Platonik Aşk: Derin Elemin Kutsanışı...
Kimi Platon ve Sokrates’e kadar işi götürüp “Ruhsal” ve “Bedensel” aşk ayırımına kadar gider. Kimi Platon’un bu kavramı asla kullanmadığını söyler. Kimi tek taraflı ve iradi olarak aşkının kutsiyetine halel getirmemek adına bu tercihte bulunduğunu söyler. Kimi ise ulaşılamayacak olana duyulan dayanılmaz arzunun bir sonucu der.
Ancak tüm bu farklı yaklaşımlara rağmen aşk evrim-bilimsel temelde ve biyolojik olarak üremenin, sağlıklı üremenin en güçlü aracından öte bir şey değil. Maddidir, hormonaldır, biyolojiktir, kimyasaldır ve en nihayetinde fizikseldir. Her birimiz de (istisnalar hariç) aşkın meyvesidir.
Dolayısı ile platonik aşkın geriye bir tek izahı kalır. Tek taraflı arzu. İşte bu arzu karşılık bulup doyurulamadığında ve evrimsel dayatmanın bir ürünü ve zorunluluğu olan üremeye aracılık etmediğinde, kimileri iç barışlarını koruma kimileri mantığa bürüme ve oradan kendine ilahi bir paye biçme adına platonik aşkı tanımlamaya çalışır.
Fakat buna rağmen büyük bir çoğunluk için ve sosyo-psikolojik bir çıktı olarak “el memnu matlup” ( yasaklanan arzulanandır) veya daha modern ifadesi ile “kaçan kovalanır” şeklindeki tanımlamalarda vücut bulan platonik aşkın üstünü kazıdığınızda, altından ve yine istisnalar hariç olmak üzere ve erişilemeyeceği düşünülene duyulan ,tamamen fiziksel aşkın arzusunun itiraf edilemeyişinin ardındaki özgüven sorunu çıkar.
İstisnai olarak da adı konmamış bir kibrin ürünü şeklinde reddedilmeyi kabullenemeyecek olanın bir tercihi de olabilir. Zira bu kategoriye girip bu derde düşüp cesaretini toplayabilenleri, bizler daha çok haberlerde izliyoruz ve ne yazık ki “ya benimsin ya toprağın” fragmanı ile.
Çok küçük bir kısmı da bana göre ve tanık olduğum için diyebilirim ki; karşıdakine duyduğu aşk öylesine derin olur ki, kendinden geçip onun mutluluğunu temel şiar edinir. Arada bir yoklar ve şayet onay ve karşılık alamayacağını fark ederse, aşkına zarar vermeme ve üzmeme adına aşkını kalbine gömer. Kimi Yeşilçam filmlerinde “ bacımsın” ifadesinin temelinde bu yatar. Sevgiyle…