Evrim Ne Kadar Deterministtir? Evrimin Sonuçları Öngörülebilir mi?
Evrimin Sonuçlarının Öngörülebilir Olduğu Gösterildi!
Bu haber 5 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Doğada her iki memeli türü için, tek bir sihlid (ciklet) balığı türü vardır. Bu, biyoçeşitliliğin eşit olmayan bir şekilde dağıldığını gösterir. Ama neden? Neden canlılar, farklı sayıda türlere sahip olacak biçimde evrimleşti? Ve evrimin geleceğini ne kadar öngörebiliriz?
Bu süreçte çeşitli "iç faktörler" ile birlikte, bazı ekolojik faktörler de rol oynuyor. Ama asıl belirleyici faktör, muhtemelen ekolojik koşullar; yani bulunan farklı yaşam alanlarının sayısı ve bu yaşam alanları içindeki ekolojik nişler arasındaki benzerlik miktarı... Bunlar, tropiklerde neden bu kadar çok sayıda tür olduğunu da açıklamamızı sağlıyor.
Bir tür popülasyonunun demografik tarihi de biyolojik çeşitliliği etkiliyor: Popülasyondaki genetik çeşitlilik, türün yeni ekolojik nişlere adapte olabilmesi için yeterli bir seviyede mi? Popülasyonun evrim geçirmek için yeterince vakti oldu mu?
Biyolojik çeşitliliğe katkı sağlayan tüm bu potansiyel faktörleri nicel bir şekilde analiz etmek kolay değil. Tek bir tür için analiz ediliyor olsa bile! Kaldı ki, bunu yaparken bir grup memeli ile bir grup balığı birbiriyle kıyaslamak da gerekiyor - ki bu, elmalarla armutları kıyaslamaya benziyor.
Evrimi Öngörmek
Harvard Üniversitesi doktora sonrası araştırmacılarından Dr. Andreas Kautt, elmalarla armutları birbiriyle kıyaslamanın bir mantık safsatası olduğunu çok iyi biliyor. Ancak devam ettiği akademik araştırma programı, bu safsataya dayanmıyor; çünkü Konstanz Üniversitesi'nde yaptığı doktorası boyunca sadece 1 türe, sihlid balıklarına odaklandı. Araştırmaları, evrimsel çeşitliliğin ve "yaratıcılığın" doruğundaki, çok geniş bir balık ailesi olan sihlidlerde bile evrimin fazlasıyla "deterministik" olduğunu gösteriyor. Prof. Dr. Axel Meyer'in doktora öğrencisi olan Dr. Kautt, şöyle diyor:
Afrika Büyük Gölleri'nde yaşayan 500 ila 1000 arası türe sahip sihlidleri düşünün. Bu, yeryüzündeki en büyük tatlı su kaynaklarından birisidir. Buradaki karmaşıklık derecesi hayal dahi edilemeyecek düzeydedir. Sadece sihlid türleri arasındaki akrabalık ilişkileri bile şimdilik sadece kısmen çözülebilmiştir.
Meyer'in Konstanz Üniversitesi'nde bulunan ve 2.5 milyon euro değerinde ERC İleri Düzey Araştırma Fonu ile desteklenen evrimsel biyoloji ekibi, an itibariyle yürüttükleri araştırmalarda şu soruya yanıt arıyorlar: Doğa, neden bu hayal bile edilemeyecek miktarda tür üretiyor? Biyoçeşitliliğin kökeni nedir? Evrim ne kadar tahmin edilebilirdir? Evrim, neden kendi kendini tekrar ediyor?
Evolution Letters dergisinde yayımladıkları yeni makalelerinde Alex Meyer, Andreas Kautt ve Meyer'in araştırma ekibinin eski bir üyesi olan, şimdiyse İspanya'daki Oviedo Üniversitesi'nde görev yapabn Yrd. Doç. Dr. Gonzalo Machado-Schiaffino, sihlidler arası biyoçeşitlilikteki örüntüleri ve benzerlikleri etkileyen faktörleri tespit etmeye çalışıyorlar. Andreas Kautt, bulgularından ortaya çıkan soruyu şöyle özetliyor:
Hangi faktörler, benzer sonuçlar verir ve bu sayede evrimin geleceğini tahmin etmemizi sağlar?
Afrika Büyük Gölleri akıl almaz derecede bir çeşitliliğe sahip olduğu için, Alex Meyer'in araştırma ekibi de sadece bunlara değil, aynı zamanda Nikaragua'da yaşayan paralel türler olan Midas sihlidleri üzerinde yapılan daha yakın tarihli ve daha basit bir "doğal evrim deneyi"ne de odaklanıyorlar. Midas sihlidleri, Nikaragua'daki iki büyük gölün yanı sıra, aynı zamanda bir dizi krater gölünde de yaşayan balıklardır.
Araştırma ekibi, kendi araştırmalarında kullandıkları hayvanların morfolojisi, popülasyon genetiği ve yaşam alanlarını, krater gölündeki popülasyonarınkiyle kıyaslıyorlar. Bunları da, Nikaragua'da büyük göllerde yaşayan kaynak popülasyon ile kıyaslıyorlar. Bu krater gölleri daha ufak oldukları için, daha az karmaşıklığa sahip ekosistemlere ev sahipliği yapıyorlar. Ayrıca bu kraterlerin yaşının biliniyor olması da ek bir avantaj sağlıyor. Yaşları 1000 ila 24.000 yıl arasında değişen bu göller, evrimsel bir perspektiften bakılacak olursa fazlasıyla gençler. Bu da, onlar üzerinde araştırma yapmayı kolaylaştırıyor.
Dahası, krater gölleri birbirinden izole halde bulunuyor. Her bir krater gölünün içindeki hayvan örtüsü (fauna), kendilerinden yaşlı ve çok daha büyük olan tek bir gölden köken almaktadır. Andreas Kautt şöyle anlatıyor:
Krater gölü popülasyonları, adeta doğal evrimsel deney ortamları gibidir!
Ekolojik verilerden ve çok geniş bir genetik veri havuzundan gelen bilgiler sonucunda, Kautt ve ekip arkadaşları şu sonuca vardılar:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bir krater gölünün sağladığı yaşam alanı, kaynak aldığı gölün sağladığı yaşam alanına ne kadar benzerse, balık türleri de birbirine o kadar benzer olmaktadır.
Bu sonuç, çeşitliliğin tahmin edilirliği konusunda demografik kriterlerden ziyade, yaşam alanlarının belirleyici faktör olduğunu gösteriyor.
Konstantz Üniversitesi biyologlarınca toplanan veriler, her bir krater gölündeki popülasyonun, kaynak popülasyona kıyasla daha çeşitli olduğunu ve bu çeşitliliğin her seferinde aynı yönde olduğunu ortaya koyuyor: Her bir krater gölündeki balık popülasyonunda, büyük göllerdeki kuzenlerine nazaran çok daha ince ve uzun vücut yapısı çok hızlı bir şekilde evrimleşti.
Bu ekolojik faktörlerin önemi, krater gölü popülasyonlarındaki vücut şekli çeşitliliğinin, göllerin derinliği ile doğrudan ilişkili olduğu gerçeğiyle de gösterilebilir. Andreas Kautt şöyle anlatıyor:
Bu son derece mantıklı. Bir göl ne kadar derinse, o kadar fazla çeşitte ekolojik niş bulunacaktır. Buna, açık ve derin sular da dahildir.
Tüm bu sonuçlar, araştırmacıların, belirli şartlar altında, evrimsel süreçlerin öngörülebilir olduğu sonucuna varmalarına neden oluyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 8
- 5
- 4
- 4
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science Daily | Arşiv Bağlantısı
- A. F. Kautt, et al. (2018). Lessons From A Natural Experiment: Allopatric Morphological Divergence And Sympatric Diversification In The Midas Cichlid Species Complex Are Largely Influenced By Ecology In A Deterministic Way. Evolution Letters, sf: 323-340. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 16:12:33 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7975
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science Daily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.