Nature Communications, sf: 1-11. doi: 10.1038/s41467-022-31143-4. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:46:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16213
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Nature. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.