Böceklerin İlginç Dünyası ve Envai Çeşitliliği: Kaç Farklı Böcek Türü Var?
Böcek Dünyasından Sıra Dışı Hikayeler...
Dünyada en çok tür barındıran böcekler eklembacaklılar şubesi içinde altı bacaklılar olarak da bilinen bir alt şubede yer alır. Böcekler neredeyse her çeşit karasal ortamda, tatlı sularda karşımıza çıkabilir ve kanatları vasıtasıyla atmosferi de işgal ederler. Tuzlu sulara gelirsek ise böcekler daha nadir bulunurlar, bu ortamların esas eklembacaklı grubu tahmin de edebileceğiniz gibi kabuklulardır; yani yengeçler ve karideslerdir.
416 milyon yıl öncesine kadar uzayan geçmişleriyle böceklerin çeşitliliğinde kanatların da ortaya çıkmasıyla bir patlama olmuştur. Çiçekli bitkilerin gelişimine paralel olarak böceklerde de artış olduğu fosiller üzerinden yapılan araştırmalar da belirlenmiştir. Birlikte evrimin en güzel örneklerinden olan böcek ve bitki çeşitliliği aynı anda kitlesel yok oluşları ve ani sıçrayışları da beraberinde getirmiştir.
Böceklerin sınıflandırılmasında kanat varlığı, ağız yapıları ve başkalaşım tipleri büyük önem göstermektedir. Kanatlı böceklerin adaptasyon ve uyum mekanizmaları gereği daha çok takıma sahip olduğunu sizler de kişisel gözlemlerinizle kolaylıklar fark edebilirsiniz. Kanat yapıları taşımayanlar ilkel böcek türleri aynı zamanda bir başkalaşım geçirmeye de ihtiyaç duymazlar, çünkü başkalaşım bir böceğin hayat devrinde gençliğinden yetişkinliğe geçişinde iki ana morfolojik ve fizyolojik yapıyı kazanmasıyla ilgilidir. Bunlar kanat ve üreme özellikleridir.
Tam olmayan ya da yarı başkalaşım dediğimiz böceklerin gençlikleri nimf olarak adlandırılır ve genel olarak yetişkin hallerinin minyatürleri olarak karşımıza çıkar, bu nedenle de bir nimfi gördüğümüz zaman onun yetişkin haliyle aynı tür olduğunu bilmek çok da zor olmayacaktır. Çekirgeler ve tahta kuruları ilk akla örneklerdir ve yavru bir çekirgeyle onun yetişkin halindeki farklılıkların cüssenin iriliği ve kanatlarının etkin bir şekilde kullanabilmesi olduğunu bilirsiniz. Ama kelebeklere gelirsek durum değişir. Eski dönemlerde özellikle kelebek gibi takımların türlerinde larvasıyla yetişkin halinin farklı tür sanıldığı ve öyle kayıtlara geçtiği bilinmektedir. Tam başkalaşım gösteren takımların başlıcaları kelebekler ve güvelerin yer aldığı pulkanatlılar, karıncalar ve arıların yer aldığı zarkanatlılar, sinekler ve kınkanatlılardır. En çok böcekler arasında da tür barındıran takım kınkanatlılardır. Karafatmalar gibi insanların pek sevmediği türleri barındırdığı gibi uğur böceklerin de yer aldığı oldukça geniş bir takımdır. Tam başkalaşımda hayat döngüsü yumurtadan çıkan larva, larvanın kendisinin bir pupa içerisine kapatması ve pupanın açılmasıyla beraber kanatlı yetişkin formuna dönüşmesi şeklinde ilerler.
Şimdi böcek çeşitliliğine biraz sayılarla bakalım. Evlerde özellikle banyo köşelerinde sıklıkla karşımıza çıkan bir böcek takımı vardır, gribalıkçıllar olarak bilinir ve bu kanatsız küçük takım 450 tür ile oldukça mütevazi bir sayı içerir.
Kanatlı böceklere geldiğimizde ise sayılara binlere kadar çıkmaktadır. Ünlü genetikçi ve evrim biyolojisi üzerine araştırmalar yapan J. B. S. Haldane'in böceklerin abartılı sayılarına yönelik “Tanrı'nın kınkanatlılar için ölçüsüz bir müsamaha gösterdiği”ne yönelik sözlerini kanıtlarcasına bu devasa çeşitlilik barındıran kınkanatlılar takımında 350.000 tür yer almaktadır!
Daha çok parazit ve leş yiyici uçuşan türleri barındıran sineklere baktığımızda yaklaşık 150.000 tür karşımıza çıkar, sivri sineklerin bile çoğu zaman tek başına rahatsız etmeye yettiği bir takım için oldukça fazla tür çeşitliliği görülmektedir takım içerisinde. Bu takım içerisinde özellikle vektör özelliğinde olan türlerin de yer aldığı es geçilmemelidir. En bilindik örnek sıtma hastalığı etmeni olan Anofel dediğimiz büyük sivri sineklerdir.
Yaklaşık olarak eşit tür sayısı barındıran diğer iki takımımız da zarkanatlılar ve pulkanatlılardır. Özellikle aynı takım içerisinde yer alan karıncalar ve arılar sosyal böcekler olarak da bilinirler. Karınca kolonileri ve arı kovanları doğada sıklıkla karşımıza çıkan böcek yapılarıdır. Kelebekler ise daha çok çiçek nektarları üzerinden beslenirler ve bu durumu fırsata çevirmesini bilen bitkiler de tozlaşma mekanizmalarını devreye sokarak birlikte evrimin bir başka örneğini gözler önüne sererler.
Yarı başkalaşım geçiren türlerden en çok tür barındıran takımlardan ilki yarımkanatlılar yani bildiğimiz tahtakurularıdır. Yarımkanatlı denmesinin sebebi taşıdığı üç kanat çiftinden birisinin kısmen derimsi, diğer iki çiftinin ise zarsı olmasındandır. Takım içerisinde ise 85.000 tür yer almaktadır.
Düzkanatlılar takımı ise çekirgeler ve cırcırböceklerini barındırırlar, 13.000 tür ile diğer takımların yanında oldukça az bir çeşitlilik göstermektedir. Tabi bu takımlar haricinde daha bir sürü irili ufaklı takımlar da bulunmaktadır, ama onların sayısı bini geçmemektedir. Çekirgelerin en bilinen özelliği ses çıkartabilmeleridir, ama bunu bir ses çıkartma organı aracılığıyla yapmazlar, arka ayaklarını sürtme şeklinde ses çıkartarak kur yaparlar. Bazı erkek çekirgeler ise kur yapmak için ses çıkartmadan beklemeyi tercih ederler, türünün diğer erkekleri çıkarttıkları seslerle dişileri çağırdıkları anda ses çıkartan erkekten önce davranıp dişi ile çiftleşmeyi başarılar. Bu kurnaz çekirgelere böcek davranışlarıyla ilgilenenler uydu adını vermişlerdir.
Böcekler, insanoğluyla savaş halindedir. Bizim doğadaki en büyük rakibimiz onlardır. Tarım arazilerinde insanların emeklerinin karşılığının %25’lere kadar inmesinin en büyük suçlusu böceklerdir, ekonomiye hem bu yüzden zarar vermektedirler. Bunun yanında hem gıda eldesi için başka yollara başvurulmasına (hayvancılık başta olmak üzere günümüzdeki gıda teknolojilerine kadar) hem de tarım zararlılarını uzaklaştırmak için pestisit adı verilen tehlikeli zehirlerin üretilmesi için milyon dolarlık ekstradan masraf çıkmasına neden olmaktadırlar. Gıda endüstrisi ve pestisit kullanımının çevreye verdiği ağır zararları da unutmamak gerekir. Cornell Üniversitesinden Thomas Eisner şöyle diyor:
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Böcekler, Dünya'yı miras olarak almayacaktır. Onlar şu anda ona sahiptir. Onun için biz, kiracı olarak onlarlar barış için de yaşamalıyız.
Şimdi gelin bu baş döndürücü dünyaya çeşitli türler üzerinden biraz daha yakından bakalım:
Mor Odun Arısı
Tür adı Xylocopa violacea. Hymenoptera (Zarkanatlılar) takımından, Apoidea (Bal arıları) üst familyasından ve Xylocopinae (Odunpizozları, Mor odunarıları) familyasından. Bu rengârenk arılar sıcak ülkeleri severler. Mor ve mavi olanından özellikle korkulur, diğer arılardan daha farklı bir renkte oldukları için belki de.
Balarılarının en iri vücuda sahip olanları Mor odunarıları ailesinde yer almaktadır. Arka kısımlarında sık kıllar taşımalarına rağmen polenleri kursaklarında taşımayı tercih ederler. Tür 28 mm. boyundadır, mavi siyah renkleriyle ve koyu mavi renkli kanatlarıyla diğer arılardan ayrılır. Ülkemizde yılda 1-3 döl verdikleri bilinir.
Eski, sıcak ahşap evleri favori mekânlarıdır, yuvalarını bu tür yerlere kurarlar. Odunları oyarak yuvalarını kurdukları için de yapılar zayıflar. İri vücutlarına rağmen son derece iyi uçucu oldukları bilinir. Çoğu arı gibi bunların da yön bulma yetenekleri iyi gelişmiştir, 6 km. kadar uzaklıktan bile yuvalarını bulabilirler. Yine de illa eski yuvayı bulmak için de uğraşmazlar, arayışları sonuçsuz kalırsa buldukları uygun bir yere yeni bir yuva yapmayı da tercih ederler.
Kımıl
Tür adı Aelia rostrata. Heteroptera (=Hemiptera) takımından, Geocorisae (Kara Tahtakuruları) alttakımından, Pentatomidae (Tıs böcekleri, Kalkanlı Tahtakuruları) familyasından. Başlarının öne doğru sivrilmesi cinsin diğer familya üyelerinden kolaylıkla ayrılmasını sağlar. Türün kendisi ülkemizdeki en zararlı tür olarak bilinir. Yabani buğday sevdalısı bu tür genellikle kışı geçirecek bir sığınak bulmak adına uzun mesafelere göç edebilir.
Çevre koşullarına bağlı olarak yılda genellikle birden fazla döl verirler. Boyları 10 mm. kadardır. Dişileri Mayıs ayından itibaren yumurtalarını bırakmaya başlarlar, yaklaşık olarak 100 yumurta bırakabilirler. Temmuzun başlarına kadar gelişim sürelerini tamamlarlar. Temmuzun ortasından itibaren de kışın geçireceklere yer bulmak için göçlerine başlarlar. Avrupa’dan Orta Asya’ya ve Kuzey Afrika’ya kadar yayılmayı başarmışlardır.
Lahana Kınkanatlısı
Türün adı Ptinus fur. Coleoptera (Kınkanatlılar) takımından, Ptinidae (Çapulcuböcekler) familyasından. Familya özelliği olarak göğüs karın bölgesine ince bir kısımla bağlanmıştır. Bacaklar ve antenleri uzundur. Uçma yetenekleri yoktur. Son derece çapulcu davranışlarıyla tanınan bu türün dâhil olduğu familya üyeleri kürk, kıl, post, ölü böcekler, dışkı, kemik, ipekli dokuma, tütün, çay, deri gibi atıştırmalık bulduğu ne varsa yer ve yoluna devam eder. Saklanabileceği çatlak ve delik sayısı çok olan eski evlerde yaşamayı tercih ederler.
Çoğu böceğin aksine asıl zararı ergin halleri yapar. (Genelde larval haldeyken böcekler daha zararlı olabilmektedir.) Bir çok zararlı böceğin aksine uzun ömürlü olmaları da bir diğer dikkat çekici özellikleridir.
En Geniş Kanat Açıklığına Sahip Güve: Beyaz Cadı Güvesi
Türün adı Thysania agrippina. Lepidoptera takımından ve Noctuidae familyasından. Beyaz Cadı Güvesi olarak bilinen türün kanat genişliği 30 santimetreye ulaşabilir. Meksika ve Güney Amerika bölgesinde yaşayan pulkanatlı türünün Brezilya’da tehlike altındaki türlerden biri olduğu kabul edilmiştir.
Aslında tür, en geniş kanat açıklığına sahip olsa da, kanatlarının kapladığı alan bakımından en büyük Lepidopteran (güve veya kelebek) değildir. Atlas güvesi, 400 santimetre kareyi bulan kanat alanıyla bilinen en büyük güvedir.
Yeşil Gözlü Yusufçuk
Tür adı Onychogomphus forcipatus. Odonata takımından, Gomphidae (Dere Yusufçukları) ailesinden. Vücutları yeşil-sarı ve siyah desenli olarak karşımıza çıkan bu yusufçuk böceğinin larval haline baktığınızda tanımanız biraz zor olacaktır. Kanatları saydam olup devamlı uçamazlar ve sıklıkla yere konmaları gerekmektedir.
Gelişim süreleri iki senedir. Göl ve dereler yaşam alanlarıdır. Bir asil yusufçuk değil tabii ki kendileri!
Boynuzlu Ağustos Böceği
Tür adı Centrotus cornutus. Homoptera takımından, Membracidae familyasından. Familyanın üyeleri değişken renkleriyle bilinir, boyları nadiren 12 mm.’yi geçer. Otlardan ve diğer bitkilerden özsuyu emerek beslenirler. Yumurtalarını bitkilerin içine koyarlar ve yılda 1-2 döl verirler. Türlerin çoğu Güney Afrika’da bulunur, ama bizde de 4-5 türü vardır.
- Dış Sitelerde Paylaş
Centrotus cornutus türü siyahımsı kahverengi bir renge sahiptir. 4. Karın segmentine kadar uzanan boynuzumsu yapıları dikkat çekicidir. Vücudu kısa tüylerle kaplıdır. Larval halleri boynuzumsu yapıları taşımazlar. Bitki özsuyu emerler ama özsuyun yalnız azotlu bileşiklerini kullanırlar. Bu nedenle dışkıları bol miktarda şeker içeriklidir. Karıncalar şeker elde etme arzusuyla bu hayvanları izlerler, dışkılamalarını bekleyip şekerlerinden yuvalarına götürebilmek için.
Soğuğu En Çok Seven Böcek!
Laboratuvar araştırmalarına göre en düşük dereceli sıcaklıklarda bile yaşamanı sürdüren böcek çoğu kişiyi şaşırtacak şekilde bir kutup bölgesinden gelmiyor, kendisi Batı Afrika’da ikamet ediyor. Türün adı Polypedilum vanderplanki. Diptera takımından, chironomidae familyasından.
Böceğin dehidrasyon yeteneklerinin neticesinde vücudundaki su oranını dengeleyebildiği ve soğuk bölgelerde bile hayatta kalabileceği belirlenmiş, ama bu durum sadece larva hallerinde geçerlidir. -270 derecede sıvı helyuma maruz bırakılmış larvalar 5 dakika boyunca ve hiç kayıp vermeden hayata tutunabilmişler.
Tozlukanat
Tür adı Conwentzia psociformis. Planipennia (=Neuroptera) yani Sinirkanatlılar takımında Coniopterygidae (Tozlukanatlılar) familyasında yer alır. Bu familya üyeleri yer aldıkları takımın en küçük üyeleri olarak bilinirler. Vücut uzunluğu 2-4, kanat açıklığı 5-8 mm. olarak bilinir. Kısa mesafelerde uçan bu böcekleri sıcak havalarda ancak dikkat ederseniz fark edebilirsiniz. Deri bezlerinden spiral yapılı mum iplikçikler salgılanır ve vücudun çevresine özellikle karın ile kanadın üzerine dağıtılır, bu sayede görünme olasılıkları da azalmış olur.
Kutuplar hariç her yerde karşımıza çıkan bu familyanın üyeleri ülkemizde de bulunur. Sapsız yumurtalar dişiler tarafından tek tek veya küçük gruplar halinde yapraklara, çalılara ve ağaçların kabuklarına bırakılır. Yaklaşık bir iki hafta içinde larvalar çıkar ve larva halindeyken ergin hallerine kıyasla daha çevik ve hareketlidirler. Besin olarak da diğer böcekleri ve onların yumurtalarını tüketirler.
Ülkemizde bilinen bir tozkanatlı olan Conwentzia psociformis türü ise kışı pup halinde meyve ağaçlarının kabuklarının altında geçirir, bu hayvanların özellikle kırmızı örümceklerle beslendiği bilinmektedir. Ülkemizde yaşayan türleri yılda iki döl verirler.
165 Milyon Yıllık Kadim Aşk
Kuzeydoğu Çin’de ortaya çıkarılan bir fosilde, dünyanın en eski böcek çiftleşmesi keşfedildi. Birbirlerine sarılmış halde bulunan bu böcek çifti salya böcekleri (Froghoppers) olarak bilinir. Bugünlerde hala kendilerini bir bitkiden diğerine hoplarken görebilirsiniz bir kurbağa gibi.
Böcekler de ürer, bunun için de sevişir. Bu doğal bir süreçtir. Bilim dünyası niçin bu böceklerin birlikteliğini masaya yatırmaktadır? (Belki insanların özel hayatını başkaları masaya yatırdığı için bilime böcekler kalmış olabilir, olasılıklar güzeldir.) Görünen şudur ki 165 milyon yıldır yani Orta Jurassic döneminden beri bu âşık böceklerin üreme organları ve çiftleşme davranışları muhtemelen çok fazla değişmemiştir.
Çoğu kadim böcek bu davranışları muhafaza edemediği için, bilim insanları tamamen ellerinde çiftleşme davranışlarının milyonlarca yıl boyunca nasıl değiştiğine dair kesin bir kanıta ulaşamamaktadır. Bu fosile bakarak maalesef o zamanlar bu âşık böcekler karın üstüne yatarak mı, yoksa günümüzde yapmayı sevdikleri gibi yan-yana sokularak mı çiftleştikleri hususunda kesin bir şey söylenemez. Fosilleşme sürecinin etkisiyle sanki yüz yüze bakarak seviştiklerini sanabilirsiniz, ama öyle olmadığı söylenebilir çünkü öyle bir çiftleşme modeliyle sonuca ulaşamayan bu böceklerin yavruları günümüze kadar gelemezdi.
Belki merak eden olmuştur diye bir konuya daha açıklık getirmek istiyoruz: Niye bu böceklere "salya böcekleri" denmiş dersiniz? Nimf halleri esnasında sanki bir insan evladı üzerlerine tükürmüş gibi bir salgı maddesi salgılayarak kendilerine bir koruma sağlarlar. Sakın böceği görüp de acımayın diye söylüyoruz. O onun kendi doğallığı kısacası, bırakın kendi haline.
Birgün Sineği
Takım adı Ephemeroptera (Birgün sinekleri, Mayıs sinekleri) olarak sınıflandırmada yerine alan bu böcekler, Ephemerellidae familyası ve Ephemerella cinsine aittirler. Ülkemizde de yaygın olarak bulunurlar.
Genel olarak takımın özelliği olarak ömürlerinin %99’unu larva ya da nimf halinde suda geçirirler ve yalnızca birkaç saat ya da şanslı olan birkaç türü için 2-15 gün arası ergin halde yaşarlar. On segmentten oluşan karnın son segmentinde iplik şeklinde üç adet uzantı dikkat çekicidir. Uçmayı dengelemeye yarar bu üç uzantı. Önkanatlarının üçgen şeklinde ve büyük olmasıyla tanınırlar, bazı türlerinde arka kanatların köreldiği de görülebilinir. Uçuş şekilleri süzülme şeklindedir. Erkeklerin ön bacakları dişiye göre daha uzundur, bu bacaklar dişiyi yakalamaya ve dokunaç olarak algılamaya yarar.
Ağız parçaları ve sindirim sistemi tamamen ergin hallerinde köreldiği (ya da bazı türlerinde kısmen) için besin almazlar ve üreme sistemlerinin aktif olduğu o kısa zaman diliminde hemen kendilerine eş bulma yarışı içerisinde olurlar. Kısmen sindirim sistemleri körelen türlerin daha uzun süre hayatta kaldığını söyleyebiliriz.
Hava yutularak bağırsaklara doldurulur ve böylece daha rahat bir uçuş gerçekleştirilir. Elinize birgün sineği alıp sıkarsanız çıkan o çıt sesi hayvanın bildiğimiz balon gibi patlamasının neticesinde olur, ama umarım siz bunu yapmazsanız (zaten hayvanın ömrü kısa, bir de siz yapmayın dostlar).
Dirimsel Işıldayan Hamamböcekleri
Bazı hamamböceklerinin biyolüminesan (dirimsel ışıldayan) yapıda olduğunu biliyor muydunuz? Sadece Ekvator ülkesinde bulunan bu hamamböcekleri, karanlıkta etrafa ışık saçarlar. Bu özelliği inceleyen evrimsel biyologlar, söz konusu adaptasyonun avcıları şaşırtmak için evrimleştiğini keşfetmiştir. Yani birçok diğer canlıdakinin aksine bu canlılar ışığı karanlıkta yollarını bulmak ya da dişileri üzerlerine çekmek için kullanmazlar. Bu hamamböcekleri, oldukça ölümcül bir zehre sahip diğer biyolüminesan böcekleri taklit ederek avcılarını kandırırlar. Bunu, avcılarını, kendilerinin de onlar gibi zehirli olduğunu düşünmeye zorlayarak yaparlar.
Kara hayvanları arasında biyolüminesan olma özelliği son derece nadirdir ve bu hamamböcekleri, buna sahip 3 kara böceğinden birisidir (diğerlerinden birisi meşhur ateşböcekleridir).
Tütün Tripsi
Tür adı Thrips tabaci. Thysanoptera (Saçakkanatlılar=Tripsler) takımından, Terebrantia alttakımından ve Thripidae familyasından. Familyanın kendisi tarım bitkilerine zarar açısından oldukça önemlidir. Ön kanatları dar, ucu sivridir. Birçok bitkide ürün kaybına neden olurlar.
Türün kendisi soluk renkli ve saman sarısı olarak karşımıza çıkar. Antenleri 7 segmentlidir. Erkekleri kanatsızdır, daha küçük boyludur ve daha az sayıdadır. Kozmopolit bir canlıdır yani dünyanın her yerine yayılmışlardır. Ağız parçaları ile bitkilerin yaprak, sap ve meyve kısımlarını parçalayıp özsularını emerler. Bu sırada bitkiye yeşil rengi veren klorofil taşıyan hücreler tahrip olur, bu yüzden de özsuların emildiği yerlerde beyaz-gümüş renginde benekler kalır. Tütünlerde bu durum Akdamar hastalığı olarak geçer. Yaprakların alt kısımlarında siyah renkli benekler de görülebilir, bunlar da böceğin dışkısından kaynaklanmaktadır. Tütün başta olmak üzere soğan, pırasa, sarımsak, lahana, keten, pamuk ve baklagillerde çok büyük zararlara neden olurlar. Bir sürü farklı bitki arasında dolaştıkları için de virüs hastalıkları için de taşıyıcılık yaparlar.
Aşağıya kıvrık bir ovipositor taşırlar, bu boru sayesinde dişiler bitkilerin epidermis tabakasını delerler ve bitkide torba şeklinde oyuklar açarlar. Daha sonra da böbreği andıran yumurtalarını bırakırlar. Bir dişi toplam 80 yumurta bırakabilir. Bu zararlı böceklerle savaşmak için çeşitli yollar kullanılır. Fideliklerin sıklıkla sulanması, toprak işlenmesinin titizlikle yapılması, zararlı otların sürekli ayıklanması ve organofosforlu ilaçların kullanılması gerekir.
Asil Yusufçuk
Tür adı Anax imperator. Odonata takımından, Anisoptera (Büyük Yusufçuklar) alttakımından ve Aechnidae (Asil Yusufçuklar) familyasından.
Türün yer aldığı familya, takımın en iyi uçan türlerini kapsar. Tüm gün boyunca yorulma emaresi göstermeden uçabilirler. Özellikle bu yusufçuk ailesi parlak renkleri ve iri gövdeleriyle dikkatleri üzerlerine çeker. Göl ve durgun sularda yaşarlar. Sahip oldukları Ovipositor olarak bilinen bir boruyla bitkilerin içine yumurta bırakırlar. Su bitkilerin arasında yaşamayı tercih etseler de ergin halleri ormanların içine de girer.
Larva halleri ile ergin halleri çok farklıdır, farklı tür olduklarını bile düşünebilirsiniz. Tüysüz olarak karcımıza çıkan larva halleri taşıdıkları uzun bir maske yapısıyla tanınırlar.
Tavuk Biti
Tür adı Menopon gallinae. Phthiraptera takımından, Amblycera alttakımından, Menoponidae familyasından. Böcekler arasında bitler gibi parazit bir yaşam döngüsüne sahip olanlar da vardır. Türün dâhil olduğu alttakım bitlerin en ilkel hallerini barındırır. Familyada yer alanlar ise genelde kuşlarda parazit yaşar. Antenleri uzun, dört segmentlidir ve başın altında bulunur. Her ne kadar manikür ihtiyaçları olup olmadığı bilinmese de son derece mütevazı tırnakları da vardır.
Tür ise sarımsı rengiyle tanınır. Genellikle tavuklarda ikamet etmeyi tercih etse de güvercinlerde ve kanaryalarda da bulunur. İnsanlarda geçici olarak kaşıntılara neden olur. Temas anında etki gösteren böcek ilaçları (=insektisit) ile bu bitlerle savaşılır. Pek bizle barış yapmayı planlamadıkları için sizi kaşırlarsa siz de ilacı sıkın.
Kar Piresi
Tür adı Podura aquatica. Collembola (=Podura) (Kuyruklasıçrayanlar) takımından, Arthropleona alttakımından, Poduroidea üstfamilyasından ve Poduridae (Karpireleri) familyasından. Türün yer aldığı familyanın Yunanca karşılığı yaylıayak’tır. Tür tek başına tüm familyayı temsil eder ve Palearktik bölgenin durgun sularında ve kıyı kısımlarda yaşar, ülkemizde de bulunur.
Üzeri tüylerle kaplı olan türün karın bölgesinin altı segmenti belirgindir, son iki segmenti çok küçük olduğundan fark etmek zordur. Çiftleşme için dans yeteneklerinin sergileyen erkek üyeleri saplı su gibi saydam şekilde görülen spermatoforlarını bırakırlar.
En Uykucu Böcek!
Yukalar, avize çiçekleri olarak da bilinir. Sınıflandırmada eskiden Agavaceae olarak ayrı bir familya altında yer alan bu bitkiler şimdi Asparagaceae ailesi altındadır.
Bu bitki türüyle çok eskiye dayanan bir ilişkileri olan güve ailesi (Prodoxidae) arasında ise böceklerin en uykucu olanı Prodoxus y-invencus bulunur. Biz ona kısaca Yuka böceği diyelim. Uykucu derken ise biyolojik anlamda diyapoz (=diapause) denilen bir durumdan bahsediyoruz. Diyapoz aslına bakılırsa uyku hali diye bilinir ve özellikle parazit böcekler arasında çok meşhurdur. Çevre koşullarının kötüleşmesi sonucu canlının uyku haline geçmesine kısaca diyapoz diyoruz.
Nevada çölünde karşılaşacağımız bitkilerden biri olan Yucca baccata’nın güvelerin prepupa evresini barındıran kısımları toplandıktan 19 sene sonra yapay koşullar altında pupaların ergin hale ulaştığı gözlemlenmiştir. Güveler ve kelebekler de herkesin bildiği üzere yumurta, larva, pupa ve kanatlı ergin olmak üzere dört ana hayat evreleri vardır ve Yuka böceği pupa evresinin başlangıcından başarılı bir şekilde ergin formuna dönüşmeyi 19 sene içerisinde uyuşuk hareketler sergileyerek başarmıştır. Böceğimiz uyuşuk, uyumayı seviyor aslına bakılırsa onun istediği belli başlı sıcaklık koşulları var. O koşullar olmadığı sürece uyumayı tercih ediyor kendisi. Kısaca belirtmek gerekirse diyapoz durumunda anahtar faktör sıcaklıktır.
Kır Çekirgesi
Pinokyo’nun hikayesini bilenler orada bir çekirge beyin elinde şemsiyesiyle kuklacımıza vicdani meselelerde yardımcı olduğunu hatırlayacaklardır. Biz ona Tettigonia viridissima diyoruz. Orthoptera takımından, Tettigoniidae familyasından. Böceklerin en temel özelliklerinden biri olarak üç büyük bölge (baş, göğüs ve karın) rahatlıkla ayırt edilebilinir. İki çift kanat taşıyan bu sevimli böceğimiz birbirinden farklı yapıda üç çift bacağa sahiptir. Sonuncu bacak çifti sıçramak için özellikle femur (=uyluk) kısmında kalınlaşmış ve diğer bacaklardan daha büyük, daha uzun bir yapıya dönüşmüştür. Başın üst yan kısımlarında bileşik gözler görülebilinir. Antenler gözün altından ve alın üzerinde birbirine oldukça yakın olarak çıkarlar. Çiğneyici bir ağız tipine sahiptir. Mideleri çiğneyici yapıda değildir, bu yüzden de ince ince yaprakları öğütürken görebilirsiniz kendilerini.
Kanat yapıları da birbirinden farklı bir çift kanada sahiptir. Üst kanat dar, derimsi ve saydam olmayan bir yapıdadır ve Tegmina adını almıştır. Buna karşın alt kanat saydam, çok güzel renklere sahip ve hatta desenli olarak karşımıza çıkar. Üst kanatlarını dümen görevi amacıyla kullanırken alt kanatlar taşıma yüzeyi oluşturmaya yararlar.
Kılıç şeklinde yumurta koyma borusu da rahatlıkla görülebilinir. Ses çıkarma organları tarak şeklindedir. Ötme çekirgelerin eşeysel işlevlerine katkı sağlar. Eskiden sadece erkekler ötüyor zannediliyordu, ama dişilerin de gayet tok sesli oldukları artık bilinmektedir. İşitme kısmında ise dışarıya karnın ilk segmentinin yanlarında bulunan bir timpanum iş görmektedir.
Çekirgeler son derece yayılmacı ve tarla düşmanı ama bir yandan da sevgi pıtırcığı böceklerdendir, maalesef kendileriyle yapılan hiçbir biyolojik savaş bugüne kadar başarılı olamamış, kendileri karınlarını doyurup ortamdan uzaklaşana kadar insanoğlu bu böcekleri izlemekle yetinmek zorunda kalmıştır. Doğanın gücü, çekirge sürüleriyle insanlara dert olabilmiştir en azından der ve içimizin yağları erirken bir böceği daha sizinle tanıştırmaktan memnun olduğumuzu belirtmek isteriz.
Yürüyen Yapraklar!
Yaprağa olan benzerliği sizi şaşırttı, değil mi?
Fotoğraftaki böcek, yapraklara benzerliğiyle bilinen ve halk arasında ‘yürüyen yapraklar’ ya da ‘yaprak böceği’ olarak da anılan Phylliidae familyasına ait bir tür, Phyllium siccifolium. Bu böcekler gerçekçi bir yaprak görüntüsüne sahip olmak için kafalarını vücutlarının içine çekiyor, şeklini aldıkları yaprak üzerinde saatlerce sessizce durabiliyor ve rüzgarla beraber sallanıyor!
Dişi ve erkek Phyllium siccifolium’lar aynı zamanda kanatlara sahiptir, fakat sadece erkek olanlar uçabilir. Bunun, böceğin dişisinin daha büyük boyutlara sahip olmasından kaynaklandığı düşünülüyor.
Boyları 6 santimetreye kadar çıkabilen bu böceklerle genelde Güneydoğu Asya ve çevresindeki adalarda karşılaşılıyor. Günümüzde ise bazı böcek meraklıları tarafından evcil hayvan olarak besleniyor.
Mavi Kanatlı Birgün Sineği
Türün adı Baetis tricaudatus. Ephemeroptera (Birgün sinekleri= Mayıs sinekleri) takımından, Baetidae familyasından. Takımın en küçük türlerini bu familya içerisinde bulabilirsiniz. Arka kanatlar çok küçüktür, hatta bulunmadığı da olur. Nimf halleri dar vücutlu olarak karşımıza çıkar. Solungaçları karın segmentlerinin yanlarında bulunur.
Gribalıkçıl (Gümüşçün)
Tür adı Lepisma saccharina, takım Thysanura (Tüylükuyruklular, Kılkuyruklular), familya Lepismatidae. Resimden de görüleceği üzere kanatsız böcekler arasında yer alırlar. Takım Oligosen döneminden beri varlığını sürdürür. Vücutlarında pulcuklar taşırlar, elle temas edildiğinde dökülen bu pulcuklar böceğe gümüşümsü bir renk verir. Takımın adı karınlarının son kısmında bulunan üç adet tüylü uzantıdan gelmektedir. 0.5-2 cm. kadar büyüklükleri vardır.
Hareketleri yürüme şeklindedir, kanat yoktur ama bu takımın fosil formlarında da görüleceği gibi göğüste kanatların çıktığı yerde paranotum denilen kısımlar vardır, çoğulu paranota olarak literatürde geçen bu kısımlar kanadı oluşturmaktadır. Zaten bu takım bu özelliklerinden dolayı kanatlı böceklere yakın olarak bilinirler.
Çiftleşme dansları vardır, bu dans erkeğin titremesi şeklinde karşımıza çıkar. İlk başta pulsuz olarak yumurtadan çıkan bu takımın türleri onuncu deri değişiminin ardından ergin hayatına başlar ve erginlikte bile deri değiştirmeye devam edebilir. Kırk defa deri değiştirdikleri bile olur. Bacak ve anten gibi kısımları koptuğunda yenilenir.
Evlerde ve bodrumlarda kendilerini bolca görebileceğim bu tüylü dostlarımız genelde gece hayatını tercih ederler. Besin konusunda kısıtlamaları yoktur, kâğıt, un, şeker fark etmez, karşılarına çıkan ve o ufacık ağızlarından girebilecek kapasitedeki her şey onlar için besin olabilir. Kitaplara zarar vermeleri dışında pek öyle sinir bozucu özellikleri olmayan bu böceklerin en büyük düşmanları örümcekler ve akarlardır.
Çam Örücü Yaprak Arısı
Tür adı Acantholyda nemoralis. Hymenoptera (Zarkanatlılar) takımından, Pamphiliidae (Örgülü yaprakarıları) familyasından. Familyanın ismi tırtıllarının kendilerini ve birçok bireyi bir arada tutacak şekilde örgü yapmalarından gelmektedir. Bulundukları ağaçlar dışkı ve deri atıkları ile bulanmış ağlarla kaplıdır. Yaptıkları örgüler sayesinde hareket edebilen larvalar örgüden düşerlerse tekrar ağaca tırmanamazlar kolaylıkla, bunun yerine yeniden ağ ipliği yapmaya çalışıp kendilerini yukarıya taşıtacak kapasitede bir asansör sistemi oluşturmaya çabalarlar. Tırtıldan ergin hale geçme süresinde kokun meydana getirmezler, başkalaşımlarını toprakta gerçekleştirirler. Kelebeklerin tırtıllarında kolaylıkla fark edilebileceği gibi bu familyanın larvalarında abdomen (karın) uzantılar yoktur, bunlar bacak görevi gören yapılar olarak bilinir.
Türün kendisi siyah kahverengi bir görünüme sahiptir. Sarı desenleri vardır. Dişiler mayıs ve haziran aylarında uçuşa geçer. Yumurtalarını yaşlı çamların tepelerine yakın çatlak bölgelere bırakırlar, her dişinin 90-100 arası yumurta bıraktığı bilinmektedir. Gelişim süreleri 2 yıl kadar olan bu tür uzun bir süresini toprakta geçirir. Ağaçları tamamen çıplak bırakabilirler ve bitkiyi öldürebilirler. Bu yüzden de önemli bir ekolojik düşmana dönüşebilir.
Söğütoyan
Tür adı Cossus cossus. Lepidoptera (kelebekler) takımından ve Cossidae (Odunoyanlar) familyasından. Avustralya’da yüzlerce tür barındıran bu familya kelebeklerin ilkel olanlarındandır. Ağız parçaları körelmiş bir haldedir. Gece hayvanlarıdırlar ve genelde akşam karanlığını, hatta daha geç vakitleri tercih ederler uçuşa geçmek için. Nadiren gündüz de uçtukları görülebilinir. Çevrelerine hem renk hem desen açısından çok iyi uyum gösterebilirler. Larva halleri yağ oranı açısından yüksek oldukları için bazı yerliler tarafından besin kaynağı olarak da tüketilirler.
Türün kendisi 10 cm. boyundadır. İri karnı ve geniş kanatları ona hantal bir görünüm kazandırmıştır. Genelde saldıkları ağacın gövdelerine konmuş vaziyette bulabilirsiniz kendilerini. Bir ağaçta birçok larva bulunabilir. Ağacın gövdesinde büyük deliklerine neden olurlar. Genç meyve ağaçlarından tamamen kurumaya bile yol açtıkları olur.
Keman Böceği
Borneo, Brunei yağmur ormanlarında çok ilginç bir böcek yaşar. Şekli kemanı çağrıştıran bu böceğin bilimsel adı Mormolyce phyllodes’tir.
Coleoptera takımından, Carabidae familyasındandır. Evet, kendisi kara fatmalarla aynı çatı altındadır ama bir asaleti yok mu kendisinin?
Eşekarısı Güvesi
Tür adı eskiden Aegeria apiformis olan, günümüzde ise çoğunlukla Sesia apimorphis olarak bilinen ilginç bir güveyle karşınızdayız. Asya ve Avrupa’da oldukça yaygın olan bu tür Sesiidae familyası içerisinde yer alırlar. Bu familya üyelerine "arı benzeri güveler" de denir. Bunun nedenlerine az sonra değineceğiz. Ayırt edici özellikleri kanatlarının diğer güveler gibi çok fazla pullu olmamasıdır, hatta cam gibi görünmesidir. Bu nedenle familyanın bir diğer adı da camkanatlılardır. Gündüz vakti, gün doğumundan sabah ortasına kadar karşılaşacağımız bu güveler oldukça küçüktürler ve hızlı uçucudurlar. Gündüz vakti uçuyor olmaları, güvelerden ziyade kelebeklerde görünen bir durumdur; dolayısıyla sınıflandırılması kafa karıştırıcı olabilse de, aslen güveler altında yer alırlar. Yaşam alanları olarak dağlık bölgeleri ve güneş alan yerleri tercih ederler.
Ancak bu güveyle ilgili ne anlatırsak anlatalım, elbette doğada sıklıkla gördüğümüz Batesyen Mimikri'nin muhteşem bir örneği olmasından daha ilgi çekici bir bilgi vermemiz zordur. Konu hakkında daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
Lezzetli Mopan Kurtları
Tür adı Imbrasia belina olan İmparator güvelerinin larvaları Afrika’nın ekonomisinde önemli böcekler olarak yer alırlar. Angola, Namibya, Zimbabwe, Botswana ve Güney Afrika gibi pek çok Afrika ülkesinde olgun larvalar beslenme amacıyla toplanırlar. Bu böceklerin yaşam alanlarını larvaların konak bitki olarak kullandıkları bir baklagil bitkisi belirler. Afrika’daki mopan ormanlarının haliyle baskın türünü oluşturan mopan ağaçları (Colophospermum mopane) ile bu böcek türünün dağılış alanları çakışmaktadır.
Bu türün larvaları olgunlaşmamış olduğu dönemlerini 200’e yakın kardeşiyle beraber toplu olarak geçirirler. Her bir tırtıl mopan ağaçlarının yapraklarını tüketir, ancak bu ağacın sonu demek değildir çünkü genelde mevsimsel yağışlar ağacın yeniden yeşillenmesine yardımcı olur. Ağaçlar ve tırtıllar arasındaki bu döngüye protein yönünden zayıf bir beslenmeleri olan Afrika insanları da katılırlar. Protein kaynağı olan bu tırtıllar insanlar tarafından ağaçlar sallanarak veya direk olarak yapraklar üzerinden elle toplanır. İçleri temizlenen tırtıllar kurutulduktan sonra konservelerde depolanır ve Afrika şehirlerinin gıda pazarlarına götürülür. Bu o kadar önemli bir gelir kaynağıdır ki orada yaşayan insanlara, yapılan bir hesaplama neticesinde tırtılların toplandığı o tek bir ayda elde edilen gelir, yılın geri kalan aylarında elde edeceği gelire eşit olduğu görülmüştür. Tabi bu durum özellikle entomolog ve koruma biyolojisi alanında çalışan bilim insanlarını korkutmuştur ve bu kadar hasatın bir süre sonra bu böcek türünün neslinin tükeneceği iddialarını gündeme getirmiştir.
En büyük tehdit esasında mopan ağaçlarının tahribi ve özellikle üst dallardaki tırtıllara ulaşmak için dalların budanmasından gelmektedir, bu durum ormanlık alanlara da zarar verirken tırtılların da bolluğunda bir düşüşe sebebiyet vermektedir. Buna rağmen mopan ağaçları Afrika dominant oldukları için ağaçların kendisi tehlikede değildir.
Afrika demişken filleri de anmamak olmaz. Mopan ormanlıkları fillerin de esas yaşam alanlarını oluşturmaktadır. Bu megaherbivor hayvanlar ağaçları köklerinden sökerek beslenmeyi marifet sanmaktadır, efendi gibi yemek yerine direk ağaca toptan girişmeyi tercih etmektedirler. Bu durum onları bu ekosistemdeki kilit türler haline getirir. Fillerin ağaçlara zarar vermesi böceklerin yararınadır. Ağacın hasar aldığı bölgeler termitler tarafından işgal edilir ve besin amaçlı kullanılır. O bölgede yaşayan arılar da ağaçların hasar görmüş kısımlarından akan reçineleri fırsattan istifade ederek yuvalarına götürürler. Karıncalar da hasarlı bölgelerde yuvalanırlar ve ağacın mopan kurtlarına karşı savunmasında destek görevi görürler. Yani bir yaşam alanında bir canlının yükselişe ve düşüşe geçmesi birçok biyotik ve abiyotik faktöre bağlıdır. Tüm canlılar birbirlerine muhtaç ve birbirlerine rakip olduğu bu doğada insanlar da sadece bu döngünün bir parçası olarak yer almaktadırlar, o kadar da kibirlenmeye gerek yok.
Uzun Boynuzlu Ağ Dokuyucu Örümceği
Birçok ağ dokuyucu, sıradan bahçe örümcekleriyle sınırlıdır ve dolayısıyla pek dikkat çekmez. Ancak Macracantha cinsinin altındaki bir grup, insan hayal algılayışının bile ötesinde özelliklere sahiptir.
Bu ufak ağ dokuyucular birkaç santimetre uzunluğundadırlar ancak normal bir araknide benzemezler. Bunun yerine, devasa ama oldukça ince bir öküz boynuzunu andırırlar. Örücünün karnının iki yanında uzun, yukarıya doğru kıvrılmış ve katı yapılı boynuzlar vardır. Bir örümcek üzerinde bir boynuz hayal etmek güç olsa da, daha ilginci bu boynuzların büyüklüğüdür. Her bir boynuz, örümceğin boyunun 4 katı kadardır.
Bu boynuzların ne işe yaradığı veya neden evrimleştiği şu anda tam olarak bilinemiyor. Ancak diğer türlerdeki benzer özellikler ile karşılaştırıldığında, bu boynuzların çiftleşme sinyali olarak veya diğer bireyler üzerinde baskınlık kurmak amacıyla kullanıldığı düşünülüyor.
Uğur Böceği (Uç Uç Böceği)
Tür adı Coccinella septempunctata. Coleoptera (Kınkanatlılar) takımından, Coccinellidae (Uğurböcekleri, Gelinböcekleri) familyasından. Familyaya dair olan hayvanlar özellikle yarım küre şeklinde görünen vücutlarıyla tanınırlar.
Bu Yedinoktalı gelinböceğimiz de, familyanın en tanınmış olan türüdür. Kısaca Uğurböceği denir ve kendisi bu ünüyle tüm familyayı temsil eder neredeyse. Bir dişi 800 kadar yumurtayı yaprakbiti kolonilerinin civarına bırakır.
Larval hallerindeyken çok aç olan bu böcekler toplam 600 yaprakbitini yiyebilirler. Ayrıca uğurböceklerinde kanibalizm (yamyamlık) de gözlenmiştir. Aşırı aç kaldıkları durumlarda birbirlerini ve birbirlerinin larvalarını yedikleri tespit edilmiştir.
Diken Böceği
Umbonia cinsine ait bu ilginç canlı, "diken böceği" olarak bilinir. Yaklaşık 10 milimetrelik bir vücut uzunluğuna sahiptir. Türü meşhur kılan şey, özellikle erkeklerde bulunan boynuzlardır. Dişilerde de bu boynuzlar bulunur; ancak erkeklerde daha geriye yatıktır ve iridir.
Bu boynuzun, türün avcısı olan kuşları kaçırmak ve korkutmak için evrimleştiği tespit edilmiş ve kuşlara karşı caydırıcı etkisi olduğu gösterilmiştir. İlginç tarafı, bu boynuzun, böceğin yaşadığı dikenli bitkilerin dikenlerine benziyor olmasıdır. Yani teknik olarak aynı zamanda bir mimikri (taklit) örneğidir.
Bu böceklerin ABD'nin Florida eyaletinin güneyinde bulunduğu bilinmektedir. Dünya üzerindeki dağılımları henüz bilinmemektedir.
Penisi Fırçalı Dev Helikopter Böceği!
Anax junius olarak bilinen aşağıdaki helikopter böceği, Odonata takımına aittir ve fosil kayıtlarına göre antik zamanlarda atalarının 70 cm civarı kanat açıklığına sahip atalarının bulunduğu saptanmıştır. Günümüzdeki en büyük helikopter böceklerindendir. Yetişkin olmadan önce suculdurlar ve aynı zamanda solungaçlara sahiptirler. Renklenme yetişkin dönemle başkar ve dişi ve erkek renklerinden ayırt edilebilir.
Bazı diğer helikopter böcekleri (yusufçuk) gibi bu türlerde de erkekleri penislerinde fırça benzeri bir yapı bulunur. Bu fırça sayesinde dişinin mevcut spermlerini %90 oranında temizleyebilirler ve kendi sperminin kullanılmasını sağlayabilirler.
Bazinga Böceği!
BAZINGA!
Ailemizin teorik fizikçisi Sheldon Cooper'ın efsanevi dizi karakterinin şerefine isimlendirilmiş bir böcek olduğunu biliyor muydunuz?
Tür adı Euglossa bazinga olan bu arı türü Brezilya’da keşfedilmiş. 130 tane türden biri olan orkide arılarındandır. Uzun bir süre bu tür Euglossa ignita adlı başka bir arı türüyle karıştırılmış, daha sonra yapılan çalışmalarda kendisinin aynı cins içinde farklı bir tür olduğu keşfedilince de bilim insanları kendilerini uzun bir süre kandırmayı başaran bu türe The Big Bang Theory’nin sevilen başkarakterlerinden biri olan Dr. Sheldon Cooper’a ithafen “bazinga” adı konulmuş. Dizide aşırı zeki ama bir o kadar sosyal yönden zayıf bir kişilik sergileyen Sheldon birilerini kandırdığı zaman Bazinga demeye bayılmaktadır. Bazinga adı da artık sözlüklerde bile yer almaya başlamış, çok sevilen bir kelime haline gelmiştir. Türkçesi "Zıtt Erenköy"dür, daha da nasıl açıklanabilir ki!
Bu türü diğer hem cinslerinden farklı kılan özellik ise vücuduna oranla daha uzun bir dile sahip olmasından ileri gelir. Kendisi pek bir dillidir anlayacağınız.
Altındiş Böceği: Akşamları Işığa Üşüşen Türlerden Birisi!
Tür adı Chrysopa carnea. Planipennia (=Neuroptera) (Sinirkanatlılar) takımından, Chrysopidae familyasından. Aslında herkesin tanıdığı böceklerdendir.
Akşam karanlığında ve gece özellikle ışığa gelirler. Camlara tutunan, parlak altın gözlü nadir hayvanlardır. Familyanın tüm üyeleri parlak altın renginde görünen iki büyük bileşik göze sahiptir. Kışın soğuğuna bağlı olarak bedenlerinin rengi yeşilden kırmızıya dönebilir.
Avcılıkta usta olan bu böcekler akşam karanlığında kısa mesafelere uçarlar ve küçük böcekleri yerler. Büyük gözleri ile değil, sürekli hareket eden antenleri ile avlarını algılarlar. Kuvvetli çiğneyici yapıda ağız aletleri ile avlarını parçalarlar.
Kışın ardından romantik böceklerimiz geceleri çiftleşmeyi tercih ederler ve genelde çiftleşmenin ardından erkek hemen ölür. Dişiler yumurtaları yaprak bitlerine yakın yaprak ve dallara bırakırlar. Tekdüze kahverengi grimsi bir tonda karşımıza çıkan larva halleri etrafındaki böcek yumurtalarını yiyerek beslenir. İçeriye doğru kıvrık emme dişlerini avlarına sokarak tamamen onları sömürürler.
Genel olarak bir larva gelişmek için 500 kadar yaprak biti tüketir. Laboratuvarda kendiniz de bu böcekleri beslemek isterseniz kendisinden ufak boyda olan böceklerin yumurtalarından yaşadığı ortama bırakmanız yeterli olacaktır, besin ayırt etmez kendileri. Ama yaprak biti ve kırmızı örümcek favorileridir.
Böcek Takımlarının ve İlgili Terimlerin Latince Karşılıkları
Yazıda yer alan tüm terimleri Türkçe olarak kullanmaya özen gösterildiği için merak edenler için yazı içerisinde geçen özellikle böcek takımlarının ve ilgili terimlerin Latince isimleri bir arada aşağıda verilmiştir:
- Ametabol: Başkalaşım geçirmeyen böcekler
- Apterygota: Kanatsız böcekler
- Arthropoda: Eklembacaklı
- Coleoptera: Kınkanatlılar
- Crustacea: Kabuklular, yengeçler ve karidesler
- Diptera: Çiftkanatlılar, Sinekler
- Hemimetabola: Yarı başkalaşım geçiren böcekler
- Hemiptera: Yarımkanatlılar, gerçek tahtakuruları
- Hexapoda: Altıbacaklı
- Holometabola: Tambaşkalaşım geçiren böcekler
- Hymenoptera: Zarkanatlılar, karıncalar ve arılar
- Insecta: Böcek
- Lepidoptera: Pulkanatlılar, kelebekler ve güveler
- Orthoptera: Düzkanatlılar, çekirgeler ve cırcır böcekleri
- Pterygota: Kanatlı böcekler
- Thysanura: Kılkuyruklular, gribalıkçıllar (gümüşçünler)
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 5
- 4
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- A. Demirsoy. (2014). Yaşamın Temel Kuralları Cilt Ii Kısım Ii Omurgasızlar-Böcekler Entomoloji. ISBN: 9759789108. Yayınevi: METEKSAN A.Ş..
- P. J. Gullan. (2010). The Insects: An Outline Of Entomology. ISBN: 978-1444330366. Yayınevi: Wiley-Blackwell.
- L. A. Urry. (2016). Campbell Biology. ISBN: 978-0134093413. Yayınevi: Pearson.
- A. Nemesio, et al. (2020). Euglossa (Glossura) Bazinga Sp. N. (Hymenoptera: Apidae: Apinae, Apini, Euglossina), A New Orchid Bee From Western Brazil, And Designation Of A Lectotype For Euglossa (Glossura) Ignita Smith, 1874. Zootaxa. | Arşiv Bağlantısı
- T. Sain. Phyllium Siccifolium. (23 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 23 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Our Breathing Planet | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:40:09 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3860
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.