Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Mekanobiyoloji: Canlı Dokuların Mekanik Şifresi
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Mekanobiyolojinin temel kavramları; özellikle hücrelerin birbirleriyle ve çevreleriyle etkileşimlerinde, hücre bölünmesinden hücre farklılaşmasına ve ölümüne kadar farklı hücresel süreçlerin temellerinde mekanik etkilerin rolünü anlamak için disiplinler arası bir yaklaşım.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İsmail Güderer
Çeviren 14 Kasım 2013 2 dk.

Davis'te bulunan Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmacılarının yaptığı bir çalışmaya göre, ülkelerin insan yaşamı süresi beklentileri artıkça, soyları tehlike altında olan ve işgalci davranan tür sayısı da buna paralel olarak artıyor. 

Araştırmacılar, hangi faktörlerin soyları tehlike altında olan ve işgalci davranan memeli ve kuşlar ile en fazla ilgili olduğunu öğrenmek için 100 ülkenin sosyal, ekonomik ve ekolojik bilgilerini incelediler. İnsanların tahmini ömürleri bu tür araştırmalarda nadiren bulunsa da Ecology and Society’de yayınlanan çalışmaya göre, bu tahmini ömür süreleri vahşi yaşam alanlarına yönelik istila ve tehlikenin başlıca belirleyicisi. Yazarlar şöyle diyor: 

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Veri toplamadan teori geliştirmek büyük bir hatadır. Çünkü bu tarz teorileri savunanlar, gerçekleri teorileri için eğip bükerler; teorilerini gerçeklere göre inşa etmezler.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
21
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Yazar 13 Mayıs 2018 3 dk.

Hayvanlar âleminin en hızlısını gözlemleme şansı elde ettik! Kendisi dalışa geçerken muazzam hızlara ulaşabiliyor.

Sırt tüyleri siyah/gri tonlarında iken alt tarafları açık renktedir. Aynı şekilde kafa tepesi, gözlere kadar koyu tüylerle kaplıdır. Hızları ile ün salmışlardır. Havada avına doğru yaptığı kendine özgü dalış sırasında saatte 360 km'nin üstüne çıkabilirler. Hatta 2005'te National Geographic'ten Ken Franklin, 389 km/sa hıza ulaşabildiklerini kaydetmiştir. Bu da gökdoğanı Dünya'daki en hızlı hayvan yapar! Olağandışı bir durum olmadığı sürece genelde 130 km/sa ile 184 km/sa hızlarında avlandıkları ölçülmüştür. Bu denli hızlar aynı zamanda dezavantaj da yaratır. Çünkü dalış sırasında avcısını farketmiş olan bir avı izlemek kolay değildir. Bu yüzden kullandığı yöntem ne olursa olsun gökdoğan da diğer etçil canlılar gibi yüzde yirmilik bir başarı oranına sahiptir. Yani 10 saldırının 8'inde eli boş döner. Uçan hayvanlar dışında listede ikinci sırada 4.65 metre uzunluğu ve 750 kg ağırlığı ile siyah marlin (Istiompax indica) gelir. Siyah marlin, saatte 132 km hızla bir balıkçı oltasını kopardığı kaydedilmiştir. Daha sonra karada bilindiği üzere 0'dan 96.6 km'ye 3 saniyede çıkabilen çita (Acinonyx jubatus) gelir. Azami hızı saatte 120.7 km olarak bilinir. Doğal olarak yerçekimi sayesinde uçan hayvanlar hız konusunda oldukça avantajlı.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 17 Şubat 2015 58s

1955 tarihinde Doğan Kardeş Yayınları tarafından basılan "Fen ve Tabiat Ansiklopedisi", evrimi şöyle tanımlıyor:

Canlı varlıklar, ilk olarak yaşamaya başladıkları zaman, şimdiki gibi değillerdi. Uzun bir zaman içinde ağır ağır değişerek yaşadıkları bölgelere uydular. Böyle bir değişikliğin varlığı birçok yollarla gösterilebilir.

22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eric Rose
Eric Rose
209K UP
Yazar 28 Temmuz 2017 24 dk.

Galileo ile ilgili en yaygın yanılgılardan birisi, engizisyon tarafından ölüm cezasına çarptırıldığı iddiasıdır. Galileo, 1610 yılında Sidereus Nuncius (Yıldız Habercisi) isimli kitabını yayınlamış ve içerisinde, yeni teleskobu ile yaptığı şaşırtıcı gözlemlerden bahsetmiştir. Venüs'ün evreleri ve Jüpiter'in uydularına dair bu gözlemler, Kopernik'in "Güneş Merkezli Galaksi" teorisini doğrulamaktaydı. Yani kilise tarafından kabul edilen "Dünya Evren'in merkezidir." algısını yıkmaktaydı. Bu bulgular, Katolik Kilisesi'ni telaşlandırdı ve 1616 yılında bu teorinin kabulünü yasakladı.

Bu yasaklar Galileo'yu durdurmadı. Aynı yıl, gelgitlerin varlığının Dünya'nın hareket ettiğinin bir kanıtı olduğunu ileri sürdü. 1619 yılında ise kuyrukluyıldızlarla ilgili gözlemlerde bulundu. 1632 yılında, iyice yaşlı bir adam olduğunda, yasağa rağmen üstü kapalı bir şekilde Güneş'in merkezde olduğunu savunduğu "İki Merkezi Dünya Sistemi Üzerine Diyaloglar" isimli kitabını yayınladı. Kitap, büyük ses getirdi. Kitap içerisinde teoloji, astronomi ve felsefe üzerine birçok fikir ve görüş de bulunuyordu.

110
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Deniz Toprak
Deniz Toprak
25K UP
Blog Yazarı 7 dk.

Tarihsel yöntem, matematiksel kavramların ve konuların birbirleriyle olan bağlantılarını haritalayıp matematiği anlamamızı sağlıyor. Bunu ilk olarak Ali Nesin ve Ali Törün ortaklığında yazılmış "Matematikçi Portreleri" kitabında fark etmiştim.

Matematik, piyasadaki test kitaplarının çoğunda içi boş ve ezbere anlatılıyor; sonunda sınava gireceğiniz bir sistem için ayarlanmış, asıl hedefi anlamak değil de "yeni nesil" adı altında ezberlemek ve yarışa hazırlamak olan kitaplar...

40
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 2 Haziran 2021 22 dk.

2015 yılında yayınladığımız bir açık mektupta, Dünya'nın dört bir yanından akademisyenlerin, yapay zeka ile ilgili en büyük tehlikelerden birinin otonom silahların insan müdahalesi olmaksızın hedef tespiti yapıp, bunları vurabileceği ve dolayısıyla bunun engellenmesi gerektiğine yönelik çağrılarını Evrim Ağacı okurlarıyla paylaşmıştık. Çok ilginç ve öngöremediğimiz bir şekilde, bu endişe 2020 yılında Türkiye tarafından üretilen bir drone ile, gerçek bir savaş sahasında hayata geçirilmiş ve önü alınamayacak bir otonom silahlanma yarışını tetiklemiş olabilir. Mektupta uzmanlar, şöyle yazıyorlardı:[1]

Otonom silahların lehine ve aleyhine pek çok argüman geliştirilmiştir. Örneğin insan askerlerin yerine makine kullanma, makineye sahip olan ülkeler için insan zayiatını azaltması bakımından iyi, fakat bu sebeple savaşa girme ihtimalini yükseltmesi bakımından ise kötü bir fikirdir. Bugün insanlık için en kilit soru, küresel bir "Yapay Zekaya Sahip Silahlanma yarışını" başlatmak ya da bunu önlemektir. Şayet herhangi büyük askeri bir güç Yapay Zekaya Sahip silahları geliştirmede öne geçerse, küresel bir silahlanma yarışı fiilen kaçınılmaz olur. Bu teknolojik gidişatın nereye varacağı ise şimdiden görülebilir: Otonom silahlar, geleceğin Kalaşnikofları olacaktır. Nükleer silahların aksine, bu silahların üretimi için pahalı ve elde etmesi zor ham maddeye gerek yoktur, bu yüzden de bütün önemli askeri güçler için seri üretim bakımından kolay bulunur ve ucuz olacaklardır. Karaborsada görülmeleri, teröristlerin, halkını daha iyi kontrol etmek isteyen diktatörlerin ya da soykırım başlatmak isteyen savaş baronlarının ve benzerlerinin ellerinde görülmeleri sadece zaman meselesi olacaktır. Otonom silahlar; suikast düzenleme, devletleri istikrarsızlaştırma, halkları boyunduruk altına alma ve belli bir etnik grubun hedef alınarak öldürülmesi gibi eylemler için kusursuzdur. Bu sebeple, inanıyoruz ki, (askeri türden) Yapay Zekaya Sahip silahlanma yarışı, insanlık için faydalı olmayacaktır.

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk
Seslendiren 5 gün önce 25:31
Uzaydan gelen mesaj "Free İmamoğlu" mu diyor? Bir garip sinyal deyip geçmeyeceğiz! Astrositlerin üstüne vazife mi hafıza oluşumuna yardımcı...
5
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
12K UP
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Yaylası, Hazım Dağlı Tabiat Parkı yolu üzeri
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Altay Kenger
Seslendiren 26 Kasım 2019 3:42
Sinek (Diptera) ve elbise güvesi (Tineola bisselliella) gibi bazı uçan böceklerin ışığa olan ilgilerini fark etmeyeniniz yoktur galiba. Buna karşılık...
21
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Ufuk Derin
4 gün önce
PLOS ONE dergisinde yayınlanan Tokyo Tarım Üniversitesi araştırması, kedilerin sahip ve yabancı kokularını ayırt edebildiğini gösteriyor. 30 kediyle yapılan deneyde, kediler tanımadıkları insanların kokularını sahiplerininkine kıyasla daha uzun süre kokladı. Koku örnekleri koltuk altı, kulak arkası ve ayak parmaklarından alınırken, kediler kokladıktan sonra yüzlerini tüplere sürttü. Araştırmacılar tanıdık-yabancı ayrımının kanıtlandığını, ancak belirli kişileri tanıma konusunda daha fazla araştırma gerektiğini belirtiyor.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tayfun Özgür Yurdadön
Çeviren 28 Temmuz 2016 15 dk.

Evrimsel biyolojide çok sık sorulan bir soru vardır: Doğal seçilim en uyumlu olanın hayatta kalmasıysa, o halde neden doğadaki her şey rekabetten ibaret değildir? İşbirliği ve rekabet nasıl evrimleşir? İşte oyun teorisi çerçevesinde işbirliği ile rekabet, evrimsel uyum temelinde karşı karşıya gelirler. Bu makalemizde işleyeceğimiz konu da, fedakarlık ve işbirliği gibi "özgeci" davranışların, dişe diş yaşanan hayatta kalma mücadelesi dahilinde nasıl evrimleştiğidir.

Evrimsel ekologlar organizmalar arasındaki, kaynakları elde etmek için girdikleri etkileşimler sırasında açığa çıkan, karmaşık davranışsal ilişkileri anlamayı amaçlamaktadırlar. Bu etkileşimler genel olarak, düşmanca olmaktan tutun da işbirlikçi olmaya doğru bir çeşitlilik göstermekle beraber aynı zamanda, kötüye kullanmacılık (sömürücülük) ve özgecilik örnekleri de görülmektedir. Etkileşimler maliyetlidir: Çatışma ve işbirliğini kaynak elde etmenin aracı olarak gören her bir organizma için enerji bir yatırımdır. Enerji harcanmasına rağmen kaynak elde edilememişse, etkileşimden kaçınmanın ayrıca bir maliyeti olabilir. Organizmalar için kaynaklar fayda, enerji tüketimi ise bir maliyettir. Etkileşim sonrası elde edilen fayda ile nispi maliyetlerin karşılaştırılması ise organizma tarafından elde edilen net kazanç veya kaybı ifade eder, bu “değer getiri” olarak adlandırılır. Etkileşimin doğası gereği işbirliği ve rekabet gibi farklı etkileşim stratejileri farklı getirilere sahiptir. Evrimsel ekologlar bu stratejileri fenotipler olarak değerlendirirler. En başarılı organizmalar getirilerini ençoklaştırır (maksimize eder) ve onları yeniden üretme becerilerini geliştirir. Kısacası en iyi etkileşim stratejisini benimseyen organizma en yüksek uyum becerisine sahiptir. Etkileşim stratejisi uyum ile doğrudan bağlantılı olduğu sürece optimum strateji her zaman doğal seçilimin ayrıcalığı altında olacaktır. 

76
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close