Afantazya (Afantazi) Nedir? Zihin Gözü Kör Olduğunda, Hayal Gücü Nasıl Çalışır?
İlk olarak Charles Darwin'in kuzeni Francis Galton tarafından 1880 yılında tanımlanan afantazi veya afantazya (İng: "Aphantasia"), istemli bir şekilde zihinsel görüntüler üretememe durumuna verilen bir isimdir.[1], [3] Yunancadaki "phantasia", yani "hayal gücü" kelimesinin önüne olumsuzluk eki getirilerek türetilen afantazya sorununa sahip bu kişiler, bir arkadaşlarının yüzünü veya kendi evlerini zihinlerinde hayal edemezler.[2] Her ne kadar bugüne kadar oldukça az anlaşılmış bir zihinsel problem olsa da, bilim insanları bu durumun altında yatan zihinsel özelliklerini yavaş yavaş açığa çıkarmaya başladılar (buna benzer bir diğer ilginç zihin durumu için iç sesi olmayan insanlarla tanışabilir veya körgörüş kavramını okuyabilirsiniz).
Kısaca bahsetmek gerekirse, "afantazlar" olarak bilinen bir grup insan, çok tanıdık yerleri veya aile üyelerini bile akıllarında canlandıramıyorlar. Bilim insanları bu yetersizliği "afantazi" ya da "afantazya" olarak adlandırıyor. Bu olguyu araştıran birçok çalışma, etkilenen kişilerin öznel deneyimlerini ortaya çıkaran anketlere dayanmaktadır. Ayrıca, bilişsel testler ve beyin taramaları da bazı insanların gerçekten zihinlerinde resim canlandırma yeteneğinden mahrum olduğunu gösteriyor. Ne var ki afantazi, yaratıcılığı olumsuz etkilemiyor gibi gözüküyor. Çoğu afantaz, yaratıcılık gerektiren mesleklerde başarılılardır ve afantazların, "zihin gözü eksikliğini" telafi edecek yolları geliştirmişlerdir.
Alışılmadık Körlük: Afantazi
Şu anda İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nde nörolog olan Adam Zeman, 2003 yılında değişik bir sorunu olan 65 yaşındaki bir hastayla karşılaştı. Sonradan “MX” olarak adlandırılan hasta; aile üyelerini, yakın arkadaşlarını veya yeni ziyaret ettiği yerlerin hiçbirini zihninde canlandıramadığını belirtti. Emekli bir araştırmacı olan MX, hayatı boyunca roman okumayı sevmiş ve uykuya dalarken düzenli olarak binaları, sevdiği insanları, son yaşanan olayları görselleştirmiş fakat zihin gözü, kalbindeki arterleri açmak için geçirdiği işlemden sonra büyük ihtimalle küçük bir kalp krizi geçirdiği için kör oldu. Normal şekilde görebiliyordu ama zihninde resimleri oluşturamıyordu.
Zeman, daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştı ve daha fazlasını öğrenmek için harekete geçti. Süreçte, buna bir isim bile verdi: Aphantasia (veya Afantazi). Zeman ve ekip arkadaşları, bu durumun nörolojik sebeplerini araştırmaya başladılar.
Zeman ve meslektaşları MX’in zihninin görselleştirme gücünü birkaç farklı yönden test ederek incelemeye başladılar. MX, görsel imgeler üretme yeteneğini değerlendiren anketlerde kontrol grubuyla karşılaştırıldığında çok daha düşük puan aldı. Buna rağmen tipik olarak görselleştirmeyi içeren görevleri şaşırtıcı şekilde başarıyla bitirdi.
Örneğin; çimen yeşilinin mi çam ağaçlarının mı daha açık olduğu sorulduğunda, çoğu insan hem çimleri hem çam ağaçlarını hayal ederek karşılaştırdı. MX, doğru bir şekilde, çam ağaçlarının çimenden daha koyu olduğunu söyledi; ama karar vermek için görsel imge kullanmadığı konusunda ısrar etti. "Sadece cevabı biliyorum." diyordu.
Ayrıca, nesneleri zihinde döndürme yeteneğini ölçen testte de başarılı oldu. Kendisine iki tane 3 boyutlu fotoğraf gösterildi ve aynı nesnenin kendi ekseninde döndürülmüş hali mi yoksa farklı bir nesne mi olduğunu söylemesi istendi. Kontrol grubunun aksine, karar vermesi daha uzun sürdü ve harcadığı zaman, dönme derecesine bağlı değildi. Çoğu insan için, kendilerine gösterilen nesnelerin yönleri ne kadar farklıysa, eşleşip eşleşmediklerini görmek için nesneleri zihinlerinde döndürmek de o kadar uzun sürer.
Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI), MX’in zihinsel imge gücünün olmadığı iddiasını destekledi. Genellikle insanlardan bir kişiyi, eşyayı veya yeri gözlerinde canlandırması istendiğinde çeşitli beyin bölgelerinden oluşan bir dizi aktive olur. Aktive olan bu kısımların bazıları karar verme sürecinde etkili olurken, diğerleri hafızada veya görme duyusunda etkilidir. MX’de görsel bölgeler çok az faaliyet gösterirken, karar verme bölgesi ve hata tahmininden sorumlu olan bölge daha aktifti. Bulgular, MX’in görselleştirme testlerinde kontrol grubundan farklı bir strateji kullandığını gösterdi.
Görsel imge oluşturma yetersizliği üzerine yapılan kapsamlı bir literatür araştırması, MX’i anlamaya çok az yardımcı oldu. Görünüşe göre bu fenomenden bahseden ilk çalışma Francis Galton’ın 1880’deki "kahvaltı" üzerine olan bir çalışmasıydı. İngiliz doğa bilimci, 100 yetişkin erkekten her sabah kahvaltı yaptıkları masayı anlatmalarını istedi. Zihinlerindeki resimlerdeki ışıklandırma, keskinlik ve resimlerin renkleri hakkında bilgi vermeleri beklendi. Şaşkınlık içinde, deneklerin 12'si ona pek cevap verememişti. Bu kişiler, masayı zihinlerinde canlandırmalarında ısrarcı olunana dek, "zihinsel imgeleme" ifadesinin gerçek anlamıyla kullanılmadığını zannetmişlerdi; çünkü böyle bir kavrama sahip değillerdi.
1880’den beri diğer araştırmacılar zaman zaman zihinsel imge üretme yeteneği olmayan insanları bildirdiler. Hatta bazıları ne kadar yaygın olduğunu hesaplayabilmek için anketler bile yürüttü. 2009’da Georgia’daki Brewton-Parker College’dan Bill Faw, teste tabi tutulan 2500 kişinin %2’sinin görsel hayal gücünün olmadığını bildirdi. Ancak afantazi, çok az araştırmanın veya halkın ilgi odağı oldu ve bu nedenle gerçek sayılar uzun bir süre bilinemedi.
Bu durum, Zeman’ın ekibinin MX çalışmasını yayımladıktan sonra, 2010 yılında değişmeye başladı. Discover dergisinin bulguları bildirmesiyle, MX’in aksine zihinlerinde hiçbir zaman imge oluşturamadığını söyleyen insanlar gün yüzüne çıkmaya başladı. Ardından Zeman ve iki meslektaşı, 21 katılımcıya görsel deneyimleri hakkında, birisi "Görsel Görüntülerin Canlılığı Anketi (İng: "Vividness of Visual Imagery Questionnaire" ya da kısaca "VVIQ") olmak üzere anketler yaptı.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bulguları 2015 yılında, "afantazi" sözcüğünü ilk kez kullanarak yayımladılar. 21 kişiden çoğu, yalnızca ergenlik döneminde ve erken yetişkinlikte, diğer insanların zihinlerinde konuşmalar veya okuma yoluyla imgeler çağırabileceklerini fark ettiklerini söyledi. Cevaplayanların çoğunun uyanıkken hayalleri veya görsel imgelemleri olmasına rağmen, hiçbiri bilinçli olarak zihinlerinde resim oluşturma konusunda büyük ölçüde veya tamamen yeterli değildi.
2015’ten sonra afantazi; gazete makalelerinin, televizyon raporlarının, blogların ve podcastlerin konusu olmaya başladı. Firefox tarayıcısının geliştirilmesine yardımcı olan Amerikalı yazılım geliştiricisi Blake Ross'un bir Facebook paylaşımı da oldukça yaygın bir şekilde paylaşılmıştır. Bu paylaşımında Ross da, görsel imgeler yaratma konusundaki yetersizliğini anlatıyor ve bu paylaşım BBC tarafından da yayımlandığı için, paylaşım içerisinde bulunan VVIQ anketini binlerce kişi doldurdu. Ayrıca bu anket, konuyla ilgili bir başka anket ile birlikte The Eye’s Mind adlı internet sitesinde yayımlandı. Zeman, ilk doldurulan 700 ankete ve Faw’ın 2009’da yayımladığı test sonuçlarına uygun olarak, nüfusun %2’sinin afantaziden etkilendiğini öngördü.
Sayılardaki Güç
Zeman’ın çalışmalarının yayımlanmasından sonra, afantaziye sahip çoğu insan "zihin gözüyle görmek" diye bir şey olduğunu fark etti. Birçoğu, onları diğerlerinden ayıran şeyin bir isminin olmasını rahatlatıcı buldu. Görselleştirme yetersizliklerini kelimelerle anlatmayı zor buluyorlardı. Açıklamaya çalıştıklarındaysa genelde insanlar onları anlamıyordu. Zeman, bu insanların genellikle çok minnettar olmalarına şaşırmıştı.
Zeman’a ulaşan kişilerden biri, Berlin’den John Schlatter idi. Schlatter, kendi yetersizliğini keşfediş anını anlatıyor: Schlatter, afantazinin tanısında önemli bir test olarak bilinen VVIQ testinde çok düşük puan aldı. Galton’ın 1880’lerdeki çalışmasındaki katılımcılar gibi, Schlatter da her zaman "solan anılar" veya "sana bir resim yapmama izin ver" gibi ifadelerin sadece söz öbekleri olduğunu düşünüyordu. Ama bir gece, katıldığı bir ev partisinde, yanıldığını anladı. Mutfakta, bir kişinin aynı anda bir şeyi nasıl görebileceği ve onun zihinsel bir görüntüsünü yaratabileceği hakkında bir sohbete dahil oldu. Başta soru ona çok saçma geldi; ama sonradan diğerlerinden, zihinde görüntü oluşturma konusunda farklı olduğunu fark etti. Sonraki sabah arkadaşlarına deneyimleri hakkında sorular sormaya ve internetten araştırmalar yapmaya başladı. Büyük bir şaşkınlık içinde, zihinde görselleştirme yeteneğinin, her ne kadar kendisi için olmasa da gerçek olduğunu gördü.
Schlatter keşfini arkadaşlarıyla ilk tartışmaya başladığında, Zeman’ın da hemfikir olduğu "insanların zihinde görüntüleme yeteneklerinin farklı olduğu" gerçeğini öğrendi. Zeman’ın 2015 çalışması, 121 kontrol deneğini içeriyordu. Çoğu, orta derecede iyi bir görselleştirme yeteneği gösterdi. Ancak, test ölçeğinin iki tarafında da uç değerler vardı ve çoğu katılımcı alt uç sınıra değil de üst uç sınıra düşüyordu. Zeman, ortalamanın üstünde canlı görsel oluşturma yeteneğini "hiperfantazi" olarak adlandırıyor.
Perde Arkasında Olanlar
Araştırmalar, bir dizi soruyu ortaya çıkardı. Bunlardan biri, afantazinin gerçekten var olup olmadığıydı. Zihinlerinde görüntü oluşturamadıklarını söyleyen insanlar ya sadece görüntüleri diğerlerinden farklı şekilde tanımlıyorlarsa? Sonuçta, anketler beyinde olup bitenlerin nesnel ölçümlerini değil, öznel tanımlarını ortaya çıkarır. Zeman, anketteki sonuçların belirli oranda hataya meyilli olduğunu kabul ediyor; ama yine de afantazinin var olduğuna ikna olmuş durumda.
MX örneğindeki nörolojik bulgular sadece bu iddiayı desteklemekle kalmaz, ayrıca zihin gözü olmadığını bildiren insanlar, bazen görselleştirmeyle ilgili başka anormallikler yaşarlar. Örneğin afantaziye sahip bazı bireyler otobiyografik hafızalarının ve olayları hatırlama kabiliyetlerinin zayıf olduğunu bildirdiler. Ek olarak, afantaziye sahip insanların çoğu yüzleri ayırt edememe rahatsızlığı olan prosopagnosiadan da muzdarip oluyorlar. Zeman'a göre diğer koşullarla olan bağlantılar, afantazinin alt grupları olabileceğini göstermektedir.
Avustralya’daki New South Wales Üniversitesi'nde bilişsel nörobilim profesörü olan Joel Pearson da afantazinin gerçek olduğunu düşünüyor. Pearson, çalışmasının bir parçası olarak, insanların her iki gözüne aynı anda iki farklı resim gösterildiğinde meydana gelen bir algısal fenomen olan binoküler rekabeti inceliyor. Burada denekler aynı anda iki resmin kombinasyonunu değil, her defasında yalnızca ikisinden birini görür. Pearson ve ekibi, basit bir numaranın hangi görüntünün öne çıkacağını etkileyebileceğini keşfetti. Testten önce gönüllülerden, onlara verilecek resimlerden birini gözlerinde canlandırmaları istendiğinde test sırasında öne çıkacak olan resmin zihinlerinde canlandırdıkları resim olma ihtimali yükseliyordu. Kendi kendine teşhis edilen afantazlar ise bu numaradan etkilenmiyorlardı; bu da, görselleştirmenin bozulduğunu göstermektedir.
Zeman ve diğerleri afantazların beyin fonksiyonlarının diğerlerinden farklarını da araştırıyor. Yakın zamanda 100’den fazla insanı laboratuvarlarında beyin taraması yapmak için çağırdılar. VVIQ testinde yüksek puan alan bireylerden görselleştirme yapmaları istendiğinde, sadece birkaç beyin bölgesinin aktive olduğunu fark ettiler. Araştırmacılar, bu bölgelerin yüzler, olaylar ve mekansal ilişkiler gibi karmaşık görüntüleri işlerken aydınlandığını keşfettiler. Aksine, görselleştirme yeteneğinden yoksun olduklarını söyleyen insanlarda daha fazla ve farklı beyin bölgeleri aydınlandı. MX’te de görüldüğü gibi bu bireyler, davranış kontrolü ve planlamayla ilişkili bölgeleri kullanmaya yatkınlardı.
Zeman, hiperfantaziyi henüz kapsamlı olarak araştırmadı; fakat hiperfantazili birçok insan, Zeman'a, gelecek veya geçmiş ile ilgili hikayelerde kolayca kaybolduklarını söyledi. Afantazinin tersine hiperfantazinin yüz tanıma veya hafızayla ilgilisi daha bulunamadı.
Görselleştirme Yeteneği Ne Kadar Önemli?
Zeman, başlangıçta görselleştirmenin yaratıcılık sürecinin temeli olduğunu düşünüyordu; fakat onunla iletişime geçen birçok afantazlı kişi ressam, mimar, bilim insanı gibi yaratıcılık gerektiren mesleklerde başarılı olduklarını söylemişti. Mesela Jonas Schlatter, kurduğu start-up için internet siteleri yaratıyor. İş ortağı, tasarım sürecinde beyaz tahta, kağıt ve kalem kullanmasını biraz garip bulmuş; fakat Schlatter, bu yaklaşımın internet sitelerinin son halinin nasıl olacağını tahmin edebilmek için neden tek yol olduğunu şimdi daha iyi anlıyor.
Herkesin bu durumla başa çıkması farklı şekillerde oluyor. Bazıları görselleştirmeyi öğrenmek istiyor; fakat Zeman’a göre şu ana kadar bunu başaran olmadı. Birkaç denek, halüsinasyona sebep olan uyuşturucuların etkisi altındayken gözleri kapalı olmasına rağmen görebildiğini söyledi. Afantazisi yüzünden dezavantajlı olduğunu düşünmeyen Schlatter, zihin gözünü "vurdurarak başlatmak" için daha güvenli bir yol denedi: 2 hafta boyunca aynı kaleme tekrar ve tekrar baktığını ve ezberlemeye çalıştığını, fakat sonunda yine de gözünde canlandıramadığını söyledi.
MX'in afantazisi nedeniyle Adam Zeman'ın dikkatini çekmesinden bu yana yıllar geçti. Bu süreçte, tüm hayatı boyunca afantaziye sahip olan Schlatter’ın aksine MX, görselleştirme yeteneğinin bir kısmını geri kazandı. Muhtemelen MX’in beyni, kalp krizi yüzünden hasarlanan bağlantıları yeniden oluşturdu veya yeni bağlantılar kurdu. MX, geceleri görüntülü rüyalar da görüyor ve bazen birisi bildiği bir yerden bahsettiğinde, zihnine hızlıca oranın görüntüsü geliyor.
Tüm bunlara rağmen, afantaziye yönelik öğrenmemiz gereken çok şey olduğu açık.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 26
- 12
- 10
- 7
- 4
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. J. Larner. (2016). A Dictionary Of Neurological Signs. ISBN: 9783319298214. Yayınevi: Springer.
- ^ A. Kendle. (2017). Aphantasia. ISBN: 9781911121428. Yayınevi: Dark River.
- ^ F. Galton. (1880). Statistics Of Mental Imagery. Mind, sf: 301-318. doi: 10.1093/mind/os-V.19.301. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 12:16:05 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9823
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Scientific American. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.