Astroloji bilim midir yoksa saçmalık mı ?
Astrolojinin kökeni nereden gelir ?
Yunanca yıldız anlamına gelen ''astro'' ve bilgi anlamına gelen ''logos'' kelimelerinden türemiştir. Yani yıldızlardan elde edilen bilimsel bilgi anlamına geliyor.
Gök olaylarına bakarak kehanetlerde bulunmak, özellikle de felaketleri kestirmek, tarihte pek çok toplumda gözlenmiştir ve hala da bu durum günümüzde devam etmektedir.
Mezopotamya , asur ve babiller astrolojinin ilk yazılı örneklerini barındırır. Peki bu dönemde astroloji insanlık için ne ima ediyordu ?
Bu zamanlar astroloji, bilimsel bir gelenek olarak siyasi ve akademik bağlamlarda kabul edildi ve astronomi, simya, meteoroloji ve tıp gibi diğer çalışmalarla bağdaştırıldı. Oldukça mantıklı gelen bu astroloji fikri 17. yüzyılın sonlarında astronomi ve fizikteki yeni bilimsel kavramlar astrolojiyi sorguladı .
Sahi neydi bu işin mantığı ?
İnsanlık var olduğu günden bu yana, yıldızlara ve gök cisimlerine bakarak, bu cisimlerin hareketlerinin ne anlama geldiğini merak etmiş ve dolaylı olarak buna anlam yükleme ihtiyacı duymuştur. İlkel çağlarda, bu gözlemlerin sonuçlarıyla yaşanan doğa olaylarını özdeşleştirmek için çok uygun bir ortam vardı. Örneğin, Mısırlılar Nil nehrinin taşkınlarının ne zaman olacağını, Ortadoğu'daki halk ise ekim ve hasat zamanlarını yıldızların konumuyla belirlemekteydi. Bu, bir kehanet değil, sadece düzenli bir doğa takvimiydi.
Gökyüzü bu kadar işlevselken neden daha farklı işlevleri olmasın ki ?
Geçmiş zamanlarda bazı medeniyetler yıldızların hareketlerine farklı anlamlar yüklemeye başladı, bu olay özellikle de Ortadoğu ve Mezopotamya'da görülüyordu. Çinliler, Hintliler, Yunanlılar gibi her medeniyetin kendine özgü ilginç fikirleri vardı. Ancak, bugün bildiğimiz astrolojinin ataları Sümerliler ve Babillilerdir. İlk horoskop, bir diğer adıyla doğum haritası Babilliler tarafından yapılmıştı. Yıldız hareketlerinin insan davranışlarına ve gelecekleri üzerinde bir etkisi olduğunu öngören Babilliler daha da ileri gidip bütün davranışlarımızın kaderlerinin yıldızların hareketlerine bağlı olduğunu iddia etmişlerdi.
Bu fikir nasıl yayıldı ?
Babillerin bu fikirleri, yavaşça Mısırlılara ve oradan da Anadolu üzerinden Antik Yunanistan'a yayıldı. Astrolojinin dünyaya yayılması ise Roma'ya bağlanmıştır.
Romalılar, gelişmiş bir toplum olmalarına rağmen, çok dindar ve kaderci bir toplumdu. Bu özellikleri sayesinde Roma Yunanistan'ı işgal edince Yunanistan'dan çok fazla kültür aldı. Aldıkları kültürler arasında kaderci ve dindar yapılarına uyan astroloji de yer alıyordu. Bu sayede astroloji, bütün Avrupa ve Akdeniz havzasına yayıldı.
Ancak, Hristiyanlığın girişiyle beraber ve imparatorluğun çöküşü ile birlikte astroloji yavaş yavaş yok olmaya başladı. 10. yüzyılda Arap bilim insanları, eski Mısır ve Yunan metinlerini tercüme ederken astrolojiyi tekrar keşfettiler. Yıldız haritaları, burçlar gibi şeyler Arapçaya, oradan da Latince'ye çevrilmeye başlandı. Gökyüzündeki takım yıldızlarının isimlerinin çoğunun Arapça olmasının yegane sebebi ise aslında 10. ve 12. yüzyıllar arasında Arap bilim adamlarının detaylı olarak yıldız haritaları çıkartmasıdır. Bu Arapça isimler, haçlı seferleri ile birlikte Avrupa'ya geçmiştir ve hâlen de kullanılmaktadır.
Antik çağlarda astroloji çok kıymetli ve astrologlar çok kadim insan olarak kabul ediliyordu. Hatta krallar gibi yüksek zümre insanlar bir sefere çıkacakken astrologlarına danışırlardı 13-14. Yüzyılda ise astroloji tekrar popüler hale geldi ama antik çağ kadar popüler olamıyordu çünkü kiliseyle çatışmamaya çalışıp Hıristiyanlık ile astrolojiyi ortak bir faydada birleştirme çalışmaları başlamıştı . Aksi taktirde çatışmalar astrolojinin geleceğini yok edecekti. Bu birleştirme çabaları ise başarılı olamadı ve birleştirmeye öncülük edenler cadılıkla suçlanıp yakılarak idam edildi .
Peki asıl sorumuza gelelim ; yıldızların , gezeneglerin hareketi , doğduğumuz sıradaki yıldızların konumu bizi neden etkilesin ?
Tabii ki bu soruya o dönemin şartlarını düşünerek cevap bulacağız .
Kadim medeniyetlerin hemen hemen hepsinde 4 bazılarında ise daha fazla element vardı. Bu elementlerden dördü; ateş, su, toprak ve havadır. Buna ek olarak Mezopotamya inanışına göre beşinci bir element daha vardı. Bu beşinci element diğer dört elementinde özü olarak öngörülen " töz " dür. Töz dünyayı ve kainatı yöneten tanrıların gücüydü. Mezopotamya inançlarına göre Tanrılar hiçbir zaman dünyaya gelmez , insan gibi alt seviye varlıklarla muhattap olmazlardı. Tanrılar dünyaya gelmiyorlardı ama dünyayı yönetmeye devam ediyorlardı.
Peki nasıl? Tabii ki bunu 5. madde olan tözü yani yıldızları kullanarak yapıyorlardı. Tanrılar bir şey planladıklarında , yıldızların hareketinde bir farklılık olur, insanlar ise şu yıldızın konumu şu şekilde değişmiş gibi gözlemler yaparak bir nevi tanrıdan haber alırdı. Bu haberler her ne kadar şu anki bilimimize zıt düşse de astronomik periyot sayesinde doğru yanları da vardı, periyodik gerçekleşen düyevi olayları hatırlatmak gibi. Astroloji bu şekilde ortaya çıktı.
16. - 17. yüzyılda gerçek anlamda bilim yapmaya başlayınca astroloji ile astronomi , felsefe ile bilim birbirinden ayrılıyor. Hiçbir gök cisimi ki burada gezegenlerden bahsediyorsak kayalardan bahsediyoruz , yıldızlardan bahsediyorsak yıldızlar, aşırı ısıtılmış gaz topluluğudur. Yıldızlar ve gezegenler bizim ikili ilişkilerimizi , ne kadar para kazanacağımızı , bir ükenin ekonomisini , dünyada çıkacak savaşların tarihini bilemez
Burç ve burcların hataları nedir ?
Burç dediğimiz kavram , dünya bir yılda güneşimizin etrafında bir tam turunu tamamlar ve bu yolculuk boyunca dünya güneş doğrultusu belirli takımyıldızlardan geçer her ne kadar 12 tane takımyılıdızından geçtiği bilinsede aslında 14 tane takımyıldızından geçer bunlar 13. takım yıldızı olan yılancı ve 14. takım yıldızı olan cetus takım yıldızlarıdır. Normalde bu iki burcu da dikkate almamız gerekir ama bu astrolojinin teknik bir hatasıdır. Büyük bir hatası ise şudur ; Dünyamız tek hareketi sadece kendi ekseni etrafında dönmesi değildir. Aynı zamanda salınım hareketi yapar . Bu salınım yüzünden Dünyanın ekvator düzlemiyle Güneşe çizilen ve takım yıldızlarına düşen o sana çizgi kayar. Sonuç olarak her 2000 yılda bir , bir burç geri kayar. Muhtemelen siz de gerçek burcunuzu yanlış biliyorsunuz aslında bir önceki burçtansınız.
Barnum etkisi nedir ?
Dünyada yaklaşık 8 milyar insan yaşamakta ve 12 tane burcumuz vardır, ortalama olarak her 650 milyon kişi aynı burça sahip. Yani sizin günlük falınızın 650 milyon kişiye de uyduğunu bilmeden kimi zaman o kadar da size özel geliyor ki bu nasıl oluyor ?
En başta tabii ki insan olmamız ve bizi onaylayacak bir dış sese ihtiyaç duymamızdan kaynaklanıyor.
Bu etkinin psikoloji sahnesindeki ilk araştırması ise 1947 yılında psikolog Stagner'in farklı şirketlerden çalışanlara yazılı bir test yapması, test cevapları geldikten sonra Stagner her birine kendi kişiliklerini anlatan bir kişilik tanımı ortaya çıkardığını söylüyor ve bu tanımları kendilerine veriyor. Aslında sadece bir tane tanım tanım yazmış ve herkese aynısını dağıtmıştı. Katılımcılarıın yarısından fazlası ise kendisine sunulan tanıma tam olarak beni anlatıyor şeklinde ifade etmişti daha da önemlisi hiçkimse tamamen yanlış, benimle alakası yok cevabını vermemişti.
Başka bir çalışma ise psikolog Bertram Forer tarafından yapıldı. 1948 yılında benzer bir şekilde bu sefer 39 psikoloji öğrencisinen oluşan bir gruba yazılı bir test yapıyor ve bu test sonucunda herkese kişiliklerine özel bir kişilik tanıma ortaya çıkartacağını belirtiyor. Bir hafta sonra öğrencilere sonuçlar iletiliyor. Öğrencilier sonuçların kendilerine özel olduklarını düşünüyor fakat Forer tüm öğrencilere şu aynı açıklamayı göndermişti :
İnsanların seni sevmesini ve sana hayranlık duymasını istiyorsun. Kimi zaman kendini eleştiren bir insansın. İçinde henüz kullanamadığın çok büyük bir potansiyel var. Bazı zayıflıkların olsa da güçlü yönlerinle bu zayıflıklarını telafi etmeyi çok iyi biliyorsun. Dışarıdan disiplinli ve güçlü görünsen de içinde kimseye göstermediğin endişelerin var. Bazen doğru kararı verip vermediğine ya da doğru olanı yapıp yapmadığına dair çok ciddi şüphelerin oluyor. Hayatında değişiklik istiyorsun ve engeller çıktığında da çok mutsuz oluyorsun. Çok bağımsız düşünebilen birisin ve yeterli kanıt olmadan başkalarının fikirlerini kabul etmen çok zor. Kendini başkalarına anlatırken bir sınır olması gerektiğini, her anlamda başkalarına çok açık olunmaması gerektiğini düşünüyorsun. Kimi zaman çok dışa dönük olabiliyorsun fakat bazen içe dönük olmanın da faydalı olduğuna inanıyorsun. Bazı hayallerin çok uç ve imkansız gibi görünen hayaller. Dİğer taraftan hayattaki en büyük hedeflerinden birisi ise her anlamda güvende hissetmek.
Bu açıklamaları okuyan öğrencilerden kendilerini ne kadar yansıttığına dair bir puanlama yapmaları isteniyor. Sonuçlar ise çok çarpıcı. Bu açıklamanın kendilerine uyduğunu söyleyen öğrencilerin ortalaması 5 üzerinden 4.3 çıkmıştı. Kendilerine yazılmamasına rağmen büyük kesim tam olarak beni yansıtıyor diyordu. Bu çalışmada ortaya çıkan başka bir etki ise polyanacılık etkisiydi. Tanımlar ne kadar pozitifse uygunluk oranı o kadar yüksek çıkıyor, negatif tanımlar daha düşük oranda kabul ediliyordu.
Bu etkiyi kullanarak burçlara inanan bir arkadaşınızı yanıltabilirsiniz. Peki nasıl ?
Karşınızdaki burçlara inanan ve kendi burcunun tamamen kendisine uyduğunu savunan kişiye öncelikle burcunu sorarak başlıyoruz. Örneğin kova burcu olduğunu söyledi. Bizse şimdi sana kova burcunun özelliklerini açıp okuyacağım ve sana uyuyor mu karar verelim diyeceğiz. Aslında kova burcu yerine örneğin başak burcunun özelliklerini açarak karşımızdakine '' başak '' kelimesi yerine '' kova '' şeklinde telavuz ederek kendisine uyup uymadığını soracağız. Ve tabii ki sonuna kadar bu benim özelliklerim diye savunma yapacaktır. Sonunda ise asıl gerçeği anlatarak kova burcu yerine başak burcu özelliklerini okuduğunuzu söylemeniz burçlara olan inancını bitirmek için yetecektir. Çünkü barnum etkisi..
Barnum etkisini neden yaşıyoruz ?
Bunun cevabı beynimiz. Doğum tarihinize ve satinize göre size hitap ettiğini söyleyen bir ifadeyl karşılaştığımızda, beynimiz bu ifadeyi kelime kelime inceleyerek günlük hayatımızla karşılaştırarak bağlantıları bulmaya çalışır ve bu konuda bir takım elemeler yapar. Bize uyan kısımları bulur kabul eder, uymayan kısımları ise tamamen görmezden gelerek yok sayar. Buradaki en önemli etken tanımın kişiselleştirilmesidir. Örneğin sadece kadınları ve erkekleri hedef alırsak yarı yarıya eleniriz ve daha da ileriye gidip bunu 12 burca böldüğümüzde daha da kisişelleştirmiş oluruz. Bir diğer etken ise yetki meselesi size bu bilgileri ileten kişi statü olarak ne kadar yukarıdaysa inanma kolaylığımız artar mesela detayında ne olduğunu bilmediğimiz burç yorumcusu bir astrolog gibi.
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- T. Ring. (1973). Astrologische Menschenkunde. ISBN: 9783762601593.
- G. Bulut. (2018). Mitolojik Astroloji Ve Psikoloji. ISBN: 9786056671760. Yayınevi: ZODYAK ASTROLOJİ YAYINCILIK.
- J. Spiller. (2003). Ruhsal Astroloji. ISBN: 9789756793558. Yayınevi: Akaşa Yayın.
- D. Kahneman. (2015). Hızlı Ve Yavaş Düşünme. ISBN: 9789754345315. Yayınevi: Varlık Yayınları.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/05/2024 23:13:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17552
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.