Açlığa Son: Tek Bir Yeni Tarla Açmadan, İnsan Nüfusunun 2 Katını Beslemek Mümkün! O Zaman Neden Açlık Var?
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı'nın istatistiklerine göre 2020 itibariyle 270 milyon insan açlık çekiyor.[1] Bu, COVID-19 öncesi dönemde 149 milyon kişi civarındaydı. Diğer verilere göre Dünya genelinde 811 milyon kişi açlık veya yetersiz beslenmeyle yüzleşiyor.[2] Dünya'da 400 milyon civarı çocuksa yeterli besine erişemiyor.[3] Bunun üzerine iklim krizinin yıkıcı etkileri ve sürekli artan popülasyon da eklendiğinde, gelecekte Dünya'daki açlık problemi giderek derinleşebilir.
Ancak tuhaf bir tutarsızlık da göze çarpıyor: Ortalama bir insanı doyurmak için günde 1-2 kilogram (ortalama 1.4 kilogram) civarında besine ihtiyacımız var (buna su dahil değil).[4], [5] Yani Dünya'daki herkesi doyurmak için yılda 3.5-4 milyar ton besin üretmemiz gerekmektedir. Teknik olarak, Dünya'da açlığın olması için bundan az bir üretim olmasını bekleriz. Tam tersine, Dünya'da yıllık gıda üretimi 4 milyar ton civarındadır ve insanların ihtiyacının üzerindedir. Yani şu anda Dünya genelinde üretilen gıda miktarı, herkesin besin ihtiyacınız karşılamaya yetmekte ve hatta artmaktadır! Sorun nerede?
Atık Gıda Probleminin Boyutları
Dünya'daki açlık probleminin nedenleri çok katmanlı ve karmaşıktır; ancak bu problemin ortaya çıkmasına sebep olan en belirgin nedenlerin hepsi sistemik problemlerdir:
- Üretilen gıda Dünya'ya eşit olarak dağıtılmamaktadır,
- Dünya genelinde (zenginlik fakirlik fark etmeksizin) muazzam bir düzeyde gıdanın çöpe gitmektedir ve
- Tarım alanları (bilgiye ve teknolojiye erişim eşitsizlikleri dolayısıyla) verimsiz olarak kullanılmaktadır.
Bu sorunların her birine bir bakış atalım.
Besinlere Erişim Konusunda Eşitlik Yok!
Her ne kadar 1966 Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nin 11. maddesine göre her ülkenin; vatandaşlarının tamamına, onların en azından açlık seviyesinin üzerinde kalacakları kadar yiyeceği sağlama yükümlülüğü olsa da; her ne kadar 1948 Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 25. maddesi, Dünya'daki her bireyin kendisi ve ailesi için yeterli besin, giyinme, barınma, tıbbi hizmetler ve gerekli sosyal hizmetlere erişim hakkı olduğunu söylese de, Dünya'da üretilen besinlerin insanlara dağıtımı konusunda endişe verici düzeyde bir eşitsizlik söz konusudur. Bu eşitsizlik; sosyoekonomik gelişim örüntüleri, uluslararası ticaret ve doğal kaynakların yeterliliği ve dağıtımı ile doğrudan ilişkilidir.[6], [7], [8], [9]
Buradaki yaygın bir argüman, her ülkenin kendi kaynakları ve yetenekleri kadar üretebileceği, dolayısıyla daha çok üretenlerin daha az üretenlerle yiyeceklerini paylaşma zorunluluğu olmamasıdır. Bu konuda Rawls, şöyle yazmaktadır:[10]
Doğal dağıtıma bağlı olarak besine erişim, ne adildir ne de haksızlıktır. Bunlar, basit doğal gerçeklerdir. Adil ve haksız olan şey, var olan kurumların bu doğal gerçeklerle nasıl başa çıktığıdır.
Elbette farklı politik ideolojiler, bu konuya farklı açılardan yaklaşmaktadır. Ancak hangi politik ideoloji takip ediliyor olursa olsun, "hayatta kalacak kadar besine erişim zorunluluğu" ve bundan doğan haklar ile, "hayatın keyifli ve mutlu geçebilmesi için gereken besin miktarı" kavramlarının birbirinden farklı kategorilerde ihtiyaçlar olduğu konusunda hemfikir olmak zor değildir.[11]
Gezegenimiz, herkesi besleyebilecek kadar besin üretirken, yüz milyonlarca insanın açlık sınırının altında bir yaşam sürmesi kabul edilebilir değildir. Bu sorun, derhal ortadan kaldırılmalıdır. Eğer politik ideolojiler kavgaya tutuşacaksa, bu temel sorun ortadan kaldırıldıktan sonra, bir grup insanın hayatı daha mutlu mesut yaşarken, diğerlerinin açlık sınırının hasbelkader üstünde olmasının kabul edilebilir olup olmadığı sorgulanabilir. Ne var ki, onlarca farklı araştırmanın tekrar tekrar ortaya koyduğu üzere, gezegenimizin herkese yetecek kadar besin üretmenin ötesine geçip, herkesin refahını yüksek standartların üzerinde tutma konusunda hiçbir problemi bulunmamaktadır.[12], [13], [14], [15]
Üretilen Besinlerin Neredeyse Yarısı Çöpe Gidiyor!
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu istatistiklerine göre, üretilen 4 milyar ton gıdanın 1.3 milyar tonu (üretimin %32.5'i) her yıl çöpe gitmektedir. Üstelik bu, iyimser bir tahmin gibi gözükmektedir: Edinburgh Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, insan tüketimi için üretilen tüm besinlerin %44'ü (1.76 milyar tonu) hiçbir zaman tüketilmeden çöpe gitmektedir!
Üstelik bu, sadece zengin/gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ülkelerde de büyük bir problemdir. Bu iki ülke grubu arasındaki fark, bu atığın hangi noktada oluştuğudur: Zengin ülkelerde gıdaların %40 kadarı perakende satış noktalarında ve tüketici seviyesinde çöpe gitmektedir. Daha fakir ülkelerde ise hanehalkı/tüketiciler çok daha az gıdayı çöpe atıyor olsa da, çöpe giden gıdanın %40 kadarı tarlalardan raflara kadar olan tedarik zincirinde yaşanmaktadır.
Zengin ülkelerdeki çöp gıda sorunu, satın alınmasına rağmen tüketilmeyen gıdaların daha fakir coğrafyalara gönderilme çabasıyla çözülmeye çalışılmaktadır. Fakat bu, iyi bir çözüm yöntemi değildir; çünkü birçok durumda bu gıdaların son kullanma tarihi geçmekte veya bozulma sorunları yaşanmaktadır. Ayrıca sorunu oluştuktan sonra çözmeye çalışmak verimli bir strateji değildir. En baştan dağıtım, ihtiyaç kadar yapılacak olsa, sonradan gıdaların fakir ülkelere gönderilmesi gibi bir çabaya girmek de gerekmezdi.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Daha fakir ülkelerdeki çöpe giden gıda sorunları ise, tedarik zincirlerindeki teknolojik yatırımların artırılmasıyla çözülmeye çalışılmaktadır. Örneğin en çok gıda kaybının yaşandığı ülkelerden biri olan Hindistan'da, bu atıkların önemli bir bölümü hasat sırasında yaşanmaktadır. Kalanı ise, hasat edilen ürünlerin uygun taşıma şartları olmamasından ötürü (örneğin yeterli soğutma sistemlerinin bulunmamasından ötürü) taşınma sırasında bozulmasından kaynaklanmaktadır.
Tarım Alanları Verimli Kullanılmıyor!
Elbette tek sorun dağıtım veya tedarik sorunları da değildir. Örneğin Esri tarafından yapılan bir araştırmaya göre, şu anki tarım alanları normalde sahip oldukları tam potansiyelde kullanılacak olsa, şu ankinden 2-3.3 kat daha fazla gıda üretmemiz mümkün olurdu.[16]
Bu potansiyeli açığa çıkarmaya çalışacak olsaydık, getirinin büyük bir kısmı, hâlihazırda ektiğimiz tarlalardan daha yüksek verimlilik alma yoluyla olurdu. Bunun için, makinalaşma, daha iyi tohumların kullanımı ve daha iyi ekin tercihlerinin yapılması büyük bir öneme sahiptir. Elbette her sistemde bir miktar verimsizlik ve kayıp olacaktır; amaç bunları %0 yapmak değildir. Ancak kusursuz bir sistem inşa edebilecek olsaydık, sadece şu anki tarlalarımızı kullanarak her yıl 9 milyar ton gıda üretmemiz mümkün olurdu. Bu miktar, Dünya'daki tüm insanların besin ihtiyacının 2 katıdır.
Herkesi Doyurabiliriz!
Eğer tarım ve tedarik zinciri teknolojilerini Dünya'ya daha eşit olarak dağıtabilseydik veya gelişmemiş ülkeleri sömürmek yerine onların kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlayabilseydik, buralardaki lojistik problemler de çözülebililirdi ve Dünya'daki gıda dağılımı daha adil bir yöne doğru evrimleşebilirdi.
Ama tüm bu sorunları çözmek için illâ yüksek teknolojik verimliliğe veya gıda atığını azaltmak şart değildir. Örneğin sadece gübre ve sulama süreçlerini daha bilinçli sürdürmek, bunların kötüye kullanımı sonucu bozulmuş olan 2.2 milyar dönümlük tarım arazisini restore etmek mümkün olabilir.[17] Elbette bu arazinin bir kısmı yeniden ağaçlandırılacaktır (dolayısıyla tarla olarak kullanılamayacaktır); ancak bu durumda bile geri kalan ve tarlaya döndürülebilir olan kısım, her yıl ek olarak yaklaşık 500 milyon ton gıda üretebilirdi. Bu bile, tek başına Dünya'daki açlığı çözecek kadar besin demektir.
Bireysel olarak yapabileceklerimiz de mevcuttur. Örneğin daha iyi beslenme alışkanlıkları da yardımcı olabilir. İtalya'da yapılan araştırmalar, insanların her yıl ihtiyaç duyduklarından 140 milyon ton fazla gıda (yani 270.000 küsür insanı beslemeye yetecek kadar gıdayı fazladan) tükettiklerini ve bunun obezite, yüksek tansiyon ve Tip 2 diyabet gibi kronik sağlık sorunlarına yol açtığını gösteriyor. Elbette bu kadar yüksek düzeyde üretim varken, bu sorunun çözümünü yalnızca bireylerin az yemesine bırakamayız. Zira gereğinden fazla yiyenlerin bunu yemedikleri durumda, bu yiyecekleri yetersiz beslenenlere ulaştırmak pratikte mümkün olmazdı. Açlık, sistemik bir problem olduğu için, çözümü de sistemik olmalıdır.[18]
Ayrıca ürettiğimiz besinlerin hepsinin insanlar için olmadığını da anlamamız gerekmektedir; dolayısıyla yeni teknolojiler ve inovasyonlar yardımıyla, diğer işlere harcadığımız bu gıda üretimini insanlara yönlendirebiliriz. Örneğin Dünya'nın etanol ihtiyacını karşılayabilmek için yaklaşık 600 milyon hektarlık tarım arazisi kullanılmaktadır. Bu durum, büyük miktarlarda mısır, buğday, pirinç, sorgum, şeker kamışı, manyok ve şeker pancarının, insanların midelerine gitmek yerine, arabaların yakıt depolarına girdiği anlamına geliyor. Elektrik veya hidrojenle çalışan araçlara geçiş, etanole olan bu ihtiyacı dikkate değer miktarda azaltarak, açlık probleminin çözülmesine katkı sağlayabilir.[19] Virginia Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, tüm bu topraklar gıda üretimine geri döndürülürse (bu pratikte mümkün değildir ama bir fikir verebilir), fazladan 280 milyon insanı daha besleyebiliriz.
Tabii ki baskın beslenme biçimimiz de tarım arazilerinin nasıl kullanıldığını etkilemektedir. Tarım arazilerimizin önemli bir bölümü, yediğimiz hayvanları beslemek için yiyecek üretmekte kullanılmaktadır.[20] Hayvancılık, birçok kültürün eski bir parçasıdır. Örneğin hayvancılık, et dışında başka şeyler üretmek için de kullanılır: yün ve süt ürünleri gibi. Tabii ki (özellikle de gelişmekte olan ülkelerdeki) sığırların çoğunun yediği otlak araziler veya bitkisel maddeler, aslında insanlar tarafından zaten yenmeyecek olan bitkilerdir. Yine de Dünya'daki tüm insanların et tüketimini yarı yarıya azaltması bile, tahıl arzının dörtte birini ortadan kaldırarak, bu hayvanlar için kullanılan arazilerin gıda üretmekte kullanılmasıyla sonuçlanabilir.
Sonuç
Burada anlattıklarımızın hiçbiri, tek başına Dünya'daki açlığın çözümü olamaz. Ancak birçok problemde olanın aksine, var olan çok sayıda çözümün hemen her biri, açlığı pratik olarak ortadan kaldırmaya fazlasıyla yaklaşabilecek kadar iyi çözümlerdir. Var olan problem, eldeki sorunu "sorun" olarak görmemek ve onu çözmek için uluslararası düzlemde yeterince aktif çaba sarf edilmemesi gibi gözükmektedir. Burada verdiğimiz önerilerin 1-2 tanesinin bile bir arada kullanılması, Dünya'daki açlık problemini dikkate değer miktarda azaltacaktır.
8 milyar insana kucak açan Dünya'da şu anda bile 16 milyar insanı doyurabilecek kadar besin üretildiği (veya potansiyel olarak üretilebileceği) gerçeği asla unutulmamalıdır. Sorun, gezegenimizde değildir. Sorun, inşa ettiğimiz sistemdedir (ve bunun politik, ekonomik, kültürel, ticari etkilerindedir). Sadece çöpe giden gıdaları azaltarak, yitirdiğimiz tarım arazilerini tarıma geri kazandırarak ve var olan besin arzını daha düzgün dağıtarak, en nihayetinde tek bir aile olan türümüzün bütün üyelerini kat kat besleyebiliriz.
Elbette tarım arazilerinin düzgün kullanımı sadece açlığı ortadan kaldırmakla kalmayacaktır; aynı zamanda iklim krizini körükleyen ve sera gazı salımını hızlandıran birçok besi hayvanının sayıca azalmasını sağlayarak, iklim değişimini yavaşlatmaya katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla açlık problemiyle ilgili yaklaşımlarımızı ve düşünce biçimimizi değiştirmemiz, bunun o kadar da çözülemez bir problem olmadığını fark etmemiz gerekmektedir. O noktadan sonra bu problemi çözüp çözmeyeceğimiz, sorunu çözmek için ne kadar istekli ve dürüst olduğumuzla belirlenecektir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 29
- 21
- 7
- 7
- 5
- 3
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Bloomberg | Arşiv Bağlantısı
- ^ UN News. New Wave Of Famine Could Sweep The Globe, Overwhelming Nations Already Weakened By Years Of Conflict, Warn Un Officials. (18 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: UN News | Arşiv Bağlantısı
- ^ Action Against Hunger. World Hunger: Key Facts And Statistics 2021. (12 Temmuz 2018). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: Action Against Hunger | Arşiv Bağlantısı
- ^ ReliefWeb. World Food Day: Why Are There Still 400 Million Hungry Children?. (11 Ekim 2006). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: ReliefWeb | Arşiv Bağlantısı
- ^ Precision Nutrition. What Are Your 4 Pounds Made Of? How To Understand Calorie And Energy Density.. (9 Eylül 2009). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: Precision Nutrition | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Aubrey. The Average American Ate (Literally) A Ton This Year. (31 Aralık 2011). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: NPR.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. D'Odorico, et al. (2014). Feeding Humanity Through Global Food Trade. Earth's Future, sf: 458-469. doi: 10.1002/2014EF000250. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. K. MacDonald, et al. (2015). Rethinking Agricultural Trade Relationships In An Era Of Globalization. BioScience, sf: 275-289. doi: 10.1093/biosci/biu225. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. D'Odorico, et al. (2018). The Global Food-Energy-Water Nexus. Reviews of Geophysics, sf: 456-531. doi: 10.1029/2017RG000591. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Dell'Angelo, et al. (2018). The Global Water Grabbing Syndrome. Ecological Economics, sf: 276-285. doi: 10.1016/j.ecolecon.2017.06.033. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Rawls. (2005). A Theory Of Justice. ISBN: 9780674017726. Yayınevi: Belknap Press.
- ^ P. D’Odorico, et al. (2019). Food Inequality, Injustice, And Rights. BioScience, sf: 180-190. doi: 10.1093/biosci/biz002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. S. Cassidy, et al. (2013). Redefining Agricultural Yields: From Tonnes To People Nourished Per Hectare. Environmental Research Letters, sf: 034015. doi: 10.1088/1748-9326/8/3/034015. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. F. Davis, et al. (2014). Moderating Diets To Feed The Future. Earth's Future, sf: 559-565. doi: 10.1002/2014EF000254. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. A. Carr, et al. (2015). Inequality Or Injustice In Water Use For Food?. Environmental Research Letters, sf: 024013. doi: 10.1088/1748-9326/10/2/024013. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Dasgupta. (1995). An Inquiry Into Well-Being And Destitution. ISBN: 9780198288350. Yayınevi: Oxford University Press on Demand.
- ^ Esri. Global Food Waste. Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: Esri | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. M. Lombrana. Nitrous Oxide Is Leaking Into The Atmosphere At A Dangerous Pace. (7 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: Bloomberg | Arşiv Bağlantısı
- ^ Nature. (2020). Imagine A World Without Hunger, Then Make It Happen With Systems Thinking. Springer Science and Business Media LLC, sf: 293-294. doi: 10.1038/d41586-020-00086-5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Halvorson, et al. Corn Farmers Concerned California Ev Push Will Sink Ethanol Sales. (13 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: Green Car Reports | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Ritchie. Half Of The World’s Habitable Land Is Used For Agriculture. (11 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 5 Kasım 2021. Alındığı Yer: Our World in Data | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:17:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11131
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.