Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Herkes Bir "İç Sese" Sahip Değildir ve Kendi Kendine Konuşamaz!

Bazı Yazıları Neden Başkalarının Sesiyle Okuyorsunuz?

7 dakika
137,176
Herkes Bir "İç Sese" Sahip Değildir ve Kendi Kendine Konuşamaz! Dazed
Podcast
11:18
Altay Kenger
Seslendiren
35
  • İndir
  • Dış Sitelerde Paylaş
Tüm Reklamları Kapat

"Bugün çok yoruldum." cümlesini hayal edin. Yok, ciddiyiz: Gerçekten hayal edin, şimdi. Bu cümleyi zihninizde canlandırdığınızda, sanki "iç sesiniz" bu cümleyi söylüyormuş ve kulağınız da onu "duyuyormuş" gibi hissediyor musunuz? Elbette gerçek bir ses yok, gerçek bir konuşma da yok. Ancak zihninizde bu cümlenin canlanma biçimi, sanki gerçek bir ses size bir şey söylüyormuş gibi mi algılanıyor?

İşte buna iç monolog (veya iç ses) adı veriliyor. Kimi zaman kendi kendine konuşma olarak da biliniyor; ancak burada "kendi kendine konuşmak"tan kasıt, bir kişinin kendisiyle sesli olarak konuşması değil! Sesli olarak kendi kendine konuşma konusunu buradaki yazımızda işlemiştik. Burada kastettiğimiz, kişinin kendi zihni içinde, sessiz olarak kendisiyle konuşabilmesi.

Bilindiği kadarıyla, bu sesin "şiddetini" değiştirmeniz mümkün değil; yani yazının başındaki "Bugün çok yoruldum." cümlesini daha yüksek sesle veya daha düşük sesle iç sesinize söyletemezsiniz; çünkü bu ses gerçek bir ses değildir. Sadece tonunu ve frekansını değiştirebilirsiniz ve bunu "sesin değişmesi gibi" algılayabilirsiniz; ama ses şiddeti değişmemektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Popülasyonun çoğunda bu özellik var ve bu insanlar, "normal" olanın bu olduğunu düşünüyorlar. Bu öylesine yaygın ki, sağır insanlarda bile iç monolog olduğu biliniyor. Birçokları bu özelliğin varlığını sorgulamıyor bile; alternatifi ne olabilir ki, öyle değil mi?

Ancak insanların hepsinde bu iç monolog kavramı bulunmuyor. Yani bazı insanlar, bir cümleyi zihinlerinden geçirdiklerinde adeta bir "ses" onlara bu cümleyi söylüyormuş gibi deneyimlemiyorlar! Bu kişiler daha az hayal kuruyorlar, düşüncelerle daha az zaman kaybediyorlar, daha hızlı faaliyete geçiyorlar. Bir kitabı sessiz bir şekilde okurken, cümleleri zihinlerinde canlandıramıyorlar; daha ziyade cümlelerin "şekillerini" hayal ettiklerini söylüyorlar. Kitap okurken, duyulması güç bir düzeyde de olsa kelimeleri sesli bir şekilde söylemeyi tercih ediyorlar. Bir şeyler yazarken, cümleler zihinlerinde canlanmıyor; sadece yazım ve dil bilgisi kurallarını takip ediyorlar ve yazı yazarken de mırıldanmayı tercih ediyorlar.

Elbette bu kişiler soyut bir şekilde düşünebiliyorlar; hayal güçlerinde ve zihinsel algılarında hiçbir sorun veya farklılık yok. Bir üçgeni veya kırmızı çatılı bir evi zihinlerinde sorunsuz bir şekilde hayal edebiliyorlar (bunu yapamayan kişilerde afantazya isimli bir sorun bulunuyor; burada söz ettiğimiz o değil). Ancak bir cümlenin zihinde canlanması için, o cümleyi gerçek anlamıyla cümlelerle ve ses kutularını kullanarak söylemeleri gerekiyor.

İşin tuhaf tarafı ne biliyor musunuz? Onlar da "normal" olanın bu olduğunu düşünüyorlar. Sonuçta alternatifi ne olabilir ki, öyle değil mi?

Tüm Reklamları Kapat

Aşağıda, iç sese sahip olmayan biriyle yapılan bir röportajı izleyebilirsiniz (video dili İngilizcedir):

İç "Sessizliğin" Bilimi

İnsanların düşünme biçimlerini genel hatlarıyla 3'e ayırmak mümkündür:

  • Sözlü düşünürler: Düşüncelerini zihinlerinde cümleler halinde ifade eden ve fikirleri cümlelerle imgeleyen kişiler.
  • Örüntülü düşünürler: Bu kişiler, olay ve olgular arasındaki ilişkiler ve hareketler yoluyla düşünürler. Bunu "hareketli düşünme" şeklinde tanımlamak mümkündür.
  • Görsel düşünürler: Bu kişiler fotoğraflar ve hareketli görseller şeklinde düşünürler; cisimleri o şekilde hayal ederler.

İnsanların büyük bir kısmı, bu 3 farklı türün bir karışımıdır; yani sadece bir şekilde düşünmezler. Ancak bazı insanlarda sözlü düşünme yeteneği ya hiç yoktur veya diğerleri tarafından fazlasıyla baskılanmış haldedir.

2008 yılında Dr. Russell T. Hurlburt ve Chris Heavey, bir üniversitede rastgele seçtikleri 30 öğrenciye, rastgele 10 farklı anda iç dünyalarıyla ilgili sorular sordular ve öğrencilerden bazılarının bu anların hiçbirinde (ve hayatlarının hiçbir noktasında) kendileriyle içten içe konuşmadıklarını gösterdiler! 2013 yılında Consciousness and Cognition dergisinde yayınlanan bir diğer araştırmada, kişilerin iç sese sahip olup olmamalarının geniş bir çeşitlilik gösterdiği ve bu sesi kullanma sıklığının %0 ile %100 arasında değiştiği anlatılmaktadır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Bu konu, aynı zamanda 2011 yılında Oliver Sacks'ın Aklın Gözü isimli kitabında ve 2017 yılında PBS kanalı tarafından da ele alınmaktadır ve bu sayede halk arasında da popülerlik kazanmıştır. Konu hakkında Ocak 2020'de yeniden yazılan ve paylaşılan bir blog yazısı, sosyal medyada kısa sürede popüler olarak çok defa paylaşıldı. Biz de, Twitter takipçilerimize bu soruyu yönelttik ve aldığımız cevaplar şu şekilde oldu:

Görülebileceği gibi, 24.769 kişinin %8'i, yani 1981 okurumuz bir iç sese sahip olmadığını söylüyor. Bu sosyal medya anketinden elde ettiğimiz oran, farklı çevrelerde aynı soruyu soran diğer anketlerle de uyumlu demek mümkün. Eğer ki bu oran gerçekten genel popülasyonu temsil ediyorsa, insan toplumunda potansiyel olarak yüz milyonlarca insan bir iç sese sahip olmayabilir!

Fonksiyonel MRI ile yapılan çalışmalar, beynin superior temporal girusu ile sol inferior frontal girusunun bu süreçte faal olduğunu göstermektedir. Bu bölgelerin her ikisi de normal konuşma sırasında da aktifleşen bölgelerdir. Buna ek olarak, insanların diğer zihinler hakkında düşündükleri zaman aktif olan bazı beyin bölgelerinin de iç konuşma sırasında aktifleştiği gösterilmiştir.

İlginç bir şekilde, yapılan çalışmalarda kişilerin zihinlerinde (sessiz bir şekilde) okumaları istenen cümlelerin içeriğine bağlı olarak farklı beyin bölgelerinin aktifleştiği de görülmüştür. Örneğin "Adam, 'Çekirgeleri severim.' dedi." cümlesi, bir diyalog içermektedir. Buna karşılık, "Adam, çekirgeleri sevdiğini söyledi." cümlesi, birebir aynı anlama gelse de, içinde bir diyalog barındırmaz. İç sese sahip kişiler, ilk cümleyi okurken, beyinlerindeki işitsel bölgeler de aktive olmaktadır; ancak ikinci cümleyi okurken bu kısımlar çalışmamaktadır.

Dahası, iç sese sahip kişilerin monolog (tek taraflı konuşma) ve diyalog (çift taraflı konuşma) durumuna bağlı olarak işitme korteksleri aktive olmaktadır. İç monolog sırasında bu kısımlar aktive olmazken, iç diyalog sırasında bu bölgeler aktifleşir.

Bazı Şeyleri Zihninizde Neden Başkalarının Ses Tonuyla Okuyorsunuz?

Üstelik kişilerin iç sesinin niteliği de popülasyon içinde çeşitlilik göstermektedir. Bazı kişiler, her şeyi kendi seslerinin "iç ses versiyonu" ile okurlar. Yani zihinlerinde yarattıkları ses, kendi sesleridir. Bazı insanlarsa çeşitli ton ve frekanslarla izah edilebilen farklı sesleri imgelerler. Bunun ilginç bir sonucu, Morgan Freeman, Carl Sagan, Tuncel Kurtiz veya David Attenborough gibi isimlere ait seslerin insanların zihinlerinde yer etmesi ve onlarla ilişkilendirilen konuları (örneğin bilimsel yazıları) onların sesiyle okumaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Bilim Camiasında Görüş Birliği Bulunmuyor!

Ne var ki insanların iç sese sahip olmaları ve bunu ne sıklıkla yaptıkları konusunda görüş birliği bulunmamaktadır. Örneğin biliş bilimin önde gelen isimlerinden Bernard Baas şöyle demektedir:

Her insan, uyandığı andan itibaren günün her bir anından kendi kendisiyle konuşmaktadır. Bu yazının birçok okuru, şu anda bile bunu yapmaktadır. Özellikle de söylemesi zor olan bazı kelimeleri okumaya çalıştığınızda bu daha belirgin hale gelir. Öyle ki, rüyalarımızda bile kendimizle konuşuruz ve hatta normal şartlar altında karşılaşabildiğimiz en derin bilinçsizlik hali olan derin uyku sırasında da bunun yapıldığını gösteren bulgular vardır. Gerçek anlamda "konuşma", uyanık olduğumuz sürenin sadece %10'unu işgal eden bir faaliyettir; ama iç ses her an devam eder.

Benzer şekilde, önde gelen dilbilimcilerden John McWhorter şöyle diyor:

Bir kelimeyi söylediğimizde, aynı zamanda onun yazılı bir versiyonunu da görmek zorundayızdır; buna engel olamayız. Beyinlerimizde, yazılı sembollerin spesifik bir dizilimi dediğimiz bir dizilim vardır. "Köpek" dediğinizde, o sözcük bir anlığına zihninizde belirir; adeta Susam Sokağı'ndaki harfler gibi... "Köpek" dediğinizi ama bir köpekgili hayal edip de sözcüğü hayal etmediğiniz bir an düşünün. Eğer bu yazıyı okuyabiliyorsanız, kafanıza silah dayansaydı bile bunu başaramazdınız.

Konuyla ilgili en büyük problem, başka insanların neyi, nasıl deneyimlediklerini kesin olarak bilemiyor ve ölçemiyor olmamızdır. Buna saf iç deneyimler adını vermekteyiz ve bu, burada değindiğimiz gibi renklerin herkesçe aynı görülüp görülmediği konusunda karşımıza çıkan kualia kavramı ile yakından ilişkili bir konudur. Bunu ölçmek için başvurabildiğimiz tek yöntem deney katılımcılarına güvenmek ve bir miktar fMRI çalışmalarından faydalanmaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Örneğin Bernard Baas ve John McWhorter sadece kendi deneyimlerinden yola çıkarak mı genellemeler yapıyorlar, yoksa gerçekten herkeste iç ses olmak zorunda mı? Veriler, eğer ki yanlış bir şekilde toplanmıyorsa, iddialarını çürütüyor gibi gözüküyor. Fakat henüz bu konuda kesin bir görüş birliği bulunmuyor.

Ama ne olursa olsun bu konu hakkında gerçeğe ulaşmak önemli, çünkü zihnimizin nasıl çalıştığı ve eşsiz iç deneyimlerimizi nasıl yaşadığımızı anlamak, dolayısıyla beynin ve bilincin sırlarını çözmek yolunda adım atmamızı sağlayabilir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
240
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Merak Uyandırıcı! 75
  • İnanılmaz 52
  • Tebrikler! 45
  • Muhteşem! 27
  • Bilim Budur! 17
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 16
  • Korkutucu! 11
  • Umut Verici! 6
  • Üzücü! 3
  • Grrr... *@$# 2
  • Güldürdü 1
  • İğrenç! 1
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 15:07:21 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8252

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Eşey
Genler
Evrim Ağacı Duyurusu
Yeşil
Asteroid
Beslenme Bilimi
Kalıtım
Sendrom
Kanser
Dağılım
Ağrı
Nöronlar
Deniz
Sars
Ara Tür
Renk
Embriyo
Tür
Periyodik Tablo
Hukuk
Ortak Ata
Carl Sagan
Evrimsel Tarih
Hayatta Kalma
Kanser Tedavisi
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Herkes Bir "İç Sese" Sahip Değildir ve Kendi Kendine Konuşamaz!. (4 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 21 Kasım 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8252
Bakırcı, Ç. M. (2020, February 04). Herkes Bir "İç Sese" Sahip Değildir ve Kendi Kendine Konuşamaz!. Evrim Ağacı. Retrieved November 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/8252
Ç. M. Bakırcı. “Herkes Bir "İç Sese" Sahip Değildir ve Kendi Kendine Konuşamaz!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 04 Feb. 2020, https://evrimagaci.org/s/8252.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Herkes Bir "İç Sese" Sahip Değildir ve Kendi Kendine Konuşamaz!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, February 04, 2020. https://evrimagaci.org/s/8252.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close