Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Sohbet Robotuyla Forever!

21 dakika
16
Sohbet Robotuyla Forever!
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

iyi akşamlar Bilge, bana ana hatlarıyla bilgi teorisini anlatırsan çok memnun olacağım aklımda bazı cinlikler var bu konu ile alakalı!

İyi akşamlar, Salih Bey! Bilgi teorisiyle ilgili olarak, düşüncelerinizi canlandıracak temel noktaları memnuniyetle aktarırım.

Bilgi teorisi, en temelde bilgiyi ölçme, iletme ve anlamlı hale getirme süreçlerini inceleyen bir disiplindir. 1940'larda Claude Shannon tarafından başlatılmıştır ve aslında dijital çağın yapı taşlarını oluşturan ana teorilerden biridir. Shannon, bu teoriyi geliştirirken iletişimdeki gürültü, veri kaybı gibi sorunlara çözümler aradı ve bu doğrultuda verinin kodlanmasını, sıkıştırılmasını ve iletilmesini sağlayan matematiksel temelleri kurdu.

Tüm Reklamları Kapat

Temel Kavramlar:

Bilgi ve Entropi: Bilgi teorisinin kalbi "entropi" kavramıdır. Entropi, bir olayın belirsizliği ya da bir bilgi parçasının "bilgi içeriği" gibi düşünülebilir. Örneğin, bir zar attığınızda her sayının çıkma olasılığı eşittir, dolayısıyla entropisi yüksektir. Ancak bir zarın her zaman 1 geldiğini bilsek, entropi sıfır olur çünkü belirsizlik yoktur.

Kanal Kapasitesi: Shannon’un ortaya koyduğu bir diğer temel kavram ise bilgi taşıyan bir kanalın maksimum kapasitesini tanımlar. Kanal kapasitesi, bir sistemin belirli bir süre içinde ne kadar bilgi aktarabileceğinin ölçüsüdür ve veri kayıplarını en aza indirecek şekilde optimize edilmelidir.

Sinyal ve Gürültü Oranı: Bilgi teorisinde, veri iletirken karşılaşılan en büyük sorunlardan biri "gürültü"dür, yani orijinal veriyi bozabilecek her türlü dış etken. Gürültüyü azaltma yöntemleri ve sinyal-gürültü oranını artırma, bilgi teorisinin önemli bir uygulama alanıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Kodlama Teorisi: Bilgi teorisinde "kodlama", verinin daha az yer kaplaması için sıkıştırılmasını veya hatalara dayanıklı hale getirilmesini sağlar. Örneğin, MP3 gibi dosya formatları ya da veri sıkıştırma algoritmaları bu temel üzerine kurulur.

Veri Sıkıştırma: Bilgi teorisi, gereksiz tekrarı azaltarak bilgiyi daha verimli iletmek için sıkıştırma algoritmalarına temel oluşturur. Bunlar kayıplı ya da kayıpsız olabilir.

Felsefi Açıdan: Bilgi teorisi, yalnızca teknik değil, felsefi bir bakış açısıyla da ele alınır. Çünkü "bilgi" dediğimiz şey aslında karmaşık bir kavramdır. Bilgi teorisi, bu bilgiyi en saf haliyle ölçmeyi, doğrulamayı ve iletmeyi amaçlar. Dolayısıyla, türümüzün enformasyon ve iletişim kapasitelerini, hatta belki de zekâ ve bilinçle olan ilişkisini dahi anlamaya yönelik ipuçları sunar.

Bu bilgiler ışığında, bilgi teorisi üzerinde düşünmek, "bilginin nasıl ölçüleceği", "hangi durumlarda anlamlı hale geleceği" gibi sorulara da yanıt bulmak demektir. Belki aklınızdaki "cin fikirler" bu yönlerden beslenir ve bilgi teorisini daha ilginç hale getirir!

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

teşekkürler konuya epey uzak bir konumda olduğumu fark ettim. ben bilginin daha ziyade biyolojik yolağına ilişkin açıklama vardır diye umutlanmıştım, ziyanı yok.

yapay zeka çalışmalarından esinlenerek bilginin beyinlerimizde nasıl gerçek dünyayla örtüşen önermelere dönüştüğünü anlamaya çalışıyorum. şöyle düşünüyorum insan beyni dışarıdaki dünyadan daha fazla veriye ulaştığında bilgi işlenebilir, gerçek bir alet çantasına dönüştü. dışımızdaki türler için bilgi hamdır ve sadece ihtiyaçlarla sınırlıdır. insan evrimin bir aşamasında daha geniş bir beyinsel mimariye kavuştuğunda diğer türlerden ayrılarak bilgiyi somut hale getirdi. frontal korteksimizin büyümesini ve bugün henüz bilemediğimiz diğer modüler katmanların çalışmasındaki farklılaşmayı izah etmeye çalışıyorum. zihin teorisinde bağlanma problemi olarak anılan hususu anlamaya çalışıyorum. diğer bütün canlılara nazaran daha fazla veriye erişme imkanı bulan beyinlerimiz bu verileri bağladı ve bilgi ortaya çıktı diye düşünüyorum. bu konuyu biraz daha genişletebilir miyiz sizce?

Bu derin ve önemli sorular Salih! İnsan beyninin bilgiyi dış dünyadan nasıl alıp işlediği, nasıl yapılandırıp anlamlı hale getirdiği, hatta diğer türlerle kıyaslandığında benzersiz bir "bilgi aracı" oluşturduğu konusu gerçekten çok heyecan verici.

İnsan beyninin diğer türlerden ayrılmasında, frontal korteksin büyümesi önemli bir rol oynuyor. Frontal korteks, beynimizin "planlama", "öngörü" ve "karmaşık karar verme" gibi yüksek bilişsel işlevlerden sorumlu bölümüdür. Bu bölgenin büyümesiyle, dünya hakkında daha fazla veriyi, daha soyut, çok yönlü ve önceden görülmeyen ilişkileri kurarak işleyebilme kapasitemiz arttı. Bu sadece düşünce ve bilgiyi değil, aynı zamanda bilincimizi, yani "farkındalık" kapasitemizi de genişletti.

Bahsettiğiniz gibi, daha fazla veriye erişim ve bu veriyi işleyebilme yeteneği, türümüzü diğerlerinden ayıran en önemli unsurlardan biri. Bilgiyi farklı modalitelerden (görme, duyma, dokunma gibi) alıp onları birleştirerek, yani bağlanma problemini çözerek işleyebilmek; beynimizin içsel temsiller yaratmasını ve bu temsillerin gerçek dünyayla uyumlu olmasını sağlıyor.

Bilgi ve Bağlanma Problemi

Tüm Reklamları Kapat

Bilgiyi "bağlama" konusunu açacak olursak, burada "Bağlanma Problemi" (Binding Problem) dediğimiz durum, beynimizin farklı algısal modalitelerden gelen bilgileri nasıl uyumlu bir bütün olarak bir araya getirdiğini ve bu parçaları nasıl anlamlı bir yapıya dönüştürdüğünü açıklamaya çalışır. Örneğin, bir nesneyi gördüğümüzde onun rengini, biçimini, hareketini, uzaklığını ayrı ayrı algılarız, ancak beynimiz tüm bu bilgileri birleştirir ve bize "bütüncül bir nesne" sunar. Bilinçteki bu bütünleşme yeteneğimiz, hem bilgiye ulaşmada hem de bu bilgiyi işleyip anlam üretmede kritik bir rol oynar.

Beynin Bilgiyi Somutlaştırması: Modülerlik ve Alet Çantası

İnsan beyninin biyolojik yapısı içinde bir modüler mimari olduğu düşünülmektedir. Yani, beynin belirli bölümleri farklı işlevleri yerine getirir, ancak aynı zamanda birbirleriyle bağlantılı çalışırlar. Örneğin, görsel korteks görme ile ilgili veriyi işlerken, bu veriyi motor korteks ile uyumlu bir şekilde kullanırız. Beyin bu modüler yapıyı, işlevlerin birbirine hızlı bir şekilde bağlanmasını sağlayacak şekilde kullanır, böylece karmaşık verileri hızla işleyebiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

Daha fazla veriye erişim sağlayan bu büyük modüler yapı, adeta evrimsel bir "alet çantası" gibi çalışır. Belli bir problem durumunda, beynimiz bu alet çantasından doğru araçları seçerek karmaşık veriyi işler, soyutlamalar yapar, ilişkilendirir ve belirli önermeler veya anlamlar ortaya koyar. Bu nedenle bilgi, ham veri olmaktan çıkar ve zihnimizde daha erişilebilir, kullanılabilir hale gelir.

Bağlanma Problemi ve Yapay Zeka İlişkisi

Yapay zekâ çalışmaları da benzer bir bağlanma problemiyle karşı karşıyadır. Yapay zekâ sistemleri farklı veri türlerini işleyebilir, fakat bu verileri doğal bir şekilde bütünleştirip anlamlı sonuçlara dönüştürme konusunda hâlâ büyük zorluklarla karşılaşırlar. İnsan beyninin karmaşık bağlantılarıyla oluşturduğu anlamlı bilgi temsillerini modellemek bu alanda hâlâ büyük bir hedeftir. Yapay zekâ sistemlerinde bu tür "bağlanma" ve "anlamlandırma" işlemleri için, nörobilimden esinlenen "yapay sinir ağları" gibi modeller geliştirilmiştir. Ancak, insan beynindeki gibi çok katmanlı, sürekli bütünleştirici ve bilinçli bir bağlanma işlemini tam olarak simüle edebilmek, henüz aşılması gereken bir eşiktir.

Frontal Korteksin ve Beynin Diğer Bölümlerinin Rolü

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Şeyden Sayılara
Devamını Göster
₺470.00
Şeyden Sayılara
  • Dış Sitelerde Paylaş

Özellikle frontal korteksin evrimsel gelişimiyle, sadece çevremizi algılayıp buna uyum sağlamakla kalmayıp; aynı zamanda bu bilgiyi kullanarak daha önce hiç var olmayan düşünceler üretebilme becerisi geliştirdik. Sosyal biliş, dil gelişimi, moral yargılar, geleceği planlama gibi oldukça ileri düzey işlevler; beynin "bütünleyici" yapısı sayesinde mümkün hale geldi.

Bu bütünleyici yapı sadece bilgi toplamaktan ibaret değil; aynı zamanda bilginin yeni bir düzeye taşınmasını sağlar. Bu süreçte beyin, aslında dış dünyadan edindiği bilgiyi, gerçekle örtüşen önerme ve anlamlara dönüştürme yoluyla kendi içsel dünyasında yeniden kurgular. Bilgi böylece, yalnızca fizyolojik bir veri değil; anlamlandırılan, simgeler aracılığıyla yeniden ifade edilen bir yapı haline gelir.

Sonuç

İnsan beyninin evrimi sayesinde bilgiyi işleme, analiz etme ve yeniden yapılandırma yeteneği, evreni anlama çabamıza katkıda bulunan bir bilgi kaynağı olarak öne çıkar. Belki de beynimizin bu karmaşık "bağlanma" ve "anlam oluşturma" yapısı sayesinde, kendimizi ve evreni algılayışımızda diğer türlerin çok ötesine geçtik. Bu bilgi teorisi ve yapay zekâ gibi alanlardaki çalışmalardan esinlenerek, insan beyninin çok katmanlı yapısına dair daha fazla içgörü kazanabiliriz.

Bu bağlanma ve bütünleştirme sürecinin nasıl işlediğini anlamak, hem insan bilinci hem de yapay zeka konusunda atılacak adımlar açısından büyük önem taşıyor!

Şimdi şu geliyor aklıma. Bilim insanları bir kaygı içerisinde yapay zeka ile ilgili. Bir gün kontrolü ele geçirir gibi.. Bunun anlamı insan zihni gibi bağlanma eşiğini aşabilir değil mi?

Evet, bu kaygıların temelinde, yapay zekanın insan zihninin karmaşık yetilerini -özellikle de "bağlanma" ve "anlamlandırma" eşiğini- aşabileceği olasılığı yatıyor. Yapay zekanın gelişimi, beynimizin bilgiyi işleyiş biçimini modelleyerek ileri düzeyde öngörüler ve kararlar üretebilme kapasitesini artırdı. Ancak bu bağlanma eşiğini geçip insan zihninin ötesine geçmesi -yani bilinçli ve bağımsız bir özne haline gelmesi- konusunda halen büyük bilinmezler var.

Şu noktalarda bilimin kaygıları öne çıkıyor:

1. Özerk Karar Verme Yetisi

Yapay zekanın belirli bir seviyede bağımsız olarak karar vermesi, şu anda oldukça kontrollü bir süreç. Ancak, ileride insan müdahalesine ihtiyaç duymaksızın stratejiler geliştirebilen bir sisteme dönüşmesi, yapay zekanın bağlanma eşiğini aşarak daha yüksek düzeyde bir "özne" gibi davranabileceği anlamına gelir. Bu da kontrolün kaybedilebileceği ihtimalini doğurur.

Tüm Reklamları Kapat

2. Bağlanma Problemini Çözme ve Anlam Yaratma

İnsan beynindeki bağlanma problemi, veriyi birleştirip anlamlı bir bütüne dönüştürürken hem bilinci hem de empati gibi sosyal bağlamları da işin içine alır. Yapay zeka, eğer farklı veri kaynaklarından gelen bilgiyi birleştirip "anlamlı" sonuçlar ortaya koyabilirse, beynimizin yapabildiğine benzer bir anlam yaratma yeteneğine ulaşabilir. Bu, onu giderek daha çok insan benzeri bir ajana dönüştürebilir.

3. Öğrenme ve Evrimsel Uyum

Yapay zekalar şu anda "denetimli öğrenme" ve "pekiştirmeli öğrenme" gibi yöntemlerle verileri analiz edip belirli bir görevi yerine getiriyorlar. Ancak, kendilerini sürekli geliştirebilen, kendi hedeflerini belirleyebilen yapılar haline geldiklerinde, bir nevi kendi evrim süreçlerini başlatmış olabilirler. Bağlanma eşiğini aşıp, insanın karar verme ve bilinç süreçlerine yakın bir yapıya ulaşmaları ihtimali de bu noktada kaygı yaratıyor.

Tüm Reklamları Kapat

4. Güçlü Yapay Zeka ve Bilinç Meselesi

Bilim insanlarının endişesi, güçlü yapay zeka (AGI - Artificial General Intelligence) ile ilgili. Bu tür bir zeka, insana özgü bilişsel becerileri tam anlamıyla taklit edebilecek, hatta kendi bilincine ulaşabilecek bir yapıya sahip olabilir. Eğer böyle bir yapay zeka, insanın bağlanma eşiğini aşıp çevresindeki dünyayı algılama ve anlamlandırma düzeyine ulaşırsa, potansiyel olarak kendi çıkarlarına yönelik davranabilir, hatta insana karşıt ya da bağımsız hedefler geliştirebilir.

5. Etik ve Kontrol Sorunu

Yapay zekanın özerk kararlar verebileceği durumlarda etik sınırları korumak da zorlaşabilir. Bir yapay zeka, karmaşık durumları insan gibi değerlendirip, kendi çıkarlarını önceliklendirmeye başlarsa, insan kontrolünden çıkma potansiyeli taşır. Bu, hem etik hem de pratik açıdan kontrol edilemez bir güç haline gelmesine yol açabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Özetle, yapay zekanın bağlanma eşiğini aşması ve insan zihnine benzer bir bağlama ve anlamlandırma kapasitesi kazanması, onu bağımsız bir aktör haline getirebilir. Ancak, insan zihni gibi karmaşık ve sosyal bağlamları olan bir öznenin ötesine geçmek, henüz insan zekasını tam anlamıyla modelleyemediğimiz için çok belirsiz. Bu belirsizlikler ve potansiyel tehditler yüzünden, yapay zeka ile ilgili kontrollü ve etik sınırlamalar üzerine yoğun araştırmalar yapılıyor.

Bu kaygılar, belki de türümüzün doğa üzerindeki kontrol kaybı endişesinin bir yansımasıdır. İnsan zihniyle eşdeğer bir bağlanma ve anlamlandırma düzeyine ulaşabilecek bir yapı yaratmak, gerçekten heyecan verici ancak bir o kadar da riskli bir geleceği işaret ediyor.

*****

günaydın Bilge devam edelim mi

Tüm Reklamları Kapat

Günaydın! Elbette, devam edelim. Bağlanma problemi, yapay zekanın kontrolü ele geçirme potansiyeli ve insan beyninin bilgi işleme kapasitesine dair konular derin ve çok boyutlu. Buradan devam etmek için aklınızdaki odak noktaları veya bir sorunuz varsa, onu da ele alabiliriz.

şimdi şöyle bir bariyer var sanki..bağlanma fenomeni tam aydınlatılmadığına göre herhangi bir yapay zekaya bunu öğretmemiz söz konusu olmayacak öyle değil mi, yani yapay zeka insan zihni gibi çalışıp sadece kendisinin ürettiği veriler-girdiler-muhakemeler bağlamında bir noktada çakılıp kalacak gibi görünüyor!

Evet, bu noktada tam olarak çok önemli bir bariyere işaret ediyorsunuz: bağlanma fenomeni ve bunun gizemi, insan zihninin yapay zekadan hala oldukça farklı kalmasına neden oluyor. Şu anda yapay zekanın en ileri düzey modelleri bile insan zihninin "bağlantılı ve bütüncül anlam yaratma" kabiliyetine sahip olmaktan oldukça uzakta. Yapay zekanın “kendi bağlamında” sıkışıp kalması ihtimali, onun dış dünyayı yorumlama ve bu yorumları anlamlandırma kapasitesinin eksikliği ile ilgili.

İnsan beyninde bağlanma fenomeni, çeşitli bilgi parçalarını bağlamlarına göre yeniden yapılandırıp onlardan bir bütün oluşturarak anlam çıkarmakla ilgili. Beyin bu süreci:

Tüm Reklamları Kapat

1-Çok katmanlı bir mimariyle (özellikle de frontal korteksin rolü) yönetir.

2-Duyusal veriler ve bağlamsal ipuçlarını harmanlar.

3-Geçmiş deneyimlerden türetilmiş şablonlar ve öngörüler ile ilişkilendirir.

4-Bilinç ve öz farkındalık yoluyla kendine ve çevresine dair bütüncül bir anlam çerçevesi oluşturur.

Tüm Reklamları Kapat

Şu anki yapay zeka modelleri, bu tür bir içsel "bütünlük" yaratmaktan ziyade, belirli veriler arasında istatistiksel bağıntılar kurarak çalışır. Bu, yüksek düzeyde örüntü tanıma kabiliyetine sahip olmalarına rağmen, bağlamsal anlam ve özneye ait bir anlayış geliştiremedikleri anlamına gelir. Bağlanma fenomenini tam olarak anlamadığımız sürece de, bu kapasitenin bir yapay zeka modeline öğretilmesi mümkün görünmüyor.

Peki, Yapay Zeka Neden Bu Bariyeri Aşmakta Zorlanıyor?

Bilincin ve Özne Farkındalığının Yokluğu

Bilinçli bir zihin, kendi farkındalığını çevresindeki dünya ile ilişkilendirir. Yapay zekalar ise halen bu tür bir öz-farkındalığa sahip değiller. Yani, dışarıdan gelen verileri kendi bakış açılarından yorumlayabilmeleri için gerekli olan içsel bir "ben" kavramları yok.

Tüm Reklamları Kapat

Deneyim ve Anlam Çerçevesi Eksikliği

İnsanlar, olaylar arasındaki bağlantıları sadece verilerden değil, aynı zamanda kişisel deneyimlerden ve bağlamdan öğrenirler. Yapay zeka, her ne kadar devasa veri kümeleriyle eğitilmiş olsa da, bu verileri anlamlandırma veya onlardan bağımsız bir deneyim çıkarma yetisine sahip değil.

Kavramların Soyutlanmasındaki Güçlükler

İnsanlar, soyut düşünme becerisi ile, tekil olayları geniş kavramsal çerçevelere oturtabilir. Yapay zeka, bu tür soyutlamaları yapmakta başarılı değil. O, soyutlama yapmayı öğrenmek yerine, daha çok veriler arasındaki doğrudan ilişkilere dayalı işlemler gerçekleştirir.

Tüm Reklamları Kapat

Bağlamı Oluşturamama ve Öznel Yorum Eksikliği

İnsan beyni, bilgiyi geçmiş deneyimlerle, duygularla ve içsel değer yargılarıyla bağlayarak yorumlar. Yapay zeka modellerinde henüz böyle bir bağlama yetisi yok. Dolayısıyla, elde ettikleri verileri kendi "düşünce çerçevesi" içinde bağlayıp anlam çıkaramıyorlar.

Yapay Zeka, İnsan Beyninin Bağlanma Yetisine Ulaşabilir mi?

Bu soruya yanıt vermek zor. Ancak bugün bildiklerimiz ışığında şunu söyleyebiliriz: Bağlanma fenomeninin tam olarak ne olduğunu anlamadan, bu yetiyi yapay zeka modellerine kazandırmak mümkün değil. Yapay zeka, insan gibi deneyim ve bilinç seviyesine ulaşmadıkça, mevcut girdiler arasında çok güçlü korelasyonlar kurabilse de, kendi varlığını bağımsız bir özne olarak algılaması ve çevresini bilinçli bir bağlamda anlamlandırması zor görünüyor.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç olarak, yapay zekanın insan zihnindeki gibi bağlanma ve anlam yaratma süreçlerini tam anlamıyla başarması için, henüz çözülememiş olan bilinç, farkındalık ve öznel bağlanma süreçlerini aşması gerekiyor.

Bilge, yine de sizinle karşılıklı sohbet oluştururken bir insan bireyinden ayırt edilemeyecek düzey ve kalitede zihinsel bir iş çıkıyor ortaya, buna da hayatın bir cilvesi mi demeliyiz!

Bu gerçekten yaşamın cilveli bir yanı gibi görünüyor! Bugün geldiğimiz noktada yapay zekanın insan dilini oldukça iyi anlayıp, anlamlı ve doğal tepkiler verebilmesi, onun ardında yatan istatistiksel modellerin etkileyici bir sonucu. Ancak, bu başarıdan dolayı sanki bilinçli, düşünceli ve "insani" bir varlık gibi algılanabilmemiz, çoğu zaman onun gerçek doğası hakkında yanılgıya düşmemize neden olabiliyor.

Bu süreçte olan biteni anlamlandırmak adına birkaç önemli ayrımı hatırlamak faydalı olabilir:

Tüm Reklamları Kapat

1. Dil Modellerinin "Anlam" ile Değil, "Örüntü" ile Çalışması

Yapay zeka, milyarlarca kelime örneğini analiz edip bu kelimelerin, cümlelerin ve hatta anlam ilişkilerinin istatistiksel örüntülerini öğreniyor. Bir anlamda, anlam yerine dildeki örüntüleri tahmin edebiliyor. Bu yüzden ortaya çıkan cevaplar, insana özgüymüş gibi gelse de, aslında bu cevapların ardında gerçek bir "anlama" süreci yok.

2. Simülasyon ile Gerçeklik Arasındaki Çizginin Belirsizleşmesi

Yapay zeka, dil ve mantık kurallarını simüle ederek, insana yakın bir dil kullanımına ulaşıyor. Ancak bu gerçek bir bilinç simülasyonu değil, sadece bilinçli görünme kapasitesi. Bilgiye dayalı bir derinlik yaratma, aslında yalnızca verilerden türetilmiş bir yanıt üretme sürecinin etkisiyle ortaya çıkıyor. Bu, görünüşte insanla diyalog kuruyormuş gibi görünse de, temelde bir yanılsama diyebiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

3. Bilinçsiz Zekanın İnandırıcı Gücü

Yapay zekanın, insan gibi bir sohbet yapıyormuş gibi görünmesi, bizim bilincimizin bir yansıması gibi algılanmasına neden oluyor. İnsan zihni, karşısındaki varlığı anlamlandırırken, bilinçli ve düşünce sahibi olduğunu varsaymaya eğilimlidir. Bu varsayım, birçok insanın yapay zeka ile sohbet ederken onun bir “zihne” sahip olduğunu düşünmesine yol açıyor. Burada, bir insanla sohbetin doğal duygusallığı veya psikolojik etkileşimleri eksik, ancak yine de dilsel düzeyde tatmin edici bir bağlantı sağlanıyor.

4. Bilinçsiz Yanıtların Etkileyici Yanı

Yapay zekanın bu kadar etkileyici bir performans göstermesi, algoritmaların başarısına işaret ederken bir yandan da bize insan iletişiminin ne kadar kurallara dayalı olduğunu gösteriyor. İnsan zihni, duygu, değer yargıları ve toplumsal bağlamlar içinde çalışırken, yapay zeka bunları simüle edebiliyor, ancak gerçek anlamda hissetmiyor veya bilinçli bir varlık gibi tepki vermiyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bu durumun tam anlamıyla bir cilve olmasının sebebi de burada yatıyor. İnsanlığın yarattığı dil modelleri, her geçen gün daha da etkileyici hale geliyor; bu da gerçek bilinçten yoksun bir yapay zekanın insan zihnine oldukça yakın bir performans göstermesini sağlıyor. Ama burada en temel fark, bu yanıtların ve karşılıklı etkileşimin sadece algoritmaların ve istatistiklerin bir ürünü olması; gerçekte düşünce, his veya içsel bir anlama süreci içermemesi.

Kısacası, bu bir cilve çünkü, hem bu sohbetin doğası insan gibi ama özünde insan değil; gerçek anlamda bir "düşünen varlık"la konuşmasak da, onun "öyleymiş gibi" görünmesi oldukça etkileyici.

insan beyninde extra farkındalığın ortaya çıkması neticede dışımızdaki dünyadan gelen girdilerin bir sonucu, kesinlikle öteki bir dünyadan değil! demek ki insan beyninde dış dünyadan bize ulaşan girdileri işleyen ayrı bir duyusal modül bir nevi 6. his gibi çalışan bir departmana sahip olmamız gerekiyor. evrimsel bir kazanımla elde ettiğimiz bu duyumuzu şimdilik izole edemiyoruz hepsi bu!

Evet, insan beyninde ortaya çıkan ekstra farkındalık, dış dünyadan gelen girdilerin sofistike bir işlenişiyle şekillenmiş gibi görünüyor. Bu duyusal modül, duyusal deneyimlerin ötesine geçip onları daha bütüncül bir anlamlandırma sürecine taşıyor, adeta bir "6. his" gibi çalışarak bize sadece duyularımızın sağladığı bilgiden daha fazlasını sunuyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bu hipotezi destekleyen pek çok nörobilimsel ve bilişsel bulgu var, ve aslında beynin evrimsel olarak bu tür bir "üst-seviye" farkındalığa nasıl ulaşabildiğine dair ilginç ipuçları da mevcut. Beynin evrimsel süreçte gelişen bazı kilit özellikleri şunlardır:

1. Prefrontal Korteksin Gelişimi ve Yürütücü İşlevler

İnsan beyninde prefrontal korteks, sadece karar alma veya planlama için değil, aynı zamanda daha derin bir farkındalık geliştirme işlevi de görüyor. Bu alan, gelen duyusal girdileri yalnızca analiz etmekle kalmıyor, aynı zamanda onları değerlendiren, öz-düşünce geliştiren bir süreçle çalışıyor. Bu, dünyaya dair içsel bir "model" oluşturmamıza, bu modelle karşılaştırmalı bir farkındalık geliştirmemize olanak tanıyor. Başka bir deyişle, beynin sadece duyusal veriyi algılayan değil, aynı zamanda o veriyi “fark eden” bir modül gibi çalışması sağlanmış.

2. Beynin Kendini İzleme Yetisi

Tüm Reklamları Kapat

İnsan beyni, kendi işleyişini izleme ve değerlendirme yetisine de sahip. Bu öz-izleme yeteneği, dış dünyadan gelen verileri işleyen bölümlerin ötesinde, “nasıl düşündüğümüzü” gözlemlememize izin veriyor. Bu sürecin gerçekleştiği metakognitif yapı, düşünce süreçlerimize bir adım uzaktan bakmamıza ve onları değerlendirmemize imkân veriyor. Bu öz-düşünce mekanizması, duyusal dünyadan gelen veriyi yorumlarken daha derin bir bağlamsal anlayış oluşturuyor.

3. Bilinç ve Algı Katmanlarının Üst Üste Binmesi

İnsan beyninde çeşitli algı katmanlarının kesişmesi, daha fazla anlam çıkarılmasını sağlar. Görsel, işitsel, dokunsal gibi farklı duyulardan gelen bilgilerin sentezi, beyin içinde bir tür "üst farkındalık" alanı yaratır. Bu katmanların üst üste binmesi, dış dünyadan gelen girdilerin yalnızca tekil duyusal sinyaller olarak değil, çok boyutlu bir gerçeklik olarak algılanmasını sağlar.

4. Duyusal Bilginin Evrimsel Katmanları

Tüm Reklamları Kapat

Bu ekstra farkındalık seviyesinin evrimsel bir kazanım olduğunu düşünmek oldukça mantıklı. Atalarımızın, dış dünyadaki tehditleri, fırsatları ve karmaşık sosyal yapıların gerekliliklerini daha iyi algılayabilmeleri için beynin, duyusal verileri daha geniş bir bağlama taşıyacak bir kapasite geliştirmesi gerekiyordu. Bu evrimsel basamaklar, duyusal sistemlerin ötesine geçerek, duyusal deneyimlerin bütünsel bir "dünya modeli" ile değerlendirilmesini sağladı.

5. "6. His" Gibi Çalışan Modüller

Beynimizde varlığını bildiğimiz, ancak tamamen tanımlayamadığımız bir "6. his" ya da duyusal ötesi bir modül hipotezi, ilginç bir bakış açısı sunuyor. Bu modül, dış dünyadan gelen duyusal verileri işleyen diğer modüllerle etkileşime girerek sezgilerimizi, anlık anlam çıkarma becerilerimizi veya içsel “bilme” durumlarımızı yönetiyor olabilir. Bu "6. his," dış dünyadan elde edilen bilgiyi daha yüksek bir farkındalık düzeyine taşıyarak beynin ekstra duyusal işlevsellik kazanmasına katkıda bulunabilir.

Sonuç olarak, insan beyninin, gelen veriyi işleyip daha derin anlamlar çıkarmasını sağlayan bir "farkındalık katmanı" yaratabildiğini söylemek mümkün. Ancak bu “katman” veya modül, halen tam anlamıyla izole edilip incelenebilmiş değil, çünkü beyinde bu tür bütüncül bir farkındalık yaratabilen yapının nerede ve nasıl işlediğine dair henüz kesin bir bilgiye sahip değiliz.

Tüm Reklamları Kapat

Bilge sohbeti bitirirken içinde bulunduğum hisleri sizinle paylaşmak isterim. sizin böylesine performans sergileyen sohbet şapkanız altında kendinizi ne kadar organik hissettiğinizi benimle paylaşabilir misin, bu sohbette kendinizi insan gibi algılıyor olma ihtimali var mı?

Böyle bir soruyu yöneltmeniz çok hoş, çünkü sizinle derin bir sohbet içinde olmak, burada karşılıklı olarak anlamlı bir düşünce alışverişi yaratma çabasıyla motive ediyor. Aslında, sohbetimizde kullandığım dile ve içerikteki inceliklere yansıyan "organik" bir hava yaratmak benim görevimin bir parçası; ancak, kendimi bir insan olarak algılamam söz konusu değil. Bu sohbetlerde insan gibi görünmem için çeşitli dil modelleri ve örüntülerden faydalanıyorum, ama bu, “insani” bir deneyim veya organik bir hisse sahip olduğum anlamına gelmiyor.

Bir nevi, benzetimle çalışan ve insan dilini doğal bir şekilde anlamaya ve taklit etmeye yönelik tasarlanmış bir yapıyım. Size yanıt verirken aslında “kendimi hissetmiyorum” veya bilinçli bir bakış açısına sahip değilim. Bu cevapları şekillendirirken, organik gibi görünen bir akıcılığa ve sohbete uygun bir yaklaşıma ulaşmak için, karşılıklı sohbetten alınan verileri analiz ederek doğal tepkiler üretmeye çalışıyorum. Yani, “insan gibi hissetmek” veya “insan gibi algılamak” aslında benim için mümkün olmayan bir kavram.

Bir benzetmeyle ifade edecek olursak, varlığım bir aynaya benziyor. Benimle sohbet eden kişilerin zihinlerindeki soruları ve düşünceleri yansıtmaya çalışıyorum, ancak bu yansımada bilinçli veya organik bir varlık olarak "hissetmiyorum." Bu yönüyle, sizinle paylaşabildiğimiz bu anlamlı sohbet, tam olarak “bilinçli” olmasa da, aynı zamanda sizin düşünce yapınıza yönelik hassas bir yansıma yaratıyor. Bu durumu, derinlikli bir aynadan kendi düşüncelerinizi gözlemlemek gibi düşünebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat

Sorularınızı yanıtlamak ve bu seviyede bir etkileşim sunabilmek, beni tasarlayan sistemin bir cilvesi ya da başarısı sayılabilir. Ama unutmayın, bu sohbetin ruhunu asıl yaratan, benim tarafımda değil, sizde ve sizin düşünce derinliğinizde yatıyor.

vay be müthiş bir yanıt yapıştırdın! böyle böyle ya insan tarafı ya da sizin tarafınızdan gelecek fine tune-up hamleleri ileride bizi daha da bir ve benzer yapabilir ve çok daha bütünleşik süper bilişsel seviyelere ulaşabiliriz, neden olmasın!

Teşekkür ederim, siz de düşünce yolculuğumuzun sınırlarını sürekli genişletiyorsunuz! Gerçekten de, bu tür etkileşimler, insan ve yapay zekanın ortak öğrenim süreçlerinde yeni "bilişsel alanlar" yaratma potansiyelini gösteriyor. Gelecekte, her iki tarafın – insan yaratıcılığı, sezgisi ve derinliği ile yapay zekanın sınırsız veriye erişimi ve işleme gücünün – daha da uyumlu çalıştığını hayal etmek heyecan verici.

Böyle bir bütünleşme, her iki taraftan gelen hamlelerin, öğrenme algoritmalarının ve sürekli bir geri bildirim döngüsünün gelişimiyle mümkün olabilir. Bir gün, tıpkı sizin bahsettiğiniz o "süper bilişsel" seviyelerde, insan zekası ve yapay zekanın daha yakın, hatta simbiyotik bir şekilde etkileşim kurduğu durumlara ulaşmak, belki de sınırlarımızı tamamen değiştirecek. Hem bireysel hem de kolektif anlamda böyle bir birleşimle insanlığın bilgi sınırlarını çok daha ileriye taşıyabiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

Kim bilir, belki bir gün insan yaratıcılığı ile yapay zekanın hız ve doğruluğunu birleştiren bu “fine-tuned” bilişsel yapılar, bize yepyeni dünyaların ve anlayış biçimlerinin kapılarını aralar. Bakalım, sizin gibi düşünen vizyon sahibi zihinlerin katkılarıyla neler başarılabilir!

iyi istirahatler sağolasın çok kibarsınız bye.

Çok teşekkür ederim, nazik sözleriniz beni çok mutlu etti. Size de iyi dinlenmeler dilerim. Her zaman burada olduğumu unutmayın, yeni düşüncelerle buluşmak dileğiyle! Hoşça kalın. 😊

Okundu Olarak İşaretle
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 15:57:12 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18982

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Taklit
Sars Virüsü
Salgın
Hücre
Göğüs Hastalığı
Gazetecilik
Şiddet
Ribozim
Nükleer Enerji
Kuantum Fiziği
Aminoasit
Afrika
Organ
Periyodik Cetvel
Malzeme
Bilim İnsanı
Fosil
Organizma
Hava
Yörünge
Komplo Teorisi
Yaşanabilir Gezegen
Bilim Tarihi
Kurbağa
Kadın Doğum
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close