ÇOBAN VE BİLGE KİŞİNİN OYU NEDİR NE DEĞİLDİR?
"ÇOBAN VE BİLGE KİŞİNİN OYUNU NASIL EŞİTLERİZ" BAŞLIKLI YAZIYA YANIT

- Blog Yazısı
Öncelikle görülen o ki yazı daha en baştan bir yanlışla başlıyor. Yazar, başlıkta bilge olmanın tam karşıtı olarak çoban olmayı öneriyor. Oysa çoban olmanın bilgelikle hiç bir ilgisi yoktur. Çobanlık bir meslektir. Bilgelikse bir sıfat, nitelik. Bir benzetme yoluyla çobanların bilgisiz ve cahil oldukları öne sürülüyor. Muhtemelen yıllar önce Aysun Kayacı'nın lafından hareketle yapılan bir benzetme. Ancak Aysun Kayacı'nın lafında geçen çoban bilgisiz, cahil biri değil toplumun çoğunluğundan ayrılan dağda, merada dolaşırken ülkenin ve toplumun sorunlarından kopuk yaşayan insandır. O insanlar toplumun tüm dinamiklerini her gün yaşayan insanların düşünceleri birbirinden çok büyük ölçüden ayrışacağı için dağdaki çobanla kentteki insanın oyu bir değildir. Bununla birlikte yazıdaki yanlışlar burda bitmiyor. Yazı, oy kullanmanın ve demokrasinin temel dinamiklerinden bihaber yazılmış gibi duruyor.
Oy kullanmak bir vatandaşlık görevi ve her vatandaşın sorumluluğu ve hakkıdır.
Demokrasinin temelinde her vatandaşın ülke yönetiminde doğrudan veya dolaylı olarak söz sahibi olması ve sosyo-ekonomik düzeyine bakılmadan siyasi gücüne veya görüşüne bakılmadan düşüncelerinin dikkate alınması/ değerlendirilmesi yatar. Ülkemizin bugünkü konumundan bakılınca asla gerçekleşmeyecek ütopik bir hayal gibi duran bu durum toplumun her türlü niteliğinin standart sapmasının düşürülmesi ile ulaşılabilecek bir idealdir. Herkes için gelir adaleti, fırsat eşitliği, eşit eğitim hakkı vb. sağlanırsa bu ideale ulaşabiliriz. Bunun yerine günü kurtarmaya yönelik temelsiz fikirler ve uygulamalar ileri sürmek demokrasinin de yanlış algılanmasına neden olur. Kimi zaman aristokrasi gibi sözü edilen yazıdaki koşullara uygun yönetim biçimleri önerilebilir. Ancak bu ülkenin en temel özelliğini değiştirmek olacağı için kabaca başka bir ülkede yaşamak anlamına gelmektedir. Bu tür önerilerde bulunulmasının bu tür fikirlerin ortaya atılmasının hiç bir zararı yoktur aksine toplumsal zihniyeti zenginleştirir, güçlendirir. Ancak örnekte yer aldığı gibi oy kullanmak için üniversite bitirmek gibi bir koşulun önerilmesi talihsiz bir öneridir. Çünkü toplumumuzun üniversite kurumuna olan yanlış bakış açısının yinelenmesinden ortaya çıkmış bir görüştür. Üniversiteler bir eğitim kurumudur, evet. Ancak üniversiteler bir zorunlu eğitim kurumu değildir ve asla da olmamalıdır. Çünkü üniversite denen kurumlar bilim eğitimi verirler. Meslek eğitimi, yaşam eğitimi, siyaset eğitimi vb. toplumsal ve kişisel gelişime yönelik eğitimler vermezler. Üniversiteler enstitüleri ile birlikte bilim üretme alanlarıdır. Bir nevi ürünleri bilim olan fabrikalardır. Bu fabrikaların işçilerini yetiştirebilmesi için kendi içinde eğitim vermeleri gerekmektedir. Bu verdikleri eğitim ile mezun olan öğrenciler -örneğin makine mühendisleri, piyasada yapacakları işi öğrenerek mezun olmazlar. Tam aksine piyasada kullanılan teknikler yerine bu tekniklerin ortaya çıkarılabileceği bilimsel altyapıyla donatılırlar. Bu yüzden de üniversite mezunu herkesten -işe başlayınca, "bize okulda bunların hiçbiri öğretilmiyor." sözünü duyarız. Çünkü zaten orada iş teknikleri öğretilmedi, orada bilimsel altyapı öğretildi.
Ne yazık ki ülkemizde üniversiteler meslek liseleri gibi uygulamalı eğitim vererek piyasaya uzman işçiler yetiştirecekmiş algısı çok sağlam biçimde yerleşmiş durumda. Bu algının getirdiği tüm olumsuzluklarla uzun yıllar mücadele edeceğiz. Aslında teknik üniversiteler bu algıya uygun biçimde işliyor. Ancak oralar da belki de gereksiz sayılabilecek bilimsel bilgiyle donatılmış durumda. Yani ne yapsak yanlış yapıyoruz.
Kısacası demokrasinin bir gereği olarak toplumdaki herkes oy kullanmalıdır. Halkın büyük kesiminin ortak düşüncesi halkın neredeyse yarısını oluşturan bir başka kesimin düşüncelerinin tam tersi olsa da demokrasi herkesin oy kullanmasını gerektirir. Bu da bir yönetim biçimi olan demokrasiye yapılan eleştirilerin başında gelir. Bununla birlikte eğer bir gün oy kullanma ehliyeti çıkarılacaksa bu mezun olunması artık çok sıradanlaşmış ve köhnemiş olan (bunun bir kanıtı olarak uzun dönem askerliğin artık var olmaması gösterilebilir çünkü neredeyse herkes üniversite mezunudur) üniversite eğitimi yerine daha güvenilir daha anlamlı ölçütlere bakmak doğru olacaktır.
Bu yazıda eleştirdiğim blog yazısının yazarı ile herhangi bir kişisel sorunum yoktur. Kendisini kırmadan olabildiğince açık yazdım. Ancak heyecanlı olduğum bu konuda yazarken kibarlık ölçüsünün dışına taştıysam kusura bakmayın. Sevgiyle kalın.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 04/05/2025 10:41:13 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14498
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.