Kur’an’ın Rehberliği ve Allah’ın Adaleti

Evrenin ve varoluşun sırrını anlamak için Kur’an’ı göz ardı etmeyin; inanmıyorsanız açın, bakın. Allah’ın kelamı olan Kur’an, insanlığa rehber olarak gönderilmiş en yüce kaynaktır; tüm varlıkların ve yaratılışın sahibi olan Allah’ın mesajıdır. İnsanın sınırlı bilgisiyle asla kavrayamayacağı gerçekleri, doğru yola erişmesi için apaçık bir şekilde önüne koyar. Allah, insan aklının sınırlarını aşan bir kudrete sahiptir ve O, tüm varlığı ve evrenin her zerresini kendisine has bir bilgiyle kuşatmıştır. İnsan, sınırlı aklıyla evreni, yaşamı, yaratılışı ve en nihayetinde varoluşu anlamaya çalışırken pek çok soruyla karşı karşıya kalır; bu soruların cevabı, işte tam da Allah’ın vahyinde saklıdır.

İnsanın sorularına, arayışlarına ve varoluş çabasına en güvenilir rehber olarak Kur’an, insanı O’na yakınlaştırır ve hayat yolculuğunda önüne bir aydınlık koyar. Allah, Zümer Suresi'nde, “Allah, sözlerin en güzeli olan, kendi içinde uyumlu, gerçekleri tekrar tekrar dile getiren bir kitabı indirdi.” buyurarak, Kur’an’ın yalnızca bilgi değil, insanın kalbine huzur veren bir rehber olduğunu belirtir. Kur’an; bilim, varoluş, ahlak ve dünya düzeni gibi konularda, insan aklının yetemeyeceği ilahi bilgilere işaret eder ve insanı o sınırlı bilgisiyle değil, Allah’ın emrettiği yolda güvenle ilerlemeye teşvik eder. Evrenin ve varoluşun sırrını anlamak için Kur’an’ı göz ardı etmeyin; inanmıyorsanız açın, bakın.

Kur’an, yaratılışla ilgili ayetlerde de insanın düşünmesi için bir kapı aralar: “Sizi çamurdan yaratan, sonra bir nutfeden var eden, sonra sizi bir alak haline getiren O’dur.” (Müminun, 23:12-14) Bu ayetler, yaratılışın bir anda değil, aşamalarla ve ilahi bir kudretle gerçekleştiğini ifade eder. Bilinmelidir ki, Allah’ın yaratılışı bir mucizedir ve O’nun hikmeti, insanın aklının kavrayabileceğinden çok daha ötededir. Bu yaratılış düzeninde evrim ya da başka bir teori üzerinden yapılan yorumlar, insan aklının sınırlı açıklama çabalarıdır. En doğrusunu ancak Allah bilir ve bu yaratılışın sırrını da ancak O açıklayabilir. Allah’ın sınırsız ilmi, yaratılışın nasıl gerçekleştiğini tüm ayrıntılarıyla bilir; bu nedenle O’nun vahyettiği gibi iman ederek, soruları O’nun ilmine teslim olmak, insan için en doğru yoldur. Mülk Suresi'nde geçen “O, yarattığını bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.” ayeti, bu durumu en güzel şekilde açıklar.

İman etmek, Allah’ın adaletine ve hükmüne güvenmeyi gerektirir. Allah, eğer insanı yaratmışsa, elbette ona doğru yolu gösterecek bir rehber de gönderir; aksi halde insanı başıboş bırakmak Allah’ın adaletine aykırı olurdu. Bu rehberlik, tüm zamanlara ve insanlara hitap edecek bir şekilde, Kur’an-ı Kerim’de mükemmel bir düzende sunulmuştur. O, geçmiş toplumlardan ibretler vererek insanın yalnızca kendi zamanıyla sınırlı düşünmesini değil, aynı zamanda evrensel değerleri idrak etmesini sağlar. “Biz bu kitabı sana her şeyi açıklayan bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.” (Nahl, 16:89) ayetinde de belirtildiği gibi, Kur’an tüm insanlık için bir rehberdir ve Allah’ın adaletinin bir göstergesidir.

Bu yüzden, Kur’an-ı Kerim’e yönelirken, ona sıradan bir metin gibi değil, Rabbin kelamı olarak yaklaşmak gerekir. İnsan, Kur’an’ı Allah’ın kendisine hitap eden sözü olarak okumalı ve her bir ayeti Allah’ın hikmetiyle dolu bir rehber olarak değerlendirmelidir. Allah’ın sözü olan bu kitap, insana Allah’ın bilgisiyle nasıl yönlendirilmesi gerektiğini öğretir ve yaşamın karmaşıklığında bir ışık tutar. Kur’an’ın sunduğu rehberliği, sadece zahiri anlamda değil, derinliklerine inerek ve Allah’ın bilgisine güvenerek anlamak gerekir.

Unutulmamalıdır ki, insan aklı sınırlıdır ve Allah’ın sınırsız ilmini kavramaktan acizdir. Bu sebeple Kur’an’ı anlamaya çalışırken tam teslimiyetle Allah’a yönelmek, insana gerçek huzuru getirir. Allah’ın kelamı, en üstün bilgidir ve bu bilgiye yönelen her insan, yaratılışın ve varoluşun sırrına dair bir huzur bulur. Evrenin ve varoluşun sırrını anlamak için Kur’an’ı göz ardı etmeyin; inanmıyorsanız açın, bakın. Kur’an’ı rehber olarak kabul etmek, insanın Allah’a olan inancını ve güvenini pekiştirir ve Allah’ın her şeyin en doğrusunu bildiğine teslimiyetle yaklaşır.