İnsan Hafızasına ve Anılara Ne Kadar Güvenebiliriz?
Hafızamız Bu Kadar Güvenilmezken, Görgü Tanıklarına Güvenmeli miyiz?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Belleğimize her zaman güvenemeyeceğimizi biliyoruz. Deneyimlerimizin üzerinden geçen zaman arttıkça anılarımızın bulanıklaştığını, ayrıntıların kaybolduğunu biliyoruz. Ancak hayatımızdaki çok önemli olaylarla ilgili anılarımızdan genel olarak çok daha emin hissederiz.
Üniversiteyi kazandığınızı öğrendiğiniz o anı düşünün. Ya da annenizin ölüm haberini aldığınız o an... Patlamanın olduğu o an.... Bebek sahibi olacağınızı öğrendiğiniz o an....
Bu türden olaylar, oluştukları anda bizi olumlu ya da olumsuz yönde duygusal açıdan çok etkilemişlerdir. Bu yüzden üzerlerinde oluştukları andan itibaren çok düşünür, aklımızda çok döndürür, hatta birçok durumda kendimize yakın hissettiğimiz insanlara anlatırız. Öyle ya, insana zaman durmuş gibi gelen bir an nasıl unutulur? Gerçekten hepsinin dün gibi hatırınızda olduğunu mu düşünüyorsunuz? Evet mi? O zaman bunu tekrar düşünmeniz gerekebilir.
Otobiyografik Bellek
Anılarımız; mutlu olduğumuz, güzel zamanlara veya bizi sarsan, kötü zamanlara ait olabilir. Bunlar, bizim hayatımızı tümüyle değiştirmiş ve etkilemiş olabilir. Bu, piyangoyu kazandığımız bir günün anısı olabileceği gibi, yaşadığımız çok sarsıcı bir deprem deneyimi de olabilir. Yaşadığımız anıların tutulduğu ve geri çağrıldığı bellek türüne otobiyografik bellek deniliyor (Sarp ve Tosun, 2011). Adından da anlaşılacağı üzere otobiyografik bellek, kişiyle ve kişinin deneyimleriyle ilgili olan bilgilerin tutulduğu bellektir.
Sinirbilimsel "Flash Bellek"
Brown ve Kulik, 1997 yılında, kişiyi afallatacak, sarsacak ölçüde kuvvetli duygusal izler bırakan anılarımızın oluşturduğu bellek türünü Flash Bellek (İng: "Flashbulb Memory") olarak adlandırdılar. Flash Bellek, otobiyografik belleğin bir türüdür ve kişinin yaşamındaki duygu yükü yüksek olan anıları hatırlamasını içerir.
Anılarımıza Neden Güvenemeyiz?
Bazı deneyimlerimiz, diğerlerine göre çok çarpıcıdır, çünkü bu yaşantılarımız sırasında yoğun duygulara maruz kalmışızdır (Orhon, 2015). Örneğin bir kadının tecavüze uğradığı gün, ya da ilk çocuğunu doğurduğu gün çok yoğun duygular yaşamıştır. Bu durumda kadın, olayın olduğu günü dün gibi hatırladığını ifade edecektir.
Ancak çalışmalar gösteriyor ki, dün gibi hatırlamıyoruz (Ochsner ve Schacter, 2003). O anın şoku, sonrasındaki psikolojik durumumuz, yaşadığımız olaya benzer olaylara ilişkin dinlediklerimiz, okuduklarımız, izlediklerimiz vb. o anıyı zaman ilerledikçe yavaş yavaş modifiye edip orijinal halinden uzaklaştırıyor. “O anı asla unutamam dün gibi, tüm ayrıntılarıyla hatırlıyorum.” dediğimiz anları aslında zaman ilerledikçe farklı biçimde hatırlıyoruz.
11 Eylül Saldırıları ve Anılarımız
Bununla ilgili en öğretici çalışma, 11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin (İkiz Kuleler'in) yıkılması sonrasında gerçekleştirilen çalışmadır (Hirst ve ark., 2009). O sırada travmatik olayı yaşayanlardan olaydan bir hafta sonra alınan bilgiler, 11 ay sonra alınan bilgiler ve 35 ay sonra alınan bilgiler farklılık göstermiştir.
Örneğin olaydan bir hafta sonra ifadesine başvurulan bir kişi kulelerin yıkılması sırasında okul kantininde olduğunu söylemiştir, ancak aylar sonra çalışma tekrarlanınca “O an sınıftaydım ve ders dinliyordum.” şeklinde ifade vermiştir. Daha da çarpıcı olan, hatırladıklarından emin olma oranı da oldukça yüksektir. Çalışmaya katılan diğer kişilerde de benzer doğrultuda etkiler gözlenmiştir.
Challenger Faciası ve Anılarımız
Neisser ve Harsh, Challenger uzay mekiğinin patlamasından sonra kişilere bu olayı duydukları günle ilgi birtakım sorular sormuştur. Bu sorular nerede oldukları, ne yaptıkları gibi olayın yaşandığı ana ilişkin belleklerini sınamaya yönelik sorulardır.
Aynı kişilere 2-3 yıl sonra tekrar aynı sorular sorulmuştur. Araştırmanın ilk adımında olayı televizyondan öğrendiklerini söyleyen katılımcı sayısı %21 iken ikinci adımında %45’e çıkmıştır. Bu da bize, belleğimizin zaman içinde, günlük yaşamımızda duyduklarımız ve gördüklerimizden etkilenmekte olduğunu gösterir (Tellioğlu, 2017).
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu Durumda, Görgü Tanıklarına Ne Kadar Güvenebiliriz?
Bu yanılma, adli olaylarda da karşımıza çıkmaktadır ve flash belleğe dayanan tanıklıkların sonuçları daha ciddi bir hal alabilmektedir; suçsuz bir kişinin ceza alması ya da suçlu bir kişinin serbest bırakılması gibi.
Buna iyi bir örnek 1995 Oklahoma bombalı saldırısıdır. Saldırıyı düzenleyen kişi bunu kiralık bir araçla yapmıştır.
Kiralama şirketinde çalışan 3 kişinin ifadesi alınır ve bir tanesi, suçlunun bir de ortağı olduğunu söylerken suçlunun tek başına olduğunu belirtir. Aradan bir zaman geçtikten sonra ikinci bir ifade için çağrıldıklarında diğer ikisi de suçlunun bir ortağı olduğunu belirtir. Ancak suçlu yakalandığında bir ortağının olmadığı ve olayı tek başına yaptığı anlaşılmıştır.
Bu kişiler yalan mı söylemişti? Aslında pek sayılmaz. İlk sorgudan sonra kendi aralarında yaptıkları sohbetlerde aralarından birisi, bir ortağa ilişkin bir şeyler hatırlayıp bu yönde ifade verdiğini belirtince diğerlerinin de hatıralarında aynı şey yer almaya başlamıştır (Memon ve Wright, 1999).
Bizi önemli ölçüde etkileyen anılar zaman içerisinde değişmekte ve şekil almaktadır. Belleğimiz devamlı gelişim ve değişim halinde olan bir yapıdır. Yaşamış olduğumuz olayı tekrar tekrar anlatmak, başkalarının benzer yaşantılarını dinlemek, zaman içinde edindiğimiz ilgili diğer anılar vb. etkenler belleğimizi büyük ölçüde etkileyebilir.
Bir arkadaşınıza eşinizin sizi aldattığını öğrendiğiniz an iş yerinde olduğunuz anlattınız. Ancak aylar sonra aslında arkadaşınızla aynı anıyı paylaşırken, bu sefer de o an tatilde olduğunuzu söyleyince arkadaşınız bu çelişkiyi yakaladı. Yalan mı söylediniz? Hayır. Sizin belleğinizde anı gerçekten de artık bu şekilde, yani o sırada tatilde olduğunuzu hatırlıyorsunuz.
Sonuç
Özetlersek, önemli anlarda belleğinize yerleşen sanki o anın fotoğrafını çekmiş gibi hatırladığınızı düşündüğünüz olaylar, çok da doğru olmayabilir (Tellioğlu, 2017). Öyle ki, anılarınıza her eriştiğinizde, onları birazcık daha bozuyor olduğunuz gerçeği anı ironisi olarak bilinmektedir.
Belki de hafızamız gerçekten kendisine çok da güvenmememiz gereken bir yapıdır. Herkes hatırladığı şeyden emindir, ancak bu nesnel bir ölçüt değildir. Bu yüzden anılarınıza körü körüne inanarak hareket etmeden önce bir defa daha düşünün.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 25
- 5
- 4
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- G. Orhon. (2015). Medya Ve Bellek Çalışmaları: Paralellikler, Gerilimler. İletişim: Araştırmaları, sf: 9-31. | Arşiv Bağlantısı
- N. Sarp, et al. (2011). Duygu Ve Otobiyografik Bellek. Psikolojide Güncel Yaklaşımlar, sf: 446-465. | Arşiv Bağlantısı
- D. Telioğlu. Bir Fotoğraf Karesi Gibi| Flash Bellek Nedir?. (3 Temmuz 2017). Alındığı Tarih: 25 Ekim 2019. Alındığı Yer: Psikolezyum | Arşiv Bağlantısı
- K. N. Ochsner, et al. (2003). Remembering Emotionl Events: A Social Cognitive Neuroscience Approach. In Handbook of the Affective Science, sf: 643-659. | Arşiv Bağlantısı
- W. Hirst, et al. Long-Term Memory For The Terrorist Attack Of September 11: Flashbulb Memories, Event Memories, And The Factors That Influence Their Retention. Journal of Experimental Psychology, sf: 161-176. | Arşiv Bağlantısı
- M. Amina, et al. (1999). Eyewitness Testimony In The Oklahoma Bombing. The Psychologist, sf: 292-295. | Arşiv Bağlantısı
- R. Brown, et al. (1977). Flashbulb Memories. Cognition, sf: 73-99. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 31/10/2024 09:18:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8090
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.