Kesişimsel Feminizm ve Veganizm : Vegan Olmak Neden Feminist Bir Mücadeledir?
Veganlık ile feminizm arasındaki bağlantı nedir?

- Blog Yazısı
Feminizm kavramı, sanılanın aksine yalnızca kadınların değil; her türlü ezilen, hakları gasp edilen ve ötekileştirilen bireylerin özgürlük mücadelesini kapsayan bir düşünce ve eylem biçimidir. Feminizm birçok alt başlığa sahiptir ve tüm başlıklarda temel olarak ele alınan konu eril egemen düzenin dayattığı normlara göre değil, bireyin kendi seçebildiğini özgürce yaşayabilme hakkıyla ilgilidir. Feminizm cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürüyü ve baskıyı sona erdirmeye çalışan bir harekettir.
Fakat bu müdahale, şiddet, hak gaspı sadece kadın üzerinden yapılmaz; eril egemen sistemin ötekileştirdiği tüm bireyler bu şiddete maruz kalır. Feminizmi yalnızca kadınların mücadelesi olarak sınırlandırmak, örneğin trans cinayetlerine karşı ses çıkarma sorumluluğumuzu yok saymamıza neden olabilir. Günümüzde bu duruma yeterli duyarlılık gösterilmediği için trans bireylere yönelik şiddetin görmezden gelindiği ve sessiz kalındığı gözlemlenebilmektedir.
Bu nedenle feminizm, sadece tekil bir mücadele değil, birçok farklı deneyimin ve kimliğin bir araya geldiği bir kesişim noktasıdır. Trans feminizm, queer feminizm, ekofeminizm gibi farklı feminizm türleri; birbirini kapsamak ya da içine almak zorunda değildir, ancak kesişirler. Bu çoklu kesişim noktalarının oluşturduğu yaklaşım, kesişimsel feminizm (intersectional feminism) olarak adlandırılır.
Vegan Feminizm Düşüncesi Nasıl Ortaya Çıktı?
Corey Lee Wrenn (2019) vegan feminizmin tarihsel gelişimini şöyle not eder:
19. yüzyılda başlayan hayvan hakları hareketi içinde yüzlerce kadın yer aldı, birçoğu cinsiyetçi baskı ile hayvanların maruz bırakıldığı baskı arasındaki bağlantının farkındaydı. Batı’daki bu ilk “vegan feminizm” dalgası hayvan hakları mücadelesini sosyal adalet mücadelesinin bir parçası olarak gören Annie Besant, Anna Kingsford, Margaret Damer Dawson, Charlotte Despard, Lind af Hageby ve diğerlerinin çabalarıyla ortaya çıktı. Bu kişilerin çoğu hem feminist hem de vejetaryendi, yardım kuruluşları, barınaklar kurdular, yasaların tartışılmasını sağladılar, insan harici hayvanların duyarlı, özen ve dikkati hak eden canlılar olduğu konusunda temel bir farkındalık geliştirmek için çabaladılar.[1]
Türkiye’de vegan feminizm ise 2000’lerin ortalarından itibaren örgütlenmeye başlamıştır. 2014 yılının Temmuz ayında Muğla’dan bir grup vegan feministin çağrısıyla Akyaka Orman Kampı’nda üç gün süren ilk vegan feminist buluşma gerçekleşmiştir. Türkiye’nin farklı şehirlerinden katılımın olduğu kampta “veganlık ve gündelik yaşam”, “veganlık ve annelik”, “cinsellik- cinsiyet”, “veganlık ve militarizm”, homofobi, transfobi, erillik, dişillik, kadınlık, erkeklik kavramları etrafında atölyeler düzenlendi. Ayrıca feminist üslup ve dil üzerine tartışmalar ve film gösterimleri yapıldı. 2016 yazında yine Muğla/Akyaka’da ikincisi gerçekleştirilen vegan feminist kampta “vegan feministler olarak ortak dertlerimiz, politik zeminimiz ve mücadele yöntemlerimiz nelerdir” sorusuna odaklanıldı. Ayrıca “Hayvanlara yönelik cinsel şiddet ve türcülük”, “Queer ve aile dışı yaşam pratikleri”, “Vegan-feminist dil ve sanat”, “Vegan tarım, vegan ev, vegan sokak” başlıklı atölyeler gerçekleştirildi. Yine bu kampta drama, yoga ve film gösterimleri yapıldı. Son vegan feminist kamp 2017 Şubat ayında İstanbul/Büyükada’da gerçekleşti. 2018’de Ayvalık’ta ilki gerçekleştirilen Türkiye Vegan Yaşam Kampı’nda vegan feministler tarafından vegan feminizm atölyesi yapıldı, 2019 yazında ikincisi yapılan ve 200’den fazla kişinin katıldığı kampta vegan feminizm forumu yapıldı. 2017’den bu yana hem vegan hem de feminist örgütler içinde vegan feminizm tartışmaları ve atölyeleri yapılmaya devam ediyor.[1]
Hayvanlar ve Kadınlara Yönelik Benzer Davranış ve Tutumlar
Hayvanlar da tıpkı insanlar gibi hissedebilen, acı çekebilen, ilişkiler kurabilen canlılardır. Ama buna rağmen hayvancılık endüstrisi onları sadece et, süt, yumurta gibi ürünler üreten makineler olarak görüyor ve bu muameleyi onların üstünde uyguluyor . Üstelik makine muamelesi gören bu hayvanların ciddi bir kısmı dişi. Bu demek oluyor ki, hayvancılık endüstrisindeki bu sömürü, özellikle dişi hayvanların bedenlerine yönelik bir sömürü olarak karşımıza çıkıyor.
İnekler defalarca kere zorla dölleniyor, doğurdukları yavrular ellerinden alınıyor ve bu döngü bedenleri tükenene kadar devam ettiriliyor. Tavuklar yumurtlamadıklarında ya da yeterince verimli görülmediklerinde öldürülüyor. Ve biz bunu "doğal " kabul diyoruz.
Bu noktada insan dışı dişilerin yaşadığı bu sömürüyü, kadınların tarih boyunca yaşadığı baskılardan ayrı düşünmek pek de mümkün değil. Hayvanların bedenine sahip olma hakkını kendinde gören, onu kontrol etmeye çalışan, ne zaman doğuracağına, ne zaman süt vereceğine, ne kadar “verimli” olduğuna karar veren zihniyet, kadınlara bunu yapan zihniyetle aynıdır.
Carol J. Adams, Etin Cinsel Politikası kitabında bu bağlantıyı bu şekilde ifade ediyor : “Et yemek, erkek iktidarının her öğünde yeniden ilan edilmesidir.” (Adams, 2013). Kadın ve hayvan bedenlerinin parçalanarak, tüketilmesi gereken nesnelere indirgenmesini anlatıyor. Ve bu sadece sofrayla da sınırlı değil. Bazı ülkelerde ,öldürülmüş hayvanların bedenlerini pazarlayan firmalar, reklamlarda iştahı artırmak için kadın bedenlerini de hayvan bedenleriyle birlikte sergiliyor. Yani hem hayvanlar hem de kadınlar, aynı bakış açısıyla ‘yemelik’ nesneler olarak görülüyor.
Sonuç
Vegan olmak yalnızca etik bir tüketim alışkanlıkları değişikliği değil, aynı zamanda kadınların ve hayvanların ortak noktada karşılaştığı beden normlarına karşı bir duruş olarak değerlendirilebilir. Kesişimsel bir bakışş açısıyla bakıldığında, veganlık, feminist mücadeleyi yalnızca insan merkezli bir temelde değil, tüm canlıları kapsayan daha bütüncül bir duruma taşır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ a b Özge Özgüner. Vegan Feminizm. Alındığı Tarih: 3 Ağustos 2025. Alındığı Yer: FeministBellek | Arşiv Bağlantısı
- Univeg Türkiye. (YouTube Videosu). Kesişimsellik Ekseninde Feminizm Ve Veganizm - Kesişimsel Mücadele Zirvesi.
- MARINA COLERATO. Let’s Talk About The Intersectionality Of Veganism And Feminism. Alındığı Tarih: 3 Ağustos 2025. Alındığı Yer: Daterra Rituals | Arşiv Bağlantısı
- 5Harfliler. Biraz Da Veganlık Ve Feminizmin Kesişimselliğinden Bahsedelim. Alındığı Tarih: 3 Ağustos 2025. Alındığı Yer: 5Harfliler | Arşiv Bağlantısı
- Deniz Aytekin. Özge Özgün’le Türkiye’de Hayvan Hakları, Feminizm Ve Veganlık Üzerine Söyleşi; Ikinci Bölüm. Alındığı Tarih: 3 Ağustos 2025. Alındığı Yer: Yeşilist | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/08/2025 12:42:43 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21164
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.