Yemek Yemeden Yaşayan Volkan Salyangozu

Volkan Salyangozu kendisini 750* derece sıcaklığa varabilen ve Hint Okyanusunun 2 kilometre altında bulunan hidrotermal bacalarına göre adapte etmiş Extrem bir canlıdır. Diğer hiçbir hayvanın yapısında kullanamadığı mineralize demir sülfatı kabuğunun 3 katmanlı yapısının en dışında koruyucu bir tabaka olarak kullanmaktadır. Bu sayede ekstrem sıcaklık ve basınca karşı direnebilir.

Taksonomik ismi “Chrysomallon Squamiferum” yani Antik Yunanca’da “Altın Saç” anlamına gelen “Chrysomallon” ve Latince’de “Taşıyıcı Saçak” anlamına gelen “Squamiferum” kelimelerinin birleşiminden oluşan olan bu salyangozlar “Deniz Pangolini” ya da “Pul Bacaklı Yumuşakça” olarak da isimlendirilmektedirler.

Yarım milyar yıldır varlığını sürdürdüğü bilinen bu canlının Afrika’nın Mauritius Adasına özgü endemik bir tür olduğu düşünülüyor.

Sahip oldukları inanılmaz yetenekleri anlatmaya başlamadan önce Volkan Salyangozu’nun ortam şartlarının bir türü nasıl değişmeye zorlayabileceğinin harika bir örneği olduğunu söylemeliyim.

Beslenmeden Yaşayabiliyor!

Midesinde adeta sınırsız açık büfesi olan 5 yıldızlı bir bakteri oteli barındıran bu salyangoz ihtiyacı olan enerjiyi potansiyel olarak sadece Hidrotermal bacalardaki kimyasalları midesine göndererek sağlayabilir.

Kemosentez ile enerji üreten bakterileri (Gamma, Epsilonproteobacteria) özellikle de hidrolik bacalardan çıkan sülfür dioksitin toksik etkilerini arındırabilen Sülfür Oksitleyici Bakterileri midesinde ve bağırsaklarında bulundurduğu için bir tür simbiyotik yaşam sürdüklerini söyleyebiliriz. Hatta bu bakterilere yeterli oksijeni sağlayabilmek için gelişmiş kocaman bir kalbe sahiptirler.

İnsan boyutunda bir Volkan Salyangozunun kalbi insan kalbinin 12 katı hacminde olurdu.

Aslında biz insanlar da özellikle bakterilerle simbiyotik bir ilişki içerisindeyiz. Mesela sindiremediğimiz Selülozu bağırsaklarımızdaki bakterilere sindirmeleri için gönderiyoruz, keza üretemediğimiz bazı vitaminleri de kendilerine yaşam alanı sunmamız karşılığında yine bakterilere ürettiriyoruz.

Tabi ki biz Volkan Salyangozunun aksine tam bir simbiotrof canlı değiliz.

Demirden Zırh

Mıknatısla çekebileceğiniz bir hayvan!

Yapısında demir sülfiti element formuyla kullanabilen tek canlı türü olduğu düşünülüyor.

Bu da kimyasal ve metallerce zengin ortam şartlarını nasıl kendi lehine çevirdiğinin çok güzel bir örneği. Tabi ki milyonlarca yıl süren seçilim baskısının etkilerini böyle çarpıcı biçimde görmek harika olsa da bu canlının kasten bu ortam şartlarına göre bu özellikleri dur bi geliştireyim demediğini biliyoruz. Bu da hayatta kalma savaşının güzel tarafı, evrim kafamıza göre değil (bir nevi 😀) doğanın kafasına göre işleyen bir düzendir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Neden Desteğe İhtiyacımız Var?

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Destek Ol

Eğer doğa sizden yüksek basınç ve sıcaklıklara dayanabilen bir demir zırh istediyse vermelisiniz!

Çiftleşmeden Üreyebiliyor

Yemeden yaşayabilen, çiftleşmeden üreyebilen derin okyanusların İron Man’ı olmak vardı!

Volkan Salyangozları Hermafrodit türlerdir. Yani kendi kendisini dölleyebilen canlılar oldukları düşünülüyor. Yine de eşeyli üreyebilme becerisi taşımak genetik varyasyonlar açısından Volkan Salyangozlarına avantaj sağlıyor.

Böyle söyleyince kulağa gerçekten bir süper kahraman gibi geliyor. Yahu bu canlı hayatta kalmak ve üremek için hile yapıyor! Hermafrodit bir Volkan Salyangozu için tek seferde yüzlerce yumurta bırakmak olağan bir şey.

Tabi ki yavru doğum sayısından da anlayacağınız gibi aslında bu Salyangoz da diğer tüm canlılar gibi zor bir hayat mücadelesi vermek zorunda. Hidrotermal bacalar gerek sağladıkları enerji gerekse besinler sebebiyle olsun çok değerli habitatlardır. Ve bu durum Hidrotermal Bacaları okyanusların metropolü haline getirmiştir.

Savunma Mekanizmaları

Tabi ki bu durum kendilerini akşam yemeği yapmak isteyen yengeç ve diğer huni salyangozu türlerinden korumak için efektif bir savunma mekanizmasına ihtiyaçları vardır. Bilin bakalım bu sefer hangi ortam avantajından faydalanacaklar.

Evet tükettikleri kimyasalların toksin şeklinde düşmanlarına salgılayarak geri çekilmelerini sağlıyorlar. Üstelik unutmamamız lazım bu salyangozların demirden bir zırhı var. Bu sebeple kendilerine “Deniz Pangolini” de denildiğini söylemiştim. Tabi ki bu zırhın sağlamlığını sınamak için kayaya benzeyen kamuflajından kendisini fark etmeniz gerekecek.

Kısacası bu hayvan gerçekten çok havalı!