Mitolojilerde Ölüm Rehberliği ve Psikopompluk
Psikopompluk tam olarak nedir?Dünya mitolojilerindeki çeşitli ölüm rehberi(psikopomp) figürler kimlerdir? Gelin beraber inceleyelim!

- Blog Yazısı
Merhabalar,ben Ömer. Bu blog yazısında sizlere teolojik bir rol olarak “psikopomp” figürünün ne anlama geldiğini aktarmayı ve çeşitli mitolojilerdeki “psikopomp” örneklerini tanıtmayı amaçlamaktayım.Esasen bir mitolojik ve ruhani bir sıfat olarak Psikopomp; Yunanca psyche (ruh) ve pompos (rehber) kelimelerinden türeyen bir terimdir ve karşılık “ruh rehberi” gibi bir anlama gelir.[1] Mitoloji, din, ezoterik gelenekler ve psikoloji alanlarında karşılığı olan bu kavram, tüm inançları kapsayacak bir biçimde yaşam ile ölüm arasındaki geçiş sürecinde ruhlara eşlik eden, onları öte dünyaya ya da ölümden sonraki aleme taşıyan varlıkların tümünü ifade eder. Psikopomp rolü oynayan figürler;fiziksel yaşam sona erdiğinde bireyin ruhunun yalnız kalmaması, kaybolmaması ve doğru yere ulaşabilmesi için bir köprü işlevi görürler. Bu yönüyle aslında yalnızca bir taşıyıcı değil, aynı zamanda bir eşlikçidirler; yolculuğun kendisini anlamlı kılan figürler olarak işlev görürler. Lakin elbette her piskopompun temel görevi genel olarak ölen bedenden ayrılan ruhu öte dünyaya taşımak olsa da her psikopompun tam olarak aynı şekilde hareket ettiğini söylemek pek doğru olmaz.Farklı inanç sistemlerindeki psikopomp örneklerine aşağıdaki bölümlerde daha detaylı olarak yer vereceğiz lakin lakin yine de bu duruma dair daha kolay anlaşılabilmesi için kısa bir örnek vermek gerekirse Mısır mitolojisindeki psikopomp rolünü üstlenen Anubis ile Hermes arasında bir kıyaslamasa bulunabiliriz. Hermes’in görevi yalnızca ölen bedenden ruhu alarak o ruhu Hades’e teslim etmek iken, Anubis ölen ruhun öte dünyada da nereye gideceğine dair olan işleme moderatörlük eder. Yani psikopompluk temel rol olarak her inançta aynı düzlemde olsa da,farklı inançlarda psikopompların farklı roller gösterebildiğini de unutmamak gerekir. Şimdi “psikopomp” sıfatının temelde neler ifade ettiğindan bahsettiğimize göre,farklı mitoloji ve inançlardaki psikopomp örneklerinden bahsedebiliriz.
1-Hermes&Charon(Yunan Mitolojisi)[2]
Hermes, Yunan mitolojisinde Olimpos’ta oturan 12 tanrı ve tanrıçadan birisi olarak çok yönlü bir tanrıdır; ticaret, hırsızlık, yolculuk ve haberleşme gibi alanların tanrısı olarak bilinir. Hermes aynı zamanda, Yunan mitolojisindeki psikopompluk rolünü üstlenen tanrıdır. Hermes, psikomp rolüyle ölen bedenlerin içindeki ruhlarını Hades’e, yani yeraltı dünyasına güvenli biçimde ileten tanrıdır. Hermes, insan öldüğü anda oradadır. Ruh, bedenini terk ettiğinde, Hermes onu dünyada kaybolmaması için yönlendirir. Ruhlar genelde bilinçsiz, şaşkın ve korkmuş halde olurlar. Hermes onların yolunu şaşırmadan Hades’e varmaları için Styx Nehri kıyısına kadar getirir. Bu arada Hermes yalnızca sadece insanları değil, bazen tanrıları ve kahramanları da yeraltına götürür. Örneğin Persephone’nin Hades’ten çıkarılmasında, Hermes görevlendirilmiştir. Ya da Orpheus’un Eurydike’yi arayışında ona yolu yine Hermes gösterir. Aynı şekilde; Odysseus’a Kirke’nin büyüsüne karşı uyarıda yine Hermes bulunur,yeraltı yolculuğuna rehberlik eder. Ayrıyaten bazen nadir de olsa, Hermes bazen ruhları geri getirerek çift yönlü psikopompluk da yapar. Yani ruhların ölümsüzlüğe geçişini de bazen Hermes gerçekleştirir. Örneğin Herakles’in tanrılaşmasında rol aldığı söylenir.
Hermes; psikopomp tanrı olmakla beraber,Yunan mitolojisindeki tek psikopomp karakter değildir. Diğer psikopomp karakter ise Styx nehrinin meşhur kayıkçısı Charon/Kharon’dur. Lakin Charon ruhları ücretsiz geçirmez. Eski Yunan’da ölülere, gömülmeden önce ağızlarının içine bir obolos (gümüş sikke) konulması gelenek halini almıştır. Bu para, Styx nehrinde Charon’a ödenir. Eğer ölü gömülmeden bırakılır ya da sikke verilmezse, ruhu nehrin kıyısında yüz yıl boyunca dolaşmaya mahkûm olur. Daha sonra Charon da kayığıyla ruhu Styx nehrinden geçirerek Hades’e ulaştırır. Ayrıca Roma döneminde, Hermes’in Latin karşılığı olan Mercurius yani Merkür de aynı işlevi sürdürmüştür.Hermes, aynı zamanda sembolik ölümlerde — rüyalar, meditasyon, içsel dönüşümler gibi — bilinçdışına rehberlik eden bir figürdür. Jungcu psikolojiye göre de Hermes, bilinç ile bilinçdışı arasında iletişim kuran “trickster” figürünün önde gelen temsilcilerindendir.[3]Bu, onu hem aldatıcı hem de aydınlatıcı yapar.
2-Anubis(Mısır Mitolojisi)[4]
Antik Mısır mitolojisinde ölüm, mumyalama ve ahiret yolculuğuyla özdeşleşmiş bir tanrıdır. Genellikle çakal başlı bir adam ya da doğrudan siyah renkli bir çakal olarak betimlenir. Siyah renk, genel olarak yeniden doğuşla ilişkilendirilen verimli Nil toprağını simgeler. Bu yönüyle Anubis hem ölümün hem de ölümden sonraki potansiyel yaşamın simgesidir.Ancak Anubis’in işlevi yalnızca rehberlikle sınırlı değildir; ölen kişinin ruhunun ölümden sonraki yargı süreci sırasında da merkezi bir rol oynar.
Anubis, ruhu bedeninden almadan önce mumyalama sürecine doğrudan katılır. Hatta Antik Mısır’da rahipler, cenaze törenlerinde Anubis maskeleri takarak tanrının bedenlenmiş hali gibi davranırlardı. Anubis bu esnada hem fiziksel bedenin bozulmadan kalmasını hem de ruhun öte dünyaya düzenli bir geçiş yapmasını sağlar.Ölen kişinin Ba (kişilik ruhu) ve Ka (yaşam gücü) unsurlarını dengeleyerek onu “Duat” adı verilen ölüler diyarına taşır.Yolculuğun sonunda Anubis; taşıdığı ölü ruhu, “Maat’ın Tüyü” ile yapılan ünlü kalp tartısı seremonisine götürür. Bu törende, kişinin kalbi (vicdanı) Maat’ın Tüyü isimli bir tüy ile tartılır. Kalp ağır gelirse ruh Ammit isimli bir mitolojik canavar tarafından yok edilir; hafif gelirse ise Osiris’in hükmettiği öte dünyaya geçiş izni verilir. Tartı sürecinde Anubis teraziyi tutar ve sürecin adil geçmesini sağlar.
Aynı zamanda bazı efsanelere göre Anubis, Osiris’in gayrimeşru çocuğudur ve annesi Nephthys’tir. Nephthys, kardeşi İsis’in kocası olan Osiris’i baştan çıkarmıştır. Anubis, Osiris’in Seth tarafından parçalanmasından sonra, onun bedenini bulan ve ilk kez mumyalayan tanrı olarak anlatılır. Bu yönüyle Anubis, esasen ölümün sembolü Osiris’in muhafızı ve hizmetkârıdır. Yani Mısır Mitolojisinde Anubis’in rolü, sadece bir görevli değil, aynı zamanda ölümün kutsallığını koruyan bir kutsal hizmetkâr olduğuna bu hikaye işaret eder.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
3-Valkürler(İskandinav Mitolojisi)[5]
İskandinav mitolojisinde psikopompluk göreviyle öne çıkan önemli figürlerden biri de Valkürlerdir. Bu dişil varlıklar, sadece ölülerin ruhlarını taşıyan aracılar değil, aynı zamanda savaşın ve ölümün kutsal düzenleyicileriydi. İnsanların kaderleriyle doğrudan ilişkiliydiler ve kimi anlatımlarda “ölüm tanrıçaları” ya da “doğa tanrıçaları” olarak da değerlendirilmişlerdir. Onların hükmü altında olan şey, zafer ve savaşta ölümün bizzat kendisiydi.
Valkürler, çoğu zaman “Odin’in Bakireleri” olarak da anılır. Tanrı Odin, savaş meydanında ölecek olan kahramanları seçmek üzere bu genç ve zırhlı savaşçı kızları gönderirdi. Savaş alanında, düşenlerin ruhlarını Valhalla’ya taşır; ölenlerin arasından kimlerin “seçilmiş” olduğunu belirlerlerdi. Bu seçim gücü, Valkürlere aynı zamanda kaderin düzenleyicileri niteliği kazandırmıştır. Nitekim “Valkür” ismi de köken itibarıyla bu role işaret eder: valr (ölmüş, düşmüş) ve kjósa (seçmek) kelimelerinden türemiştir.
Valkürler yalnızca savaş alanında değil, Valhalla’da da işlevseldirler. Odin’in salonlarında, şerefli ölüler olan Einherjar’a içki sunarlar. Böylece hem savaşın kutsal hizmetkârları hem de ölüler dünyasının hizmetçileri hâline gelirler.İki ana Valkür sınıfı olduğu düşünülür: İlki, Gök Valkürleri olarak anılan, tamamen kutsal ve ölümsüz olanlardır. İkincisi ise bir dönem ölümlü olarak insanlar arasında yaşamış, daha sonra kutsallaşarak Valhalla’ya yükselmiş yarı-ilahi varlıklardır. Bu ikinci grup, adeta kahramanların dişil karşılığı gibidir.
Valkürlerin sayısını belirlemek için mitolojik kaynaklarda dokuzun katları sıkça kullanılır; ayrıca genellikle üçlü gruplar hâlinde hareket ettikleri belirtilir. En bilinen Valkür isimleri arasında Gondul, Skogul (kimi zaman Mızrak-Skogul olarak geçer), Lokk, Rist, Mist ve Hrist sayılabilir. Ayrıca kaderi belirleyen üç Norn’dan biri olan Skuld da kimi kaynaklarda bir Valkür olarak anılmıştır. Bununla birlikte her Valkür kutsal ya da iyi huylu değildir; bazıları savaşçılar arasında nifak tohumları eker, savaşın gidişatını felakete çevirebilir.
4-Epona(Kelt Mitolojisi)[6]
Epona, başta Galya olmak üzere Roma döneminde geniş bir kültürel alanda saygı görmüş ve özellikle atlarla özdeşleşmiş bir tanrıça olarak öne çıkmıştır. İsminden de anlaşılacağı üzere (Keltçe epos: at), Epona’nın temel simgesi attır ve bu yönüyle doğrudan hem tarım toplumlarının hem de savaşçı sınıfların kutsal figürleriyle ilişkilidir. Ancak Epona’nın sadece bir tarım ya da savaş tanrıçası değil, aynı zamanda psikopompluk işlevi taşıyan bir ölüm rehberi olduğu da bazı ikonografik ve metinsel kaynaklarla desteklenmektedir. Ayrıyaten hayvanlar ile bağlantılı bir psikopomp figürü olarak öne çıkmaktadır. Zira özellikle Roma İmparatorluğu döneminde Epona kültü, Roma ordularının Kelt topraklarındaki(Kelt halkları Orta Avrupa’nın çok büyük bir bölümüne yayılmış haldeydiler) varlığıyla birlikte yayılmış, Epona heykelleri ve kabartmaları, zaman içerisinde Roma ordusundaki lejyonerlerin atlı birliğinde kutsal figür haline gelmiştir. Bu döneme ait rölyeflerde Epona’nın sıklıkla bir at üzerinde ya da atlara eşlik ederken tasvir edilmesi, onun öte dünya yolculuklarında atı bir araç olarak kullanan bir ölüm rehberi niteliği kazanmasına yol açmıştır. Zira at,burada yalnızca bir ulaşım aracı değil, ruhu taşıyan ve onu sınırın ötesine götüren kutsal bir varlık işlevi görerek adeta bir mit haline gelmektedir. Ayrıyaten Epona’nın bir Kelt tanrıçası olması lakin Kelt topraklarını ele geçirerek oradaki halkları kendine entegre etme çabası içerisinde olan Romalıların, bir Kelt tanrıçası olan Epona’yı benimsemeleri de; aynı zamanda bir nevi emperyalizmin yaratmış olduğu kültürel ve teolojik bir senkretizm olarak da görülebilir
Epona’nın psikopompluk yönü özellikle Cermen ve Galya mitolojilerinde atın cenaze törenlerinde ve mezar kültünde oynadığı rolle daha da görünür hale gelmektedir. Örneğin ölüye bir at sunulması ya da mezar taşlarına at figürleri işlenmesi, ruhun bu tanrıçanın aracılığıyla öte dünyaya taşındığı inancının görsel yansımalarıdır. Epona’nın, hem doğurganlığı hem ölümü kapsayan ikili doğası, onun bir sınır figürü, yani geçişlerin (doğum-ölüm, bu dünya-öte dünya) yöneticisi olduğunu düşündürür. Bu yönüyle aynı zamanda Jungyen anlamda bir “arkaik anima arketipi” olarak da değerlendirilebilir.[3]
Sonuç olarak, Epona figürü yalnızca pastoral bir at tanrıçası değil, ölülerin yolculuğunda onlara eşlik eden bir kadın psikopomp figürü olarak da ele alınmalıdır. Psikopompluk çalışmaları açısından Epona, kültürel sınırların ötesine taşan, arkaik ama evrensel bir figür olarak önemli bir yer tutmaktadır.
Ayrıyeten, burada hepsinden bahsedemesek de; dünyanın farklı mitolojik geleneklerinde de benzer psikopomp işlevlere sahip figürlerle karşılaşmak mümkündür. Örneğin, yine Mısır mitolojisinde Thoth, ölenlerin yargılanmasında yazman olarak rol oynar; Japon Şinto inancında Izanami, ölüler diyarında hüküm sürer; Hindu mitolojisinde Yama, ölülerin hükümdarı ve yargıcıdır; Aztek mitolojisinde Xolotl, ölen ruhları güneşin alt dünyadaki yolculuğunda korur; Slav mitolojisinde Veles, öte dünyanın kapılarını kontrol eden bir tanrıdır; Kelt mitolojisinde Gwynn ap Nudd, ruhların öte dünyaya götürülmesinden sorumlu bir diğer figürdür. Ve semavi inançlardaki Azrail gibi figürler de aynı şekilde psikopomp bir figüre örnek verilebilir.
Bu figürlerin bazıları doğrudan birer “ruhsal rehber” olmasa da(örneğin Yama gibi), ölüm olgusu ve ruhun bedenden ayrılması süreciyle yakından ilişkili olmaları açısından, psikopomp kavramı içinde değerlendirilebilirler.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Mircae Eliade. (2020). Dinler Tarihine Giriş. Yayınevi: ALFA Yayınları.
- ^ Otto Seemann. (2020). Yunan Ve Roma Mitolojisi. Yayınevi: Maya Kitap.
- ^ a b Carl Gustav Jung. (2016). İnsan Ve Sembolleri. Yayınevi: Kabalcı Yayınevi.
- ^ Geraldine Pinch. (2019). Mısır Mitolojisi. Yayınevi: Say Yayınları. sf: 386.
- ^ Peter Andreas Munch. (2019). İskandinav Mitolojisi. Yayınevi: Maya Kitap.
- ^ John Arnott MacCulloh. (2023). Kelt Mitolojisi. Yayınevi: Maya Kitap.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 13/08/2025 04:30:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21115
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.