Bazı insanların hayaletler ya da vampirler gibi doğaüstü şeylere inanması aslında beynimizin, çevremizin ve yaşadığımız kültürün etkisinden kaynaklanabiliyor. Mesela sezgisel düşünme tarzına sahip olanlar yani içgüdüleriyle hareket edenler, paranormal olaylara daha kolay inanabiliyor. Elektromanyetik alanlar ya da duyulamayan düşük frekanslı sesler gibi çevresel etkenler de bazen tüyleri diken diken eden hisler yaratıyor ve bu hisler “acaba bir şey mi var?” diye düşündürebiliyor. Bir de uyku felci veya halüsinasyon gibi deneyimler var; bunlar doğaüstü bir şey yaşıyormuşsun gibi hissettirebiliyor. Dini inançlar ve toplumda yaygın olan paranormal hikâyeler de işin tuzu biberi. Bu gibi etkenler birleşince belirsiz bir şey yaşadıklarında bunun "doğaüstü" olduğunu düşünmeye yatkın oluyorlar. Vampirlere gelecek olursak... Ölümsüzlük fena olmazdı hani. "Bugün ne pişirsem?" derdine de son :D