Rant Hilafeti: Türkiye'nin Gelişememe Hikayesi

- Blog Yazısı
Türkiye'de son 20 yıldır yaşanan ekonomik büyümenin ve kalkınma çabalarının neden bir türlü refah artışına dönüşemediğini anlamak için, bir kavramı merkeze koymak zorundayız: rant hilafeti. Bu kavram, adeta bir veba gibi toplumun her hücresine yayılmış durumda ve ülkenin potansiyelini tüketiyor. "Rant" dediğimizde, emek harcamadan, üretim yapmadan elde edilen geliri kastediyoruz. "Hilafet" ise bu geliri elde edenlerin oluşturduğu, kendi kurallarını koyan, dokunulmaz bir zümreyi anlatıyor. Yani, bir avuç insan, toplumun geri kalanının sırtından zenginleşiyor ve bu düzeni sürdürmek için her yolu deniyor.
Rantın Yaratılışı: İnşaat ve Kamu İhaleleri
Rant hilafetinin en belirgin sembolü şüphesiz ki beton ekonomisidir. Şehirlerin dört bir yanına dikilen AVM'ler, lüks konut siteleri, gösterişli köprüler ve yollar... Bunlar, sadece birer yapı değil, aynı zamanda rantın somutlaşmış halidir. Bir avuç müteahhit, siyasi bağlantıları sayesinde devasa kamu ihalelerini kapar, devasa arazilerin imarını değiştirerek değerini katlar ve bu yolla akıl almaz paralar kazanır. Bu kazanç, ne yenilikçi bir teknoloji üretmekten, ne de katma değerli bir ihracat yapmaktan geliyor. Tamamen, toplumun ortak kaynakları olan topraktan, vergilerden ve kamu bütçesinden besleniyor.
Bu döngüde kaybeden ise her zaman vatandaştır. Yeşil alanlar yok olur, şehirler beton yığınlarına dönüşür, konut fiyatları fahiş seviyelere çıkar. Toprak ağası yeni yetme müteahhitler, sıradan vatandaşın alım gücünü tamamen ortadan kaldırır. Üstelik bu döngü, ekonominin de en büyük hastalığıdır. Üretken olmayan bir sektöre akan para, sanayiye, tarıma, bilime ve teknolojiye yatırım yapmayı engeller.
Zenginleşmenin Siyaseti: Liyakatsizlik ve Kadrolaşma
Rant hilafeti, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda derin bir siyasal çürümenin de yansımasıdır. Bu düzende makamlar ve yetkiler, liyakate göre değil, biat ve sadakate göre dağıtılır. Devlet kurumları, adeta birer "ganimet" gibi görülür. Kamu bankalarının yönetim kurulları, liyakatli bankacılarla değil, iktidara yakın isimlerle doldurulur. İhaleler, en iyi teklifi verene değil, "bizimkine" verilir.
Bu durum, devleti hantal, verimsiz ve yozlaşmış bir yapıya dönüştürür. Devletin sunduğu hizmetlerin kalitesi düşer, bürokrasi artar ve vatandaşın devlete olan güveni sarsılır. En kötüsü ise, toplumsal adalet duygusu kaybolur. Başarılı olmak, çalışmaktan, üretmekten veya yetenekli olmaktan değil, "doğru" insanı tanımaktan geçer. Bu durum, gençlerin umutlarını kırar, beyin göçünü tetikler ve ülkenin dinamizmini öldürür.
Gelecek Kaybolurken: Gençlerin Rantsız Hayatı
Bugün Türkiye'de gençlerin en büyük hayallerinden biri, kendi işini kurmak, yeni bir fikir geliştirmek veya bir bilimsel buluşa imza atmak değil, "memur olmak"tır. Bu, acı ama gerçek bir durumdur. Çünkü gençler, rantsız bir ekonomide, üreterek zenginleşmenin ne kadar zor olduğunu görüyor. Ailesinin desteği olmadan bir ev sahibi olamayacağını, bir iş kuramayacağını biliyor.
Rant hilafetinin hüküm sürdüğü bir ülkede, "eşit fırsatlar" sadece lafta kalır. Yandaş medya, bu adaletsizliği normalleştirir, başarı hikayelerini çarpıtır ve "çalışınca oluyor" yalanını yayar. Oysa gerçekte, çalışmak sadece hayatta kalmaya yeterken, asıl kazananlar rantı paylaşanlardır.
Sonuç olarak, Türkiye'nin en büyük sorunu bir ekonomik kriz, bir siyasi istikrarsızlık veya bir dış politika sorunu değil, rant hilafetidir. Bu düzen değişmedikçe, Türkiye ne gerçek bir sanayi ülkesi olabilir, ne de adaletli bir toplum inşa edebilir. Bu düzenin yıkılması, sadece bir ekonomik reformla değil, aynı zamanda toplumsal bir uyanışla mümkün olacaktır. Aksi takdirde, bu beton ekonomisi, hepimizin geleceğini betonlaştırmaya devam edecektir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
NOT:Bu blog yazısı yapay zeka tarafından yazılmıştır‼️
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/09/2025 13:44:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21342
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.